Arama

Medya Haber - Sayfa 128

Güncelleme: 13 Ekim 2017 Gösterim: 716.062 Cevap: 1.864
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
20 Ocak 2010       Mesaj #1271
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Haiti'deki depremde 75 bin ölüm

Sponsorlu Bağlantılar
Haiti'de 12 Ocak'ta meydana gelen depremde 75 bin kişinin öldüğü, 250 bin kişinin yaralandığı açıklandı.


Sivil Savunma Dairesi, 7 büyüklüğündeki depremde 1 milyon kişinin de evsiz kaldığını bildirdi.
Sivil Savunma Dairesi tarafından bu akşam yapılan yazılı açıklamada, felaketzedeler için barınak, gıda, su ve ilaç bulunamadığı belirtildi.
Açıklamada, depremde başkentteki binaların yarısının yıkıldığı kaydedildi.
Bu arada depremin ardından şu ana kadar 90'dan fazla kişi enkazdan sağ çıkarıldı. Başkentin "atom bombası atılmış gibi dümdüz olduğu" belirtiliyor.
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Dairesi (OCHA) sözcüsü Elisabeth Byrs, bunların iyi haberler olduğunu, kurtarma çalışmaları ve insani yardım çabalarının şu anda Port-au-Prince dışında bulunan ve kurtarma ekiplerinin giremediği bölgelere yoğunlaştığını belirtti.
OCHA, tıbbi yardım, cesetlerin toplanması, barınak ve içme suyu sağlama ve sağlık personelinin iş görebilmesinin öncelikli olarak önem verdikleri faaliyetler olmaya devam ettiğini kaydetti.
Byrs, Port-au-Prince ve civarında enkazdan hala canlı çıkarma umudunu taşıdıklarını belirtti.

Türk ekibi mucizeye imza attı

Haiti'de Türk arama kurtarma ekibi Yeni Yüksektepe GEA, bir mucizeye daha imza attı. Depremin 5. gününde "Canlı yok" denilen bir alışveriş merkezine giren ekip 3 kişiyi daha kurtardı. Ekip daha önce de bir kişiyi kurtarmıştı.
GEA Arama Kurtarma Grubu, ABD Fema South Florida Task Force 2 ekibiyle Carribean Alışveriş Merkezi'nde arama ve kurtarma çalışmalarına katıldı.
GEA üyelerinden İbrahim Doğru, "Kazazedelerin olduğu enkazda sesleri duyabiliyorduk. son kurtarılan kazazedeler daha önce kurtarılan kazazedelerin yakınında bulunmaktaydılar. Etraflarında reyonların metal rafları ve içindeki malzemelerle birlikte ezildikleri için yanlarına ulaşmak için rafların enkazdan temizlenmesi gerekiyordu. Bu da çok uzun bir zaman aldı. Küçük bir delik açılarak daha iyi iletişim kuruldu. Ayrıca bir sopanın ucuna bağlanan şişe ile birlikte az bir miktarda su yine aynı delikten ulaştırıldı. Uzun bir çalışmadan sonra enkaz temizlendiğinde yanlarına ulaştık ve sıkıştıkları yerden kurtardık. Bu anlattıklarım yaklaşık 14 saat sürdü. Kazazedeyi sedye yardımı ile birlikte açmış olduğumuz tünelden çıkardık" dedi.
Kurtarılan kişilerin isimleri ve bilgileri şöyle: Mireille Boulos Bittmev (41), depremden 85 saat sonra kurtarıldı. Indra La Fontaın (40), depremden 102 saat sonra kurtarıldı. Jean pheleppe (30), depremden 103 saat sonra kurtarıldı.
Haiti'de GEA'nın yanı sıra Türk Kızılayı, AKUT, Kimse Yok Mu Yardım Derneği de bulunuyor.

Ülkede şiddet artıyor

Depremin ardından yardım dağıtımlarında aksaklıklar yaşanırken, başkent Port Au Prince'de şiddet olayları artıyor. Port Au Prince'de elektrik sisteminin çökmesi sonucu güneşin batmasıyla birlikte kent karanlığa gömülüyor. Bu nedenle akşamları daha tehlikeli olurken, bazı mahallelerden silah sesleri duyulmaya başlandı.
Haiti'de görev yapan Brezilyalı bir fotomuhabir, çekim yaptığı sırada saldırıya uğradı, fotoğraf makineleri ile üzerindeki bazı malzemeye el konuldu.

Yardım çok, dağıtım zor

Sadece yardım malzemeleri için kullanılan uluslararası havaalanına da gün içinde çok sayıda uçak iniş kalkış yapıyor. Havaalanının hemen her noktası yardım malzemeleri ile dolup taşarken, dağıtımın henüz hedeflenen noktanın çok gerisinde olduğu öğrenildi.
BM'nin giriş ve çıkış yaptığı kapılar önünde toplanan ve gün boyu bekleyen Haitililer ise, buradaki BM çalışanlarından, yardım ekiplerinden ve gazetecilerden iş ya da gıda yardımı taleplerinde bulunuyor.

ABD ordusundan havadan yardım


Amerikan silahlı kuvvetleri, depremin yerle bir ettiği Haiti'ye havadan gıda ve su yardımı yapmaya başladı.
Amerikalı askeri yetkililer, 14 bin yemeye hazır tayın ve 15 bin litre suyun başkent Port-au-Prince'in kuzeydoğusuna havadan atıldığını belirtti.
Amerikan askerleri ayrıca Port-au-Prince'te harabe halindeki Başkanlık Sarayının yanına helikopterle indi.
Gazeteciler, Amerikan ordusunun 82. hava indirme tümenine bağlı 50 kadar paraşütçünün dört helikopterle, kentin merkezinde bulunan, dev bir mülteci kampıyla çevrili Başkanlık Sarayını güvenlik altına almak için geldiklerini belirttiler.
Bazı Haitililer, Amerikan askerlerinin yardım operasyonlarının başlamasından bu yana giriştikleri bu en gösterişli inişi, ülkelerinin egemenliğine karşı bir hareket ve bir işgal olarak gördüklerini söylediler.
Askeri yetkililer, şimdi bütün Haiti'ye havadan yardım atmayı planlıyorlar. Bu arada, Haiti'deki bin Amerikan askerine 2 binden fazla Amerikalı deniz piyadesi katılmaya devam ediyor.
Depremin ardından ülkedeki geniş çaplı yağma ve şiddet hareketlerinin arttığı bir sırada gelen deniz piyadeleri, ağır silahlarla donatılmış bulunuyor. Deniz piyadeleriyle birlikte bir düzine helikopter ve sahra hastaneleri de hizmet veriyor.

Haitili çocuklar evlat edinilecek

Bu arada ABD, Haiti'yi yerle bir eden depremde öksüz kalan çocukları evlat edinmeye yönelik işlemleri kolaylaştırdığını açıkladı. Amerikan İç Güvenlik Bakanı Janet Napolitano, çocukların Amerikan topraklarına nakilleri sırasında pasaport ya da Haiti'den verilmesi gereken belge istenmeyeceğini belirtti.
Haitili çocukları evlat edinmek isteyen Amerikalı ailelerin, Haiti hükümetinden çocukların ABD'ye gidebilmelerine olanak sağlayacak belgeleri beklemeleri de gerekmeyecek.
Bu kolaylığın öksüz çocukların durumlarını meşru olarak belgelemeleri durumunda uygulanacağının altını çizen Napolitano, "Bizim önceliğimiz, geçen hafta meydana gelen felaketten sonra ailelerin Haiti'de bir araya gelmesi, ama öksüz kalan ve ABD'de evlat edinilme koşullarına sahip bu çocuklara yönelik insani jest, onlara ihtiyaçları olan ilginin gösterilmesini sağlayacak" ifadesini kullandı.
Fransa da benzer bir açıklamada bulunmuştu. BM Çocuk Fonu Unicef, 2 milyon kadar çocuğun Haiti'yi vuran depremden doğrudan ya da dolaylı olarak etkilendiğini duyurmuştu.

Çocuğun yardımına CNN muhabiri koştu


Amerikan CNN televizyonunun ünlü sağlık muhabiri Sanjay Gupta depremin yerle bir ettiği Haiti'de enkazdan çıkarılan başından ağır yaralı bir kız çocuğunu ameliyat etti.
Adı açıklanmayan Haitili 12 yaşındaki çocuğun ilk ameliyatını Dr. Varl Vinson ve ekibi yaptı ancak ikinci ameliyat gerekti. Port Au Prince kıyısındaki ABD'ye ait Carl Vinson uçak gemisinde ve bölgede sinir cerrahı olmadığı için CNN'in Atlanta'daki merkezi arandı.
Merkez Port Au Prince'de bulunan Santaj Gupta'ya ulaştı. ABD'de bir hastanede görev yapan, CNN'nin sağlık muhabiri sinir cerrahı Gupta, helikopterle uçak gemisine getirildi. 40 yaşındaki Gupta, hem ameliyatı görüntüledi hem de eldivenlerini giyerek uçak gemisindeki cerrahlarla ameliyatı yaptı.
Gupta, çocuğun kurtarıldığını ve yardım etmekten gurur duyduğunu söylerken, CNN, çocuğun "USNS Comfort" hastane gemisine götürüleceğini ve ailesi bulunana dek burada kalacağını duyurdu.
ABD Başkanı Barack Obama, geçen yıl, Afganistan ve Irak'ta da hastaların yardımına koşan Gupta'ya sağlık dairesi başkanlığını teklif etmiş, ancak Gupta ailevi sebepleri ve kariyerini gerekçe göstererek teklifi kabul etmemişti.

Takviye barış gücü bekleniyor


BM Güvenlik Konseyi'nin, deprem felaketinin yaşandığı Haiti'ye takviye barış gücü gönderme kararı alması bekleniyor. BM'nin Haiti'de bugün itibariyle 7 bini asker ve 2 bini polis olmak üzere yaklaşık 9 bin barışı koruma görevlisi bulunuyor. Güvenlik Konseyinin takviye güç gönderme kararı alması halinde bu sayının 12 bin 500'in biraz üzerine çıkması bekleniyor.

Türk polisler Türkiye'ye dönecek


Bu arada, Başkent Port Au Prince'de Birleşmiş Milletler bünyesinde görev yapan 52 kişilik Türk polis gücünden, Ocak ayında süresi dolacak 13 polis memuru ile 5 polis eşi ve 6 çocuk, Türkiye'ye dönecek. Türkiye'ye dönecek polislerin yerine yeni polisler gönderilmeyecek.
Haiti'de kalacak görev süreleri devam eden 39 polisle ilgili kararın ise daha sonra verileceği bildirildi.
CNN Türk - 19.01.2010

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
22 Ocak 2010       Mesaj #1272
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Öğrenciler bugün karne alacak

Sponsorlu Bağlantılar
Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim öğrencileri bugün karne almaya hazırlanıyor. 2009-2010 eğitim-öğretim yılının, 24 Eylül 2009'da başlayan ilk yarısı bugün sona erecek.


Yaklaşık 15 milyon öğrenci karne alarak, iki haftalık tatile çıkacak.
Okulla bu yıl tanışan 1 milyon 307 bin ilköğretim öğrencisi de ilk karnelerini alacak.
2009-2010 eğitim öğretim yılının ikinci yarısı 8 Şubat Pazartesi günü başlayacak.
Eğitim öğretim yılı 18 Haziran Cuma günü tamamlanacak. İkinci dönem, ilköğretim ikinci kademe öğrencileri ile lise son sınıf öğrencileri için sınav heyecanıyla geçecek.

İlköğretim ikinci kademe öğrencileri Seviye Belirleme Sınavlarına (SBS) katılacak.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın sınav takvimine göre, SBS, ilköğretim 6. sınıf öğrencileri için 12 Haziran'da yapılacak.
İlköğretim 7. sınıf öğrencileri SBS'ye 6 Haziran'da, 8. sınıf öğrencileri ise 5 Haziran'da girecek.
İlköğretim 5. sınıf ile liselerin 9, 10 ve 11. sınıflarında okuyan öğrencilerin katıldığı Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (PYBS) 2 Mayıs'ta gerçekleştirilecek.

Lise son sınıf öğrencilerinin katılacağı üniversiteye giriş sınavlarının ilk aşaması olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) için 18 Ocak Pazartesi günü başlayan başvurular 12 Şubat'ta sona erecek.
YGS 11 Nisan'da yapılacak. Üniversiteye girişte ikinci aşama olan Lisans Yerleştirme Sınavları'nın (LYS) başvuru tarihi 3-14 Mayıs, LYS tarihleri de 19-20 Haziran ile 26-27 Haziran olarak belirlendi.

CNN Türk - 22.01.2010

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
22 Ocak 2010       Mesaj #1273
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Haiti'de 400 bin evsiz başka yere taşınacak

Haitili yetkililer, 12 Ocak'ta meydana gelen 7 büyüklüğündeki depremde evsiz kalanlardan 400 bininin başka yerlere taşınacağını bildirdi.


Devlet Başkanı Rene Preval'in personel şefi Fritz Longchamp, başkent Port-Au-Prince'in merkezindeki Mars kampı gibi geçici yerleşimlerde temizlik sorunları ve salgın tehlikesinden endişe ettiklerini bildirerek, kampların depremzedeleri barındırıcaka konumda olmadığını, evsizlerin daha uygun tesislerin bulunduğu bazı yerlere taşınacağını söyledi.
Longchamp, otobüslerin bir hafta-10 gün içinde, kamplar hazır olduktan sonra insanları başkentin dışına nakledeceğini ifade etti.

Merkezi İsviçre'nin Cenevre kentinde bulunan hükümetlerarası Uluslararası Göç Örgütü de Brezilyalı barış gücü askerlerinin halen Port-Au-Prince'in Croix des Bouquets banliyösünde zemin düzleştirme çalışmalarını sürdürdüğünü, çalışmaların bitmesinin ardından burada yeri bir çadır kent kurulacağını kaydetti.
12 Ocak depreminde evleri yıkılan yüzbinlerce insan başkent civarında 200'den fazla açık alanda konaklıyor. Şanslı olanlar ailelerine çadır sağlarken, insanların çoğu tropikal güneş
altında battaniyelerle sabahlıyor.

Yardımlar
Bu arada, Amerikalı aktör Leonardo Di Caprio, Haiti depremzedeleri için 1 milyon dolar bağışta bulundu. Aktörün, eski başkanlar Bill Clinton ve George Bush'un kurduğu vakfa Haiti'de kullanılmak üzere bağışta bulunduğu açıklandı. Bush da, yazılı açıklama yaparak, aktörü cömertliğinden dolayı tebrik etti.

CNN Türk - 22.01.2010
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
28 Ocak 2010       Mesaj #1274
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
İstanbul'da yeniden kar yağışı

Günlerdir soğuk hava koşullarının esiri olan İstanbul'da kar yağışı akşam saatlerinde yeniden başladı.


Avcılar, Halkalı, Bağcılar ve çevresinde gözlenen hafif kar yağışının ilerleyen saatlerde etkisini artırması, Anadolu yakasında da görülmesi bekleniyor.
Şişli, Mecidiyeköy ve Beşiktaş taraflarında ise kar etkisini daha fazla gösterdi.
Kar yağışının başlaması iş çıkış saatine denk gelince trafik durma noktasına geldi. Vatandaşlar kısa mesafelerde toplu taşıma araçlarından inip yürümeyi tercih etti.

Kadıköy'de de hafif kar yağışı görüldü. Yağışa karşı sokağa hazırlıklı çıkanlar şemsiyeleri ile yağıştan korunurken, hazırlıksız çıkanların hızlı adımlarla yürüdüğü görüldü.
Yağışın sabah saatlerinden itibaren kesileceği öngörülüyor.

CNN Türk
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
28 Ocak 2010       Mesaj #1275
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Sağlık Bakanlığı'ndan 4. Murat yöntemi!

Sağlık Bakanlığı'dan 4. Murat usulü sigara denetimi. Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seraceddin Çom, Ankara'da kafe, gazino ve kahvehaneleri müşteri kılığında gezdi. Sigara yasağına uyulup uyulmadığını kontrol etti. Genel Müdür Seraceddin Çom, sigara içilmeyen işyerlerinde mutlu olup keyifle çayını yudumladı, ama yasağa uymayan yerlerde yüzü değişti.


Sağlık Bakanlığı sigara yasağında kararlı, geri adım atmayı düşünmüyor.
Tersine, bundan sonra denetimler artıyor. Hem de eşine nadir rastlanan bir yöntemle. Tıpkı alkol ve tütünü yasaklayan padişah 4. Murat'ın yaptığı gibi, tebdili kıyafetle sigara denetimi dönemi başlıyor.

İşte o denetimlerin ilki.

Denetimi yapan, Bakanlık Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seraceddin Çom.
Özel otomobili, başında beresi, elinde tespihiyle müşteri kılığında Ankara'nın en işlek mekanlarını gezdi.
Bazısında çay içti, bazısında tavla oynadı. Ama aslında sigara içilip içilmediğini kontrol etti.
Kimi işletme çalışanları izin verdi sigara içmeye, kimileri ise "içeride yasak" dedi, cezayı hatırlatarak...

Seraceddin Çom, sigara yasağına ne oranda uyulup uyulmadığını yerinde gördü.
Sadece Saraceddin Çom değil. Bundan sonra Bakanlık ekipleri de, tıpkı Çom gibi, müşteri kılığında tüm Türkiye'de denetim yapacak. Yasağı ihlal eden işletmeye anında ceza kesilecek

CNN Türk - 28 Ocak 2010
e.said coskun - avatarı
e.said coskun
Ziyaretçi
29 Ocak 2010       Mesaj #1276
e.said coskun - avatarı
Ziyaretçi


Doğu Avrupa'daki bazı motosiklet kulübü üyelerine zarar vermek amacıyla yazıldığı tespit edilen ''Zimuse'' adlı solucan, hedefinin dışına taşarak hızla dünyadaki tüm bilgisayarları tehdit etmeye başladı.


Eset'ten yapılan açıklamaya göre, ''Win32/Zimuse.A'' ve ''Win32/Zimuse.B'' olmak üzere iki versiyonu bulunan bu solucan, tüm disklerin Master Boot Record üzerine kendi verisini yazıyor ve diskin üzerindeki veriye erişimi engelliyor. Bilgisayara bulaştıktan 7 veya 10 gün sonra aktive olan solucan, zeka (IQ) testi görünümünde ya da USB bellekler yoluyla yayılıyor.

Açıklamaya göre, Zimuse solucanı, Doğu Avrupa'daki bilgisayar tehditlerinin %90'ını oluşturur hale geldi. Burada da durmayan solucan ile ilgili son olarak tespit edilen en yüksek etkilenme oranı ise Amerika Birleşik Devletlerinde. Bunu Slovakya, Tayland, İspanya, İtalya, Çek Cumhuriyeti ve diğer Avrupa ülkeleri takip ediyor.

NASIL YAYILIYOR

Solucan yayılabilmek için iki yöntem kullanıyor. Kendi kendine açılabilir ZIP dosyası ya da IQ testi olarak legal internet sitelerinin içine gizleniyor ya da USB bellekler gibi çıkarılabilir medyalar aracılığı ile yayılıyor. Hızlı yayılımında USB aygıtların rolü büyük. Solucan diskin içerisindeki veriyi şifreleyerek erişimi engellemek gibi bir yaklaşım sergilemiyor, bunun yerine fiziksel diskin MBR;sini (Master Boot Record) bozarak dosyalara erişimi tamamen imkansız kılıyor.

Bu güne kadar solucanın iki versiyonu olan Win32/Zimuse.A ve Win32/Zimuse.B yayılım ve aktivasyon zamanlaması açısından farklı yollar izledi. A versiyonu USB ile dağılıp aktive olmak için 10 gün beklerken, B versiyonu bulaştıktan 7 gün sonra aktive oluyor. Dahası B varyantında zarar vermeye başlaması için geçen zaman da 40 günden 20 güne inmiş durumda.

Doğru temizleme yöntemi kullanılmaz ise solucan anında zarar vermeye başlıyor. ESET'e göre bu tamı tamına bir bombayı etkisiz hale getirebilmek için hangi kabloyu kesmeniz gerektiği gibi kritik bir karar.

Açıklamada, ''ESET NOD32 Antivirus ve ESET Smart Security kullanıcıları bu tehdide karşı korunuyor. ESET yine de kullanıcılarını herhangi bir aksilik olasılığına karşın, önemli verilerini yedeklemeleri konusunda uyarıyor'' denildi.

Eset ayrıca Zimuse Temizlere Aracını yayınladı. Program www.eset.eu/download/ezimuse-remover adresinden indirilebiliyor.
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
10 Şubat 2010       Mesaj #1277
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Türkiye'nin 'altın'daki serveti

Türkiye'nin altın üretimi son 5 yılda 3'e katlanarak 5 tondan 15 tona yükseldi. Geçen yıl üretilen 15 ton altının ortalama değeri ise 515 milyon doları buluyor.


Türkiye'de altın 2001 yılından itibaren üretilmeye başlandı. Bu tarihten itibaren yer altından çıkarılan altının miktarı her geçen yıl artış gösterdi.

2001 yılında 1,4 ton ile başlayanaltınüretimi, 2006 yılında 8 ton, 2007 yılında 10 ton, 2008 yılında 11 ton, 2009 yılında ise 15 ton oldu. Bu yılın sonunda üretilecek altın miktarının ise 20 tonu aşması bekleniyor.

Türkiye'de yer altında 6 bin 500 ton, yastık altında 5 bin ton altın olduğu tahmin edilirken, toplam 11 bin 500 tonluk bu altının değeri yaklaşık 400 milyar dolar olarak hesaplanıyor.

Uzmanlar, yer altındaki 6 bin 500 tonluk altın potansiyelinin ekonomiye kazandırılması için ise 2,5 milyar dolarlık arama yatırımı, 15 milyar dolarlık da işletme yatırımı yapılması gerektiğini belirtiyor.

Altın üretimi her geçen yıl artan Türkiye, 2006 yılından bu yana Avrupa ülkeleri arasında en büyük altın üreticisi konumunda bulunuyor. Dünyada altın talebi en yüksek ülkeler arasında Türkiye, 4. sırada yer alıyor. Altın Madencileri Derneği Genel Koordinatörü Muhterem Köse, Türkiye'de Bergama Ovacık, Gümüşhane Mastra ve Uşak Kışladağ olmak üzere 3 işletmede altın üretimi yapıldığını söyledi.

Türkiye'de maden arama ruhsatına sahip olan firma sayısının 40 bin civarında olduğunu, ancak ülke genelinde 30 büyük firmanın altın madeni arama çalışmasını sürdürdüğünü belirten Köse, bu firmaların geçen yıl altın aramak için yaklaşık 50 milyon dolar harcadığını kaydetti.

Geçen yıl dünyada altın aramaları için yaklaşık 5 milyar dolar harcandığını anlatan Köse, altın madenciliğinin mali açıdan riskli olduğunu, yıllarca süren arama faaliyeti sonucunda çoğu kez ekonomik ölçüde bir maden rezervi tespit edilemediğini kaydetti. Türkiye'de bulunan 6 bin 500 tonluk altın potansiyelinin ekonomiye kazandırılması için yaklaşık 2,5 milyar dolarlık arama yatırımı ve 15 milyar dolarlık da işletme yatırımı gerektiğini anlatan Köse, “Yılda 230-270 ton arasında altın ithal ediliyor. Bunun da parasal değeri yarattığı katma değeriyle birlikte 6-7 milyar dolar. Halbuki Türkiye, altın ihtiyacının tamamını kendi maden potansiyelinden karşılayabilir” dedi.

Altın madenciliğinin riskli ve uzun vadede sonuç alınabilecek bir yatırım olduğuna işaret eden Köse, madencilik sektöründeki yatırım ortamının uluslararası standartlara getirilmesi ve arama faaliyetlerinin teşvik edilmesi gerektiğini belirtti.

31 GRAM ALTIN, 80 KİLOMETRE UZUNLUĞUNDA TELE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİYOR
Dünyada yılda yaklaşık 2 bin 500 ton altın üretiliyor. Altın, M.Ö. 5000 yıllarından beri insanlar tarafından kullanılıyor. Dünyada bugüne kadar çıkarılan yaklaşık 145 bin ton altının yarıdan fazlası hükümetlerin ve merkez bankalarının elinde bulunuyor.

Saf haldeyken macun kadar yumuşak bir maden olan altın, bu özelliğinden dolayı kolayca biçimlendiriliyor. 31 gram ağırlığındaki bir altın, çekilerek 80 kilometre uzunluğunda tel haline getirilebiliyor. Ya da 10 gram ağırlığındaki bir altın dövülerek 12 metrekarelik bir alanı kaplayacak büyüklükte levha haline dönüştürülebiliyor.

Üstüne düşen kızılötesi ışınların yüzde 98'ini yansıtarak geri çevirebilme özelliği olan altın, ince levhalar şeklinde uzay elbiselerinin başlığındaki göz deliklerinde zararlı ışınlardan korunmayı sağlıyor. 0.15 mm kalınlığındaki altın tabakalar, radyasyon kalkanı olarak uzay mekiklerinde kullanılıyor. Herhangi bir telefonda 33 tane altınla kaplanmış elektrik bağlantısı bulunuyor.

1 TON DENİZ SUYUNDA 0,1-2 MİLİGRAM ALTIN BULUNUYOR
1 ton deniz suyunda 0,1-2 miligram altın bulunduğu, bu altının çıkarılması için herhangi bir yöntemin henüz geliştirilemediği belirtiliyor. Yerkürenin milyonda birini oluşturan altın, hiç bir zaman yüzde 100 saf olmuyor. Doğadaki en saf altın, binde 999,9 saflıkta bulunuyor. Dünya altın üretiminin yüzde 53'ü dört sanayileşmiş ülke Çin, Güney Afrika, ABD ve Avustralya'da yapılıyor. Türkiye dünya altın üretimi sıralamasında yer almadığı halde dünya altın talebinde 5. sıra bulunuyor.

Türkiye'nin 10 yılda ürettiği altın miktarı ile geçen yıl dünya altın üretimi ve tüketimindeki ilk 5 ülke ise şöyle:

YIL / MİKTAR (TON)
2001: 1.4
2002: 4.3
2003: 5.4
2004: 5
2005: 5
2006: 8
2007: 10
2008: 11
2009: 15

ÜRETİM (TON) / TÜKETİM (TON)
1. Çin 295 / Hindistan 773
2. G. Afrika 250 / Çin 689
3. ABD 230.3 / ABD 278
4. Avustralya 225.4 / Türkiye 249
5. Rusya 165.5 / S.Arabistan 129


volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
10 Şubat 2010       Mesaj #1278
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
8 milyon emekliye müjdeli haber


Kredi borcu yüzünden emekli maaşlarına haciz geliyordu ama artık bu uygulama kalkacak.

Emeklilerin yapması gereken ise şöyle:

Emekli maaşına artık kredi borcu yüzünden haciz konulamıyor. Fakat, haczi kaldırmak için itiraz etmek gerekiyor.

Emekli maaşlarına haciz konulmaması yönündeki yasal düzenlemelere karşın pek çok emekli, bu düzenlemeden haberdar olmadığından icra ve haciz kıskacıyla boğuşuyor. Maaşlarına haciz geldiğinde icra hakimliğine giderek karar aldıran az sayıdaki emekli maaşını hacizden kurtarırken, Türkiye genelinde maaşına haciz gelen SSK emeklisinin sayısı 80 bini buldu.

Benzer durum memur emeklileri için de geçerli. Hükümet, geçtiğimiz yıl, kredi kartı borçlarını yeniden yapılandırırken, kredi borçları nedeniyle emekli maaşlarına haciz getirilmesini önlemek amacıyla bir düzenleme yapmış ve Meclis'ten buna ilişkin yasa çıkmıştı. Ancak, çıkan yasaya rağmen hem SSK, hem de Emekli Sandığı'na bağlı emeklilerin maaşlarına haciz konulmaya devam edildiği ortaya çıktı. Üstelik, 2002 yılından bu yana maaşına haciz gelen emeklilerin sayısında önemli bir artış yaşandı. 2002'de, 2 binin altında SSK emeklisinin maaşına haciz gelirken, 2010 yılında, maaşı hacizli SSK emeklisinin sayısı 80 bine dayandı.

Bazı emeklilerin, evlerine haciz gelmemesi için özellikle 'maaşlarını' teminat olarak gösterdiği belirtilirken, en çok haciz getiren borçları, 'kredi kartı, araç ve ev kredisi' oluşturuyor. Emekli Sandığı'ndan emekli olanların maaşlarına da haciz geldiği, kurumun bu yönde bir veri tutmaması nedeniyle kaç emeklinin maaşında haciz olduğuna yönelik bir istatistik bulunmadığı öğrenildi. Ancak, memur emeklilerindeki hacizli sayısının da SSK emeklilerindeki ile paralellik gösterdiği ifade edildi.

KURTULMAK İÇİN İZLENECEK YOL
Türkiye'de 5 milyonu SSK, yaklaşık 3 milyonu da Emekli Sandığı ve Bağ-Kur'a bağlı olmak üzere toplam 8 milyon dolayında emekli bulunuyor. Meclis'ten çıkan 5510 sayılı yasanın 93. maddesi uyarınca emeklilerin maaşlarına haciz konulamıyor. Maaşlarına haciz konmasını istemeyen emeklilerin, yasayı dayanak göstererek, 'İcra Hakimliği'ne başvurup, karar aldırmaları gerekiyor. İcra Hakimliği'nden aldığı kararı icra dairesine götürüp 'muvafakat etmiyorum' diye beyanda bulunması gerekiyor. İcra dairesinden aldığı 'muvafakat' belgesini SSK'ya götürerek maaşına gelen hacizi kaldırtabiliyor.


(ekolay)

volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
10 Şubat 2010       Mesaj #1279
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Yolcu dolu İETT otobüsüne molotoflu saldırı!


İstanbul Maltepe'de içinde yolcuların bulunduğu İETT otobüsüne yüzleri maskeli kişilerce molotof kokteyli atıldı. 2009'da yaşanan ve 17 yaşındaki Serap Eser'i ölüme götüren saldırının benzerinin yaşandığı olayda 15 yolcu, sürücünün açtığı kapıdan kendilerini dışarı atarak yanmaktan kurtuldu.

Kadıköy-Gülsuyu seferini yapan İETT otobüsü, (09.02.2010) saat 21.30 sıralarında, Gülensu Mahallesi Mesut Caddesi'nde bir grup tarafından zorla durduruldu. Gruptan bir kişi elindeki molotof kokteyllini otobüsün ön camına fırlattı.

Bu sırada otobüs şoförü kapıları açarak yolcuların inmesini sağladı. Saldıganlar bir süre slogan attıktan sonra olay yerinden kaçtı.

Otobüste çıkan yangına ilk müdahaleyi vatandaşlar yaptı. Mahalle sakinleri evlerinden doldurdukları kovalarla otobüse su atarak yangını söndürmeye çalıştı. Olay yerine sevk edilen itfaiye ekiplerinin çalışması ile yangın tamamen söndürülürken otobüs kullanılamaz hale geldi.

MOLOTOFLU SALDIRININ ŞEKLİ AYNI
Olay sonrası konuşan otobüs sürücüsü yolcu indirmek üzereyken 5 kişinin molotoflar ile saldırdığını, 15 yolcunu da açtığı kaqıdan kendilerini dışarı atarak kurtardıklarını söyledi.

Benzeri 8 Kasım 2009'de Küçükçekmece Kanarya Mahallesi'nde gerçekleşen olayda otobüs içine düşen molotof kokteyli ile yanarak ağır yaralanan 17 yaşındaki Serap Eser hastanede hayatını kaybetmişti. Olayda Maltepe7deki saldırıda olduğu gibi, otobüs durakta yolcu indirmek üzereyken saldırı gerçekleşmişti.

Polis, saldırganları yakalamak için çalışma başlattı.

iett 10129 460 2644 334
(ekolay)
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
10 Şubat 2010       Mesaj #1280
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Kar fırtınası Washington'u böyle değiştirdi

GeoEye'ın yayımladığı Washington D.C'ye ait bu uydu fotoğrafı bir anda ABD başkentinin nasıl değiştiğini gösteriyor. 4 ve 8 Şubat gününe ait fotoğraflarda tipi öncesi ve sonrası gösteriliyor. Beyazlar içinde kalan şehirde her şey yağışın ardından felç olmuştu.


fileashxe

CNN Türk - 10.02.2010

Benzer Konular

28 Ekim 2016 / ThinkerBeLL İletişim Bilimleri
20 Ekim 2015 / Jumong Genel Mesajlar
24 Ekim 2008 / CrasHofCinneT Bilgisayar
18 Kasım 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük
21 Şubat 2010 / ThinkerBeLL Bilim ww