Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 597

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.173.458 Cevap: 8.002
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
24 Haziran 2008       Mesaj #5961
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Bu gece sana yazıyorum
Belki, biten bir aşkın ızdırabıyla
Sponsorlu Bağlantılar
Beklide,
bende bıraktıklarının izleriyle
Bildiğim tek şey
Seni sensiz yaşayarak sana yazıyorum…
Yazdıkça seninle bütünleşiyor satırlar
Duygularımla dolup taşıyor mısralar
Zaman duruyor,
geçmişe koparılıyor her bir takvim yaprakları…
Bu gece sana yazıyorum
Belki, sahip çıkamadığın sevdamızın
Enkaza çevirdiğin bu yüreğin
Hesabını soruyorum senden…
Beklide,
Söylediğin yalanların,
İncittiğin gururumun
Bedelini istiyorum senden…
Ağlıyorum
Diri diri mezara gömdüğüm sevdama,
sana ağlıyorum…
Bu gece sana yazıyorum
Sözlerin düğümlendiği,
Kelimelerin tükendiği noktayım çünkü
Keşke diyebiliyorum sadece
Olmasıydı sonumuz böyle…


ramazan canlar

YaKaMoZcuk - avatarı
YaKaMoZcuk
Ziyaretçi
25 Haziran 2008       Mesaj #5962
YaKaMoZcuk - avatarı
Ziyaretçi
AĞLAMAK

Sponsorlu Bağlantılar
Ağlamak
Unutmak kadar kolaydır inan
Sevin ağlayabiliyorsan
Sevin ağlıyorsan
Gül ağlayabiliyorum diye
Gül ağlıyorum ağlıyorum diye
Sana birşey yapamam
Ağlayamıyorsan

ÖZDEMİR ASAF

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Haziran 2008       Mesaj #5963
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Uzaklarda kaldı gül bahçeleri
Ve uzakta mercan adalarının pembe sahili.

Denize düşüyor ayın sureti
Sularda parçalanıyor güneş
Hey damla! Dalgalanan sensin denizde
Ve taşıdığın; sureti
Yıldızların
Bir sabah; inerken karanlığın perdeleri
Ak sütü güneşin, ayın ve
Yıldızın.

Susuz kalmış iskele önleri
Hey balık! Sana taş pişiyor
Çöllerin sıcak güneşi.

Bir çocuk kumlarda
Atlar sahibini arıyor bozkırlarda
Ve bir çocuk hayatın içinde
Uzak iklimlerde
Fırtınalarda eriyen ölüm korkusu
Şimdi dostum sana kurtların musikisi
Bir yaprağa miras kalan güllerin
Kırmızısı
Ey sonbahar! Kopardın fırtınaları.

Bir habbede gizlenen kader
Sarı, kırmızı ve mavi
Yıldızlarla konuşurken laleler
Kızardı meyveler ve gece
Işıkları.

Salınsın bugün turnalar meşelerde
En koyu yeşili paylaşsın ağaçlar.

Cennetin siyah taşına dokunurken beyaz eller
Gök yüzünde gezerken kelimeler
Ruhum seni kim tutabilir
Ne ten kafesi
Nede zaman.

Ey sözü kaldıramayan kartal !
Sadece yalnızken anlat bildiklerini.

Efsaneler gezer dağlarda
Bir yıldızın gökteki ibadeti
Sunulurken katran ağacında.

Dökülürken yapraklar, parçalanırken cisim
Düşler kurulurken, yıldız kayarken
Sizi kim tutabilir, ey yağmur yüklü bulutlar
Çöller bu kadar aç, bu kadar susuz iken.




Yusuf Bal
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Haziran 2008       Mesaj #5964
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Nan Gibi
Ve gözlerin gelir geçer içimden,
Su içerken, sen sokulurken akşam kızıllığına,
Ekmeği bölerken,
Yalnızsam, yıllar nasıl geçmişse aradan,
Unutmak kolay sanmışsa şarkılar,
Şiirler yalan yazmışsa ayrılığı,
Kör olsun sözlerim, unuttuysam adını,
An gibi aklımdasın...

Gelir geçer gemiler,
Belki sende geçersin diye,
Bir kumru konar her sabah pencereye,
Bir miladı taşır gece bir yıldız,
Soğuk olur, üşürsün ya adamakıllı,
Hani sarılırsın kendine,
Hani aklın karışır,
Bu bir divaneliktir gönül ah'a alışır,
Ömrüm bitse ne çıkar,
Can gibi aklımdasın...

Gündür bu geçer gider,
Belki bir şey kalmaz sanırsın,
Yani bir sabah uyandığında,
Ne hayatın tortusu, ne kokusu alışmışlığın,
Her şey başka olacaktır,
Başka bir otobüs, başka bir gazete,
Resimlerden silinecek yüzün belki de,
Ne adın, ne sanın,
Bir şafak vakti açınca gözlerini,
Bir merhabayla,
Yeniden kurulacak dünya,
Ve sen her şafak,
Nan gibi aklımdasın...

Bazen bir şey geçer içinden insanın,
En ücra yerlerinden, cesaret gibi bir şey,
Ne olacak işte, kömür yanmıyorsa eskisi kadar güzel,
Fasulyenin tadı yoksa,
Şarkılar yakmıyorsa içini,
Sadri Alışık öyle güzel ağlamıyorsa,
Aşık olmayı beceremiyorsa İzzet Günay Mahallenin en güzel kızına,
Denizin tuzu, Yalnızlığın bahanesi yoksa,
Bir bıçak saplanınca yüreğinin tam ortasına,
Zannetmeki ölmek zor, ölmek kolay, kolay da!
Kan gibi aklımdasın...

Bu da geçer, her sabah kanayacak değil ya,
Bakarsın taze ekmek çıkarır köşedeki fırın,
Biraz da helvası bizim bakkalın,
Senden ayırdığım üç beş zeytin,
Otururum sofraya,
Her lokmada geçer acısı belki bırakılmışlığın,
Bende unuturum, nasıl unutulursa sana susuzluğum,
Ve nasıl becerdiysem kahrolmayı,
Öyle unuturum,
Ekmek gibi, Nan gibi aklımdasın...

Ve gözlerin gelir geçer içimden,
Su içerken,
Sen sokulurken akşam kızıllığına,
Ekmeği bölerken,
Yalnızsam, yıllar nasıl geçmişse aradan,
Unutmak kolay sanmışsa şarkılar,
Şiirler yalan yazmışsa ayrılığı,
Kör olsun sözlerim, unuttuysam adını,
An gibi aklımdasın...
An gibi aklımdasın...
Aklımdasın....

İbrahim Sadri

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Haziran 2008       Mesaj #5965
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur yağıyor üzerime,
Sırılsıklam oldum ben bu şehirde,
Yağmur yağıyor, hala benim üzerime,
Yürüyorum, saatlerce yürüyorum, ama
Nafile gelmeyeceğini biliyorum,
Bildiğim halde seni her gece bekliyorum,
Bekliyorum ama gelmeyeceksin, sevgili…
Ben bunu biliyorum…
Sevgili… Ben seni seviyorum,
Yağmur yağıyor üzerime
Bu şehirde ben sadece ben ağlıyorum




Mustafa Karayaz
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
26 Haziran 2008       Mesaj #5966
arwen - avatarı
Ziyaretçi
saat 02:00


Anıları ilikledim göğsüme,
İki renk düştü gözlerinden.
Kahvesinden sessizce içiyorduk aynı kaderi.
Tutkularımız mor dağların eteğinde,
Gizliyordu kederimizi.

Yabancı dokunuşlar mıydı,
Ruhumuzu avutan.
Avuttukça azaltan...
Sorularım dokunuşlarında buselendi usul usul.

Bu gece;
Saçlarıma serptiğin şiirlerden geçtim.
Her mısrasında beyaz gelincik olup,
Yakıyordum bedenini.
Hades kıskanıyordu aşkımızı,
Biz gülümsüyorduk.

Kağıt gemilere yazıyordum ki adımızı,
İki çizgiye rastladım yüzünde.
Ölümle barışık ve açıktı alnın.
Bense iki türkü tadında,
İki mevsim içiyordum ellerinden.
Düşün ki
Venedik tacirleri bile satın alamadı sevdamı.

Bu gece;
Seni iki kez düşündüm.
İki şehir arasındaki ipek yolunda,
Serinlettim düşlerimizi.
Şehrine iki kez uyumadan önce,
Gel-gitlerini ikiye böldüm.
İki ömür törpülediğimde,
Bilenmişti tüm acılarımız...

Henüz ayışığına dalmışken,
Dalgalar iki sokak çocuğunu vurdu ayaklarıma.
Sarışında yaramazlığını,
Esmerinde asiliğini dinledim.
Avuçlarına merhametini bıraktım,
Karşılığında şefkatini verdiler.

Düş sokağına girdiğimde,
Uykularında yakaladım kelebek yanımı.
Küçük kanatlarım, yatağında renk cümbüşüydü.
Gökkuşağına dönüştüm aniden,
Beni her öpüşünde.

Uyandığında,
İki demet ben bulursan başucunda,
Bil ki 02.00 hüzün trenini kaçırmışımdır...


mine gültepe
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
27 Haziran 2008       Mesaj #5967
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Ben Sensiz

Sensiz ben canım
desenleri solup gitmiş bir halıyım
Sensiz ben gülüm
çiçek açmayan bir ağacın dalıyım
Sensiz ben aşkım
ordan oraya sürüklenen bir çalıyım

Ben sensiz birtânem
kesmeyen körelmiş bir bıçağım
Ben sensiz nartânem
paramparça olmuş bir ağım
Ben sensiz nurtânem
yerle bir olmuş koca bir dağım

Ben sensiz sevgilim bir hiçim
İçin için kor gibi hep yanar içim



Timur İlikan
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
27 Haziran 2008       Mesaj #5968
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Sonsuz Ol

Sen git keyfine bak dert etme
Git unut o elleri titreyen
Bakmaya doyamayan gözleri
Unut, mutlu ol bensiz ellerde
Dokunmaya kıyamazdın incitirim diye
Koklayamazdım, buna hakkım yok diye
Ellerim titrerdi ellerinde
Kokunu arıyorum gezdiğimiz yerlerde
Git unut her şeyi ve maziyi
Yaşananlar güzeldi mutlu etti beni
Unutmak yok anmak da o günleri
Dönmek istersen diye boş bırakacağım
Kalbimdeki köşeni
Sonsuz ol, mutlu ol, incitme kendini.

Hulusi Aytekin
firstlady - avatarı
firstlady
Ziyaretçi
27 Haziran 2008       Mesaj #5969
firstlady - avatarı
Ziyaretçi
Ahmet Kutsi Tecer--Nerdesin

Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar: - Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Aşığıyım beni çağıran bu sesin.

Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgârlara karışıp gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: -Nerdesin?

Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben.
Elverir ki bir gün bana derinden,
Ta derinden bir gün bana: -Gel desin.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
28 Haziran 2008       Mesaj #5970
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Gönlüm gönlümün zindanı
Vurulmuş kalbime prangalar
Ne kurşunlar, ne silahlar
Söylendiğini bilemediğim
İnan ki yaralarsa, sözlerin yaralar.

Öyle bir gittin ki
Geceye hâkim oldu karalar
Ne kurşunlar, ne silahlar
Ne zamandır göremediğim
İnan ki yaralarsa, gözlerin yaralar.

Geceyle gündüz ayrıldı
Artık bulamıyor seni yıldızlar
Ne kurşunlar, ne silahlar
Bir türlü silemediğim
İnan ki yaralarsa, izlerin yaralar.

Başım boşta kaldı
Okşanmıyor artık ağarmış saçlar
Ne kurşunlar, ne silahlar
Başımı koyamadığım
İnan ki yaralarsa, dizlerin yaralar.


turgut uzdu

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya