Küresel Isınmanın İlk Kurbanı: Kanada NASA'ya göre Kanada, ekolojik değişimin en sıcak noktasında bulunuyor. Buna göre Kanada'da ekolojik değişim yaşanacak ve birçok bitki ve hayvan türü bundan olumsuz etkilenecek.
NASA'nın son çalışmasına göre, 2100 yılında Kanada'nın Alberta, Manitoba, Saskatchewan ve kuzey bölgeleri büyük bir ekolojik değişime uğrayacak. Bu alanların küresel ısınma nedeniyle en savunmasız sıcak noktalar olduğu belirtilen çalışmada, yaşanacak ekolojik değişimden birçok bitki ve hayvan türünün olumsuz etkileneceği vurgulandı.
Çalışma hakkında CBC televizyonuna konuşan NASA İklim Bilimcisi Duane Walliser, ekolojik değişimin anılan eyaletler ve bölgedeki otlaklar ve kuzey şeridine uzanan ormanları yok edeceğini savundu.
Tüm dünya genelinde de 10 bin yıl içinde eşi görülmemiş bir ısınma yaşanacağını, bazı bitki ve hayvan türlerinin yok olacağını ve birçok bölgenin çöl ve tundralar haline geleceğini kaydeden Walliser, "Fakat Batı Kanada en ağır darbeyi alan bölge olacak" dedi.
NASA'nın çalışmasına göre 10 bin yıl içinde dünyanın karasal yüzeyinin yüzde 37'sinde tek bir ekosistem ya da biyom hakim olacak. Dünya kara yüzeyinin yüzde 49'luk diğer bölgelerinde ise değişimin en hafifinden olan bitki türlerinin değişmesi yaşanacak.
NASA daha önce de "BM İklim Değişikliği Paneli"ne, bu yüzyılda sıcaklıkların 2 ila 4 derece artacağına ilişkin bir rapor sunmuştu.
Kaynak:CNN (13 Ocak 2012,09:53)
Mini Buzul Çağı Dünya gündeminin değişmez maddelerinden biri olan küresel ısınma, bir grup İngiliz bilim insanına göre bitti.
İngiliz Meteoroloji Dairesi’yle prestijli iklim araştırma çalışmalarıyla tanınan East Anglia Üniversitesi’nin, sonuçlarını geçtiğimiz hafta yayımladığı ortak araştırmaya göre, küresel ısınmanın yerini artık, ‘mini buzul çağı’ alıyor.Soğuk hava dalgasının adı Almanya ve Doğu Avrupa’da Cooper diye anılıyor.
30 bin ayrı meteoroloji ölçüm istasyonundan gelen verilere dayanarak gerçekleştirilen çalışmada, dünyada hava sıcaklıklarının yükselmesinin, 1997 yılında durduğu bulgusuna ulaşıldı. Dahası, önümüzdeki 15 yılın, Güneş faaliyeti nedeniyle daha da soğuk geçmesi bekleniyor.
‘25. Döngü’ denilen bu süreçte sıcaklıklar 2022’de dibe vuracak. Öyle ki, 1790 ile 1830 yılları arasında Avrupa Kıtası’nda ortalama sıcaklıkları 2 dereceye kadar düşüren soğuklara ulaşılması, hatta bunun da ötesine geçilmesi, olası senaryolar arasında sayılıyor.
Türkiye gibi Avrupa’nın doğusunu da etkisini altına alan dondurucu soğuklar can almaya devam ediyor. Yer yer sıfırın altında 20 dereceye kadar düşen sıcaklıklar nedeniyle yalnızca Ukrayna’da, geçtiğimiz hafta 3 gün içinde 18 kişinin donarak öldüğü açıklandı.
Ülkede yaklaşık 500 kişi, vücut ısıları düştüğü ya da soğuk yanığına maruz kaldığı gerekçesiyle tedavi altına alındı.
Sıcaklıkların -26’ya kadar gerilediği Polonya’da ise çoğu evsiz ya da yaşlı en az 10 kişi öldü. Soğuk hava koşulları nedeniyle Sırbistan’da 3 kişi öldü, 2 kişi kayıp. Bulgaristan’da 5 kişi donarak can verdi, şiddetli rüzgârlar nedeniyle Varna Limanı kapatıldı.
Kaynak:Gençbilim/Hürriyet(31 Ocak 2012,23:43)
Tarihi Deneyde Esrarengiz Gelişme
Antarktika’nın derinliklerinde on milyonlarca yıl önce donan Vostok Nehri'ni arayan Rus araştırmacılardan oluşan ekip, esrarengiz bir şekilde kayboldu. Rus bilim insanlarından tam beş gündür haber alınamıyor.
Rusya’nın Arktik ve Antarktik Araştırma Enstitüsü’ne (AARI) bağlı Rus araştırmacılar, buzul kıtanın 4 bin metre derinliğinde bulunan donmuş Vostok Nehri’ne ulaşmak için haftalardır sondaj çalışması yapıyordu.
Fox News’a konuşan Montana State Üniversitesi’nden Dr. John Priscu, “Beş günden bu yana Rus meslektaşlarımızdan tek kelime haber almadık” dedi.
Priscu, 20 milyon yıldan bu yana havayla temas etmeyen nehre ulaşmayı amaçlayan Rus araştırmacılarla tüm temaslarının koptuğunu söylerken, kış sezonunun başlayacak olmasıyla hava şartlarının daha da kötüleşeceğine dikkat çekti.
ABD’li araştırmacı, “Sıcaklıklar bir hafta içinde -40 santigratın altına düşecek... Vostok İstasyonu’ndaki durum ne haldedir düşünemiyorum” dedi.
Daha Kötü Bir Zamanlama Olamazdı
Rus ekibi, bir yıl önce Vostok Nehri’ne ulaşmayı neredeyse başarmış, ancak kışın başlamasıyla çalışmaları başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Aynı ekibin, bu sefer nehre ulaşmasına sadece 12 metre kalmıştı.
Priscu, kışın gelmesiyle ileriki haftalarda sıcaklığın beklenenden iki katı kadar azalabileceğini vurguladı. Öyle ki, Vostok İstasyonu’nda bugüne kadar ölçülen en düşük sıcaklık -89.4 santigrat olarak kaydedilmişti.
Rus araştırmacılar, nehrin sularına erişmeyi başaramadıkları takdirde, nehrin sularını yüzeye çekerek araştırmalarına devam etmeyi planlıyordu.
Dünyanın Gözü Onların Üzerinde
Bilim dünyası, Rus ekibin bu hafta sonunda Vostok’un sularına ulaşmasını bekliyordu. İngiltere Antarktik Araştırmaları’ndan Alan Rodger, “Ne bulacaklarını büyük bir merakla bekliyoruz. Bu nehir en az 15 milyon yıldır buzulların derinliklerinde yatıyor. Bu kadar uzun süre nasıl kendisini muhafaza ettiğine ve neler sakladığına dair birçok sorumuz var” dedi.
14 Yıldır Sondaj Yapılıyor
Buzul tabakanın 4 kilometre altındaki Vostok Nehri, özellikle oksijen içeriği bakımından çok zengin. 200 gölün bir araya gelerek oluşturduğu nehrin, element içeriği açısından taze suya oranla en az 50 kat daha zengin olduğu tahmin ediliyor.
NASA, Vostok Nehri’ndeki koşulların Jüpiter’in uydusu Europa ve ve Satürn’ün uydusu Enceladus’a benzediğini belirtirken, nehre ulaşılması halinde Dünya dışında oluşan yaşam koşulları hakkında bilgi edinebilmeyi umuyor.
Vostok Nehri’ne ulaşmak için 1998 yılında başlayan sondaj, bu yılın başına kadar 3,600 metre ilerledi. Priscu, “Buz, kaya gibi sabit değil. Bu yüzden sondaj yapılırken açılan deliğin kapanmaması için sondaj esnasında kerozen kullanılıyor” dedi. Şu ana kadar 65 ton kerozen kullanıldığını belirten Priscu, zehirli maddenin nehri kirletmesinden endişelendiğini söyledi. Ancak herkesin sorduğu ilk soru, Rus araştırmacıların başına ne geldiği.
Kaynak:Gençbilim/NTV(03 Şubat 2012,21:31)