Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 714

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.169.518 Cevap: 8.002
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
3 Şubat 2009       Mesaj #7131
ener - avatarı
Ziyaretçi
Ben Sana Beni Sevmenin İmkansızlıgını Nasıl Anlatacagım

Sponsorlu Bağlantılar

ben sana beni sevmenin imkansızlığını nasıl anlatayım ki
kendi yarasını kendi öpen bir çocuğum ben
kendi acısını kendi örten bir çocuk
yaz çiçeğidir tutunduğum dallar
çabucak çürür ömrüme
güz gelir, ağlarım
kış bastırır ürkerim
yüreğimin gurbetine giderim bir başıma
günümü sevda ederim
sevdamı hasret


ben sana beni sevmenin imkansızlığını nasıl anlatayım ki
kendi düşünü kendi kuran bir çocuğum ben
kendi yaşını kendi kurutan bir çocuk
ölüme yakınım nicedir
gel gör ki büyülü şey bu hayat
kandırılmışlığımı denize çalar mesela
toprağın üzerine uzanmışken
nasıl diyebilirim kimim kimsem yok diye
bir sızı kalır işte acemice işlenmiş
atsam atılmaz, satsam satılmaz


ben sana beni sevmenin imkansızlığını nasıl anlatayım ki
kendi ninnisini kendi söyleyen bir çocuğum ben
kendi şiirini kendi ezberleyen bir çocuk
anne kokulu mendiller saklarım
baba gülüşlü resimler yaparım boyuna
her günüm bayram olur
her bayramım şekersiz, çikolotasız
olur olmaz heveslerim inatlaşmaktandır
adanmışlıktandır küçücük sevinçlerim
sevindirmelerim evrene karşı


ben sana beni sevmenin imkansızlığını nasıl anlatayım ki
kendi elini kendi tutan bir çocuğum ben
kendi yüreğini kendi bilen bir çocuk

Alıntı

ÖmÜrCeK - avatarı
ÖmÜrCeK
Ziyaretçi
3 Şubat 2009       Mesaj #7132
ÖmÜrCeK - avatarı
Ziyaretçi

-Düşüme SEN dününce...
Sponsorlu Bağlantılar


Gözlerinde tutuklu kalır yüreğim..

İçinde "sen" olmayan düşümü düşürürüm düşümden..

Prangaya vurulmuş ayaklarımı sürüklerim peşinden..
Ömrümü ömrüne katarım her bir adımda..


Sahi?

Yüreğime vurduğun kelepçeyi çözebilir misin?

Sensizliğin esaret olduğunu bile bile,salıverir misin beni?



-Dert yanışım...

-Dağılışım...

-Savruluşum..
-Ve biraz da aldanışım...



Adına "aşk" dedim..

Aşk'a geldim sevgili..

Yani sana...
Sana susamış beni,serdim ayaklarına...


Hadi,Sarılsana...!

Bir bilsen...

Ne denli sevildiğini ve özlendiğini ah bir bilsen Sevgili...


Sahi?

Sen de sevmiştin beni değil mi?
Alıntı...

CelestialBody - avatarı
CelestialBody
Ziyaretçi
3 Şubat 2009       Mesaj #7133
CelestialBody - avatarı
Ziyaretçi
Sen böyle güzelsin

Sen böyle güzelsin, sen böyle tatlı
İçimden hep seni sarmak geliyor
Yıllar var gönlümde, hasretin saklı
İçimden hep sana koşmak geliyor

Söz geçmiyor artık yasak aşkıma
Ne olursun beni yanlış anlama
Belki bu arzuma kızacaksın ama
İçimden hep seni öpmek geliyor

Geçtiğim her yolda karşıma çıksan
Bir tatlı gülüşle yüzüme baksan
Gönül ocağımı aşkınla yaksan
İçimden uğruna ölmek geliyor

A.S.İlkan
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
4 Şubat 2009       Mesaj #7134
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Etiketsiz Hayatım...!



Hayat denen bu yolda,kendimeydi tecavüzüm
kendimeydi isyanım,kendimi bitirişim...

Değerlerim sokak kadını edasında
dolaşırken yeryüzünde
bedenimi tuzlu tırnaklarımla yolup
kaldırımsız aynada tozlu gülümseyişimdi
tek gerçeğe gidişim...

Hayat
öteki dediklerimi özleyişimdi
kar beyazı umutlarımla
sırlarımı gizleyişimdi
kuşkularımla

Bir aksiseda idi uçurumlarımda
dağıldı
paramparça oldu
karşı yollarda..

Şuursuz zamanlarda kaybolma asaletimdi belki de
gölgeler içindeki gözlerim
içine hüznün notalarını sığdırmış
bol nodüllü sözlerimdi hayat

Sınırlarını çizemediğim kıyılarım sahillerimdi bazen
bu kıyı da gözlerimdi beni tek besleyen
herkesten sakladığım minicik bir lokma
dişimin kovuğunda saklanan arımla..

Yetim büyüyen bir delikanlımdı hayat
tam açacakken kırağı çalan gonca
üstüme esmeyen bir imdat yeli..

Yine de tutamacındayım hayatın
bir delice tutku edasıyla sarmalamışım
ayrılık otu arsızlığında
inadına inadına kök salmışım.

Ucundan da yaşasam
adına ad
sanına san
veremeyecekte olsam
bir hayatım var
isimsiz ve etiketsiz
bir hayat...


Fatih Erol
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
4 Şubat 2009       Mesaj #7135
ener - avatarı
Ziyaretçi
Aşkta Yarın Yoktur Sevgili

Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili.
O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır.
Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur.
Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar.
Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular yoktur.
Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili.
İnsan bir başka ışığa teslim olur...
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil,
içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir.
Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur.
Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.

Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın
hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de...
Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının
çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir
sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...

Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili,
kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı
hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye.
Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda,
gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri,
o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim.
Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...

Aşk çok eski bir şeydir sevgili.
Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer.
Sevdiğimiz insanların çocuklukları da...
Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer.
Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider,
hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...

İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır.
Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır...
Bazen denizler, kıyılar çeker insanı.
İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde
yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu.
Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara...
Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...

İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda
umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler,
kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının
korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...

Birazdan sabah olacak...
Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular başlayacak...
Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve
hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım...

Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış.
Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını,
cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri
alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek...

Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...

Aşkta yarın yoktur sevgili...

Alıntı
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
4 Şubat 2009       Mesaj #7136
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Gidelim Kalbim Kalk...



Kalk gidelim kalbim
Kovulmuşluğumuzdan.
Neler umut ediyorsun hala
Yorulmuşluğumuzdan..
Uzanmıyor kolların dur demeye gidene,
Ağlıyor ya gülüşün hasreti öğretene.
Susuyor bak sözlerin yıllara dur demeye..
Yoruldun ya yıllarca,
Kalk gidelim kalbim kalk
Uzun sürdü bekleyiş,
Sanırım bu son durak...



Sibel Hatiboğlu Acar
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
5 Şubat 2009       Mesaj #7137
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Denizi Özleyenler için

Gemiler geçer rüyalarımda,
Allı pullu gemiler, damların üzerinden;
Ben zavallı,
Ben yıllardır denize hasret,
"Bakar bakar ağlarım."
Hatırlarım ilk görüşümü dünyayı,
Bir midye kabuğunun aralığından;
Suların yeşili,göklerin mavisi,
Lapinaların en harelisi...
Hala tuzlu akar kanım
İstiridyelerin kestiği yerden.
Neydi o deli gibi gidişimiz,
Bembeyaz köpüklerle, açıklara!
Köpükler ki fena kalpli değil,
Köpükler ki dudaklara benzer;
Köpükler ki insanlarla
Zinaları ayıp değil.
Gemiler gecer rüyalarımda,
Allı pullu gemiler,damların üzerinden;
Ben zavallı,
Ben yıllardır denize hasret

Orhan Veli Kanık
elma kurdu - avatarı
elma kurdu
Ziyaretçi
5 Şubat 2009       Mesaj #7138
elma kurdu - avatarı
Ziyaretçi
Demir parmaklıkların ardından bakıyorsam
Yada ilaç kokulu izbe yerlerin birindeysem
Yada bakımsız bir tımarhanenin loş koridorlarında
Çökmüş yere kavuşturup ellerimi bacaklarıma
Gülüp ağlayıp kendi halimdeysem
Unutmayın beni ne olur
Bakan bir göz görürseniz
Dostça sevgiyle umutla anlamla pırıl pırıl

Anımsayın beni ne olur
Hüzünlü bir genç yanlız yürüyorsa
Sokaklarda bir elinde sigara
Ya da harbi harbi takmadan kimseyi
Ya da ahenkle elele dolaşanları farkettiğinizde
Anımsayın beni ne olur
Yardım eli uzatıp başarmışsanız
Ve katılıyorsa içiniz
Burkulmuşsa dudağınız
Yada donup kalmışsanız
Anımsayın beni ne olur
Gözünüzden yaş gelsin isterseniz
Yada katıla katıla gülmek
Yada inanmak istediğinizde
İçinizden taa derinlerden
Çağırın beni ne olur
Yada toprağıma kavuşmuşsam
Elinizde bir çiçekle gelin bana ne olur.....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Şubat 2009       Mesaj #7139
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sen sevgili evet sen,
Bir kez olsun dinle beni…
İzin ver bir kez olsun içimden geldiği gibi konuşayım.
İzin ver dökeyim tüm karanlıklarımı sana…
Sonra sen tekrar yollarsın nede olsa onları bana…
Ne olur bir kez sus da konuşayım…
Sus ve dinle..
Dinle ve gör ne dediğimi sana…


Gidiyorum…
Evet bak gidiyorum artık sonsuzluğa…
Sessiz sedasız istifa ediyorum yüreğinden,
Ağır ağır atıyorum adımlarımı,son göz yaşlarımı da döküp uzaklaşıyorum senden…
Ben giderken,
İçimde bıraktığın öksüz aşk çıkmaya çalışıyor,
Tenim yırtılıyor her adımımda…
Bedenim isyan ediyor,kalmak istiyor delice sevdan yüreğimde…
Engel olmaya çalışıyor her bir zerrem ama kalmak çare olmuyor….

Ömrümün tüm vakitlerini harcamak geçiyor içimden …
Kalmak inadına…
Ama yok…
İnan olmuyor…




Cevap verme..
Sus…
Sus ve dinle…





Her kış bastıran öksürük gibisin boğazımda…
Her sabah bir kaşık balla geçirmeye çalıştığım ama başaramadığım…
Kuru bir öksürük gibisin hayatımdan bir türlü çıkaramadığım…
Sebepsiz anlarda çıkıp karşıma uyandıran uykumdan bir öksürük gibisin sevdiğim,
Nefes aldırmayan kimi zaman,kimi zaman ağlatan…
Ama hep var olan ve hep kışın karşıma çıkan…

Sen sevgilim…
Sen kış güneşi gibisin canıma…
Tenime asla ısıtmayan…
Sadece kendini gösterip soğuklara esir eden ve hiç yakamayan…
Belki de kendine bile hayrı olmayan…

Bu yüzden gidiyorum sevgili,
Ve izin ver giderken konuşayım son bir kez daha…
Son bir kez haykırayım içimdeki öksüz aşkla sana…




Sus ve dinle…




Biliyor musun sevgili,
Hiçbir şey almıyorum giderken yanıma…
Tüm anıları bırakıyorum sana,
Kaçamak öpüşmelerimizi,
Sevişlerimizi,Sarılmaları ve elinin sıcaklığını koyuyorum başının ucuna…
Ve tüm sevmeleri bırakıyorum yamacına…
Bir kendimi alıp çıkıyorum yola…
Bir yaralı yanımı kucaklıyorum şefkatle ve sessiz sedasız istifa ediyorum sevdamdan…
İstifa ediyorum yüreğinde olmaktan…

Sen uyurken yatağında ,saçlarına kondurduğum son öpücükle veda ediyorum sana…

Sen sevgili evet sen,
Bir kez olsun dinle beni…
İzin ver bir kez olsun içimden geldiği gibi konuşayım.
İzin ver dökeyim tüm karanlıklarımı sana…
Sonra sen tekrar yollarsın nede olsa onları bana…
Ne olur bir kez sus da konuşayım…
Sus ve dinle..
Dinle ve gör ne dediğimi sana…




Hoşça kal…




Tüm çabalarına rağmen inadına seveceğim seni..Giderken bile...



Meral BİLGİÇ
CelestialBody - avatarı
CelestialBody
Ziyaretçi
5 Şubat 2009       Mesaj #7140
CelestialBody - avatarı
Ziyaretçi
Ararsan

Dağ yolları gibiyizdir, uzağa düşeriz
Ararsan şiirin gurbetinde ara bizi.
Belki rüzgârımız ses verir bir dizeden,
Belki bir imgeye vurur düşlerimiz.

Şükran Kurdakul

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya