Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 590

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.172.809 Cevap: 8.002
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
28 Mayıs 2008       Mesaj #5891
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
VAR MI?

Sponsorlu Bağlantılar
Uzaktan geldim yorgunum inan,
Sensiz gecmiyor artik bu zaman
Kendimi yalniz hissettigim an
Elimi tutacak ellerin var mi?
Birkac tatli anidir gecmisten kalan
Ne güzellik ne para bunlar hep yalan
Yilda birkez de olsa hatirimi soran
Nasilsin? diyecek dillerin var mi?
Kararsizim acaba nasil birisin?
Cogu zaman sanki bir melek gibisin?
Bazen o kadar duygusuzsunki
Emin degilim, gercekten hislerin var mi?
Ne kadar yakinsin ve ne kadar uzak
Su anlamsiz tavrini bir yana birak
Basini kaldir, etrafina bir bak
Seni gercekten seven dostlarin var mi?
Anlatmak imkansiz seni bir siirle
Yetersiz kaliyor kelime ve cümle
Vakit tamamlanip gitmem gerektiginde
Benim icin dökecek gözyasin var mi?

Mahmut Tugrul Agsu
Son düzenleyen Blue Blood; 28 Mayıs 2008 22:50 Sebep: ..
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
29 Mayıs 2008       Mesaj #5892
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Ne Çabuk Geçti

Sponsorlu Bağlantılar


Ne çabuk geçti güzel günler sevdiğim
Günler,aylar oldu seni görmediğim
Hala büyüyor sana olan özlemim
Bir tek sen varsın yolunu gözlediğim

Aşkına,ilgine muhtacım ben senin
Yanımdır asıl yerin
Sevgiye, şefkate muhtacım sevgilim
Yanındır benim yerim

Sevemem senden başkasını
Sökemem kalbimden adını
Senle olmaktır tek dileğim

Bulamam senden başkasını
Silemem gönlümden adını
Seni sevmektir tek isteğim

Sensiz hiç geçmiyor zaman
Aşkından ben miydim yanan
Beni sevmediğin yalan
Yüreğimdesin sen her an

Yine hüzün kapladı tüm yüreğimi
Nasıl unutursun seni sevdiğimi
Bir ben bir ALLAH biliyor çektiğimi
Artık duysan diyorum benim sesimi.


Timur İlikan

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
29 Mayıs 2008       Mesaj #5893
arwen - avatarı
Ziyaretçi


CANIMSIN


Gecenin en derin yerinde

Zifiri karanlıklarda
Geçiyorsun aklımdam
Bir an canımsın
Dökülüyor dudaklarımdan
Ve içim geçiyor
En derin iç geçirmelerim
Senin içinden geçiyor
Tarifsiz hal üzerine
Geceme ay doğuyor
Dünyam seninle aydınlanıyor

İLHAMİ BULUT
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
30 Mayıs 2008       Mesaj #5894
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Sana Bakıyorum


sana bakıyorum;
seni aldatan bakışlarımla...
aklından seni çıkarıp,
bir başkasına kolayca sevda veren
aklımla.

sana bakıyorum;
"söküp atamam..!" diyen
"sensiz olamam..!" diyen
yüreğimle.

sana söylüyorum;
seni aldatan dudaklarımla...

sana yazıyorum;
sensiz şiirler yazan bu ellerimle.

kahrolası ben!
sana bakıyorum..

utanmadan...
hala seviyorum!
hala seviyorum!

Neriman Öğüt
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Mayıs 2008       Mesaj #5895
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sigaram duman duman
Dumanındaki halkada
Tıpkı hasret ve özlemini
Nefes nefes çekiyorum

Masadaki içkimde
Yudum yudum içiyorum
Sevgini hasretini özlemini
Tıpkı yıllanmış şarap gibi

Güzellikler ne çabuk bitti
En güzel yıllarımız uçup gitti
Ellerimiz böyle boşmu kalacaktı
Aşkımıza bakınca kaçıp gitti

ramazan gerek
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
30 Mayıs 2008       Mesaj #5896
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Ne Bilirsin ki

Sabrın son damla olup taştığı gözlerimde
Ne bilirsin ki oluk oluk gözyaşım nebilirsin ki
Doğmayan sabahlarla geçmeyen saatlerle
Ne bilirsin ki geceyi gündüze kattın nebilirsin ki...!

Delik deşik ettin ruhumu kahtrettin beni
Hayıflanma artık övün gör eserini
Tabutlayıp tepeden tırnağa şimdi bu mabedi
Ne bilirsin ki anılara gömdün nebilirsin ki...!

Ne bilirsin ki nedir insanoğlundan kaçmak,
Ne bilirsin ki nedir gözler açık rüyaya dalmak,
Ne bilirsin ki nedir 'ölüm ölüm' diye yakarmak,
Ne bilirsin ki ecel bekler etin ne bilirsin ki...!

Nefret ettim her şeyden dünyaya inat
İstediğim şu gözleri birdaha açmamak
Ne yemek ne içmek ne de uyumak
Ne bilirsin ki candan bezdirdin ne bilirsin ki...!

Hani hiç görmesem güneşi hiç uyanmasam,
Görmesem gölgemi dahi,aynaya bakmasam,
Hani mümkün olsa şuursuz kasvetle yaşasam,
Ne bilirsin ki ömre düşman ettin nebilirsin ki...!

Ne bilirsin ki yeşermemiş bir bahtı kararttın
Ne bilirsin ki dağlanmamış yarayı kanattın
Ne bilirsin ki açılmadan mutluluk penceremi kapattın
Ne bilirsin ki aşka düşman ettin nebilirsin ki...!

Sen masmavi semaların hırçın rüzgarı
Sen coşkun denizlerin kızgın kumsalı
Sen özgürlüğe kanat açmış kartal bakışlı
Ne bilirsin ki gönlümü kaptın nebilirsin ki...!

Şahinleri bilir misin o sadık aşklarını
Baştan sona birbirleri için yaşadıklarını
Biri yoksa ötekinin de ölüme kanat çırptıklarını
Ne bilirsin ki onlar gibi ettin nebilirsin ki...!


Esra Özdemir
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
31 Mayıs 2008       Mesaj #5897
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sana açtım yüreğimi
İyi bilirsin sevgimi
Mor menekşenin bakışını
Kıskanırdı gözlerin sahi mi

Değil mi
Hep açmıştım sana sevgimi
Nadide çiçeğimi
İlk sunduğumda sana
Yalımla gözlerinin akışını
Unutmam

Haydi artık tamam
Çevir gözlerini bana
Üveyikler de uçup gitti
Yiğitler aldı yürüdü meydana

Her an alevler dağlayıp kavururken içimi
Ve getirdiler yıllar sonra kır çiçeğimi
Böylesine tatmadım ateşin yakışını
Unutamam hiç o gözlerinin akışını



arif tatar
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
31 Mayıs 2008       Mesaj #5898
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Kaçamadım


Geceleri hüzünle bakarım yıldızlara.
Binlercesi içinden ben seni seçemedim.
Hepsi aynı gibiydi, bir fark yoktu arada;
"Sensin" diye birini tutup da geçemedim.

Sana ne söylüyorsam içimden geçenlerdir.
Aşkta hep kaybedenler; hevesi seçenlerdir.
Hercai gönüllüler sevmekten kaçanlardır;
Bir turna kanadında, göklerde uçamadım.

Sevdânın aynasında bir de sen kendine bak!
Gerçeği görmüyorsan, güpegündüz kandil yak..
Her şeye boş vermişsin birazcık kafana tak;
Zehir olsun verseydin; vermedin, içemedim.

Ne suçlu arıyordum ne de cayan sözünden.
Bir damlacık düşmedi henüz kara gözünden.
Gâyeni anlamadım ifadesiz yüzünden;
Ben böylesi sevdâya bir değer biçemedim.

Nice zamanlar geçti bir kerecik gülmeden..
Bunca sitem nedendi? Kırdım mı ki bilmeden?
Nihayet karar verip daha sana gelmeden;
Kapanmıştı kapılar, kilidi açamadım.

Gururumu savurup bir tarafa atardım.
Sen düşmeyesin diye ellerinden tutardım.
Sevdiğini bilseydim eşiğinde yatardım;
Kendimden kaçtım amma, kaderden kaçamadım.

Esat Anık
CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
31 Mayıs 2008       Mesaj #5899
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
Sen beni;
Kış ile yaz arasında,
Çok ile az arasında,
Nağme ile saz arasında,
Öyle zor bir yerde bıraktın...

Sen beni;
Git ile gel arasında,
Ver ile al arasında,
Geniş ile dar arasında,
Öyle zor bir yerde bıraktın...

Sen beni;
Hayır ile evet arasında,
Sonuç ile sebep arasında,
Ok ile hedef arasında,
Öyle zor bir yerde bıraktın...

Sen beni;
Gündüz ile gece arasında,
Cümle ile hece arasında,
Cevap ile bilmece arasında,
Öyle zor bir yerde bıraktın...

Sen beni;
Ayak ile baş arasında,
Göz ile yaş arasında,
İki kara kaş arasında,
Öyle zor bir yerde bıraktın...

Sen beni;
Ekim ile kasım arasında,
Sevincin ile yasım arasında,
Şansın ile şansım arasında,
Öyle zor bir yerde bıraktın...

Sen beni;
Şaka ile gerçek arasında,
Sevgi ile nefret arasında,
Ölüm ile kalım arasında,
Sendeki ışık ile bendeki karanlık arasında..
Öyle zor bir yerde bıraktın...


Eser Tunay
The_DeViL - avatarı
The_DeViL
Ziyaretçi
1 Haziran 2008       Mesaj #5900
The_DeViL - avatarı
Ziyaretçi
VE YOLLARINDA ÖRTMÜŞTÜM SAÇLARIMI İSTANBUL

Kırışık çığıltılar,devrik bestelerin takırtısı kök salmıştı çamurumda
Tabutumun diz çöktüğü yabani yol, ahdimin yılgınlığıydı.
Ve Sen İstanbul!
Köprü köprü , kemer kemer yürüyordun kanı deli ırgat çocukluğuma
Demir attın bana İstanbul, kemirdin slogansı kalabalıklığımı…
Plastik umut salgılayan oyuncaklar savaştırılıyordu avucumda
Ve sen İstanbul!
Sıyrılıp hışmından ana kucağı gibi filizleniyordun bağrımda.
Aşka vedaların önüne geçip yalan harfleri bir bir idam etmek yürek davalarında
Kapı tokmağına destansı sevdaların mührünü vurmak; günahlarımdan arınmak adına.
Ve gürlemek, velud göğsüne yaslanan siyah çelenkli , hayın bakışlara
Yağız duvaklı korkularına çığ gibi kükretebilmek kahrımı!
Sebebimdir İstanbul bunca yangının onca hıçkırığı…
Ve Sen!
Körpe yumruğumla gömüldüğüm Vefa’msın.
Ölümü deşip diri surlarını giyindiğim diyârsın!
Yalın ayak , kirpiklerinde süründüğüm ân , beni anlarsın
Teneffüssüz kalır hüznüm İstanbul!
Ya Bâb-ı Kız Kulesi’nde prangaladığım sırrım…
Ketum hasretimin yıldırımlarını rahminde taşır mısın?…
Ağlarsan , göz yaşlarını yüreğime damıtır mısın İstanbul!
Ve bir ah…
Gül-diken mahkemesinde mihribanî dudaklarımdan bengisu fışkırtabilsem
Mahbes yokuşlara,maskeli suretlere utancı tükürsem ve mâbed diyarına göçsem
O diyar “Sen” olsan; dingin, iffetli nağmelerinin hıfzında tütsem…
Ve sen gitmesen benden İstanbul!
Gitme Sen…
Senle yaşayıp, senle ölmeye, senle “gül” bitmeye hükümlüyüm ben!
Ve yollarında örmüştüm saçlarımı İstanbul!
Mahşere saklamıştım sancılarımı…
Bırakma beni…
Ne olur “gitme!”de…

Kaynak : Hatice Algın

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya