Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 376

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.175.650 Cevap: 8.002
scanner_11 - avatarı
scanner_11
Ziyaretçi
23 Mayıs 2007       Mesaj #3751
scanner_11 - avatarı
Ziyaretçi

Cemalin ay, gözlerin yıldız, yanağın lâle
Sponsorlu Bağlantılar
Kolların şamdanlık, ellerin sanki meş’ale
Gel de bak; aşkınla beni getirdiğin hale
Aşk ateşimi söndüremiyor en gür şelale

Sanki lâl ü güher dökülüyor o tatlı dilinden
Ben nasıl etkilenmem ki o tatlı sözlerinden
Gökkuşağı oluşmakta, gözlerindeki ferden
Ben nasıl etkilenmem ki o ela gözlerinden

Sen, sevgi fistanı giydirilmişsin ta ezelden
İnci mercanla süslendirilmişsin ta ezelden
Vazgeçer miyim ki senin gibi bir güzelden
Dünyayı verseler yine vazgeçmem senden

Çiçek açmış yanağında, bal var dudağında
Aşkımızın meşalesi yanıyor, ela gözlerinde
Lâl ü güher dökülüyor o bal tatlısı dilinden
Aşk badesi içmek isterim, senin ellerinden

Ah kır çiçeğim, senin şiirlerini yazmalıyım
Ama; önce Ferhat gibi dağları kazmalıyım
Sonra da Mecnun gibi çöllerde gezmeliyim
Senin kokunu ta fizandan bile sezmeliyim



Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Mayıs 2007       Mesaj #3752
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gülüşün

Sponsorlu Bağlantılar
bir avuç duru sudur gülüşün
gülüşün bir pınar başında
yüzüme serpe serpe serinlediğim
seher yelidir
okşar kanatlarını yüreğimin
maviye değer başım

zaman kavramının dışında
yelkovanın akrebi yirmidört kez çiğneyip geçtiği
doğanın bütün kanunlarını ihlal edip
kavrulup savrulan bir kumsalda
susuz yeşeren narin bir çiçektir gülüşün

ve biz ondan öncesini unutmuş olarak
aşka dairlerin ütopyasını çizdik yürek haritamıza
sen orada, ben burada

alıp avuçlarımın arasına iki yanağını
süzüp ışıltısını kirpiklerimden gözlerinin
nariçi dudaklarında
otuziki diş öpüşümdür gülüşün

nakışlayıp adını yüreğimin kabzasına
sesinin her telini sarıp belleğime
yorgan misali gecelerce örtündüğüm
gökyüzüdür gülüşün

duruşun halkım
mabedimdir gülüşün
ötesi uçurum olsun varsın
düşüp ölmek sende güzelleşir

sende ben
aşkın evrensel gizemini sevdim
kırlangıçların göç göç gidip gelişini
güvercinlerin bahar coşkusunu
yasakları
ve yasakların yasak tutkusunu
sende ben
unutmamayı
bir de unutulmamanın onurunu sevdim

ülkem bakışlım
hadi tut ellerimden sıkıca
bir türkünün bilinmeyen ırasını fısılda
olanca sıcaklığını bırak içime
iki dudak arası bir öpüş yansın
sende ben
türkü türkü ülkemi sevdim...



Meral Vurgun

NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
23 Mayıs 2007       Mesaj #3753
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Gözlerin

Düşlerin parlayıp söndüğü yerde
Buluşmak seninle bir akşam üstü
Umarsız şarkılar,dudağımda bir yarım ezgi
Sığınmak gözlerine,sığınmak bir akşamüstü
Gözlerin bir çığlık,bir yaralı haykırış
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi

Bir orman bir gece kar altındayken
Çocuksu,uçarı koşmak seninle
Elini avcumda bulup yitirmek
Sığınmak ellerine bir gece vakti
Ellerin bir martı,telaşlı ve ürkek
Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken

Bir kenti böylece bırakıp gitmek
İçinde bin kaygı,binbir soruyla
Bitmeyen bir şarkı,dudağında bir yarım ezgi
Sığınmak şarkılara sığınmak bir ömür boyu

Gözlerin bir çığlık,bir yaralı haykırış
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
Ellerin bir martı,telaşlı ve ürkek
Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken


Hüseyin Can
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
23 Mayıs 2007       Mesaj #3754
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yağmurda

Bir beyin doğuyor

bir beyin...


bir beyin kabuğunu zorluyor

bir beyin...
P A T L A Y A C A K

bense sağnak yağmurum şimdi.

Cem Güneş
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
23 Mayıs 2007       Mesaj #3755
vain - avatarı
Ziyaretçi
Güvercin Eyledim Yüreğimi..
Yarasına tuz basılmış bir kuşum
Sanaydı son sabrım, son uçuşum
Bakışın namluydu dillerin kurşun
İşte öldüm
Daha vuracak mısın?

Güvercin eyledim yüreğimi
Göğün mavisine boyadım
Açtım kapıları sonuna kadar
Sana yolladım
Daha duracak mısın ?

Bahar eyledim gözlerimi
Hüzün duruşunu sakladım
Canımı yaksan da nereye kadar
Külümü yandım
Daha yakacak mısın ?

Eşkiya eyledim yüreğimi
Gecelerine durdum
Gözyaşım süzüldü sabaha kadar
Sana beni sordum
Daha susacak mısın ?

Ez yüreğimi ellerinin içinde
Bu ayrılık “senin suçun” de
Kaç kere sabahın üçünde
Götürüldüm asıldım
Daha asacak mısın ?

Kanasın içimde eski bir yara
Vuslat kalsın başka bahara
Güvercin yüreğim bir kere daha
Ölmeye kaldım
Daha atacak mısın ?

__________________
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
23 Mayıs 2007       Mesaj #3756
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Efkârima Çeyrek Var....


. (yalnizlik sirça kösküm / cama dayanmis burnum
hava puslu, bulutlu / efkârima çeyrek var)

Sen Istanbul gibisin sevgilim..

Bazen Sultan Ahmet Camii'nin avlusunda yemlenen
gri bir güvercinin; kursaginda dil gibi
ürkek, kuskulu ve
.................... tedirgin sözlerin..

Bazen Karaköy Iskelesi'nde aksam simidi satan
hinzir bir bacaksizin; yüreginde can gibi
sicacik, taptaze ve
.................... çitir çitir hevesin..

Bazen de Pera Palas Oteli’nin aynalarinda gezinen
fettan bir gölgenin; yalazinda tül gibi
hesapsiz, çalpara ve
.................... çirilçiplak sebebin..

Kâh Eminönü’nün nemli zemini gibisin
kâh Kasimpasa’nin delikanli ayazindan
..................................................daha keskin ve derinsin
ve sanirim Babiali’de degil de
Kumbaraci Yokusu’nda tikaniyor nefesin..

Sen Istanbul gibisin sevgilim
ya Beyoglu nostalji tramvayinin vatman amcasi kadar asina
ya da izledigi güzergâhin raylari kadar kesinsin
ya da Haydarpasa Gari'nda bekleyen yolcular kadar kentlisin.

Sen Marmara Denizi'nin dalgalarinda çirpinan yakamoz
bir balikçi kayiginin sipirdayan yarim küregi gibisin.

Kimi zaman Anadolu Hisari'nin viran duvarlari misali dökülüyorsun
kimi Kiz Kulesi'nin kizil gecelerinde bir zindani aska dönüsüyorsun
ve sen edalim;
Emirgan'in o ihtisamli seyrinde
izani zivanadan çikmis üç sirça kösk gibi
..................................................eflaka yükseliyorsun.

Seni düsünüyorum
arasira Sirkeci Hatti'ndaki külüstür vapurlari
veya çiglik çigliga bagiran martilari
sonra Besiktas'i, Çiragan'i, Çamlica'yi..

Arasira kendimi düsünüyorum
arasira bahçeleri, laleleri, saraylari
veya Gülhane'yi, Göksu'yu, Sadabat'i
sonra Konstantiniyye Surlari'nda
mehtabi oksayan Bizansli Elena'yi..

Ve ansizin sen gözbebegim
Alkazar Sinemasi'nda içli bir Türk filminin
bestesi buruk, güftesi hazin sarkisi oluyorsun
ya da Ortaköy'de ahsap bir evin asma katinda
veranda begonyalari kadar pervasiz büyüyorsun.

Kimi zaman Yedi Tepe'nin yedisinde
kimileyin Altin Boynuz'un o meczup mavisinde
arada bir Eyüp Sultan'in münacat pesrevinde
yahut Baba Haydar Tekkesi'nin müebbetinde gizleniyorsun.

Ya sonra
bu koskoca Beldeyi Tayyibe'de
Ayasofya gibi öksüz
Mihrimah Sultan kadar zarif
Rüstempasa'nin çinileri kadar mukim
meftunca gülümsüyorsun.

Yahut sabahin saat üçünde bir köhne iskembeci de
çakirkeyif bir çorba içimi kadar sade ve sakin
yahut Yerebatan Sarayi'nin dehlizleri kadar karanlik
Galata Kulesi'nin odalari kadar gizemli görünüyorsun.

Ve sen
Bogaziçi'nin hasmeti mahserinden
Piyer Loti'nin telveyi zarafetinden
ve Karacaahmet'in payidar sessizliginden
usulca süzülüyorsun.

Saki sevgilim
sarap yarenim
sen yalnizlikta Dolmabahçesaray'im
sen cama dayanmis kirik burnum
beyaz, puslu bulutum
hava saganak yagmurlum
sen efkârima çeyrek kala güzellesiyorsun.
ve sen Istanbul'un ta kendisi oluyorsun..


. Halil Pazarli
scanner_11 - avatarı
scanner_11
Ziyaretçi
23 Mayıs 2007       Mesaj #3757
scanner_11 - avatarı
Ziyaretçi
Ah Ulan Felek

Ah ulan felek
Duyar mısın sana sitem etsem,
Ne acılar çekti
Ne ayrılıklar yaşadı
Bu gönül bir bilsen.
Kaç kez suskun kaldı
Kaç onmaz yara kapandı,
Kaç unutulmazı unuttu
O'nu unutmadı bir tek,
Bir tek onun için yandı bu yürek
Bir tek onsuz yapamadı
Yalnız onun için susmadı
Yalnız onun gidişine ağladı
Bu gözler
Ve sayamadım
Kaç zaman
Kaç akşam
Ve kaç gece
Gizliden gizliye,
Bu odada
Şu masada
Bir bankta kimi zaman
Ya da kentin sokaklarında
Yıldızlara aya anlattım onu
Ah ulan felek
Öyle zavallı ki bu yürek
Nereye gitsem
Kime ne desem
Kim anlar ki beni,
Ne istedin benden
Ne demeye çıkardın karşıma onu
Nasıl da girdin kanıma
Umurumda değildi oysa
Yaşadığım bu umutsuz dünya,
Ne desem
Ne söylesem bilmem ki
***** felek
Zalim felek
Beğendin mi şu yaptığını
Madalya mı taktılar sana,
Göğe mi erdi başın
Mutlu musun şimdi söyle,
Darmadağın ettin
Can evimden vurdun beni
Hiç mi yanmadı için
Hiç mi acımadın,
Vay zavallı yüreğim
Vay ki vay sana
Bak sonunda işte
Sen de düştün feleğin çarkına,
Senin neyineydi sevda
Aşkların çok ucuza
Hem de
Üç otuz paraya satıldığı zamanda.
Ah ulan felek ah
Yine yaptın kelek,
Ne de çokmuş sende
Her sevdaya ateşten gömlek
Dağıt ha dağıt bitmez mi
Bunca acı yetmez mi?
Oysa ben kendimi dağıtmışım
Dünyamı dağıtmışım
Senin umurunda mı.
İnsafın kurusun desem
Hoş ne gezer sende insaf.
Ah ulan felek bu sevda unutulmaz
Kapanmaz bu yara
Oldu mu istediğin oldu mu ha,
Mahvettin en sonunda beni de...


jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
23 Mayıs 2007       Mesaj #3758
jöly - avatarı
Ziyaretçi
MERDİVEN
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...

Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Ahmet HAŞİM
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
23 Mayıs 2007       Mesaj #3759
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Gitme sevdiğim,
Bırakma beni yaban ellere,
Bildiğim ne varsa aşka dair
Hepsi hükümsüz sen yokken...
Yemin olsun sevdama,
Yalnız senin gözlerine mühürlü bu yürek
Çarpmayacak senden başkasına...
Şimdi ağlarım, sensiz yalnızlığıma...
Umutsuz sevdama ağlarım,
Gitme diye haykırırken sessiz çığlıklarım,
Duyman için yalvarır
Gururumun ardından ürkek bakışlarım...
Gitme sevdiğim,
Yalan olur her şey sen yokken.
Yokluğunda dahi sana sığınır düşlerim,
Hayalinle avunurum...
Gitme sevdiğim,
Bu sahte dünyada bulduğum tek gerçek senken
Bırakma beni tanımadığım yalancı düşlere...
Günahsız, masum bir sevdaya ağlarım,
Gözlerin en elasından kaçar
Sen bilmesen de sevdiğim,
Gecelerin en karasında
Her gün sana ağlarım...


gül kabacaoğlu
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
24 Mayıs 2007       Mesaj #3760
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Ucu Yok Sevdamın
Seni bir hayat boyu sevebilirim ben..
Ölümün beni bu dünyadan ayırdığı son nokta,
İşte oraya kadar..
Belkide ondan sonrası da var benim için;
Seni kara toprakta bembeyaz kefenle bile sevebilirim ben..
Duyguların bittiği yer yok benim için;
Seni bir çiçeğin gözünde,
Seni bir çocuğun elma şekerinde,
Seni,sen benden uzaktayken bile sevebilirim ben...


Erhan Kartal

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya