Arama

Medya Haber - Sayfa 156

Güncelleme: 13 Ekim 2017 Gösterim: 714.487 Cevap: 1.864
Dean - avatarı
Dean
Ziyaretçi
5 Şubat 2011       Mesaj #1551
Dean - avatarı
Ziyaretçi
Brezilyalı oyuncumuz Andre Santos, Manisa'ya istekli ve azimli olarak geldiklerini belirterek, istedikleri tek şeyin maçtan galip ayrılmak olduğunu söyledi.

Sponsorlu Bağlantılar

Maçın ardından yayıncı kuruluşa açıklamalarda bulunan Andre Santos , "Bugün gayet önemli maça çıktık. İstekli ve azimli olarak buraya geldik. İstediğimiz tek şey maçı kazanmaktı. Maçı kazanarak çok önemli bir deplasmanı daha geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz" dedi.


Kendi performansı içinse Andre Santos, "Kendimi değerlendirirsem; ligin ikinci yarısından itibaren çıkışa geçtiğimi düşünüyorum. Bugünde gayet iyi bir performansım vardı. Futbolda özgüven çok önemlidir. Benim özgüvenimi yükseltmemde emeği olan; ilk başta Aykut Kocaman'a, sonra arkadaşlarıma ve çalışanlara teşekkür ediyorum. Futbol bir takım oyunudur ve birbirinize güven aşılarsanız iyiye gidersiniz, ben de kendimi gayet iyi görüyorum" diye konuştu


Spor Toto Süper Lig’in 20. haftasında bugün oynanacak Manisaspor-Fenerbahçe maçı için Manisa’da bulunan Başkanımız Aziz Yıldırım, 28 Ağustos 2010 tarihinde vefat eden Manisa Fenerbahçeliler Derneği Başkanı Ahmet Kurşun’un Çatal-1 mezarlığında bulunan kabrini ziyaret etti.


Kabir ziyaretine Başkanımız Aziz Yıldırım’ın yanı sıra, Manisaspor Kulübü Başkanı Kenan Yaralı, Genel Müdürümüz Serkan Acar, Denetleme Kurulu Üyelerimiz, Manisa Fenerbahçeliler Derneği Başkanı Malik Biber ile Ahmet Kurşun’un sevenleri ve yakınları katıldı.


Ahmet Kurşun’un kabri başında dua eden Başkanımız Aziz Yıldırım, Ahmet Kurşun’un eşi ve çocuklarına sabır dileklerini iletti

Brezilyalı oyuncumuz Andre Santos, Manisa'ya istekli ve azimli olarak geldiklerini belirterek, istedikleri tek şeyin maçtan galip ayrılmak olduğunu söyledi.


Maçın ardından yayıncı kuruluşa açıklamalarda bulunan Andre Santos , "Bugün gayet önemli maça çıktık. İstekli ve azimli olarak buraya geldik. İstediğimiz tek şey maçı kazanmaktı. Maçı kazanarak çok önemli bir deplasmanı daha geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz" dedi.


Kendi performansı içinse Andre Santos, "Kendimi değerlendirirsem; ligin ikinci yarısından itibaren çıkışa geçtiğimi düşünüyorum. Bugünde gayet iyi bir performansım vardı. Futbolda özgüven çok önemlidir. Benim özgüvenimi yükseltmemde emeği olan; ilk başta Aykut Kocaman'a, sonra arkadaşlarıma ve çalışanlara teşekkür ediyorum. Futbol bir takım oyunudur ve birbirinize güven aşılarsanız iyiye gidersiniz, ben de kendimi gayet iyi görüyorum" diye konuştu


Brezilyalı oyuncumuz Andre Santos, Manisa'ya istekli ve azimli olarak geldiklerini belirterek, istedikleri tek şeyin maçtan galip ayrılmak olduğunu söyledi.


Maçın ardından yayıncı kuruluşa açıklamalarda bulunan Andre Santos , "Bugün gayet önemli maça çıktık. İstekli ve azimli olarak buraya geldik. İstediğimiz tek şey maçı kazanmaktı. Maçı kazanarak çok önemli bir deplasmanı daha geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz" dedi.


Kendi performansı içinse Andre Santos, "Kendimi değerlendirirsem; ligin ikinci yarısından itibaren çıkışa geçtiğimi düşünüyorum. Bugünde gayet iyi bir performansım vardı. Futbolda özgüven çok önemlidir. Benim özgüvenimi yükseltmemde emeği olan; ilk başta Aykut Kocaman'a, sonra arkadaşlarıma ve çalışanlara teşekkür ediyorum. Futbol bir takım oyunudur ve birbirinize güven aşılarsanız iyiye gidersiniz, ben de kendimi gayet iyi görüyorum" diye konuştu




Brezilyalı oyuncumuz Andre Santos, Manisa'ya istekli ve azimli olarak geldiklerini belirterek, istedikleri tek şeyin maçtan galip ayrılmak olduğunu söyledi.


Maçın ardından yayıncı kuruluşa açıklamalarda bulunan Andre Santos , "Bugün gayet önemli maça çıktık. İstekli ve azimli olarak buraya geldik. İstediğimiz tek şey maçı kazanmaktı. Maçı kazanarak çok önemli bir deplasmanı daha geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz" dedi.


Kendi performansı içinse Andre Santos, "Kendimi değerlendirirsem; ligin ikinci yarısından itibaren çıkışa geçtiğimi düşünüyorum. Bugünde gayet iyi bir performansım vardı. Futbolda özgüven çok önemlidir. Benim özgüvenimi yükseltmemde emeği olan; ilk başta Aykut Kocaman'a, sonra arkadaşlarıma ve çalışanlara teşekkür ediyorum. Futbol bir takım oyunudur ve birbirinize güven aşılarsanız iyiye gidersiniz, ben de kendimi gayet iyi görüyorum" diye konuştu


Brezilyalı oyuncumuz Andre Santos, Manisa'ya istekli ve azimli olarak geldiklerini belirterek, istedikleri tek şeyin maçtan galip ayrılmak olduğunu söyledi.


Maçın ardından yayıncı kuruluşa açıklamalarda bulunan Andre Santos , "Bugün gayet önemli maça çıktık. İstekli ve azimli olarak buraya geldik. İstediğimiz tek şey maçı kazanmaktı. Maçı kazanarak çok önemli bir deplasmanı daha geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz" dedi.


Kendi performansı içinse Andre Santos, "Kendimi değerlendirirsem; ligin ikinci yarısından itibaren çıkışa geçtiğimi düşünüyorum. Bugünde gayet iyi bir performansım vardı. Futbolda özgüven çok önemlidir. Benim özgüvenimi yükseltmemde emeği olan; ilk başta Aykut Kocaman'a, sonra arkadaşlarıma ve çalışanlara teşekkür ediyorum. Futbol bir takım oyunudur ve birbirinize güven aşılarsanız iyiye gidersiniz, ben de kendimi gayet iyi görüyorum" diye konuştu




Brezilyalı oyuncumuz Andre Santos, Manisa'ya istekli ve azimli olarak geldiklerini belirterek, istedikleri tek şeyin maçtan galip ayrılmak olduğunu söyledi.


Maçın ardından yayıncı kuruluşa açıklamalarda bulunan Andre Santos , "Bugün gayet önemli maça çıktık. İstekli ve azimli olarak buraya geldik. İstediğimiz tek şey maçı kazanmaktı. Maçı kazanarak çok önemli bir deplasmanı daha geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz" dedi.


Kendi performansı içinse Andre Santos, "Kendimi değerlendirirsem; ligin ikinci yarısından itibaren çıkışa geçtiğimi düşünüyorum. Bugünde gayet iyi bir performansım vardı. Futbolda özgüven çok önemlidir. Benim özgüvenimi yükseltmemde emeği olan; ilk başta Aykut Kocaman'a, sonra arkadaşlarıma ve çalışanlara teşekkür ediyorum. Futbol bir takım oyunudur ve birbirinize güven aşılarsanız iyiye gidersiniz, ben de kendimi gayet iyi görüyorum" diye konuştu
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
Ziyaretçi
8 Şubat 2011       Mesaj #1552
AndThe_BlackSky - avatarı
Ziyaretçi
polis terhisleri basladi 2523403 8009 o

Polislerin Askerlik Durumlarını Düzenleyen Kanun Yürürlüğe Girdi.
Sponsorlu Bağlantılar

Askerlik Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bugün itibariyle silah altında bulunan emniyet personelinin terhis işlemleri de başlıyor. Yapılan değişikliğe göre emniyet teşkilatında 10 yılını doldurmuş polisler askerlik hizmetini yapmış sayılacak.

Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan bilgilere göre "Emniyet Teşkilatı kadrolarında kadro ve/veya rütbeleri ile ilişkisi devam eden Emniyet Hizmetleri Sınıfı'na mensup personel ile polis eğitim ve öğretim kurumlarında öğrenim görenler veya bu kurumların giriş sınavlarını kazananlardan askerlik hizmetini yapmamış olanların her türlü askerlik işlemleri" ertelenecek.

Birinci fıkra kapsamındakilerden Emniyet Teşkilatı'nda 10 yıllık hizmet süresini, memuriyetten sayılmayacak haller hariç olmak üzere tamamlayanlar, askerliklerine karar alınmasını müteakip askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacak.

Geçici süreli görevlendirmeler, yurt dışı misyon koruma, yurt dışında eğitim ve diğer görevler sebebiyle geçirilen süreler de on yıllık hizmet süresinin hesabında dikkate alınacak. Bu yükümlüler ile ilgili bilgiler, İçişleri Bakanlığı'nca Milli Savunma Bakanlığı'na bildirilecek.

On yıllık süre, polis eğitim ve öğretim kurumlarından mezun olarak fiilen göreve başlanılan tarihte başlıyor. 10 yıllık süreyi tamamlamadan herhangi bir nedenle Emniyet Teşkilatı'ndan ayrılan, başka kuruma nakledilen veya bu süre içinde meslekten ilişiği kesilen personel, ilgili kanun hükümlerine göre askerlik hizmetini yerine getirecek. Seferberlik ve savaş hallerinde ise bu maddenin birinci ve ikinci fıkra hükümleri uygulanmayacak.

KANUNDAN YARARLANACAKLARIN ASKERLİK KONUSUNDAKİ ADLİ TAKİBATLARI KALDIRILACAK

Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a geçici madde eklendi. Böylece bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle ek 7'nci maddenin birinci fıkrası kapsamına giren personelden halen askerlik hizmetini yerine getirmekte olanlar, askerlik hizmetleri durdurularak terhis edilecek ve görevlerine iade edilecek. Bu madde ile ek 7'nci maddenin birinci ve ikinci fıkra hükümlerinden yararlanan yükümlüler hakkında; saklı, yoklama kaçağı ve bakaya suçlarından adli takibat yapılmayacak ve bu suçları işlediklerinden dolayı adli tahkikata başlanılmış olanların işlemleri ile bu suçlara ilişkin kesinleşmiş kararların infazı durdurulacak.

DÖVİZLE ASKERLİK HAKKINI KAYBEDENLERE YENİ HAK VERİLDİ 6108 sayılı Askerlik Kanunu ile Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Yurt dışında yaşayıp, daha önce her ne nedenle olursa olsun dövizle askerlik hizmeti kapsamından çıkartılanlar veya bu hizmetten yararlanma şartlarını kaybettikleri sonradan tespit edilenler, kanunda belirtilen şartları taşımaları ve 10 bin Euro ödemeleri ve temel askerlik eğitimini yapmaları halinde, askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacak.

Bu kişiler, durumlarını ispat eden belgelerle konsolosluklar aracılığıyla askerlik şubelerine başvuracak. Başvuruda bulunanlar 10 bin Euro veya karşılığı yabancı ülke parasını, başvuru sırasında defaten ödeyecek. Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte 45 yaş ve üzeri olanlar da dövizle askerlikten yararlanabilecek. Yurt dışında yaşayan 45 yaş ve üzeri kişiler ise 15 bin Euro veya karşılığı yabancı ülke parasını başvuru sırasında defaten ödeyecek. Bu kişiler, temel askerlik eğitimine tabi tutulmadan, askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacak; eğer 21 günlük temel askerlik eğitimini yapmak isterlerse de 10 bin Euro ödemeleri yeterli olacak.

VATANDAŞLIĞI YENİDEN KABUL EDİLENLER DE FAYDALANACAK

Türk vatandaşlığından çıkmalarına İçişleri Bakanlığı tarafından izin verilenler ile Türk vatandaşlığını kaybettirilmesine Bakanlar Kurulu'nca karar verilenlerden; düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl içinde vatandaşlığa alınmak üzere yetkili mercilere başvuranlar, Türk vatandaşlığına yeniden kabul edilme tarihinden itibaren 1 yıl içinde başvurmaları halinde yasa hükümlerinden yararlanabilecekler.

Bu düzenlemeden yararlananların dövizle askerlik hizmeti kapsamında daha önce yaptıkları ödemeler, ödeyecekleri toplam miktardan düşülecek. Bundan yararlanan yükümlüler hakkında, saklı, yoklama kaçağı, bakaya veya noksan hizmetli statüsünde olup her ne sebeple olursa olsun askerlik hizmetini tamamlamamaktan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılamayacak. Soruşturma ve kovuşturmaları sürenlerin ise işlemleri bitirilecek.

ERBAŞ VE ERLERE SAĞLIK YARDIMI

Görev sırasında, görev dışında görevlerinden dolayı saldırıya veya kazaya uğrayan erbaş ve erlerden sağlık kurumlarında tedavisi sürenlere, tedavinin sürdüğüne dair sağlık kurul raporuna göre sağlık yardımı yapılacak. Terhislerini takip eden aybaşından itibaren verilecek sağlık yardımı, görevdeki uzman çavuşun aldığı net maaşın üçte ikisi olarak, bağlı olduğu kuvvet komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından ilgili bütçe kaleminden ödenecek.

36 ayı geçmemek üzere yapılacak bu ödemelerde, sigorta primi dâhil, hiçbir kesinti uygulanmayacak, tedavi sürecindeki gerçekleştirilen sağlık yardımı personelden tahsil edilmeyecek. Olay, kaza; keyif verici içki ve her çeşit madde kullanmaktan, her ne şekilde olursa olsun kendisine veya başkalarına menfaat sağlamak veya zarar vermek amacından doğmuş ise sağlık yardımı ödenmeyecek.

Aynı hükümler yedek subaylar için de geçerli olacak. Yedek subaylara yapılacak sağlık yardımı ise görevdeki emsali yedek subayın net maaşının üçte ikisi olarak ödenecek. Tedavisi sürenlerden vazife malulü ya da harp malulü aylığının bağlandığı tarihi takip eden aybaşından itibaren; malullük durumu oluşmaksızın tedavisi kesin işlemli sağlık kurulu raporuyla sonlandırılanlara, raporunu takip eden aybaşından itibaren sağlık yardımı ödenmeleri bitirilecek.
ANKARA (Cihan Haber Ajansı)






AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
Ziyaretçi
22 Şubat 2011       Mesaj #1553
AndThe_BlackSky - avatarı
Ziyaretçi
Türkiye Tarihinin En Büyük İhracat Sözleşmesi Bugün İmzalanıyor

yuzde yuz yerli parslar satiliyor 2551136 7452 o


Türkiye'nin en büyük ihracat sözleşmesi FNSS Savunma Sistemleri A.Ş. ile Malezya arasında bugün imzalanacak. Sözleşmeyle FNSS; Malezya ordusu için yaklaşık 600 milyon Dolar karşılığında 257 adet Türk yapımı 8x8 zırhlı muhabere aracı üretecek.

FNNS Savunma Sistemleri A.Ş. Genel Müdürü Nail Kurt, yaptığı açıklamada, FNSS'in, yüksek hareket, yüksek koruma, yüksek yük taşıma kapasitesine sahip yeni nesil tekerlekli zırhlı araçlar geliştiren bir firma olduğunu söyledi. Bu araçlara, Anadolu'da gücü temsil ettiği için "Pars" adını verdikleri ifade eden Kurt, PARS araç ailesinin 4x4, 6x6 ve 8x8 olarak üretilebildiğini anlattı.

FNSS olarak geçen yıl Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da düzenlenen Uluslararası Asya Savunma Fuarında (DSA), Malezya hükümeti ile 8x8 tekerlekli zırhlı araçlarının geliştirmesi ve üretimi için ön niyet mektubu (LOI) imzaladıklarını anlatan Kurt, bugün de iki ülkenin başbakanlarının katılımıyla ihracat sözleşmesinin imzalanacağını kaydetti.

İhracat sözleşmesiyle Malezya Ordusu için 257 adet 8x8 zırhlı muharebe araç üreteceklerini belirten Kurt, "Bu, yaklaşık 600 milyon dolara yakın bir sözleşme. Türkiye'de tek kalemde en büyük sanayi ihracat sözleşmesi olacak. Bundan önceki rekor da geçen yıl Suudi Arabistan ile imzaladığımız 324 milyon dolarlık sözleşmeydi. Dolayısıyla kendi rekorumuzu yaklaşık ikiye katlamış olacağız. Ondan önce de yine Malezya'ya 211 milyon dolarlık zırhlı muharebe aracı sattık" dedi.

-ARAÇLARIN MONTAJI Malezya'DA YAPILACAK-

Araçların parçalarının Türkiye'de hazırlanacağını, montajının ise Malezya'da yapılacağını ifade eden Kurt, şöyle konuştu:

"Sözleşme kapsamında araçlar Malezya'ya özel tasarlanacak. Malezya'nın seçtiği alt sistemlerin entegrasyon işlemlerini de biz yapacağız. Pars 8x8 tekerlekli araçlar Malezya'ya göre uyarlanacak. Bu araçlar değişik görevler için 12 farklı konfigürasyonda üretilecek. Lojistik desteği vereceğiz ve teknoloji transferi yapılacak. Bu ihracat hacim olarak çok önemli. Teknik olarak önemi de daha çok. Çünkü daha önce biz ZMA teknolojisi ihracatı yaptık ama ABD'den aldığımız ZMA'ları satmıştık Malezya'ya. Şimdi ilk defa Türkiye'de geliştirilen bir sistem, daha Türkiye bile satın almadan Malezya tarafından alınıyor. Bu FNSS'e olan güvenin inanılmaz bir belirtisi. Çünkü savunma sanayinde kuraldır

(sen kendi ülkene sattın mı da bana bunu pazarlıyorsun) derler. Araçların tasarımı, montaj hariç üretimi ve diğer alt sistemlerle entegrasyonu yani sistem mühendisliği tamamen FNNS'in sorumluluğu altında olacak."

Sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte savunma sektöründe yan sanayi için de büyük fırsatlar sağlanacağını kaydeden Kurt, üretecekleri Parsların Malezya ordusu zırhlı birlikleri ve mekanize piyade güçleri envanterine gireceğini bildirdi.

Bu arada, Türk savunma sanayi sektörü 2008 yılında 576 milyon Dolar, 2009 yılında ise 669 milyon Dolar ihracat gerçekleştirmişti.

Malezya'ya 1993 yılında giren FNSS Savunma Sistemleri, bu ülkede Malezya firması Deftech ana alt yüklenicisi olarak çalışmaya başladı.

NUROL Holding'in yüzde 51 ile büyük ortak olduğu FNSS Savunma Sistemleri A.Ş, 1988 yılında kuruldu. Türkiye'de savunma sanayine yönelik ilk özel sektör kuruluşu olan FNSS, paletli ve tekerlekli zırhlı muharebe araçlar üretiyor. Yurt içinde 387, yurt dışında 200 olmak üzere toplam 587 personeli bulunan şirket, birçok ülkeye zırhlı araç ihraç ediyor.

-TÜRK YAPIMI ZIRHLI ARAÇ: PARS-

Türk mühendislerince tasarlanan taktik tekerlekli zırhlı personel taşıyıcı olan Pars, 500-600 beygir gücünde, dizel motorlu, saatte 120 kilometre hız yapabiliyor. Suda da ilerleyebilen 12 kişi kapasiteli Pars, yüzde 70 meyilli yerlere tırmanabiliyor. 8 metre uzunluğunda 2,7 metre genişliğinde ve 2,17 metre yüksekliğinde olan araç, 8,3 ton yük taşıma kapasitesine




kaynak>>ANKARA (Anadolu Ajansı)
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
Ziyaretçi
26 Şubat 2011       Mesaj #1554
AndThe_BlackSky - avatarı
Ziyaretçi
a33585f8e6&ampmaxim size240

Tarihe nasıl bakılacağını en az tarihçiler tartışmıştır.
Şüphesiz tarihçiler arasında da bu meseleyi sadece bilen değil, bunu sorunlarıyla beraber tartışanlar, yeni yaklaşımlar geliştirenler de bulunmaktadır. Tarihçilerin büyük bir çoğunluğunun bu meseleyi tartışmaması onların kendilerine "güvenleriyle" ilgilidir. Tarihçiler ellerindeki belgelerden hareket ettiklerinden, tabloyu belgelerden okudukları için kendilerine "güvenmekte" haksız da sayılmazlar.
Peki belgesiz tarih olur mu?
Konu tarih olduğuna göre yani mesele geçmişi araştırmak ise cevap çok açıktır, olamaz. Burada sorun belgesiz tarih yapmakolmayacağına göre tarihçi için belgenin anlamı olmalıdır.
Medyatik tarih
Meseleyi bir tarih araştırması nasıl yapılıra götürecek değilim, lafı uzatmadan söyleyeyim. Bizim televizyonlarımızda ne zaman tarihsel olayları anlatan bir film çekilse, bir dizi yapılsa, tartışmaların ardı arkası kesilmez. Herkes kendi görüşüne göre, inancına, ideolojisine, sağda ya da solda durduğu yere göre tartışmaya katılır.
Bu tartışmalarda birçok sorun bulunmaktadır. Tartışmaya katılanlar bugün sahip oldukları ideolojik veya politik tutumun bir benzerini ya da uzantısını tarihte aramaya girişirler.
4. Murad dönemi TV dizisi olarak yapıldığında, "İstanbul Kanatlarımın Altında" filmi gösterime girdiğinde yapılan yorumları hatırlıyorum. Kimisi 4. Murad'ın devrimci kişiliğinin göstergesi olarak içkiye düşkünlüğünü ön plana çıkarırken, kimisi özel hayatıyla ilgili o filmlerde yer alan sahnelerin çağdaşlığınavurgu yaptığını söylemişlerdir. Hatta hızını alamayanlar 4. Murad'ı diktatörlükle suçlarken neredeysedemokrat olmamakla suçlamışlardır.
Daha sonra benzeri tartışmaların Atatürk'ü anlatan filmler daha ateşli tartışmalara yol açmıştır. Devrimci önderin kişiliğine yakışmayan sahnelerin filmde yer aldığı konuşulmuş, onun asla yalnız, çaresiz bir durumda kalamayacağı ileri sürülerek Atatürk'ün küçük düşürülmeye çalışıldığı iddia edilmiştir.
Şimdi tüm bu tartışmaların benzer kutuplaştırmalarla Kanuni Sultan Süleyman için yapıldığını görüyoruz. Kimisi Kanuni'nin hareminin işleyiş biçimini dizi üzerinden eleştirmeye kalkmakta, kimisi ise dizide anlatılan Kanuni'den kalkarak Osmanlı İmparatorluğu'na yönelik saldırılarını sergilemektedir.
Bu bakış açışlarında sorun olduğu açıktır. Bir TV dizisi veya bir sinema filmi bir belgesel değildir. Böyle bir eserin değerlendirilmesinin kriterlerinin farklı olması gerekir. Bu tür bir eseri değerlendirirken bakılması gereken nokta, onun görsel anlatım gücü, bu anlatım biçimiyle hikâye edilen olaylar arasındaki tutarlılık ve zaman-mekân bütünlüğü içinde ortaya konan hikâyenin sinematografik anlatım tekniğiyle ilgili olmalıdır. Dolayısıyla dizilere bir belgesel beklentisiyle yaklaşılamayacağı gibi, onlarında tarihsel olayları estetik bir anlatım biçiminden uzak tarzda tüketilen bir nesneye dönüştürmeleri yaklaşımı doğru olmayacaktır.

Geçmiş tasavvuru

Tarihsel olayların anlatımının çok sorunlu olduğunu biliyoruz. Sorun geçmişe dönük bilgilerimizin azlığıyla ilgiliymiş gibi görülür. Şüphesiz bu da önemli bir problemdir. Elimizde ne kadar çok belge varsa, bu belgelerin geçmişe dönük bir bütünlük içinde okunması o kadar zor olacaktır. Biz sahip olduğumuz belgeleri esas olarak geçmişe dönük tasavvurlarımızın inşası için kullanma eğiliminden zor kurtuluruz. Beklenilen tavır, tarihçinin elindeki belgelerden bir geçmiş inşa etmesidir. Eğer böyle olsaydı işimiz çok kolay olurdu. Aynı belgelere sahip olan
bütün tarihçiler sadece aynı zaman dilimleri içinde değil farklı zaman kesitleri içinde de aynı geçmişi inşa ederlerdi.
Tarihçiler sadece belge sahibi değillerdir. Aralarında "benim belgem daha doğru" tartışmasını yok saysak bile, bir dünya görüşüne sahiptirler ve o da bir geçmiş tasavvuruyla ilişkilidir. Dolayısıyla sahip oldukları belgeleri bu tasavvurun bir parçası olarak kullanacaklardır. Ayrıca şunu eklemek gerekir ki, tek tek tarihçileri aşan, bir döneme ait olan toplum ve tarih anlayışı da aynı belgelerin farklı zamanlardaki tarihçiler açısından farklı yorumlara ulaşılmasına yol açabilir.
Kısaca tarihi tartışmak her şeyden önce çoğul düşünmeyi gerektirir. Tarih mutlak bir gerçek değildir, her durumda yeniden üretilmesi gereken, yeniden düşünülmesi gereken değişken yapılı bir gerçektir




_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
28 Şubat 2011       Mesaj #1555
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Depremin merkez üssü

Lyttelton limanı eşsiz bir güzelliğin içinde huzur saçarak ışıldıyor ama bu yanıltıcı bir sessizlik. Zira yerin beş kilometre altı, Yeni Zelanda'da salı günkü depremin merkez üssüydü.

110228depreminmerkezussuhlarge


CHRISTCHURCH - BBC, Yeni Zelanda'yı vuran 6.3 büyüklüğündeki depremin ardından sarsıntının merkez üssüne yolculuk yaptı.

BBC muhabirinin kaleminden yolculuğun öyküsü: "Normalde limana Christchurch kentinden, bir tünelle ulaşılıyor. Ama tünel dağlardan yuvarlanan kayalar yüzünden kapalıydı. Biz de Lyttelton'a vadilerden kıvrılan ve kıyıları izleyen başka bir yoldan geldik.

Limanın hemen girişinde depremin en çarpıcı manzalarından biriyle karşılaştık. Sanki bir füzeyle vurulmuş gibi tam ortasından yarılmış bir ev gördük.

İlk bakışta eve ne olduğunu anlayamıyorsunuz. Ancak yokuştan 50 metre kadar aşağıya bakınca evin ortasında dev bir kaya parçasının düştüğünü fark ediyorsunuz.

Mucize eseri, büyük bir gürültüyle yuvarlanan otomobil büyüklüğündeki kaya kimseyi öldürmemiş. Lyttelton'ın içlerinde ilerlerken harabeye dönmüş, tamiri mümkün olmayan birçok ev gördük.
Tepesinde saatin 12 olduğunu gösteren zaman küresi bulunan kule de zarar görmüştü. Dünyada bu kulelerden sadece beş tane kaldı. Kentteki tüm kiliseler de öyle.

'Çığ gibi'Depremin büyüklüğü, yüzeye yakınlığı ve merkez üssü olmasını dikkate alınca, Lyttelton limanının nasıl böyle ayakta kalabildiğine şaşıyorsunuz. Daha da şaşırtıcı olan Lyttelton'da hiç kimsenin ölmemiş olması.

Richter ölçeğine göre, 6,3 büyüklüğündeki deprem öğle vakti vurdu. Yıkılmış, ortalığa kahve çekirdeklerinin saçıldığı cafelerde enkazın altında yarım kalan sandviçler vardı.

Dave adlı bir Lytteltonlu 'Saat 12.51'di. Sonra büyük bir patlama sesi duyduk. Sonra da çığlıklar. Her yer sallanıyordu. Cafeden ilk dışarı çıkan ben oldum. Çocuklarım 100 metre uzaklıktak okuldaydı. İkisini de kapıp eve götürdüm' diyor. Harabeye dönen cafede sadece bir kişi yaralanmış. Garsonun üzerine sıcak su dökülmüş.

Yolumuzun üzerinde Alex Herbert ile konuşuyorum. Eylül ayındaki depremde hasar gören evinin tamirini yeni bitirmiş. 105 bin dolar harcamış. Ama duvarlar yine yıkılmış.

Depremin meydana geldiği sırada denizdeymiş. Sörf yapıyormuş. Bir köpekbalığı sörf tahtasını ısırdı sanmış: 'Arkama baktım. Köpekbalığı yoktu. Suda garip halkalar vardı. Hava değişmişti. Kıyıya baktım, uçurumdan kayalar yuvarlanıyordu. Bir çığ gibiydi. Heryerden kayalar iniyordu."

"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
Ziyaretçi
28 Şubat 2011       Mesaj #1556
AndThe_BlackSky - avatarı
Ziyaretçi
Necmettin Erbakan'ın Hayatını Kaybetmesini Gazeteler Manşetten Verdi.

necmettin erbakan

Eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın 85 yaşında hayatını kaybetmesini gazeteler manşetten verdi.

Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan, tedavi gördüğü hastanede hayata gözlerini yumdu.

Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan, Türk siyasetinin son 40 yılına damgasını vurmuştu.

Gazeteler, Erbakan'ın ölümünü manşetten verdi.

İşte gazetelerin manşetleri:

HABERTURK

MİLLİ GÖRÜŞ' BABASINI KAYBETTİ

Siyasetin 'Hoca ve Mücahit' lakaplı siması Erbakan, 85 yaşında hayata veda etti

HÜRRİYET

ÖLENE KADAR DEVAM

Kalp yetmezliğinden ölen Erbakan, "Kalbimde pil var" diyerek siyaseten affını isteyen bir partiliye, "Pil bitene kadar devam" demişti.

MİLLİYET

SON NEFESİNE KADAR SİYASETTEN KOPMADI

85 yaşındaki Erbakan, hasta yatağında Seçim toplantısı yaptıktan beş gün sonra, 28 Şubat'ın 14. yıldönümüne bir gün kala yaşamını yitirdi. Ardında 'unutulmaz' bir siyaset öyküsü bıraktı.

VATAN

TÜRK SİYASETİ 'HOCA'SINI KAYBETTİ

Milli Görüş'ün babasıydı; İslamcı düşünceyi siyasete taşıdı. Kurduğu 4 parti kapatıldı, inatçıydı, yılmadı; beşinciyle son nefesine kadar aktif siyasetin içinde kaldı. Ve dün Türk siyasetinde bir dönem kapandı.

RADİKAL

SON NEFESİNE KADAR

Dün 85'inde ölen Erbakan'ın bugün Seçim ittifakı randevusu vardı

CUMHURİYET

EBAKAN YAŞAMINI YİTİRDİ

85 yaşında kalbine yenildi

TAKVİM

SİYASET HOCASINI KAYBETTİ
Türk siyasi hayatının son 50 yılına damgasını vuran Prof. Necmettin Erbakan 85 yaşında vefat etti

AKŞAM

HAKLARINI HELAL ETTİLER

Milli Görüş babasını kaybetti, Türk siyaseti hocasına ağlıyor

SABAH

ÖLÜMÜYLE DE TARİH YAZDI

Erbakan, 28 Şubat'ın yıldönümünün arefesinde ve 28 Şubat'ı tetikleyen Kaddafi'nin kolduğunun sallandığı günlerde hayata veda etti...

TARAF

Güle güle hocam

Türk siyasi hayatının en önemli isimlerinden Necmettin Erbakan, 85 yaşında hayatını kaybetti.

STAR

Erbakan HOCA'YI KAYBETTİK

54. Hükümetin Başbakan'ı, Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan 85 yaşında Hakkı'ın rahmetine yürüdü. Hizmetleri ve fikirleriyle bir döneme damgasını vuran Erbakan Hoca'nın vefatı Türkiye'yi üzüntüye boğdu.

BİRGÜN

Necmettin Erbakan yaşamını yitirdi

Eski Başbakan ve Saadet Partisi Genel Başkanı Erbakan 28 Şubat'tan bir gün önce yaşamını yitirdi

YENİ ŞAFAK

SİZE ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ HOCAM

Siyasete taşıdığı milyonları daima 'meşru' zeminde tutmayı başaran ve demokratik mücadelesiyle Türkiye'nin geçmişine ve bugününe damga vuran Necmettin Erbakan, dün saat 11.40'ta vefat etti.

ZAMAN

Milli Görüş'ün lideri Hakk'a yürüdü
Sp Genel Başkanı Necmettin Erbakan dün 85 yaşında hayatını kaybetti.

POSTA

ÖYLE BİR GÜN Kİ...

Siyasetin önemli siması Necmettin Erbakan kalp yetmezliğinden 85 yaşında Ankara'da dün öldü.

YENİ AKİT

Erbakan HOCA HAKKA'A YÜRÜDÜ

Milli Görüş'ün lideri, Refahyol Hükümeti'nin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, dün saat 11.40'ta vefat etti



_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
2 Mart 2011       Mesaj #1557
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
İmam Hatipli'ye TSK'nın kapısı tamamen kapandı

Genelkurmay Başkanlığı, imam hatip lisesinden diğer liselere geçenlere de Harp Okulları'na girişin kapısını kapattı.

110302 asker yC3BCrC3BCwidec

Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin (MGSB) iç tehdit bölümünden “irticai faaliyetlerin” çıkarıldığı ve 28 Şubat sürecinin bittiğine ilişkin tartışmaların yaşandığı bir dönemde, Genelkurmay Başkanlığı tutumunda bir değişiklik olmadığını gösterdi.
Genelkurmay Başkanlığı’nca yayımlanan “Harp Okullarına Giriş Genel Başvuru Koşulları” duyurusunda, “irticai faaliyetler” yine sakıncalı haller arasında sıralandı.
Bir dönem imam hatip lisesinde okuyarak daha sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kabul ettiği liselere geçenlere de başvuru kapısı kapandı.


Genelkurmay Başkanlığı, dün, Harp Okulları’na giriş için gerekli genel başvuru koşullarını açıkladı. Cumhuriyet Gazetesi'nin haberine göre, Genelkurmay Başkanlığı, kendisine bağlı Kara, Deniz ve Hava Harp Okulları’na başvuracak adaylar için istenen bazı koşullar şöyle:• Herhangi bir nedenle askeri okullardan çıkmamış/çıkarılmamış, sivil okullardan çıkarılmamış olmak,

• 2011 Yılı Yükseköğretime Geçiş (YGS) ile Lisans Yerleştirme Sınavı’na (LYS) katılmış ve tespit edilecek taban puanı almış olmak,
• Deniz Harp Okulu ve Hava Harp Okulu için Fen Bilimleri alanından mezun olmak, Kara Harp Okulu için Fen Bilimleri veya Türkçe-Matematik alanından mezun olmak.
• Kendisinin, annesinin, babasının, kardeşlerinin ve velisinin; tutum ve davranışları ile yasadışı, siyasi, yıkıcı, irticai, bölücü ideolojik görüşleri benimsememiş, bu gibi faaliyetlerde bulunmamış veya bu gibi faaliyetlere karışmamış olmak,
• TSK’nin manevi şahsiyetine gölge düşürmemiş ve askerliğin şeref ve haysiyeti ile bağdaşmayacak fiil ve hareketlerde bulunmamış olmak,
• Toplumca tasvip edilmeyen ve uygun görülmeyen kazanç yollarında çalışmamış ve halen çalışmamakta olmak,
• Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlar ile yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçlar ile istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç olmak üzere kaçakçılık, resmi ihalede alım ve satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma suçlarından birinden mahkûmiyeti bulunmamak.
• Taksirli suçlar hariç olmak üzere, affa veya zamanaşımına uğramış yahut para cezasına çevrilmiş veya ertelenmiş hükümlülüklerine ilişkin kayıtları adli sicilden çıkartılmış olsa bile bir cürümden hükümlü bulunmamak veya soruşturma altında olmamak,
• Nişanlı, evli, dul, hamile, çocuklu olmamak veya herhangi bir kadınla veya erkekle nikâhsız olarak birlikte yaşamamak,
• Öğreniminin herhangi bir safhasında meslek veya mesleğe yönelik okullarda okumamış olmak gerekmektedir. (İmam hatipte okuyup daha sonra kaydını başka liselere alanlar bu kapsama giriyor.)

kaynak: ntvmsnbc
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
9 Mart 2011       Mesaj #1558
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Bandırma 2 dakika arayla sallandı

Bandırma Körfezi'nde, 4 ve 3.7 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi.

İSTANBUL - Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, Bandırma Körfezi'nde, 09.04'te 4 büyüklüğünde, 09.06'da ise 3.7 büyüklüğünde iki ayrı deprem kaydedildi.

Deprem Erdek, Gönen ve Manyas'ta da hissedildi.
Depremde can ve mal kaybı olmadığı açıklandı.

ntvmsnbc ve Ajanslar
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
9 Mart 2011       Mesaj #1559
ener - avatarı
Ziyaretçi
Kurti'ye son veda

arsivimageaspx?picid12850710


Aşk Oyunu" dizisindeki ‘Kurti' tiplemesiyle tanınan tiyatro oyuncusu Erkan Aydoğan Oflu toprağa verildi.

Ortaköy'deki evinde pazar günü hayatını kaybeden tiyatro ve sinema oyuncusu Erkan Aydoğan Oflu son yolculuğuna uğurlandı. 39 yaşında ölen Oflu'nun cenazesi Ortaköy'deki Hacı Mehmet Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Eyüp Mezarlığı'nda toprağa verildi.
EŞİ VE ANNESİNİN GÖZYAŞLARI DİNMEDİ
Oflu'nun cenazesine şarkıcı Keremcem, tiyatro oyuncusu Gürgen Öz, tiyatro oyuncusu Özkan Uğurlu, şarkıcı Nez, Oflu ailesinin yakınları katıldı. Oflu'nun eşi Songül Oflu ve annesi Gülçin Oflu'nun gözyaşları dinmek bilmedi. Baba Cevat Oflu'nun ise, oldukça bitkin olduğu dikkatlerden kaçmadı. Oflu'nun iki oğlu, 7 yaşındaki Soner ile 3.5 yaşındaki İlker ise etkilenmemeleri için cenazeye getirilmedi.
“ÇOK İYİ BİR İNSANDI“
“Aşk Oyunu “adlı dizide ‘Kurti' tiplemesiyle tanınan Erkan Aydoğan Oflu'nun aynı diziden rol arkadaşı Keremcem, “ Çok zamansız öldü. Çok zor. Sevenlerine sabır dilemekten başka yapılacak bir şey yok “ dedi. Oflu'nun soğuk algınlığı olduğunu bildiklerini söyleyen Keremcem, “Neyin sebep olduğunu bilmiyoruz. Başımız sağ olsun “ diye konuştu.
Tiyatro oyuncusu Gürgen Öz ise, “Aydoğan iyi bir insandı.Yetenekli bir oyuncuydu. Allah rahmet eylesin. Üzgünüz. Çok iyi bir insandı. “ diye konuştu. Tiyatro oyuncusu Özkan Uğurlu da, “ Bir anda oldu. Sporla da uğraşıyordu kendisi. Söyleyecek söz bulamıyorum “ diye konuştu.

ERKAN AYDOĞAN KİMDİR

1972 yılında İstanbul Fatih'te doğan Erkan Aydoğan oflu 1973 yılında ailesiyle beraber Almanya'ya yerleşti.Almanya'da kaynakçılık meslek lisesini bitirerek iki sene tersanelerde çalıştı.

1993 yılında Türkiye'ye dönerek askerliğini yapan oyuncu,dergi dağıtımı ,turizm, oto alım -satım,tamir işleri ile uğraştı ve spor hocalığı yaptı.
1999 yılında bir boksörü canlandırdığı ilk reklam filminde oynadı, Turkcell'in bu reklam filmi Newyorkta ödül aldı.

Çeşitli reklam filmlerinde rol almasının ardından, Reha Erdem'in yönettiği 'Korkuyorum Anne' adlı uzun metrajlı filmde 'Aytekin' karakterini canlandırdı.

Bu filmdeki performansı yapımcı Fatih Aksoy tarafından beğenilince kendisine diğer projelerde rol alma fırsatı sunuldu.
' Aşk Oyunu' adlı dizide 'Kurti' tiplemesiyle ekranlara geldi. Bu dizi kendisinin Türkiye'de herkes tarafından tanınmasını sağladı.

kaynak
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
11 Mart 2011       Mesaj #1560
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Ad:  japonyadeprem.jpg
Gösterim: 290
Boyut:  260.2 KB

Japonya'nın kuzeyinde 8.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin ardından Tokyo'nun kuzey kıyısını tsunami vurdu. Dev dalgalar karada ilerledi. İlk gelen bilgilere göre, depremde 19 kişi yaşamını yitirdi. Rusya, Tayvan, Endonezya ve Pasifik'in tamamında tsunami alarmı verildi.

Depremin büyüklüğü önce 7.9 olarak açıklanmıştı, ancak ABD Jeoloji Merkezi depremin büyüklüğünün 8.9 olduğunu duyurdu.

Depremin yerin 10 kilometre altında, doğu kıyısına 125 kilometre uzaklıkta olduğu kaydedildi.

Japonya'da son 7 yılın en büyük depreminin ardından büyük tsunami uyarısı yapıldı. Uyarının ardından Tokyo'nun kuzey kıyısını tsunami vurdu.

Japon medyası, deprem ve depremin yol açtığı dev dalgalarda 19 kişinin öldüğünü duyurdu.

Deprem sonrası petrol rafinerileri dahil 44 bölgede de yangın çıktı.

Tsunami yıktı


Dev deprem dalgası, depremin merkez üssü yakınındaki sahilde bulunan araçların sularla sürüklenmesine, binaların yıkılmasına ve yangınlara neden oldu. Dalgaların boyunun bazı adalardan daha yüksek olduğu belirtildi.

Miyagi kıyılarını 6 metre yüksekliğindeki dev dalgalar vurdu ve Miyagi'de birçok kişiye ulaşılamıyor.

Daha önce yapılan açıklamada, dalga yüksekliğinin 3 metre olabileceği belirtilmişti. Bu arada, 50 santimetre yüksekliğindeki küçük dalgaların kıyılara ulaştığı kaydedildi.

Ad:  file.ashx.jpg
Gösterim: 167
Boyut:  16.0 KB

Ad:  File.ashx33.jpg
Gösterim: 193
Boyut:  40.6 KB

Tokyo'da binalar sallandı

8.9 büyüklüğündeki deprem, başkent Tokyo'daki binaların birkaç dakika boyunca sallanmasına da neden oldu.

Tokyo'nun merkezinde büyük binalar şiddetle sarsılırken, çalışanlar sokaklara çıktı.

Depremin ardından Tokyo'da yaralılar olduğu da belirtildi.

Televizyon görüntülerinde büyük bir bina yanarken, ülkenin kuzey kesiminde büyük bir tsunaminin verdiği zarar da gösterildi. NHK kanalı, Fukushima bölgesindeki Onahama kentinde araçların, evlerin ve binaların tsunamiyle sürüklenip götürüldüğü görüntüleri yayınladı.

Artçılar sürdü


Bu arada, 8.9 büyüklüğündeki depremin ardından 4 artçı deprem meydana geldi. ABD Jeolojik Araştırma Kurumu, 7.1 büyüklüğe kadar 4 artçı depremin daha olduğunu bildirdi.

Japonya'da çarşamba günü 7.3 büyüklüğünde bir deprem daha meydana gelmişti.Japonya Başbakanı: "Birbirinize yardımcı olun"

Japonya Başbakanı Naoto Kan, depremin ülkenin kuzeydoğusunda büyük hasara neden olduğunu söyledi.

Başbakan, depremin vurduğu bölgedeki nükleer santrallerin zarar görmediğini, kapatıldığını ve radyasyon sızıntısı olmadığını belirtti.

Hükümet sözcüsü Yukio Edano da yardım faaliyetlerine katılmaları için deprem bölgesinde askerlerin gönderildiğini kaydetti.

Kan,"Japon halkından birbirine yardımcı olmalarını bekliyoruz. Hükümet olarak afetle mücadelede elimizden geleni yapacağız" dedi.
Dışişleri: "Türklerle ilgili olumsuz bir haber yok"

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, kendilerine ulaşan bilgilere göre, depremde Tokyo Büyükelçiliği'nde hasar meydana gelmediğini, ülkedeki Türk vatandaşları arasında da can kaybı ya da yaralanma olmadığını bildirdi.
Tayvan, Endonezya ve Pasifik'in tamamında tsunami alarmı

Japonya'da meydana gelen depremin ardından Tayvan'daki meteoroloji bürosundan tsunami alarmı verildi.


Meteoroloji bürosundan yapılan açıklamada, TSİ 11.30 sularında tsunami dalgasının beklendiği belirtilerek sahil bölgelerinde yaşayanların deniz şartlarındaki değişiklikler konusunda hazırlıklı olmaları istendi.

Endonezya'da da meteoroloji kurumu, ülkenin doğu kesimlerindeki Kuzey Sulavesi, Papua ve Molük Adaları için tsunami uyarısında bulundu. Tsunaminin bu bölgeleri TSİ 13.00'de vurabileceği belirtildi.

Öte yandan Hawaii'deki Pasifik Tsunami Uyarı Merkezi, tsunami uyarısını Pasifik bölgesinin çoğunun kapsayacak şekilde genişletti.

Filipinler, Rusya, Marcus Adası, Kuzey Marianas, Papua Yeni Gine, ABD'nin Hawaii eyaleti, Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Amerika'nın Büyük Okyanus kıyısında tsunami alarmı verildi.

DEPREMİ CNN TÜRK'E ANLATTILAR

CNN TÜRK'e konuşan Tokyo'da mahsur kalan Türk Engin Yenidünya
da, "Trenler durdu. Bize hareket etmememiz söyleniyor. Binanın yeni ve güvenli olmasına dayanarak devam ediyoruz" diye konuştu.

Kobe'de görevli Sismoloji Uzmanı Prof. Dr. Şerif Barış
, "Tsunami süreci bitmedi. Tsunami uyarısı güncellendi. Şu an 4. kattayız. Daha yüksek katlara çıkmamız uyarısı yapıldı. Depremin olduğu bölgeden 1200-1300 kilometre uzaklıktayız. Buraya da tsunaminin geleceği söyleniyor. Dalgaların 10 metreye kadar çıktığı yerler var. Denizin derinliği çok önemli bir faktör. Japonların beklediğinden çok daha büyük bir deprem" dedi.

CNN Türk - 11 Mart 2011

Benzer Konular

28 Ekim 2016 / ThinkerBeLL İletişim Bilimleri
20 Ekim 2015 / Jumong Genel Mesajlar
24 Ekim 2008 / CrasHofCinneT Bilgisayar
18 Kasım 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük
21 Şubat 2010 / ThinkerBeLL Bilim ww