Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 628

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.171.849 Cevap: 8.002
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
23 Eylül 2008       Mesaj #6271
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Gecenin Bir Vakti;

Sponsorlu Bağlantılar


Gecenin bir vakti,
Öyle bir geleyim ki aklına,,,
Fırla yatağından,
içtiğin bir bardak su söndüremesin -ben- ateşini,
Git dolaba istediğin kadar iç,
benden kalan sakinleştiricileri..
Kabusun olayım uyuyama...
İliklerine kadar titre düşününce gözlerimi,
Git yüzüne bir su çarp, boğulmasan da;
avucuna döktüğüm gözyaşım nefes aldırmaz sana..
Tutuşsun saçlarından umutların,
Kahkahalarla ağla...
Akamasın gözyaşların..
Ve birden çalsın acı acı telefonun,
Anla ki, boşuna değil kabusların,
Malum olacak ihanetim sana,
Haydi yat artık al geceyi koynuna;
Ağla...ağla...ağla....

Müjgan Suna

SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
23 Eylül 2008       Mesaj #6272
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
İÇİMDEKİ ÇOCUĞU GETİRDİM SANA

Sponsorlu Bağlantılar


Yıllar sonra;

Geldim bak yine.

İçimdeki çocuğu getirdim sana.

Yollarında koştuğum,

Sularında yüzdüğüm,

Kaç ağaçtan kaç kez düştüğüm,

Çocuğu getirdim sana.

Özledin mi beni,biraz anlatsana.

Özletti mi beni,benden sonrakiler,

Ondan sonrakiler.



Kurumuş artık pınarın suyu,

Akmaz olmuş karışmıyor dereye.

Gözlerinde karpuz ıslanmaz olmuş.

Karpuz çıkmaz olmuş,

Kelebekler uçmaz,

Çiçekler açmaz olmuş boylu boyunca.

Tepende güller kokmaz olmuş.

Bak diktiğim çınar da kurumuş.



Yıllar sonra;

Geldim bak yine.

İçimdeki çocuğu getirdim sana.

Özledin mi beni biraz anlatsana.

Beni biraz anlatsana nasıldım.

Kaç gece ağladım seninle sessizce.

Kaç sabah koşarak gittim yalnızlığıma.

Kaç bahar gördüm,kaç kış üşüdüm.

Kaç yaz yüzdüm özgürce sularında.

İlk nerede yitirdim çocukluğumu.

Hangi ağacın gölgesine savruldum.

İlk nerde büyüttüm içimdeki sevdayı.

Hangi kuytuda seviştim kendimle.

Hangi yalancı baharı yaşadım kaç kez.

Hangi gün hangi yıl gittim senden.

Hatırlıyormusun.



Yıllar sonra;

Geldim bak yine.

İçimdeki çocuğu getirdim sana.

Sıcacık kollarını özledim.

Boylu boyunca uyumayı özledim,

Biliyormusun.

Kaç uykuda kaç gece eskitmiştik seninle.

Kulaklarıma fısıdayan rüzgarını.

Zemheride uçan mazıları özledim,

Sokak lambasının garantisinde.



Bir şiirdim giderken,silindiğim.

İçimdeki çocuğu getirdim bak yine.

Hadi yaz beni,yaz yine. ALINTI





HeliX - avatarı
HeliX
Ziyaretçi
23 Eylül 2008       Mesaj #6273
HeliX - avatarı
Ziyaretçi
O ÖLMEDİ!
Tanrı ölmez, O dilerse görünür bir müddet,
Kaybolunca O’nu kalbinde bulur her millet.

Biliyormuş kaderin cilvesini evvelce,
Bütün ecrâm-ı semâ yasla büründü o gece.

Yaklaşan bir acı önce güneşi korkuttu,
Ay tutuldu diyemem gökyüzü mâtem tuttu.

Ata geçtin ebedin mevki-i müstahkemine
Bir direktif veriyor arza, beşer âlemine!

Bize ilhâm ile isâl ediyor her haberi,
Ki O’nun kudret-i külliye, emirber neferi.

Bağladı dâr-ı fenânın ebede telsizini,
Güdelim açtığı yollardan mübârek izini.

Atatürk’ ün beşere sunduğu peymânı budur:
Atatürk’ e inananlar er olur, sulhu korur!

Beyoğlu, 1938

Neyzen Tevfik
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
23 Eylül 2008       Mesaj #6274
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Mutlu Etmek Seni



mutlu etmek için seni
cennetimi vermez miyim

toprak olup yollarına
gururumu ezmez miyim

rüzgar olup baharına
güllerini dermez miyim

bir kez söylesen sevdiğini
şu canımdan geçmez miyim

gözlerinde aşkı görsem
yanıp da kül olmaz mıyım

imkansız bu aşk deme bana
gözüm açık gitmez miyim...


İsa Ecem Yılmaz
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
23 Eylül 2008       Mesaj #6275
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
MAVİ BİR ÖLÜM

Yine sana sesleneceğim

Senin kim olduğunu hiç bilmeden

Senin kim olduğunu en çok bilerek

İsyankar zambakların çılgın nilüferlerin

Dört nala açan kiraz çiçeklerinin

Dudak kıvrımlarına yoldaş olacağım

Sarı bir hüzün kızıl bir gurur

Ve siyah bir öfkeyle konuşacağım sana

...........


Sana oklardan değil yaylardan bahsedeceğim

Gülün dikeninden değil

Gülleri ve dikenleri doğurmaktan yorulmayan

Topraktan söz açacağım

Akan su gelmeyecek kelimelerime

Suyu şefkatle kucaklayan sessiz taşların canını yakan damlaları dillendireceğim

............



Yine sana sesleneceğim

Senin kim olduğunu hiç bilmeden

Bilmek istemeden

........


Alaattin'in sihirli lambasından çıkan cin bana gelseydi

Ve ne dilersem dilememi isteseydi

Hiçbir şeyi elde etmeyi dilemezdim

Bir şeyden vazgeçmek isterdim sadece

Hayatta bir şeyden vazgeçmek lutfedilseydi

Bedeli her şeyim olsa bile

Sana seslenmekten vazgeçmek isterdim

Garip değil mi sana seslenmekten vazgeçmediğimi

Bundan hoşlandığımı düşünüyorsun belki de

Oysa sana seslenmek bütün hesaplarımı gördüğüm bu dünyadaki

Tek geride kalmış hesap benim için

Bu dünyadaki tek yük

Bu seslenişin kalbini avucumda tutabilmek

Kürek mahkumu için kürek neyse

Benim için de sana seslenmek o

Bir yandan gemiyi ufka ulaştırmanın tek yolu

Öbür yandan bileklerimden sızan kanların

Gönlümü işgale yeltendiği bir rotanın can suyu

Oysa ben sana küreklerden değil gemiden bahsetmek isterdim

Atalarım bana kadınlara gökyüzünü

Gemileri ve yelkenleri anlatmayı öğrettiler

Sen kürekleri yağlı urganları

Geceyi siyaha gömen fırtınaları öğretmeye çalışıyorsun

Sana ellerimle dokunarak gözlerimle okşayarak

Göstermek isterdim

Rüzgarla şişen beyaz yelkenleri

Ama senin vaktin yoktu

Ben bunu hiç anlayamadım

Kavmimin kadınları bana öğretmediler ki

Bazı kadınların beyaz güvercinlerden daha çok

Siyah apoletleri sevebileceğini

.............



Sana sesleniyorum

Ve gözlerin bileklerimden parmak uçlarıma kadar

Toplanmış kan pıhtılarını seyrediyor

Kürekleri bırakamıyorum

Önce yücelttiğin sonra terkettiğin aşkın onuru için

Kalemi bir an elimden düşürmüyorum

Ankara Kalesi’nin önünde

Sana sesleniyorum


..............

Benden kaçıp cennete gitmek isteseydin

Seni cennetin kapısına kadar götürürdüm

Bana gelmek için seni korkutan cehennem olsaydı

Cehennemle konuşur Seni ona anlatabilirdim

Oysa sen ne cenneti isteyebilecek kadar aşk oldun

Ne de cehennemi isteyebilecek kadar ayrılık

Seviyorum seni ama dedin

Hoşçakal diye ekledin

Şimdi gitmeye mecburum

Belki yine gelirim, umarım gelirim

Son sözün oldu

Cennet ve cehennemin dillerini

Savaş naralarını ve aşk şiirlerini

Gazelleri ve boleroları öğreten atalarım

Senin sözlerinin anlamını öğretmediler

Hiçbir şey söylemeden gittin

Ayrılığın dilsiz olduğunu ben senden öğrendim

Dilsiz olanın yaşayabileceğini sen öğrettin bana

Ve kalemime ilk defa yavan gözlerle baktın

Yine yeniden sadece sana sesleneceğim

Müebbet bir aşk dışında

Bildiğim tüm duygularımı terkedeceğim

Sana sesleneceğim yine

Seni sadece kuru bir sevgiyle değil

Derin bir hüzünle binlerce yıllık bir gururla

Ve pervasız bir öfke ile sevdiğimi duyuyor musun

Mütevazi bir sevgiyle değil

Küstah bir aşkla sevdim seni

Ben Osmanlı gibi

Kollarımın yetişemediği bir aşkı kucaklamaya çalışırken

Sen köprülerin ülkesi Venedikteki son sancağı

Kışın üşümemek için şal yaptın kendine

Neden bilmiyorum özlemin artıyor içimde

Gün geçtikçe eksilir demiştin oysa

Atalarımın öğrettiklerine de ters düşse de

Sana inanırım bilirsin

Zamanla unutursun demiştin

Niye daha derinleşiyor öyleyse

Derinleşiyor özlemin

Ve gönlümde bir iç savaşta dökülen kanları

Coşturuyor ayrılık sözlerin

Öfkelerimin kararlılığını

Aşka katık ederek konuşacağım

Bedenim bu dünyayı terkedene kadar

............



Öyle sanıyorum ki

Hüzünle ve acıyla pek barışık olmadığın için

Benden uzun yaşayacaksın

Benden sonra kelimelerim gelecek gönlüne

Onların benden geldiğini bir tek sen bileceksin

Küstah bir aşkla seveceğim seni

Ben savaş ve ölümle haşir neşir olan

Kelimeler dışındakileri unutmaya gayret edeceğim

Ömrümün geri kalınında

Sana sesleneceğim yine

Ben seni beyrut gibi sevdim ama

Sana ne Mağribi ne de Manhatten'i anlatamadım

Bağdat ve Şam'ı işgale yeltenmişken

Venedik' ten gelen ihanet tarumar etti ordularımı

Sarı bir keder, kızıl bir kibir, siyah bir isyanla konuşacağım sana

Senin kim olduğunu hiç bilmeden

Ağlayan zambakların dudak kıvrımlarına yoldaş olacağım

Senin kim olduğunu en çok bilerek

Kavmimin bana vaadettiği tüm aşkları terkedeceğim

Müebbet bir aşk, Sarı bir hüzün

Kızıl bir gurur ve siyah bir öfkeyle konuşacağım

Bu dünyayı terketme müjdesi gelene kadar

..........








Hüznü, gururu ve öfkeyi bilseydin keşke

Hüznümün beni aşan taşkınlığını

Gururumun binlerce yıl önceden miras kalmış hoyratlığını

Öfkelerimin hiçbir zaman sona ermeyecek ve azalmayacak kararlılığını

Anlayabilseydin

Anlatabilirdim sana

Seninle yaşanan bir aşktan sonra

Ayrılığın ölüm bile olsa

Mavi bir ölüm olacağını...

ÖMER ÇELİK
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
23 Eylül 2008       Mesaj #6276
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
Hayat Seninle Olmalı




Hayat ya seninle olmalı; ya da hiç olmamalı,
Akan damlalar sürekli olmalı
Damlalar ask denizi olup tasmalı
Aşk denizinde seninle yüzebilmeli


Uçan martılar şarkımızı söylemeli
Gökyüzü ikimize imrenmeli
Hayatı seninle yönlendirebilmeli
Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı


Baharda açan çiçekler sen kokmalı
Seni yudum yudum koklayabilmeli
Sen bir gül olmalı
Suyun dürüstlük olmalı
Gübren aşk olmalı


Güneşin ben olmalı
Seni benden başka kimse koklamamalı
Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı
Gecenin ayazlarında rüzgar sen kokmalı


Yanan sigaram sen olmalı
Ciğerlerim seninle dolmalı
Nefesim seni arzulamalı
Gözlerim dumanından damlamalı


Ayaklarım ayazda seninle adımlamalı
Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı
Saçlarım seninle parlamalı
Gülüşün içimi ısıtmalı


Kalbim her an seninle heyacanlanmalı
Elllerim karanlıkta ellerini bulmalı
Dudaklarım alacakaranlıkta seni sormalı
Dillerim dillerini okşamalı


her gecemiz aşk olmalı
Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı
Her yağmurda gökkuşağı olmalı
Gökkuşağına seninle bakmalı


Renklerini seninle saymalı
Her sayışımızda sayı tam olmalı
Eksik olursa kafaya takmamalı
Her an hayatı seninle yudumlamalı


Kırlarda seninle el ele çılgınca koşmalı
Gelincikler laleler kulaklarında olmalı
Onları senden kıskanmalı
Kelebekler beraber kanatlanıp uçmalı


Güldüğün zaman yüreğimde güller açmalı
Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı
Sana olan bu sözlerim daima olmalı
Bizim sevgimiz sonsuzluk olmalı


Konuşmalarımız aşk kokmalı
Şiirlerimde sen olmalı
Gönlüm seninle dolup taşmalı
Ölüm sensiz olmamalı

Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı

Alıntı
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
24 Eylül 2008       Mesaj #6277
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
IZDIRAP

Gülümseyen güzel bir yüz önünde
dudağımı büke büke ağladım
en bahtiyar olacağım bir günde
en zavallı olduğumu anladım

hayatımı zehirleyen bu alem
gitsin başka gönüllerde yer tutsun
eğer sevmek bu demekse istemem
beni bütün sevdiklerim unutsun

her dudakta hayal,neşe dalgalanırken
her yaralı kalpte,bir his çalkalanırken
bir kuru dal,bir fidana halkalanırken
ben bu gün,gözleri yaşlı betbahtım NEDEN......?

Alıntı
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
24 Eylül 2008       Mesaj #6278
ener - avatarı
Ziyaretçi
İçki İçmedim Anne
Dün bir partiye gittim anne,bana öğütlerinaklımdaydı
İçki içme yavrum demiştin,yalnızca soda içtim anne
Dediğini yaptığım için içim gururla doluydu
Diğerlerine benzemedim ve İÇKİLİ ARABA KULLANMADIM
Ben doğru olanı yaptım anne, tıpkı senin dediğin gibi
Şimdi parti sona eriyor anne tam yola çıkacaktım
Diğer arabacı beni görmedi anne, bana bir eşya gibi çarptı
Kaldırımda uzanmış yatarken yaralı
Polisin 'bu çocuk sarhoş dediğini duydum anne
Bana çarpan sarhoşsa onun hatasını benmi ödeyeceğim anne?
Burada ölüyorum anne, hayatım bir balon gibi sönecekmi?
Etraf kan dolu anne, benim kanımla
Hissediyorum birazdan öleceğim
Sana son bir şey söylemek istiyorum anne
Yemin ederim hiç içmedim
İçen ben değil onlardı anne.........
Galiba bana çarpanla aynı partideydik
Tek fark; o sadece sarhoş bense ölüyorum anne
İnsanlar neden içer anne? ? ? ? ?
Şimdi keskin bir acı duyuyorum, tıpkı bıçak gibi
Bana çarpan yürüyor, görüyorum; bu haksızlık
Kardeşime söyle ağlamasın, babama söyle cesur olsun
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
24 Eylül 2008       Mesaj #6279
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Seninle Sevdim



şiir sevdalısı saçlarını okşarken sevdim
dilimin her hücresinde geçen adınla
ibadetini kıldım her gece.

deniz mavisi gözlerine bakarken sevdim
gözlerimin her irkilişinde gördüm
yüreğinin sade telaşını.

ellerini sarmalarken ellerime,
tenini sevdim.

seninle herşeyi sevdim;
bir gülü sevdim seninle,ağlayan bir çocuğu
seninle yürümeyi sevdim
ağlamayıda seninle
yağmur altında dans etmeyi,
güneşle kavgayı,
soğan kırıp yemeyi
aşkı
ve seni

seni seninle sevdim
gidersen şimdi
kim kalacak benimle


Turgut Özer
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
24 Eylül 2008       Mesaj #6280
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Seni Kaybettikçe Kendimi Buldum



bir gün kırarlarsa kolun kanadını
göm acını yüreğine
gösterme kimseye yaralarını
mavinin güzelliği içine bata bata
dikme gözlerini hüzün sarısına çalan duvarlara
kırıksada kanadın
yürümelisin
sakın ha
yaralı serçe
ağlama
ölmemelisin

birserçe yarasında kanıyorken o gece
bunları kendime söyleyebilmem bile
yaşamam için bi sebepti
sebepsizce
yada seni içimde öldürmem icin
o gece
eğer sağ çıksaydın yüreğimden
ölen ben olurdum
biliyordum

seni kaybettikçe kendimi tanır oldum
önyargılarım, varsayımlarım, korkularım
hiç bu kadar güçsüz görmedim onları
ve içimi acıtanım
anılarım
hangi birinde sadece sen vardın
sana ait olduğunu sandığım herşeyin
aslında benim olduğunu anladım

senin sonuna benim başlangıcıma varıyordum
sen yoklaşırken ben varlaşıyordum
içimdeki sensizlik senden yanaydı
ben bütün duygulara duvarlaşıyordum
sensizlikte seninle ölecekti
hislerim felç olmuştu
duymuyordum
işte o gece
içimde astım seni
bendim içimdeki senin katili
yas tutmuyordum

şimdi benliğimde bir boşluksun
yavaş yavaş o boşlukta kayboluyorsun
içimde teklederken seni
gözlerini sildim bile gözlerimden
kanasın dudakların, umrumda değil
sesin yanlış numara
hazırlan artık gidiyorsun
aşkı getiren sen
aşkı büyüten sen
aşkı öldüren sen
içimde ölüyorsun
yaşa yaşayabilirsen


Ali Karalar

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya