Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 383

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.175.346 Cevap: 8.002
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #3821
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Yapmak istediğim asla son değildir
Ümit denizinden asla kurtulmak değildir
Sponsorlu Bağlantılar
Kalbim dışarı taşıp her cismin üzerinden geçse
Ateşle oturup onu anlatmak değildir

Hangi yöne baksam gözlerimde bir hatıra doludur
Acıyla imtihan edilmişim,umutlu günlere
Ayrılık başlı başına bir çığlıktır
Bazen başlayıpta hayallerle avunmaktır

Kor gibi düşen sözler yüreği yakmıştır
Kalplerde oluşan ritimler gözlerde sağanak yapmıştır
Yanlızlık gariplik yolunamı girdik
Yanlızlığı öğrenmiştim sevenlerim çalmıştır

Aşk insan özüne yerleşti aşkın tadını gizledi
Sel gibi akıp giden hayata yerleşti
İnsan nilüfer gibi toprağa bağlı gelişir
Yapmak istediğim asla son değildir


mustafa cemil dirier

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #3822
arwen - avatarı
Ziyaretçi
sarı hoşluk sana

Sponsorlu Bağlantılar


paslı güneşin
kızgın okları yalan bedenime
notasız şarkı

vakitsiz atılan
toprak
açık gözlerime

yokluğun
ağır basan terazi kefesi
akıp giden hayat
içimde
durağan zaman
üç adımlık hücre
takılı

tepkisiz kalmak zor

sarı boşluk
taze ot kokusu
çamura saplanan kürek
sesi...

ölümün
adı bile
hoş geliyor...


zeynep tavukçu

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #3823
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Evli Kadınlar

Dışardan bir sorun görülmez belki
Fakat umutsuzdur evli kadınlar
Yüzde yüz bir hüküm verilmez belki
Genelde mutsuzdur evli kadınlar
Ayşe on beşinde gelin olmuştur
Sevdiği dururken elin olmuştur
Her gece sararmış, her gün solmuştur
Genelde mutsuzdur evli kadınlar
Fatma’yı birine zorla vermişler
Tomurcuk gül iken zorla dermişler
Hep onu suçlamış, onu yermişler
Genelde mutsuzdur evli kadınlar
Gül biraz şanslıymış sevilmiş, sevmiş
Kocası gözünde sanki bir devmiş
Hiç farkı kalmamış hapismiş, evmiş
Genelde mutsuzdur evli kadınlar
Hülya’nın ne aklı ne fikri ermiş
Kendini oğluna, kızına vermiş
Her işin peşine yalnız gidermiş
Genelde mutsuzdur evli kadınlar
Zeynep’in kocası kahveden gelmez
Gelse de asıktır yüzü hiç gülmez
Tatlı söz söylemez, sevmeyi bilmez
Genelde mutsuzdur evli kadınlar
Hatice kaderle kendini aklar
Hep mutlu görünür, derdini saklar
Istırap gölünde ruhunu paklar
Genelde mutsuzdur evli kadınlar
Emine eşinden ilgi görmemiş
Ömründe bir defa sefa sürmemiş
Sevgiyi tatmamış, hazza ermemiş
Genelde mutsuzdur evli kadınlar
Keramet koksa da nikah masası
Silinmez hayatın gamı, tasası
Velhasıl arkadaş lafın kısası
Genelde mutsuzdur evli kadınlar

Muammer Baydere
blood_lovee - avatarı
blood_lovee
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #3824
blood_lovee - avatarı
Ziyaretçi
Efendim

Oynayan ben değildim,izleyense ta kendim,
Yazan çizendim belki,anlatandım efendim…

Aslında bir mizahın,içindeydik hepimiz,
Güldüren mevcut fakat,ağlatan,eksiğimiz…

Sormadık hiç neden,bir mi sevenle sevmiyen?
Bu taklit,bu benzeyiş,sürer mi ebediyen?

Sahne bizim,perde bizim,bu meclis hep bizim,
Geliş ve gidişlerde,aşındı durdu dizim…

Dilimde bir şarkıdır,şu sevmenin ezgisi,
Sizle başlayan şiirin,sizle biten hecesi…

Manasında bir kayıp,maddesinde bol kazanç,
Hangisinde efendim,şu mutluluk ve kıvanç…?

Bilsem ki özgürüm,anlatmak için ne varsa,
Derdim ki efendim,ya Allah beni yakarsa...


Cüneyt Behlül Uz
jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #3825
jöly - avatarı
Ziyaretçi
FİNAL
Demek hiç bir şeyi unutmuyorsun peki
Öyleyse elveda, haydi git
Birbirimize söyleyecek hiç bir şeyimiz yok;
Müsaade ediyorum, gidebilirsin
Maamafih biraz daha bakle
Yağmur yağıyor... Bekle ki kesilsin
Dışarısı çok soğuk onun için iyi giyin
Aslında kışlık bir manto giyinmen lazımdı
Her şeyini iade etmedim mi?
Bende sana ait hiç bir şey kalmadı
Mektuplarını ve resmini almıştın...
Madem ki ayrılıyoruz bana bir kere daha bak;
Fakat dikkat et ağlamayalım,
Zira bu aptallık olur
Zavallı kafalarımızın seviştiğimiz günleri
Tekrar yaşaması için, ne kadar da kuvvet sarfetmesi lazım!..
Güya hayatlarımızı birbirimize ebediyyen vermiştik
İşte, şimdi tekrar geri alıyoruz
Bundan sonra ikimizde kendi ismiyle
Başka yere gezmeye, yaşamaya gideceğiz
Şüphesiz bir müddet ıstırap çekeceğiz sonra
Hataları affeden yegane şey;
Unutkanlık gelecek...
Ve diğer insanların arasında sen ve ben olacağız
Böylece mazime karışacaksın
Belki tesadüfen sokaklarda birbirimize rastlayacağız
Benim görmediğim elbiselerle sen geçerken,
Ben kaldırım değiştirmeden sana sadece uzaktan bakacağım...
Sonra birbirimizi uzun yıllar görmeyeceğiz.
Dostlarımız benden sana haberler verecekler;
Ben ise, hayatım, kuvvetim ve her şeyim olan senin için
Nasıldır diyeceğim...
Koca aşkımız bu küçük kalpte miydi?
İlk günler acaba deli miydik?
Tanıştığımız an ki heyecanları hatırlıyor musun?
Sevişiyorduk... İşte , aşkımız buydu...
Birbirimize karşılıklı "Seni seviyoum" demek
Ne kadar kıymetliymiş Allahım!
Hakikaten garip.Demek herkes aynı kelimeyi mırıldanmış : Sevmek!
O halde bizde diğer insanlar gibiydik...
Ne çok yağmur yağıyor. Bu havada gidemessin,
Öyleyse kal... Evet kal, anlaşmaya çalışacağız...
Bilinmez ki, kalplerimiz değişmelerine rağmen
Belki eski günlerin tatlı anılarını hatırlayacaklar...
Elimizden gelen her şeyi yaparız
Birbirimize karşı daima iyi olmaya çalışırız.
Malum ya nihayet eski bir alışkanlığımız var.
Oturuver benim yanımda, eski sıkıntıların başlasın
Bende senin yanında eski sıkıntılarıma dalayım.
Paul Geraldy

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
29 Mayıs 2007       Mesaj #3826
arwen - avatarı
Ziyaretçi
ANLAMADIN


Bir bahar akşamıydı ilk,
Özlemlerle dolu bana geldiğinde!
Hasretinin avuçlerımda eriyişi,
Sevdanın ilk öpüşüydü gözlerimi!
Yüreğimi çıkarıp çırpındığı yerden,
Ayaklarına sermek istiyorum demiştin!
Sen umuda umutr dun! Bahar kızdın!
Yoksulluğumu farkedince ZEMHERİ oldun.

Prmaklarını dagıttın eşyaya!
sesini tüm dolaplara dizdin!
Arzuyla yanan gözlerini serdin duvarlara!
Odamın en derin hücrelerinne sindi kokun..........
Bakışların İLK gözlerimle buluştu! ! !
Hiç sönmeyecek yerim birden tutuştu!
Hasret çiçeğiydi senin diğer adın!
Bir gecede nasılda soldun be kadın? ? ? ? ?

Ürküttü seni yoksulluğum fakirliğim,
Kopmuş tesbih tanelerince dağıldın!
Sevgim yetmedi yüzünü güldürmeye!
Sabah boş bir şişe gibi oturdun masaya!
Sonra kırık bir kadeh gibi devrildin!
Döküldü yüzünden boyan ortaya cıktı foyan!
Tükeniverdin! ne tadın kaldı ne tuzun!
Oysa sana bir cihan verecektim anlamadın.


ALİ BASOL
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
29 Mayıs 2007       Mesaj #3827
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ayrılık Hasreti

Ayrılık hasreti vurdu bağrıma
Neden ayrı düştük, bilemiyorum!
Sen yoksun sevdiğim, gönlüm virane
Üzüntüm çoğalır, gülemiyorum! .

Gönlüm ateş sanki, kor gibi yanan
Hasret mızrak mızrak, vermiyor aman
Derdimle baş başa kaldığım zaman
Akar gözüm yaşı, silemiyorum..

Gittiğin gün dünya zındana döndü
Ümidin, hayalin ziyası söndü
İdrâk paramparça, duygu bölündü
Bir türlü kendime gelemiyorum! .

Hıçkırır yüreğim firkât yasında
Gönlüm kürek çeker, gam deryasında
Muhabbet düşünde, aşk rüyasında
Arıyorum seni, bulamıyorum..

Hünkar Dağlı
jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
29 Mayıs 2007       Mesaj #3828
jöly - avatarı
Ziyaretçi
Unutmadık

Yaralı bayramlar geçti
Mevsimler, bütün anlamlarıyla
Yüreğin koyu yerinde birikenler
Kendi takvimleriyle gelip geçtiler
Gelip geçti şehirler ve ölüler
Unutmadık
Topraktan çobanyıldızına değin
Hey yer
Her şey
Mümkündü
Nazım kadar coşkulu
Aragon kadar aşık
Lorca kadar yaralıydık
Unutmadık
Orada bir coğrafya yağmalanıyor
Orada gazetelerin ofset baskısı
Orada yeniden yazıyorlar 835 satır
Ve umudunu kaybetmeyen şehirler
Gökyüzünün karanlık kefeniyle örtük
Yıldızların delik deşik ettiği ölüleriz
Adsız ölüleriz
Adları bir coğrafya ile yan yana yazılan
Gövdelerinizi unutmadık, unutmadık hiçbirinizi
Savaşlar ve pazarlar çağıydı
Aynı silahlardı kullandığımız
Aynı çarşılar aynı kandı
Sevgiye ve kurşuna açılmayan yüreklerden geçtik
Pusu yataklarından, dağılmış bahçelerden
Viran tarihten
Uykuları çevik, namlularını oğulları gibi seven
Çocuklar gibi kusup
Kırda gelincikler gibi gülümseyen
Müsademe çocuklarını gördük
Geçip gidiyorlardı
Tarihin en uzun gecesinden
Pazarlarda aynı kan
Aynı paranın değiş tokuşunda
Karanlık çarşılar
Aynı kanlı tarih her defasında
Bir biz kaldık bu kadar içindeyken hayatın
Ölüme yakın duran
Bir de on binlerin korosunda haykıran
İntifada intifada intifada
İki güzelliğimiz vardı bizim
Ufkumuzdan inen
Ve bir daha geri dönmeyen iki güzelliğimiz
Birini kurşunlar, ötekini ofset baskılı resimler aldı
Otuz üç kurşun sıkıldı her birimize
Kutuplar kadar uzak, baba ocağı kadar yakın
Doğunun gündüz ve gecelerinde
Otuz üç yıldız
Hala ışığını gönderiyor bize
Birkaç çakmaktaşı cebimde gezdirdiğim
Birkaç karanfil
Yol için ipek, uyku için maya
Kalbiniz için
Kara bir yemin gibi çırılçıplak
Kelimeler getirdim
Kaybolmuş yüzyılların vatanında
Ölümün erken takibe aldığı çocuklar
Dağlarda değilim sizinle birlik
Yalnızca mataranıza su vermeye geldim
Nazım kadar coşkulu
Aragon kadar aşık
Lorca kadar yaralı
Serap ile hakikat arası
Çağın aşamadığı uçurumlarda
Gider gelirim gider gelirim
Efsanelerin çeşitlendigi yol ağızlarindaki büyük kamaşma
Anda gizlenen zaman
Ateşin avesta dili
Bitkiler, otlar, kökler
Dağlanmış dil, narın rengi
On binlerin dönüştüğü uğuldarken
Doğunun yeni defteri
Topraktan çobanyıldızına değin
Her yer her şey karanlık bir pusuda
Yazının, tekerleğin, tarihin
İlk çocuklarından
Ey büyük mezopotamya
İki bin yıllık gece
Dön geri bak
Kardeşlerim ölüyor kalbimin doğuşunda


Murathan Mungan |
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Mayıs 2007       Mesaj #3829
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aşk hayatı

sevmek gibi geliyordu her şey,
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı, canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...

"bir insanı sevmekle başlıyordu her şey"
ve boşanmak için
en az iki şahit gerekiyordu!




Yılmaz Erdoğan
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
29 Mayıs 2007       Mesaj #3830
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Sevda Suçlusuyum Asın Beni


İtiraf ediyorum
Çok ağır bir suç işledim.
Suçu sevmek miş yüreğimin...
Ecrim idam,
Ben sevda suçlusuyum, haydi asın beni

Kefenimi giydirin, gökmavi olsun
Fermanımı takın boynuma,
Sevmekten hükümlü, idamlıktır deyin
Daha ne duruyorsunuz, haydi asın beni

Kurun darağacını,
Urganı yağlamayın
Ve sevgi nedir bilmezler vursun sehpaya,
Ölümü haketti bu ecirli,
Öldürün!
Ey ahali, öldürün deyin

Sallandırın yağsız urganla beni,
Zevk alırken öldürmekten sizler,
Ben sevgi, sevda ve aşk adına,
Debelene, debelene keyfinizce öleyim..

İtirafımdır, idamlık bir suç işledim
Ey sevgisizler! duyun beni,
Lime lime edin, isterseniz kesin
Haydi durmayın, sallandırın
Ben sevda suçlusuyum, haydi, asın beni.


Haydar Okur

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya