Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 374

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.175.368 Cevap: 8.002
scanner_11 - avatarı
scanner_11
Ziyaretçi
21 Mayıs 2007       Mesaj #3731
scanner_11 - avatarı
Ziyaretçi
AĞITI YARALI KUŞLAR KONAR ALNIMA

Sponsorlu Bağlantılar
Ağıtı yaralı kuşlar konar alnıma
Beni bir sağucu mu sanırlar
Tünedikleri ömrün kâhinidir onlar
Dökerler kanatlarını rehin bir nehrin avlusuna
Gelir bana konuk olurlar

Ağıtı yaralı kuşlar konar alnıma
Sesini sebil etmiş çeşmeler durulanır
Güvercin uykulardan bir menekşe uyanır
Zamanın aynasında salınır salkım söğüt
Göğün kırlangıcını şu ağaç tanrı sanır

Ağıtı yaralı kuşlar konar alnıma
Baharı firar etmiş bahçelerin imlası dökülür
Bir serçenin düşünü hayra yorar bir bilge
Dalında yaprak çürür
Evren küçülür

Ağıtı yaralı kuşlar konar alnıma
Tanrının üvey çocuğu mudur onlar
Bu yüzden mi şairlere dokunurlar
Göğün yorgun yüzünde düşsüz uyurlar

Ağıtı yaralı kuşlar konar alnıma
Hüznüme usul usul yağar kar...



Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
21 Mayıs 2007       Mesaj #3732
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Bana Bir Şey Söyle
Bana bir şey söyle, anlamını kimse bilmesin,
Sponsorlu Bağlantılar
tek ben anlayayım,

Bakışlarından uzak olsamda sözlerinde cesaret bulayım,
Güzelliğine değil, kişiliğine aldanayım,

Bana öyle bir umut ver ki, ömür boyu o umutla avunayım,
Bana kalbinde bir yer ver, bıraktığın gibi hep orda kalayım...


Sercan Akay

Tiglon - avatarı
Tiglon
Ziyaretçi
21 Mayıs 2007       Mesaj #3733
Tiglon - avatarı
Ziyaretçi
Mavi Çiçeğim Gonca Verdi
Uzakta bile olsan
endişe duyma.
Sana söz verdiğim gibi
sevdamı koruyorum masumca.


Mavi bir çiçeğe
sakladım duygularımı usulca.


Canım aşkım
bir müjdem var sana.


Sevda çiçeğimiz
gonca verdi
bu bahar da
Hülya ARISAN
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
21 Mayıs 2007       Mesaj #3734
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bir çığlığın içinde yakalıyorum seni
Kaç kez İstanbulsu,
Parıldayan, ısıtan, yakan bir alev gibi.
Üstünde uzun, pis, yalnız sokakların yağmuru..
Odaların, merhabaların, gülücüklerin sıkıntısı
Tramvayların, vapurların sıkıntısı
Yitmiş aşkların, yitecek aşkların
Aynı vazoların, aynı öğütlerin, aynı yasakların sıkıntısı.
Yakalıyorum, öpüyorum, avutuyorum.
Karanlık etini kemiriyor,
Vaktimiz kısa,
Düşlerimizi kolluyorlar durmadan
Durmadan kovuşturuyorlar
Mendilimi ıslatıp alnına koyduğum
Suyundan içtiğimiz hayat çesmeyi,
Yalnız-geceler boyu uzanan kadını bakırlarda
Durmadan horluyorlar
Geyiğim, saklım benim
Bakma arkana, ne olur, aldırma
Onulmazlığımızdan büyük yapılar kurduk
Horlandıkça aşkımız, derya.
Vaktimiz kısa,
Karıncalara, rüzgarlara, sulara dokunmak
Uyanan toprakları bilmek gerekiyor.
Ormanlar görmüş dolunayın tılsımını
Ağlamayı unutmadan
Dövüşmeyi bilmek
Tirnaklarınla tutunmayı bilmek gerekiyor
Sağılandığımızı, kollandığımızı bilmek gerekiyor

Kapa tunç, kapılarını gece
Soğuktan, kırgın, parasız milyon kişi.
Geyiğim, saklım benim,
Ölüm dayanmadan kapıya
Sev, öp, yitir beni

Ahmet Oktay
jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
21 Mayıs 2007       Mesaj #3735
jöly - avatarı
Ziyaretçi
GÖL
Ebedi gecesinde bu dönüşsüz seferin
Hep başka sahillere doğru sürüklenen biz
Zaman adlı denizde bir gün, bir lahza için
Demirleyemez miyiz?

Ey göl, henüz aradan bir sene geçti ancak,
Seyrine doyamadığı o canım su yanında
Bir gün onu üstünde gördüğün şu taşa bak
Oturdum tek başıma!

Altında bu kayanın yine böyle inlerdin,
Yine böyle çarpardı dalgaların bu yara,
Ve böyle serpilirdi rüzgarla köpüklerin
O güzel ayaklara.

Ey göl hatırında mı? Bir gece sükut derin,
Çıt yoktu su üstünde, gök altında, uzakta
Suları usul usul yaran kürekçilerin
Gürültüsünden başka

Birden şu yeryüzünden bilmediği bir nefes
Büyülenmiş sahilin yankısıyla inledi.
Sular kulak kesildi, o hayran olduğum ses
Şu sözleri söyledi:

"Zaman dur artık geçme, bahtiyar saatler siz
Akmaz olunuz artık!
En güzel günümüzün tadalım o süreksiz
Hazlarını azıcık!"

"Ne kadar talihsizler size yalvarır her gün
Hep onlar için akın;
Günlerle birlikte dertlerini götürün,
Mesutları bırakın."

"Nafile isteyişim geçen saniyeleri
Akıp gidiyor zaman;
Geceye "daha yavaş" deyişim boş, tan yeri
Ağaracak birazdan"

"Sevişmek! Hep sevişmek! Akıp giden saatin
Kadrini bilmeliyiz!
İnsan için liman yok, sahil yok zaman için,
O geçer biz göçeriz!"

Kıskanç zaman, kabil mi sevginin kucak kucak
Bize sevgi sunduğu sarhoş edici anlar,
Kabil mi uzaklara uçup gitsin çabucak
Matem günleri kadar...

Nasıl olur kalmasın bir iz avcumuzda?
Nasıl yok olur her şey büsbütün silinerek?
Demek vefasız zaman, o demleri bir daha
Geri getirmeyecek...

Loş uçurumlar: mazi, loşluklar, sonrasızlık,
Acaba neylersiniz yuttuğunuz günleri?
Alıp götürdüğünüz derin hazları artık
Vermez misiniz geri?

Ey göl! Dilsiz kayalar! Mağaralar! Kuytu orman!
Siz ki zaman esirger, tazeler havasını,
Ne olur ey tabiat, o günlerin saklasan
Bari hatırasını!

Sakin demler de olsun, deli rüzgar da olsun
Güzel göl etrafını süsleyen oyalarda,
O kapkara camlarda, sularına upuzun
Dökülen kayalarda!

İster meltemlerinde, ister ürperişle esen
Seslerde, ister uzak ister yakında olsun,
Yahut gümüş pullarla sular üstünde yüzen
Ay ışığında olsun!

Kuduran fırtınalar, sazlar bize dert yanan,
Meltemini dolduran kokular, hep beraber,
Ne varsa işitilen, duyulan ve koklanan,
Desin ki: "Seviştiler."
Alphonso de Lamartine
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
22 Mayıs 2007       Mesaj #3736
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Gökyüzünde mehtap,
Yeryüzünde sen,
Hanginiz hanginizi kıskandırıyor bilemem,
Bülbüller sana aşık olmuş şakıyor,
Güller seni kıskanmış dalında soluyor,
Gökyüzünde mehtap değil gözlerin parlıyor,
Bülbülleri kıskandıran o berrak sesin,
Bana unutamayacağım şu cümleyi fısıldıyor,
Seni seviyorum.....



seyyid burhaneddin kekeç
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
22 Mayıs 2007       Mesaj #3737
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sen gidersen ismim mi kalır dünyada?
Gönül viran olmaz mı gidişinle?
İsmimle inşa edilen kilit taşısın sen,
Yıkılırım Havernak Sarayı gibi
Gönül sarayının Sinimmar’ısın sen
Aşk binasının mimarısın sen…

Sen gidersen hangi mumla yanar pervane?
Hangi ateşte yok olur gönül semenderi?
Ateş olmayınca semender perişan,
Mum tükenirse pervane nicedir?
Bu canı tutuşturan ateşsin sen,
Donan yüreğimi ısıtan güneşsin sen…

Sen gidersen zindan olur gönül bahçesi,
Kan damlar tomurcuk güllerden,
İğdeler kokmaz, diken olur her yanı,
Feryat eder gülşende bülbüller…
Hayaliyle avunduğum gülsün sen,
Gülüşüne can verdiğim sümbülsün sen…

Sen gidersen nasıl yol alırım denizlerde?
Rotasını şaşırmaz mı bu yaşlı gemi?
Dumanım tütmez yanarım her daim
Dümeni kırılır da kalırım yolda?
Aşk gemisinin kaptanısın sen,
Hilaloğlu’nun sultanısın sen

Gitme ne olur can sevgilim,
Kilit taşı giderse yıkılır saraylar
Yokluğun ateş olur yakar kulunu,
Fırtınalar kurutur nazlı gülleri,
Girdaplar yutar kaptansız gemileri


hilaloğlu
scanner_11 - avatarı
scanner_11
Ziyaretçi
22 Mayıs 2007       Mesaj #3738
scanner_11 - avatarı
Ziyaretçi
Ağladım

Dün gece uzun uzun
Seni andım, ağladım.
Sonu yok yolumuzun
Ona yandım, ağladım

Kim bilir acımızı
Bu yasak aşkımızı
O eski şarkımızı
Çaldım çaldım, ağladım!..

Dolaştım sokaklarda
Ağaran şafaklarda
Seni senden uzakta
Sardım sardım, ağladım

İmrendim sevenlere
Sarılıp gidenlere
Elele gezenlere
Baktım baktım, ağladım

Benimsin bende değil
Ellerim sende değil
Yanmamak elde değil
Yandım yandım, ağladım

Tuza bastım yaramı
Aşkla açtım aramı
Sensiz son sigaramı
Yaktım yaktım, ağladım.


NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
22 Mayıs 2007       Mesaj #3739
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Aşk

Aşk bir kumar,bir oyun
Sevgi yalan,sevda yalan
Gez,eğlen dünyada
Sakın aldanma bunlara
Kendini arama bu oyunlarda


Seversen cezan hüküm olur
Sürgün olur göçersin bu diyarlardan
Sen bunlara inanma
Maceralara sokulma
Sakın sürüklenme bu oyunlarda


Aşık bir kumar,aşk bir oyun
Aşk bir yalan,aşk bir ceza
Aşk bir masal,
Aşk...?


Çiğdem Yaldırak
blueeyez - avatarı
blueeyez
Ziyaretçi
22 Mayıs 2007       Mesaj #3740
blueeyez - avatarı
Ziyaretçi
GERİDE KALAN

o tren gitti
ben kaldım
bir güz yaprağıydı hüzün
döne döne
indi önüme

yerde ezik bir karanfil
gözlerimde son gülüşün
ve belki hâlâ sallanan elin

o tren gitti
ıpıssız kaldım
yaslandığım ağaç gövdesi
nasıl anlasın beni?

gittikçe daha uzaksın
ses yok kulak dayadığım raylarda
kim duyacak içimde kopan çığlığı
kim görecek beni
kör karanlığında gecenin?

gökte akan bulut
varır mı senin gittiğin topraklara
benden sana taşır mı bu yağmuru?

rüzgara bıraktım kendimi
sürüklenip gidiyorum
bir şiir seni fısıldıyor
boşluğa düşüyor adımlarım
sigaram söndü ateşim yok
meyhaneler çoktan kapanmış
kendime çekilsem
limanım belirsiz
pusulam kayıp

o tren gitti
ben kaldım
bir güz yaprağıydı hüzün
döne döne
indi önüme

Hüseyin Yurttaş


YANLIZLIK

Dışımda yağmur yağıyor, sessiz
İçimde yalnızlık öyle yorgun
Gökyüzü genişler birazdan, yağmur diner
Mindere uzanır misafir güneş

Camlarda ışıldayan altın aydınlık
Masadaki sürahiye yansır
Bütün tazeliğiyle yeniden
Cömert bir gün doğar şehrin üstüne.

Güzeldir bu tabiat güzelliğine
Oysa insanları da sevmek isterdim
Böyle uzak oldukça kendimden bile
Tad alamıyorum canım dünyadan

Mustafa Şerif Onaran

YANLIZIM YANLIZSIN YANLIZIZ

kimse içimdeki boşluğu görmüyor
bir adresi yitirmek neler hissettirir insana
kalp atışlarından uzak olmak
soluğunda duyamamak mevsimleri, düşünmüyor

çok şey bilmenin hoş karşılanmadığı zamanlardayız
ciddiye alınmıyor sorularımız
gün afrikalı kalmaya kararlı
bu dünyadan olmamak da yetmiyor

ve siz geliyorsunuz, sarı elbisenizle bir silüet
hayatımdaki eksikleri gösteriyorsunuz
küçülüp silikleşiyorum, hafifliyor bedenim
yalnızlığım dağılıp çoğalıyor sesinizde

ben artık sadece kuşların şarkısını dinliyorum

Metin Celal

Yanlızsan Eğer

hayatın devraldığı
sessiz bir özsudur acı
birikir yüreğinin kıvrımlarında
ve ağar gözlerine ağır ağır
bulutlar yere inmiştir artık
ya da gurbettesindir
unutma

bir hayalet gibi kapındadır
yalnızlık denen şey
ufkun kararabilir birden
için çölleşebilir
kaçışın bile bir adımdır
ya da dönüşündür kendine
unutma

Her sayfası kederle kararan
bir hüzün defterine döner günler
ve her sabah "merhaba hüzün"
"merhaba yalnızlık"
diyerek başlarsın hayata
ama hayat bağışlamayacaktır seni
unutma

Üstelik günlüğü yoktur hüznün
hiç bir zaman da tutulmayacaktır
serüvenlerin yorgun yeniği
elleri titreyen yaşlı bir kadındır hüzün
ya da hasta bir tanıdıktır ancak
hepsi o kadar
unutma

Ahmet Telli

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya