Arama

Pazarlama Nedir? Pazarlama Hakkında

Güncelleme: 12 Ekim 2009 Gösterim: 41.846 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Pazarlama Nedir?

Sponsorlu Bağlantılar
Bir profesör, yüksek lisans öğrencilerine pazarlama kavramlarını anlatıyordu:
1. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz ve yanına giderek “Çok zenginim. Evlen benimle!” dediniz. Bu, doğrudan pazarlamadır.
2. Bir grup arkadaşınızla katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz. Arkadaşlarınızdan biri kızın yanına gitti ve sizi işaret ederek kıza “O çok zengin. Evlen onunla!” dedi. Bu, reklamdır.
3. Katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz ve yanına gidip telefon numarasını aldınız. Ertesi gün arayıp “Çok zenginim. Evlen benimle!” dediniz. Bu, tele pazarlamadır.
4. Katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz. Kalkıp kravatınızı düzelttiniz, ona doğru yürüyüp içkisini tazelediniz, arabanın kapısını açtınız, çantasınışürünce eğilip aldınız, küçük bir gezinti teklif ettiniz ve sonra “Bu arada ben çok zenginim. Benimle evlenir misin?” dediniz. Bu, halkla ilişkilerdir.
5. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanınıza geldi ve “Duyduğuma göre çok zenginmişsiniz. Benimle evlenir misiniz?” dedi. Bu, marka bilinirliğidir.
6. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp “Ben çok zenginim. Evlen benimle!” dediniz. Suratınıza okkalı bir tokat yapıştırdı. Bu, şteri geribildirimidir.
7. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp “Ben çok zenginim. Evlen benimle!” dediniz. O da sizi kocasıyla tanıştırdı. Bu, arz-talep uyuşmazlığıdır.
8. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaştınız, ama siz birşeyler söyleyemeden önce biri gelip ona “Ben çok zenginim. Benimle evlenir misin?” dedi ve kız onunla gitti. Bu, sizin pazar payınıza göz koyan rekabettir.
9. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp “Ben çok zenginim, evlen benimle!” diyecekken kariniz geldi. Bu, yeni pazarlara girememektir.
:lips:

Pazarlama
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Pazarlama'nın Amerikan Pazarlama Derneği'nce 1984 yılındaki toplantısında yapılan tanımı şöyledir:
"Pazarlama, kişisel ve örgütsel amaçlara ulaşmayı sağlayabilecek mübadeleleri gerçekleştirmek üzere malların, hizmetlerin ve fikirlerin geliştirilmesi, fiyatlandırılması, tutundurulması ve dağıtılmasına ilişkin planlama ve uygulama sürecidir."
Malların üretim yerlerinden satış yerlerine hareketini sağlayan faaliyetler pazarlama içinde düşünülür. Üretim ve pazarlama faaliyetlerini birlikte yürüten bir işletmede bu faaliyetler şöyle sıralanır;
  • Belirli mallar için potansiyel pazarı belirlemek.
  • İşletmenin üretim kapasitesinin verimli biçimde kullanılmasını sağlayacak talebi yaratmak.
  • Elverişli bir dagitim sistemi kurup uygulamak.
Yukarıdaki tanımların sonucunda ulaşılanlar ise;
  1. Pazarlama beşeri faaliyetleri kapsar.
  2. İhtiyaçların ve isteklerin doyurulmasına yöneliktir.
  3. Değişim yoluyla bu faaliyet amacına ulaşır.
Pazarlama, toplumun ve bireyin sosyo-psikolojik yapılarını ilgili bilim dallarından yararlanarak inceleyen ve onların gerçek tutum ve davranışlarını öğrenmeye çalışan, mal ve hizmetlerin tüketicilere ulaştırılmasında kullanılan yöntemlerden de yararlanarak tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarına uygun pazarlama uygulamalarının bulunmasını sağlayan bir faaliyettir. Ayrıca pazarlama, yerel, bölgesel ve ulusal pazarların birbirine bağlanmasında rol oynayan faktörlere ilgi gösterir.
Pazarlama kavramının temelini değişim süreci (prosesi) teşkil etmektedir. Sözlük tanımı olarak, pazarlama " iki veya daha fazla taraf arasında gerçekleşen bir değişim/mübadele sürecidir" şeklinde tanımlanmaktadır. Pazarlama aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi üreticilerle tüketiciler arasında yer alan bir ara-yüzey fonksiyonu olarak değerlendirilebilir.Bir ara-yüzey fonksiyonu olarak pazarlama faaliyetlerinin amacı tüketici ihtiyaç ve isteklerine uygun mal ve hizmetlerin, arzu edilen zaman ve mekanda uygun bir fiyatla tüketiciye ulaştırılmasıdır. Ancak, pazarlama bağlamında, değişim olayının gerçekleşebilmesi için belirli şartların mevcut olması gerekmektedir. Buna göre, pazarlama bağlamında bir değişimden bahsedebilmek için, belirli bir ödeme gücüne sahip kişilerin, kendi hür iradeleri ile bir fayda beklentisi içinde (pazarda) diğer kişilerle mal veya hizmet mübadelesine girmesi gerekmektedir. Baskı altında gerçekleşen veya taraflardan birinin karşı tarafa önerebileceği bir değer ifade eden bir şeye sahip olmaması durumunda değişim sürecinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.

Pazarlama Karması (Bileşenleri)
Pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi esnasında bir pazarlama yöneticisinin üzerinde karar vermek zorunda olduğu temel değişkenlere pazarlama bileşenleri veya pazarlama karması adı verilmektedir. Pazarlama karması ürünler için dört tanedir: mamul, fiyat, tutundurma ve dağıtım. Ancak hizmetlerin pazarlanmasında ise bu dört pazarlama bileşeni yetersiz kaldığından üç tane daha ilave edilerek 7’ye çıkarılarak genişletilmiş pazarlama karması (süreçler, insanlar, fiziksel kanıt) ismi verilmektedir.

sedat sencan - avatarı
sedat sencan
VIP VIP Üye
1 Haziran 2007       Mesaj #2
sedat sencan - avatarı
VIP VIP Üye
BEĞENİLERİNİZDE ÖZGÜR MÜSÜNÜZ ?
Herhangi bir sanat eserini beğenip beğenmediğinizi söylerken etki altında kalmış olabilir misiniz?
Sponsorlu Bağlantılar
Diyelim ki Van Gogh’ın sizin bilmediğiniz bir tablosunun fotoğrafını çeksem.
Bu fotoğrafı size gösterip:
---‘Bu tabloyu ben yaptım.’ desem.
Beğenir misiniz?
Tabii ki yükses sesle vereceğiniz cevabı kastetmiyorum.
Çünkü hatır için ‘evet’ dersiniz.
Aklınızdan geçenleri bilmek istiyorum.
İşi tersinden ele alalım.
Ben bir şeyler çizip boyasam ve bir fotoğrafını çektikten sonra size göstersem:
---‘Bu tabloyu çok meşhur bir ressam yapmış’ desem.
Beğenir misiniz?
Veya herkesin bildiği bir ressamla anlaşsam.
O ressam benim çizdiğim eften püften bir tablomu gösterip:
---‘İşte şahane bir tablo’ dese.
Beğenir misiniz?
Bir sanat eseri için vereceğiniz kararda başkalarının etkisi var mı?
Bir roman okudunuz.Hoşunuza gitti.
Sonraki günlerde yapılan sohbette söz okuduğunuz bu romana geldi.
Birkaç kişi çok berbat bir kitap olduğunu söylediler.
Hemen ortaya atılıp aksini savunabilir misiniz?
Herhangi bir sanat eserini beğenip beğenmeme,kişinin sözkonusu sanat dalındaki bilgisiyle ilgilidir.
Örneğin klasik batı müziği böyledir.En azından kulak eğitimi diyebileceğimiz bir alışkanlık gerekir.
Diğer taraftan alış-verişinizde satın alacağınız malın seçiminde tutumunuz nedir?
Başkalarının tavsiyelerini dinler misiniz?
Birisi herhangi bir malın kalitesi için olumsuz konuşunca biz de tereddüt ederiz.
Hatta bu mal hakkında olumsuz konuşanlar çoğalırsa o malı satın almayız.
Ama kendimiz denememişizdir bile.
Veya tam tersi.O mal için olumlu fikirler edinince etki altında kalırız.
Genellikle beğeniriz.
En önemlisi de reklamlar.
Kısacası beğenilerinizde özgür müsünüz?
HipHopRocK - avatarı
HipHopRocK
Ziyaretçi
12 Ekim 2009       Mesaj #3
HipHopRocK - avatarı
Ziyaretçi
Pazarlama Nedir?

Doğal kaynaklardan yararlanılarak üretilen ürün ve hizmetlerin en son tüketicinin eline geçene kadar gerçekleştirilen faaliyetleri kapsayan (Uraz, 1978:2) pazarlama kavramı, kişiden kişiye ve kurumdan kuruma farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Pazarlamayı kimileri çok dar, kimileri ise geniş kapsamlı olarak ele almaktadır.
Günlük yaşamda birçok yerde karşımıza çıkan pazarlama olayına yönelik yapılmış çok sayıda tanım bulunmaktadır. Birçok kişinin pazarlama kavramından anladığı birbirinden farklıdır. Pazarlama üzerine yazılmış bir kitapta (Tek, 1999:4-5), dar ve geniş anlamda pazarlama tanımları verilerek pazarlamaya ilişkin açıklamalar yapılmaya çalışılmaktadır. Dar anlamdaki pazarlama tanımlarında dağıtım yönlü, mülkiyet yönlü ve yönetimsel pazarlama tanımları şeklinde bir ayrıma gidilmektedir. Söz konusu tanımlarda pazarlama kavramındaki ağırlık noktaları önem kazanmaktadır. Geniş anlamdaki pazarlama tanımlarında ise bir işletmedeki işletme faaliyetlerinin bütünü pazarlamaya ilişkin olarak ele alınmaktadır.
Genel bir tanım olarak pazarlama; müşterilerin gereksinimlerini ve beklentilerini anlama ve bu çerçevede hizmetlerin nasıl tasarlanıp sunulabileceğini planlama işlemidir (Walters, 1992:V). Cemalcılar (1983:12) ise pazarlamayı, “pazarlarla ilişki kurmak, insanların gereksinimlerini doyurmak amacıyla değişimi gerçekleştirmek” şeklinde tanımlamaktadır.
Pazarlamaya ilişkin olarak en yaygın kullanılan tanım Amerikan Pazarlama Derneği’nin yapmış olduğu tanımdır. Bu tanıma göre pazarlama, kişilerin ve örgütlerin amaçlarına uygun şekilde değişimi sağlamak üzere, ürünlerin, hizmetlerin ve düşüncelerin yaratılmasını, fiyatlandırılmasını, dağıtımını ve satış çabalarını planlama ve uygulama sürecidir.
Bir çalışmada (Cemalcılar, 1987:13) ise pazarlama tanımlarında vurgulanan noktalar şöyle açıklanmaktadır:

• Pazarlama, insanların gereksinimlerinin ve isteklerinin doyurulmasına yöneliktir.
• Pazarlama, değişimi kolaylaştırır ve gerçekleştirir.
• Pazarlama çeşitli eylemlerden oluşur.
• Pazarlama eylemleri insanlar ve örgütler tarafından yapılır.
• Pazarlamaya ürünler, hizmetler ve düşünceler konu olurlar.
• Pazarlama eylemleri planlanmalı ve denetlenmelidir.

Simkin (2000:157) de pazarlama tanımlarındaki ortak konulara değinmektedir. Simkin’e göre ortak konular; müşteri tatmini, takas, rakiplere üstünlük sağlama, elverişli pazar fırsatlarını belirleme, kurumun pazardaki konumunu iyileştirmek için kaynakları rasyonel kullanmak, öncelikli hedef pazardaki payı artırmaktır.
Bir kurumun yönetim anlayışında pazarlama öğesi yer almalıdır. Bu anlayış ürünler üretilmeden önce, tüketicilerin gereksinimlerinin ve beklentilerinin öğrenilmesine önem verir. Cemalcılar (1989:23) “pazarlama kavramı nasıl benimsenir?” sorusuna yanıt bulmaya çalışırken; kavramın benimsenmesindeki iki aşamadan bahsetmektedir: Bunlardan ilki, iyi bir bilgi sistemi kurmak; diğeri ise, uygun bir örgüt oluşturmaktır. İyi bir bilgi sistemi kurmaktaki amaç; pazarın gerçek gereksinim ve beklentilerini saptamak ve buna göre hareket etmektir.
Uygun bir örgüt oluştururken ise pazarlama kavramının tüm kurum çalışanları tarafından benimsenmesi sağlanmalı ve işletmenin eylemlerinin koordineli olarak gerçekleştirilmesi yolunda çaba harcanmalıdır.

Pazarlamanın Tarihçesi
İnsanların kendi kendilerine yettikleri dönemlerde pazarlama diye herhangi bir şey bulunmamaktadır. Toplumun kendi kendine yeten yapıdan sosyo-ekonomik bir düzene dönüşmesi sürecinde pazarlama olgusu doğmuş ve gelişmiştir. İş bölümün gelişmesi, sanayileşme akımı ve nüfusun kentleşmesi pazarlamanın gelişme sürecindeki yapı taşlarıdır. Bu nedenledir ki pazarlama konusu üzerine çalışmaları olan bir kişi olarak Cemalcılar, pazarlamanın bir devrim olmaktan çok, bir evrim sonucu ortaya çıktığına değinmektedir.
XVIII. yüzyılın ilk yıllarında başlayan sanayi devrimi ve sonrasında gelen kitle üretimi pazarlamayı oldukça etkilemiştir. Çağdaş pazarlamanın I. Dünya Savaşı’ndan sonra geliştiği, II. Dünya Savaşı’ndan sonra da üretimde, bilimsel yaklaşımın pazarlama eylemlerine uygulandığı göze çarpmaktadır (Cemalcılar, 1983:4-5).
1940’ların ikinci yarısı ile 1960’ların ilk yarısı arasında pek çok yazar pazarlamanın bir bilim olup olmadığı konusunu tartışmışlardır (Bartels, 1951; Baumol, 1957; Buzzell, 1963; Converse, 1945 Hutchinson, 1952; Taylor, 1965). İzleyen yıllarda bu tartışmalar yerini pazarlamanın konusu ve kapsamının belirlenmesi çalışmalarına bırakmıştır. 1950’lerin başında General Electric ve diğer Amerikan şirketleri tarafından benimsenen pazarlama yönetimi kavramı, işletme felsefesinin önemli unsurlarından birisi haline gelmiştir. Bu ortamda tüketici tüm işletme faaliyetlerinin merkez noktası olarak benimsenmekte, müşteri gereksinim ve isteklerine ilişkin elde edilen bilgi tüm önemli işletme kararları için başlangıç noktası olarak düşünülmektedir (Raymond ve Barksdale, 1989:42).
Günümüzde pazarlama, hayatımızda gün be gün önem kazanan ve daha geniş kitlelerin ilgilendiği bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.


Benzer Konular

3 Nisan 2013 / Misafir Soru-Cevap
28 Kasım 2011 / Misafir Soru-Cevap
26 Şubat 2010 / Misafir Soru-Cevap
5 Aralık 2014 / Misafir Cevaplanmış
10 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap