Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 169

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.166.167 Cevap: 8.002
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1681
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
İstanbul'u Dinliyorum

Sponsorlu Bağlantılar
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhanelerıyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geciyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.


Orhan Veli Kanık
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1682
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yolda beyazlar allar
Kınalıdır ak eller
Sponsorlu Bağlantılar
Hanımlar mendil sallar
Beyler omuz omuza

Burası Anadolu
Dağlar omuz omuza
Gidenler toprak oldu
Sağlar omuz omuza

Omuz omuza gardaş
Omuz omuza yoldaş
Bektaşi, zeybek, dadaş
Canlar omuz omuza

Elimle buğday ektim
Alın terimi döktüm
Dağlarda halay çektim hey
Senle omuz omuza

İşte pembeler allar
Açılmış gonca güller
Gençlerim halay çeker hey
Vermiş omuz omuza


ORHAN ŞİRİN

BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1683
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
Az Yaşadıksa da

Ben kibriti çaktığım zaman
Her şey kırmızıydı yüzün oarak
Ben kibriti çaktığım zaman
Çünkü her hüz bir memlekettir

Ben sigaramı yaktığım zaman
Çünkü her sigara bir kelimedir
Ben sigaramı yaktığım zaman
Güz günleriydi bir şarkı olarak

Bir güvercin ben öldüğüm zaman
Nice hüzünlerden yaprak yaprak
Bir güvercin ben öldüğüm zaman
Cemal Süreya
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1684
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Seti

Boynu bükülmüş bir gülü
Bir anten gibi
Senden yana çevirdim
Ulaştırsın diye bendekileri

Yokediyorlar bak neşeyi
Umudu,yalın sevgiyi
Ve doğayı da öldürüyorlar sinsice
Büyüdükçe sermayeleri

Belki de,
Antenlerinin başında bilim insanları
Geceler gündüzler boyu
Uzak yaşamları değil de
Dünya'da yitirdiklerimizi arıyordur
Trilyon kilometrelerce ötede
Gizlice

Boynu bükük bir gülü senden yana çevirdim
Sen de gül sineni
Benden yana çevir öylece

Özer Genç
tikkymelike - avatarı
tikkymelike
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1685
tikkymelike - avatarı
Ziyaretçi
GERÇEKLER

Sonu bilinmeyen bir yolda
Yalanlarla yaşamaya kol gerilmez
Ağıtların sesi duyulsa uzaklarda
Gerçekler yaşamaya yer vermez
Yas tutulan gerçekler sonunda
Her yaşantının sonu vardır
Yarın güneş bir kez daha
Bir kez daha doğacak mı bilinmez
Ve ne var ki tek unutulmayan
Gerçeklerin içindeki hayattır
Yaşananlarla akıllarda kalır.

Serdar Akçay
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1686
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
Ayrılırken

Dinle sevdigim bu ayrilik saatidir
Dunya var olali beri cirkin ve soguk
Ergec icecegimiz bir ilac gibi
Tadi dudaklarimizda acimsi, buruk
Bu saatte gozyaslari, yeminler
Bos bir tesellidir inandigimiz
Perde kapaniyor, filim bitiyor iste
O hic bitmeyecek sandigimiz
Goruyorsun konusacak bir seyimiz kalmadi
Sadece bakislarimizda huzun
Iste ayrilik bu; hic beklemedigimiz
O ikiz kardesi olumun
Anliyorum bir daha gorusemeyecegiz
Bu son bulusmamizdir seninle
Yeni bir hayata basliyacaksin artik
Onunla, o yeni sevgilinle.
Anliyorum artik o opecek ellerini
Kulagina aski o fisildayacak
Icinde bir pismanliktan baska
Benden eser kalmayacak.
Sigarani sondur, kalkabiliriz
On adim sonra yollarimiz ayrilmali
Sakin aglama ve bir sey soyleme bana
Insan ayrilirken bile buyuk olmali.
Ümit Yaşar Oğuzcan
blood_lovee - avatarı
blood_lovee
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1687
blood_lovee - avatarı
Ziyaretçi
Benimle Evlenir misin ?

Beni benden aldın verdim sana sevgimi
Eneyücelerinden aşkla açtım kalbimi
Neyleyim umutsuzlukta var ucunda
İnsan oğlu umut etmeden yaşayamıyor ölüyor sonunda
Madem evleneceğim dedin gel katıl sende bize
Laf etmesinler sevdi desinler soranlar herkse
Eebediyettir aşkın tarifi kurandır diertaraftan aşkın sahibi.

Ey dünyalar tatlısı güzel yarim
Ver elini coşsun bu yürek
Lazım değil bide bana zalim
Eeğr ölürsem gözlerim açık gidecek
Ne olur nazyapma sevgilim
İnan istediğin her şeyi veririm
Rabbim bağışlasın seni bana
Malum olsun tüm abdal lara
İslamdır yolumu onula çizerim
Ssen gelirsen dahaçok severim
İnsanca yaşamaktır çıkarttığım payem
Nihayete eriştir beni evlenmektir gayem.

Fatih Akçe
nisan_yagmuru - avatarı
nisan_yagmuru
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1688
nisan_yagmuru - avatarı
Ziyaretçi
YARINLARDA


Şimdi uzaklarda evinde uyuyor olmalısın
Gördüğün, düşlerin en güzelidir yavrum
Saçların dağılmıştır yastığın üzerine
Göğsün hafifçe açılmıştır, biliyorum

Kim bilir nasıl geçmiştir aksam saatleri, gece
Gözlerin nasıl da koyulaşmıştır hüzünden
Duvarlar üzerine yıkılmıştır birer birer
Bensiz bir gün daha eksilmiştir ömründen


Kitaplar, plaklar, şunlar, bunlar hepsi boş
Severken kolay değil avunmak, baksana
Yine kör karanlığında bir gecenin
Oturmuş özlem şiirleri yazıyorum sana

Dudaklarını anımsıyorum ekmekten sudan aziz
Ellerini anımsıyorum saçlarımda sevecen
Sonra gözlerin, dupduru, yalansız, kuytu
Seni andıkça bir imbat esiyor Ege'den


Yaşanacak yıllarımız olmalı diyorum seninle
Uyuyacaksan kollarımda uyumalısın
Vaktin olursa sevişmekten deli gibi
Başını omuzlarıma koymalısın

En güzel sözcüklerle, öpüşlerle, şiirlerle
Sana sevgimi anlatmalıyım uzun uzun
Pencereden gökyüzü görünmeli, yıldızlar
Tek tanığı olmalı mutluluğumuzun



Uyanmalısın doğan günle birlikte
Yeniden sevişmeye durmalıyız, yeniden
Ve yepyeni bir dünya yaratmalıyız
Her ani aşktan, mutluluktan, sevgiden



Ümit Yaşar OĞUZCAN
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1689
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Muhacir Kızı

Fırtınalar kopar yüreğimin ıssız köşelerinde
Ayaklarımın altından akar bir nehir
Sarı bir ışık düşer hiddetle gökten yere
Rüzgar eser, yağmur yağar, bilmem nicedir
Fırtınalar kopar yüreğimin ıssız köşelerinde

Ufuktan sessiz sedasız bir yıldız kayar
Mutluluğun menba’ı benim avuçlarımda
Bir yosun ıslak kayanın etrafını sarar
Son çiçeği de ömrümün, solar bağrımda
Ufuktan sessiz sedasız bir yıldız kayar

Lambalar yanıyor birer birer, cılız ve sarı
Kulağımda garip bir ses uğulduyor
Sen bu halde sansan da yaşadığını
Ocaklar sönüyor, kor ateş kül oluyor
Lambalar yanıyor birer birer, cılız ve sarı

Yarı ölüleri inceden bir sızıdır tutar
Anaların başı ellerinin arasında
Kalbimden kalbine bir tatlı nağme akar
Parmağında mesut günlerden bir hatıra
Yarı ölüleri inceden bir sızıdır tutar

Açıyor avuçlarını göğe bir güzel kız
Kolunda yüzü gibi solgun bir bilezik
Vücudunun tüm kıvrımları umarsız
Yüreğinde bitmeyen pişmanlık, kalbi ezik
Açıyor avuçlarını göğe bir güzel kız

Cevap vermeyeceksin biliyorum aşkıma
Bilmeyeceksin burada kim anlatılmıştır
Benim aşkım sığmaz öyle şiirlere, şarkılara
Bir bedbaht ömür ki, yalnız sana adanmıştır
Cevap vermeyeceksin biliyorum aşkıma

Anla artık beni, duy sesimi n’olur
Havaya kalkmış inmez ***** bir silah
Ancak bir kurşun bu hikayenin sonu olur
Ve gırtlaktan çıkar derin bir ah
Anla artık beni, duy sesimi n’olur

Neyleyeyim gitme vakti geldiyse bu diyardan
Kalbimde ‘Bir’ olan Tanrının elleri durur
Ey buhur dağından gelen muhacir kızı
Medet umma sen gibi hiçbir fani kuldan
Gün gelir senin de ömrün ellerinde kurur
Neyleyeyim gitme vakti geldiyse bu diyardan

Şiir Hakkında:
Şiirin yazıldığı rivayet edilen 1940’lı yıllarda İstanbul Erkek Lisesinde son sınıfta okuyan Mustafa isimli genç, Adalar’da tatile gittiği zamanlarda komşu evlerinde oturan, kendinden yaşça büyük olan ve herkesin hayranlıkla seyrettiği Hukuk Fakültesinde okuyan çok güzel bir kıza ilkokul çağlarından beri platonik olarak aşıktır. Gün gelir, Mustafa ilan-ı aşk ettiği bir mektup yazar ve o dönem kendisiyle aynı okulda okuyan kuzeniyle kıza ulaştırır. Genç kız mektubu okuduktan sonra, kendisi de güzel duygular beslediği halde yaş ve çevre gibi nedenlerle böyle bir ilişkinin söz konusu olamayacağını düşünür ve ortak bir arkadaşları vasıtasıyla olumsuz cevabını Mustafaya bildirir. Ve aradan kısa bir süre geçtikten sonra da kız belirsiz bir sebepten ötürü nişanlanır. Bunu öğrenen Mustafa odasına kapanır ve günlerce yemeden içmeden kesilir. (Yanlış hatırlamıyorsam) Mustafa bu şiiri odasından hiç çıkmadan dört günde yazmış ve devamlı tuttuğu günlüğüne bu şiiri kaydettikten sonra pederine ait tabancayla intihar etmiştir. Bu olayı öğrenen genç kız da arkasında ufak bir not bırakarak intihar etmiş ve aileler olayın büyümemesi nedeniyle gizlemişlerdir. Günlük ve dolayısıyla bu şiir Mustafanın yurt dışında (Fransa’ydı sanırım) yaşayan kuzeninin vefatıyla özel eşyaları arasından çıkmıştır (Kuzeni de kendi hatıra defterine bu olayı kaydetmiş).

Kaynak: Mustafa Bey
nisan_yagmuru - avatarı
nisan_yagmuru
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1690
nisan_yagmuru - avatarı
Ziyaretçi
Şiir Hakkında:
Şiirin yazıldığı rivayet edilen 1940’lı yıllarda İstanbul Erkek Lisesinde son sınıfta okuyan Mustafa isimli genç, Adalar’da tatile gittiği zamanlarda komşu evlerinde oturan, kendinden yaşça büyük olan ve herkesin hayranlıkla seyrettiği Hukuk Fakültesinde okuyan çok güzel bir kıza ilkokul çağlarından beri platonik olarak aşıktır. Gün gelir, Mustafa ilan-ı aşk ettiği bir mektup yazar ve o dönem kendisiyle aynı okulda okuyan kuzeniyle kıza ulaştırır. Genç kız mektubu okuduktan sonra, kendisi de güzel duygular beslediği halde yaş ve çevre gibi nedenlerle böyle bir ilişkinin söz konusu olamayacağını düşünür ve ortak bir arkadaşları vasıtasıyla olumsuz cevabını Mustafaya bildirir. Ve aradan kısa bir süre geçtikten sonra da kız belirsiz bir sebepten ötürü nişanlanır. Bunu öğrenen Mustafa odasına kapanır ve günlerce yemeden içmeden kesilir. (Yanlış hatırlamıyorsam) Mustafa bu şiiri odasından hiç çıkmadan dört günde yazmış ve devamlı tuttuğu günlüğüne bu şiiri kaydettikten sonra pederine ait tabancayla intihar etmiştir. Bu olayı öğrenen genç kız da arkasında ufak bir not bırakarak intihar etmiş ve aileler olayın büyümemesi nedeniyle gizlemişlerdir. Günlük ve dolayısıyla bu şiir Mustafanın yurt dışında (Fransa’ydı sanırım) yaşayan kuzeninin vefatıyla özel eşyaları arasından çıkmıştır (Kuzeni de kendi hatıra defterine bu olayı kaydetmiş).

Kaynak: Mustafa Bey
........................................................................... ............................................
aciklamalarin icin tesekkürler arkadas..cok etkileyici bir siir sunumuydu..yüregine, emegine saglik....


hayatimizdaki keskelerle basa cikamayinca, bu aci olaylar yasaniyor demek ki...üzücü ama ...en azindan cennetlik olup orada kavustuklarini düsünüyorum, veya diliyorum..


Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya