Arama

Kutsal Kitaplar - Zebur

Güncelleme: 3 Aralık 2016 Gösterim: 112.517 Cevap: 3
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
5 Haziran 2008       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Zebur

Ad:  zebur.jpg
Gösterim: 4909
Boyut:  44.4 KB
Zebur, (İbranice: Mizmor, Çoğulu: Mizmorim, Yunanca: Psalmoi [harp eşliğinde söylenen şarkı]) Tanah'ın Ketuvim kısmında bulunan Teilim bölümüne Türkçe'de verilen isim. Hıristiyanlık'ta Davut'un Mezmurları veya sadece Mezmurlar olarak anılır ve Eski Ahit'te bulunur.
Kelime olarak "yazılı şey ve kitap" anlamına gelen Zebur, Hz. Davut'a indirilmiş olan ilahi kitabın adıdır.
Sponsorlu Bağlantılar
Zebur (Arapçada “yazı” ya da “yazılı metin”), İslam inanışında, Hz. Davud’a vahyedilen kutsal kitap. Zebur’un Hz. Davud’a indirildiği Kuran’da yer alır (İsra 55). Zebur sözcüğünün çoğulu olan zübür ise Kuran’da “kitaplar” anlamında kullanılır. İslam inanışına göre Tevrat ve daha sonra İncil gibi Zebur’un da Tanrı vahyi olan özgün metni kaybolmuştur. Eski Ahit’teki Mezmurlar kitabının, Zebur’un yerini tuttuğu ve özgün metnin bozulmuş biçimi olduğu kabul edilir.

Zebur, Davut Peygamber'in (MÖ 1030 - 955) kutsal kitabının adı olup Peygamber'in manzum ilahilerini ve yakarışlarını içerir. Kuran'a göre Davud, kendilerine Tanrı tarafından kitap indirilen dört peygamberden biridir. Davud'a indirilen kitap olan Zebur, 5 kitap ve 150 mezmur'dan (Mezmur= şarkı biçiminde söylenmek üzere yazılmış şiirler, dini seslenişlerden) oluşmaktadır.
Çocukluğunda çoban olan Davut veya batılı adıyla David, İbranilerin 2.ci Kralıdır ve 40 yıl saltanat sürmüştür. 15 yaşına kadar çobanlık yapan Davut'un çok güzel ve etkileyici bir sesi vardır. Bilahare askerliğe başlayan ve savaşlara katılan Davut, İsrailoğullarının başına musallat olan, çok iri yapılı dev Calut'u (Goliath) bir sapan taşıyla alnından vurup öldürünce, komutan Talut'un kıskançlığını üzerine çekmiş ve o da, Talut'tan korktuğu için kaçmıştır. Talut'un ölümünden sonra ise, evvela İsrailoğullarına komutan sonra da kral olmuştur. Hükümdarlığı esnasında, saltanatla peygamberliği birleştirmiştir. Önce Talut'un dul karısıyla evlenmiştir. Daha sonra, komutanlarından Orya'yı zorla savaşa gönderip ölümünü sağladıktan sonra dul kalan güzel karısı Betsabe ile evlenmiş ve bu evlilikten Süleyman Peygamber doğmuştur.
Kuran'da, Davud'un savaşta başarı sağlaması, kendisini ve birlikte olanları koruması için ona zırh yapma sanatının öğretildiği, demirin onun parmakları arasında nasıl mum gibi yumuşadığı anlatılmaktadır. Bundan ötürü de Davud, halk arasında demircilerin piri olarak bilinir.
Davud, Musa peygamberin şeriatına ve Tevrat'a bağlı kalmıştır. Dokunaklı ve etkileyici sesiyle Zebur'u okuduğu zaman dinleyicilerin kendinden geçtiği söylenegelmiştir. Davud'un sesinin etkisiyle uçan kuşların düştüğü, yabani hayvanların uysallaştığı, akan suların durduğu anlatılmıştır. Divan edebiyatında, gür ve güzel insan sesine, "Davudi" ses denir. Baki bir beytinde şöyle seslenmektedir:
Davud gibi sal,
Baki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş.
Yahudi kabalacılar (Yahudilerde, Tanrı buyruğu kanunların yanında, ağızdan ağıza söylenen dini buyrukların İbrani felsefesinde yazılı olan bilim dalına inananlar), iki eşkenar üçgenin birbirine ters çatılması ile meydana gelen, çerçevesinde İbrani simgeleri bulunan, altı köşeli tılsımlı yıldıza "Magen Davud" adını vermişlerdir. Müslümanlar, bu yıldıza "Mühür-ü Süleyman" derler.
Bu ve daha pek çok hikaye, Zebur'da anlatılmaktadır.

Dinlere Göre Zebur
Musevilik'te
Musevilik'te Teilim olarak anılan Zebur, Tanah'ın bölümlerinden biridir. Çoğu David HaMeleh (Davut) ve Şlomo HaMeleh (Süleyman) tarafından yaklaşık M.Ö. 560 yıllarında yazılmış ilahi formunda 150 şiirdir. Zebur'a sonradan eklenmiş 151. kısım Yahudilerce kabul edilmez.
Museviler tarafından dinsel törenlerde okunur. Ayrıca her dindar Musevi her gün bir bölümü okunmak suretiyle bir haftada tamamlanacak şekilde bu kitabı bitirir.
Hıristiyanlık'ta
Davud'un Mezmurları olarak anılan Zebur, Hıristiyanlarca da kutsal kabul edilir ve Tanah'taki şekliyle Kitab-ı Mukaddes'in Eski Ahit kısmında bulunur. Zebur'a eklenmiş olan 151. Bölüm Hristiyanlarca apokrif (kitaba eklenmemiş, doğruluğu şüpheli) olarak kabul edilir.
İslamiyet'te
İslamiyet'e göre Davut peygamberdir ve Zebur ona indirilmiş kutsal kitaba verilen addır. İslamiyet'te Tevrat ve İncil gibi Zebur'un da tahrif edildiğine inanılır.
Dinimize göre, Müslümanların Zebur'a da inanmaları gerekmektedir. Her Müslüman, Zebur'un Allah tarafından Hz. Davut'a gönderilmiş kutsal kitap olduğunu kabul etmektedir. Nitekim Kuranıkerim’de bu konuda, "Gerçekte biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık. Davut’a da Zebur'u verdik." 2 buyrulmaktadır. Bugün Zebur'un Tevrat içinde yer aldığı belirtilmektedir. Tevrat'ın içinde mezmurlar adı ile yer alan kısmın, Hz. Davut’a verilen Zebur olduğu kabul edilmektedir. Zebur, ilahi kitapların en küçüğü olup onun yeni dini hükümler getirmediği kabul edilmektedir.

Kaynak: MsXLabs.org & Ana Britannica & Derleme.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 3 Aralık 2016 15:56
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
holling - avatarı
holling
Ziyaretçi
13 Kasım 2011       Mesaj #2
holling - avatarı
Ziyaretçi
meşhur dört büyük ilâhî kitaptan biri.

Sponsorlu Bağlantılar
Allahü teâlâ tarafından Dâvûd aleyhisselâma indirilmiştir. Benî İsrâilin peygamberlerinden olan Dâvûd aleyhisselâm peygamberlikle sultanlığı kendinde toplamış bir peygamberdir (Bkz. Dâvûd aleyhisselâm). Dâvûd aleyhisselâmın çok güzel ve tesirli sesi olup kendisine İbrânî dilinde Zebûr kitabı geldi. Kurân-ı kerîmde meâlen; “Biz Dâvûda (aleyhisselâm) Zebûru verdik.” (İsrâ sûresi: 55) buyrulmuştur.

Bu kitap manzum şekilde olup Tevrâttan sonra indirilmiştir. Vâz ve nasîhat şeklindedir. Tevrâtı açıklamış onun hükümleriyle amel etmeye çağırmıştır. İçinde helâl ve harama dâir hükümler yoktur. Zebûr Tevrâtı neshetmemiş onun hükümlerini yürürlükten kaldırmamıştır. Ayrı bir şerîat kitâbı değildir. Dâvûd aleyhisselâm da hazret-i Mûsânın getirdiği dîni kuvvetlendirdiğinden resûl olmayıp İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden biridir.

Dâvûd aleyhisselâmın çok güzel pek yanık ve tatlı sesle okuduğu Zebûru dinleyenler hayran kalıp kendinden geçerdi. Zebûr okunacağı zaman insanlar cinler ehil ve yırtıcı hayvanlar durur kuşlar üzerlerine kanat gerer rüzgâr dinerdi.

Hadîs-i şerîfte bildirildiği üzere Peygamber efendimiz bir gün Ebû Mûsel Eşarîyi (radıyallahü anh) Kurân-ı kerîm okurken dinledi ve; “Gerçekten sana Dâvûdun (aleyhisselâm) mizmarlarından (güzel ses ve âhenginden) biri verilmiştir.” buyurdu. Resûlullah efendimiz onun sesini Dâvûd aleyhisselâmın sesine benzetmiştir.

Kurân-ı kerîmden önce inzâl edilen (indirilen) bu Zebûr ve diğer ilâhî kitapların elde asılları olmayıp hepsi zamanla tahrif veya yok edilmişlerdir.
Son düzenleyen Safi; 3 Aralık 2016 15:56
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
1 Temmuz 2012       Mesaj #3
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
ZEBUR
Allah tarafından Hz. Dâvud (a.s)'a gönderilen Mezmurlar ve Mezâmir adı ile de anılan mukaddes kitap. Lügatte Mezmur, "Kavalla söylenen ilâhî, Hz. Dâvud'a inen Zebur'un sûrelerinin her biri" anlamlarına gelir. Mezmur "yazılmış" manasına gelen kitap anlamındadır. Büyük bilgin Zeccac, Zebur'un "Hikmetli kitap" manasına geldiğini; Âlu İmran, 3/184 ayetindeki "Zebûr" kelimesinin "menetmek" manasına gelen "Zebr" kökünden olduğunu açıklamıştır. Kitap da halkın hilâfına olan hususlardan meneden şeyleri bildirdiği için Zebûr diye adlandırılmıştır (Fahreddin er-Râzi, Mefâtihu'l-Gayb, Ankara, 1990, VIII, 417).

İlâhî kitapların ikincisi olan Zebur, Kur'ân-ı Kerîm'in üç ayrı âyetinde en-Nisâ, 4/163; el-İsrâ,17/55; el-Enbiya, 21/105 geçmektedir. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Nûh'a, O'ndan sonraki peygamberlere vahy ettiğimiz ve İbrahim'e, İsmail'e, İshâk'a, Yakub'a, İsa ya, Eyyub'a, Yunus'a, Hârun'a ve Süleyman'a vahy eylediğimiz ve Davüd'a Zebur verdiğimiz gibi (Habibim) şüphesiz sana da vahy ettik biz" (en-Nisâ, 4/163); "Rabbin göklerde ve yerde olanları en iyi bilendir. Andolsun ki, biz peygamberlerin kimini kiminden üstün kılmışızdır. Davûd'a da Zebur verdik" (el-İsra, 17/55); son olarak el-Enbiya, 21/105 âyetinde de Cenab-ı Hak: Ândolsun, Tevrat'tan sonra Zebur'da da yazmışızdır ki, arza ancak salih kullarım mirasçı olur" (el-Enbiya, 21/105) buyurmaktadır.

Bu âyet meâllerinden ilk ikisi, dört ilâhî kitaptan biri olan Zebur'un Hz. Dâvud (a.s)'a verildiğini açıklamakta, üçüncü âyet de Zebur'un Tevrat'tan sonra nâzil olduğunu, yeryüzüne ancak salih kişilerin mirasçı olacaklarını bildirmektedir. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s) de bir hadis-i şeriflerinde, ehl-i kitaptan bir fırkanın Zebur okuduklarını beyan buyurmuşlardır (Buharî, Teyemmüm, 6).

İmanın şartlarından olan "Allah'ın kitaplarına iman" ilkesi bir müslümanın, diğer ilâhî kitaplarla birlikte Zebur'a da inanmasını gerekli kılar. Ancak yine İslâm, bugün eldeki mevcut Zebur'un tahrife uğradığını da özellikle belirtir.

Hz. Peygamber (s.a.s)'in Hz. Ebû Bekir'e öğrettiği bir duâda Zebur, Allah'ım! Peygamberin Muhammed... hürmetine... Dâvud'a inen Zebur hürmetine..." şeklinde zikredilmektedir (el Gazalî, İhya, çev. A. Serdaroğlu, İstanbul, 1974, I, 913).

Kitab-ı Mukaddes külliyatında ve Ahd-i Atik bölümü içinde yer alan "Mezmurlar" diye zikredilen kitabın içinde 150 Mezmur vardır. İlk Mezmur "Ne mutludur o adama ki, kötülerin öğüdü ile yürümez ve günahkârların yolunda durmaz" cümleleriyle başlamakta, 150. Mezmur da, "Bütün nefes sahipleri Rabbe hamdetsin, Rabbe hamdedin" sözleriyle son bulmaktadır (Kitab-t Mukaddes, Eski ve Yeni Ahit, İstanbul, 1954)

Hz. Dâvud'a indirilmiş. olan Zebur'da genellikle, O'nun Allah'a yakarışları ve ilâhîleri yer almaktadır. Zebur'un İbranice asıl metni manzumdur. Allah'ın birliği (tevhid) temeline dayanan dinler döneminin ilk ilâhî kitaplarından olan Zebur, doğruluğu terkeden, ahlâkî kaideleri tanımayan, kötülük ve günah içinde yüzen Yahudi kavmine Allah yolunu göstermek için nâzil olmuştur. Bütün bunlardan ayrı olarak Yahudilerin, "Tevrat'tan sonra kitap gelmeyecektir" yolundaki iddiaları Zebur'un Hz. Davud'a verilmesiyle nakzedilmiş bulunmaktadır (Elmalılı, Hak Dini Kur'ân Dili, İstanbul 1938, IV, 3081).

Günümüzde Zebur hemen bütün dünya dillerine tercüme edilmiştir. Zebur'da geçen konular, daha sonraları Batılı ressam, şair ve heykeltıraşlara ilham kaynağı olmuş ve sanatkârların eserlerinde çeşitli şekillerde işlenmiştir.

Bilindiği üzere Zebur'la müstakil bir şeriat vazedilmemiş, Hz. Davud Hz. Musa'nın şeriatı ile amel etmiştir. Hz. Dâvud sesinin güzelliği ile de bilinmektedir. O, Mezmur denilen Zebur sûrelerini güzel sesi ile okurdu. Nitekim kalın, gür, pek hoş ve tesirli sesler için "Dâvûdî" tâbiri kullanılır (M. Âsım Köksal, Peygamberler Tarihi, Ankara 1990, II, 179 vd.). Kur'ân-ı Kerîm'in birçok âyetinde de (el-Bakara, 2/251; el-Mâide, 5/78; el-En'am, 6/84; el-Enbiya, 21/78, 79; en-Neml, 27/15, 16; es-Sebe, 34/10-13; es-Sa'd, 38/17) çeşitli vesilelerle Hz. Dâvud'un adı geçmektedir.

Zebur önceleri İbranca idi ve İbrânî-Ârâmî alfabesiyle yazılmıştı. Hristiyanlığın yayılmasından sonra da Lâtinceye çevrilmiştir. Ancak günümüzde orijinal bir Zebur nüshasının mevcut olduğunu söylemek mümkün değildir. Bugün yeryüzünde Zebur'a tâbi bir millet bulunmamakla beraber, gerek yahudiler, gerek hristiyanlar ibadet ve âyinlerinde dua niyetiyle Zebur'dan parçalar okumaktadırlar. Özellikle hristiyanların pazar âyinlerinde Mezmur'dan seçilmiş parçalar okumayı ihmal etmedikleri bilinen bir husustur.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 3 Aralık 2016 15:50
In science we trust.
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
VIP VIP Üye
4 Haziran 2013       Mesaj #4
AndThe_BlackSky - avatarı
VIP VIP Üye
Zebur

Hz. Davut’a indirilmiş olan kutsal kitabın adı. Kelime olarak “yazılı şey ve kitap” anlamına gelir. Zebur, ilâhî kitapların en küçüğü olup yeni dinî hükümler getirmemiştir. Bugün elde bulunan Zebur nüshaları, lirik söyleyiş ve ilâhîlerden, Allah’a övgü ve hikmetli sözlerden ve birtakım nasihatlerden meydana gelmiştir. Eski Ahit’te yer alan Mezmurların bir bölümünün Hz. Davut’a verilen Zebur olduğu kabul edilmektedir.
Son düzenleyen Safi; 3 Aralık 2016 15:50

Benzer Konular

21 Aralık 2016 / Kral_Aslan Din/İlahiyat
21 Aralık 2016 / we come one Din/İlahiyat
1 Ekim 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
8 Mart 2013 / ThinkerBeLL Din/İlahiyat
26 Aralık 2014 / Misafir Cevaplanmış