-
GÜNÜN SÖZÜ
Şeyh Sadi :AŞKA UÇMA KANATLARIN YANAR
Mevlana :AŞKA UÇMADIKTAN SONRA KANATLAR NEYE YARAR
Yunus :AŞK VARDIKTAN SONRA KANADI KİM ARAR -
GÜNÜN SÖZÜ
AŞK;güzel birisinde aşkı aramak değil zamanın her hangi bir diliminde ansızın onda kendini bulmaktır. -
Yasin Hayal’di gerçek oldu...YILMAZ ÖZDİL
Ah efecim ah....
Olanları görmezden gelmek,hiç birşey olmamış gibi davranmak benim elimden gelmiyor...Kötü çok kötü şeyler oluyor..Haksızlık,adaletsizlik almış başını gidiyor.Kulaktan dolma değil,gözümüze gözümüze sokulan gerçekler var....
Yılmaz Özdil,esprili yazılarıyla olaylara parmak basan çok değerli bir gazeteci.Yalaka basının aksine gerçekleri büyük bir cesaretle gözler önüne seriyor...Tabiiki anlayana.(çizgi film kahramanlarını kullanması lâubalilikten değil,teşbih sanatını kullanmasından).
....................
Meslek liseleri meslek kazandırmak için kurulmuş liselerdir.Mademki meslek lisesidir İmam Hatiplerde imam olmak isteyen gençlerin okuması gerekmezmi?İmamlarada ihtiyacımız var.Amaa amaç belli.Dar gelirli ailelerin çocukları bu okullarda okutulur;çeşitli olanaklar sağlanır,sonradaa...Bunlar hepimizin bildiği gerçekler...
Neyse ya !Bana kalsa cevapda yazmayacaktım sana ama Hafize ısrar etti.Niyeyse? -
Yasin Hayal’di gerçek oldu...YILMAZ ÖZDİL
hepsi örgüt lideri üyesi yalandan tutuklandıda merak etmıyoda degılım kazılarda cıkan sılahlar patlayıcılar lavlar da yalan dıyelımde demesıne pekı toplu mezarlarda cıkan kemıklerı kım koydu.kımse koymadıda kım söledı burda toplu mezarlar var dıye leyleklermı söledı yoksaaaa.....o koymadı ben koymadım şu koymadı bu koymadı maymun hareketlerı gelıyo burda aklıma.ateş olmayan yerden duman çıkarmı.fizik kuralllarına aykırı degılmı...yazıya gelınce türkıye kaynarken ve böle durumlar varıken.. hadi haksız yere yatıyolar dıyelım dıyelımde Temel Reis
Kırmızı Başlıklı KızBugs BunnyGarfield gözaltına alındı.Cinderella da...bu cizgi fılm kalakterlerı ılemı yorum yapılır.bu ne cıddıyetsızlıktır.bu ne lavabalılık bu ne lakayıtlıktır madem karsı duruş sergılıyosun olayı tiii ye alarakmı cevap verılır.toplumda mutlak bır tarafı sececeksın dıye bır durum sözkonusu kendınızı taraf yaptıgınız surece objektif olamazsınız.gören göz duyan kulak bıle yanılır derler.bu ınsanları ne kadar tanıyosunuzki onların reklamını yapıyosunuz.maşa oldugunuzdan haberınız yoktur ınsallah...ben ne o haklı ne bu haklı yorumunu yapıyorum.sadece ızleyıcıyım.benı ılgılendıren en çok tarafı toplu mezarlar bulunması..ve hiçbir cınayet asla delılsız olmadıgını bılıyorum...ayrıca ımam hatıplı dıyerek dalga gecılmıs buna cok kızdım ıste.ımam hatıp okulu ötekı okullardan hiçbır farkı yok sadece bu okulda farkı arapça ve kuran dersı verılıyo.bunun neresı ona batıyokı böle kelımeler kullanıyo...ınsanın hem dınını en ınce ayrıntısına kadar ögrenıp hem de dıger okullar gıbı aynı derslerı gormesınde ne gıbı bır bozukluk olabılırkı...islamıyet bu tip insanlarla tarıh boyunca mucadele ettı.böle ınsanlar hiç eksılmez ınsallah yoksa biz cennete nasıl girecegız... mmıa keske hafıze kadar anlayabılsen......hafize kendıne ıyı bak senı özlemekten asla vacgecmedım..... -
GÜNÜN GEYİĞİ
Görüntü bir yere kadar...Tencereyle kapak her zaman pek o kadar uymuyor birbirine. Keşke uysa amaa karamanın koyunu sonra çıkar oyunu durumları sıkça yaşanıyor evliliklerde.Uyumlu çiftleri tenzih ederim tabii..
Paylaşımlarımı iyi bulduğunu biliyorum..
(Mütevzimi olmalıyım biraz daha acaba?
) Teşekkür ederim 
-
ŞİPŞAK
Bu denli derin anlamlı,güzel yazılara ;başarılı programlara imzasını atan Can Dündar ın nasıl olupda "Mustafa"gibi bir filmi yapmış olmasına hala şaşarım.( Neyse konu bu değilAlıntıpowerman16 adlı kullanıcıdan alıntı..........Onu çoktan unuttuğumu farkettim. Siluet ise hiç çıkmamıştı aklımdan.
Çünkü aşk, üst raftaki kitaplardan inmemişti henüz... ve ben, karşı camdaki siluetin o kıza ait olduğuna hiçbir zaman inanmamıştım.
Aslında marazi bir aşktı hayalim...
...o yüzden de bir hayal oldu ilk aşkım...
CAN DÜNDAR
Hoşuma gitti paylaşmak istedim..Bu arada günlükleriniz çok güzel
)
Hangi gerçeklik hayallerdeki güzelliğin yerini tutabilirki zaten....
Paylaşımınız için teşekkür ederim. Günlüklerim hakkındaki yorumunuza daha çok teşekkür ederim.
-
GÜNÜN GEYİĞİ
Tipsiz diyebileceğimiz bir adamın yanında süper bir hatun görünce böylesine bir güzeli adama yakıştıramayız,Halbuki tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş
)) Diyebilmeliyiz..<<alıntudur<<
Paylaşımların çok iyi
-
ŞİPŞAK
İlk aşkım bir siluetti... Çocuk sayılırdım. Aşk, üst raftaki kitaplarda bahsedilen duygunun adıydı henüz... Sinemada perdeden koltuklara doğru ışık ışık yayılan bir elektrikti... Arsız, mahcup ve cazip... alabildiğine melankolik, bir o kadar platonikti.
Böylesine uzak, öylesine yakınken aşk, bir gün o silueti gördüm.
Karşı blokun en üst katının küçük penceresinde, kaloriferin üzerine zarifçe tünemiş uzun saçlı bir kızdı.
Akşam oldu mu, odasının zayıf ışığını arkasına alır, yanağını pencereye dayar ve saatlerce kıpırdamadan öylece dururdu.
Yüzünü seçemezdim. Belli belirsiz bir karaltıydı uzaktan... Ama aklımda güzelliğe dair ne varsa o biçimli profiline sığdırmış bir karaltıydı. Bir gece yarısı karşı pencereye konuvermiş ve sonra da uzun geceler boyunca sadece müzikle paylaştığım yalnızlığıma ortak olmuştu.
Belalı sınav arifelerinin, kahredici yalnızlık gecelerinin, şehvetli ergenlik düşlerinin gönüllü başkadınıydı. O gece kütüphanemden çektiğim kitabın verdiği ilhama göre kâh müşfik bir anne eliydi, kâh vahşi bir dilber dudağı... Gönlümce şekil verebildiğim çamurdan bir tanrıçaydı adeta... öylesine itaatkardı...
Odamın ışığı sönmeden uykuya çekilmezdi. Yattığında, karşı pencerede gördüğü adamı düşündüğüne kalıbımı basardım.
Artık akşamları iple çekiyor, hava karardı mı siluetimle başbaşa kalabilmek için odama kapanıyor ve çalışma masama kurulup prensesimi bekliyordum.
Ona bağlanmıştım. Varlığı, yıldız yıldız odama, ruhuma akıyordu. Pencerede olmadığı geceler tuhaf bir yalnızlık duygusu eziyordu yüreğimi... Gelip yerini alıverince içim ürperiyor, yanaklarıma kan yürüyordu.
Onu ufkuma alıp, kulağımı müziğe vererek kaç gece geçirdim, bilmiyorum.
Bir siluete aşık olmuştum.
* * *
Sonra bir gün telefon çaldı.
Açtım... "Karşı penceredeki kız"dı.
Yıkıldım.
Bu ses onun olamazdı. O, bu ismi taşıyamazdı; böyle konuşamazdı. Düşlerimi süsleyen kadının cümleleri değildi bunlar...
Hayaller ne kadar kırılganmış meğer...
Kapatmak istedim, beceremedim.
Konuşma uzadıkça, aylardır uzun geceler boyunca binbir emekle yaptığım o muhteşem heykel, deprem yemişçesine çatırdamaya başladı. Ahizeyi kapatıp pencereye koşsam kurtarabilirdim sanki... Bunun kötü bir şaka olduğuna kendimi inandırabilirdim. Düşlerimden yonttuğum siluetimi, gerçekliğin çirkin kollarından çekip alabilirdim.
Olmadı.
Bir insanın başına gelebilecek en kötü şeyi yaşadığımı sanıyordum. Meğer daha beteri sıradaymış:
Tanıştık.
Ve söndü "geceyarılarıma doğan güneş"...
"Bayan hayalkırıklığı" ile bir ay birlikte olduk. O ay, ikimize de zehir oldu.
Onunla birlikte siluetimi de kaybettim.
Aşk, ete kemiğe bürününce, düşler küstü. Sona erdi, gecelerimin can şenliği...
* * *
"Telefondaki kız"ı uzun yıllar sonra bir otobüs durağında gördüm. Kucağında bebeği vardı. Uzaktan selamlaştık.
Onu çoktan unuttuğumu farkettim. Siluet ise hiç çıkmamıştı aklımdan.
Çünkü aşk, üst raftaki kitaplardan inmemişti henüz... ve ben, karşı camdaki siluetin o kıza ait olduğuna hiçbir zaman inanmamıştım.
Aslında marazi bir aşktı hayalim...
...o yüzden de bir hayal oldu ilk aşkım...
CAN DÜNDAR
Hoşuma gitti paylaşmak istedim..Bu arada günlükleriniz çok güzel -
GÜNÜN SÖZÜ
...................................özürlerinizin suıstımal edılmemesı dılegıyle............................




