Arama

Maliyet Nedir?

Güncelleme: 4 Ocak 2016 Gösterim: 56.186 Cevap: 2
Gabriella - avatarı
Gabriella
Ziyaretçi
10 Temmuz 2008       Mesaj #1
Gabriella - avatarı
Ziyaretçi
Maliyet Nedir?
Maliyet, elde edilen ürünün, meydana gelmesi ve pazarlanabilmesi için kullanılan ara malların ve unsurların parasal ifadesi. Mal oluş.
Sponsorlu Bağlantılar

Bir işletmenin ürettiği mal ve hizmetler için katlanılan maliyetin genelde iki kaynağı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi değişken giderler, ikincisi sabit giderlerdir. Bu iki gider türünün, üretilen mal birimine düşen payına ortalama maliyet denilir. Bir işletmede en son üretilen birimin maliyetine marjinal maliyet adı verilmektedir.

Maliyet kelimesi, çeşitli gayelere göre bedel ve karşılık anlamında kullanılmakla birlikte, çoğunlukla bir işletmeye belli bir mal, hizmet veya faktör şeklinde sunulan girdilerin, işletmeye olan yükü anlamını taşır. Sermaye maliyeti, emek maliyeti, kredi maliyeti gibi. Diğer taraftan iktisadi bakımdan bir kaynağın belli bir işe tahsisi sonucu kaybolan başka üretim imkanlarına da alternatif maliyet veya fırsat maliyeti denilmektedir.

Maliyet Azaltma Yolları
Maliyeti azaltmanın yolu önce onu meydana getiren faktörleri bilmekten geçer

Maliyetlerini bilmeyen var mıdır ? Herhalde yoktur.

Peki bu bilgiyi etkin kullanan kaç firma vardır ?

Çok fazla olduğunu söyleyemeyiz, çünkü “bilinen maliyet” yöneticilerin pek işine yaramaz. Bu açığı yöneticilerin sağduyusu kapatır.

Maliyet bilgisinin etkin kullanımını engelleyen birden fazla sebep vardır :

1. Enflasyon oranının yüksek olduğu ülkelerde sadece lokal para birimi ile hesaplanan maliyet gerçeği söylemez.

2. Standart Maliyet ile Fiili Maliyet beraber kullanılmıyor ise sapmalar ölçülemez, nelerin iyileştirilmesi gerektiği bulunamaz.

3. Maliyetler geç elde edildiğinde tedbirler için de geç kalınmış olur.

4. Müşteri, ürün veya herhangi bir satışın karlılığı ölçülemiyor ise (global maliyet hesaplayan firmalar bu detaya inemez) problemin kaynağı da doğru tespit edilemez.

Maliyetlerini gecikmeden, detaylı görmek isteyen bir işletme öncelikle stok sistemini buna uygun hale getirmeli, ürün ağaçlarını gözden geçirmeli, gerekiyor ise imalatın içinden bilgi toplayan bir düzen kurmalı ve bu işe uygun bilgisayar sistemini oluşturmalıdır.


alıntı
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
31 Temmuz 2012       Mesaj #2
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Maliyet
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi

Sponsorlu Bağlantılar

Maliyet, bir ünite malın (veya daha fazla) elde edilmesi için harcanan üretim faktörleri (emek, sermaye, toprak) toplamına denir. Bir işletmenin ürettiği mal ve hizmetler için katlanılan maliyetin genelde iki kaynağı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi değişken giderler, ikincisi sabit giderlerdir. Bu iki gider türünün, üretilen mal birimine düşen payına ortalama maliyet denilir. Bir işletmede en son üretilen birimin maliyetine marjinal maliyet adı verilmektedir. Maliyet kelimesi, çeşitli gayelere göre bedel ve karşılık anlamında kullanılmakla birlikte, çoğunlukla bir işletmeye belli bir mal, hizmet veya faktör şeklinde sunulan girdilerin, işletmeye olan yükü anlamını taşır. Sermaye maliyeti, emek maliyeti, kredi maliyeti gibi. Diğer taraftan iktisadi bakımdan bir kaynağın belli bir işe tahsisi sonucu kaybolan başka üretim imkânlarına da alternatif maliyet veya fırsat maliyeti denilmektedir. Maliyetler türlerine göre şöyle bir ayrıma tabi tutulabilir; tedarikten başlayıp, üretim, araştırma ve geliştirme, pazarlama, genel yönetim ve finansman maliyetleri... Diğer taraftan maliyetler, üretime yüklenme şekline göre direkt ve endirekt maliyetleri olarak da ayrıma tabi tutulabilir. Bunun yanında maliyetler, kullanılan maliyet sistemine göre fiili ve standart olarak ayrıma tabi tutulabilirler. Öte yandan maliyetler, işletmelerde sorumluluk merkezi başta olmak üzere karar verme amaçları doğrultusunda da ayrıma tutulmaktadır.


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
4 Ocak 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MALİYET -tl a. (ar. mal ve -iyyet' ten mâ- liyyef).
1. Bir şeyin üretim ya da dağıtımının yol açtığı giderlerin tümü: Bir malın ya da bir dışalım malının maliyeti.
2. Bir şeyin fiyatı; bedel: Maliyeti yüksek bir taşınma.
3. Bir işin, bir davranışın, bir kazanın kötü sonucu: Ölçüsüz davranışlarının maliyeti hesaplanamayacak kadar büyük.

—ikt. Maliyet-etkinlik çözümlemesi, önceden belirlenmiş hedeflerin gerçekleştirilmesinde aynı etkinlik oranını elde etmeye olanak verebilecek alternatif proje ya da programların (örneğin, yatırımlarla ilgili) maliyetlerini karşılaştırma yöntemi. (Bk. ansikl. böl.) || Maliyet-fayda çözümlemesi, yatırım projelerinin ya da programlarının istenebilirliğini, uzun vadeli bir çözümleme perspektifi içinde ve kişiler, sanayiler, bölgeler vb. üzerindeki etkilerini hesaba katarak değerlendirme yöntemi. (Bk. ansikl. böl.) || Artan maliyetler, bir firma büyürken üretim etmenlerine yapılan harcamaların üretimden daha hızlı artması durumunda mal birimi başına düşen maliyetlerin artması. || Aşkın maliyet, bir projenin rantabilitesi yetersiz olduğu ya da bu rantabilite ancak uzun vadede kendisini gösterebileceği için, mali karşılıktan yoksun bulunan maliyet. (Bu terim, özellikle gelişme ekonomisinde kullanılır.) || Azalan maliyetler, bir firma büyürken üretimin, üretim etmenlerine yapılan harcamalardan daha hızlı artması durumunda mal birimi başına düşen maliyetlerin azalması. || Dağıtım maliyeti, bir malın ya da bir hizmetin üreticiden tüketiciye ulaşabilmesi için üst üste biriken giderlerin tümü. (Dağıtım maliyetinin çözümlemesi, çeşitli aracıların bir mal ya da bir hizmetin son satış fiyatı üzerinden aldıkları payı ya da, global düzeyde düşünülecek otursa, ticari işlevin ulusal gelirden aldığı payı gösterir.) || Fırsat maliyeti, kullanılabilir kaynaklann belli bir malın üretimine ayrılması yeğ tutulmakla vazgeçmek zorunda kalınan malların değeri. || İkame maliyeti, aynı hizmetleri sağlayacak nitelikte yeni bir malla değiştirilmesi kararlaştırılmış olan bir malın alım değerinin belirlenmesi. || Ortalama maliyet, bir birim mala denk düşen maliyet. (Sabit maliyetlerin üretim miktarına bölünmesiyle ortalama sabit maliyetler, değişir maliyetlerin üretim miktarına bölünmesiyle ortalama değişir maliyetler elde edilir. Sabit ve değişir maliyetler toplamının üretim miktarına bölünmesiyle de ortalama maliyet ya da parça başına maliyet bulunur.) || Özel maliyet, bir bireyin ya da bir işletmenin, yaptığı tüketim ya da üretim dolayısıyla üstlendiği maliyet. (Bk. ansikl. böl.) || Sermaye maliyeti, bir işletmenin kalıcı sermayeleriyle uzun ve orta vadeli borçlarının maliyeti. | Sermayenin kullanım maliyeti, elinde bir maddi aktif bulundurmanın bir sermaye kullanıcısı için oluşturduğu parasal yükümlülük. (Bu yükümlülük, işletmenin yatırım konusundaki davranışlarına yön verir.) || Toplam maliyet, sabit maliyetlerle değişir maliyetlerin toplamı. \\Toplumsal maliyet, üreticilerle tüketicilerin iktisadi etkinlikleri dolayısıyla toplumun ödemek zorunda olduğu para ya da ayni yararların miktarı. (Bk. ansikl. böl.) || Ücret maliyeti, doğrudan doğruya emekçiye ödenen ücret, sosyal giderler ve diğer giderler (ayni yararlar, meslekj eğitim) tarafından belirlenen bütün. || Üretim maliyeti, bir mal ya da hizmetin bileşimine giren etmenlerin fiyatlarının toplamı. (Üretim maliyeti, muııasebede gözüken maliyet fiyatına denk düşer.) || Yaşam maliyeti, mal ve hizmetlerin, gelirlerin karşılaştırılmasına dayanan ve belli bir dönem için geçerli sayılan tahmini değeri.

—Muhs. Üretim ve / ya da ticarete arz süreçlerinin ara evrelerinden bil ine ait giderlerin tümü. (Bk. ansikl. böl). || Maliyet dağıtım anahtarı, doiaylı giderlerin, bir işletmenin çeşitli bölümleri arasında dağıtılmasını sağlayan yöntem.

—ANSİKL. İkt. Maliyet-fayda çözümlemesi. Bir temel eylem ilkesinin biçımselleşti- rilmesinden başka bir şey olmayan maliyet-fayda çözümlemesi, iktisadi etkinlikler kadar eskidir: eğer bir liralık bir harcamanın sonucu, bir liradan daha fazla değer eden bir tatminler bütünü oluştur- muyotsa, o bir lirayı harcamamak (yani bir lira değerinde bazı tatminler, bir kaynaklar bütünü sağlayabilecek başka kullanımları reddetmek) gerekir. Bu ilkenin zorunlu ve apaçık bir sonucu şu biçimde belirtilebilir: bir lira maliyetinde bir kaynaklar bütününün mümkün çeşitli kullanımları arasında, en fazla tatmin sağlayanını, yani karakteristik özelliği en yüksek F/M (F: fayda, M: maliyet) oranı olan kullanımı seçmek gerekir. Bu yatırım seçimi tekniğinin uygulamaya konulması, ortaya epeyce güçlükler çıkardı ve yatırımların verimliliğinin F/M yöntemiyle formüle edilmiş hesapları, ancak 1950’den sonra yaygınlık kazandı.
Genellikle, maliyet-fayda çözümlemesinin karar kuralları, kolektif yararları ya da genel refahı en yüksek miktarı çıkarmaya çalışırlar. Kaynakların tahsisiyle ilgili çeşitli programlara bağlı faydaların değerlendirilmesi sayesinde, çözümleyici, resmi makamların çalışmalarına ışık tutmak olanağını elde eder. Bu amaçla, sözkonusu
programların istenilebilirlik derecesini az çok temsil edebilecek değerde birtakım göstergeler saptar Çözümlemenin bütün inceliği, bir rekabet piyasasının işleyişini, geliştirilmiş bir biçimde taklit etmekte ve ticari olmayan bir hizmetin üretimine bağlı maliyet ve faydaların paraca tahmini bir değerlendirmesini yaparak, sözkonusu hizmetin bir piyasası olması durumunda bireylerin buna ne fiyat verebileceklerini bulmaktadır. En nazik işlem, projeden doğaldan doğruya yararlanmayan kişilerce dolaylı olarak elde edilen yararların ve özellikle gözle görülüp elle tutulmayan, yanı maddi olmayan kazançların değerlendirilmesidir. Bu tür kazançlar, örneğin, bir baraj yapımı sonucu ortaya çıkan manzara güzelliğinde ve ek turizm olanaklarında kendisini gösterir. Rakip projelerin ölçülebilir maliyet ve yararları arasında eşitlik bulunması durumunda, projelerden biri yararına verilecek karar, gözle görülüp elle tutulmayan kazançlar hakkındaki öznel değerlendirmeye göre alınabilir.

Maliyet-etkinlik çözümlemesi Maliyet-etkinlik çözümlemesi, ilk kez 60'lı yıllarda, ABD'de, aynı amaçlara yönelik silah sistemlerinin etkinliğini incelemek için kullanılmaya başlandı. Daha sonra, bu tür çözümlemenin sınırları, siyasal iktidarın bazı iktisadi ve sosyal sorunlarla ilgili olarak aldığı ve kesin nicel amaçlar gözeten bütün kararlarını da kapsayacak biçimde genişletildi: örneğin, okul çağının on altı yaşına kadar uzatılması, yürürlüğe konulmadan önce, gerçekleştirilme maliyetini en aza indirmek için bir maliyet-etkinlik çözümlemesine konu oluşturabilecek kararlara bir örnektir. Pratik bakımdan, çözümleme bir program için yalnızca iki. öğeyi hesaba katar: bunlar, programın toplam maliyetiyle etkinliği, yani amacın gerçekleşme derecesidir. Ya belli bir etkinlikte en düşük maliyetli program ya da belli bir maliyette en yüksek etkinlikli program seçilir. Bu yöntem, ancak sözkonusu sistemler çeşitli kullanılış biçimleri bakımından tümüyle birbirlerinin benzeri oldukları takdirde bir değer taşır. Oysa, durum her zaman böyle değildir, çünkü bazı sistemler aynı zamanda birçok amaçları birden karşılayabilir. Bundan başka, bu yöntem, bir karardan beklenebilecek yararların tümünü, bu kararın yol açabileceği maliyetlerle karşılaştırmaz; programın yalnızca ilgilenilen sonucu dışında, onun doğurabileceği çeşitli sonuçları hesaba katmaz. Bu yöntem, amaçlarda yapılan değişikliklerden çıkan sonuçların çözümlemesiyle de pek ilgilenmez.

özel maliyet, toplumsal maliyet. Bu iki kavram arasında bir ayrılık vardır. Gerçekten de, çağdaş toplumlarda bireylerin, üretici ya da tüketici olarak gösterdikleri etkinliklerin ortaya çıkardığı "dış etkiler” de bir artış görülür. Bunlar, bireylerce üstlenilmeyen ya da hesaba katılmayan etkilerdir. Örneğin, tepkili uçakların gürültüsü havaalanlarının yakınlarında oturanların rahatını bozabilir, bazı kimselerce beğenilip sevilen doğal yerlerin güzelliği fabrika, depo, konut inşaatlarıyla yok edilebilir; yollann sıkışıklığı, araba trafiği yüzünden insan yaşamı kayıplarını artınr ve araba kullananların bundan elde ettikleri tatminleri azaltır. İlke olarak, özel maliyetle toplumsal maliyet arasındaki bu ayrılık, normal olarak, onarımı sorumlusuna düşen zararların kaynağını oluşturur ("kirleten öder ilkesi"). Ne var ki, ortaya çıkardığı çok sayıda güçlüklerden ötürü bu çözüm hiç de doyurucu değildir. İlk olarak geri dönülmesi olanaksız ağır ve gerçek bir telafinin sözkonusu olamayacağı durumlarda, zarar ve kaybın onarımı hiçbir anlam taşımaz, ikinci olarak, zarar ve kaybın takdiri, uzun vadeli sonuçlar bilinemeyeceği için, her zaman sağlam bir biçimde yapılamaz. Üçüncü olarak, zarar ve kaybın onarımı, sonunda çok yaklaşık nitelikte bir parasal tazminata vardığından, bu tazminat zararlı sonuçlan daha başlangıçtan düzeltmeye özendirici nitelikte değildir. Nihayet, zarar ve kaybın onarılması, çoğu kez iktisadi bakımdan bir savurganlık olarak ortaya çıkar: önlemek, olduktan sonra iyileştirmeye çalışmaktan daha iyidir.

—Muhs. Genel muhasebede, niteliklerine göre sınıflandırılan giderler, analitik muhasebede tahsis edildikleri yere göre yeniden sınıflandırılarak belli bir ürünün kısmi maliyetleri ortaya konur: alım maliyeti, üretim maliyeti, pazarlama maliyeti vb. Bu nedenle, maliyet fiyatı, son aşamaya, yani dağıtım aşamasına bu da içinde olmak üzere- kadar bütün maliyetlerin -eksiksiz ve fazlasız- toplam tutarıdır. Giderlerin sabit ya da değişken, dolaylı ya da dolaysız olmasına göre, maliyetler de sabit ya da değişken, dolaylı ya da dolaysız olur. Böylece, sabit maliyet (ya da yapısal maliyet), üretim düzeyinden etkilenmeyen (hiç olmazsa belli bir etkinlik alanı için) gider öğelerini içerirken değişken maliyet'\et, üretilen malların miktanna, az çok orantılı bir biçimde bağlıdır (örneğin tüketilen maddeler, ücretler, üretimde çalışan işçiler vbı). Bunun gibi, bir maliyet, kesin olarak bir ürüne ya da bir işleve ait olduğu zaman dolaysız, birden fazla ürüne ya da işleve ait olduğu ve bu nedenle bunlardan her birine düşen payın önceden saptanması gerektiği zaman dolaylı sayılır. Öte yandan, maliyet fiyatlarının hesaplanmasında kullanılan mantığa göre, iki tür maliyet olduğu söylenebilir. Bunlardan biri tarihsel maliyetler, öteki de jestiyon denetiminin temelini oluşturan tahmini maliyetlerdir (bunlara önceden saptanmış maliyetler de denir).
Analitik işletme muhasebesinde, gerek üretimin belli bir aşamasına özgü maliyetin hesaplanmasında, gerekse bir ürün ya da hizmetin maliyet fiyatının tahmininde, bu ölçütlerin çeşitli bileşimlerinden yararlanılır. Örneğin dışsatım, reklam, araştırma, satış artırımı vb. işlemleriyle ilgili giderlerin tümünü kapsayan dağıtım maliyeti, dolaylı ve dolaysız ya da sabit ve değişken maliyetlere bölünebilir ve bu varsayımlann her biri için a priori ya da a posteriori bir biçimde belirlenebilir. Öte yandan, maliyet fiyatı sözkonusu olduğunda, temel sorun yapısal giderlerin buna sokulup sokulamayacağıdır: direct costing adı verilen yöntem, yalnızca değişken maliyetleri (dolaylı ve dolaysız) göz önünde bulundururken tam maliyet (ya da genel maliyet) yöntemleri, değişken ve sabit, dolaysız ve dolaylı giderlerin üretilen her mal birimine yükletilmesine dayanır.

Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

10 Kasım 2014 / sahra## Soru-Cevap
27 Kasım 2015 / Misafir Cevaplanmış
11 Mart 2016 / nötrino X-Sözlük