Arama

Özlü Sözlü Doğrular - Sayfa 9

Güncelleme: 12 Aralık 2021 Gösterim: 534.757 Cevap: 2.696
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Nisan 2006       Mesaj #81
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
KIZILDERILI ATASOZLERI

Sponsorlu Bağlantılar
* Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme,takipçin olmayabilirim. Yanimda yürü, böylece ikimiz esit oluruz.(Ute Kabilesi)
* Ölüler güç ve bilgilerini beraberinde götürmez,yasayanlara ilave eder.(Hopi Kabilesi)
* Düsmanimi cesur ve kuvvetli yap! Eger onu yenersem utanç duymayayim.(Apache Kabilesi)
* Seytan hakkinda konusmayin.Gençlerin kalbinde merak uyandirir.(Siyu Kabilesi)
* Bir kere "Al sunu" demek, iki kere"Ben verecegim" demekten iyidir.(Kabilesi bilinmiyor)
* Su gibi olmaliyiz. Her seyden asagida, ama kayadan bile kuvvetli.(Siyu Kabilesi)
* Bir baskasinin kabahati hakkinda konusmadan önce daima kendi makoseninin içine bak (Sauk Kabilesi)
* Bir düsman çok, yüz dost azdir.(Hopi Kabilesi)
* Kehanet, muhtemel bir olayi kesin bir bakis ile görmekten baska sey degildir. Hava ya bulutlu olacaktir, ya da günes açacaktir.(Cherokee Kabilesi)
* Komsun hakkinda hüküm vermeden önce, iki ay onun makosenleriyle yürü!(Cheyenne Kabilesi)
* Dogum yapan hersey disidir.Kadinlarin ezelden beri bildigi kainatin dengelerini erkekler de anlamaya basladiklari zaman,dünya daha iyi bir dünya olmak üzere degismeye baslamis olacaktir.(Mohawk Kabilesi)
* Unutmayin çocuklariniz sizin degildir. OnuYaratici'dan ödünç aldiniz.(Mohawk Kabilesi)
* Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu,hikmeti degil.Halbuki bilgi mazidir, hikmet ise istikbal(Lumbee Kabilesi)
* Aski tanidiginda, Yaratici'yi da tanirsin.(Fox
Kabilesi)
* Allahin kelimeleri mese yapragi gibi sararip
düsmez;çam yapragi gibi ilelebet yesil kalir.(Mohawk Kabilesi)

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
1 Mayıs 2006       Mesaj #82
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır. Bugün yarına dünle beslenerek yol alır.

Sponsorlu Bağlantılar

Kötümser yanlız tüneli görür, iyimser tünelin sonundaki ışığı görür, gerçekçi tünelle birlikte ışığı ve de gelecek treni görür.


Dünyaya tesadüfen geldik mecburen yasiyoruz.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mayıs 2006       Mesaj #83
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
r17dk
r22ix
r33qf
r43me
r59et
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
2 Mayıs 2006       Mesaj #84
arwen - avatarı
Ziyaretçi
  • Sık ve çok gülmek; zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini, şefkatini kazanmak; dürüst eleştirilerin taktirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek; güzelliği taktir edebilmek, başkalarındaki "en iyiyi bulabilmek"; sağlık Ralph Waldo Emerson
  • Herşeyi denerim; ama yapabildiklerimi yaparım. Herman Melville
  • Acınmaktansa kıskanılmak dana iyidir. Heredot
  • Düşman isterseniz dostlarınızı geçmeye çalışınız. Dost isterseniz , bırakın , dostlarınız sizi geçsin. La Rochefoucauld
  • Yirmi yaşındaki bir insan, dünyayı değiştirmek ister . Yetmiş yaşına gelince , yine dünyayı değiştirmek ister, ama yapamayacağını bilir. Clarence S.Darrow
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
2 Mayıs 2006       Mesaj #85
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Gençlere Tavsiyeler
Bu yazımızda kız-erkek bütün gençlerimize, özellikle de Müslümanım diyen, hele hele asıl İslam Kur'ân İslâmı üzerinde olduğunu söyleyen veya böyle olmayı isteyen gençlerimize aşağıdaki tavsiyeleri yapmakta yarar gördük. Şayet söylediklerimiz eğri ise kaale alınmaya, İslâmî doğrular ise alına ve gereğince amel oluna...
Biz, bunları yazarken, vaktiyle kendimiz de gençken bu halleri yaşadığımızdan, istiyoruz ki bizim yaptığımız hataları, yanlışları gençlerimiz yapmasınlar. Ve istiyoruz ki bizim vardığımız doğru sonuçları onlar, bizim kadar çok vakit harcayarak ve çok yanlışlar yaparak öğrenmesinler, daha çabuk olarak ve daha çok doğruyu daha kısa zamanda nefislerindekilerle değiştirsinler. Zira bizim önümüzde yaşayan örneklerimiz yoktu ve bu doğrulara çok zaman emek harcayarak ulaştık. Lakin onların önlerinde hiç değilse bazı örnekler bulunmaktadır. Unutulmamalıdır ki İslâm olacaklar, mü'min olmayı isteyeceklerin önünde Allah'ın gösterdiği bir "güzel örnek (usvet'ülHasene)" vardır. O da Allah'ın elçisi Muhammed Resulullahtır.
Kur'an'ı ahlâk edinerek şahsiyetini bulan Resulullah bizlere de bunu önermiştir. Allah'ın Kitabı nasıl Resulullah'ın onu ahlâk edinmesiyle rızaullahı kazanacak bir hüviyet sahibi olmuşsa, bizler için de bu yol önerilmiş ve açık bulunmaktadır. Her ne kadar asırlardır bu yolun sisten görünmez oluşu bizleri şaşkınlığa uğratmış ve bu yolda şaşırmamıza neden olmuşsa da.. Elhamdülillah şimdilerde bu sis dağılmakta ve yol görünmektedir. Bu sisi tümüyle ortadan kaldıracak yegane şey Kur'ân rüzgârını estirmektir. Her birimiz şahıslarımızda ve giderek toplum üzerinde Kur'an rüzgârını ne kadar estirirsek, o nispette yolumuz aydınlanacak, net olarak önümüzde belirecektir.. Bu rüzgâr esmeye başlamıştır. Ama süratinin daha da artması gerekmektedir. Zira hafif esintilerle tümüyle dağılacak kadar değildir
Biz, bu cümleden olarak aşağıdaki hususları öncelikle Kur'ân'ın bizlere şiârı, sonra da bu Kitab'ı ahlâk edinen kişinin(Resulullah'ın) hayatına geçirdiği esaslar olarak görmekte ve bu sebeple önemsemekteyiz. Sizlerin istemesi ve Allah'ın inşa' etmesiyle bunlara riayet edilmesi sonucu nefislerimizde bulunan ve değişmesi gerekenleri yerlerine konması gerekenlerle değiştirecek ve sonucunda Rabbimiz Allah'ın "HALİMİZİ" değiştirmesini ummaya hak kazanacağız. Hep birlikte bunu yapmaya çalışalım. Çok olumlu sonuçların bizi beklediğini göreceksiniz. Sonuç olarak önce kişiliklerimizin İslâmî niteliğindeki gelişmeler kendimize güven verecek, bizdeki değişiklikler çevremiz için örnek teşkil edecek ve bunu yapanların çoğalması sonucu toplumda İSLAMÎ NİTELİKLİ KAMUOYU gelişip, yoğunluğu artacak ve diğer insanların nazarlarının İslâm üzerine çevrilmesine vesile olacaktır. İnsanların çoğunun bakışlarını çevirdikleri şeyi merak edip anlamaya çalışmaları da onları İslâmî anlamaya sevkedecek ve İslâmla ilgilenen, onu anlamaya çalışanların çoğalması sonucu, gerçek anlamıyla anlayanların ve yaşamına geçirenlerin de çoğaldığını ve gittikçe arttığını bizzat göreceksiniz.
YAPMAMIZ VE KAÇMAMIZ GEREKEN ŞEYLER
1. Tevhid akidesini gereği gibi anlayınız ve ona toz kondurmayınız. Şirk veya küfür niteliği taşıyan şeylerden onu titizlikle koruyunuz. Bunun için Kur'ân'dan başka bir şeyi ölçü almayınız. Zira Allah bu konuda kendisine ortak tanımaz. Nitekim Resulullah da bu konuda aynen böyle yapmış, akidesini yalnızca Kur'ân'dan almıştı.
2. Dürüst olunuz. Doğru sözlü ve doğru özlü bulununuz. İyi niyetle bile yalan söylemeyiniz. Yalan insanın kişiliğini mahveder ve kendine güvenini yitirmesine sebep olur. Kendine güvenmeyenin de başkalarına güven vermesi mümkün değildir.
3. Tevhid akidesi amel bakımı ile gelişir ve meyveler verebilir. Bu sebeble mutlaka namazlarınızı kılınız. Günde beş vakit namazın vazgeçilmez şekilde farzlarını mutlaka eda ediniz.
4. Ramazan orucunu tutunuz. Geçiminizin üstünde bir paraya malik iseniz zekâtınızı veriniz. Yine mâlî ve sıhhî imkân bulduğunuz ilk mevsimde haccediniz.
5. İslâm üzerinde konuşmalarınızın vakti geceleri saat 23.00'ü geçmesin. Ancak çok çok gerekli ise bu sınırı aşın. Ama unutmayın ki Allah geceleri istirahat, gündüzleri de çalışma için yarattığını belirtmektedir. Bu sebeple geceleri istirahat ediniz ki sabaha dinç ve zinde olarak kalkabilesiniz. Gece uykusunun eksikliği zaman içinde insanı yıpratır, düzenli bir hayat kurmasını engeller. Sabah namazını geçirmenin hiçbir meşru' mazereti olamaz. Geceleri vaktinde yatın ki sabah namazına kalkabilesiniz. Geceleri geç yatıp, sabah namazına kalkmamanın sıkıntısını yaşamayınız. Bundan önemle kaçınınız.
6. Öncelikle Kur'ân olmak üzere size kalıcı şeyler verebilecek nitelikte kitaplar okuyunuz. Basını takip ediniz, imkanlarınız ölçüsünde. TV'de ve radyoda haberleri yerliyabancı kaynaklardan olduğuna bakmadan takip ediniz. Zira Müslüman cihanşümul bir dünya görüşü taşıyan insan demektir. Bu sebeple de cihanda olup bitenlere kayıtsız kalamaz.
7. Memleket idaresi ile ilgileniniz. Neyin, ne olduğuna, nasıl yürütüldüğüne dikkatle bakınız, anlamaya çalışınız. Uygulanan politikaları dikkatle takip edip, anlayınız. İsabet veya isabetsizliklerini gözlemleyiniz. Aynı konularda bir Müslüman olarak düşünce ve tavırların neler olabileceğini düşününüz. Aranızda konuşunuz, tartışınız. Ama yeteri kadar yapınız bunu. Böylece devlet yönetiminin ne demek olduğuyla ilgili fikriniz bulunsun ve gelişsin. Ki devlete talip olanlar olarak kendinizi hazırlamış olasınız.
8. Her biriniz özellikle bugün en az birer yeteneğinizi geliştiriniz. Hattâ gücü yetenler birden fazla yeteneklerini geliştirsinler. Çevresinde olup bitenlerden, eşyanın tabiatından haberdar olsunlar ve boş kovanlar gibi olmasınlar. İleride bize(İslâma) hepimiz yeteneklerimizle, geliştirdiğimiz özelliklerimizle lâzım olacağız. Ümmetin umurunu (halkın işlerini) yürütmeyi ve yönetmeyi üstleneceğiz. Buna hazırlayınız kendinizi, yumurta kapıya gelince geç olur, unutmayın.
9. İnsanlarla gerek yüz yüze, gerek telefonla sıcak bir tavır ve yumuşak bir sesle konuşunuz. Net, az ve anlaşılır şekilde konuşunuz. Bunun için kafanızdakileri gözden geçiriniz.
10. Muhatabınızı dikkatle dinleyiniz. Ne demek istediğini yanlış da olsa anlayınız. Sonra söylemek istediklerinizi yine net olarak söyleyiniz. Bunu yapabilmek için de benimsediğinizi söylediğiniz şeyi iyi bilmeniz gerektiğini unutmayınız. Yalnızca iyi ve doğru olarak bildiklerinizi söyleyiniz. Bilmediğinizi söylemek de sizin için bir zaaf değil, meziyettir, unutmayınız. Ancak bilmediklerinizi en kısa zamanda doğrularıyla öğrenip, uygulayınız ve söyleyeceklerinize ilâve ediniz.
11. Unutmayınız ki "Her bilenden fazla bilen" bulunmaktadır. Bilmediklerinizi öğrenmek için araştırınız. Başkalarına sorunuz. Değişik görüşler arasından muhakeme yaparak en doğrusuna sahip olmaya çalışınız. Bunun yolu MEŞVERET'tir ki, Türkçede buna biz DANIŞMA diyoruz. Danışınız insanlara ki öğrenebilesiniz başka bilenlerin de neler bildiklerini.. Katınız aklınıza başka akıllıların da akıllarının ürünlerini ve zenginleştiriniz akıllarınızı.. Ancak Müslüman da olsa kimsenin sözlerini mutlak doğrular olarak kabul etmeyip, ancak Kur'ân'la karşılaştırarak doğruluklarından emin olduktan sonra bunları kabulleniniz. Unutmayınız ki bir konuda doğruyu söyleyen bir başka konuda yanılabilir siz de yanılmayınız. Hiç hata yapmayan yalnızca Allah'tır.
12. Yanlışlardan müstağni olan yalnızca Allah'tır. Yanlış yapmaktan korkmayınız. Geçmişte yaptığınız yanlışları büyüterek yeni yanlışlara düşmeyiniz. Bunun yerine doğruya ulaştığınız için şükrediniz. Sapabilir korkusuyla aklınızı durdurmayınız ve geçmişteki yanlışların özgüveninizi yok etmesine imkân bırakmayınız.
13. Doğruları yalnız ben biliyorum ve benim bildiklerim mutlak doğrulardır demenin yalnızca AlIah'a mahsus olduğunu hiç aklınızdan çıkarmayınız. Ama Allah'ın birliği ve doğruları yılmaz bir azimle öğrenmekten ve hayatınıza geçirmekten geri durmayınız. İnsanların kimliklerine değil, söylediklerinin ne olduğuna bakınız. Söylenen doğruları alınız, işittiğiniz kim olursa olsun. Önemli olan budur ve size lazım olan öncelikle doğrulardır, bunları söyleyenler değil. Doğruları hemen kayıp eşyanız gibi sahipleniniz. Yitiğinize sahiplenebilmenin yolu ise yitiğinizi(bilmediğiniz doğruları) gereğince tanımaktır. Tanımıyorsanız sahip çıkmanız mümkün olmaz yitiğinize..
14. Bütün bunları yaparken yalnızca Allah için yapınız. Zira Allah için yapılan şeyler ecir getiricidir. Unutmayınız.
15. 'İnsanların levmi(çekiştirmesi)'nden korkmayınız. Korkulmaya Allah daha layıktır. Bu sebeple fıtri olan korkunuzu Allah'tan korkarak karşılayınız. Göreceksiniz ne polisten, ne çevrenizden, ne de kamuoyundan korkmanıza gerek kalmayacaktır. Zira korkuların en gereklisi ve insana haysiyet kazandıranı Allah Korkusu(Takva)dır. Sair korkular ise insan kişiliğini küçültücüdür. Küçültücü değil, yüceltici korkudan korkunuz. Hem doyum sağlayacaksınız hem de kimliğiniz gelişip oluşacaktır.
16. İnsanlarla ilişkilerinizde karşınızdakini sayınız ki onların da sizi saymasına yol açasınız. İnsanları, insan yerine koyunuz ki, Allah yarattığı her insanı insan olarak yaratmıştır ve insan saymıştır. Sizler de Müslümanlar olarak Allah'ın insan saydıklarına insan değeri veriniz. Bu, onlardaki yanlışlara değer vermek demek değildir. Yanlışlarını söylemeniz onları insan saymamak demek değildir, unutmayınız. Küçük olun büyük olun yalnızca doğrulara sahip çıkmaya bakın.
17. Terbiyeli olunuz. Oturmanızdan konuşmanıza kadar her hususta İslâm'ın terbiye ettiği biri olduğumuz görülüp, anlaşılsın. Bu hayatî bir ihtiyaçtır, İslâm açısından. Terbiyeli olmak miskin olmak, kim ne derse kabul etmek ve başüstü etmek demek değildir. Sakin sakin konuşmak ve bildiğiniz doğruları muhatabınıza nazik ve kendine güvenen bir tavırla söylemeniz terbiyesizlik değildir, İslâm terbiyesinin gereğidir.
18. İslâm’ı bildiğiniz ve yaşamınıza geçirdiğiniz oranda İslâm hakkında konuşunuz. Bu halinizle ancak, güzel bir örnek olabilirsiniz. Sınırlarınızı biliniz. Sizden daha önde bulunanların önüne haksız olarak geçmeye çalışmayınız. Ve işi erbabına havale etmeyi meziyet biliniz. Size sorulan herhangi bir konuda eğer tatmin edici bir cevap veremeyecekseniz, 'bu konuyu filana sorsanız daha isabetli cevap alabilirsiniz' diyebilmeniz sizi küçültmez, büyültür, unutmayınız. Sizin için de daha hayırlı olur.
19. Genç yaşta bulunmanız, önemli mes'elelerle ilgilenmenize engel değildir. Ne var ki gençliğin en büyük mahzuru heyecanlılıktır. Heyecanınıza kapılmayınız, kendinizi yeniniz, ağır olunuz, düşününüz ve öyle konuşunuz. 'Bilmiyorum' demenin de bir ilim olduğunu hatırınızdan çıkarmayınız. Bütün hareketlerinizin bir düşünme temeli olsun.
20. Hemen konferans vermeye, panellerde fikir açıklamaya ve özellikle de dergi çıkarmaya kalkışmayınız. Kabınızı doldurunuz önce. Öğrendiklerinizi çoğaltınız. Sağlamasını yapınız. Günün biri gelecek size de iş düşecektir. Zira sizlerden öncekiler dünyaya kazık çakmayacak, bir gün göçüp gideceklerdir. İşte bunların yollarını daha da güçlü olarak siz yürüyeceksiniz. Sabırlı olunuz. Daha doğrudürüst okumayı öğrenmeden yazmaya kalkmayınız. Yazsanız bile sakın yayınlamayınız. Bu sizler için gelişmenizi önleyen bir felaket olmaktadır. Yazılarınızı bastırmanız ve yayınlamanız halinde yazdıklarınızdaki yanlışlarınızla kendinizi sonraları bağlı hissedecek, onları savunma gereği duyacak ve kendinizi yenilemek ve düzeltmek yolunda bir engelle daha karşılaşmış olacaksınız. Hele biriki kişinin övgüsünü almışsanız felâket doruğa çıkmakta ve büsbütün 9'a çıkmışın, 8'e indirilemez hâlini yaşıyorsunuz. Buna fırsat vermeyiniz. Yazınız ama, elinizde tutup, en az altı ay sonra yazdığınızı okuyunuz. Fikirlerinizin ne kadar değiştiğini, seviyenizin bu süreyi değerlendirmişseniz ne kadar yükseldiğini görecek, eski yazılarınız için 'iyi ki yayınlatmamışım' diyeceksiniz.
Dergi çıkarmayı bir heves olarak almayınız. Bir birikiminiz varsa bunun yayınlanması için bir vasıta olarak görünüz dergiyi. Bir dergiyi sonuna kadar götürecek düzeyde değilseniz yazdığınız yazıları fikirlerinize en yakın gördüğünüz bir dergiye gönderiniz, o yayınlasın. Birkaç sayı dergi çıkarıp sonra kapatmak zorunda kalmanın kendiniz için ümit kırıcı sonuçları olacağı gibi, derginizden haberi olanlar için de ümitsizlik kaynağı olacağını unutmayınız. Böylesi kötü sonuçlu işlere girişmeyiniz.
21. Dergi çıkarmak tabiidir ki kimsenin tekelinde değildir. Ama unutmayınız ki bir dergi, bir düşünce bütününü yayma vasıtasıdır. Sizde, bütün henüz oluşmamışsa veya oluşsa bile sizin yaptığınızı veya yapmak istediğinizi yapanlar var ise ürünlerinizi, onlarınkine katınız ki aynı ses daha güçlü çıksın ve süreklilik kazanabilsin. Yüzlerce dergiyi okuyacak kadar ne kimsenin vakti olur. ne de parası. Yüzlerce derginin varlığı yüzlerce fikrin, görüşün varlığı demek de değildir. Müştereklerinizi paranteze almayı unutmayınız. Kısa, özlü ve sürekli olan mesajlar muhataplarına ulaşırlar. Küçük küçük çayların denize ulaşma şansları yoktur, unutmayınız. Birleşip ırmak olmak gerektiğini söylemeye gerek var mıdır amaç denize ulaşmak ise?
22. Sakın burnunuz yukarıda olmasın. Çabuk kırılır ve ayrıca burnunuzun ucunu bile göremezsiniz. Kibir ile vakârı birbirinden ayırdetmekte güçlük çekmeyiniz. Aradaki çok önemli farkı, fark ediniz. Müslüman’a yaraşan vakârlı (onurlu) olmaktır, kibirli olmak değil. Benlik davası gütmeyiniz.(İslam olana sahip çıkmaktır önemli olan, İslâmî olanı söyleyen ikinci plandadır, unutmayınız). Kendinizi bu açıdan çok gözden geçiriniz. Söylenenlere Allah için kulak veriniz. Her söyleyen size, çekemediğinden söylüyor sanmayınız. Bunu unutmayınız.
23. Okulunuzu, fakültenizi bitiriniz. Bir meslek, bir iş öğreniniz. Okul bitirmek amaç değilse de gerekli bir araçtır. Ve ileride istediğimiz devletin de iş bilenlere ihtiyacı olacağını düşünerek yapınız bunu. Size ihtiyaç duyulacağını hiç unutmayınız. Zira hep birlikte kucaklayarak bir yerlere götüreceğiz bu toplumu. Herkesin payı bulunacaktır bunu unutmayınız.
24. Bir iş sahibi olunuz. Çalışınız ve kimseye el açmayınız. Veren el'in, alan el'den üstün bulunduğunu hiç unutmayınız. Kendini geçindirmeyenin başkasını geçindirmesi, kendi yakasını bir arada tutamayanın bir toplumun yakasını bir araya getirmeye istekli olması garipsenir, güven telkin etmez ve böylelerine iktidarı teslim etmeyi düşünmezler. Her işiniz düzgün ve yerli yerinde olmalıdır, dikkat ediniz.
25. Evbark olmayı ihmal etmeyiniz. Bekâr kalmayı ve bekâr yaşamayı düşünmeyiniz. Zira Peygamberimiz de davamızın önderi olduğu halde evlenmiş, çolukçocuk sahibi olmuştur. İnsanın fıtratına uygun yaşaması ve huzurlu olmasında ve başkalarıyla hayatını birleştirebilmesinde evliliğin her yönden(yalnız cinsel yönden değil) büyük payı vardır, unutmayınız. Bekârlık, peygamberin sünneti değildir.
Bir ev olmayan, bir evi geçindiremeyen bir evin işlerini yürütemeyenin bir milletin işlerini çekip çevirmesi beklenemez. Kimse güvenmez böylelerine ve işlerini teslim etmez. Güvenilir olmaya bakınız her halinizle.
27. Kızerkek bütün gençlerimize annebabalarının sözlerini, tevhide aykırı olmadıkça dinlemelerini, uymalarını öncelikle tavsiye ederiz. Annebabayı razı etmenin Allah'ı da razı eden işlerin başlarında geldiğini hiç unutmayınız. Evin temizliğinden, yemeğin pişirilmesine, çamaşırın yıkanmasından dikiş işlerine kadar bütün işlerinde annesine ve babasına yardımcı olan bütün kızerkek Müslümanların Allah'ı da razı edeceklerine kesinlikle inanıyoruz. Saygınızı koruyunuz ve geliştiriniz büyüklerinize karşı. İslâm ile terbiye olanların hususiyetlerinin başında gelir bunlar.
28. İslâm’ın korumayı farz kıldığı değerleri korumaya çalışınız. İnsanların mallarınıcanlarını, ırzlarını, dinlerini korumak amacına yönelik kaide ve kanunlara uyma Tâğut'a uymak demek değildir. Örneğin araba sürüyorsanız trafik kaidelerine uymanız sevaptır, günah değil. Uymamanız sizlere sevaba değil, günah getirir. Zira sonuçta Allah'ın kullarına zarar vermek suçunu işlemiş olursunuz, ki bu da günahtır. Bilesiniz.. Annebabanızın deneyimlerinden yararlanınız.
29. Kimsenin canında, malında, ırzında gözünüz olmasın. Zira can, mal ve ırz korunmuştur. Bunları en iyi koruyan da İslâmdır ve elbette Müslümanlardır. Bu can devletin canı olmuş, milletin canı olmuş fark etmez, korunmalıdır. Bu mal da hakeza devletin olmuş, milletin olmuş yine fark etmez esas itibariyle. Sizler bunlara riayet etmekle öncelikle kendi İslâmî kişiliğinizi korumuş olacaksınız. Şayet şimdi bu can, bu mal falanın diye el uzatmaya kalkarsanız ki Peygamberimiz Mekke'de kimsenin malına da, canına da el uzatmamıştır alışırsınız ve yarın kendi düzenimiz geldiğinde de alışkanlığınızdan vazgeçemez ve İslâm devlet ve milletinin malını ve canını koruyamaz olur, bilakis tecavüzkârlardan olursunuz. Ayrıca şimdi veya İslâm düzeni varken de olsa Müslüman kul hakkına tecavüzden sakınmak durumundadır, mecburdur buna.
Müslüman kimse kim olursa olsun herkesin canı, malı, ırzı açısından kendini ondan emîn (güvenilir) hissettiği kimsedir, unutmayınız. Peygamberimizin de ana sıfatı budur ve Ona bu sıfatı Kur'ân'ı ahlâk edinmesi tartışılmaz biçimde kazandırmıştır. Sizler de Kur'ân ile ahlâklanınız ki, Ona benzeyebilesiniz.
30. Kadınerkek ilişkilerinde İslâm’ın sizleri uzak tutmak istediği türden ilişkilerden uzak durunuz. Peygamberin hayatında hiç yapmadığı Mut’a nikâhı gibi, insanları ve toplumu ifsat edici ve kadını ve erkeğiyle toplumu aşağılara çeken nikâhı yapmayınız. Allah'tan korkunuz. Ona buna değil peygambere benzemeye çalışınız. Peygamberin getirmediği fakat geldiğinde hazır bulduğu halde hiç yapmadığı türden bir nikâhı(Mut’a) yapmayınız. Nefsinize hoş gelse de Allah'tan korkunuz, kadın ve erkeğin haysiyetine aykırı olan bu işten uzak durunuz. Bu tür nikâhı şayet nefsiniz için uygun görecek olursanız aynı anda sizin kızınızın ve ******zın birisi tarafından bir haftalığına karı olarak (geçici nikâhla (Mut’a) nikahlanma talebine nasıl davranır ve ne düşünürsünüz, nefsinize sorunuz. Peygamberimiz demiyor mu ki yapmayı düşündüğünüz işi şuranıza (kalbini göstererek) sorunuz, orası razı oluyorsa yapınız, razı olmuyorsa yapmayınız diye.. Evet, açıklıkla söylüyorum, gerek gördüğüm için söylüyorum. Kalbinize sorunuz kızınızın bir haftalığına birinin karısı olmasının ne demek olabileceğini ve yapabilirseniz bundan sonra yapınız, olmaz mı?
Aklı, Allah düşünsünler için vermiştir insanlara hevalarına uymaktan geri dursunlar diye. Nefislerin hoşuna gidenler Allah'ın hoşuna gitmiyor, Hala düşünmeyecek misiniz?
31. Doğruyu almak isteyene, meyil gösterene tebliğ etmeye çalışmak, kendini insanların bekçisi ya da vekili gibi görmekten sakınmanızı dilerim.
32. Güzel ahlâkla ilgili bütün hususlara, örneğin yaşlılara yumuşak ve sevecen davranmak, kimsesizleri, yetim ve öksüzleri koruyup kollamak, fakir, miskin ve zavallılara acımak ve onları rızıklandırmak, evleri, yurt ve yuvaları ellerinden alınanlara arka çıkmak yediripiçirmek, çıplakları giydirmek için kampanyalar açmak, açılan kampanyalara katılmak ve desteklemek, ferden ferda yetim ve yaşlıları bulundukları yerde ziyaret etmek, hatırlarını almak, mümkün olduğunca hediyeler götürmek ve İslâm kalkışlı nice güzel tavır varsa onların cümlesini şahsında taşımaya çalışmanızı öneririm. Allah için, Allah'ın kullarına yakınlık gösteriniz. Ki kendisini bilmeyen hattâ reddedenlere bile Allah rızık vermekte ve yaşatmaktadır onları, dikkat ediniz.
33. Namazı anlayarak, hissederek ve dosdoğru kılmaya gayret ediniz. Ayetleri eğip bükmemek, gerektiği gibi anlamaya ve siyakınca amel etmeye çalışınız. Bir konuda bir ayetle ahkâm kesmeye kalkmayınız. Zira aynı konuda başka ayetleri de göz önünde bulundurmazsanız kaybedenlerden olursunuz..
34. Doğruları kalabalıkların bulunduğu yerlerde değil, Kur'ân'da arayınız. Kalabalıklar da yanılırlar. Müslüman da olsalar. Çoğunluk veya kitleler tarafından yüceltilen ve giderek kutsallık izafe edilen insanlara itibar etmeyiniz. Allah ile aranıza aracı koymayınız. Ruhban sınıfına itibar etmeyiniz, Allah'tan başka veliler edinmeyiniz, ki imanınızın sıhhati sürekli olabilsin.
35. Kendinizi kontrol ediniz. Demokratik, laik ve her tür sol pisliklerden temizleyiniz ve temiz tutunuz. Kendinizi, Allah önce akidesi temiz(kirlenmemiş) olanları sevmektedir. Orta yolda yürüyünüz. İfrat ve tefritten sakınınız.
Elbette ki daha geniş olarak söylemek istediklerimizi Kur'ân'da bulacaksınız. Ne olur defaatla okuyunuz Kur'ân'ı ve hayatınıza geçiriniz.
Bugün ve her zaman İslâmın en büyük ihtiyaç duyduğu şey 'güzel örnek'lerdir. Her biriniz birer güzel örnek olmaya bakınız. Ölüm sizi bu yolda iken bulsun.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
2 Mayıs 2006       Mesaj #86
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Dost


Hani vardır ya her yerde, hissetmek istersin onun varlığını. Hani hep yanıbaşınızdaymış sanırsınız, ismini söylersiniz dalgınlıkla, her an berabersinizdir. Yanında olduğunu unutuverirsin bir andan sonra, sonra üzüldüğünde o sımsıcacık kollarını açar sana, sarılır ağlarsın omzunda doya doya... Senin sorununu kendi sorunu gibi benimser, bir kolun bir bacağın olur adeta.. Ayrılmak istesen de koparıp atamazsın. Bir türlü sevindiğinde ise senden fazla mutluluk duyar. O senin için farklıdır bütün insanlardan, tabii sen de onun için. Aranızdaki sevginin bitmesine izin vermezsiniz, kimse bozamaz aranızı, kimse araya girmeye dahi cesaret edemez. Ne zaman yardıma ne zaman insana ne zaman dosta ihtiyacınız olsa hep yanınızda bulursunuz, kendini adeta sizin için ayarlamıştır. Beraber gülüp beraber ağlarsınız, daima olumlu özellikler verirsiniz birbirinize. O sana gülmeyi öğretir sen ona kahkaha atmayı,O sana emeklemeyi öğretir, sen ona yürümeyi.. O sana okumayı öğretir, sen o!
na yazmayı ve bu böyle sürüp gider....
İşte bunun adına DOST derler...
Hayatta hiçbir şeyiniz olmasın ama hep bir dostunuz olsun..
Dostlarınızın Kıymetini Bilin...

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
2 Mayıs 2006       Mesaj #87
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Birine sevginizin tümünü sunmak, asla sizi de aynı şekilde seveceğinin garantisi değildir. Sevgiye karşılık beklemeyin; sadece sevginin karşınızdakinin kalbinde büyümesini bekleyin; fakat olmazsa da, sizin kalbinizde büyüdüğüne emin olun. gsbutton Birine çarpılmak için bir an yeterlidir, birinden hoşlanmak için bir saat, ve birini sevmek içinde bir gün yeterlidir, ama birini unutmak ise bir ömür sürer.
gsbutton Aşk bir gülücük ile başlar, bir öpücük ile gelişir, ve bir gözyaşı ile son bulur.
gsbutton Uçurumdan düşerken tutunacak son dalım sen olsan, ölmekten değil seni kırmaktan korkarım.
gsbutton Değer verdiğin insan sana değer vermiyorsa, bırak kendi değeriyle kalsın.
gsbutton Kucaklamaya kollarının yetmeyeceği bir ağaç, bir tohumla başlar. En uzun yolculuklar bir adımla başlar. Gerçek sevgiler ise küçük bir tebessümle başlar.
gsbutton Dal rüzgarı affetmiştir, ama kırılmıştır bir kere.
gsbutton Hayatın en güzel anı her şeyden vazgeçtiginiz zaman sizi hayata bağlayan biri olduğunu düşündüğünüz andır.
gsbutton Sevgiye burun kıvırma sakın; o çöl ortasında yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye layık bahçıvan olmak için; her birinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma...
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
2 Mayıs 2006       Mesaj #88
kambis - avatarı
Ziyaretçi
HAYATIN ALTIN KURALLARI



*Göğün her yerde mavi olduğunu anlamak için
dünyayı dolaşman gerekmez.


* Bak, aynı zamanda da baktığını gören ol.

* Geldiğin zaman boşluk dolduran değil,
gittiğin zaman yeri doldurulamayan ol.

* Her duyduğuna inanma, elindekinin hepsini
harcama ve istediğin kadar uyuma.

* "Seni seviyorum" derken inanarak söyle.

* "Özür dilerim" derken karşındakinin gözünün içine bak.

* İlk görüşte aşka inan.

* Evlenmeden önce en az altı ay nişanlı kal.

* Asla başkalarının hayalleriyle dalga geçme.

* Derinden ve inançla sev.

* Kırılabilirsin belki ama başka türlü de
hayatını tam yaşayamazsın.

* Anlaşmazlıklarda dürüstçe savaş.

* İnsanlar hakkında konuşulanlara inanıp
onlar hakkında karar verme.

* İnsanları yargılarsan, onları sevmeye zamanın kalmaz.

* İnsanlara beklediklerinden fazlasını ver
ve bu işi yaparken kibar ol.

* Yavaş konuş, ama hızlı düşün.

* Eğer biri sana cevap vermek istemediğin bir soru sorarsa
gülümse ve "neden bilmek istiyorsun?" de.

* Şunu daima hatırla ki, büyük aşk veya
büyük yatırım daima büyük risk taşır.

* Eğer kaybedersen, aklını da kaybetme.

* Üç "S" yi unutma:
Sevgi - herkese,
Saygı - kendine, başkalarına,
Sorumluluk - tüm hareketlerin için.

* Küçük bir tartışmanın tüm dostluğu mahvetmesine izin verme.

* Dostun olsun istiyorsan, dost ol.

* Eğer hata yaptığını fark edersen,
hemen onu düzeltmeye bak, bile bile devam etme.

* Telefonda konuşurken gülümse.
Karşındaki sesinden gülümseyişini duyacaktır.

* Konuşmayı sevdiğin biriyle evlen.
Yaşın ilerledikçe sohbet her şeyden fazla önem kazanacaktır.

* Biraz yalnız kalmaya özen göster.

* Anneni say, sev, ara.

* Yeniliklere açık ol, ama ille de değişmeye çalışma.

* Şunu bil ki, sessiz kalmak bazen de en iyi cevaptır.

* Daha fazla kitap oku, dostlarını ara, daha az TV seyret.

* Güzel, şerefli bir hayat yaşa.
Yaşlanıp geri baktığında ikinci bir defa tadını çıkarırsın.

* Allaha güven - ama arabanı kilitle.

* Yuvanda sıcak bir ortam yaratmak için elinden geleni yap.

* Sevdiklerinle tartışırken, o anı önemse, geçmişi kurcalama.

* Satır aralarını da oku. Bilgilerini paylaş.

* Bilgi insanı kuşkudan, iyilik acı çekmekten,
kararlılık korkudan kurtarır.


* Dünyaya iyi davran.

* Dua et. Büyük güç verir.

Düşün. Daha da büyük güç verir.

* İşini iyi yap.

* Öperken gözlerini kapamayan sevgiliye güvenme.

* Yılda bir defa, daha önce gitmediğin bir yere git.

* Eğer çok paran olursa, başkalarına yardım et.
Paranın en zevkli tarafını kaçırma.

* Bazen istediğin bir şeyin olmaması senin için bir şanstır.

* Önce kuralları öğren, düşün, karar ver ve bazılarını boz.

* En iyi ilişkin, birbirinize olan sevginiz,
birbirinize ihtiyacınızdan fazla olduğu zaman olacaktır.

* Başarının gerçek olup olmadığını anlamak için
karşılığında neler verdiğine bak.

* Ders alınmış başarısızlık başarı demektir.

* Şunu bil ki, karakterin senin kaderindir.

* Sınırsızca sev, her gönülde çiçek olacağına
bir gönülde buket ol.

* Kişiliğini ve kimliğini hiçbir değerle değiştirme!

*Sevgi icin kollarını kapalı tutma,
sonra kendinden başka tutacak şey bulamazsın.

* İçinden ne geliyorsa yap. Doğal ol.


* Sana Yapılan iyiliği mermere, kötülüğü toza yaz..

* Mutluluk, sorunsuz bir yaşam değil,
onlarla başa çıkabilme yeteneği demektir.

* Gülmek için mutluluğu bekleme,
sonra tebessüm bile edemezsin.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Mayıs 2006       Mesaj #89
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SeVgİmİn SuÇu Ne???

Mehtab aydinlattiyordu sevdayi
Ben seni düsünür seni arar
Seni beklerken...

Bütün gece sürer sarılışlarım,
Hayalime katar öyle uyurum.

Biliyordun seni nasil sevdigimi
Her gecemin senle dolduğunu
Kalbimin senden baskasina carpmadigini
Biliyordun
Belki de bilmemezlikten geliyordun

Ben istemedim sana asik olmayi
Gözlerim gördü kalbim sevdi
Ben istemedim ki yakmak içimi
Ellerin sevdi, dudağın eritti...

Sesini kulaklarimdan silebilir miydim
Her animi senle yasarken
Seni kalbimden söküp atabilir miyim
Her nefes alisimda seni yanimda hissederken.

Sevgimin büyüklügünü görüyorum
Sigdiramiyorum bir yere.

Sana anlatmak zor bir tanem
Akittigim gözümdeki yasi...

Güne seninle baslardim
Böyle severken...

Gönlümdeki firtinalar mı dindi
Sen mi yok oldun an be an.
Bir yerlerde hayali kalır sanmıştım
Ama heyhat!!!

Sevginin suçu ne?
O neden suskun bir köşede...

Yarının suçu ne?
Sensizliklerde...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Mayıs 2006       Mesaj #90
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
tbj453658sj

Benzer Konular

8 Şubat 2010 / Misafir Edebiyat
21 Aralık 2013 / Misafir Soru-Cevap
22 Ekim 2007 / Misafir Tarih
8 Eylül 2016 / ocean97 Genel Mesajlar
10 Kasım 2015 / _KleopatrA_ X-Sözlük