Arama

İğne Yapraklılar (Pinales)

Güncelleme: 7 Aralık 2016 Gösterim: 16.650 Cevap: 2
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
2 Kasım 2008       Mesaj #1
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

İğneyapraklılar (Pinales)


Kozalaklılar olarak da bilinir, açıktohumluların, altı familya, 48 cins ve 500 kadar kozalaklı ve iğnemsi (ya da pulsu) yapraklı odunsu bitki türü içeren en önemli ve en büyük takımı. Kışın yapraklarını döken, boyu 30 cm’den kısa olan birkaçı dışında bu türlerin büyük bölümünü yaprakdökmeyen yüksek boylu ağaç ve çalılar oluşturur. Coniferales takımının içerdiği familyalar: Pinaceae (çamgiller), Taxodiaceae, Cupressaceae (servigiller), Podocarpaceae, Cephalotaxaceae ve Araucariaceae.
Sponsorlu Bağlantılar

Ad:  igne yapraklılar.jpg
Gösterim: 1474
Boyut:  52.1 KB
İğneyapraklılar Antarktika dışında, ılıman iklim kuşakları başta olmak üzere tüm dünyaya dağılmıştır.

Göknar (Abies), Calocedrus, yalancıservi (Chamaecyparis), servi (Cupressus), ardıç (.Juniperus), melez (Larix), çam (Pinus), duglasgöknarı (Pseudotsuga), mazı (Thuja) ve suga (Tsuga) türleri Eskidünya ve Yenidünya’da yaygın olarak yetişir; ayrıca, günümüzde yalnızca Avrasya ve Kuzey Afrika’da doğal olarak yetişen sedir (Cedrus), Kore’den Hindistan’a kadar uzanan kesimlerde bulunan yalancıporsuk (Cephalotaxus), Çin ve Japonya kökenli japonçamı (Cryptomeria), Tasmanya ve Avustralya’da bulunan Callitris ile Çin’de yetişen Metasequoia gibi sınırlı coğrafi dağılım gösteren cinslere de rastlanır. Avustralya ve Yeni Zelanda kökenli Podocarpus türleri buralardan Afrika, Doğu Asya, Güney Amerika, Meksika ve Antiller’e yayılmıştır.

Yeni Zelanda’da bulunan 8 cm yüksekliğindeki Dacrydium laxifolium iğneyapraklı- ların en küçük üyelerinden biridir. Buna karşılık ABD’de, California ve Oregon’da yetişen ortalama 90 m yüksekliğindeki sekoyalar (Sequoia sempervirens) dünyanın en yüksek ağaçlarıdır. Büyük payandalarla desteklenen bataklıkservisi (Taxodium distichum) ile bazı yalancıservi ve japonçamı türleri iğneyapraklıların en iri üyelerindendir. California ve Nevada’daki yaklaşık 5 bin yıllık olduğu sanılan higori çamları (.Pinus aristata) ise yaşayan en yaşlı ağaçlardır.

İğneyapraklılar yumuşak kereste elde edilen önemli kaynaklardır; başlıca inşaat ve yakacak maddesi olarak değerlendirilen odunlarından ayrıca kâğıt, selüloz ürünleri, kontrplak ve kaplama üretimi ile maden ocağı direği, çit kazığı, kutu ve sandık yapımında yararlanılır. Burgaçlardan reçine, uçucu yağ, terebentin ve katran gibi bazı yan ürünler de elde edilir.

Güney Yarıküre’de, sertodunlu ormanlara dağılmış olarak ya da ayrı topluluklar halinde bulunan iğneyapraklılardan kereste elde edilen başlıca ağaçlar kauri (Agathis australis) ve rimu (Dacrydium cupressinum) ile Podocarpus, arokarya (Araucaria), Austrocedrus ve Fitzroya türleridir.

İğneyapraklı ağaçlar şiddetli fırtınalardan, yangınlardan, böceklerden, mantarlardan ve ırmak yataklarının değiştirilmesi, aşırı kesim, hava kirliliği gibi insanların yol açtığı bazı çevresel etkenlerden büyük zarar görürler.

İğneyapraklılarda çiçektozları ve tohumtaslakları ayrı ayrı kozalaklarda gelişir. Bunlar bazı türler dışında genellikle aynı bitkiler üzerinde bulunur. Her kozalak bir eksen etrafında sarmal ya da çevrel olarak dizilmiş birçok kâğıtsı ya da sert puldan oluşur. Dişi kozalaklara göre daha küçük yapılı olan erkek kozalaklarda her pulun alt yüzeyinde iki ya da daha çok çiçektozu kesesi yer alır. Dişi kozalaklardaki tohum- taslakları ise dışa açık olarak kozalak pullarının yüzeyinde bulunur (tohumlarını kozalaklarda değil zeytinsi “meyveleri’ içinde taşıyan Podocarpaceae ve Cephalotaxaceae üyeleri dışında). Tohumtaslakları ilkbaharda rüzgârlarla erkek kozalaklardan gelen çiçektozlarıyla döllenir. Döllenmiş tohumlar olgunlaştıktan sonra dağılır; tohumları uzun yıllar kozalaklar içinde, ağaç üzerinde kalan bazı türler dışında iğneyapraklıların çoğunda tohum, döllenmenin olduğu yılın yaz mevsimi sonunda dağılır.

Sonbaharda toprağa düşerek kışı uykuda geçiren tohumların ilkbaharda ancak yüzde 20’si çimlenebilir. Çimlenmenin ardından oluşan fidelerin büyük bir bölümü de yazın karşılaştıkları aşırı sıcaklık ve kuraklık gibi çevresel nedenlerden ya da hayvan, böcek ve mantar saldırılarından zarar görür, ancak çok az bir bölümü yaşamayı başarır. İğneyapraklılarda fideler genellikle ağacın bütün hayatı boyunca kalıcı olan güçlü bir kazık- kök geliştirir, buna karşılık özellikle yaş topraklarda yetişen bazı türlerde yan kökler oluşur ve başlangıçtaki kazıkkök ölür. Hemen bütün iğneyapraklılar besin emici, dallanmış kısa kökler taşır.

Iğneyapraklıların çoğunun, iletim demetlerinin her iki yanı boyunca gözeneklerin dizildiği ince, uzun yaprakları vardır; yaprakların yüzeyi koruyucu mumsu bir katmanla (kütiküla) kaplıdır. İğneyapraklılardan pek çok üyenin, özellikle de çam, göknar ve ladinlerin yaprakları uzun ve serttir, buna karşılık servi ve sedir gibi bazı ağaçların daha küçük ve pulsu yaprakları vardır. Phyllocladus türlerinde yaprakların oluştuktan kısa bir süre sonra dökülmesi nedeniyle fotosentez görevini yassılaşmış ince dallar üstlenir. Podocarpus türlerinin büyük bir bölümü ile Cunninghamia, Cephalotaxus ve bazı Araucaria türlerinin yaprakları ise pul ve iğne arasında bir özellik taşır.

İlk kez Alt Karbonifer Dönemde (y. 345 milyon yıl önce) ortaya çıkan ve Mezozoyik (İkinci) Zamanda (y. 225-65 milyon yıl önce) çok hızlı bir evrimsel değişime uğrayan iğneyapraklıların yayılıştan 100 milyon yıl önce en yüksek düzeye ulaşmıştır.


MsXLabs.org & Ana Britannica


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 7 Aralık 2016 13:41
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
3 Kasım 2008       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

İĞNE YAPRAKLILAR

Ad:  iğneyapraklılar.jpg
Gösterim: 1250
Boyut:  16.6 KB

Yaprakları iğne biçi­minde olan ve kozalak tipi meyve veren bitkilere, bu özellikleri nedeniyle "iğneyapraklılar" ya da "kozalaklılar" denir. Açıktohumlulardan olan bu bitkilerin pek azı çalı, geri kalanları ağaçtır. Çam, köknar, ladin, melez, sedir, servi, ardıç ve mazı gibi yakından tanıdığımız ağaçlar ile suga ve kauri gibi daha az bilinen bazı türler iğneyapraklılar adıyla bir takımda toplanır. Ama bu takımdaki bitkileri tanımlayan iğnemsi yaprak ve kozalağımsı meyve gibi ortak özellikleri paylaşmayan türler de vardır. Ör­neğin servi ve mazı çamlarınki gibi gerçek değildir; üst üste binmjş küçük pulsu yaprak­lardan oluşur. Öte yanjpan kozalak tipi meyve veren bütün ağaçlar bu gruptan sayılmaz. Örneğin sikas denen ağaçlar ile kibritotları gibi bazı bitkilerin sporları kozalaksı yapıların içinde gelişir; kızılağaçların meyveleri de kü­çük odunsu kozalaklaı biçimindedir. Ama bu bitkilerin hiçbiri iğneyapraklılar takımından değildir. Üstelik iğneyftpraklıları tanımayı da­ha da güçleştiren bir pokta, gerçek iğneyapraklılardan bazılarının kozalak biçiminde mey­ve vermemesidir. Örneğin ardıç ağacında kozalak pulları etli ve Şişkin, renkleri morum­su mavi olan meyveler kozalaktan çok üzümsü meyveye benzer.
Sponsorlu Bağlantılar

Yaprakdökmeyen Ağaçlar
İğneyapraklıların bir bir başka ortak özelliği de, hemen hepsinin hiçbiri mevsimde tüm yaprak­larını dökerek çıplaki kalmamalarıdır. Ama bu yaprakların hiç dökülmediği anlamına gelmez. İğneyapraklılirın yaprakları da iki ya da üç yılda bir dökülür; ne var ki, yaprakdöken ağaçlarda olduğu gibi bütün yapraklar aynı anda yenilenmediği için iğneyapraklı ağaçların dalları hiçbi zaman çıplak kalmaz, hep yeşildir. Yalnız iğneyapraklılardan bazı­ları, örneğin melez ağjaçları bütün yaprakları­nı aynı anda döker. Sonbaharda sarımsı kızıl bir renk alan yapraklar kışa doğru dökülür ve ilkbaharda ağacın dallan yeniden yeşil yap­raklarla donanır.

Çiçeksiz Ağaçlar

Bütün açıktohumlularda olduğu gibi iğneyapraklılarda da kapalıtohumlu (çiçekli) bitkilerdekine benzeyen belirgin çiçekler yoktur. Bu yüzden bu ağaçlar çiçektozlarının bir ağaçtan öbürüne taşınarak tozlaşması için böceklere bağımlı değildir. Erkek kozalakların ürettiği çiçektozları rüzgârla havaya savrularak aynı türden bir başka ağacın dişi kozalaklarına ulaşır. Çiçektozu dişi kozalağın içindeki yu­murta hücrelerini döller; böylece bu döllen­miş hücrelerden içinde "bitki taslağı"nı taşı­yan tohumlar oluşur. Bu tohum toprağa düşer düşmez çimlenerek türün yeni bir bireyini üretmek üzere büyümeye başlar.

Tohumlar olgunlaşınca kozalağın örtülü pullan açılır ve tohumlar toprağa düşer. Rüzgârla uçuşarak ana bitkinin dibinden uzaklara erişebilmesi için bu tohumların ge­nellikle zar gibi incecik kanatları vardır.
Çiçektozunun rüzgârla dağılmasını kolay­laştıran en uygun zaman yağışsız günler oldu­ğundan, iğneyapraklı ağaçların çoğunda koza­laklar yalnızca kuru havada açılır, havanın nemi arttığı zaman yeniden kapanır. Kapını­zın önüne olgun, ama kurumamış bir çam kozalağı asarak bunu deneyebilirsiniz. Koza­lağın pulları kuru havada açılıp yağmur yağ­madan hemen önce kapanarak bir barometre görevi yapacaktır.

Reçine

İğneyapraklı ağaçların yaprakları değişik bi­çimlerde olur. Ladin türlerinin yaprakları kısa, sert ve sivri uçludur. Akköknarın yap­rakları yassı ve derimsi, buna karşılık duglasköknarında çok yumuşak ve bükülgendir. Çamların yaprakları ise ince. uzun ve oldukça sert iğneler biçimindedir. İğneyapraklı ağaç­ların çoğunda, yapraklar ezildiği zaman kes­kin ve hoş bir koku yayılır. Bu kokunun kaynağı, bitkinin gövdesinde, dallarında, yapraklarında ve kozalaklarında oluşan yapış­kan bir maddedir. Reçine denen bu madde bitkinin zararlı böceklerden, mantar ve öbür asalaklardan korunmasını sağlar. Çünkü, ko­kusu bize hoş gelen reçinenin yapısında bu zararlıları öldürebilecek kadar güçlü zehirli maddeler vardır.

İğneyapraklı ağaçların gövdelerinde derin yaralar açıldığında bu yaralardan bol miktar­da reçine sızar. Çok eskiçağlarda bazı iğne­yapraklı ağaçlardan sızan reçinelerin kuruyup taşlaşmasıyla, kehribar denen sert, duru ve bal rengi kütleler oluşmuştur . Bu kehribar kütleleri mücevher ve süs eşyası yapımında kullanılacak kadar değerli­dir. Üstelik bu kütlelerin içinde çoğu zaman reçineye gömülerek olduğu gibi korunmuş böcek, örümcek gibi küçük hayvan fosilleri bulunduğu için, kehribarlar bu canlı türlerinin evrimini belirlemekte de bilim adamlarına çok yardımcı olur.

Boylu ve "Yumuşak Odunlu" Ağaçlar

Çağımızda varlığını sürdüren, hatta belki de günümüzde soyu tükenmiş olan bütün ağaçlar arasında en uzun boylu olanları iğneyapraklı ağaç türleridir. Bunlar arasında en başta geleni, 120 metre yüksekliğe erişebilen ve 1.000 yıl kadar yaşayabilen kıyı sekoyasıdır (Seguoia sempcrvirens).

İğneyapraklı ağaçlar öbür ağaçlardan çok daha hızlı büyüdüğü için önemli bir kereste kaynağıdır. Bu gruptaki ağaçların odunu, yaprakdöken ağaçlarınkinden daha hafif ol­duğu ve kolayca ezilebildiği için yumuşak odun olarak adlandırılır. Ama bu kural bütün iğneyapraklılar için geçerli değildir. "Yumu­şak odunlu" denen ağaçlar arasında örneğin katran çamının (Pinus rigida) kerestesi son derece sert ve ağırdır.

İğne yapraklılar (Pinales), bitkiler (Plantae) âleminin açık tohumlular (Pinophyta) bölümünde bulunan tek sınıf olan Pinopsida'ya dahil bir bitki takımıdır ve ardıç, çam, göknar, ladin, melez, porsuk, sekoya, sedir, servi gibi soyu sürmekte olan tüm kozalaklı bitkileri içerir.

* İğne yapraklılar, Pinopsida sınıfı içinde yer alan dört takımdan biridir ve iğne yapraklı bitkilerin soyunu sürdüren tüm üyelerini içerir. Pinopsida içinde yer alan ve soyu tükenmiş olan iğne yapraklı takımları ise şunlardır:
▪ Cordaitales
▪ Vojnovskyales
▪ Voltziales
* "Coniferales", bu takımın "Pinales" olarak adlandırılmasından önce kullanılmış ama artık geçersiz olan adıdır.
* İğne yapraklılar takımı familyalarından porsukgillerin (Taxaceae) üyelerinin de diğer Pinales üyeleri ile aynı kökten geldiği son kalıtsal çalışmalarla ortaya konana kadar, bu bitkiler "Taxales" olarak adlandırılan ayrı bir takımda sınıflandırılmıştır. Ancak, artık bunun geçerliliği kalmamıştır.

Genel özellikleri


* Dallanma genel olarak monopodial'dır.
* Çoğunun kısa ve uzun sürgünleri vardır.
* Sekonder yapılarında traheler olmayıp, odunları asıl olarak traheid'lerden oluşmaktadır.
* Bir çok örneklerinde yaprak, kabuk ve odunlarında reçine kanalı ya da bezeleri bulunur.
* Sürgünlere çoğunlukla sarmal, karşılıklı ve çevrel dizilen yapraklar iğne ya da pul yaprak şeklini almıştır. Bu yüzden iğne yapraklılar denilmektedir.
* Yapraklar kısa sürgünlerde bir çoğu bir arada; uzun sürgünlerde teker teker bulunmaktadır.
* Çiçekler bir evcikli ya da iki evciklidir.
* Erkek çiçekler çoğunlukla sürgün diplerinde ve pul yaprakların koltuğunda bulunurlar. Çok azı da sürgünlerin uçlarında terminal durumludur.
* Dişi kozalakların olgunlaşma süreleri çoğunlukla bir yıl; bazılarında 2-3 yıldır.
* Kozalak kimi taksonlarda kuru, kimi taksonlarda etli pullardan oluşmaktadır.
* Tohum birçok türünde kanatlıdır.
* Çenek sayıları 2-18 arasında değişmektedir.


MsxLabs & TemelBritannica & Vikipedi


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 7 Aralık 2016 13:28
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
7 Aralık 2016       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  iğne yapraklılar.jpg
Gösterim: 1207
Boyut:  74.3 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

23 Eylül 2018 / Ziyaretçi Tıp Bilimleri
27 Ocak 2017 / tranis Sağlıklı Yaşam
24 Kasım 2016 / Demir YumruK X-Sözlük
7 Temmuz 2012 / probLem girL Taslak Konular
6 Haziran 2009 / KisukE UraharA Rüya Tabirleri