Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 651

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.172.916 Cevap: 8.002
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
20 Ekim 2008       Mesaj #6501
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Birgün sesim kesilir şiirlerim susarsa,
Sevmediğimden değil bil ki öldüğümdendir,
Sponsorlu Bağlantılar
Aşka küsüp nağmeler şarkılar kan kusarsa,
Sevmediğimden değil bil ki öldüğümdendir...

Sonu yok biliyorsun aşka biçilmez paha,
Sonu yok bu sevdamın süreceği çok daha,
Hissetmezsen an olur sarılma hemen aha,
Sevmediğimden değil bil ki öldüğümdendir...

Yeminimi bozarım diye düşünme sakın,
Bunca sevildin diye gururunu tak takın,
Sen çağır ben gelmezsem usulca göğe bakın,
Sevmediğimden değil bil ki öldüğümdendir...

Yanımda olmasan da şu sevdan ömre değer,
Sakın suskunluğuma deme sevmemiş meğer,
Dağlar denizler aşıp sana varmazsam eğer,
Sevmediğimden değil bil ki öldüğümdendir...

Sevdan hep gurur ile şu dilimden dökülür,
Bükülürse bu boynum yokluğunla bükülür,
Aşkın belki o zaman yüreğimden sökülür,
Sevmediğimden değil bil ki öldüğümdendir...

ERSİN KAYIŞLI


SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
21 Ekim 2008       Mesaj #6502
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
Hazanın Ta Kendisiyim Ben

Sponsorlu Bağlantılar

Yüreğim burkuluyor, dönünce mevsim hazana
Sararıyor yapraklarla birlikte mahzun gönlüm
Solgunlaşıyor hayatın tüm renkleri beynimde
Bir dolu hüzün kaplıyor içimi hazanda

Mahzunlaşıyor kalbim, dönünce mevsim hazana
Kurumuş güllere benziyor umutlarım, hayallerim
Düşüyor toprağa, giden bir yıl daha ömrümden
Bir dolu hüzün kaplıyor içimi hazanda

Aşklar bile hız kesiyor dönünce mevsim hazana
Ağırlaşıyor bedenim, uykuya dalıyor duygularım
Algılamıyor ruhum, sevdanın kokusunu
Bir dolu hüzün kaplıyor içimi hazanda

Sevdalarım kanatlanıyor uzaklara, dönünce mevsim hazana
Göçmen kuşlar gibi, kaçıyor benden coşkularım
Renklerim bile dönüyor, maviden griye
Bir dolu hüzün kaplıyor içimi hazanda

Öylesine yalnızlaşıyor ki ruhum, dönünce mevsim hazana
Ne bir ses, ne mektup, ne arayan ne de soranım
Hasretlerin, ayrılıkların ilk durağındayım
Bir dolu hüzün kaplıyor içimi hazanda

Bir başka boyuta formatlanıyorum, dönünce mevsim hazana
Sanki yaşayan ben değilim, kalmamış heyecanım
Ama aslında 'hazan', benim bir diğer adım
Bir dolu hüzün kaplıyor içimi hazanda

Durgunlaşıyor sevgi denizim, dönünce mevsim hazana
Gökyüzü ağlıyor, susuyor gönlümde sevilerim
Hayvanlar bile kaçışıyor, kırdan bayırdan
Bir dolu hüzün kaplıyor içimi hazanda

Sevdama ağıt yakıyor bulutlar, dönünce mevsim hazana
Şimşeklerle çakıyor, yıldırımlarla yağıyor hiddetim
Hüznüme beste yapıyor esen rüzgarlar
Bir dolu hüzün kaplıyor içimi hazanda

Ruhumla bedenim bütünleşiyor, dönünce mevsim hazana
Yolculuğa çıkıyor, bir başka bahara aşkım ve sevdam
Hazanın ta kendisiyim ben, derdimle sarmaş dolaş
Bir dolu hüzün kaplıyor içimi hazanda

(31.08.2005)


Burhanettin Akdağ

SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
21 Ekim 2008       Mesaj #6503
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
BİTER CAN'IN...

Gitme!
gitme gülüm uzaklara,
bırakma beni yalnizliklara.
yanımdayken bile,
seni ozlerken,
gitme gülüm uzaklara..
sensizken nefessizim ben,
ellerini tutamazsam,
gozlerine bakamazsam,
saçlarına dokunamazsam,
nasıl atar bu kalp!
hic dusundunmu?
Gitme!
gitme gülüm uzaklara,
yakma gonlumu bir daha,
dayanamam,
dayanamam senin olmadığın gunlere.
gonlumdeki umudumsun,
yuregimdeki sevincimsin sen.
gidersen biter bu can,
biter bu nefes.
Gitme!
gitme gülüm uzaklara,
vurulurum yalnızlığının kurşunlarina...


Alıntı
ÖmÜrCeK - avatarı
ÖmÜrCeK
Ziyaretçi
21 Ekim 2008       Mesaj #6504
ÖmÜrCeK - avatarı
Ziyaretçi
şimdi gidiyorsun
git
oysa senden tek bir damla istemiştim
sana kocaman bir deniz sunmak için
şimdi gidiyorsun
git

ne zaman başladı bu hikaye
anımsamak zor
gençtim
hazırda fırtınalarım vardı
dörtnala sevdalarım
komazdı öyle üç-beş nöbetleri
geceler içimi acıtmazdı böyle

bir insan bu kadar eksilebilir mi?

hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adam vardı
bu şehrin bir yerlerinde
düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona
gözlerinde gizledi o seni
sen bilmedin
o adam bendim
unuttun mu

bak sevdiğin adam gülmeyi bile unuttu
seni unutamadı

işin kolayına kaçmadım
uğruna ölmedim yani
uğruna ölünecek sandığım biri için yaşadım hep
sen bunu da bilmedin
ben bir bakışına bin anlam yükledim
sen aşka kestirmeden gittin

bir hayatın özetini bırakıp avuçlarıma
şimdi gidiyorsun
git

bana karanlığın ne demek olduğunu öğretmeden
bütün ışıklarımı söndürüyorsun
bu cehennem cinayetlerini işliyorsun
sonra bunlara intihar süsü veriyorsun
yazıklar olsun
susuyorsun
susuyorum
susacaklarım bitmiyor

uzun lafın kısası olmaz
anlatacağım çok şey var
hoyrat bir rüzgar gibi geldin
aklımı ve hayatımı dağıttın
şimdi gidiyorsun
git

daha ayrılığa bile çarpmadan
aşk bizden döndü
bir yılan gibi soktun koynuma kimsesiz geceleri
artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil
ama sana dokunmak da yasak bana
göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır
sen var ya sen
allah kahretsin!
şimdi gidiyorsun git...
Alıntı

B.L.A.C.K - avatarı
B.L.A.C.K
Ziyaretçi
21 Ekim 2008       Mesaj #6505
B.L.A.C.K - avatarı
Ziyaretçi
İç Hesaplaşma

Algılayamam artık sevgiyi kalbim dağlanmış
Kendimi arıyorum hayatın belirsizliğinde
Kime anlatayım derdimi dilim bağlanmış

Yıldızlar kayıp gecemde
Gözlerimde donmuş ölü bir bakış
Söyleyin bana hangi çiçek solmamış
Ben soldum gençliğimde

Yaşayamam ben sensiz, sevmeden
Bir canım var her an ölüme hazır
Açmış kollarını gökyüzüne ağlıyor bir koca çınar
Benim gibi yalnız, oturmuş boğaza nazır
Ne farkım kaldı ki gölgemden?

Can çekişiyor vicdanım geçmişin gazabında
Her şey silinmiş bir tek hatıraların kalmış iz
Çağırıyor beni koynuna köpüren dalgalar
Hissetmiyor tenim rüzgarı dolaşırken kafamda kasırgalar
Nasıl yutar beni kararmış soğuk deniz
Çoktan boğulmuşsa ruhum karanlıkların girdabında
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
21 Ekim 2008       Mesaj #6506
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
HASRET YÜREĞİMDE SAKLI..

En iyleşilmez yaramdır aşk benim
Çileden,dertten bir habercidir
Bir ömrün dökülen son yaprağı
Gece kadar uzun,hayat kadar eskidir



Kimbilir bozulan kaçıncı tövbedir bu
Bu kaçıncı sancıdır içime saplanan bazen
Yağmur yüklü bulutlara benzer
Sağanak sağanak dökülür gözlerimden



Firari bir mahkumdur,içimde saklanan
Boynum bükük,kalbim kırık,darmadağınım
Bir sır saklı gözlerinde,anlamadığım





Hasret yüreğimde, derin sızı
Gönlümün sultanı,ömrümün yazı
Yaşamak seninle güzel,ölmek seninle
Sevmek,sevilmek,dünya seninle güzel
Kırdığın kalbimi hasretinle sardım
Bir ateş yaktın ki,yandıkça yandım
Yandıkça sana bağlandım..

Alıntı
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
22 Ekim 2008       Mesaj #6507
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Sokak Lambası



Sadece kendini aydınlatan
Bir sokak lambasıyım
Sokağın sonunda
Karanlıklara inat hala yanmaya çalışan
Belki aydınlıklara boğamam tüm karanlıkları
Ama yine de
Yanmalıyım geceler boyu
Bırakırsam eğer kendimi
Biraz olsun yanmazsam yani
Kapat gözlerini
Kararsın gördüklerin
"Karanlığı" o zaman anlarsın
İşte bu yüzden ben
Yanmalıyım geceler boyu
Aydınlatamasam da her yeri
Bir yerde aydınlanır küçük bir karartı belki

Emin Koca
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
22 Ekim 2008       Mesaj #6508
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
GECE NÖBETİ

Daha az seviyorum seni..
Giderek daha az..
Unutur gibi seviyorum..
Azala azala..
Aramızdaki uzaklığın karanlığında..

Geceler kısalıp..gündüzler uzuyor öyle olunca..
Daha az seviyorum seni..
Kendini iyileştiren bir yara gibi..
Daha az..
Ve zamanla..

Sen geceyi tutuyorsun..ben nöbetini..
Uzak dağ kışlalarında..
Görmüyoruz birbirimizi..
Usul usul sis iniyor..
Kopmuş yollara..
Işığı hafif..uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin..
Bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda..
Sevgilim sevgilim
Yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin
Nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da..

Artık daha az seviyorum seni..
Unutur gibi..ölür gibi daha az..
Yeniden ödetiyorum kendime
Onca aşkın öğretemediğini..
Kolay değildi..
Yalnızca sevgilimi değil..evladımı da kaybettim ben..
Kaç acı birden imtihan etti beni..
Bir tek gece vardır insanın hayatında..
Ömür boyu sürer nöbeti..
Bu da öyleydi..
İyi ol..
Sağ ol..
Uzak ol..
Ama bir daha görme beni

Murathan Mungan
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
23 Ekim 2008       Mesaj #6509
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Bilmez Gibi...



Karşı karşıya oturmuşuz
Arnavutköy sahilinde,
bu eski kahvede
bu bahar sabahında
bir sen birde ben
daha ne olsun..

Sezen Aksu'dan
''Son sardunyalar'' çalıyor ..
Masamızda 2 bardak demli çay
ve titreyen ellerimiz var,
Yüzün al al olmuş..
Dilimizde söylendi söylenecek
Sevda sözleri
Gözlerimizde arzulu bakışlar.
Daha ne olsun

Yüzümde bir meltem sıcaklığı
nefesin,
Kulaklarımda hoş bir şarkı gibi
billur sesin
Yakışı zevk veren
bir ateş parçası iken ellerimde
ellerin..
Daha ne olsun..

Üstümüzde pırıl pırıl gökyüzü,
yanıbaşımızda masmavi deniz,
uzaktan hafifçe gelen
dalga sesleri
ve martı çığlıkları,
birde yosun kokusu,
daha ne olsun..

Neden kesik kesik olduğunu
sorma nefesimin
Bakıp bakıp dudaklarına
sorma neden iç çektiğimi

Bilmez gibi..



Abdullah Melik Mısırlı
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
23 Ekim 2008       Mesaj #6510
ener - avatarı
Ziyaretçi

Ayrılık Günü



Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce
Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı
Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm
Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı

Ayrılığın bir ağrıdır vurur şakaklarımda
Ve büyür gözlerimde bir okyanus kadar
Derinden ses verir içimde bir tel
Sonra, birdenbire kırılır, kopar

Yeryüzü çekilir altından ayaklarımın
Geçer başıma çöken bir tavan gibi gökyüzü
Durmadan çalınır kulaklarımda
Şarkıların en hüzünlüsü

Seni alıp uzaklara giden otobüs
Benim üzerimden geçer hışımla
Devrilir, bakakalırım ardından
Bir sel gibi akan gözyaşımda...

Artık ne yapsam boş, teselliler faydasız
Karanlık gitgide en derinlere çeker beni
Çaresiz, bütün sokaklarında bu şehrin
Böyle perişan beklerim dönmeni

Dolaşır birbirine yorgun ayaklarım
Ellerimi koyacak bir yer bulamam
Nereye gitsem, en koyusu acıların
Ne yana baksam, çıldırtan bir akşam
İstemem ben bu ömrü, bu talihi istemem
Böyle durup durup senden ayrılmak varsa
Orada bir mezar kazılır benim için
Ayrılığın nerede başlarsa

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya