Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 353

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.175.867 Cevap: 8.002
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
9 Mayıs 2007       Mesaj #3521
kambis - avatarı
Ziyaretçi
ÇIĞLIK

Sponsorlu Bağlantılar



Çekik gözlü, sarı insanların doyasıya
yaşanmamış hayatların anısına...



Anne, ben aşık oldum.

Suki’nin ellerinden tutup

O’nu dağlara çıkarmak,

Kırlangıç Tepesinden O’na

Sekiya toplamak istiyorum.

O’na martıları, denizi anlatmak...

Anne, ben deniz gördüm değil mi?

Anne yine başladılar

Bu sesler beni çıldırtıyor.

Anne... Anne neredesin?

Bu sesler, bu çığlıklar...

Anne ne olur söyle sussunlar.

Gel kaçır beni buradan tahta atım.

Tahta atım neredesin?

Kırlangıç Tepesi... Anne, Suki neredesin?

Masa , bardak, sandık...

Sesim, gözyaşlarım neredesiniz?

Tanrım neydi o?...

Sanki bir bıçak kesti

İçinde hiçbir şey olmayan dünyamı?

Yono... Yono olmasın bu?

Hamileydi neredeyse doğuracaktı.

Kocası John, “Sağ doğarsa adını Sevgi koyacağım” diyordu.

John... şimdi üzgündür, ağlıyordur belki de

Bu... evet...evet bir çocuk ağlaması

Ölmemiş,

Sevgi ölmemiş, yaşıyor.

Sesler ve çığlıklar artıyor,

Artık birbirlerinden ayırdedemiyorum.

Sus bomba... yalvarırım sus

Arkadaşlarımın, annemin

Sesini duymak istiyorum.

Anne neredesin...

Dinle, bak herşey sustu.

Seni duyabilirim artık.

Söyle onlara herşeyi yeniden başlatsınlar,

Bu kara Pazar hiç yaşanmamış olsun,

Anne ne olur geri dön artık...

Kurabiyeleri ben aşırmıştım,

Özür dilerim

Bir daha seni hiç üzmeyeceğim

Ne olur geri dön artık.

İsmail GÖKÇEL


blood_lovee - avatarı
blood_lovee
Ziyaretçi
9 Mayıs 2007       Mesaj #3522
blood_lovee - avatarı
Ziyaretçi
Damla

Sponsorlu Bağlantılar

Damla damla akıyorsun gözlerimden
Düşünüyorum seni,
Günde 25 saat haftada 8 gün
Ve bir gün yine başladı ve küstüm kendimle
Günlerdir bekliyorum,
Gelsen de bizi barıştırsan
Ve akşam oldu hala yazıyorum..
suyun damla damla akışı gibi,
1961 ortasındaki Küba sabahı gibi
huzur veriyorsun ama;
Bir yandan da;
Çürütüyorsun
Suyun ahşabı çürüttüğü gibi…
Nasıl anlatsam;
Bir yarayı kaşımak gibi
Acıyor ama bir tadı da var..
Sanki aşk gibi..
Yok değil..


Salih Akkaş
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
10 Mayıs 2007       Mesaj #3523
arwen - avatarı
Ziyaretçi
sesimi mi unuttum
bir köşede
hani bana en muhteşem baktığın anda
yoksa sen mi yoktun da
ben kaldım
çığlıklarımın ayazının yakıcılığında

duymadın mı
sağır mı oldu yüreğin
görmedin mi
kör mü oldu nefesin
sordum
çok mu gördün bir buselik sevgini

al şimdi gardını
geç karşıma
çektim kınından yüreğimi
sen de çek hadi
aman allahım bu mu
hiç yeltenme bence bu düelloya
kaç karşımdan dört nala...


aslı demirel
scanner_11 - avatarı
scanner_11
Ziyaretçi
10 Mayıs 2007       Mesaj #3524
scanner_11 - avatarı
Ziyaretçi
Anısı Biz Olalım Bu Sokakların

Anısı biz olalım bu sokakların
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiçbir otobüs durağı kalmasın
Biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bulalım
yeni sevinçlere benzeyen

Biz gelince bir yağmur başlar
yüzün çizilir buğulanan camlara
bir uzun karatma biter
akasyalar köpürür birdenbire
ve her avluda adınla anılan
çiçekler sulanır akşamüstleri

Bir arkadaş evinde uğrarız yolüstü
bir fincan kahve içeriz, ısıtır bizi
başını sessizce omzuma koyarsın
gülüreyhan olur soluğun
Biz kalırız kuşlar dönüp gelir
her balkonda bir menekşe sesi

Belki yeniden güzelleştiririz
adları değiştirilen parkları
perdeleri hiç açılmayan evlerde
ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur
tanıdık sevinçlerle dolar yeniden
kendi sesini kemiren alanlar

Anısı biz olalım bu sokakların
ve hiç durmadan yağmur yağsın
Biz gürültüsüz sözcükler bulalım
sarmaşıklar fısıldaşsın yine
Gidersek birlikte gideriz
yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen


NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
10 Mayıs 2007       Mesaj #3525
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Aşk

Sevda nedir diye sorsalar bana
Ya dert derim yada çok acı derim
Sevda aşka dönüp karışsa kana
Çaresiz ölümün ilacı derim

Sevdaya kapılan aşka dönermiş
Çok seven dostuna sevgi önermiş
Tek yönlü aşık da umut sönermiş
İşte ben bu aşka çok acı derim

Sevgi yüreklerde sağlar barışı
Sende sev de sürdür gel bu yarışı
Sevgiyle tamamla sona varışı
Sevgi yarışına baş tacı derim

Sevgiden sevdaya giden bu yolda
Sakın aşka düşme dinle sen ol da
Bir elin yağdaymış bir elin balda
Aşka düşenlere kiracı derim

Semahi sevdayla sarhoş dolaşır
Feryadı yürekten arşa ulaşır
Sevgiyi mahveder meye bulaşır
Artık aşık değil şıracı derim


Erol Duran
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Mayıs 2007       Mesaj #3526
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yitirilmiş ne varsa

Çirkin çiçeklerle dolu katil bahçelerinde dolaştım,
Dalgındım,
Bıçak sırtı yaşamalarım, penceresizliğim
Ve öksüz düşlerim vardı ceplerimde,
Uğultusuzluğumu özlemiştim,
Hala bir ceylan ağlıyordu içimde,
hiç yoktan vurulan..

Senin şehirlerin uyurken,
Benim gözlerimi bıçakladılar.
Kör bir balıkçıyım şimdi,
Denizlere sarılıyorum
Hiç görmediğim vapurlara el sallıyorum
Rüyalarım da yaşlanmıyor

Kaybolan eylül gemilerimi,
Sonbahar sesiyle çağırsam gelir mi?
Ah vurulası yüreğim
Süpüremedin kapından yalnızlığı
Örselenmiş paslı yüreğim

Ellerim yumuk orman karanlıkları omuzlarımda
Ve ardından ağlayan ezgisiz türkülerdi gözlerim
Senin gözlerinin pusuna saklanıp
Senden kalan bu yıkıntılar arsında
Bizi büyüten ellerini aradım,
Öpülesi ellerini

Susuşlara prangalı dil
Kanlı düşler kuyusunda
Ölüm çığlıkları atabilir

Gözyaşı göllerinde durulanmalar vaktinden geliyorum
Sonunu hep unuttuğum
Dilsiz şarkılarım vardı inleten
Şimdi o şarkılar beni unuttu

Yıkık kentler konuşmaz bilirim
Cam kırıkları ve kırık dallar var
İncinen yüreğimin yaralarında
Ve bilir misin?
Güller hiç uyanmaz bu vadide
Gözlerin düşer aklıma
An gelir şavkın vurur yüzüme
O zaman vakit ölüm olur dudağımda
Kaçsam yakama yapışır gözlerin

Yılları ve yolları
Ödünç aldım
Yastığımdaki çukura dolan korkulu geceden
Düş düşkünü çocukluğumu çalmış namlı sevdalılar
Üstüne üstlük sensizim
Yani gölgesiz dolaşıyorum
Artık intiharlarda öldürmez beni
Yüreğimde konaklayan hüzünler
Senden gelir

Al dün gece seninle yoğurdum bu şiiri
Ekmek buğusu mübarekliğinde
Sıcacık
Nasıl olsa sana çıkmayan yol yok
Kaybolabilirim kuytularda
Dalıp dalıp giderim başka diyarlara
Bir gün dönmeyiveririm

Ama sen
Yine de biriktir gözyaşlarını
Belki bir gün
Tutuşturur seni bensizlik
Belki bir gün
Sende beni ağlarsın
Hoyratım benim

Şafaklar düşmüş alnına
Kırlangıçlar uçmuş koynuna
Bak
Hala aynı şarkıda irkiliyoruz

Bu aşkın adresi dursun sende,
Kelepçeli kuşlar
Yuva karmadan gözlerimize,
Belki geri döneriz
Ve geri veririz birbirimize

Yitirilmiş ne varsa


Kahraman TAZEOĞLU

NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
10 Mayıs 2007       Mesaj #3527
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Barış Nedir Sevgilim

barış nedir sevgilim biliyor musun
bir köprü müdür üstüne gölgeler düşünce çöken
halka açılamadan batan bir şirket
iki savaş arasında verilen çay molası mıdır barış yoksa
hurdacıya söylediği son sözler mi
bisikleti vurulan bir çocuğun söyle sevgilim
Einstein'ın Roosevelt'e yazdığı mektup mudur barış
Lozan'dan gelen telefon mu Mustafa Kemal'e
çöplerini bilimin süpürdüğü bir sokak mıdır barış yoksa söyle sevgilimde ki
tünediği balkon uçuruma düşen yavru bir kuştur barış
saatçiyi hapse attıkları için kurulamayan bir meydan saati
ayağımızdaki paslı çiviyi bacağımızı keserek çıkaran
bir melekde ki aptalların türküsü
oyuna getirilenlerin ülküsüdür barış
dişleri sökülmüş Asya kaplanıdır kapitalizmin sirkinde ki sevgilim
içine bayat pil konmuş el feneridir barış
fosforlu izleridir bayrakların üzerinde gezen salyangozların
barış düşsel beyaz buluttur bir kaleye çarpıp dağılan
kör bir toplumun tehdit dolu yazılarla kirlettiği bir defterdir barış
kendinde bulamayıp başkalarında aradığıdır insanın barış
halkının üzerine devrilen bir devlettir zor dönemeçlerde
açılmadığı için posta kutusunda ölen bir mektuptur barış
patlayıp seyircileri öldüren bir futbol topudur
son dakikada bunların hiçbiri
hiçbiri değilse barış söyle sevgilim savaşın düş kurduğu yerlerde
hangi yüzsüzün uydurduğu bi' sözcük türşu dillerden düşmeyen barış


Akgün Akova
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Mayıs 2007       Mesaj #3528
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
EN YAR






bu kadar yer etmezdi belki içime yokluğun
böyle derinden vurmazdım sanki kendimi...

kim bilir...

yıkılmazdım ya da sarhoş gecelerin üstüne
yenik düşmezdim şarapçı gönlüme

ey en yar...

a benim vuslatı haram kılanım...
ey! gözyaşıma çaktığım çivi...
ne kadar paslıymış sevdan...







Gökhan CENGİZ
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
10 Mayıs 2007       Mesaj #3529
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Deniz

Bir denize benzer hayatımız ,
Bazen tek düze, bazen kızgın
Ama hep umut dolu değil midir deniz?
Balıkçıların ve balıkların umudu,
Özgürlüğün simgesi

Deniz sırlarla doludur
Gizemli ve çekici
Ve bir o kadar da ölümcül
Neden hep denizin ardını çekici buluruz
Ve neden hep orada güzel bir hayat olduğunu düşünüp avunuruz,
Deniz ölümcülde olsa
Kimi zaman atlayıvermek isteriz içine.
Ölmek istemesek bile...

Deniz sonsuz
Deniz umut
Deniz neşe
Deniz güç
Deniz barış
Ve kimi zaman ölümdür bizim için deniz
Ölmek istemesek bile...


Elif Gültekin
Guest_ASU - avatarı
Guest_ASU
Ziyaretçi
10 Mayıs 2007       Mesaj #3530
Guest_ASU - avatarı
Ziyaretçi
Eylül

Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir ****** kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Akşam rüzgarları; tene dokunan bir kamçı kadar şehvetlidir.
Ben her yıl ölümü ve aşkı bu ayda beklerim.....

Ve eylülün çıplak ayakalrına bir yazı bırakırım.
Eylül sabahları; kılıçlar kadar keskin ışıltılarıyla
tenimi kanatarak uyandırır beni.
Ben eylüle akarım.
Bir hüzün gibi akarım ben eylüle kanayan bir aşk gibi,
siyah şallara bürünmüş,genç bir ölüm gibi akarım.
Sevişerek,ağlayarak ve ölerek akarım ben eylüle.
Her yıl,hep aynı vakitte,geniş bir ırmak gibi
bütün hayatı berrak sularında yıkayarak gelir,
beni ve herşeyi koynuna alarak,
bir meçhule hüznüyle emzirerek götürür hep.
Kadınları ve hüznü eylülde severim...

Keman konçertolarını,
akşam saatlerinde bir bir ışık yangını ile kıpkızıl tüten
yalnız ağaçları,ürkek tebessümleri ve edepsiz kahkahakarı severim.
Lacivert bir deniz benim ellerimde oynaşır.
Sahiller,yaşlı bir kadın gibi kendine terkedilir
Şarkılar,incecik bürümcükten acılar vaad eder her dinleyene
Bitenin başlayana dokunduğu yerdir eylül...

Onun için yanık yanık tütsü kokar,
Onun için değdiği yeri kanatır.
Eylülde aşk,eylülde acı,eylülde yalnızlık zordur,
eylülde herşey zordur,ben eylülü onun için severim.
Eylül ışıklarında çırılçıplak ruhlar yıkanır
Herkes herşeye kapısını aralar 'bir aşk oluverir aşinalık'.
Ölüm kıvırcık saçlarını hayatın göğsüne dokundurur.
Aşkı ve ölümü ben hep bu ayda beklerim.
Nasıl da mahsun ve nasıl da tehditkardır.
Ben eylülde bütün aşklardan ve ve kadınlardan korkarım...

Ben her yıl eylülün çıplak ayaklarına bir yazı adarım.
Ve ben eylüle akarım
Bir hüzün gibi akarım ben eylüle,
kanayan bir aşk gibi akarım,
Siyah şallara bürünmüş bir genç ölüm gibi akarım...
Ahmet Altan

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya