Tevrat
Allah'tan gelen dört büyük kitaptan ilki. İbranice Tura kelimesinin Arapçalaşmış biçimi olan Tevrat kanun, ittifak, birlik, anlaşma, sözleşme, adlaşma gibi anlamları dile getirir. İslâm geleneğinde Hz. Musa'ya nazil olan kitabı belirtir. Yahudi geleneğinde ise, bugün Ahd-i Atik (Eski Ahit) denilen kitaplar toplamının adıdır.
Tevrat Arapça :تور İbranice : תורה Tora (yada Humaş) Yahudiler'in kutsal kabul ettiği kitabın Türkçe ve Arapça'daki adı. Tevrat orijinal olarak İbranice yazılmıştir ve bu dildeki karşılığı Tora'dır. Beş kitaptan oluşur, bu yüzden de bazen Yunanca ismiyle Pentateuch (Penta-beş, teuch-tamamlanmış kitap, beş kitap anlamında) da denir. İbranice'de ise yine beş sayısının karşılığı Hameş'den türeme Humaş kelimesi kullanılır.
Bu 5 kitabın Türkçe adları sırasıyla Tekvin (Yaratılış), Çıkış , Levililer, Sayılar ve Tesniye (Yasanın Tekrarı)'dir. Yabancı dillerde bu kitaplar Latince isimleriyle anılırlar, bunlar Genesis, Exodus, Leviticus, Numerii ve Deutronomy'dirler. Yahudiler genelde her kitabin ilk cümlesinden bir kelimeyi kitap ismi olarak kullanırlar ki, bunlar da Bereşit (Başlangıçta), Şemot (İsimler) , Vayikra (Ve çağırdı), Bamidbar (Çölde) ve Devarim (Sözler)'dir.
Tevrat, Yahudilerin dini kurallarının kökeni ve temelidir. Tevrat bazen Türkçe'de Hristiyanlarca Eski Antlaşma diye bilinen 24 kitabın tümünü (Eski Antlaşma, İbranice Tanah) belirtmek için de kullanılır. Hıristiyanlık, Tevrat ve Tanah'ın diğer kitaplarını kutsal kabul eder ama Tanrı'nın yeni bir ahid kurduğunu kabul ettiğinden içerdiği uygulamaya dayalı kuralları geçersiz ilan etmiştir. İslam dini de Tevrat'ı kutsal kabul eder ama şu anki şeklinin Musa paygambere tebliğ edilmiş versiyonunun değiştirilmiş hali olduğu görüşündedir.
Tevrat'ın son şeklini ne zaman aldığı kesin bilinmemektedir. Yahudi geleneğinde Tanrı tarafından Musa peygambere şahsen yazdırıldığına inanılmaktadır. Kur'an da bu görüşü destekler ve Allah tarafından Hz. Musa'ya indirilmiş bir kitap olarak kabul eder. Ancak modern bilimsel araştırmalar Tevrat'ı farklı gelenek ve hikayeleri içinde toplayan ve birkaç edisyondan geçmiş çok katmanlı ve kompleks bir eser olarak görürler. Bugüne ulaşmış eksiksiz haldeki Tevrat'lar M.S. 10 yy'dan kalma olmasına rağmen, Kumran çölü civarında tarihi M.Ö. 1 yy'a kadar uzanan Tevrat parçaları bulunmuştur. Muhtemelen küçük değişiklikler hariç son halini M.Ö. 6. yy ile M.Ö. 3. yy arası bir tarihte almıştır.
Tercümeler
Tevrat'ın ve tüm Eski Antlaşma'in en eski tercümesi eski Yunanca'ya muhtemelen M.Ö. 3. yy'da İskenderiye'de Yahudiler tarafından gerçekleşmiştir. Bu tercüme adını tercüman sayısından alır ve Septuagint (70) denir. M.S. 5. yy'da Aziz Jerome tarafından gerçekleştirilen Eski Antlaşma'nın Vulgata adlı Latince tercümesine dek Hıristiyanlığın ilk yüzyıllarındaki temel eserdir.
İslami yaklaşımla Tevrat
Allah'tan gelen dört büyük kitaptan ilki. İbranice Tura kelimesinin Arapçalaşmış biçimi olan Tevrat kanun, ittifak, birlik, anlaşma, sözleşme, adlaşma gibi anlamları dile getirir. İslâm geleneğinde Hz. Musa'ya nazil olan kitabı belirtir. Yahudi geleneğinde ise, bugün Ahd-i Atik (Eski Ahit) denilen kitaplar toplamının adıdır.
Dinler tarihçileri 39 kitaptan meydana gelen Tevrat'ı genellikle üç bölüme ayırırlar: 1- Tevrat (Kanun Kitabı), 2- Nebiim (Nebiler Kitabı), 3-Ketubim (Yazılar Kitabı). 1. Bölüm, Hz. Musa'nın ilk beş kitabını ihtiva eder. İslâm âlimlerine göre de Cenab-ı Hak tarafından Hz. Musa'ya verilen asıl Tevrat budur. Bu ilk beş kitap (Fr. Pentateuque) Tekvin, Çıkış, Levlililer, Sayılar ve Tesniye'den meydana gelmektedir. 2. Bölüm, Nebiim 6. Kitap (Yeşu)'dan başlar, 22. Kitap (Neşidelerin Neşidesi)'ne kadar devam eder. 3. Bölüm, Ketubim 23. Kitap İşaya'dan başlar, 39. Kitap olan Malaki ile sona eder.
Yahudiliğe göre Tevrat'ın ilk beş kitabı kelimesi kelimesine Yahveğ ( Yehova) tarafından Hz. Musa (Moşe)'ya bildirilmiş Tanrı kelâmıdır. Beşinci kitaptan sonra gelen Yeşu da aynı kitaptan sayılmış ve böylece altı kitaplık bir deste meydana getirilmiştir. XVIII. yy. Fransız bilginlerinden Jean Astruc'a göre ilk beş kitaptan meydana gelen Tevrat'ın 1. Bölümü, birbirine karıştırılmayan iki ayrı anlatım tarzı ihtiva etmektedir. Bu iki ayrı anlatımdan birinde Tanrı'nın adı Elohim (Ruhlar), diğerinde ise Yehova (Varolan) diye geçmektedir. Diğer bir ifade ile bu iki metne Elohist ve Yahvist metin denilmektedir. Bu iki ayrı metinde birçok çelişkiler tesbit edilmiştir.
Tevrat'ın bütünü Tevkin'le başlar ve Malaki ile son bulur. Tekvin, "Baslangıçta Allah gökleri ve yeri yarattı" cümlesi ile başlamakta, Malaki de, "O da babaların yüreğini oğullara ve oğulların yüreğini babalarına döndürecektir, ta ki, gelip dünyayı lânetle vurmayayım" cümlesiyle sona ermektedir (Kitab-ı Mukaddes, Eski ve Yeni Ahit, İst., 1965). Halen de mevcut Kitab-ı Mukaddes külliyatının baş kısmında yer alan Tevrat'ın 39 kitabı şu sırayı takibetmektedir: 1- Tekvin, 2-Çıkış, 3- Levililer, 4- Sayılar, 5- Tesniye, 6- Yeşu, 7- Hâkimler, 8- Put, 9, Samuel, 10- II. Samuel, 11- I. Krallar, 12- II. Krallar, 13- I. Tarihler, 14- II. Tarihler, 15- Ezra, 16- Nehemya, 17- Ester, 18- Eyub, 19- Mezmurlar, 20- Süleyman'ın Meselleri, 21-Vaiz, 22- Neşidelerin Neşidesi, 23- İşaya, 24- Yeremya, 25- Yeremyanın Mersiyeleri, 26- Hezekiel, 27- Daniel, 28- Hoşea, 29- Yoel, 30- Amos, 31-Obadya, 32- Yunus, 33- Mika, 34-Nahum, 35- Habakkuk, 36- Tsefenya, 37- Hağgay, 38- Zekarya, 39-Malaki.
Klasik İslâm literatüründe genellikle İbranice, Yunanca ve Samirice olan üç meşhur nüshası bulunduğu kabul edilir. Yahudiler ve Protestanlar İbranice, Roma ve Doğu kiliseleri Yunanca, Samiriler de Samirice nüshayı diğerlerine tercih ederler.
Kur'an-ı Kerîm'in yedi ayrı suresinin 16 ayetinde (Âl-i İmrân, 3/48, 50, 65, 93; el-Maide, 5/43, 44, 46, 66, 68, 110: el-Âraf, 7/157; et-Tevbe, 9/111; el-Feth, 48/29; es-Saf, 61/6; el-Cum'a, 62/5) Tevrat kelimesi geçmektedir (M. Fuad Abdulbâki, el-Mu'cem, Kahire, 1964). Cenab-ı Hak, Tevrat ve İncil'in Kur'an-ı Kerim'den önce indirildiğini (Âl-i İmrân, 3/3), Hz. İsa'ya yazı, hikmet, Tevrat ve İncil'in öğretileceğini (Âl-i İmrân, 3/48), O'nu, Tevrat'ı tasdik edici olarak gönderdiğini (Âl-i İmran, 3/50; el-Mâide, 5/110; es-Saf, 61/6), Tevrat ve İncil'in Hz. İbrahim'den sonra indirildiğini (Âl-i İmran, 3/65), Tevrat'ta bir hidayet ve nur bulunduğunu (el-Maide, 5/44), Tevrat'ın bir tasdikçisi olarak İncil'in indirildiğini (el-Maide, 5/46), Tevrat, İncil, ve Kur'an'ın dosdoğru tutulması gerektiğini (el-Maide, 5/66, 68) beyan buyurmuştur (H. Basri Çantay, Kur'an-ı Hakîm, Meâl-i Kerim, İst. 1962, I-III)
Yukarıda anılan Tevrat'la ilgili ayetlerin açıklanmasında müfessirler, Ehl-i Kitabın, Tevrat sözü ile Hz. Musa'nın yazdığı söylenen Tevrat'ın ilk beş kitabını kastettiklerini, Hristiyanların ise Tevrat kelimesini Ahd-i Atik adı verilen kitapların hepsi için kullandıklarını, Hz. Musa kavminin Tevrat'ı muhafaza edemediklerini özellikle vurgulamışlardır (İbn Kesir, Tefsir, Beyrut, 1966, II, 3 vd.).
Tevrat, Türkiye'de bu orijinal adıyla bilindiği gibi, Ahd-i Atik adıyla da tanınır. Bütün dünyada yaygın olan Kitab-ı Mukaddes Şirketi'nce, Kitab-ı Mukaddes başlığı ile yayınlanan külliyat, Yahudilik ve Hristiyanlığın bütün kitaplarını bir arada sunmaktadır. Yahudiler Hz. Musa'ya Allah tarafından vahyedildiğini, ancak zamanla tahrife uğradığını açıklamıştır. Halen elde mevcut olan Tevrat'ta birçok tenakuzun tesbit edilmiş olması da bunun delilidir. Bu husus dinler tarihi açısından ayrıca önem arzetmektedir.
Her ne kadar Yahudilik tâlimlerinin bütününe Tevrat deniliyor ve bu terim Hz. Musa'ya atfedilen ilk beş kitabı ifade ediyorsa da; Tora, Yahudiliğin diğer kitap ve öğretilerini de içine almaktadır. Yahudiliğe göre Tevrat, 1. Yazılı, 2. Sözlü olmak üzere iki kısımda incelenebilir. 1- Yazılı olan kısım Tûr-i Sina'da (Har Sinay) Tanrı Yahve tarafından Hz. Musa (Moşe)'ya indirilen beş kitap ve eklerini ihtiva eder. 2- Sözlü olan kısım ise, yine Hz. Musa'yı atfedilen ve O'ndan nakledilenlerle, Tevrat'ı tamamlayan açıklamaları ihtiva eder. Günümüz Yahudileri Tevrat karşılığında Tanah terimini kullanmayı tercih etmektedirler. Takriben M. Ö. 1200- 1100 yılları arasında da tamamlanan ve İbranice yazılmış olan Tanah'ın içerisinde birkaç Aramca parça da bulunmaktadır.
Tevrat'ın eski İbranca yazması M.S. VIl, ve X. yy'da kaleme alınmış bir kaynaktır. Bu kaynağın M.Ö. I. yy'daki İbranca metinlere dayandığı dinler tarihçilerince ileri sürülmektedir. 1947'de Kumran Vadi'sinde, Lut Gölü'nün kuzey-batısında ve Yehu'nun 12 km. güneyinde bedevinin birinin mağarada bulduğu eski İbranca yazmalar, gerek umumi tarih, gerekdinler tarihi açısından oldukça önem taşımaktadır. Aynı çalışmaların devamı olan 1951-1958 yılları kazıları da yeni keşiflere ufuk açmıştır.
Yahudiler nazarında Tevrat Allah kelamıdır ve ibadetlerde önemli bir yer tutar. Yahudilerin havra ve sinagoglarında, mihrap denilen bir yerde, dolap içinde, sırmalı ve ipekli örtülere sarılmış yazma nüshalar muhafaza edilir. Tahrife uğramadan önce Süleyman Mâbedi (Beyt Ha-Mikdaş)'ndeki Mukaddes Sandık (Arona Kodeş)'da, Hz. Musa'nın getirdiği Tevrat levhalarının muhafaza edildiğine inanılmakta idi. İbadet için havra veya sinağoğa giden her yahudi, öncelikle Tevrat tomarının korunduğu sandık veya dolabı temmaşa eder, mümkünse ona elini sürer ve öper. Bu hareketler sembolik bir anlam taşır ve belli belirsiz bir şekilde yapılır. Havra veya sinağoğta Tevrat yere düşerse haham (rav) hemen onu alır. Bundan dolayı haham ve oradaki cemaat 30 gün oruç tutmak zorundadır; buna cumhur (cemaat) orucu denir.
Yahudi inancına göre nerede olursa olsun Tevrat okunurken başın mutlaka örtülmesi şarttır. Açık başla mabede girilmez, Tevrat da okunmaz. Ayrıca usulüne göre abdest almak ve temiz bulunmak lâzımdır. Tevrat askeri geçitlerde (Ha Tsaada) askerlerin koruması altında geçirilir. Tevrat'ın tamamı okunduktan sonra, tomar halindeki Tevrat bir tahta konularak sokağa çıkarılır, törenle dolaştırılır. Buna Tevrat Bayramı denir. Bu merasim bütün dünyada aynı şekilde yapılır. Omuzlarda ve kucakta Tevrat taşımak sevap sayılır. Gerek sivil, gerek askerlikte yemin Tevrat üzerine yapılır. Din bilgisi, tarih ve okuma kitaplarına Tevrat'tan seçilmiş metinler konulur. Tevrat hakkında tartışma ve eleştiriye kesinlikle izin verilmez. Okul çağındaki her öğrencinin bir Tevrat'ı vardır ve sınıflarda da ancak baş örtülü olmak şartıyla Tevrat okunabilir.
Tevrat' taki Çelişkiler
İsrail kaynakları; Tevrat'ı teşkil eden ilk beş kitabın Tanrı'nın Hz.Musa'ya Sina Dağı'nda verildiğini, onun eliyle kaleme alındığını kabul eder. Tanah'(Eski Antlaşma) ı oluşturan kitapların da Yahudi peygamberleri tarafından Tanrı'nın esinlenmesi ile yazıldığına inanırlar.
Tevrat'ın aslı; Babillerce Süleyman Tapınağı'nı yıkımı sırasında yok edildiğinden, bilge Yahudilerin sözlü aktarımı ile yeniden kaleme alınmıştı. Bu esnada bazı bozulmaların olacağı, orijinali ile ayni olmayacağı pek tabiidir. Araştırmacılar; Tora (Tevrat) ve Tanah (Eski Antlaşma)da birçok farklılıklar gösteriyorki; bu metinlerin tanrısal vahy olmadığı, Tanrı'nın sözlerini de içerdiği, fakat insan eliyle yazıldığını göstermektedir. Tanrı'nın sözlerinde çelişki olması mümkün müdür?
Tevrat'ta ki birçok çelişkiden birkaç örnek:
1) Tesniye 34/5,6: «RAB'bin sözüne göre, RAB'bin kulu Musa orada, Moab diyarında öldü ve Moab diyarında Beyt-peor karşısında derede onu gömdü.
Görüldüğü gibi Hz. Musa'nın bizzat yazmış olduğu kabul edilen Tevrat'ta, Hz.Musa'nın öldüğünün ve gömüldüğünün yazılması, kitaba başkalarının da karıştırdığının en büyük kanıtıdır.
2) Çıkış 34 / 7 : «...Hiçbir suçu cezasız bırakmam. Babaların işlediği suçun hesabını oğullarından, torunlarından, üçüncü, dördüncü nesilden sorarım.
Tesniye 24 / 16 : « Oğullar için babalar öldürülmeyecekler ve babalar için oğullar öldürülmeyecektir. Herkes kendi suçu için öldürülecektir.»
Birinci alıntıda işlenmiş bir suçun hesabı; işleyenin babasından çocuklarından ve gelecek nesilden sorulur diye yazılmasına karşın, ikinci alıntı da ise yalnızca suçu işleyen günahtan sorumlu olmaktadır.
3) Tekvin 32/30: «Yakub o yerin adını Peniel koydu, çünkü : Tanrı'yı yüzyüze gördüm ve canım sağ kaldı, dedi.
Çıkış 33 / 20 : « (RAB) dedi : Yüzümü göremezsin, çünkü insan Beni görüp de yaşayamaz.»
Her iki anlatım birbiriyle çelişmektedir.
4) Tekvin 1 / 11,27: «Tanrı dedi: Yer, ot, tohum veren sebze ve yer üzerinde tohumu kendisinde olup cinslerine göre meyva veren ağaçlar hasıl etsin ve böyle oldu...Ve Tanrı insanı kendi suretinde erkek ve dişi olarak yarattı.
Tekvin 2 / 5,8: «Henüz yerde bir kır fidanı yoktu, bir kır otu henüz bitmemişti. Çünkü RAB yerin üzerine yağmur yağdırmamıştı. Toprağı işlemek için adam yoktu...RAB Tanrı yerin toprağından adamı yaptı ve onun burnuna hayat nefesi üfledi, adam yaşayan canlı oldu.
Birinci alıntıda bitkilerin insandan önce yaratıldığı bildirilmekte, ikinci de ise insanın bitkilerden önce yaratıldığını yazmaktadır.
5) Çıkış 31/17 : «...RAB gökleri ve yeri altı günde yarattı ve yedinci gün de rahat etti ve dinlendi.»
Yüce Tanrı için rahat etti ve dinlendi kavramları yoktur. O her şeyden arınmış ve her şeyin üstündedir.
6) Çıkış 32 / 11,14: « Musa Tanrı RAB'be yalvarıp dedi:...Ya RAB, niçin kendi halkına karşı öfken alevlensin? Öfkelenme vazgeç halkına yapacağın kötülükten... Böylece RAB halkına yapacağını söylediği kötülükten vazgeçti.
Yüce Tanrı adil olanların en adilidir, her şeyi yaratandır. Yaptıklarından hiç kimseye karşı sorumlu değildir ve hiç bir kimse O'nu yönlendiremez.
7) Tekvin 15/2 : « Ve İbrahim dedi : Ya RAB Yehova bana ne vereceksin...
Çıkış 6/2: «Ve Tanrı Musa'ya söyleyip dedi : Ben, RAB'bim ve İbrahim'e İshak'a ve Yakub'a kadir olan Tanrı olarak göründüm. Fakat onlara Yehova ismimle malum olmadım.
Birinci alıntıda Hz. İbrahim RAB'be Yehova ismi ile hitap etmiş, ikinci alıntı da ise RAB Hz.Musa'ya, Hz. İbrahim'e Yehova ismiyle malum olmadığını söylemiştir.
8) Sayılar 20 / 27,28 : « Musa RAB'bin emrettiği gibi yaptı, halkının gözü önünde Hor Dağı'na çıktılar... Harun orada, dağın tepesinde öldü...
Tesniye 10 / 6 : « İsrailoğulları Beerot Beneyoakan'dan Mesera'ya göç ettiler. Harun orada öldü ve orada gömüldü...
Birinci alıntıda Hz.Harun'un Hor Dağı tepesinde öldüğü yazılırken, ikincisinde ise Mosera'da öldüğü açıklanmaktadır.
9) Hoşea 12 / 2,3 : « RAB'bin Yahuda ile de davası var ve Yakub'u kendi yollarına göre cezalandıracak, ona işlerine göre ödeyecek. Rahimde kardeşini topuğundan tuttu. Erkeklik çağında Tanrı ile güreşti ve melekle güreşip yendi...
Yaratılmış bir insan; Tanrı ile, melek ile güreşir mi?
10) II Samuel 24 / 1: « İsrail'e karşı RAB'bin öfkesi yine alevlendi. Git, İsrail'i ve Yahuda'yı say, diye Davud'u onlara karşı kışkırttı.
I.Tarihler 21 / 1 : « Şeytan İsrail'e karşı kalktı ve İsrail'i saymak için Davud'u kışkırttı.