Arama

Denizlerde Hareket

Güncelleme: 22 Haziran 2008 Gösterim: 13.571 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Aralık 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Denizlerde Hareket

Sponsorlu Bağlantılar
Dalga
Rüzgarların etkisi ile deniz veya göl yüzeylerinde oluşan salınım hareketlerine dalga adı verilir. Dalgaların boyu ve şiddeti rüzgarın hızına bağlı olarak değişir. Rüzgarın şiddeti arttıkça dalgaların boyları ve dalgaların aşındırma gücü artar. Rüzgarlar dışında denizlerde meydana gelen volkanizma ve deprem olayları da dalga oluşumuna neden olur. Bu dalgalara tsunami dalgaları adı verilir. Bu dalgaların boyları depremin şiddetine bağlı olarak değişir, kimi zaman çok yüksek boylu olan bu dalgalar bir çok kişinin hayatına mal olur.
Dalgalar dik ve yüksek kıyılarda aşındırma, alçak ve basık kıyılarda ise biriktirme yapmaktadır. Örneğin Karadeniz ve kıyılarında aşındırma şekilleri Ege kıyılarında ise biriktirme şekilleri daha yaygındır.

Dalgaların Aşındırma Şekillleri
Falez (Yalıyar)
Kıyının dik ve yüksek olduğu yerlerde dalgaların yamacın altını oyması ve üst kısmın çökmesi sonucunda oluşmaktadır. Aşındırma sonucunda içeriye doğru genişleyen oyuğun üst kısmında onu destekleyecek bir yer kalmaz ve ağırlığının etkisi ile çöker. Türkiye'de Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında, özellikle Doğu ve Batı Karadeniz ile Antalya kıyılarında ayrıca Tekirdağ -İstanbul arasında yalıyarların en güzel örneklerine rastlanmaktadır.

Dalgaların Biriktirme Şekilleri
Kumsal (Plaj)
Dalgaların aşındırarak taşıdığı malzemeleri sığ kıyılarda biriktirmesiyle oluşan kum depolarıdır. Dalgalar deniz tabanlarından sürükledikleri kumulları deniz ile karanın birleşim çizgisinde biriktirmesi ile plajlar meydana gelmektedir.

Dalga ve Akıntıların Biriktirme Şekilleri
Kıyı Oku (Kıyı Kordonu)
Dalga ve akıntıların , kıyı boyunca sürükledikleri kumulları kıyıdan denize doğru biriktirmeleri ile oluşur. Kıyı kordonlarına Köyceğiz yakınlarında Dalyan kordonları, Çukurova deltasında bulunan kıyı kordonları örnek olarak gösterilebilir.
Lagün (Deniz Kulağı)
Dalga ve akıntıların birlikte oluşturduğu kıyı oklarının bir koy veya körfezin önünü kapatması sonucunda oluşan göllerdir. Bu göllerin bir çok yerde deniz ile bağlantısı kesilir. Bu göllere örnek olarak; Marmara denizinde yer alan Küçük ve Büyük Çekmece gölü ile Terkos gölü verilebilir.
Tombolo (Saplı Ada)
Kıyının açıklarında bulunan bir adanın kıyı okları ile karaya bağlanmasına tombolo adı verilir. Türkiye'den verilebilecek en güzel örnek Marmara Denizinin güneyinde yer alan Kapıdağ Yarımadasıdır.

Gel - Git (Med - Cezir) Hareketi
Ay'ın ve Güneş'in Dünya üzerindeki çekim etkisi ile su kütlelerinin belirli periyodlarla kabarma ve çekilmelerine gelgit denir.Gelgit okyanus kıyılarında kenar denizlere ve iç denizlere göre daha fazladır. Ülkemiz iç denizlerle çevrili olduğu için gelgitin etkisi yok denecek kadar azdır. Gelgit özellikle yeniay ve dolunay dönemleri ile ekinoks tarihlerinde daha belirgindir. Güneş günü ile ay günü arasındaki 50 dakikalık zaman farkından dolayı her gün bir önceki güne göre 50 dk geç olmaktadır. Gelgitin etkili olduğu kıyılarda haliç adı verilen yer şekli oluşmaktadır. Bu kıyılarda akarsu birikim şekillerinden olan delta kesinlikle oluşmaz.

Akıntılar
Deniz yüzeyindeki suların, bulundukları yerlerden daha uzak alanlara taşınması ile akıntılar oluşmaktadır.
Akıntılara neden olan belli başlı nedenler şunlardır:
1. Sürekli Rüzgarlar: Alize, Batı ve Kutup rüzgarları yıl boyunca estikleri yönlerde okyanus sularının taşınmasına neden olmaktadır. Okyanus akıntıları ilk doğdukları bölgenin sıcaklık durumuna göre sıcak veya soğuk akıntı olarak adlandırılmaktadır.
Sıcak Su akıntıları: Alçak enlemlerden yüksek enlemlere doğru olan akıntılar etkili oldukları kıyılarda sıcaklığın artmasına neden olmaktadır. Örnek; Golf Stream, Kuroşiva, Brezilya, Mozambik akıntıları.
Soğuk Su akıntıları: Yüksek enlemlerden alçak enlemlere doğru olan akıntılar etkili oldukları kıyılarda sıcaklığın düşmesine neden olmaktadır. Örnek; Labrador, Kanarya, Kaliforniya, Oyaşivo, Peru, Benguala, Atlantik akıntıları.
2. Gelgit: Gelgit hareketinin etkisi alçalıp yükselen sular akıntılara neden olmaktadır. Batı Avrupa'da Hollanda ve Almanya'da görülmektedir.
3. Yoğunluk Farkı: Sıcaklıkları ve tuzluluk oranları farklı olan iki denizin birleştiği boğazlarda görülen akıntılardır. Sıcak ve tuzluluk oranı yüksek olan denizden diğer tarafa doğru alt akıntı, tersi yönde ise üst akıntı görülmektedir. Türkiye'de Akdeniz'den Ege - Marmara ve Karadenize doğru bu şekilde bir alt akıntı görülmektedir.
4. Seviye Farkı: Boğazlarla birbirine bağlanan denizler arasında beslenme kaynaklarının farklılığı nedeniyle iki deniz arasında bir seviye farkı vardır. Seviyesi fazla olan denizden az olan denize doğru bir üst akıntı görülmektedir. Türkiye'de Karadeniz'den diğer denizlere doğru bir üst akıntı vardır.
5. Dalgalar: Kıyıya doğru gelerek kıyıda çatlayan dalgalar kıyıda suların dibe doğru dalmasına ya da kıyı boyunca akıntıya geçmesine neden olur. Kıyıların şekillenmesinde kıyı akıntılarının etkisi oldukça fazladır.

Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
1 Haziran 2008       Mesaj #2
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Denizde Dalgaların Paralelligi

Sponsorlu Bağlantılar
Deniz kıyısında oturduğunuzda, karşıdan gelen rüzgarın açısı, dalgaların yönleri, deniz kıyısının şekli ne olursa olsun, dalgaların hep kıyıya paralel gelip çarptıklarını görürsünüz.

Denizdeki dalgaları rüzgar oluşturur. Deniz yüzeyine çarpan rüzgar suyun hareketlenmesini sağlar. Ancak dalgaların sahile arka arkaya paralel bir şekilde gelip çarpmalarının sebebi rüzgar değildir.

Açık denizde dalgalar, bizim sahilden seyrettiklerimiz gibi düzgün değillerdir. Rüzgar bir yönden ve düzgün şekilde esmez. Hava şartlarıyla birlikte karışık yönlerden su yüzeyine çarpan hava düzensiz dalgalar oluşturur.

Bu düzensiz dalgalar sahile değişik açılarla yaklaşırlar. Sahile yaklaşan dalga, sanki bunu hissetmiş gibi, kırılıp köpürmeden önce aniden yönünü değiştirir ve sahile düzgün paralel çizgiler halinde vurur.

Denizdeki dalgalar bize sadece su üstünde oluşuyorlarmış gibi görünürler. Halbuki dalga hareket ederken, su altında bir miktar su kütlesi de dalga ile beraber hareket eder. Sualtı belgesellerinde de görüldüğü gibi su altında yüzeye yakın balıklar dalganın hareket etkisinde kalırlar, suyun altında dalgayla beraber salınıp dururlar. Suyun üstündeki ve altındaki su kütleleri hep beraber, bir mani olmadığı sürece, rüzgar ittikçe hareket ederler.

Kıyıya, sığ yerlere yaklaştıkça, dalganın suyun altında kalan kısmı dibe sürtmeye başlar. Dibe değen bu kısmın hızı azalır. Örneğin, sağa doğru bir açıyla kıyıya gelen dalganın Önce sol tarafı kıyıya ulaşır ve deniz dibi tarafından frenlenir.

Bisikletle giderken sol ayak yere değdirildiğinde nasıl bisiklet yavaşlar ve sola dönerse dalga boyunca da aynı şey olur. Dalganın diğer kısımları da aynı derinliğe ulaşıp dibe değdikçe dalga tamamen yüzünü sola yani kıyıya doğru döndürür. Bu hareket bütün dalga boyunca ve sonra da arkadan gelen dalgalarda devam eder durur.

Kıyıya iyice yaklaşan dalgada alttaki kısım artık hareket edemez. Üstteki kısım çelme takılmış bir insan gibi kapaklanır ve köpükler oluşur. İşte bu nedenle 'U' şeklindeki bir koyda bile dalgalar her yönde sahile paralel olarak gelip vururlar.

Alıntıdır..

arrjin - avatarı
arrjin
Ziyaretçi
22 Haziran 2008       Mesaj #3
arrjin - avatarı
Ziyaretçi
TSUNAMİ FELAKETİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Güney Asya’da 26 Aralık 2004'te meydana gelen son 40 yılın en büyüğü, 1900 yılından bu yana en büyük beşinci olan 9 büyüklüğündeki deprem ve ardından meydana gelen tsunami, 220 binin üzerinde kişinin ölümüyle sonuçlanan bir felakete sebep oldu. Yeraltındaki büyük levhaların hareketi sonucu oluşan 1000 kilometrekarelik kırılmalar ve kıtaların yer değiştirmesinin yarattığı büyük enerji, okyanuslarda meydana gelen çok büyük enerjiyle birleşip tsunamileri neden oldu. Tsunamiler, Güney Asya ülkelerinden Endonezya, Sri Lanka, Hindistan, Malezya, Tayland, Bangladeş, Myanmar, Maldiv Adaları ve Seyşel Adaları’nı hatta 5 bin km uzaklıktaki bir Afrika ülkesi olan Somali sahillerini bile vurdu.
Japoncada liman dalgası anlamına gelen “tsunami” sözcüğü, dünya dillerine, 15 Haziran 1896'da Japonya'da yaşanan ve 21000 kişinin hayatını kaybettiği Büyük Meiji Tsunamisi'nden sonra girmiştir.
Tsunamiyi anlayabilmek için öncelikle, tsunamiyi rüzgarın oluşturduğu dalgalardan ve gel-gitlerden ayırabilmek çok önemlidir. Okyanus yüzeyinden esen rüzgarlar nispeten küçük dalgaları kabartarak, denizin üst tabakasıyla sınırlı bir akıntı oluştururlar. Örneğin; tüple dalan dalgıçlar durgun suya ulaşabilecekleri kadar derinliğe rahatça inebilirler. Şiddetli fırtınaların da 30 metre ve üzeri dalgaları olabilir, ama bunlar da derin suları harekete geçirmezler. Ayrıca normal rüzgar dalgasının hızı yaklaşık 20 km/saat kadarken, tsunami dalgasının özelliği yaklaşık 750-800 km/saat hız yapmasıdır. Gel-gitler ise gün boyunca yeryüzünü iki defa süpürüp geçer, -tıpkı tsunamiler gibi- deniz dibine ulaşacak akıntılar üretebilirler. Ama hakiki gel-git dalgalarından farklı olarak, tsunami dalgalarının kaynağı Ay ve Güneş'in çekim kuvveti değildir.
Tsunami, okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem, volkanik patlamalar ve bunlara bağlı taban çökmesi, su altındaki plakaların kaymaları gibi tektonik olaylar veya meteor etkisi sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan uzun periyotlu deniz dalgasını temsil eder. Okyanus tabanı hızla yer değiştirdiğinde üstündeki bütün su kütlesi bundan etkilenir. Tabanda olanlar üstteki su yüzeyine yansır ve 5000-6000 m. derinliğe kadar olan su kütlesinin tamamı dalga hareketine katılır. Birbirini izleyen kabarma ve çökme 10.000 km2 kadar alanı kaplayabilir.
Açık Denizlerdeki Tsunamiler Etkisizdir
Açık okyanusta, tsunami çoğu kişinin düşündüğü gibi büyük bir su duvarı değildir; yüksekliği çoğunlukla 1 m'den azdır, dalga uzunluğu ise 1000 km.’ye yakındır. Buradan anlaşıldığı gibi, dalga yüzeyi hafif eğimlidir, (1 km başına 1 cm). Bu dalgalar, derin ve açık okyanus bölgelerinde, saatte 500 ile 800 km arasında değişen büyük bir hızla gitmesine rağmen fark edilmez, normal yüzey dalgalarınca maskelenir. Dalganın hızını daha iyi anlamak için Boing 747 uçağı ile yarışabilecek hızda olduğunu söyleyebiliriz. Açıklardan geçmekte olan bir tsunami, herhangi bir gemi tarafından farkedilmeyecektir bile.
Kıyıya 100.000 Ton Su Bırakan Tsunamiler
Çalışmalar tsunaminin tek bir dalgadan ziyade, havuza atılan taş misali merkezleri bir olan dalga serilerinden ibaret olduğunu göstermiştir. Birbirini takip eden iki dalga arasındaki uzaklık 500-650 km uzunluğunda olabilir. Böylece tsunami birkaç saat içinde okyanusu geçebilir. Tsunaminin büyük enerjisi ancak sahile yaklaştığında ortaya çıkar. Kalın su kolonunda dağılan enerji, gittikçe kısalan kolonda yoğunlaşmış olur ve yüzeydeki dalga yüksekliğinde hızlı bir artış görülür. Okyanus açıklarında 60 cm’den az yükseklikteki dalgalar, daha sığ sulara yaklaştıkça hızlarını kaybeder, dalgalar arası mesafe kısalır ve dalgalar üst üste binen dalgalar bir su duvarı oluşturarak tsunamiyi yaratır. Çoğu kez 15 m, nadir durumlarda ise 30 m’yi aşan bu devasa dalgalar, hızla vurdukları kumsala karşı çok büyük bir güç kullanırlar, ciddi zarar verirler ve çok fazla hayat kaybına neden olurlar.
Tsunami, kıyı şeridi boyunca her bir metre için, hayal etmesi zor olan yıkıcı bir güçle 100.000 tondan fazla su bırakır. (1993 yılının Temmuz ayında Japonya’da gerçekleşen ve tarihte en büyük bilinen tsunami, deniz seviyesinden 30 m yükseklikteydi.) Çoğunlukla tsunaminin yaklaştığının ilk işareti büyük bir su duvarı değil, denizin ani olarak çekilmesidir.
Tarihteki Büyük Tsunamiler
Depremle oluşan dev deniz dalgalarının tarih boyunca kaydedilmiş en büyükleri şöyle sıralanıyor:
Japonların ''tsunami'', Çinlilerin ''hungtao'' dediği dev deprem dalgasının bilinen en eskisi MS 21 Temmuz 365'te doğu Akdeniz'de meydana gelen, Mısır'ın İskenderiye kentinde binlerce insanı öldüren deniz depremi dalgasıdır.
1 Kasım 1775'te Portekiz'in başkenti Büyük Lizbon Depremi ile yıkıldı. Atlas Okyanusu dalgası Portekiz, İspanya ve Fas kıyılarını 6 metre yüksekliğinde süpürdü.
27 Ağustos 1883: Endonezya-Krakatao Yanardağı patladı, Java ile Sumatra kıyılarını süpüren tsunami, 36 bin insanı öldürdü. Yanardağın patlaması o denli şiddetliydi ki dünya gök kubbeleri uzun geceler kızıl lav külleriyle ışıldadı.
15 Haziran 1896: ''Sankriku Tsunamisi'' Japonya'yı vurdu. Dini bayram için toplanan kitlenin üzerine 23 metre yüksekliğinde çöken dev tsunami 26 bin insanı öldürdü..
17 Aralık 1896: ABD'de California-Santa Barbara Deniz Seddi'ni tsunami yıktı; ana cadde dalga altında kaldı.
31 Ocak 1906: Büyük Okyanus'un deprem dalgası, Kolombiya'da Tumaco kentinin bir kısmını, Ekvador-Rioverde ile Kolombiya-Mikay arasında kıyıdaki tüm evleri yıktı; 1500 ölü.
1 Nisan 1946: Alaska Kuzey Burnu Deniz Feneri'ni 5 kişilik personeliyle yutan tsunami, Hilo-Hawaii'ye yürüyerek 159 insanı öldürdü.
22 Mayıs 1960: 11 metre yüksekliğindeki tsunami, Şili'de 1000, Hawaii'de 61 can aldı. Öyle ki dev dalga Pasifik'in öte yakalarına yürüyerek Filipinler ve Japonya-Okinava Adası'nı sarstı.
28 Mart 1964: ABD-Alaska'da ''Paskalya Hayırlı Cuma'' tsunamisi: Üç köy haritadan silindi; 107 ölü ve Oregon ve California'da da 15 ölü.
16 Ağustos 1976: Pasifik tsunamisi Filipinler Moro Körfezi'nde 5 bin can aldı.
17 Temmuz 1998: Papua-Yeni Gine'nin kuzeyinde oluşan yer sarsıntısı dalgası 2313 insanı öldürdü, 7 köy yok olurken, binlerce insan evsiz kaldı.
26 Aralık 2004: Güneydoğu Asya'yı 6 ülkede vuran 8.9 büyüklüğündeki deprem ve dev dalgası, 156 binden fazla insanı öldürdü.

Benzer Konular

24 Nisan 2016 / ThinkerBeLL Tıp Bilimleri
20 Haziran 2012 / ThinkerBeLL X-Sözlük
25 Ocak 2012 / Misafir Soru-Cevap
24 Ocak 2007 / virtuecat Taslak Konular
18 Ocak 2016 / havva_ Cevaplanmış