Arama

Teşbih Sanatı

Güncelleme: 9 Haziran 2013 Gösterim: 25.645 Cevap: 4
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
10 Aralık 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Anlama güç katmak için, aralarında gerçek yada mecaz, çeşitli yönlerden ilgi, benzerlik bulunan en az iki varlıktan zayıf olanı nitelik bakımından güçlü olana benzetme sanatıdır.
Şair, kendisini etkileyen bir olay veya varlık karşısında heyecanlanır, bu heyecanını daha kuvvetli ve tesirli anlatabilmek için, o ruh hâlini okuyucuda daha iyi canlandırabilecek benzetmeler yapma yoluna gider ve bunun sonucunda da teşbîh sanatı meydana gelmiş olur.
Sponsorlu Bağlantılar
Teşbîh sanatında en az iki, en fazla dört öge bulunur ve yapılan teşbîh bu ögelerin bulunup bulunmamalarına göre bazı isimler alır. Bu dört benzetme ögesi (erkân-ı teşbîh, teşbîhin rükunları, ögeleri) şunlardır :

1- Benzeyen (müşebbeh, teşbîh edilen, benzetilen) : Birbirine benzetilen şeylerden nitelik bakımından güçsüz olanıdır.

2- Kendisine Benzetilen
(Müşebbehünbih, kendisine teşbîh edilen, benzetmelik) : Birbirlerine benzetilen şeylerden nitelik bakımından daha üstün ve güçlü olanıdır.

3- Benzetme Yönü
(Vech-i Şebeh) : benzeyen ve kendisine benzetilen arasındaki ortak noktadır. Zaten benzetme bu ortak noktayı belirtmek için yapılır. (Ancak bu ortak nokta her zaman vurgulanarak zikredilmeyebilir.)

4- Benzetme Edatı
(Edat-ı Teşbîh) : Benzeyen ve kendisine benzetilen arasında benzetme ilgisi kuran kelime veya ektir. Teşbîhte genellikle şu kelime yada ekler benzetme edatı olarak kullanılır :

Âdetâ, andırır, benzer, bigi, çü, çün, gibi, gûnâ, gûne, gûyâ, gûyiyâ, kimi, mânend, meger ki, misal, misillü, misl, nitekü, nitekim, sanki, sıfat (gül- sıfat), tek, tıpkı, -asâ, -vâr, -veş vb.

Aşağıdaki örnekte benzetme ögelerini topluca görebilmekteyiz.

Durmuş zaman gibiydi geçmeyen zaman.

Yahyâ Kemâl
1- Benzeyen (benzetilen, müşebbeh) : zaman
2- Kendisine benzetilen (mişebbehünbih) :
durmuş saat
3- Benzetme yönü (Vech-i şebeh) :
durup geçmemek, ilerlememek, durmuş
4- Benzetme edatı (edat-ı teşbîh) :
gibiydi



Bu örnekte geçmeyen zaman durmuş bir saate benzetilmektedir. Bu mısrada kullanılan kelimelerin tamamı gerçek anlamlarında kullanılmıştır. Bununla birlikte “durup geçmeyen zaman” gerçekten durmuş bir saat değildir. Mecâzî bir benzerlik söz konusudur. Yani kelimeler gerçek anlamlarında kullanıldıkları halde meydan getirdikleri anlam bütünlüğü mecâzî bir yapı kazanır. Bu örnekte, şair kendi ruh sıkıntısından doğan zamanın bir türlü geçmeyişini, durmuş bir saate benzeterek okuyucu üzerindeki etkiyi arttırmaya çalışmıştır.


TEŞBÎH ÇEŞİTLERİ : Benzetme ögelerinden (erkân-ı teşbîhten) birisinin yada birkaçının kullanılıp kullanılmamaları açısından yaygın tarife göre dört türlü teşbîhten söz etmek mümkündür.


1- Mufassal Teşbîh (Teşbîh-i Mufassal, tafsilatlı, ayrıntılı teşbîh) : Benzetme ögelerinin tümünün bulunduğu teşbîhe mufassal teşbîh denir.
Ali aslan gibi cesurdur.
1- Benzeyen-benzetilen : Ali
2- Kendisine benzetilen : aslan
3- Benzetme yönü :
cesaret
4- Benzetme edatı :
gibi

Meltem’ in gözleri deniz rengi gibi masmavidir.

1- Benzeyen : Meltem’ in gözleri
2- Kendisine benzetilen :
deniz rengi
3- Benzetme yönü :
masmavilik
4- Benzetme edatı :
gibi

Bir güzel yırtıcı kuş gözleri gördüm, baktım
Som mücevher gibi kan kırmızı tırnaklarına
Yahyâ Kemâl

1- Benzeyen : tırnaklar
2- Kendisine benzetilen :
som mücevher
3- Benzetme yönü :
kırmızılık, kırmızı renkte oluş
4- Benzetme edatı :
gibi
2- Muhtasar Teşbîh (Teşbîh-i muhtasar, kısaltılmış, ayrıntısız teşbîh) : Teşbîhin ögelerinden (erkân-ı teşbîhten) benzetme yönü (vech-i şebeh) söylenilmeden yapılan teşbîhtir. Yani bu tür teşbîhlerde benzetme yönü bulunmaz.


Ali aslan gibidir.

1- Benzeyen : Ali
2- Kendisine benzetilen :
aslan
3- Benzetme yönü :
-
4- Benzetme edatı :
gibi

Hizmetçiye gel der gibi Azrail’e gel der.
Yahyâ Kemâl

1- Benzeyen : azrail
2- Kendisine benzetilen :
hizmetçi
3- Benzetme yönü :
-
4- Benzetme edatı :
gibi

Âb-gine içinde mey gibidir
Leb-i la’lin hayâli dilde müdâm

leb : dudak
la’l : yakut
müdâm : devamlı, sürekli,daima
âb-gîne : billur, kristal; şişe, sürahi; kadeh; ayna, elmas; kılıç; gözyaşı; şarap
mey : içki, şarap

(Yâkuta benzer, yâkut renkli dudağının hayâli gönülde devamlı kadeh içindeki şarap-içki gibidir. / Yada : ey sevgili, senin yâkuta benzer dudağının hayâli gönlümde sürekli kadeh içindeki içki-şarap gibidir. / Senini dudağının hayâli hiç aklımdan, hatırımdan gitmiyor, çıkmıyor.)
La’l (yâkut) : Kırmızı; kırmızı renkte bir taş. Şarap da kırmızı renktedir. Kadehin şekli de kalp şekline benzer şeklinde düşünülmüştür. Şarap da dudağa götürülerek içilir vs. Dudak-lal aynîleştiriliyor, özdeşleştiriliyor. Şairin dudağında tıpkı mey tadı, lezzeti veriyor ve onun gibi aklımı başımdan alıyor, sarhoş ediyor.


1- Benzeyen : Sevgilinin dudağının hayâli
2- Kendisine benzetilen :
Kadeh içindeki şarap, mey
3- Benzetme yönü : Sarhoş etme, aklı baştan alma, kırmızılık
4- Benzetme edatı : gibi

3- Müekked Teşbîh (Teşnîh-i müekked, te’kid edilmiş, eksiltilmiş) : Benzetme edatı bulunmayan teşbîh türüne denir.


Yalnız bu katta mümkün olur dâimî uçuş
Her hamlesiyle rûh, o çelikten kanatlı kuş
Yahyâ Kemâl

1- Benzeyen : ruh
2- Kendisine benzetilen :
çelik kanatlı kuş
3- Benzetme yönü :
uçma, uçuş (ruhun da uçar gibi göğe yükseldiği fikri)
4- Benzetme edatı :
-
Sürekli sevgiyi duydukça anne topraktan
1- Benzeyen : toprak
2- Kendisine benzetilen :
anne
3- Benzetme yönü :
sevgi duymak, göstermek
4- Benzetme edatı :
-

4- Beliğ (güzel, uz) Teşbîh (Teşbih-i Beliğ) : Sadece benzeyen ve kendisine benzetilen ögeleriyle yapılan teşbîh türü olup teşbihin en makbul çeşididir.


Som gümüşten sular üstünde giderken ileri
Yahyâ Kemâl

1- Benzeyen : sular
2- Kendisine benzetilen :
som gümüş
3- Benzetme yönü :
-
4- Benzetme edatı :
-

Fark etmez anne toprak ölüm mâceramızı
Yahyâ Kemâl

1- Benzeyen : toprak
2- Kendisine benzetilen :
anne
3- Benzetme yönü :
-
4- Benzetme edatı :
-

Hulyâ tepeler, hayâl ağaçlar
Yahyâ Kemâl

1- Benzeyen : tepeler, ağaçlar
2- Kendisine benzetilen :
hulyâ, hayâl
3- Benzetme yönü :
-
4- Benzetme edatı :
-



Bu örnekte görüldüğü üzere birden fazla unsurun da birbirine benzetildiği olur. Hatta özellikle birden fazla unsur arasında yapılan edebî sanatlar vardır.
Edebî sanatlardan bahseden eserlerde teşbîhin bu yaygın dört çeşidinin dışında, kullanışlarına göre de teşbîh çeşitleri hakkında bilgi verilmiştir.

ReberamiN - avatarı
ReberamiN
Ziyaretçi
25 Aralık 2006       Mesaj #2
ReberamiN - avatarı
Ziyaretçi
Teşbih: Aralarında ilgi kurulabilen iki şeyden, ilgili oldukları konuda zayıf olanın kuvvetliye benzetilmesine teşbih denir
Sponsorlu Bağlantılar
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
18 Nisan 2010       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
. TEŞBİH (BENZETME):

Aralarında türlü yönlerden benzerlik ilgisi bulunan iki şeyden, benzerlik bakımından güçsüz durumda olanı daha üstün olana benzetmektir. Dört ögesi vardır. (Benzeyen, kendisine benzetilen, benzetme yönü, benzetme edatı).

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik.
Benzeyen benzetilen benzetme benzetme


Edatı yönü

Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan
Benzetilen benzetme benzetme


Edatı yönü

Askerlerimiz aslan gibi kuvvetlidir.
Benzeyen benzetilen benzetme benzetme


Edatı yönü

A) TEŞBİH-İ BELİĞ (GÜZEL BENZETME): Sadece benzeyen ve benzetilen ögelerle yapılan benzetmedir. Benzetme yönü ve benzetme edatı kullanılmaz.

Gürz ayaklı
Kalkan elli
Sancaktar olduğu
Sancak tutuşundan belli

F.H.Dağlarca


* Divan edebiyatındaki mazmunların çoğo teşbih-i beliği sanatına örnektir.
Servi boy, elma yanak, gonca ağız, kiraz dudak……….


B) YAYGIN BENZETME: Benzeyenle benzetilen arasındaki birden çok özelliklerin sıralnmasıyla yapılan benzetmedir.

Aşağıdaki örnekte “vatan” bir çınara benzetilmiştir.

ÇINAR

Hani bir gün seninle Topkapı’dan
Geliyorduk; yol üstü bir meydan
Bir çınar gördük; Enli, boylu, vakur
Bir ağaç; hiç eğilmemiş, mağrur
Koca bir gövde, belki altı asır
Belki ondan da fazla dalgın, ağır
Kaygısız bir ömür sürüp gelmiş;
Öyle serpilmiş, öyle yükselmiş,
…………………….

Tevfik Fikret


"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
7 Kasım 2012       Mesaj #4
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
TEŞBİH
MsXLabs & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

İki şey arasında nitelikçe benzerlik kurma sanatı.

Bir benzetmede dört öge vardır: Benzeyen, kendisine benzetilen, benzetme yönü, benzetme edatı. "Ahmet aslan gibi yüreklidir" benzetmesinde Ahmet benzeyen, aslan kendisine benzetilen, yürekli benzetme yönü, gibi de benzetme edatıdır. Benzetmenin temel ögeleri benzeyen ile kendisine benzetilendir. Benzetmenin kurulabilmesi için bu iki ögenin bulunması gerekir. Ögelerin kuruluşuna göre dört türlü teşbih vardır. Dört ögenin de bulunduğu teşbihe tam ya da ayrıntılı benzetme, benzetme yönü belirtilmemişse kısaltılmış benzetme, benzetme edatı yoksa pekiştirilmiş benzetme, benzetme yönü ve benzetme edatı bulunmuyorsa yalın benzetme denilir. "Ahmet aslan gibi yüreklidir" tam benzetmesi, yukarıda sıralanan benzetme çeşitlerine göre şöyle olabilir: "Ahmet aslan gibidir", "Ahmet aslan yüreklidir". "Ahmet aslandır". Eski belagat kitaplarında teşbih, benzeyenle kendisine benzetilenin ya da benzetme yönünün birden çok oluşuna, benzetmenin amaçlananı yeterince anlatıp anlatmadığına, benzetme ögelerinin sıralanışına göre de çeşitlere ayrılmıştır.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
9 Haziran 2013       Mesaj #5
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Teşbih – Benzetme Sanatı / Edebi Sanatlar
MsXLabs.org
edebi sanatlar

Sözü daha etkili duruma getirmek için aralarında ilgi bulunan iki unsurdan güçsüzü olanı güçlü olana benzetmektir. Aralarında türlü yönlerden benzerlik ilgisi bulunan iki şeyden, benzerlik bakımından güçsüz durumda olanı daha üstün olana benzetmektir.
Benzetmede dört unsur bulunur:
a) Benzenen b) Benzetilen c) Benzetme Yönü d) Benzetme Edatı
Bu öğelerin kullanılıp kullanılmaması açısından da üç çeşit benzetme vardır:
- Çocuk tilki gibi kurnaz biriydi.
- Minik yavrucak elma gibi kıpkırmızı yanaklarıyla gülücükler saçıyordu.
- Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden, / Toprağa diz vuruşu dağ gibi zeybeğin.


Aşağıda benzetme bulunan cümlelerin çözümlenişi örneklenmiştir:
- Binalar kale gibi olduğundan içeri girilemiyordu.
Çözümleme: “binalar” (benzeyen), “kale” (benzetilen), “gibi” (benzetme edatı)
- Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Çözümleme: “binalar” (benzeyen), “kale” (benzetilen), “gibi” (benzetme edatı)
- Karısına yıllarca cehennem hayatı yaşattı.
Çözümleme: “hayat” (benzeyen), “cehennem” (benzetilen)
- Muavin, yolculara: Pamuk eller cebe! diye bağırıyordu.
Çözümleme: “eller” (benzeyen), “pamuk” (benzetilen)
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik.
Çözümleme: “çocuklar” (benzetilen), “gibi” (benzetme edatı)
Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan
Çözümleme: “semt” (benzeyen), “şimşek” (benzetilen), “gibi” (benzetme edatı)
Askerlerimiz aslan gibi kuvvetlidir.
Çözümleme: “asker” (benzeyen), “aslan” (benzetilen), “gibi” (benzetme edatı)
Teşbih (benzetme) sanatının iki türü bulunmaktadır:

A)
Teşbih-i Beliğ (Güzel Benzetme)
: Sadece benzeyen ve benzetilen ögelerle yapılan benzetmedir. Benzetme yönü ve benzetme edatı kullanılmaz.
Gürz ayaklı
Kalkan elli
Sancaktar olduğu
Sancak tutuşundan belli
F.H.Dağlarca

Not
: Divan edebiyatındaki mazmunların çoğu teşbih-i beliği sanatına örnektir.
Servi boy, elma yanak, gonca ağız, kiraz dudak…

B)
Yaygın Benzetme
: Benzeyenle benzetilen arasındaki birden çok özelliklerin sıralnmasıyla yapılan benzetmedir.
Aşağıdaki örnekte “vatan” bir çınara benzetilmiştir.

ÇINAR

Hani bir gün seninle Topkapı’dan
Geliyorduk; yol üstü bir meydan
Bir çınar gördük; Enli, boylu, vakur
Bir ağaç; hiç eğilmemiş, mağrur
Koca bir gövde, belki altı asır
Belki ondan da fazla dalgın, ağır
Kaygısız bir ömür sürüp gelmiş;
Öyle serpilmiş, öyle yükselmiş,
Tevfik Fikret


Benzer Konular

20 Ağustos 2016 / ThinkerBeLL Sanat
18 Mart 2009 / ThinkerBeLL Edebiyat
13 Temmuz 2015 / Jumong Sanat
9 Ağustos 2015 / Safi X-Sözlük