Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 391

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.174.968 Cevap: 8.002
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
6 Haziran 2007       Mesaj #3901
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Umutlar sustu...

Sponsorlu Bağlantılar

doğmayan güneşin ışıklarını
al şimdi avuçlarına
kaybettiğin her adımda
kaybolup da yitirilen
sevdanın son sesi ve
seni sana bırakmanın saati

sözlerin vurgunu sonbaharda
tüm çiçekler sararır bir anda
hayata dair yaşanmış/yaşanacak ne varsa
kaybolur gider an’lar, anılar
sevmek olmasın bunun adı
Aşk olmasın


sus/mak sonsuzluğun adı
sev/mek ömrün tadı
ayrılık yıldızların rüzgarı
aşk maviliklere açılan sensizlik olsun

sözlerim bende
duygularım yüreğimde
sevgim ömrümde
can’ın can özümde
sen’li içselliğim gözlerimle
renklerim armağan olsun düşlerine

bil ki..sevmeyecek açılmayan ömründe
gecenin busesi ışıldamaz ben gibi
mavinin rengiyle örtüşen hayalinde
sevgi mührünü kazıyıp ta ellerime
bu kadar kolay mı sanılır atmak
bir köşeye

kaybettin bendeki ben’i
başın sağ olsun sevda çiçeğim
sen’li anlara veda
sensizliğe merhaba..


Selma İzcimen

Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
6 Haziran 2007       Mesaj #3902
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Uzak, Sehir ve Hayal

Sponsorlu Bağlantılar

. Yedi sükût sakladim cennet oldu rüyama,
Adini kim koydu ey sonsuzlugun yarisi!
Hayal satiyor zaman sis konuyor hülyama,
Çigliklar bestelendi sana olsun darisi!

Nedir yalnizlik suda, ya da sende adalar?
Düsleri fayton tasir sükûnetin kâtibi!
Kimin kalbinde yesil derin uykuya dalar?
Kimdir bu manzaranin kus yürekli sahibi!

Köprü kurdum tarihle buz kesti ayaklarim;
Meger sükût tutarmis gölgelerde avcilar!
Kaç güvercin sitemi isittin kulaklarim!
Sadakatin ecrini kimden alir acilar?

Sirtinda yük mü dersin sur kokan bulutlara?
Kim asti kirpigine bu destansi yazgiyi!
Müjde dedin duydum ben göz kirptin umutlara,
Çöz at artik kanasin gül yaran su sargiyi!

Ey çok sesli hayatin çok renkli solgun yüzü:
Al senindir zaten öpülmemis bir bahar...
Sende kaybettim en son ey topraktan gökyüzü!
Kalbim yine bahari senin avcunda arar...

Kaç sigin sularina günesin Kiz Kulesi;
Öpsün seni alnindan sesin renkli Üsküdar!
Adin kokuyor tarih bu bahçenin lalesi,
Dalgalar kulagina söyle neyi fisildar!

Iki yakasi açik uslanmaz bir çocuksun!
Var git yollar senindir istedigin hayale...
Seni bulan gönlünde sonsuzlugu okusun,
Merhem olsun yüregin gül kokulu melâle...

Çok isikli yasama nazar eder galata:
Kalbindeki gözün mü, ya da nedir niyeti?
Yalnizlik senfonisi besteliyor hayata;
Kim kirdi yüregini ya bu neyin diyeti!

Haliçin sol yaninda kimin kalbidir atan?
Herkes bilir utanma fatih senin sevgilin!
Sana güzel yâr seçmis seni böyle yaratan,
Adini vustlat koymus kurdelesi gül gelin!

Meshur bir düs mü dersin uzagindan kurulan?
Yaradan yüregine hangi ruhu üfledi!
Seni görüp kaderce gözlerine vurulan,
Mecnun olup zamandan hayalini eledi!

Ey hayale ruh olan, ey zamanda can sehir!
Kelimeler müptela mana üfleyen ney’e!
Güllerin damarinda kan diye akan sehir:
Hangi dilde okusam ask çikiyor sen diye!

Sir tutan ellerine yagmur kurusu düstü;
Alnin kime sadakat kime verdin sözünü!
Yedi sükût demistim ne de güzel bir düstü:
Mihrimah avucunda rüzgâr öpsün yüzünü!

Kaç minare yemindir günes sirtinda batan?
Saçlarina kizili sarmak da nerden çikti!
Yine seher olunca sessizligi unutan,
Hangi dervisin ki o, sesi hala ilikti!

Sesi hala ilikti bogazin ve zamanin,
Kim koydu söyle bana cebine bu öyküyü!
Bilirim egik boynun önünde bu fermanin,
Sen kadar agir olsun, isterse de kus tüyü!

Gözü yasli yasamak ve gülistan ve gülzâr.
Sen eski bir saatin eskimeyen vaktisin!
Aksam sana gelirken elde hep aydinlik var;
Çift yürekli gülzârin ebediyet aktisin!

Için dolu Ibrahim, ates yükün yanmakta...
Kaç ogul kurban ettin adin oldu Istanbul!
Issizinda bir sair söyle neyi anmakta?
Al üstüne de aski, nefes al öyle durul!

Durul sen ve sen kalbin masiva yumaginda;
Hatirla da de bana gemiler nerde yürür!
Kelime sana mebni siir ören aginda,
Güvercin mi hicret mi hangisi seni bürür!

Yakin sana sen ve o, fetih estiren rüzgâr!
Kus kanadi tadinda muhâcir esen hasret!
Diner bir gün demisti, dua kabule mazhar...
Simdi gamzen mi Fatih sen mi Fatih’te sûret!

Zihni soru gülzârin: Kaç bülbüllü bir gül bu?
Toprak desen kül tutmaz, içi rüzgâr yemini!
Aksam dedigin serin, serin sende ask ve su!
Sözü eskimez ahdin, eskise de zemini...

Zaman sende seyyahken, mülteci zaman sana;
Ey peygamber müjdesi, kaç dualik aminsin!
Sana dogar günes, bil; ay, yildiz her an sana...
Tut elimi tarihim tut da feryadim dinsin!

Günes gitmez korkma sen, gitmeden kalbin senin!
Güzelim saçlarinda gül tutarken sadakat!
Binbir renkli sirri bu sonsuzlugu çizenin...
Sana uzak düs kurmak inan kalbe mesakkat!


. Yahya Kurtkaya
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
6 Haziran 2007       Mesaj #3903
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Her şeyi her şeyi aklına getir
Gece yarılarını aklına getir
Söylediklerini aklına getir
Sinsi yağmurlar yağıyordu
Soğuktu
Yaktığımız ateşi aklına getir

Nelerden geçiyorsun aklına getir
Gitme dünyamızın her yerinde
Yorgun eller gülleri derleyince
Ellerin sevincini aklına getir
Güllerin sevincini aklına getir

Ne’çok severdik seni aklına getir

Arif Damar
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
6 Haziran 2007       Mesaj #3904
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Aşık Kendi Kanını


Helal kıldı ma'şuka aşık kendi kanını
Ma'şuk nakşından okur aşk eri Kur'anını

Yardan ayrı olunca asılıp ölmek yeğdir
Aşık kendi bırakır boynuna urganını

Gitmez aşık gözünden hergiz ma'şuk hayali
Nitekim zilha verir Yusuf'un nişanını

Dirlik budur aşıka ma'şuk yolunda öle
Sorarlar ise aydam aşıkın burhanını

Belkıys ile Süleyman aşka düştü bir zaman
İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını

Gökteki Harut Marut aşk için indi yere
Zühre yüzün görecek unuttu Rahman'ını

Güzaf görmen siz aşkı kime oğradı ise
Sultanı iltir baştan yitirir hanmanını

Ferhat bu aşk yolunda başın külünge tuttu
Hüsrev Şirin derdinden dosta verdi canını

Leyli'yle Mecnun işi acebdür ( ür ) bu halka
Abdürrezzak terk etti aşk için imanını

Zemane vefaları cefa gelir yunüs'a
Bir doğru yer bulucak fidi kılar canını


Yunus Emre
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Haziran 2007       Mesaj #3905
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hak Etmedik mi?

Bırak artık nazı, döndüm şaşkına,
Biz bu mutluluğu hak etmedik mi ?
Sen de bir şey söyle Allah aşkına,
Biz bu mutluluğu hak etmedik mi ?

Kavuşalım artık, bitsin bilmece,
Gönlümüz bir bayram etsin bu gece !

Açmadım ömrümde kimseye avuç,
Sana tutulduğum, sevdiğim mi suç,
Üç ayları buldu tuttuğum oruç,
Biz bu mutluluğu hak etmedik mi ?

Kavuşalım artık, bitsin bilmece,
Gönlümüz bir bayram etsin bu gece !

Bir hatırlasana ; önce ne derdik,
Saadet sırrına, sevince erdik,
Bu aşkın uğruna az şey mi verdik,
Biz bu mutluluğu hak etmedik mi ?

Kavuşalım artık, bitsin bilmece,
Gönlümüz bir bayram etsin bu gece !

Hasret ise hasret, çileyse çile,
Arzular geliyor bak artık dile,
Ruhum da emrinde bedenim ile,
Biz bu mutluluğu hak etmedik mi ?

Kavuşalım artık, bitsin bilmece,
Gönlümüz bir bayram etsin bu gece !
Mümtaz Beğen
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
6 Haziran 2007       Mesaj #3906
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Gidişini Anlatıyorum Sen gidiyorsun ya işşine yetişmek için
Saçlarını, gözlerini, ellerini
Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya
Her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak
Termometrede yükselen çizgi çizgi
Kim bilir nerelerde soğuyorsun

Senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen
İnsan insan bakan gözbebeklerin
Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta
Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder

Ne gelirse onlardan gelir bana
Çalışma gücü yaşama direnci
Mutluluk gibi kazanılması zor
Mutluluk gibi yitirilmesi kolay

Bir açarsın ki mutluyum
Bir kaparsın her şey elimden gitmiş.
Rıfat Ilgaz
recruit87 - avatarı
recruit87
Ziyaretçi
6 Haziran 2007       Mesaj #3907
recruit87 - avatarı
Ziyaretçi
Dört Yapraklı Çiçek

Çıkamaz çocukluğundan dışarı
Kimse.
Oynamamız bundandır.
Kara toprakla binlerce yıl.

Çıkamaz çocukluğundan dışarı
Kimse.
Bundandır sevmemiz
kiraz ağaçlarını.

Çıkamaz çocukluğundan dışarı
Kimse.
Kardeşliğimiz bundandır
Mavi sularla binlerce yıl.

Çıkamaz çocukluğundan dışarı
Kimse
Bundandır inanmamamız
Kocaman bombalara.

Fazıl Hüsnü Dağlarca
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
7 Haziran 2007       Mesaj #3908
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sensizlikte yürek susar
Ok vurulur bilir misin
Şiir biter sazlar küser
Tel kırılır bilir misin

Hoş sohbetsin nükten ince
Dünya benimdir sevince
Fırtınalar sen gelince
Tez durulur bilir misin

Yürek yanar için için
Yanıp gider bilmem niçin
Türlü hayâl senin için
Hep kurulur bilir misin

Gülemem asık yüzüne
Dayanamam kem sözüne
Yaralayan dil izine
Kalp yarılır bilir misin

Sana olan meylim niye
Sevgin aziz bir hediye
Kimdir bu Hiddetî diye
Çok sorulur bilir misin

Görmeyince ince sızın
Faydası yok karın buzun
Kalpten kalbe uzun uzun
Yol görülür bilir misin

Gelen kışla giden yazla
Günüm geçer kırık sazla
Hızın yüksek tempon fazla
Kul yorulur bilir misin

MAVİŞ yalnız senle gülmüş
Sözlerini düstur bilmiş
Sen bakınca dünden ölmüş
Can dirilir bilir misin


gülay oğuztürk
recruit87 - avatarı
recruit87
Ziyaretçi
7 Haziran 2007       Mesaj #3909
recruit87 - avatarı
Ziyaretçi
Aç Kuşlar

1.

kana boyandi kirmenimde yün
kuşmarlara, tuzaklara düştüm
menevişlendi durgun sularim
sedef
bir biçak aldim dostlar

güneşi yiyorlar
aç kuşlar.

aç kuşlar, yorgun işçi
yeni çikan vardiyadan
elliyorlar yildizlarin
kinasini.

aç kuşlar, topraktan
güneşi bakir bir kap gibi
kalayliyorlar.

2.

bense, toy bir çirak
kirik keman
paslanmiş tabanca
küflü bir an
kurutulmuş papatyalarla
kitabin ortasinda

3.

hayat, aşip geçiyor
bütün kitaplari
yeni acilar gerek
yeni aşklar
yaşamaklar ve anlatimlar
beklemiyor bizi
hiçbir şey
hiçbir yerde
solgun hercaimenekşe
ve buna, bugulanip çarpiyor
benimle birlikte

buzlu bir camin arkasinda çarpiyor
bugulanip.
sesim
dişlilerin şarkisina karişiyor.

Kaynak: Karşi Gece Behçet Aysan
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
7 Haziran 2007       Mesaj #3910
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Odur o, derin ve gizli dokunuşlarıyla varlığımı uyandıran,
o en içten olandır.

Odur o, altın ve gümüşten, mavi ve yeşilden uçucu renkleriyle
bu maya ağını ören, temasiyle beni kendimden geçiren,
ayaklarımı, elbisesinin katları arasından gösteren odur.

Günler gelir, asırlar geçer ve gönlümü pek çok isim ve şekil,
pek çok sevinç ve kederin neş’esiyle dolduran hep odur.
Rabindranath Tagore

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya