Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 641

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.171.442 Cevap: 8.002
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #6401
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Mutlu Son

Sponsorlu Bağlantılar


Dışarda bir kıyamet bende bir sessizlik var
Sanki yas tutar gibi yağıyor yağmurlar
İçimde nedendir bilmem bir karamsarlık var
Ve gökgürültüsüyle şimşeğin getirdiği korkular

O vakitlerde bir çift göz karanlığa bakıyor
Sokak lambaları etrafa loş bir ışık saçıyor
Ve yağmur devam ediyor amansızca yağmaya
Sanki gökyüzü öfkelenmiş içini boşaltıyor

O yağmurda çıktım dışarıya bendeniz
Çünkü iki durak ötede bekliyordu yengeniz
Bakın insan aşk için neler neler yapıyor
İster inanın bana, inanmayın isterseniz

Az sonra buluştuk saçlardan aldık on
Ama dedi, bir daha giyme siyah pantolon
Ardından çekti beni ufak bir buse aldı
Karamsar başlamıştım ama işte size mutlu son


Hüseyin Güngör

SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #6402
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
DOLUNAY

Sponsorlu Bağlantılar
Bir gün söyleyeceğim sana, seni sevdiğimi,
Sen benden nefret etmeden.
Bir gün gideceğim uzaklara,
Senden bir umut dahi beklemeden.

Seviyorum belki zalimce ama belkide umarsızca,
Seviyorum işte, karşılık beklemeden ben seni,
Temennimde değil, senin beni sevmeni istemek,
Sen seviyorsun nede olsa, bir başka seni.

Güneşler doğar senin ardından,
Bazı geceler, sen varsın yıldızların arasında,
Öyle bir haşmetli bakarsın ki bana yukarıdan,
Gözlerimi alamam artık ben, bu Dolunay'dan.

Kismetim diyorum senin için,
Engelliyor herkes, benim seni sevmemi.
Sevdadır diyorum, dokunmayın sevgime,
Kopartıyorlar yüreğimden, sana beslediğim sevgimi.

Bir küçük çocuk var yüreğimde doğan,
Senden olan, sana benziyen.
Bir duygu var bedenimde dolaşan,
Sana ait ve sen kokan.
İşte odur, adı Dolunay olan.

Tek gerçeğim var aslında,
Sana beslediğim duygularım da.
Tek istediğim bir şey vardı ama,
Oda... Benim için bir rüya adeta.

Haykırmadan söylececeğim sana sevgimi,
Ağlamadan anlatacağım sana düşüncelerimi,
Korkmadan yorumlayacağım, sana olan kaderimi,
Yorulmadan seyredeceğim o parıltılı gözlerini.

Bir gece vardır, birde gündüz.
Bir güneş doğar, birde var olan yıldız.
Bir sevgim vardı benden, sana gelen karşılıksız.
Bir kere de doğdun yüreğime, Adı güzel Dolunay.

Alıntı

ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #6403
ener - avatarı
Ziyaretçi
Gözlerin Yeter

Unutmuşum kendimi senin gözlerinde
Farkında değilim saatlerin geçtiğinin
Ne olurdu sanki zaman dursa yarim
Elimdeyken sevdiğim senin ellerin

Yağmura gerek yok gözlerin yeter
Yüreğime yağar hasretin senin
Sensiz geçecek her gün yarim
Çığ olur düşer yüreğime benim

Sözlere gerek yok gözlerin yeter
Dilin gizler ama onlar doğruyu söyler
Seviyorsun gözlerinden belli yarim
Yüreğim yalnızca gözlerini dinler

Umut Gül
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #6404
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
SENİ SEVİYORUM DİYEMESEMDE

Geleceğim seninle yok oluyor karanlık içinde
İstanbul ağlıyor ardından çaresizce
Hayatım bi an gözümün önüne yansıyor
Sana elveda demeden giden bu gönlüm ardından bakar kalır sebepsizce

Ölmek çare olmasa da yansızlığıma
Aşkın hep yaşayacak içimde sen yanımda olmasan da
Düşünüyorum bazen bu gönül kimin ahını aldı diye
Sonuçta pişman oldum yaptıklarımdan meçhul olur giderim hayatından sessizce

Sensiz bu hayat nasıl geçer bilemem ama
Yüreğim ömür boyu bu acıyı çekecek
Seni başka kollarda görünce

Zaman ilaç olacak mı acaba kanayan bu yarama
Sanmam bende bu sevgi varsa sana ömür boyu tutuk kalır bu serseri yüreğim
Gecelerde usulca bi acı çöker kalbimin en uçsuz köşesine
Seni bende aramaya çalışır yüreğim seni yaban ellerde görse bile

Yaşarken ölmek gibiymiş meğer bu aşk
Yaşamıyorum dese de gözlerim
İsyankar bi aşığım artık bu koyu karanlık odasının içinde
Anla artık sevdamı seni seviyorum diyemesem de


ŞiiRLeRiMLe GöMüLeCeK aDıM
Alıntı
miss_didem - avatarı
miss_didem
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #6405
miss_didem - avatarı
Ziyaretçi
Semahındayım Seni Unutmanın

Bu sabah başlamalıyım seni unutmaya
Önce
gözlerinin yeşillerinde saklanan
ve beni her baktığımda
ayrı diyarlarda dolaştıran
uçurum ürpertisi
cennet sohbeti
su yeşili
ömrümün gördüğü en güzel gözleri
unutabilmeliyim.
Sonra
en doğru firarı gönlümün
gönlünle; gönüllü yolculuğu
uyanamamış sabahlarımız
uyunamamış gecelerimiz
biz seninle kaç kişiydik
daha kaç kişi olurduk gitmeseydin
bu kalabalık korkuyu
kalbimin sokaklarına sokmasaydın

kendi küllerimi savurur gibiyim hayata
yokluğunu suluyor gözyaşım
nicedir görünmez oldu yanağımdaki tek gamze
mavi yalnızlığım benim
kurtarılamayan çığlığım
anılarım acılarım benim
Tesellisiz bir günce tutuyor ruhum sanki
sanki kelebekler kaçıyor açtıkça sayfaları
gitgide tenhalaşıyor içimdeki umut
kendi sularımda boğuluyorum
kendi yarattığım derinlikler sebebim oluyor
bu acı ne senden,ne aşkımdan
düpedüz benden
ipek bir kefen giyinmiş geçmişin takvimi yapraklarında sonbahar var
tek el ateş etmeye hazır hasretim

mavi yalnızlığım benim
kurtarılamayan çığlığım
anılarım acılarım benim

canım çay istemiyor
şahdamarı kanıyor şiirlerin
çarpraz ateşlerde vuruyor şarkılar beni
mahçup oluyorum duygularıma
karanlığa ışığı değil
ışığa karanlığı tanıştırdım ben
dargın bir meleğin,masal rengi bulutunu aldım elinden
gittiğini söylemesen olmazmıydı

ağlarımı dağlara attım
balıklar okyanusa varsın diye
balıkçının zıpkınına gül taktım
martılara atsın diye
fularımı uçurdum
kederli kırmızı bir rüzgarın peşinde şimdi
giderken öpmesen olmazmıydı
mavi yalnızlığım benim
kurtarılamayan çığlığım
anılarım,acılarım benim

semahındayım seni unutmanın
dönüyorum,
göçmeniyim adresinin
dönüyorum kaçıncı ölümü bu ömrümün
dönüyorum
rehinim
dönüyorum
seninim
dönüyorum
Bu sabah başlamak için seni unutmaya
yeniden ölüyorum

Naşide Göktürk
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #6406
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Mümkün olsa çevirsem yüzünü Gecenin

Artık yanlız değilim yanımda sen varsın
Mutluluk çanları bizim için çalsın
Kalemımden dökülüyor tek tek heceler
Pusu kurmayın bize zalim geceler
Kelime haznemde vardı hep yerin
Sana olan duygularım inan çok derin
Yüreğine yaslandığım olsaydın ne olurdu
Kana kana içtiğim yanan yanımı söndüren su olsaydın
Kapısını zamansız çalabilecegim dostum
Nerden çıktın bu saatte demeden sarılsaydın
Mümkün olsa çevirsem yüzünü gecenin
Kendini görecek aynaya baktığında
Sarsmadı hiç bir deprem senin yoklugun kadar
Kararmamıstı dünya benim için seni uğurladıgım günki kadar


Haydar Altıntaş
AeraCura - avatarı
AeraCura
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #6407
AeraCura - avatarı
Ziyaretçi
YOK KARŞILIĞI YÜZÜNÜN
503bar

Senin sana rağmen bir yüzün var
Herkesin ilk aşkına benzeyen
Beklemek kadar acı , anlamak kadar zor
Nedensiz ölümlerin suskunluğu gibi
Yok karşılığı yüzünün

Senin sana rağmen bir yüzün var
Herkesin ilk aşkına benzeyen
Yaklaştıkça imkansız uçurumlar
Nedensiz hayatların o büyük acısı gibi
Yok karşılığı yüzünün

cezmi ersöz
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #6408
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Yaşamak Bu Mu?



Aynı bedende nefes almak,
Her kelimeden sorun yaratmak mı, yaşamak?
Öyleyse ben yaşamak istemiyorum.
Bu kadar basit mi,
Ağlamak ve ağlatmak
Öyleyse ağlamakta yok bana,
Gülmekse zaten haram..
Yaşamak;
Hep kendini dizginlemek mi?
Engel olmak mı duygularına
Ne kadar yansa da yüreğin,
Boyun eğmek mi olanlara
Her gün kaderden, bir tekme daha yemek mi ?
Yaşamak;
İki şey arasında kalmak mı?
Kelimelerin boğazında düğümlenmesi mi?
Gözlerin ne kadar dolup taşsa da susmak,
Yoksa sebepsiz ağlamak mı?
Yaşamak;
Hayatta hiç beklemediğin şeylerle karşılaşmak,
Bunların altında ezilip, yok olmak mı?
Her güvendiğin kişiden ağır darbeler yemek mi?
İçin kan ağlarken bile mutlu görünmeyi denemek mi yaşamak?
Yaşamak;
Sevdiğin her insanı bir bir kaybetmek ,
Bu büyük acılarla yok olup tükenmek mi?
Dertlerle kan kusturulmak,
Hayattan bıktırılmak mı?
Bütün dermanı içkilerde, kötülüklerde bulmak mı?
...
bu kadar zor mu yaşamak?
Yoksa yaşamayı zorlaştıran bizler miyiz?


Hasibe Demirkaya
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #6409
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
EĞER



O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa
tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!
Alıntı
ÖmÜrCeK - avatarı
ÖmÜrCeK
Ziyaretçi
11 Ekim 2008       Mesaj #6410
ÖmÜrCeK - avatarı
Ziyaretçi
Apansız gidişlerin çaresiz iç çekişlerin ve solup gitmiş gülüşlerin ortasında yarım kırık ve efkarlıyım şimdi.Aşka dair umutlarımı ve yarınlarımı kaybetmek üzereyim…

Seni yok bilmek kadar ağır bir ceza olabilir mi?
Yokluğunu kabullenmek kadar kahredici bir gerçek olabilir mi?
Ne ağlamak kandırıyor beni artık ne haykırmak bastırıyor isyanımı. Sensizliğin ortasında öylece duruyorum…

İflah olmayacak bir aşktı aslında baştan belliydi.Sen hep kaçmaya hazırdın benim kadar bağlanmamıştın bu aşka.”KORKUYORUM” diyordun hem beni hem kendini kandırıyordun.Oysa sen,benden ya da aşktan değil sen kendinden korkuyordun.

Bir aşkı ayakta tutabilme yaşatabilme cesareti yoktu sende. Yarınlarda yaşanmaz aşk,bugünün kıymetini bilmiyorsan yok hükmündedir aşkın.
Sen yarına bakarken,”NE OLACAĞIZ BİZ” diye sorarken kaçırdın bugünü. Kaygılarla kuşkularla yaşadın. Seni sevmekten başka hiçbir şeyi düşünmeyen ben, bu kaygıların ortasında çaresiz kaldım. Bekledim bitsin, bekledim geçsin diye ama nafile.
Aşk Bitti, Ömür Geçti Ama Kaygılar Tükenmedi…

Yok ağlamıyorum artık. Ağlanacak zamanları bitirdim çoktan. Kızgın da değilim sana kırgının o kadar. Senin beni kırmana alışmış olmalıydım oysa, demek alışamamışım. Demek hala kırabiliyorsun beni…
Aslında bu seni hala sevdiğimi gösteriyor ama sen bir itiraf olarak algılama bunu.”BAK NE HALDEYİM,DEMEK İÇİN SÖYLENMEDİ BU SÖZLER” kendi kendime dert yanıyorum, yakınma hakkımı kullanıyorum, hepsi o kadar.

Yüreğimdeki yaranın hiç olmazsa kanaması dursun diye yazıp çiziyorum işte böyle. Kendimi avutuyorum kelimeler parmaklarımın ucundan döküldükçe sanki içimden de sökülüp atılacakmış gibi geliyor…

Gitmeliyim artık günlük hüzün randevusu geldi çattı, bekletmemeliyim

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya