Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 2

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.045.651 Cevap: 8.002
AY_ISIGI - avatarı
AY_ISIGI
Ziyaretçi
3 Aralık 2006       Mesaj #11
AY_ISIGI - avatarı
Ziyaretçi
GİDİYORUM

Sponsorlu Bağlantılar
Çölde bir yolcu gibi yalnızlığım içinde
Kavrulup gidiyorum.
Serseri bir rüzgar gibi hep ganimet peşinde
Savrulup gidiyorum
Serçe kadar pervasız, bir günden ötekine
Atlayıp gidiyorum.
Bütün kumaşlarını açtığım gibi yine
Katlayıp gidiyorum.
Bir kış güneşi gibi ben keyfimin esiri
Görünüp gidiyorum.
Ne belli yerim var, ne de sevdiğim biri
Sürünüp gidiyorum .



Cahit Sıtkı Tarancı

iwosky - avatarı
iwosky
Ziyaretçi
3 Aralık 2006       Mesaj #12
iwosky - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızlık

Sponsorlu Bağlantılar
kavga bitti
şımarık merhabalar çiziyor tırnağıyla karanlık

uzaklarda
çok uzaklarda ırzına geçilmiş rüzgarın
oysa kumdaki izi silinmiştir,
ve kanlı kuytularda gölgesini okşar güneş

kimsenin haberi yok
yosunlu dalgalara kilitlendi kahkahalar
ebemkuşağı kuşatılmış
bulutlar bu mevsim aynada hep çalakalem

şimdi toprağa yalnızlık yağıyor
kavga bitti



Hakan Kartal

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Aralık 2006       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
FİRUZE – ZAMANSIZ, FERMANSIZ SON ŞİİR


Vedâ ediyorum bu akşam beyâz kâğıtlara
başucumda bir okka siyâh mürekkeb
beraberinde kesik uçlu dividim
satırlarımın arasına son defâ
âlfâbemden kadîm bir harfi daha düşürüyorum
üşüyen ve boynu bükük ‘mim’in
çiğ kokusunu alıyor musun şimdi?
basit yanılgılardan kaçarken
kader diye alnıma yazıldı en hazin yenilgiler
sana uzanan bütün yollarıma mayın döşediler
beyâz güvercinlerimi vurdular, yetmedi
‘sen’ akan ırmaklarımı kuruttular, bitmedi
beni, seni terk etmeye
şiir yazmamaya adına bir daha
yeminler ettirdiler bana ey yâr!

İsimsiz bir vedâ bıraktılar bana
kısa olsun istediler, direndim
senin adın geçince mısrâlarımda
bir daha zikretme dediler, bilendim
bana çok gördüler seni be yâr,
senden değil kendimden kaçıp gittim inzivâya
hangi kanyona baksam
ikimize âit bir şeyler bulurum; yetim, yaralı, yarım.
sen cennetinde kal olur mu?
yasak meyvayı yemeni istemiyorum
bana ölümsüz bir bakış bıraksan yeter!

Bir melek indirirmiş yer yüzüne
her yağmur tanesini
senin sıran ne zamân biliyor musun
kıyâmet ne zamân, ölümüm ne zamân?
seni sordum balıklara, Yûnus (a.s) benim diye
mavi denizin ben değil miydim oysa!
Îsa (a.s) oldum yine, semâda bulmak için seni
yedi kat göğe ve içindekilere ve yıldızlara seni sordum
tanıyamadım ama, seni sana sordum
sadece ‘ben de görmedim’ buyurdun
‘benim göğüm sensin dememişmiydin’ oysa!

Son bir defâ daha düşüyorsun müzmin satırlarıma
bir kaç kelâm da sen söylesene, birkaç teselli
ben bestelenmemiş bir türkü mü olup gittim!
yazdığım şiirlere hiç sığdıramadım seni,
hayallerine sürgün edildim
nemrûdun ateşine düşünce kelimelerim
şâirler odun taşır oldu yangınıma
ama ben, senin yangınında üşüyorum
rahmet oluyor dudaklarıma taştan bir gül, yetmiyor.
sonra, bir ‘kün’ emrinde
‘berden ve selâmen’ yetişiyor imdâdıma
ve neye dokunsam güller açıyor be yâr!

Gidişimin ayak sesini duâların uğurluyor
çığlıklarım savruluyor mekânsız saraylarda
bir gözün güneş, diğer gözün ay olsa da
benim güneşimi de al yanına
ben, senin ellerinden düşüyorum toprağa
ne zamân geçirsen adımı aklından
gözlerinin boşluğuna düşen yağmur olup gelirim.
senden şimdi çok uzaklardayım belki
ama bil ki
bir daha olamayacağım bu dünyâda!
eğer bir gün gelip oturunca hasretim yüreğine
gök yüzüne bakman yeterli
sonra göğe yükselip bulamazsan izimi
kör bir akrepten al son haberimi!

Başını taşlara vurmayı sen öğretmedin mi suya
şimdi hangi cana süngü olup batar kirpiklerin
hangi şehrin mahyası olup sonra söner gözlerin?
kendine gece uykusunu harâm kılmışsın diyorlar
bu uykusuzluğun kimden arta kalan be yâr,
isyân tanımayan bakışların var ya
bana fermânsız dermân bırakman yeter bu uğurda
güller açınca rûhumda; kırmızı, beyâz, pembe
açınca güller ister gündüz olsun, ister gece
güllerden daha çok sen yakışırsın rûhuma Firûze!

Zafer ŞIK
ReaLin - avatarı
ReaLin
Ziyaretçi
3 Aralık 2006       Mesaj #14
ReaLin - avatarı
Ziyaretçi
HEP ACELE ACELE

HEP ACELE ACELE


Yıllar var yaşıyoruz
Hep acele acele
Durmadan koşuyoruz
Bak acele acele

İşin bekler acele
Eşin bekler acele
Dostun bekler acele
Ne kaldı ki ecele

Ne ömürler tükettik
Ne umutlar yitirdik
Ne dostları kaybettik
Hep acele acele

Ahmet selçuk ilhan
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Aralık 2006       Mesaj #15
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sana Yakın
Birdostun sıcaklığın
Öylesine
Yaslamak istiyorumki başımı
Ya omzunu uzat sevgilim
Ya da telleri kopuk
Bir kemanı

Kanadının altına sığınacak
Bir kuş arayan
Eskimiş saçak gibiyim sensiz
Yada bütün balinalarının
Kıyıya vurup intahar ettiği
Bir deniz

Bir hitit çanağıyım
Toprağa gömülü
Ve sen
İlk kazısını yapan
Bir arkeolog ürkekliğiyle
Ellerinin arasına
Al beni

Tek dileğimdir çünkü benim
Sana yakın bir sunay akın.

Sunay Akın
Son düzenleyen Blue Blood; 26 Mart 2007 23:07
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Aralık 2006       Mesaj #16
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
H-Ay Kırdım Gecede




düş suyuyla kırkladım karayı,
uçurum bakışların davet ederken düşmelere.
sesi kalınlaşmış hüznün,
belli ki bundan
boğaz kabullenmiyor yarayı.


güneşe verdik vereli müebbedi,
adres sorar olmuş ellerim.
tenin tenime kabus,
unutmuşum ölümün soğuk nefesini
dudaklarımı dudaklarına bırakmayalı.


suretsiz bir nefesmiş
kapı ardı unutulan heves,
ben suskun omuz kırık.
hiçbir ok affetmiyor
kendini zamansız bırakan yayı.


çok sabahlar demledim
ateşi verip gecenin altına,
iki şekerli içemedik hiç aşkı.
kimse öğretmedi ki;
duaya ekilen ümit kırıntılarını sağmayı.

Yazan : Mehtap
CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
3 Aralık 2006       Mesaj #17
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
Aklıma Düşmeye Gör...

Aklıma düşmeye gör
Yeşil bir rüzgar gibi eser gözlerin
Yüreğimden, çığlar düşürür...
Özlemin, yıkar bentleri
Gözlerimin nehirlerinden süzülür..

Aklıma düşmeye gör,
Sevdaya uçan bir biçâre güvercin,
Menzile varamadan vurulur...
Yapraklarına, mahzun bir çiçeğin,
İmkânsızlığın buseleri dokunur...

Aklıma düşmeye gör,
Hüzün makamında bestelenir sözlerin,
gönlümün dilinde, söylenir durur...
Asıp kanatlarına vuslatları,
Uçar içimden vefasız kumrular,
Bende kalan, yine hasretin olur...

Aklıma düşmeye gör,
Umutlarım gezinir
Bakışlarının koylarında
Ve
Kapatırsın gözlerini ansızın,
Vurgun yer yarınlarım,
Gömülür ummanlara...


( Seynur İnal )
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Aralık 2006       Mesaj #18
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Seranad

Kimdir bana gülümsiyen yeşillik balkonundan?
Demek gecelerden sonra nihayet gün doğuyor.
Bir güşündür gençliğimi döndürdü yolundan;
Yanan şu alnım elinin gölgesiyle soğuyor.

Güzelsin ya, ne olursan ol, girdin hikayeme:
Çok değil evi barkı terkedip sana uyduğum,
Ancak sen tazelikte gül yaraşır pencereme;
Uykusuz gecelerimde kokusunu duyduğum.

Eğil bak suya, ordadır, ordadır güzelliğin, gençliğin;
Sen gel beni dinle, günlerimiz heba olmasın.
Yorgun başımı göğsünde emniyette bileyim;
Artık taslarımız ayrı çeşmelerden dolmasın.

Cahit Sıtkı Tarancı
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
3 Aralık 2006       Mesaj #19
arwen - avatarı
Ziyaretçi
...Gittin Ya...


Gökyüzünü yine sen ve kardeşlerin kaplamıştınız pırıl pırıl ışıldayarak
Bense bir sigaramdan bir senden nefes çekmekle meşgul
Sigaramın ateşi gibi sensizliğin yanmışlığıyla kavruluyorum.

Kim bilir şimdi nerelerde, kiminle hangi gönüldesin
Bu kadar mı acıtacaktı içimi bu ani gidişin
Bu kadar mı yakacaktı bu kopuşun
Acılar denizine gömdün ayağıma taşlar bağlayarak


Ben seni ne çok sevmiştim senin için ömrümü yoluna sermiştim
Her gecenin zifiri karanlığını aydınlatan gözlerinde kaybolmaya
Güller açtıran gülüşünü mimiklerini izleyip gülmeye,
İçli o denli güzel söylediğin ‘elbet bir gün buluşacağız’ diye başladığın şarkına
Öyle alışmıştım öyle benimsemiştim ki hiç bunlardan kopmayacağımı zannetmiştim

Aynı acıları farklı yerlerde bize çektiren bu kader değil miydi? Bizi yan yana getiren,
Tüm umutların tükendiği, toprağımızın çatlayıp kuruduğu zaman yağan yağmur misali
Bizi kavuşturan aynı dere yatağında sürüklenmemize sebep olan.
Öyleyse neden bu ani kaçışın, sen bunu yapmazdın be gülüm söyle hadi söyle
Söyle ne olur yaratan aşkına söyle neydi seni insafsızca değiştiren.

Ben artık bittim, eski günlerime dönmek istemiyorum artık sensiz yaşamak mı asla.
Alışamıyorum anla sensizlik inan öyle zor ki tüm dünyayı yükleseler omzuma
Ne bu kadar zor gelirdi ne de bu gidiş kadar acı verirdi güçsüz şu vücuda,
Hiçbir şeyim düzgün gitmedi ki şu dünya da baksana yaradana ettiğim dualar,
Sensiz olacaksam al canımı diye ettiğim feryatlar bile tutmuyor kabul görmüyor
Ah canım ama inan bu acı bu yıkılmışlığa rağmen hala bu gözler seni bekliyor.



Khan
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
3 Aralık 2006       Mesaj #20
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Kırmızı Gül


Geçen yıl sonbaharda,
Kırmızı bir gül,
Bırakmıştım kapına,
Onu alıp kokladın mı,
Kurutup koynunda sakladın mı,
Baktıkça beni hatırladın mı?
Kırmızı gül aşkı anlatırmış,
Aşkımı anlatabildim mi?
Bu sonbaharda da,
Kırmızı güllerle geldim kapına,
Binlerce kırmızı gülle,
Evini gül bahçesine,
Yüreğimi aşk cennetine
Çevirecektim...
Kapın kapalıydı,
Sen yoktun,
Gitmiştin,
Kırmızı güller kaldı elimde,
Bir acı var yüreğimde,
Kırmızı güller kurudu,
Sahipsiz öksüz kaldı,
Bense bi çare,
Kapında nöbetteyim hala...



Umut Gül


Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya