Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 496

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.166.575 Cevap: 8.002
Tiglon - avatarı
Tiglon
Ziyaretçi
15 Eylül 2007       Mesaj #4951
Tiglon - avatarı
Ziyaretçi
Akşamın sonlarındayım.
Yine elimde kalem,
Sponsorlu Bağlantılar
Yastığımda defterim.
Her akşam olduğu gibi
Yine sensizim...
Ve sensizliğimi yazıyorum
Satır satır, sayfa sayfa,
Sensizliğime ağlıyorum
Sessiz sessiz usulca...

Her sayfada damla damla gözyaşı izleri,
Her gözyaşının yanında hep aynı kelime,
Hep aynı hıçkırık!
Her damla bir "sen"le birleşmiş,
Her "sen" gözümden bir damla eksiltmiş.
Her akşamın sonunda,
Bu defteri her açtığımda,
Aklıma yalnız sen gelirsin...
Hayır, yalan söyledim!
Sen aslında hiç aklımdan gitmezsin...

İçimdeki hasret öyle büyük ki,
Seni bana bir an bile unutturmuyor.
Geleceksin diye yolunu bekliyor yüreğim,
Bir kuş gibi kanatlanıp uçuyor kalbim.
Uçuyor, uçuyor, ama sana kavuşamıyor,
Daha fazla bekletme,
Kuşun ömrü bitiyor!

Her akşam olduğu gibi,
Bu akşam yine elimde kalem,
Yastığımda defterim.
Sensizliğimi yazıyorum
Satır satır, sayfa sayfa,
Seni andığım her yerde,
Her "sen" deyişimde
Bir damla düşüyor gözümden.
Bak! Şimdiden on iki damla oldu bile,
Başlığı da sayarsak tam on üç.
Tam on üç gözyaşı,
On üç kez kanayan hasret yarası.
Geri kalanların bir kısmı yüreğimde,
Bir kısmı ise gözlerimde saklı...

Bu akşam da sona erdi artık,
Sayfaya düşecek son gözyaşım damlamak üzere...
Her akşam olduğu gibi
Defteri yine aynı sözlerle kapatıyorum:
"Seni seviyorum..."

İşte son damla da düştü deftere...
Şimdi başımı yastığıma gömüp
Hıçkıra hıçkıra ağlayabilirim artık,
Her akşam olduğu gibi
Sana ve sensizliğime
Bitmeyen, tükenmeyen gözyaşlarımı
Harcayabilirim artık!

İşte yastığa düşen ilk damla,
Ve ikinci,
Üçüncü,
Dördüncü...

OĞUZ GÖRGÜNOĞLU

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Eylül 2007       Mesaj #4952
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yön yön sarılmışım ne yana baksam;
Sarılan olur da saran olmaz mı?
Sponsorlu Bağlantılar
Kim bu yüzü çizen sanatkar ressam;
Geçip de aynaya,soran olmaz mı?

Bir parçacığım ben,bütüne hasret;
Zaman döne dursun,o güne hasret;
Ruhumsa zamanın üstüne hasret;
Ebediyet boyu bir an... Olmaz mı?
Necip Fazıl Kısakürek
Çakabey - avatarı
Çakabey
Ziyaretçi
15 Eylül 2007       Mesaj #4953
Çakabey - avatarı
Ziyaretçi
İki bıçak
İki bıçak seç kendine
Biri yaralamak için
Biri öldürmek
Pusu kur gözlerinin
Karanlık gölgesine
Biri sevmek için
Biri ihanet
İki yürek seç kendine
Biri yaşamak için
Biri gizlenmek
Bir korkak,bir kaçak,bir firar
Kaç kişisin sen sevdiğim çocuk
İçimdeki bıçak iki kere daha dönüyor
Olduğu yerde
Kalırsan sel basar yataklarımı
Gidersen uçurum çiçekleri açar kalbimde
Kimi zamanlar olur sevgilim
İki bıçak bile yetmez bir tek ölüme



Murathan MUNGAN
Tiglon - avatarı
Tiglon
Ziyaretçi
15 Eylül 2007       Mesaj #4954
Tiglon - avatarı
Ziyaretçi
Acıyı Ağlamak

terim ağustos yağmuru
gözlerim aşk bağdaşında
senden bölünmüşüm ben
ekinim kan olsa da biçeceğim

doğumun klasik
romantik desinler yaşamın ne çıkar
ellerinde öleceğim

Murat yıkar her yıl belleğimizi
Seydan Köprüsü zamana karşı
başımı taşlarda arayın

Murat tokluğumuz kadar güzeldir
herkesin kanı akar denize
gün olur baş başa verir
acıyı ağlarız

Engin TAŞ
Dark-Line - avatarı
Dark-Line
Ziyaretçi
16 Eylül 2007       Mesaj #4955
Dark-Line - avatarı
Ziyaretçi
Benim Şiirim

Bakmayın çevremi kuşatanlara
Hüznün,yalnızlığın şairiyim ben
Issız ovaların nehiriyim ben
İçimde işliyor derin bir yara
Aşkın öldürmeyen zehiriyim ben
Bakmayın çevremi kuşatanlara
Hüznün,yalnızlığın şairiyim ben

Kapattım kalbimin son kapısını
Dokunun;boşlukta bir taş gibiyim
Hafızası ölü nakkaş gibiyim
Çekiyorum mutsuzluğun yasını
Ayaklara mahkum bir baş gibiyim
Kapattım kalbimin son kapısını
Dokunun;boşlukta bir taş gibiyim

Ölümü yaşadım ölmeden önce
Bana sonsuzluğu beklemek düştü
Mazide benim de yüzüm gülmüştü
Uyandım,mutsuzluk geri dönünce
Ölümü yaşadım ölmeden önce
Bana sonsuzluğu beklemek düştü

Gelsene,nerdesin,ey sessiz ölüm
Adını yazsana dudaklarıma
Zaman kan süzüyor kulaklarıma
Hıçkırığa mahkum biçare gönlüm
Haydi takılıver ayaklarıma
Gelsene,nerdesin,ey sessiz ölüm
Adını yazsana dudaklarıma

Bulsam Kafdağı'nın eteklerini
Başımı çevirip gitsem mi bilmem
Ben ki yaranamam,şakaya gelmem
Kuruttum bengisu peteklerini
Karanlık dolu bir dünyada gülmem
Bulsam Kafdağı'nın eteklerini
Başımı çevirip gitsem mi bilmem

Umutlar sultanı anlayamadı
Sizler beni asla anlamazsınız
Biraz sevdasınız,biraz nazsınız
Kimse benim gibi ağlayamadı
Belki gülersiniz,inanmazsınız
Umutlar sultanı anlayamadı
Sizler beni asla anlamazsınız
Nurullah Genç
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
16 Eylül 2007       Mesaj #4956
arwen - avatarı
Ziyaretçi
seni sevmekten vazgeçemedim


Ellerimi uzattığımda yakacağını bilsemde
Yüreğimi actığımda harcıyacağını bilsemde
Seni sevmekten ömrümü sana vermekten
Hiç vazgeçemedim

Açan gonca güllerimi soldursanda
Derdimin üstüne dert katmış olsanda
Seni sevmekten ömrümü sana vermekten
Hiç vazgeçemedim

Bana yar gözü ile bakmasanda
Sana olan sevgimi harcasanda
Seni sevmekten ömrümü sana vermekten
Hiç vazgeçemedim

Can evimden beni vurmuş olsanda
Tutunduğum son dalımı kırmış olsanda
Seni sevmekten ömrümü sana vermekten
Hiç vazgeçemedim


gülistan eryörük
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
17 Eylül 2007       Mesaj #4957
arwen - avatarı
Ziyaretçi
yitirdim seni

Durakta beklerken görmüştüm seni ilk,
Üniversite dolmuşuydu gelen, her zamanki gibi dolu
Sen bindin ben binemedim.
Daha ilk gün orada
Güzel bir bahar havasında
Yitirdim seni.

Dolmuşun gittiği yer belli.
Aynı fakültedeymişiz oysa.
Zamanla tanıştık,
Zamanla paylaştık.
Güzellikleri beraber yaşadık,
Çok fazlada değil
1 sene sonra
Bir kelebeğin ölüm saatine yakın
Yitirdim seni

Oysa seviyordum seni,
Fen bilgisi defterimde olmasa da şiirlerim vardı sana dair,
Gördüğüm yerede yazıyordum isminin baş harfini
Tüm kurallarına uyuyordum aşkın
Ama sen çıkıp gittin,
Hava biraz yağmurluydu
Yitirdim seni

Gece karanlık, hüzünlü ve uykusuz
Gece soğuk.
Sokak boş ve ıssız,
Evler kimsesiz.
Kapıdan çıkıp gittin.
İşte böyle bir geceydi
Yitirdim seni

Şimdi çok kahve içmemden diyorlar
Geceleri yazmamı ve sabahları uyumamı
Uykusuzluğum çaydan değil,
Bilmiyorlar
Uykusuz bir geceydi
Yitirdim seni


volkan kaz
arrjin - avatarı
arrjin
Ziyaretçi
17 Eylül 2007       Mesaj #4958
arrjin - avatarı
Ziyaretçi
Leyla ela gözlü bir çöl ahusu
Saçları bahtından daha siyahtır
Bu akşam rüyamda Leyla’yı gördüm
Derdini ağlarken yanan bir muma

İpek saçları elime ördüm
Ve bir kemend gibi taktım boynuma
Bu akşam rüyamda Leyla’yı gördüm
Leyla ela gözlü bir çöl ahusu

Saçları bahtından daha siyahtır
Bir damla inciydi kirpiklerinde
Aşkın ıstırapla dolu rüyası
Bir başka güzellik var kederinde

Bir başka güzellik ruhunun yası
Bu akşam rüyamda Leyla’yı gördüm
Leyla ela gözlü bir çöl ahusu
Saçları bahtından daha siyahtır

Leyla, Leyla, Leyla.........


Söz:Ahmet Hamdi Tanpınar
Müzik: Halil Karaduman
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
17 Eylül 2007       Mesaj #4959
arwen - avatarı
Ziyaretçi
buğulu sevgili

bir gül açtır zamansızca,amansız gözlerinden ey buğulu yar!
anne sıcaklığındaki avucunla dokun tenime.
titret heyecanımı pare pare…
yağmurlar yağdır gönlümün bamteline…
asi martılarını sal, konsunlar tasasızca gözlerime.
toprak değil,senin kokun sinsin yağmurdan sonra beş duyuma.
güneşin şalını bürün o ıslak saçlarına.
sonra gönlümün rutubet duvarlarında asılı sarkıtlarıma tutunarak,
o buğulu gözlerinin o gizemini göster bana;
ki…O an Fatih’in İstanbul’unda bulayım kendimi
ya da Yeşil Kubbesinde Mevlana’nın…


ne vakit elime kağıt alsam,
sen doluyorsun kalemimin mürekkebine.
bir sen oluyorsun kalemime yakışan.
her harf seni çiziyor, her kelime buğulu gözlerini…
oysa her yanım ıssız ve savunmasızken,
karanlığa çakılan bir kibrit gibi
sen doğdun titrek gönlüme.
bu ufacık aydınlıkta,o ince saçların belirince,
öncesinde;
mağarada bulurum kendimi,o “Dosta” yoldaş olan örümceğin ağında…
sonrasında;
Kabe’yi kurtarmaya giden,Ebabil Kuşlarının ayağındaki ateşli taş olurum göklerde…


biliyor musun; burada herkesin sevgilileri var el ele dolaşan.
burada herkes birbirine sevgi cümlecikleri kuruyor…
bense onların yanında masum bir güvercin gibi,ürkek duruyorum.
biliyor musun o an aklıma sen geliyorsun.
hani onlar sevgi cümlecikleri kuruyorlar ya,
ben de sana kuruyorum o an, gözlerimin önündeki hayaline.
hani onlar el ele tutuşuyorlar ya,
ben de cesaretimi toparlamaya çalışıyorum karşında,elinden tutabilmeye.
ama, ansızın yüzüme değen yağmur damlası şimdi,beni kendime getiren,
hani seni başka biriyle gördüğüm gün, yağan o yağmur damlası…
o tutmuştu elinden…saçlarına dokunan oydu…gözlerinle konuşanda…


şimdi bu kızgınlığımla “Musa” olsam;
asamı vursam da denizi ikiye bölsem.
o denizde “Nuh”un gemisinde yolculuk etsem.
susuz kalsam da denizin ortasında,”Yusuf”un kuyusundan su çeksem.
bu yalnızlığımda dağda “Yunus”a yoldaş olsam da,
kekremsi bir tat bıraksam dillerde.
yine de derdimi anlatabilir miyim o vefasız yare…
yine de seni seviyorum diyebilir miyim gözlerine bakarak…
yok yok,bu seferde “Yusuf”una aşık “Züleyha”nın aşkı gibi,
gömdüm seni gönlümün derinine.
artık gecenin onulmaz çığlığına yasladım hüznümü.
senin hayalinle girdim yıldızın o perili rüyasına.
bu gece de rüyamda seni görürüm umuduyla kapıyorum gözlerimi sana,son kez.
elveda buğusunda kaybolduğum sevgili…
elveda…



rahim şakacı
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
17 Eylül 2007       Mesaj #4960
arwen - avatarı
Ziyaretçi
sevgiye laik olan


Dolumu sandın bendeki bu aşkı.
Yağmur yağdığında teğreşsin.
Güneş cıktığında unutulsun.
Sevgimiydi sendeki bana karşı.
Yoksa hevesmiydi..?
Söylediğim sozle aşka kıyak,sevgide rastlantımıydı...?
Deyildi gülüm.
Ayrılığa inat gelmedimmi diyarımı terk ederk sana.
Söylediğin sözler ne aşka nede sevgiye bağdaşacak bir hal deyil.
Sevmeyi bildiğini zan ederek gelmiştim.
Hüsnü cihanımı terk ederek.
Ama nerden bilirdimki sevgin bir hiç kadarmış.
Hey kaşına gözüne hayran olduğum.
Sevgiyi sevgiyle bağdaştıran kız...
Sana kırmızı gül diye sevgisini vermeyenler utansın.
Gülü vermesini bilmesen,Gülü vermesini bilen cıkar elbet.
SEVGİ'Yİ hak eden SEVGİ'ye Msn Rose .


aziz altınten

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya