Arama

Medya Haber - Sayfa 129

Güncelleme: 13 Ekim 2017 Gösterim: 661.794 Cevap: 1.864
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
11 Şubat 2010       Mesaj #1281
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Kadın kadına talip oldu

Sponsorlu Bağlantılar

Sabah Gazetesi yazarı Yüksel Aytuğ, evlilik programlarında bugüne kadar yaşanan en ilginç olayı köşesinde anlattı. Esra Erol'un programına telefonla katılan kadın, stüdyoda kendilerine eş arayan kadınlara talip oldu.

Yaşananları Yüksel Aytuğ şu satırlarla anlatı:

"Ve sonunda bu da oldu. İzdivaç programına telefonla katılan bir kadın, stüdyoya evlenmek için gelen kadınlara talip oldu... İzleyenlerin ağzını bir karış açık bırakan olay önceki gün atv ekranlarında yaşandı. Esra Erol her zamanki gibi stüdyoda talipleri ağırlıyor, zaman zaman da telefon bağlantıları yaparak, kendine eş arayan Serdar Bey'in taliplerini çeşitlendiriyordu. Telefon bağlantısı ile canlı yayına katılan Eda Şan adlı kadın önce Erol'a ve programına övgüler yağdırdı. Herkes, Eda Hanım'ın, diğerleri gibi Serdar Bey'e talip olduğunu sandı. Telefondaki kadın daha sonra "Hollanda'da evlendim. Ailemin onaylamadığı bir evlilikti. Bu nedenle bir yıl evli kaldım ve boşandım. Şimdi kendime yeni eş arıyorum" dedi. Esra Erol bu klasik konuşmanın ardından "Nasıl birini arıyorsunuz?" diye sorunca film koptu.

Eda Hanım, "Ben Hollanda'da bir kadınla evlendim. Hollanda'da evim var. Maddi durumum da iyi. Oradaki bayanlardan beni anlayacak biriyle evlenmek, beraber yaşamak istiyorum" deyince başta sunucu Esra Erol olmak üzere stüdyodaki herkes dondu, kaldı. Sunucu Erol, ilk şoku atlatır atlatmaz, "Haydi git başka programlara" diyerek, sesi yayından aldırdı ve kameraya dönüp, izleyicilerle dertleşmeye başladı. "Bu hanım şov yapmak istedi. Biz de buna istemeden alet olduk. Çeşit çeşit insan var. Kimsenin cinsel tercihi bizi ilgilendirmiyor ama bu sadece şov amaçlı. İyi de Serdar Bey'i niye kullandı?" diyerek üzüntüsünü dile getirdi.

Sinirlerine hakim olmakta güçlük çektiği gözlenen Erol konuşmasını şöyle sürdürdü: "İyi oldu be, renk geldi programa... Hep birlikte güldük, eğlendik. Aslında söyleyecek çok söz var ama terbiyem müsaade etmiyor... Ama ben o telefon numarasını bulurum. Arayan kişinin de canını yakarım..." Bu aralar canlı yayınları telefonla sabote etmek pek bir moda... Sanırım bu da "kafa bulmak isteyen" birinin benzer bir girişimiydi. Yoksa değil mi?.. Yoksa bir "ihtiyacın" tezahürü mü? İster misiniz bir yapımcı çıkıp, lezbiyenler için "Lezb-i İzdivaç" programı ekrana sürsün?" counthighlightashx?t1265841540374&ampids28709824631101219292870982463610004729287098245231000312928709824633102160292870982463210026529

esraerol200 4823 334

volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
11 Şubat 2010       Mesaj #1282
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Münevver'in kardeşi Garipoğlu'na saldırdı

Sponsorlu Bağlantılar
Sevgilisi Münevver Karabulut'un kafasını kesip parçaladıktan sonra cesedini Etiler'de çöp konteynerine bırakan Cem Garipoğlu'nun yargılanmasına başlandı. Duruşmada, Karabulut'un kardeşi İbrahim Enver Karabulut, Cem Garipoğlu'na içi çamaşır suyu ve tuz ruhu dolu şırınga fırlattı. Gözaltına alınan Karabulut daha sonra serbest bırakıldı. Mahkeme Cem Garipoğlu ile diğer 6 şüpheli hakkında açılan davaların birleştirilmesini kararlaştırdı.

Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan Cem Garipoğlu, gri kot pantolon ve beyaz gömlek üzerinde siyah kazak giydiği görüldü. Duruşmaya Münevver Karabulut'un annesi Nagehan, babası Süreyya ve kardeşi Enver Karabulut şikayetçi olarak katıldı. Duruşmayı CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal da izledi.

İlk olarak Cem Garipoğlu'nun kimlik tespiti yapıldı. Lise öğrencisi olduğunu ve sabıkası bulunmadığı ifade eden Garipoğlu, gelirinin olmadığını söyledi.

Enver Karabulut şırınga fırlattı
Ardından Cumhuriyet savcısı iddianameye özetleyerek okudu. Daha sonra Cem Garipoğlu savunmasına başladı. Garipoğlu, 'Erkekliğime hakaret etti' dediği sırada sinirlenen Enver Karabulut içinde sıvı bulunan şırıngayı Cem Garipoğlu'na doğru fırlattı. Ancak şırınga Garipoğlu'na isabet etmedi. Bu sırada Enver Karabulut, "Seni öldüreceğim" diye bağırdı. Duvara çarpan şırıngadaki beyaz sıvı 3 gazetecinin üzerine sıçradı. Salonda panik yaşanmasına neden sıvının içinde bulunduğu şırınga incelenmek üzere polis tarafından götürüldü.
Hakim, Cem Garipoğlu ve Enver Karabulut'u farklı kapılardan dışarı çıkarttırdı. Enver Karabulut gözaltına alınırken, mahkeme başkanı, olup bitenleri tutağana geçirdi.

Bu sırada söz alan Süreyya Karabulut'un avukatı Rezan Epözdemir, Enver Karabulut'un böyle bir şey yapacağını bilmediğini belirterek yemin etti. Daha sonra salona alınan Garipoğlu ifadesine devam etti.

'Sen nasıl erkeksin' dedi
Garipoğlu olay gününü şöyle anlattı: "Ben olaydan 1 yıl önce Bebek'te tesadüfen Münevver Karabulut ile tanıştım. 5 ay sonra da sevgili olduk. Hatta Münevver ile sevgiliyken Enver ile tanıştık. Münevver 7-8 kez evimize geldi. Münevver'i annem ile de tanıştırdım. Olaydan birkaç gün önce bize gelmişti, tartıştık. Bana hakaret etmeye başladı. Erkekliğime hakaret etti. 'Sen nasıl erkeksin' dedi. Olay tarihinde Münevver'in okuluna gittim. Birlikte karar alıp bize geldik. Bizde kimse yoktu. Arka bahçeden içeriye girdik. İki sevgili gibi öpüştük sarıldık. O sırada Münevver lavaboya gitti. Masanın üzerinde bulunan telefonunu karıştırdım, mesajlara baktım. Sevgilim, canım yazılı mesajları gördüm. Mesajların ne olduğunu sordum. Münevver de "Ben seni seviyorum. Bu mesajın önemi yok" dedi.

Münevver'in bu umursamaz tavrı beni çok kızdırdı. Israrlarla mesajların kimden geldiğini sordum. 'Sen benim babam mısın soruyor sun' dedi. Tartışma çıktı. Münevver'i çok sevdiğim için deliye döndüm. Cinnet mi geçirdim hatırlamıyorum, kendime geldiğimde Münevver'i ölü buldum. Masanın üzerindeki bıçakla vücuduna vurduğumu tahmin ediyorum. Münevver'i cansız görünce kendimi de öldürmek istedim. Ancak yapamadım.

Telaşla cesetten kurtulmaya çalıştım. Evdeki bir bavulu aldım. Münevver'i cesedini bavula sığdırmaya çalıştım. Sığmayınca evden koşarak nalbura gittim. Testere aldım. Tekrar eve gelip önce başını kestim, sonra gitar kutusuna koydum. Cesedi de bavula yerleştirdim. Daha sonra korsan taksiyle evden ayrıldım. Evden ayrılmadan da önce kirli çamaşır sepetinde bulunan çamaşırlarla yerdeki kanları temizledim. Arabaya bindim ve Etiler'e geldim. Bagajdan bavul ve gitar kutusunu indirdim ve çöp konteynerina attım. Bilinçsizce ne yaptığığımı bilmeden alışveriş merkezine geldiğimi anladım. Sonra Bahçeşehir'deki evimize gittim. Evde annem, kızkardeşim ve kızkardeşimin öğretmeni vardı. Annem çamaşır sepetindeki kanları görmüş olacak ki 'ne oldu' diye sordu. Ben de cevap vermeyerek soruyu geçiştirdim. Daha sonra eve babam geldi. Annem babama birşeyler anlatmış olacak ki ne olduğuna dair sorular sordu. Dışarı çıkmak istediğimi söyledim. Babamla Beylikdüzü'ndeki şirket lojmanlarına geldik.

Suçu tek başıma işledim, pişmanım
Yanımızda kimse yoktu. Babam bana ne olduğunu sordu, beni sıkıştırdı. Ben de, kız arkadaşım Münevver'in eve geldiği, içtiğimizi ve onu kazayla ittiğim sırada kafasının masaya çaptığını söyledim. Evdeki kanın bu şekilde oluştuğunu söyledim. Babam da bana 'Münevver'i ara durumunu sor' dedi. Babamdan gerçeği gizledim. Şirket çalışanları Mehmet Karakayalı ve Habip Kurt'un bulunduğu lojmana geldik. Babam beni burada bıraktı ve gitti. Mehmet Karakayalı, bana soru sormaya başladı. Ben de babamla tartıştığımı söyledim. Bir süre sonra lojmana çıktım. Babam sonra geri geldi. Bahçeşehir'de bulunan bir kafeye gitmek istediğimi söyledim.

Babam beni kafede bıraktı. Bir süre kafede tek başıma oturdum. Sonra hatırlamadığım bir şahıs geldi yanıma, uzun boyluydu. Beni tanıdığını düşündüm ve arabaya bindim. Bu kişille birlikte bilmediğim bir yere gittik. 6 saat yolculuk yaptık. 7 ay boyunca tek başıma bir evde kaldım, tanımadığım bir kişi 10 günde bir gelip yiyecek bırakıyordu. Saklandığım sırada ailemden kimseyle görüşmedim. 7 ay sonunda bir kişi eve geldi ve beni teslim edeceğini söyledi. Olup bitenleri televizyondan izliyordum. Ben bu kişiye, teslim olacağımı söyledim. Bu kişiyle birlikte yolculak yaptık. Daha sonra yol kenarıda beni bıraktı ve birazdan gelecek araca bin dedi. O araca bindim. Araçta avukat Aytekin Kaya vardı. Avukat bana büfeden yiyecek aldı. Daha sonra gelip polisler beni aldı. Pişmanım, böyle bir suş işlemek istemezdim. Keşke onun yerine ben ölseydim. Keşke onu geri getirmek mümkün olsaydı. Ailesi için zor bir durum. Benim yüzünden kızları öldü. Kendi ailem için de üzgünüm. Oğulları katil oldu. Suçu tek başıma işledim. Pişmanım.

Bu arada Garipoğlu ifade verirken sesinin titrediği görüldü. Duruşmaya devam ediliyor.

Enver Karabulut serbest bırakıldı
Duruşma salonunda Cem Garipoğlu'na şırınga fırlatınca gözaltına alınan Münevver Karabulut'un kardeşi Enver Karabulut sağlık kontrolünde geçirildi. Enver Karabulut, adliyeden çıkarıldıktan sonra Bakırköy Çocuk Şube Büro Amirliği'ne götürüldü. Enver Karabulut, buradaki işlemlerinin ardından sağlık kontrolü için Bakırköy Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Karabulut hastaneden çıkarılırken gazetecilerin sorularını yanıtsız bıraktı. Enver Karabulut daha sonra tekrar Bakırköy Çocuk Şube Büro Amirliği'ne götürüldü. Bu arada hastane önünde bekleyen bir yakını, "Benim hiçbir şeyden haberim yok" dedi. Enver Karabulut'un, şırınganın içinde tuz ruhu ve çamaşır suyu bulunduğunu söylediği öğrenildi. Karabulut daha sonra serbest bırakıldı.

Davalar birleştirildi
Öte yandan, mahkeme Münevver Karabulut'un öldürülmesine ilişkin yargılanan Cem Garipoğlu ile diğer 6 şüpheli hakkında açılan davaların birleştirilmesini kararlaştırdı.

Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Cem Garipoğlu'nun savunmasını tamamladığı ilk duruşmanın sonunda, bu dava dosyasının, Garipoğlu'nun anne ve babasının da aralarında bulunduğu 6 sanık hakkında Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava dosyasıyla hukuki ve fiili bağlantısı bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesine karar verdi.

Bu karar ile Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili dava, bundan sonra Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.

Protestolar
Adliye önüne gelen ve kendilerini, "Emekçi Hareket Partili kadınlar" olarak nitelendiren grup, "Münevver Karabulut katledildi, tüm kadın cinayetlerinin hesabını soracağız" şeklindeki pankart açarak Cem Garipoğlu aleyhinde sloganlar attı.

Grup adına basın mensuplarına açıklama yapan Belce Metin, Cem Garipoğlu'nun cinayeti tasarlayarak, canavarca bir hisle ve ailesinin de katkılarıyla gerçekleştirdiğini öne sürdü.

Ellerinde Münevver Karabulut'un fotoğrafları ile dövizler bulunan Karabulut'un arkadaşları ile bazı vatandaşlar da adliye önünde protesto gösterisi düzenledi. Gösteriler sırasında polisin adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemleri aldığı görüldü.

(ekolay)

Son düzenleyen volture; 11 Şubat 2010 16:03 Sebep: ıhım
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
11 Şubat 2010       Mesaj #1283
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
İşte ilk insanın tasviri 'Inuk'


Bilimadamları, 4 bin yıl öncesine ait bir insan saçından yola çıkarak ilk insanların neye benzediğini saptadı. Bilim adamları bu saptamalara dayanarak ilk insanın resmini çizdi.

BBC'nin ünlü Nature dergisinden aldığı habere göre, Kopenhag Üniversitesi bilimadamları Grönland'ta bulunan ve 4 bin yıl öncesine ait olduğu belirlenen bir insan saçının analizini yaptı.

Bugüne kadar bulunan en eski insana ait olduğu açıklanan gen üzerinde yapılan analiz, ilk insanın kahverengi gözlü ve uzun saçlı olduğunu ortaya çıkardı. Ayrıca incelenen genin sahibinin saçlarının dökülmek üzere olduğu saptandı.

Araştırmayı yürüten Kopenhag Üniversitesi ekibinden Prof. Eske Willerslev, saç analizi yapılan insanın Sibirya'dan geldiğini açıkladı. Ekip, DNA örneğinin sahibine, Grönland dilinde “insan" anlamına gelen “Inuk" adını verdi.

Prof. Willerslev, Inuk'un kalıntılarının Grönland'ta bulunmuş olmasına karşın, bugünkü Grönlandlıların doğrudan atası olmadığını bildirdi. Araştırmalar, Inuk'un “Sakkak" kültüründen geldiğini ortaya çıkardı.

Araştırma, Inuk'un metabolizmasının soğuk iklim koşullarında yaşayacak şekilde değişim geçirdiğini ortaya çıkardı.

Prof. Willerslev'e göre arkeolojik kalıntılar, gen sahibinin ait olduğu Sakkakların fok ve deniz kuşu avlayarak beslendiğini ve soğuk iklime rağmen ince çadırlarda yaşadıklarını gösterdi.

DNA analizlerinden Inuk'un ön dişlerinin kürek şeklinde olduğu sonucuna varıldı. Ayrıca bulunan kulak kirinden yola çıkan bilimadamları, Inuk'un kulak enfeksiyonu geçirmiş olabileceğini belirledi.

Genç yaşta öldüğü sanılan Inuk'un, kalın saçlarına rağmen kelleşmek üzere olduğu da bilim adamları tarafından saptandı.
inuk 11210 ic 0636 334

(cnnturk.com)

volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
11 Şubat 2010       Mesaj #1284
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Metrobüs'te yeni dönem


Yeni metrobüs tarifesiyle artık gittiğiniz durak kadar para ödeyeceksiniz.


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Metrobüs zammının geri alınmasıyla ilgili olarak, ''Bizim metrobüste yaptığımız bir zam değildi, bunu anlatamadık. Yargı, bunun yüzde 33'e varan bir zam niteliği taşıdığı değerlendirmesi yaptı ve böyle bir karar verdi. Biz de karara uymak zorundayız'' dedi.

Kadir Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile İstanbul Ticaret Odası arasında 15 tarihi çeşmenin restorasyon ve bakımına ilişkin protokol imza törenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin metrobüs zammının geri alınmasıyla ilgili sorusu üzerine Topbaş, şunları söyledi:

''Toplu taşıma araçlarını kullananlar, ulaşımdaki giderlerin daha az olmasını arzu ediyorlar. Bu onların doğal talepleridir. Ulaşımı halkımıza en konforlu hale getirmek ve mümkün mertebe ucuz yapmak da bizim görevimiz. Ancak bizim Metrobüste yaptığımız bir zam değildi, bunu anlatamadık. Metrobüs hattının uzunluğunun toplamında 3 veya 4 biletle seyahat edilen hattın tek hatta indirilmesiydi. Türkiye'de bu uzunlukta olmayan illerde bile, buna yakın mesafelerde daha fazla ücretlerle hizmet verildiğini biliyoruz. 3 biletin, 4 biletin yerine tek bilet tabii ki burada çok adil de değil. Ancak yargı bunun yüzde 33'e varan bir zam niteliği taşıdığı değerlendirmesi yaptı ve böyle bir karar verdi. Biz de karara uymak zorundayız. Metrobüs ilk devreye ********uzda ücretsiz, daha sonra yüzde 50 bilet uygulaması, sonra tek bilete geçmiştik. 42 kilometre uzunluğundaki Avcılar-Kadıköy hattını tek biletle sürdürürken bunu 2 lira yapmıştık ama değerlendirilmesi böle yapıldı.''

''BİNDİĞİN KADAR BEDEL ÖDEME SİSTEMİ''
Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, farklı bir uygulamanın çalışmalarını başlattıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

''Bu uygulama belki dünyada ilk kez olacak. 'Bindiğin kadar bedel ödeme sistemi' getiriyoruz. Bir düzenleme yapıyoruz, Mart ayı sonuna kadar hedef koyduk. Arkadaşlarımız bunun yazılım programlarını hazırlıyorlar. Belli bir mesafe gidildikten sonra her durak için artı ücret ödeme suretiyle ulaşım sağlanacak. Bu da kısa mesafe gidenlerin uzun mesafe bedeli ödememesi anlamına gelmektedir. Bu da çok adil bir sürecin başlaması anlamına geliyor.''

ARABALI VAPURLARA YAPILAN ZAM
Bir gazetecinin Sirkeci-Harem arabalı vapur geçiş ücretlerine zam yapılmasıyla ilgili sorusun üzerine de Topbaş, bu hatta göreve geldiklerinde günlük 4 bin olan araç geçiş sayısının bugün 12 bini geçtiğini ve 15 bini zorladığını söyledi.

Kadir Topbaş, iki yıldan beri bu hatta araçlara zam yapılmadığını vurgulayarak, ''Burada zam, yolcu biletlerinde değil. Araçlarda 5 lira olan ücret 6 lira, motosiklette 2,5 lira olan ücret 3 lira oldu. Bu da, akaryakıt ve diğer zamanların getirdiği bir sonuç'' diye konuştu.

''ÖMERLİ'DE BARAJ KAPAĞI AÇMADIK''
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, bir basın mensubunun Ömerli'deki su taşkınlarına ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi:

''Burada bir yanlış değerlendirme var. Ömerli'de baraj kapağı açmadık. Ömerli'nin zaten savak kapakları yok. Kendi normal taşışı ile ortaya çıkan bir durum. Büyükçekmece Gölü'nde olduğu gibi bazı bölgelerde de savaklarımız var. Tabii onları dengeleme adına kullanmaktayız. Önümüzdeki günlerde ayın 26'sına kadar bir yağıştan bahsediyor meteoroloji ama çok ciddi rahatsız edeci bir durum olmayacağı söyleniyor. Belediye olarak dere ıslah çalışmalarımızı DSİ ile birlikte sürdürüyoruz. Baraj noktalarındaki bölgelerin de mümkün mertebe etkilenmemesi konusunda çalışmalarımız sürüyor. Bir gerçek var ki o da arazinin değerleri dikkate alınmadan geçmişte yerleşim yerleri oluşturulmuş. Bunun getirdiği mahsurları maalesef beraberce izlemekteyiz.''

Kadir Topbaş, İzmir ve Antalya'da olumsuz hava koşulları nedeniyle yaşananlardan dolayı hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına da baş sağlığı diledi.

''İSTANBUL'DA SU PROBLEMİ YOK''
İstanbul'daki barajların doluluk oranının son 15-20 yılın en iyi seviyesinde olduğunu ifade eden Topbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''İstanbul'da su problemi yok. Barajlar çok iyi bir seviyede, doluluk oranında. Bu da bizim su problemi yaşamayacağımız anlamına geliyor bu yıl için ve inşallah önümüzdeki yıl için. Barajlarımız dolu ama yine tasarruf yapalım. Bir basın organında 'Barajlar dolu olduğuna göre su fiyatları niye düşmüyor?' diye bir mantık ileriye sürenler oldu. Suyun bize maliyetinin yüzde 80'i enerji, pompaj, elektrik enerjisi. Bu bakımdan doğal kaynakların dikkatli kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Melen'den ikinci hat çalışmamız var. Bunun getirisi artık İstanbul'da bir tedirginliği ortadan kaldıracaktır. Ancak yine de su, doğal gaz ve elektriğin tasarruflu kullanımına dikkat etmeliyiz.''

BÜYÜKÇEKMECE GÖLÜ ÇEVRESİNDEKİ YIKIMLAR
Büyükçekmece Gölü çevresinde yapılan yıkımlara da değinen Kadir Topbaş, şöyle davam etti:

''Bazı yapıları yıkmak zorunda kaldık ama bu basına 'Kültür merkezlerini veya halkın kullanım alanları yıkılıyor' diye yansıdı. Özellikle DSİ'nin bize verdiği raporlarda olası ciddi yağmurlarla Büyükçekmece'nin taşkın vermesi halinde suların 2 metreye kadar yükselmesi ihtimalinden bahsedildi. Biz o su yükselme noktasına gelen yerlerde bunu yapmak zorundaydık. Nitekim bunu şu an görmekteyiz. Büyükçekmece'de şu an doluluk oranı çok yüksek. Böyle ciddi bir yağış alırsa, bu tehlikeyi taşıdığı anlamına gelmektedir. Biz burada, kalkıp farklı bir anlayış, farklı bir yönetim tarzı uygulama imkanımız yok. Doğru olan burada gelecekte can ve mal kaybına mahal verecek birtakım argümanları ortadan kaldırmaktır. Yoksa kast-ı mahsusamız yok. Büyükçekmece'de yıkımı kararlaştırılmış, ama yargı tarafından durdurulan birkaç yapı var. Bu yerlerin de böyle bir taşkının altında kalma olasılığı taşıdığını DSİ raporlarıyla bize ikaz edildiği için bu kararı aldık.'


volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
12 Şubat 2010       Mesaj #1285
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
TEKEL işçileri açlık grevini bıraktı


Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm imkânları kullandıklarını ifade ettiğini söyleyerek, “Başbakan Erdoğan TEKEL işçileri ay sonuna kadar 4-C’ye geçsin dedi” şeklinde konuştu.

Tekel işçilerinin bağlı bulunduğu Tekgıda-İş, açlık grevinin yedinci gününde açlık grevinin bitirilmesi kararı aldı.

Açlık grevindeki Tekel işçilerinin sağlık kontrolünü yapan Türk Tabipleri Birliği heyeti açlık grevi kararının tekrar gözden geçirilmesini tavsiye etti. Konuyla ilgili açıklama yapan Mustafa Türker ise açlık grevine son verdiklerini fakat eylemlerine aynı kararlılıkla devam ettiklerini açıkladı.

Türk-iş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Tekel işçilerinin durumuyla ilgili olarak yaptıkları görüşmede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, “4/C konusunda şu anda yapılabilecek başka bir şeyin olmadığını ifade ettiğini” söyledi.

Başbakan Erdoğan, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Tevrul Kavlak'ı Başbakanlık Yeni Bina'da kabul etti.

Kumlu, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan'a Tekel işçileriyle ilgili sıkıntıları tekrar anlattıklarını söyledi.

İşçilerin bir an önce evlerine dönmelerini sağlamak istediklerini ilettiklerini belirten Kumlu, başından beri Tekel işçilerinin işçi statüsünde başka kamu kurumlarına geçirilmesini talep ettiklerini anımsattı.

Başbakan Erdoğan'ın işçilerin eylemi sürdürmelerini kendilerinin de istemediğini ifade ettiğini belirten Kumlu, şöyle devam etti:

“Bununla ilgili Başbakan, 'yapabileceğimiz tüm imkanları kullanarak zaten 4/C 4/C'likten çıktı, ücretlerini iyileştirdik, süresini uzattık, kıdem tazminatını verdik, yeni haklar getirdik' dedi. Bunun dışında hükümet olarak yapacakları bir şey olmadığını ifade etti. Durum bu.”

Gazetecilerin soruları üzerine, yapılan iyileştirmelerle 4/C'nin gerçekten 4/C'likten çıktığını ancak kendilerinin başından beri işçi statüsü konusunda ısrarcı olduklarını, sıkıntının da bundan kaynaklandığını belirten Kumlu, “Sayın Başbakan, şu anda bununla ilgili yapılabilecek başka bir şeyin olmadığını ifade ettiler” dedi.

Kumlu, bundan sonra ne olacağının sorulması üzerine “Oturup değerlendireceğiz” diye konuştu. Açlık grevine devam eden işçiler bulunduğunu anımsatan Kumlu, yeni bir değerlendirme yapacaklarını bildirdi.

Mustafa Kumlu, “Sayın Başbakan 'bu arkadaşları bu soğukta, karda kışta gönderin' diyor. 'Ayın sonuna kadar bunlar 4/C'ye müracaat etsinler' diyor” dedi.

YAZICI: "İŞÇİLER 30 GÜNLÜK SÜREDE 4/C İÇİN BAŞVURMALARI KENDİ YARARLARINA OLUR"
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, daha önce TEKEL işçilerinin çalışma koşulları, ücret, yıllık kullanılan izin ve emekli olmaları halinde tazminat alabilmelerine ilişkin yapılan iyileştirmeleri tekrarladıklarını belirterek, "Arkadaşlar 4/C'de yaptığımız bu iyileştirmeleri dikkate alarak yasada öngörülen 30 günlük sürede başvurmalarının kendi yararlarına olduğunun altı çizildi" dedi.

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, daha önce TEKEL işçilerinin çalışma koşulları, ücret, yıllık kullanılan izin ve emekli olmaları halinde tazminat alabilmelerine ilişkin yapılan iyileştirmeleri tekrarladıklarını belirterek, "Arkadaşlar 4/C'de yaptığımız bu iyileştirmeleri dikkate alarak yasada öngörülen 30 günlük sürede başvurmalarının kendi yararlarına olduğunun altı çizildi" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu görüşmesinin ardından bir açıklama da Devlet Bakanı Yazıcı yaptı. Yazıcı bugüne kadar 740 civarında 4/C'den yararlanmak üzere başvuru olduğunu söyleyerek, 400 kişinin yerleştirildiğini bildirdi. Yazıcı sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halen ikamet ettikleri yerlerdeki kamu kuruluşlarına imkân olmaması halinde civar illerdeki kamu kuruluşlarına yerleştirilmelerini sağlıyoruz. 4/C'de yaptığımız iyileştirme, daha önce çalışmayı arzu ettikleri 4/B'ye çok yaklaşmış durumda. Sadece 4/C'yle 4/B arasında b ile c arasındaki fark kadar fark var. Tavsiyemiz bu karda, kışta, soğukta daha fazla eylem ortaya koymadan bir an önce haklarını kullanmak suretiyle daha iyi çalışabilecekleri yerlerde atamalarının yapılabilmesi için bir an önce başvuruda bulunmalarıdır. Bunun altı çizildi."

Açıklamasının ardından gazetecilerin "Ya eylem devam ederse sorusu üzerin Yazıcı, "İnşallah etmez. Arkadaşlarımız da yapılan iyileştirmeleri tamamen özgürce, hiçbir etki altında kalmadan, serin kanlıca, bir kez daha öncelikle kendi ailelerinin, ülkenin şartlarını, kendilerine verileni, hükümetin onlara bu şefkatlice yaklaşımını dikkate alarak bir kez daha değerlendirmeleri halinde kendileri için daha yararlı pozisyonların oluşmasına yol açacak duruma geleceklerdir" dedi.

Yazıcı soru üzerine "eylem bitmesin diye arzu eden" hiçkimsenin olamayacağının altını çizerek, işçilerinde bu eylemin bitmesini istediğini ifade etti. Yazıcı, işçilere 4/C konusunda bilgilendirme eksikliği ve bilgi kirliliği olduğunu kaydetti. Yazıcı şunları söyledi:

"İşçilerin verileri bir kez daha muhasebe etmeleri durumunda kendi kendilerine hem bizleri rahatsız eden bu eyleme son verecekleri inancındayım."

Bir gazetecinin "Ay sonuna kadar imzalamazlarsa ne olur" sorusu üzerine Yazıcı, "1 aylık süre hak düşürücü süredir. Yani 1 aylık süre içinde 4/C statüsünde çalışacağım diye bir irade beyan etmezlerse, bir daha bu statüde çalışma hakkını bulamaz. O hakkı kaybeder" diye konuştu.


(ekolay)

_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
12 Şubat 2010       Mesaj #1286
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
'Kocana sahip çık, öldürecekler'
ozgu namal 11021 0131 334

Kanal D'deki 'Hanımın Çiftliği'nin 'Muzaffer Bey'i (Mehmet Aslantuğ) 26'ncı bölümde diziye veda edecek. Senaryo gereği öldürülecek.

'Muzaffer Bey’in eşi ‘Güllü’yü canlandıran Özgü Namal, “Ne zaman Adana çarşısında dolaşsam, kadınlar önümü kesiyor. ‘Muzaffer Bey’i evden çıkartma. Çok düşmanı var öldürecekler. Kocana sahip çık” diye uyarıyorlar” diye konuştu
ekolay
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
12 Şubat 2010       Mesaj #1287
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Cengiz Elbeye öldü
trans
cengiz elbeye ic1 1104 334
Beyin tümörü nedeniyle Antalya'daki özel bir hastanede tedavi gören Kırkpınar başpehlivanlarından Cengiz Elbeye öldü.

Kırkpınar başpehlivanlarından Antalyalı güreşçi Cengiz Elbeye, beyin tümörü nedeniyle uzun süredir özel bir hastanede yoğun bakımda tedavi görüyordu. 42 yaşındaki Elbeye, durumunun ağırlaşması üzerine bugün saat 15.40'ta öldü.

AHMET TAŞÇI'DAN AÇIKLAMA
Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri eski Başpehlivanı Cengiz Elbeye'nin iki kez altın kemeri elinden aldığı rakibi Ahmet Taşçı, “Yağlı güreş sporu çok büyük bir değerini kaybetmiştir. Tüm yağlı güreş camiasının başı sağolsun” dedi.

Taşçı, yaptığı açıklamada, Cengiz Elbeye'nin ölümünden büyük üzüntü duyduğunu, Elbeye'nin ata sporuna yakışır bir güreş hayatı olduğunu söyledi.

Elbeye'nin talihsiz bir hastalıkla mücadele ettiğini ve bu rahatsızlığı süresince pek çok kere kendisiyle görüştüğünü anlatan Taşçı, son olarak bir ay önce Elbeye'yi aradığını ve sağlık durumu hakkında bilgi aldığını kaydetti.

Ahmet Taşçı, Elbeye ile 1994 ve 1998 yıllarında Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin finalinde karşılaştıkları hatırlatarak, “Altın kemeri benim ondan aldığım, onun benden aldığı finallerimiz oldu. Anlayışlı, spor terbiyesi içinde güreşlerimizi yaptık. Ancak saha dışında hiçbir zaman kötü bir anımız yoktu. Her zaman olumluydu, karşılıklı sevgi, saygı içindeydi. Birbirimizi sever sayardık” dedi.

Yaşanan olaydan son derece üzüntülü olduğunu belirten Taşçı, “Yağlı güreş sporu çok büyük bir değerini kaybetmiştir. Tüm yağlı güreş camiasının başı sağolsun” diye konuştu.

ELBEYE KİMDİR?
1968 Antalya'nın Korkuteli İlçesi doğumlu Cengiz Elbeye, 1982 yılında İstanbul Güreş İhtisas Kulübü'nde güreşe başladı.

4 yıl minder güreşi yapan sporcu, 1986 yılında Antalya'da yağlı güreş için er meydanına çıktı. 1994 yılında Edirne Kırkpınar güreşlerinde rakibi Ahmet Taşçı'nın 'pes' etmesi üzerine ilk kez başpehlivan olan Elbeye, 1998 yılında da Kırkpınar'da yine rakibi Ahmet Taşçı'yı yenerek ikinci kez başpehlivan olup Altın Kemer taktı.

volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
12 Şubat 2010       Mesaj #1288
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
İlkokul kitabında harita skandalı


Bir harita krizi de Türkiye'nin kendi içinden geldi.

Konya'da özel bir yayın kuruluşu olan TUBİGEM tarafından hazırlanan ve ilköğretim öğrencilerinin kullanımına sunulan ilköğretim 4. sınıf TEMA-TEST isimli soru kitapçığının 15.'inci sorusunda Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 'Kürdistan' olarak gösterildi.

skandal harita 12210 ic 4600 334
(ekolay)

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
12 Şubat 2010       Mesaj #1289
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Hasankeyf'te kamulaştırmalar iptal

fileashx

Diyarbakır 2'nci İdare Mahkemesi, Batman'ın Hasankeyf ilçesinde yapılmasıyla tarihi ilçeyi sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı'ndan etkilenecek olan tarihi ve kültürel varlıkların taşınacağı alanın kamu yararı gözetilerek ve hak sahipleri ile uzlaşmadan yapılan kamulaştırma işlemlerini iptal etti.

Hasankeyf'teki tarihi ve kültürel varlıkların taşınacağı için kamu yararı gerekçe gösterilerek ve hak sahipleri ile uzlaşmadan kamulaştırılan alanların sahipleri adına işlemin iptali için Diyarbakır 2'nci İdare Mahkemesinde açılan davada, 13 Ocak'ta karar verildi.

Kararda, Hasankeyf'te bulunan tarihsel değer taşıyan taşınmaz kültür varlıklarının başka bir yere taşınması konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'ndan alınmış bir karar bulunmadığı belirtildi.

Mahkeme kararında, dava konusu olayda, davacıların sahibi olduğu 715 parsel nolu taşınmazın kamulaştırılmasının ve kamu yararı kararı alınmasının sebebinin tarihsel değer taşıyan taşınmaz kültür varlıklarının taşınması gösterildiğini belirterek, şu kararı verdi:

"Fakat taşınmaz kültür varlıklarının taşınması konusunda yetkili kurullarca alınmış bir karar bulunmamaktadır. Bu nedenle, kamu yararı kararının ve kamulaştırmanın sebebini oluşturan Batman ili Hasankeyf İlçesi'nde bulunan tarihsel değer taşıyan taşınmaz kültür varlıklarının taşınması konusunda alınmış bir karar bulunmadığından Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün 22.04.2008 tarih ve 1587 sayılı kamu yararı kararı ile davacılara ait taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline oybirliğiyle karar verildi."

Diyarbakır 2'nci İdare Mhakemesi, 12 Temmuz 2006'da Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile Ilısu Barajının yapımı dolayısıyla su altında kalacak olan Hasankeyf İlçe merkezinin yeni yerleşim yeri olarak belirlenen alanın Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca acele kamulaştırılmasına karar verildiği, bu karar üzerine Bakanlığın 2008 yılında kamu yararı kararı aldığı ve bunu takiben Batman Valiliği'nin oluru ile kamulaştırma kararı verilmesi ile uzlaşma sağlanamayan davacılara karşı Batman 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldığı belirtildi.

CNN Türk
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
13 Şubat 2010       Mesaj #1290
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Kış Olimpiyatları ölümle başladı

fileashxq
Sporcusunun ölümüyle sarsılan Gürcistan kafilesi açılışa siyah kollukla çıktı

Kanada'nın Vancouver kentinde başlayan Kış Olimpiyatları'nda antrenman yapan Gürcü kızakçı Nodar Kumaritaşvili, kaza sonucu hayatını kaybetti.


21 yaşındaki Kumaritaşvili, tek kişilik sırtüstü binilen sürat kızağında kayarken pistin finiş noktasına yakın kulvar duvarının tamponsuz demir çubuğuna çarparak öldü.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin Belçikalı başkanı Jacques Rogge, doktorların büyük çabasına rağmen kurtarılamayan Gürcü sporcu için "çok üzgünüz. Oyunlar hakikaten darbe aldı" ifadesini kullandı.
Gürcü olimpiyat takımının başkanı, "Oyunlardan hemen çekilme ihtimalimiz var" dedi.

CNN Türk

Benzer Konular

28 Ekim 2016 / ThinkerBeLL İletişim Bilimleri
20 Ekim 2015 / Jumong Genel Mesajlar
24 Ekim 2008 / CrasHofCinneT Bilgisayar
18 Kasım 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük
21 Şubat 2010 / ThinkerBeLL Bilim ww