Ziyaretçi
İki akşam oluyor bazen hayatımda
gece yarıları, kaçırırmış gibi giden son treni,
bir kement atar gibi,
boşluğa fırlıyorum yataktan bilinçsizce,
deli gözbebeklerimle...
İki akşamdan diğerine sımsıkı ne zaman sarılsam böyle,
içimden kapıp giden bir duygu selini,
birdaha asla duyumsuyamayacağımı düşünüyorum..
hızla kayıp gidiyor akşam gördüğüm düşler...
nedeni belirsiz bir sıkıntı hissediyorum...
masal anlatana rastlasam koridorumda
bağdaş kurup dinleyeceğim...
çekip çıkarsalar kuyumdan beni,
yapayalnız bir taş olan bedenimi,
hüngür hüngür parçalanacağım
un ufak bir kum tanesi oluncaya kadar....
hain sabahlara inat iki gece yaşıyorum..
bazen birincisini yaşarken ikincisi kucağına alıp
başlıyor ninni söylemeye...
kement atıyorum gecelerime
daha bir tutsun aklıma doldurduğum
düş nesnelerimi diye....
suluyorum çiçeklerimi
sevdamı ve düşlerimi elimden geldiğince..
kayıtsız da kalsalar, umursamasalar,
düşünmeseler ne çıkar ki...
beklentisiz savuruyorum kementlerimi boşluğa....
beceremeseler bile tutunmayı hiçbiryerlere...
koyu karanlıkta bile göz kırpıyor gölgelerim bana
ellerinde kementleri ve renkli geçmişleriyle...
bütün ışıkları açıyorum sonra
sabaha meydan okuyorum
kendime göreceli bir cesurlukla...
dolaşırken evin dar koridorunda
akşamdan savurduğum kementlerimi arıyorum..
belki de yanıp sönen şu çığlıklarımın arasında bir yerdeler
karşılaşmayı umuyorum ama emin olamıyorum..
yüzbinlerce imge dolaşıyor aynı anda
hem bende, hem benimle gezinen ikinci gecemde..
geçmişden gelen her ses
daha da zora sokuyor
bu mavi yangını...
uyuyamıyorum...
iki gece yaşıyorum bu günlerde,
birincisi formal yapabildiğimce
ikincisi bana ait olabildiğince...
yoksa nasıl başederdim koca bir günle......
mehmet yüce
gece yarıları, kaçırırmış gibi giden son treni,
Sponsorlu Bağlantılar
boşluğa fırlıyorum yataktan bilinçsizce,
deli gözbebeklerimle...
İki akşamdan diğerine sımsıkı ne zaman sarılsam böyle,
içimden kapıp giden bir duygu selini,
birdaha asla duyumsuyamayacağımı düşünüyorum..
hızla kayıp gidiyor akşam gördüğüm düşler...
nedeni belirsiz bir sıkıntı hissediyorum...
masal anlatana rastlasam koridorumda
bağdaş kurup dinleyeceğim...
çekip çıkarsalar kuyumdan beni,
yapayalnız bir taş olan bedenimi,
hüngür hüngür parçalanacağım
un ufak bir kum tanesi oluncaya kadar....
hain sabahlara inat iki gece yaşıyorum..
bazen birincisini yaşarken ikincisi kucağına alıp
başlıyor ninni söylemeye...
kement atıyorum gecelerime
daha bir tutsun aklıma doldurduğum
düş nesnelerimi diye....
suluyorum çiçeklerimi
sevdamı ve düşlerimi elimden geldiğince..
kayıtsız da kalsalar, umursamasalar,
düşünmeseler ne çıkar ki...
beklentisiz savuruyorum kementlerimi boşluğa....
beceremeseler bile tutunmayı hiçbiryerlere...
koyu karanlıkta bile göz kırpıyor gölgelerim bana
ellerinde kementleri ve renkli geçmişleriyle...
bütün ışıkları açıyorum sonra
sabaha meydan okuyorum
kendime göreceli bir cesurlukla...
dolaşırken evin dar koridorunda
akşamdan savurduğum kementlerimi arıyorum..
belki de yanıp sönen şu çığlıklarımın arasında bir yerdeler
karşılaşmayı umuyorum ama emin olamıyorum..
yüzbinlerce imge dolaşıyor aynı anda
hem bende, hem benimle gezinen ikinci gecemde..
geçmişden gelen her ses
daha da zora sokuyor
bu mavi yangını...
uyuyamıyorum...
iki gece yaşıyorum bu günlerde,
birincisi formal yapabildiğimce
ikincisi bana ait olabildiğince...
yoksa nasıl başederdim koca bir günle......
mehmet yüce

Şiir Nehri -2- [Arşiv]
