Arama

Medya Haber - Sayfa 85

Güncelleme: 13 Ekim 2017 Gösterim: 661.964 Cevap: 1.864
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
31 Ocak 2008       Mesaj #841
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
Davutpaşa'da patlama: Ölü ve yaralılar var

Sponsorlu Bağlantılar
Davutpaşa Çiftehavuzlar Caddesi'nde bir iş merkezinde saat 09:45 sıralarında büyük bir patlama oldu. Patlamada 17 kişinin öldüğü ve 8'i ağır 68 yaralı olduğu açıklandı.
136 atölyenin bulunduğu iş merkezi ve yanındaki binalar büyük hasar gördü. Çevre adeta savaş alanına döndü. Binalardan fırlayan boru parçaları her tarafa saçıldı. Etrafta kırılmayan cam kalmadı.
İl Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, saat 09.45 sularında meydana gelen patlamanın Çiftehavuzlar Caddesi üzerinde bulunan 4 katlı binanın kalorifer kazanından kaynaklandığı belirtildi. Saat 12.00 itibariyle 112 ambulanslarıyla 8’i ağır toplam 68 yaralının çevre hastanelere taşındığı bilgisine yer verilen açıklamada, bölgeye 28 ambulans sevkedildiği, 17 kişinin ise olay yerinde hayatını kaybettiği ifade edildi.

YARALILAR ÇEŞİTLİ HASTANELERE GÖNDERİLİYOR

Açıklamaya göre yaralananların sayısı ve kaldırıldıkları hastaneler ise şöyle:
-Bezmi Alem Vakıf Gurba Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 9 Yaralı -Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 12 Yaralı -Çapa Tıp Fakültesi, 10 Yaralı -Bayrampaşa Devlet Hasnatesi, 30 Yaralı


-Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 4 Yaralı -Bağcılar Devlet Hastanesi, 2 Yaralı -Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, 1 Yaralı.

Özel Esenler Hastanesi'ne kaldırılan yaralılardan 26'sının adı:

Levent Coşkun, Turgay Minus, Sabriye Kabakaş, Canan Taş, Osman Doğan, İsmail Kaboğlu, Mesut Karas, Erol Türkan (Yoğun Bakımda), Hüseyin Yılmaz, Mehmet Salih Çulcu (Ameliyatta), Kadir Demirbiler, Osman Duman, Mustafa Aydın, Fatih Yılmaz, Mücahit Yılmaz, Mehmet Dedek, Fatih Yılmaz, Bedir Şen, Levent Coşkun, Mehmet Engin, Yavuz Özen, İskender Mutlu, Ömer Özen, Fırat Doğan, Ayhan Bozdağlı Lütfi Tanrıöver.

VALİ MUAMMER GÜLER OLAY YERİNDE

İstanbul Valisi Güler patlamada 17 kişinin öldüğünü 6 cesetin enkaz altında olduğunu açıkladı. Olayın terörle bağlantısı olamadığını söyleyen Güler, ilk önce otoparkta yangın çıktığını sonra bu yangının atölyelere sıçrayıp patlamanın gerçekleştiğini belirtti.

KADİR TOPBAŞ: BARUT KOKUSU VAR

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, iş merkezinde çok sayıda ruhsatsız çalışan maytap atölyesi olduğunu belirtirken havada barut kokusu olduğunu söyledi.
Olayda iki patlamanın gerçekleştiğini ve ölenlerin çoğunun ilk patlamaki yangını izleyenler olduğunu açıkladı.


PATLAMANIN DOĞAL GAZLA ALAKASI YOK

İGDAŞ’tan yapılan yazılı açıklamada, Davutpaşa’da bir iş merkezindeki patlamanın ardından İGDAŞ ekiplerinin olay yerinde inceleme yaptıkları belirtilerek, "İlk incelemeler sonucunda patlamanın doğal gazla ilgili olmadığını tespit etmişlerdir. Patlamanın meydana geldiği binada ve binanın bulunduğu sokakta doğal gaz hattı bulunmamaktadır" denildi.

01bqw4

05bge3

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Şubat 2008       Mesaj #842
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Parola: 222-A

Sponsorlu Bağlantılar
Türban karşıtları bugün Anıtkabir'de...

02.02.2008 / 2.00pm
mitinggibi2kTürban karşıtları bugün Anıtkabir'de. Türkiye'nin dört bir yanında eylem düzenlenecek.

Toplam 18 ilde aynı saatte yapılacak olan eylemin sloganı ise "222 A: 2. ayın 2'sinde saat 2'de Anıtkabir'de"

Cumhuriyet Gazetesi'nin haberine göre üniversitelerde türbanı serbest bırakma önerisine karşı, toplumun birbirinden farklı kesimleri, seslerini aynı anda duyurmak için bugün Ankara'da Anıtkabir'de; yurdun doğusundan batısına 17 ayrı

"222 A: 2. ayın 2'sinde saat 2'de Anıtkabir'de" sloganıyla hareket eden katılımcılar adına Anıtkabir'e ÇYDD Ankara Şubesi Başkanı Ülkü Günay tarafından mozoleye çelenk koyacak. Ardından, hazırlanan ortak metin, Anıtkabir Ziyaretçi Defteri'ne Günay tarafından yazılacak ve imzalanacak.

Eylem "Samsun, Kahramanmaraş, Tarsus, Adana, Mersin, Sıvas, Van, Bolu, Çanakkale, Bursa, Zonguldak, İskenderun, Tekirdağ, Eskişehir, Diyarbakır, Silopi ve Şanlıurfa" gibi illerde de bugün saat 14.00'te yapılacak.

Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
2 Şubat 2008       Mesaj #843
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
Canan pilot olacaktı, melek oldu

TÜRK Hava Yolları'nda pilot olma hayalleri kuran 24 yaşındaki Canan Babayiğit, mülakata giderken ağabeyinin kullandığı otomobille geçirdiği kazada ağır yaralandı, 6 gündür yoğun bakımda sürdürdüğü yaşam savaşını kaybetti. Canan Babayiğit, ailesinin yaşadığı Muğla'nın Marmaris İlçesi'nde gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı.
Almanya'da doğan, gönlü göklerde olan Canan Babayiğit, Türk Hava Kurumu'nda paraşüt ve planör eğitimi aldı. Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu Pilotaj Bölümü'nü kazandı. İyi, hevesli bir öğrenci olan Canan, okulunu geçen yıl birincilikle bitirdi. Havayolu pilotluğu için birçok teklif aldı, Almanya'dan gelen teklifleri reddetti. Çalışmak istediği Türk Hava Yolları'na (THY) başvuran Babayiğit, mülakata kabul edilince dünyalar onun oldu.
Ağabeyi Ercan Babayiğit'le birlikte geçen Cumartesi günü Eskişehir'den İstanbul'a gelen Canan Babayiğit'i trafik canavarı, ağabeyiyle birlikte mülakata giderken emniyet şeridinde yakaladı. Ağabey Ercan Babayiğit, Şile yakınlarında TEM üzerinde telefonla adres sormak için kullandığı aracı sağ şeride çekip durdu. Bu arada bir minibüsün sıkıştırdığı başka bir araç, arkadan Babayiğitler'in otomobiline çarptı. Çarpma sonucu ağır yaralanan 2 kardeş, Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne kaldırıldı. Canan, 6 gün boyunca yoğun bakımda ölümle savaştı. Dün ecele karşı verdiği savaşı kaybetti. Güzel Canan'ın cenazesi annesi Müzzeyen ve babası Erdoğan Babayiğit'in yaşadığı Muğla'nın Marmaris İlçesi'ne gönderildi.
En büyük hayalini gerçekleştirmek, THY'de pilot olup uçmak isterken melek olup gökyüzüne yükselen Canan için Marmaris'teki ilk tören ilçe merkezindeki Eski Cami'de düzenlendi. Öğle namazını takiben kılınan cenaze namazının ardından Canan, Marmaris ilçe mezarlığında toprağa verildi.

TRAFİĞE İKİNCİ KURBAN

Törenlere, Babayiğit Ailesi, yakınları, Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar, Türk Kuşu ve THY yetkililerinin yanısıra Canan'ın üniversite arkadaşları da katıldı. Beş yıl önce 26 yaşındayken trafik kazası sonucu hayatını kaybeden en büyük çocukları Erhan'ı da trafik canavarına kurban veren Müzeyyen ve Erdoğan Babayiğit, kızlarını son yolculuğuna uğurlarken üzüntüden ayakta durmakta zorlandı. Üniversite arkadaşlarını kaybetmenin acısını yaşayan onlarca genç, mezarın üzerini çiçek yağmuruna tuttu.
Canan Babayiğit'e Türk Kuşu'nda pilotaj eğitimi veren Göksel Demiröz, duygularını aktarırken, “Çok çok başarılı bir öğrenciydi. Çok başarılı bir pilot olacaktı. Ancak maalesef olmadı. Canan melek olup uçtu'' diye konuştu.
Canan ile mülakat yapacak isimlerden biri olan THY'nın kaptan pilotlarından Selehattin Koçer ise konuşurken gözyaşlarını tutmakta zorlandı. Koçer, “Almanya'dan da ona mülakat tekfili gelmişti. Ama o ısrarla THY'yi istemişti. Okulunu bitiriş derecesi bile onun referansıydı. Mülakatı kesin kazanacak pilot olup uçacaktı'' dedi. Canan'ın arkadaşları da kendisinin Sun Express Havayolu'na kabul edildiğini ancak ısrarla THY'yi istediği için İstanbul'a gittiğini anlatıp gözyaşı döktü.
Öte yandan kaza günü Canan ile aynı araçta bulunan ağabey Ercan Babayiğit'in Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde tedavisinin devam ettiği, sağlık durumunun iyi olduğu ancak kız kardeşinin ölümü sebebiyle şok yaşadığı öğrenildi.
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
4 Şubat 2008       Mesaj #844
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
Hastanede doğurduğu bebeğini boğmaya kalkıştı

Mesut IŞIK/GEBZE (Kocaeli), (DHA)
Kocaeli’nin Gebze İlçesi’nde, ‘karnım ağrıyor’ diyerek gittiği hastanede sahte isimle kayıt yaptırdıktan sonra 3 kilo 800 gram ağırlığında bir kız bebek dünyaya getiren 20 yaşındaki H.A., kendine geldikten sonra bebeği kendisinin doğurmadığını iddia etti. ‘Ben bakireyim’ diyen genç kadının tülbentle boğmak istediği bebek, ebe ve hemşirelerce kurtarıldı.
Geçen Perşembe günü Gebze’nin Darıca Beldesi’ndeki Devlet Hastanesi’ne gelen H. A. “Karnım ağrıyor'' diyerek ‘Makperi A. sahte ismiyle kayıt yaptırdı. Genç kadının yapılan muayenesinde hamile olduğu ve doğurmak üzere olduğu anlaşıldı. Ultrasona sokulan genç kadının hamileliği kesinlik kazanınca doğumhaneye alındı. Üç kilo 800 gram ağırlığında bir kız bebek dünyaya getiren H.A., kendisine geldikten sonra bebeği kabul etmedi. “Bebek benim değil. Bel hala bakireyim'' diyen genç kadın, ebe ve hemşirelerin bir anlık dalgınlığından yararlanarak bebeği tülbentle boğmak istedi. Ancak durumu farkeden hemşireler hemen müdehale ederek bebeği annesinin elinden aldı.

YUVAYA VERİLECEK

Hastane yetkililerinin olayı polise haber vermelerine üzerine H.A.'nın tedavisi polis gözetiminde yapıldı. Tedavisi bittikten sonra gözaltına alınarak Gebze Adyliyesi’ne sevkedilen H.A., Cumhuriyet Savcılığı'nca serbest bırakıldı. H.A.'nın kabul etmediği ve hemşirelerin ‘Ecem’ adını verdiği bebeğin, gerekli bakımlarının yapılmasının ardından Çocuk Esirgeme Kurumu’na teslim edeceği bildirildi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Şubat 2008       Mesaj #845
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
100684ne3
Türk değiller ama bizim kadar Türk



Kendilerini asırlardır 'Türk' olarak adlandırıyorlar. Türk gibi giyiniyor, Türk gibi yaşıyorlar. Futbol takımlarının adları bile 'Türk' ve maçlarda bayrağımızı dalgalandırıyorlar...


Belçika'daki "Türk Köyü" Faymonville'de karnaval bu yıl da coşkulu geçti. Kendilerini asırlardır "Türk" olarak adlandıran Belçikalı köylüler, geleneksel olarak Türk giysi ve bayraklarıyla karnaval korteji oluştururken, ülkenin çeşitli bölgelerinden gelen "gerçek Türkler" de karnaval etkinliklerini izledi.
Belçika'nın Arden dağları bölgesinde, ülkenin ücra köşelerinden birinde bulunan, birkaç yüz insanın yaşadığı "Faymonville" isimli köyün meydanında, Belçika ve Valonya bayrakları yanında Türk bayrağı da dalgalanıyor. Köyün merkezinde, bugün kütüphane olarak kullanılan binanın girişinde, mermer üzerine oyulmuş ay yıldız görüntüleri; binanın içinde ise camlara işlenmiş Türk bayrağı motifleri dikkat çekiyor. Faymonville köyünde hiçbir zaman, hiçbir Türk'ün yaşamadığını belirten köylüler, kendilerine asırlardır "Türkler" dendiğini, "Türk Köyü"nün insanları olduklarını söylüyor, kendilerini "Faymonville Türkleri" olarak tanıtıyorlar.
-RİVAYETLER-
Faymonville köylülerine "Türk" denilmesi ve Türk bayrağının bu köyün sembolü olması çeşitli rivayetlerle izah ediliyor. Bazı köylüler, bu geleneğin 8. yüzyıldan kaldığını savunuyorlar. En yaygın rivayete göre, 16. ve 17. yüzyıllarda, Avrupa'da Türk işgalinden zarar görenlere yardım için para toplanırken, Faymonville köylüleri bu parayı vermeyi reddettiler ve bu nedenle "Hristiyanlık aleminin düşmanı ve Türklerin dostu" ilan edildiler. O zamanlar "herkese korku veren" "Türk" ismini alan köylüler, kendilerini cezalandıran Liege Prensi'ni iyice kızdırmak için kilise çanlarını susturup, dua çağrısını ezan taklidi seslerle yapmaya başladılar. Faymonville köylülerinin, Haçlı Seferleri'ne katılmayı ve Türklere karşı savaşmayı reddettikleri için "Türk" olarak adlandırıldıkları da rivayetler arasında bulunuyor.
FUTBOL TAKIMLARININ ADI DA TÜRK
Yaşlı köylüler, "Türk olarak adlandırılmanın yararını İkinci Dünya Savaşı'nda gördük" diyor ve Belçika'yı işgal eden nazi ordularının her yeri yağmalarken, Türk bayrağını ve ay yıldızlı amblemleri gördükleri bu köye hiç zarar vermediklerini anlatıyorlar. Faymonville'in "Turkania" isimli futbol kulübü, maçlarına her zaman Türk bayrakları eşliğinde çıkıyor ve kulübün ambleminde de bu bayrak yer alıyor.
Belçika'daki köylerde, kasabalarda insanlar her karnavalda çeşitli kıyafetlere bürünüyor, her yıl bu kıyafetlerin temasını değiştiriyor. Faymonville Türkleri ise tema değiştirmiyor, sadece olanakları çerçevesinde kıyafetlerini yenilemeye çalışıyor.
Faymonville köylüleri, Türkiye'yi ve Türkleri daha iyi tanımak arzularını yıllardır dile getirirken, karnavallarına Türk diplomatları ve dernekleri de davet ediyor, uzun yıllardır yanıtsız kalan "ciddi temas arayışını" sürdürüyor. Belçika'da ve komşu ülkelerde yaşayan Türkler, bu yıl da Faymonville karnavalını izlemek için bölgeye geldiler ve ellerindeki Türk bayrak ve sembolleriyle köy kortejine eşlik ettiler.

A.A.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Şubat 2008       Mesaj #846
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hangi branşta kaç öğretmen alınacak?Medya Haber



Öğretmen alınacak branşlar ve branşarın taban puanı
Milli Binlerce öğretmen adayının beklediği Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2008 yılı birinci atama döneminde tayin edeceği kadrolu öğretmen branşları ve bu branşların taban puanları belli oldu
Eğitim Bakanlığı, 2008 yılı birinci atama döneminde 4 bin 786 kadrolu öğretmen ataması gerçekleştirecek. Halen sözleşmeli öğretmen olarak görev yapan öğretmenlerin kadrolu öğretmenliğe atananlarının yerine pozisyonlarına göre sözleşmeli öğretmen atanacak.
SINIF ÖĞRETMENLİĞİ İLK SIRADA
2008 yılı birinci atama döneminde atanacak kadrolu öğretmenlerin branşları içinde en çok 687 kişi ile sınıf öğretmenliği ilk sırayı aldı. Sınıf öğretmenliğini 492 kişi öğretmen ile ingilizce, 400 öğretmen ile bilgisayar takip etti. Bir dönem tartışma konusu olan müzik öğretmenliğine bu dönemde 142 öğretmen atanırken, Milli Eğitim Bakanlığı Şubat ayındaki atamada 157 resim öğretmeni alınacak Bu yıl diğer atama dönemlerine göre, Rusça'dan 10 kadrolu öğretmen atanması ise dikkat çekti.


ogretmenlistesixa3
Bugün Gazetesi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Şubat 2008       Mesaj #847
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
TÜRK SİYASET TARİHİNDE BİR İLK!

DTP'li Aysel Tuğluk ve Ayla Akat Ata milletvekili olmalarına rağmen, yargılanacaklar. Siyaset tarihi bir ilke sahne oluyor. DTP'li Aysel Tuğluk ve Ayla Akat Ata milletvekili olmalarına rağmen, seçimden önce haklarında açılan davalardan yargılanacaklar.
Bu yönde İstanbul 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nin aldığı karar Meclis Genel Kurulu'nda okundu. Mahkeme, kararını Anayasa'daki dokunulmazlıkla ilgili istisnaya dayandırdı. Bu istisna Türkiye'nin bütünlüğüne karşı suçlarla ilgili.
Bu mahkeme kararı Türk siyasetinde bir ilkin de habercisi.
DTP'li Aysel Tuğluk ve Ayla Akat Ata Meclis'te görev yaptıkları sürede yargılanmaya devam edecekler. Yani dokunulmazlıktan yararlanamayacaklar.
Aslında Anayasa'nın 83'üncü maddesine göre milletvekili seçilenler yasama dokunulmazlığı kazanıyor; haklarındaki tüm yargılamalar duruyor ve milletvekilliği sona erene kadar da hiçbir şekilde yargılanamıyor. Ama bunun yine Anayasa'ya göre bir istisnası var. Devletin bütünlüğüne karşı işlenen suçlar.
İstanbul 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nin Tuğluk ve Ata ile ilgili yargılamaya devam kararı, temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmasını düzenleyen Anayasa'nın 14'üncü maddesine dayanıyor. Bu maddede anayasal hakların devleti bölmeye yönelik kullanılamayacağı belirtiliyor.
Anayasa'nın 14'üncü maddesi:
'Anayasa'da yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.'
Eğer bir milletvekili bununla suçlanıyorsa ve soruşturması seçilmeden önce başlamışsa dokunulmazlıktan yararlanamıyor.
PKK propagandası yapmak suçundan yargılanan Tuğluk ve Ata'nın durumu mahkemece bu kapsamda değerlendirildi. İki vekilin yargılanmalarının devamını isteyen 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi bu kararını Meclis'e sadece bilgi için gönderdi.
Aysel Tuğluk ve Ayla Akat Ata hakim karşısında vatandaş muamelesi görecek. Yani mahkemeye gitmek ve gerektiğinde ifade vermek zorundalar. Bu kurallara uymadığı takdirde de gözaltına alınmaları hatta tutuklanmaları mümkün olabilecek.
'Yargılanmaları Anayasa gereği'
2 DTP'li milletvekilinin yargılanması Meclis Başkanı Köksal Toptan'ın da gündemindeydi. Milletvekillerinin yargılanmalarının Anayasa gereği olduğunu söyleyen Toptan, DTP'ye 'Meclis kürsüsünde de kırmızı çizgilerimiz var' uyarısını yaptı.
Dün gazi ve şehit yakınlarını kabul eden Meclis Başkanı, 'DTP'lilerin dokunulmazlıkları kaldırılsın' talebi ile karşılaştı.
Bunun üzerine Toptan 2 DTP'li milletvekilinin dokunulmazlıkları kaldırılmadan yargılanacağını hatırlatarak, 'Bu Anayasa gereğidir' dedi.
Meclis Başkanı kürsü dokunulmazlığı konusunda da uyararak, 'Bizim kırmızı çizgimiz vardır. Bu çizgi Cumhuriyet'in temel nitelikleriyle, bölünmez bütünlüktür' diye konuştu.
Toptan, 'Bunları ortadan kaldırmak söz konusu olduğu zaman müsamaha gösterilmez, fikir özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmez' ifadesini kullandı.
Meclis Başkanı DTP'li milletvekillerine zaman zaman bu beklentileri aktardığını söyledi, 'Beytüşşebap'ta meydana gelen olay terör örgütüne karşı net tavır koymak için tam bir fırsattır' mesajını verdi.
CNN Türk
bozkurtsoylu55 - avatarı
bozkurtsoylu55
Ziyaretçi
8 Şubat 2008       Mesaj #848
bozkurtsoylu55 - avatarı
Ziyaretçi
100684ne3



Ilginç ama gurur verici, bu köyü ilk kez duydum ... gazetelerdede haberleri vardi. bilgilendirmen için tesekkürler.Türkiyem
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
8 Şubat 2008       Mesaj #849
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
Erdoğan: Mutabakat yüzde 75

Başbakan Erdoğan, türban konusunda toplumda "yüzde 75 mutabakat olduğunu" öne sürdü.

Erdoğan, dün Almanya’ya hareketinden önce türban nedeniyle üniversiteden atılanlara affın gündemde olup olmadığı sorusuna şu karşılığı verdi:

AF YOK

Bizim şu anda gündemimizde olan, sadece böyle bir anayasa değişikliğini, 10. ve 42. maddelerinde yapmaktır. İfade ettiğiniz konular birinci derecede bizimle ilgili değil. Bunun YÖK tarafından olgunlaştırılması gerekir. Şu anda bizim gündemimizde olan böyle bir konu yok. Ama YÖK bu konuda bazı tasarruflarda bulunur mu, bulunmaz mı bilemem. Cumartesi günü de 2. tur oylama yapılacak. Temennimiz odur ki, bu müzakereler kızlarımızın geleceğine yönelik önemli bir açılım sebebi olur ve bundan mağdur olmuş olan kızlarımız da bu mağduriyetin giderildiğini görürler. Parlamento içinde daha geniş bir mutabakatla bu işin olmasını arzu ederdik.

MECLİS’TE YÜZDE 70

Türkiye’de toplumsal mutabakat büyük ölçüde vardır. Bu kamuoyu araştırmaları ile yüzde 75 civarındadır. Ama parlamentodaki siyasi partiler arasında ne yazık ki geçen dönemde arzu ettiğimiz mutabakatı sağlayamamıştık. Ama bu dönem yine yüzde 70 civarında parlamento içi bir kurumsal mutabakat söz konusu. Tabii bu kurumsal mutabakatın aynı şekilde dışardaki kurumlar içerisinde de yayılması söz konusu. Dolayısıyla bu adım atılmıştır. Bu, milletimizin bir beklentisi, talebidir. Temennimiz odur ki, hayırlı bir sonla da neticelenir.
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
10 Şubat 2008       Mesaj #850
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
O bir aşk çocuğu... Sıradışı bir durumla karşı karşıyayız. Bir koyun ve keçinin çiftleşmesiyle garip ama sevimli görünümlü bu yavru meydana gelmiş. İyi de olmuş.
İlk bakışta bir koyunu andırsa da rengine bakıp da keçiye benzetmemek mümkün değil. Almanya'nın Ruhr vadisinde yaşayan bu minik bebek, bir koyun ve keçinin çiftleşmesiyle meydana gelen minicik bir yavru daha.
Lisa, atlıyor, zıplıyor, ot yiyor, özel bakım altında tutuluyor. Hanover'daki bir tıp okulunda çeşitli testlere tabii tutulan Lisa, 'farklı bir tür'ün temsilcisi olarak doğanın garipliğini ortaya koyuyor.
Uzmanlar, Lisa'nın bir keçi veya koyun gibi süt verip vermeyeceği konusunda endişeliler. Ancak Lisa'nın sahibi çiftçi Klaus Exsternbrink, "Eğer süt verirse, içilebilir bir süt olur. Tıpkı diğerlerininki gibi. İlerleyen zamanlarda sütünün ve peynirinin tadını keşfedeceğiz" diyor.
yas02msnlr0

Benzer Konular

28 Ekim 2016 / ThinkerBeLL İletişim Bilimleri
20 Ekim 2015 / Jumong Genel Mesajlar
24 Ekim 2008 / CrasHofCinneT Bilgisayar
18 Kasım 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük
21 Şubat 2010 / ThinkerBeLL Bilim ww