Arama

Medya Haber - Sayfa 56

Güncelleme: 13 Ekim 2017 Gösterim: 713.601 Cevap: 1.864
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
6 Şubat 2007       Mesaj #551
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
RÜTÜK'DEN BİLİNÇLİ İNTERNET KULLANIMI ÖNERİLERİ

Sponsorlu Bağlantılar

bilgisayar cocuk

ANKARA - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), resmi internet sitesinde hizmete giren sayfasında çocukları internetin olumsuz etkilerinden ve bu yolla görebilecekleri zararlardan korumayı amaçlıyor.
Üst Kurulun ''www.rtuk.org.tr'' adresindeki resmi internet sitesinde ''Çocukların güvenli internet kullanımı'' başlığı altında oluşturulan sayfalarda hem ebeveynler hem de çocuklar için öneriler yer alıyor.
Sitede yer alan önerilerden bazıları şöyle:
''Her şeyden önce çocuğunuzla iyi bir iletişim içinde olunuz.
Bilgisayarın çocuğun odasında değil, evin ortak kullanım alanı içinde olmasına dikkat ediniz.
Çocuğunuzun internette kalma süresine ve bilgisayar kullanma süresine mutlaka kısıtlama getiriniz.
Çocuğunuzla ve okul öğretmenleriyle birlikte çocuğunuzun yaşına uygun ve güvenli olan internet sitelerinin adreslerini belirleyiniz.
İnternette mümkünse çocuğunuzla birlikte gezininiz.
Gerekli güvenlik ve filtreleme programlarını edininiz.
Çocuğunuza sizin izniniz olmaksızın, kendi adresini, okulunun adını, telefon numaranızı, ebeveyninin iş adresleri ve iş yeri telefon numaraları gibi kişisel bilgileri internet sohbet ortamında kimseye vermemesi gerektiğini öğretiniz.
Çocuğunuza, internet ortamında yeni tanışılan kişilerin her zaman kendileri ile ilgili doğru bilgiler vermeyebileceği, kimlikleri ve yaşlarıyla ilgili yanıltıcı bilgiler verebileceği gerçeğini anlatınız.
Çocuğunuza, size sormadan internet ortamında alış veriş yapmaması gerektiğini, istenilen kredi kart numaraları bilgilerini vermemesini öğretiniz.
İnternet sohbetlerinde onlardan yapmamaları gereken ya da onları rahatsız eden bir davranışta bulunmalarını isteyenler olduğu takdirde, sohbeti bırakarak hemen size haber vermesini ve olayı anlatmasını isteyiniz.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Şubat 2007       Mesaj #552
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hem polise hem JİTEM'e çalıştı

Sponsorlu Bağlantılar
Medya Haber clear pixel
Dink cinayetinde azmettirici olduğu öne sürülen Tuncel'in polis muhbirliğinden JİTEM'e de çalıştığı için atıldığını belirten İstihbarat Daire Başkanı 'Bizden de jandarmadan da para alıyordu' dedi.
clear pixel
06.02.2007
Dink cinayeti azmettiricisi olduğu öne sürülen Erhan Tuncel, polis muhbirliğinden, jandarmaya da çalıştığı için atıldı.

Hrant Dink cinayetinde azmettirici olduğu iddia edilen polis muhbirinin durumunu inceleyen Mülkiye Başmüfettişleri, yeni bir gerçekle karşılaştı. Erhan Tuncel'in polis muhbirliğinden JİTEM'e de çalıştığı için atıldığını ifade eden İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, "Bizden de jandarmadan da para alarak kazancını katlamıştı" dedi.

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun emriyle ilk olarak Trabzon'da incelemelerin tamamlayan Mülkiye Başmüfettişlerinden ikisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne giderken, ikisi de Ankara'da bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'nda gazeteci-yazar Hrant Dink cinayetini araştırmaya başladı.

İstihbarat'taki Dink cinayeti azmettiricisi Yasin Hayal ve grubuna ilişkin yapılan tüm çalışmaları inceleyen müfettişler, Y.İ.E (Yardımcı İstihbarat Elemanı) olarak kayda giren ve olayın azmettirici olduğu iddia edilen Erhan Tuncel'e ilişkin kayıtları da mercek altına aldılar.

"EYLÜL SONUNA KADAR"
Tuncel'in, bir dönem Trabzon Emniyet Müdürluğü yapan ve halen İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek tarafından muhbir yapıldığı anlaşılırken, 2006 yılının Eylül sonuna kadar da kullanıldığı belirlendi.

Aynı tarihe kadar Tuncel'in irtibatlı olduğu Yasin Hayal ve beraberindekilerin telefonlarının 3 aylık süreçte dinlendiğini anlayan müfettişler, Akyürek'e ilk olarak Tuncel'e ne kadar para aktarıldığını ve karşılığında ne tip bilgiler alındığı soruldu.

Akyürek ve bu kişiye zaman zaman gerek Trabzon Emniyet Müdürlüğü döneminde gerekse, İstihbarat Daire Başkanlığı döneminde yüklü rakamlar olmamakla beraber para verildiğini doğrularken, "Ancak Eylül sonunda bunu kestik" dedi.

"JİTEM'E GEÇTİ"
Tuncel'den alınan bilgilerin sürekli olarak resmi kaynaktan yetkili mercilere aktarıldığını ifade eden Akyürek'e Başmüfettişler, "Eylül 2006 sonunda muhbirlikten neden attınız" diye sordu.

Akyürek, bu kişinin son dönemde düzenli görüşmelere gelmediğine dikkat çekerek, "Görüşmelerde de artık eskisi gibi ciddi bilgiler vermemeye başlayınca şüphelendik. Ardında da telefon trafiğini inceleme aldık. Aldığımız bilgi ise tamamı jandarma istihbarat çıkınca görevine son verdik" dedi.

Bir süre Tuncel'in her iki istihbarat kuruluşunu da idare etmeye çalıştığının altını çizen Akyürek, "Atıldıktan sonra Trabzon'daki istihbaratçı arkadaşlara 'Onlar daha iyi ücret ödüyor' gerekçesiyle böyle yaptığını söylemiş. Bizimkiler de yapılan telefon incelemesinde kullandığı numaranın, aradığı telefon numaralarının yüzde 70'nin JİTEM'e ait olduğunu bildirdiler" dedi.

Müfettişlere, "Polis istihbarat yönetmeliği"ni de hatırlatan Akyürek, "Bizde bir başka istihbarat kurumu tarafından kullandığı anlaşılan elamanın işine son verilir. Bizden de jandarmadan da para alarak kazancını katlamıştı" dedi.

Bu gelişme üzerine Mülkiye Başmüfettişleri, Erhan Tuncel ve beraberindekilerin kullandıkları cep ve sabit telefonların dökümlerinin alınması ve irtibatlı olduğu jandarma istihbarat elemanlarının belirlenmesini istediler.


EMNİYET'TEN YALANLAMA

Haberim yayımlanmasının ardından Emniyet Genel Müdürlüğü, yazılı bir açıklama yaparak iddiaları yalanladı. Açıklamada şöyle denildi:
“Anka Haber Ajansı tarafından bugün ‘Tuncel Polis Muhbirliğinden Jitem’e Çalışınca Atılmış’ başlığıyla servise konulan gerçekleri yansıtmayan haber ile ilgili olarak açıklama yapılmasına gerek duyulmuştur.
Haberde yer aldığı şekilde İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’e atfen verilen ifadeler doğru değildir. Atfen yayınlanan ifadelerin gerçeklerle hiçbir ilgisi yoktur."

ANKA: HABERİN GERÇEKLİĞE ÖZEN GÖSTERİYORUZ

Emniyetin yalanlamasının ardından ANKA haberinin doğruluğunda ısrar ederek şu açıklamayı yaptı:
"ANKA bilgi kirliliği tartışmalarının yoğunlaştığı bu günlerde yayınladığı haberlerin gerçekliğine azami özeni göstermektedir.
Bu haberimiz de gereken özen gösterilerek bültenimize konulmuştur. Ajansımız kaynağına güvendiği bu haberin bültende kalmasına karar vermiştir. Yazıişlerinin bilgisine saygıyla sunulur."

MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
7 Şubat 2007       Mesaj #553
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi

F35 İMZALANDI..
Türkiye'den tarihi imza F-35 Projesi Sanayi Katılım Planı anlaşması Ankara'da imzalandı. TAİ, modern savaş uçağı üretecek. İlk uçak 2014 yılında TSK'ya katılacak.

Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Amerikan Lockheed Martin firması arasında F-35 uçaklarının üretiminde iş paylaşımını öngören sanayi katılım planı anlaşması imzalandı. Anlaşma kapsamında TAI, Müşterek Taarruz Uçağı projesinin üretimine katılarak F-35A uçaklarının orta gövdesini üretecek. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Türk savunma sanayii ve Türkiye-ABD ilişkilerinde tarihi bir gün yaşadıklarını söyledi.

Müşterek Taarruz Uçağı (JFS) projesi kapsamında Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Lockheed Martin firması arasında Sanayi Katılım Planı anlaşması, TAI ile Northrop Grumman firması arasında ise TAI'nin üretime katılmasına ilişkin anlaşma imzalandı. Hilton Oteli'ndeki imza törenine Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, Lockheed Martin Başkan Yardımcısı Bob Bolz, TAI Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Peker Günal, TAI Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı ve savunma sanayii firmalarının temsilcileri katıldı.

imzaTörende bir konuşma yapan Milli Savunma Bakanı Gönül, törende atılacak imzaların Türk savunma sanayiinin, son 20 yılda geldiği noktadan daha ileri gitmesini sağlayacağını belirtti. 12 Aralık 2006'da gerçekleşen Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı sonucunda TSK'nın yeni nesil savaş uçağı olarak F-35'in seçildiğini ve Türkiye'nin JFS projesinin bundan sonraki aşaması olan üretim, destek ve sürekli iyileştirme evresine toplam 100 F-35A modeli uçak almak üzere katılım sağlamasına karar verildiğini anlatan Gönül, bu karar doğrultusunda JFS projesine ilişkin uluslararası mutabakat muhtırasının 25 Ocak'ta ABD'de imzalandığını kaydetti. Gönül, "Böylece Türkiye 1999 yılında kavram gösterim, 2002 yılından bu yana ise sistem geliştirme aşamalarında yer aldığı JFS projesinin bundan sonraki üretim, destek ve sürekli iyileştirme evresine tam olarak katılan 9 ülkeden biri olmuştur" diye konuştu.

Projenin üretim evresinde yer alacak 9 ülke arasına girmenin gerek harekat etkinliği, gerek ülkeler arası işbirliği ve gerekse savunma sanayii alanlarında Türkiye'ye çok önemli avantaj ve ayrıcalıklar getireceğini kaydeden Gönül, F-35 uçağının sahip olacağı üstün teknoloji ve gelişmiş yetenekler sayesinde TSK'nın harekat etkinliği ve caydırıcılığının önemli ölçüde artacağını ve bugün olduğu gibi 2010 yılından sonra da bölge barışı için bir istikrar unsuru olmaya devam edeceğini dile getirdi.

Önümüzdeki 50 yıl boyunca küresel savunma ve güvenlik politikalarına yön vermeye ve buna bağlı olarak dünyadaki askeri stratejileri şekillendirmeye aday, gelişmiş ülkelerden oluşan bir ortaklığın tam üyesi olmanın, alınacak kararlarda Türkiye'ye söz hakkı sağlayacağını vurgulayan Gönül, böylece Türkiye'nin ulusal çıkarlarını ortak kazanımlar ile örtüştürme fırsatı yakalayacağını kaydetti. Ortaya çıkacak sinerjinin JSF projesinde maliyet-etkinlik hedefine katkı yapmakla kalmayıp aynı zamanda uzun soluklu stratejik ortaklıkların da temellerini atacağına inandığını dile getiren Bakan Gönül, bugün imzalanacak sanayi katılım planının, Türk ulusal savunma sanayiinin JSF projesine katılımı için bir yol haritası oluşturacağını bildirdi. Gönül, "Bugün tarihi bir gündür. Türk savunma sanayiinde ve Türk-ABD ilişkilerinde tarihi bir günü yaşıyoruz" şeklinde konuştu.

"İLK TESLİMAT 2014 YILINDA YAPILACAK"

Törende bir konuşma yapan Savunma Sanayii Müsteşarı Bayar ise, Müşterek Taarruz Uçağı projesinin 1999 yılında başladığına işaret ederek, proje kapsamında Türkiye'ye ilk teslimatın 2014 yılında yapılacağını açıkladı. F-16 projesine Türkiye'nin bir alıcı olarak katıldığını hatırlatan Bayar, bu projede ortaklığın avantajlarından yararlanamadığını belirtti. Artık Türk sanayisinin ABD, İngiltere, İtalya, Hollanda, Kanada, Avustralya, Norveç, Danimarka sanayileriyle aynı masaya oturabildiğini vurgulayan Bayar, hedeflerinin bu projedeki iş payını artırmak ve bugün için 4.3 milyar dolar olarak öngörülen rakamı 5-6 milyar dolar seviyesine çıkarmak olduğunu ifade etti. Bu uçakların üretiminden sonra lojistik destek aşamasında da yeni bir konsept geliştirileceğine dikkat çeken Bayar, bu aşamada Türk savunma sanayii şirketlerinin projeye katılımının devamını amaçladıklarını kaydetti. Bayar, bu anlaşmanın basit bir sipariş anlaşması olmadığını, 20-30 yıllık dönemi kapsayan bir mutabakat olduğunu bildirdi.
Törende konuşan TAI Yönetim Kurulu Başkanı Günal, bugün TAI'nın Avrupa ve ABD'nin önde gelen savunma ve havacılık firmaları nezdinde güvenilir bir iş ortağı konumunda olduğunu ve sektörde dikkatle izlenen oyunculardan biri haline geldiğini söyledi.

TAI Genel Müdürü Dörtkaşlı ise, Türkiye'nin 21. yüzyılın en önemli havacılık ve savunma programı olan JSF uçağının geliştirme fazına Temmuz 2002'den itibaren girdiğini, ABD, İngiltere, İtalya, Hollanda, Kanada, Avustralya, Norveç, Danimarka ile birlikte projeye katılan Türkiye'nin, üretim aşamasına da resme katılmış olduğunu kaydetti. Bugün imzalanacak anlaşma ile TAI ve Northrop Grumman arasında en az 20 yıl sürecek stratejik işbirliğinin temellerinin atılacağını vurgulayan Dörtkaşlı, JSF uçağının en karmaşık yapısal bölümlerinden biri olan Orta Gövdenin Üretim Anlaşması'nın imzalanmasıyla TAI'nin altyapı çalışmalarını tamamlayarak, ilk orta gövde teslimatını 2012 yılında gerçekleştireceğini, 2027 yılına kadar yaklaşık 400 adet JSF Orta Gövde ile alt ünitelerini üreteceğini söyledi. Orta gövde ve alt ünitelerin üretiminin parasal değerinin 2.7 milyar dolar olduğunu anlatan Dörtkaşlı, gerek kompozit parçalar, gerekse dünyadaki her iki JSF uçağından biri için üretecekleri pylonlarla, JSF programında TAI'nin taahhütlerinin altına alınanlar toplamının 3.7 milyar dolar olacağını açıkladı.

ABD Büyükelçisi Wilson da, hem Türkiye için hem de özgürlüğün korunması alanında Türkiye'nin ABD ve diğer ülkelerle işbirliği açısından önemli bir adım atılacağını dile getirdi. Türk ve Amerikan firmalarının birlikte çalışarak ne çok şey başardıklarına bakılmasını isteyen Wilson, şimdi yeni bir işbirliğine başlanacağını ve 250 milyar dolar değerindeki Müşterek Taarruz Uçağı projesinde beraber çalışılacağını kaydetti.

Lockheed Martin Başkan Yardımcısı Bolz, Türkiye'nin 2014 yılında ilk F-35 uçağını teslim aldığı zaman tamamen gelişmiş bir silah sistemine kavuşacağını belirtti.

Konuşmaların ardından imza törenine geçildi. Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile Lockheed Martin arasında Sanayi Katılım Planı Anlaşması'na Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar ve Lockheed Martin Başkan Yardımcısı Bolz imza attı. TAI ile Northrop Grumman arasında TAI'nin üretime katılmasına ilişkin anlaşmaya ise TAI Yönetim Kurulu Başkanı Günal, TAI Genel Müdürü Dörtkaşlı ve Northrop Grumman Başkan Yardımcısı Janis Pamiljans imza koydu. İmza töreninin ardından TAI yöneticileri, Milli Savunma Bakanı Gönül ve diğer firma temsilcilerine şilt takdim etti. Lockheed Martin Başkan Yardımcısı Bolz da Bakan Gönül'e bir plaket verdi. Gönül daha sonra firma temsilcileriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.

Müşterek Taarruz Uçağı Projesi'nde Lockheed Martin, BAE Systems ve Northrop Grumman firmaları ana yüklenici olarak görev alıyor. 9 ülkenin üretim safhasına katılacağı F-35 savaş uçaklarından 3 bin 173 adet tedarik edilecek. Üretilecek uçakların 100'ünü Türkiye satın alacak. İlk F-35 uçağı 2014 yılında TSK envanterine girecek ve bu uçaklar 2050 yılına kadar Türkiye'nin en önemli silah sistemi olacak. F-35 savaş uçakları, F-16 ve F-4 uçaklarının yerine kullanılacak. İleriki aşamalarda F-16'ların TSK tarafından eğitim uçağı olarak kullanılması planlanıyor.
lionhead - avatarı
lionhead
Kayıtlı Üye
7 Şubat 2007       Mesaj #554
lionhead - avatarı
Kayıtlı Üye
DOKTOR BAHÇELİDEN BAŞBAKANA DOKTOR TEŞHİSİ3hilal

devletbahceli1Devlet Bahçeli'den, Başbakan'a ateş gibi sözler... Bahçeli, Erdoğan için, “Ruh hali klinik tablo, kangren haline gelen patolojik hasta” nitelemelerinde bulundu, Öcalan yakıştırması yaptı:

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisiyle AK Parti arasındaki kavgaya yeni bir boyut daha kazandırarak, Başbakan Erdoğan için, “Ruh hali klinik tablo”, kangren haline gelen patolojik hasta” nitelemelerinde bulundu.

Bahçeli, Erdoğan’ı PKK ve Abdullah Öcalan ile aynı resmin içinde yer almak ve aynı söylemlerde buluşmakla suçladı.

Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Erdoğan’ın “Türk Milliyetçiliğini hedef alan saldırılarının ağırlaşarak ve seviye kaybederek sürdüğünü kaydederek, “Türk Milliyetçiliği düşmanlığının AKP’nin seçim kampanyasının ana teması ve taşıyıcısı olacağı anlaşılmıştır” dedi.

TEDAVİ OLMALI

Erdoğan’ın Türk Milliyetçiliğini ırkçılık, ayrımcılık ve kafatasçılık olarak suçlamaları için “hezeyan” nitelemesini kullanan Bahçeli, şöyle dedi:

“Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin varlığına, milli onuruna ve geleceğine sahip çıkılmasından, Türk milletinin birliğinin ve milli kimliğinin üzerinde titrenmesinden rahatsızdır.

Bu konuda konuştukça batan Başbakan, sözleri ve fiilleriyle hakiki hüviyetini açığa vurmaktadır.Şuur altında artık bastıramadığı ön yargılar, kompleksler ve düşmanlık duyguları bu şekilde ortaya dökülmekte ve temsil ettiği siyasi zihniyetin anatomisi gün ışığına çıkmaktadır. Türk Milliyetçiliğini karalamak ve aşağılamak için çok tehlikeli bir kışkırtıcılık misyonu üstlenen Başbakan’ın içinde bulunduğu ruh hali, bu anlamda çok vahim bir klinik tablo oluşturmaktadır.

Bu kangren haline gelen patolojik hastalığın yegâne tedavi yolu seçim sandığıdır.Türk milletinin sandık başında tecelli edecek siyasi iradesi, bunun en etkili tedavi reçetesi olacaktır.”




İMRALI’DAKİYLE AYNI RESİMDE

Bahçeli, Erdoğan’ın söylemleriyle PKK’nın ve Öcalan’ın son dönemdeki kampanyalarının örtüştüğünü de savundu. Bahçeli, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanlık koltuğunda oturan Erdoğan, Türk Milliyetçiliğine karşı husumet manifestosu niteliğindeki sözleri ve saldırılarıyla, sadece yeminli milliyetçilik düşmanlarıyla aynı safta yer almamış, daha da vahimi terör örgütü PKK ve İmralı’daki elebaşı cani ile de ‘teşhis ve ağız birliği’ içine girmiştir dedi.

Erdoğan’ın Türk milliyetçilerine yönelik ırkçılık,ayrımcılık ve kafatasçılık suçlamasının “PKK ve İmralı canisi ile aynı resmin içinde yer almaktan aynı çizgiye düşmekten rahatsızlık duymadığının göstegesi olduğunu kaydeden Bahçeli, Erdoğan’ için şu ifadeleri kullandı:

“PKK’nın yayın organlarını izleyenler, Başbakan’ın devleti suçlu gösterme ve Türk milliyetçiliğini karalama yarışında bu çevrelerle aynı yörünge içinde olduğunu göreceklerdir.PKK’nın son dönemde başlattığı kampanyada Türkiye Cumhuriyeti “tetikçi devlet” olarak suçlanmakta, Türk milliyetçiliği inkârcı ve ayrımcı ırkçılıkla karalanmakta ve Türkiye’nin ‘kanserli bünye&’ olarak görülen rejiminin tasfiyesinin önündeki en büyük engel olarak gösterilmektedir.

Terör örgütünün bu söylemleriyle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın Türk Milliyetçiliğini hedef alan sözleri ve devletin organlarını yıpratmak için ürettiği senaryolar arasında özde bir fark bulunmamaktadır

Başbakan Erdoğan ve AKP sözcülerinin asıl rahatsızlık duymalarını ve namuslu bir vicdan muhasebesi yaparak bu açıdan ‘nereden nereye geldiklerine’ bakmalarını gerektiren husus budur.

MAKYAVEL’İ BİLE KISKANDIRIR

Bahçeli, Erdoğan’ın siyaset anlayışı için, “karanlık hedeflerine varmak için her gayri meşru yolu mübah görmede Makyavel’i bile kıskandıracak çürümüş siyaset anlayışı” nitelemesinde bulundu. Erdoğan’ın Türk Milliyetçiliğini, “mayınlamış yasak bölge” ilan etmeye çalıştığını da belirten Devlet Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:

Türk milliyetçiliği, Türkiye’nin milli birliğinin korunmasının en önemli sigortası ve Türkiye’nin önünü, ufkunu ve yolunu sürekli aydınlatan temel bir siyasi ve kültürel değer olarak ebediyen yaşayacaktır.

Başbakan Erdoğan’ın ve manevi fedailerinin Türk milliyetçiliğini ve Milliyetçi Hareket’i hedef alan hezeyanları, Milliyetçi Hareket Partisi’nin iktidar yürüyüşü kervanını etkileyemeyecektir.

Yeni bir milli birlik ruhu ve şuuruyla ayağa kalkacak olan Aziz Milletimiz, ortak paydası Türkiye düşmanlığı olan ve husumetten beslenen bu şer cephesinin Türkiye’yi maruz bırakmaya çalıştığı hain suikastı her şart altında boşa çıkaracaktır.

Siyasi, vicdani ve ahlaki yörüngesini kaybedenler bu gerçekleri unutmamalıdır.”

mahmurguldurme

tayyipcup posi1mevsimlik




















Medya Haber
yasamak kucuk bir umut we insana duyulan sewgiden ibarettir..
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
7 Şubat 2007       Mesaj #555
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
YENİ SİSTEMLE NÜFUS SAYIMI BAŞLADI

bilgisayar kimlik

ANKARA
- Hüseyin Tunçay
- Devlet Bakanı Beşir Atalay, adrese dayalı nüfus kayıt sisteminin yani bir başka deyişle yeni sistemle nüfus sayımının 81 ilde başladığını açıklarken, sayımın Haziran sonunda tamamlanacağını bildirdi.
Atalay, bunun sayımdan öte bir sistem değişikliği olduğunu belirterek, eskiden herkesin eve kapanarak sayımın bir günde yapıldığını, yeni sistemde ise yıl ortasına kadar Türkiye nüfusunun ortaya konacağını kaydetti.
Yeni sistemle birlikte mükerrerliklerin olmayacağını da söyleyen Bakan Atalay, artık Türkiye nüfusunun da güncel olarak takip edilebileceğini söyledi.
Yeni sistemde adres ve vatandaşlık numarasının birlikte kayda gireceğini ifade eden Atalay, vatandaşların yanlış veya farklı bir adreste kayıt olmaları durumunda özellikle kamu ile işlemlerinde aksamaların olacağına dikkat çekti.
Artık ikametgah ilmühaberinin tarihe karışacağını da açıklayan Atalay, vatandaşların yaşadıkları yerde kaydolmasını istedi.
Böylelikle nüfusun ve göçlerin gerçek şeklinin ortaya çıkacağını vurgulayan Beşir Atalay, ''Örneğin vatandaş, köyde kaydolup şehirde yaşıyorsa özellikle kamu ile ilgili işlerinde sorun yaşayacak'' diye konuştu.
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
7 Şubat 2007       Mesaj #556
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
GMAIL, KAPILARINI HERKESE AÇTI..

. gmail logo

İSTANBUL
- Gülcan Kaplan
- Google'ın ücretsiz e-posta hizmeti Gmail, dünya ile aynı anda Türkiye'de tüm internet kullanıcılarının kullanımına açıldı.
Google Türkiye Ülke Müdürü Erem Karabey, internet kullanıcılarının artık davete gerek olmadan ücretsiz olarak Gmail e-posta adresi alabileceklerini bildirdi.
Uygulamayı Türkiye'de bütün dünya ile aynı anda başlattıklarını belirten Karabey, bugüne kadar spam mailleri uzakta tutmak için koruma amaçlı kapalı hesap açma sistemini tercih ettiklerini, koruma sistemine yönelik yaptıkları çalışmaların sonucunda son kullanıcıların spam maillerden rahatsız olmayacağı noktaya gelindiğini, bu nedenle Gmail'i herkese açtıklarını söyledi.
''Kullanıcılar spam mesajları rapor ederek, spam filtresini güncellemeye yardımcı olabiliyorlar, yani etkileşimli bir sistem bu'' diyen Karabey, güvenliğin kapalı sistemdeki kadar etkili olacağını aktardı.
Türkçe olarak kullanılabilecek Gmail'in, 2 GB'lik kapasiteye sahip olduğunu aktaran Karabey, şöyle devam etti:
''Bunu Türkiye'de veren yok. Böylece kullanıcılar mesajlarını silmeden daha fazla bilgi, dosya ve resim saklama olanağına sahip olacak. Biz diyoruz ki, e-postalarını artık silmeyin, fotoğraflarınızı silmeyin, hepsi orada dursun ve e-postanızın içinde bunu kim, ne zaman atmıştı vesaire diye yazmayın. Çünkü arama fonksiyonu var. Yani e-postalarınız içinde arama yapabiliyorsunuz. Google'nin arama gücünü Gmail'inizin içinde olduğunu düşünün ama bu aramayı sadece hesabın sahibi yapabilecek tabii...''

a.a
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
8 Şubat 2007       Mesaj #557
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
hackerlar saldırdı..

Bilgisayar korsanları, son yılların en önemli siber saldırısında internetin omurgasını oluşturan bazı sunucuları devreden çıkarmaya çalıştılar.

Küresel internet trafiğini doğrudan yönlendiren sunucuları hedefleyen hackerların dünkü saldırısında, üç ana sunucu devre dışı bırakılmak istendi.

İnternette alan adlarının kullanımı ve gelişiminden sorumlu kuruluş olan ICAAN, "org" ve başka bazı alan kodu ile biten web sitelerinin trafiğini yöneten UltraDNS ve ABD Savunma Bakanlığının serverlerine birer "veri barajı" göndererek saldırı düzenleyen hackerların bu girişimi sonunda, bazı sitelere ulaşmakta sıkıntı görülürken, kalıcı bir hasar oluşmadığı belirtildi.

Birkaç saat süren bu saldırının planlı ve uyum içinde olduğunu kaydeden uzmanlar, saldırının en ilginç tarafının, sistemin, kendini toparlayabileceğini göstermesi olduğunu belirttiler.

Bir bilgisayar güvenlik yetkilisi, veri barajı gönderilerek düzenlenen saldırıyı, 14 aşırı kilolu adamın bir asansöre binerek, yerinden kalkamaz hale getirmesine benzetti.

AlCoLiC - avatarı
AlCoLiC
Ziyaretçi
8 Şubat 2007       Mesaj #558
AlCoLiC - avatarı
Ziyaretçi
İhmalin ucu Celalettin Cerrah'a kadar dayandı mufe Müfettişler İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah'ın ifadesini alacak.
Hrant Dink suikastinin depremi sürüyor. Dink cinayetinde ihmal soruşturması devam ederken İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah hakında da ön inceleme başlatıldı
08/02/2007 (314 kişi okudu)
RADİKAL - ANKARA - Hrant Dink suikastinde tetikçileri buluşturan Trabzon'un Pelitli ilçesinde jandarma ve polise çalışan en az iki muhbirin verdiği bilgiler, 'görevliler görevlerini yapsaydı Dink bugün yaşıyor olacaktı' tezine güç katıyor. Bir yandan cinayete ilişkin soruşturma sürerken, diğer yandan 'geliyorum' diyen cinayetle ilgili hiçbir önlem almayanlar birer ikişer koltuklarına veda ediyor.
Pelitli'de aylardır süren suikast hazırlıklarını ve verilen istihbaratları yeterince değerlendirmeyen Trabzon Valisi Yavuz Demir, Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in görevden alınmasının ardından, ihmaller zincirinde sorumluluğu belirlenen İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da soruşturma potasına girdi. İçişleri Bakanlığı müfettişleri, ihmaller zincirinde Cerrah'ın da sorumluluğu olduğu düşüncesinde. Cerrah'ın, görevden alınıp alınmayacağına idari soruşturma raporuna göre karar verilecek. Trabzon Emniyet Müdürü'yken suikastin 'büyük abi'si Erhan Tuncel'i polis muhbiri yapan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek ve Yasin Hayal'in eniştesi jandarma muhbiri Coşkun İğci'nin 'Yasin Hrant Dink'i öldürecek' bilgisini vermesine rağmen tedbir almayan kimliği belirsiz JİT görevlileri içinse, şimdilik soruşturma yok.
İçişleri Bakanlığı'nın, Trabzon, İstanbul ve Ankara'da görevlendirdiği mülkiye başmüfettişleri, Trabzon'un ardından İstanbul'daki araştırmalarını da tamamladı. Müfettişler, geçen pazartesi günü görevden alınan İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Güler ile İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah'ın, Dink suikastindeki ihmallerde adli ve idari yönden sorumluluğu bulunduğu kanatine vardı. Bir ön rapor hazırlayan müfettişler, Cerrah ve Güler hakkında adli ve idari yönden ön inceleme yapabilmek için İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'dan izin istedi. Aksu, istenilen her iki izni de verdi. Müfettişler, Cerrah ve Güler'e adli soruşturma açılıp açılmamasına, ifadelerini aldıktan sonra karar verecek.

Yazı ortada yok
Geçen pazartesi görevden alınan İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Güler'in, müfettişlere verdiği ifadede; "Trabzon'dan gelen suikast ihbarını teyit edemediğimizi İstihbarat Dairesi'ne bildirdik" dediği ve müfettişlere ihbarın teyit edilemediğini gösteren tutanağının bir örneğini verdiği öğrenildi. İstihbarat Dairesi'nin illerle yaptığı yazışmaların saklandığı dijital sistemde çalışan müfetişler, Güler'in "Yazdık" dediği yazıyı aradı, ancak bulamadı. Müfettişlerin, bu gelişme üzerine Ramazan Akyürek ve kurmaylarının yazılı ifadesini bile almadan İstihbarat Dairesi'nden ayrıldıkları iddia edildi. Akyürek için ön inceleme izni isteme gereği duymayan müfettişler, Cerrah ve Ahmet İlhan Güler'in ifadesini aldıktan sonra İstihbarat Dairesi'ne dönecek.
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
8 Şubat 2007       Mesaj #559
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
TÜRKİYE'DE KURAKLIK

İşte Türkiye'nin kuraklık haritası İstanbul'un da içinde bulunduğu, özellikle yurdun kuzey batı kesimlerinde kuraklık “hat safhada” yaşanacak

Londra Üniversitesinin meteorolojik tahminler üzerine uzmanlaşmış bir çalışma grubu, dünyanın hemen her bölgesindeki hava ve yağış durumları gibi meteorolojik bilgilere ilişkin tahminler yapıyor. Uydudan izleme teknolojileri de dahil son teknoloji ve tahmin yöntemlerini kullanarak çalışma yapan Londra Üniversitesi, bulduğu sonuçları, 1, 3, 6 aylık ya da 1 yıllık ve üzeri tahminler şeklinde, “Dünya Kuraklık Monitörü” başlığı altında internet sitesinde yayınlıyor.

DÜNYA GİDEREK ISINIYOR
TÜRKİYE'NİN KURAKLIK HARİTASI
İnternet sitesi tarafından yapılan değerlendirmelere göre, bahar aylarında Türkiye'nin batı kesiminde “az” düzeyde seyredecek olan kuraklık, İç Anadolu'da ”orta düzeyde” görülecek.
2007 yaz aylarında ise Türkiye'nin batı ve İstanbul'un da içinde bulunduğu, özellikle yurdun kuzey batı kesimlerinde kuraklık “hat safhada” yaşanacak.

Aynı dönemde İç Anadolu'da kuraklık “az-orta” düzeyde yaşanırken, Doğu Anadolu ise “orta-şiddetli” kuraklıkla karşı karşıya kalacak.
Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Tahir Nalbantçılar, haritadaki verilerin İç Anadolu'ya özgü çarpıcı tahminler içerdiğini vurguladı. Yrd. Doç. Dr. Nalbantçılar, şunları kaydetti:
“Veriler, dikkat çekici bir şekilde önümüzdeki 1 yıl içinde İç Anadolu Bölgesi'nin 'az-orta' derecede kuraklık yaşayacağını, 2 yıl sonra 'az' düzeyinden 'şiddetli' düzeyde bir kuraklığa ulaşacağını, 3 yıl sonra ise kuraklığın 'az'dan 'had safhada kuraklık' düzeyine çıkacağını gösteriyor. Bu da kuraklık konusunda bizi bekleyen tehlikeyi, bir an önce özellikle bölgede su tasarrufuyla ilgili atılması gereken adımların aciliyetini gösteriyor.”

Medya Haber

KURAKLIK DERECELERİ
İnternet sitesinde renklerle de anlatılan kuraklık değerleri, şunları ifade ediyor:
Az Kuraklık: Kuraklığa gidiş var. Bitkilerde kısa süreli kuruma ve büyüme yavaşlaması, çok yavaş su açığı verilmesi. Yeşillikler ve bitki tam gelişmez.
Orta Derecede Kuraklık: Yeşillikler ve bitkilerde bazı hasar oluşması, yüksek yangın riski, nehirler, göller veya kuyularda düşük derecede bazı su eksikliklerinin gelişmesi veya yakında olacak olması, gönüllü olarak su kullanımında kısıtlama yapılması, talep edilmesi.
Şiddetli Kuraklık: Yeşillikler ve bitkilerde kayıpların başlaması, çok yüksek yangın riski, su kıtlığının başlaması, su kısıtlamasının önerilmesi.
Had Safhada Kuraklık: Büyük yeşillikler ve bitkilerde kayıpların olması, had safhada yangın riski. Yaygın su kıtlığı veya kısıtlaması.
Olağanüstü Kuraklık: Olağanüstü veya geniş çaplı yeşillikler ve bitkilerde kayıplarının olması. Olağanüstü yangın riski, acil durum oluşturan göl, dere ve nehirlerdeki su kıtlığı.
Londra Üniversitesinin akademik çalışmalarına güvenen pek çok kişi ve kuruluş, küresel ısınmanın gündemde olduğu son dönemde, üniversitenin, hava tahminlerini yayınladığı internet sitesine büyük ilgi gösteriyor.
Bu sitede yer alan geleceğe ilişkin yağış oranlarıyla ilgili tahminler, harita şeklinde sunuluyor. Haritada koyu kahverengi ile gösterilen alanlar, mevsim normallerine göre o yerin aşırı kurak olacağı, beyaza en yakın ton ise o bölgenin yağış konusunda sorun yaşamayacağı tahminini ortaya koyuyor.
Haritalarda koyu renk “tehlike”, açık renk ise yağış konusunda “sorun yok” masajını veriyor. İsteyen, “http://drought.mssl.ucl.ac.uk” internet adresinden bu siteye girip, kuraklıkta son durum tahminleri günlük öğrenebiliyor.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Şubat 2007       Mesaj #560
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çalışanın vergi indirimi belli oldu

8 Şubat 2007
A.A.
Medya Haber Vergi iadesi uygulamasına son veren ve yerine asgari geçim indirimini getiren kanun tasarısı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi. Benimsenen düzenlemeye göre, asgari geçim indirimi, mükellefin kendisi için asgari ücretin yıllık brüt tutarının yarısı olacak.

Eşi çalışmayan işçi ve memurlara, ayrıca brüt asgari ücretin yüzde 10'u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere, ilk 2 çocuk için yüzde 7,5, diğer çocuklar için yüzde 5 oranında indirim sağlanacak. Bakanlar Kurulu, asgari geçim indirim tutarlarını, toplamı asgari ücretin yıllık brüt tutarını aşmamak üzere, artırma veya kanuni oranına kadar indirmeye yetkili olacak. Asgari geçim indirimi, 1 Ocak 2008'den itibaren elde edilen gelirler için geçerli olacak.

EVDE ÜRETİLEN ÜRÜNLERE VERGİ MUAFİYETİ

Muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak suretiyle evlerde imal ettikleri kırpıntı deri ürünleri, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, tarhana, erişte ve mantı gibi ürünleri, işyeri açmaksızın satanlar gelir vergisinden muaf olacak. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya engel olmayacak.

ÖDÜNÇ PARA ALINMASI, MAL ALIM SATIMI SAYILACAK

İmalat ve inşaat, kiralama ve kiraya verme, ödünç para alınması veya verilmesi, ücret, ikramiye ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler, her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilecek. Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan değişiklikle, Türkiye'deki gerçek kişilerin doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kar payının veya oy kullanma hakkının en az yüzde 50'sine sahip olarak kontrol ettikleri yurtdışı iştiraklerinin kazançları dağıtılsın veya dağıtılmasın, iştirakin hesap döneminin kapandığı ayı içeren yıl itibariyle dağıtılan, kar payı sayılacak. Türkiye'de vergilendirilmiş kazancın iştirak tarafından sonradan dağıtılması durumunda, elde edilen kar paylarının vergilendirilmiş kısmı, bu tutardan indirilecek.

YURTDIŞI ÖDEMELERİNE VERGİ KESİNTİSİ

Vergilendirme rejiminin, Türk vergi sisteminin sahip olduğu vergilendirme kapasitesiyle en az aynı düzeyde bir vergilendirme imkanı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişiminde bulunup bulunmadığı da göz önünde bulundurularak, Bakanlar Kurulunca ilan edilecek ülkelerde yerleşik veya faaliyette bulunanlara, (Türkiye'de yerleşik olanların bu ülkelerde bulunan işyerleri dahil) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin, verginin konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılanın mükellef olup olmadığına bakılmaksızın yüzde 30 oranında vergi kesintisi yapılacak.

Emsaline uygun fiyatlarla satın alınan mal ve iştirak hisseleri için yapılan ödemeler, emsaline uygun fiyatlarla kara, deniz ve hava ulaştırma araçlarının kiralanması için yapılan ödemeler ile yapılan işin tamamlanabilmesi bakımından zorunluluk arz eden geçiş ve liman ücreti gibi ödemeler üzerinden yapılacak kesinti oranını belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar getirmeye bakanlar kurulu yetkili olacak. Yurt dışındaki finans kuruluşlarından temin edilen borçlanmalara ilişkin anapara, faiz ve kar payı ödemeleri ile sigorta ve reasürans ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılmayacak. Muhtasar beyannamenin şekil, içerik ve eklerini belirlemeye, ayrı ayrı beyanname verme mecburiyeti getirmeye, Maliye Bakanlığı yetkili olacak.

KONTROL EDİLEN YABANCI KURUMLAR

Kontrol edilen yabancı kurumlara yapılan ödemeler üzerinden kesilecek vergiler, Türkiye'de yıllık beyannameyle bildirilen, kontrol edilen yabancı kurum karı üzerinden hesaplanacak gelir vergisinden mahsup edilebilecek.
Mahsup edilecek vergi, kontrol edilen yabancı kurumun bu ödemelerden kaynaklanan kazancına isabet eden gelir vergisinden fazla olamayacak. Kanunun, kontrol edilen yabancı kurumlara ilişkin hükümlerinin uygulandığı durumlarda, yurtdışı iştirakin toplam vergi yükünün hesabında esas alınan vergiler, ödenmiş olmaları şartıyla, Türkiye'de vergilendirilecek kontrol edilen yabancı kurum karları üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecek.

PETROL BORU HATLARININ YAPIMI

Altın, gümüş, platin arama, işletme, zenginleştirme, rafinaj ve Türk Petrol Kanunu hükümlerine göre petrol arama faaliyetlerine ilişkin olmak üzere, bu faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler ile boru hattıyla taşımacılık yapanlara, bu hatların inşa ve modernizasyonuna ilişkin yapılan teslim ve hizmetler, Katma Değer Vergisinden (KDV) muaf tutulacak.

Özel okullarda verilen bedelsiz eğitim ve öğretim hizmetleri kapasitelerinin yüzde 10'una, üniversite ve yüksekokullarda ise bu hizmet, kapasitelerinin yüzde 50'sine çıkarıldı. Belediye ve il özel idarelerinin sattığı iştirak hisseleri ve gayrimenkullerden alınan vergi kaldırılacak. Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerindeki altyapı ve ortak tesis yapımına ilişkin harcamalara da KDV muafiyeti sağlanacak. Sürücü dahil 9 kişilik oturma yeri olan ve motor silindir hacmi 3200 cc'yi geçmeyen araçlarda, ÖTV yüzde 10 olacak. Esnaf ve Sanatkar Kredi ve Kefalet Kooperatiflerinin kendi kaynaklarından kullandırdıkları veya üyelerinin bankalardan kullanacakları kredilere ilişkin kefalet işlemlerinde harç alınmayacak.

Döviz büfelerinden her yıl alınan 22 bin 440 YTL tutarındaki harç 11 bin 220 YTL'ye indirilecek. Döviz bürosu şirketlerinden her bir şube için alınan 11 bin 220 YTL tutarındaki harç da yarı oranında azaltılarak 5 bin 610 YTL'ye düşürülecek. Sigorta şirketleri, iptal ettikleri sigorta muamelelerine ilişkin vergileri, iptalinin gerçekleştiği dönemde hesaplanan banka ve sigorta muameleleri vergisinden indirilebilecek. Büyük mükellefler vergilerini İstanbul'da yatırsalar bile, bunların ödediği vergilerden ilgili şirketlerin faaliyet gösterdikleri büyükşehir belediyelerine yüzde 5 oranında pay aktarılacak.

YATIRIM TEŞVİKLERİ

Yatırım teşviki sağlanan 49 ilde, en az 10 yeni işçi istihdam eden şirketler, yeni istihdam ettikleri işçi ücretleri için daha az gelir vergisi ve SSK primi ödeyecek. Ayrıca şirketlere enerji desteği sağlanacak. Teşvik kapsamındaki illerde Nisan 2005 tarihinden itibaren faaliyete geçen ve asgari 10 işçi çalıştırılan işletmeler ile Nisan 2005 tarihinden önce faaliyete geçmiş işletmelerden; fiilen ve sürekli olarak hayvancılık, seracılık, sertifikalı tohumculuk ve soğuk hava deposu ile imalat sanayi, madencilik, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık alanlarında faaliyette bulunanların elektrik enerji giderlerinin yüzde 20'si hazinece karşılanacak. Hazinece karşılanacak oran, organize sanayi veya endüstri bölgelerinde faaliyette bulunan işletmeler için yüzde 50'yi, diğer alanlarda faaliyette bulunan işletmeler için yüzde 40'ı geçemeyecek.

BEDELSİZ YATIRIM YERİ TAHSİSLERİ

Yatırım yeri tahsisinde mülkiyet devri yerine, bedelsiz olarak 49 yıl süreyle irtifak veya kullanım hakkı tesisine gidilecek. Teşvik kapsamındaki illerde en az 10 kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek veya tüzel kişiler lehine; Hazineye, özel bütçeli kuruluşlara, il özel idarelerine veya belediyelere ait arazi veya arsaların üzerinde 49 yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikli bedelsiz irtifak hakkı tesis edilecek.

Bu taşınmazlar üzerindeki kamuya ait ve ihtiyaç dışı bina ve müştemilat ile üzerinde henüz faaliyete geçmemiş yatırım bulunan arazi veya arsalar da bu kapsamda değerlendirilecek. Talep edilen taşınmazın bulunduğu ilçenin mülki sınırları içinde organize sanayi veya endüstri bölgesi bulunması halinde bu bölgelerde yer alabilecek yatırımlar için tahsis edilecek boş parsel bulunmaması şartı aranacak. İrtifak hakkı tesis edilecek veya kullanma izni verilecek taşınmazlardan imar planı bulunmayanların planları ile uygulama projeleri, bedelsiz olarak verilen ön izin süresi içinde yapılacak. İstihdam edilecek işçi sayısına, yatırım konusu işletmenin faaliyete geçtiği tarihten itibaren 5 yıl süreyle uygulanması zorunlu olacak.

Yatırımcı tarafından, mücbir sebepler hariç öngörülen sürede yatırımın en az yüzde 50'sinin tamamlanmadığının veya taşınmazın üzerine yatırıma başlama tarihinden itibaren 1 yıl içinde herhangi bir yatırım yapılmadığının ya da işletmeye geçtikten sonra faaliyetin sona erdirildiğinin tespiti, irtifak hakkı ve kullanma izni sözleşmesinin ağır şekilde ihlali sayılacak ve bu taşınmaz üzerindeki muhdesat, zemin maliki idareye devredilecek.

Yatırımın tamamlanmaması veya öngörülen istihdam sayısına yüzde 10'u aşan oranda uyulmaması halinde ise bedelsiz olarak tesis edilmiş irtifak hakkı veya verilen kullanma izni, bedelliye dönüştürülecek. Bedelsiz irtifak hakkı veya kullanma iznine konu taşınmazların üzerinde gerçekleştirilecek yatırımın toplam tutarı, bu taşınmazların maliki idarelerce takdir edilecek rayiç değerin 5 katından az olamayacak.

MESLEK YÜKSEKOKULLARINA SINAVSIZ ATAMA

Meslek yüksekokullarının YÖK tarafından belirlenecek uzmanlık alanlarına atanacak öğretim görevlileri, merkezi sınavdan muaf tutulacak. Bu statüde meslek yüksekokullarına atananlar, bu okulların uzmanlık alanları dışındaki üniversitelerin ya da yüksek teknoloji enstitülerinin birimlerinde görevlendirilmeyecekler. Zorunlu müdafi ve vekil görevlendirmelerinde ödenen ücretin dışında, baroların yaptıkları masraflar da karşılanacak. Baro tarafından müdafi ve vekil görevlendirilen avukatlara ödenmesi gereken tutarın kalan kısmı, Adalet Bakanlığı bütçesinden konan kaynaktan karşılanacak.

LİSANSLARIN GEÇERLİLİĞİ

Enerji piyasası çerçevesinde EPDK tarafından teklif verme toplantısı gerçekleştirilmiş olan aynı kaynak için yapılmış başvurulardan lisans almış olanların lisansları, yargıya intikal edip etmediğine bakılmaksızın ve herhangi bir işleme gerek bulunmaksızın geçerli sayılacak.

KAÇAK SİGARA VE ALKOLE CEZA

İzin alınmadan tütün ve tütün mamulleri ile alkollü içkiler üretmek üzere fabrika, tesis veya imalathane kuran veya işletenlere, işyerleri ve ikametgahlarında bu maddeleri üretenlere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezası verilecek. Satış belgesi almadan satış yapanların elindeki ürünlere el konulacak, bu kişilere adli para cezası verilecek. Kaçak veya sahte ürün bulunduran, alan veya satan toptan ve perakendeci satıcılara, 1000 YTL idari para cezası kesilecek.

Perakende satıcıların yetkili olmadığı halde açık olarak içki satışı veya sunumu yapmaları halinde 500 YTL ceza uygulanacak. 18 yaşından küçüklere tütün mamulleri sattıkları tespit edilenlere, 1000 YTL idari para cezası verilecek. Tekrarı halinde satış belgeleri iptal edilecek.

HAZİNE PAYI

Maliye Bakanı, döner sermayeli işletmelerin gayrisafi hasılası üzerinden genel bütçeye irat kaydedilen Hazine payı oranını gerektiğinde yüzde 1'e kadar indirmeye yetkili olacak. Maliye Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve Sağlık Bakanı, Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilen sosyal güvenlik kurumlarının ve yeşil kartlıların Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerden 2006 yılı sonu itibariyle aldıkları tedavi hizmetlerine ait tutarlar ile 2006 yılında söz konusu hastanelere bağlı döner sermaye işletmelerinin genel bütçeye ödemesi gereken Hazine paylarına ilişkin olarak mahsuplaşma, alacaktan vazgeçme veya borçları terkin etmek suretiyle uzlaşmaya müştereken yetkili olacaklar.

Benzer Konular

28 Ekim 2016 / ThinkerBeLL İletişim Bilimleri
20 Ekim 2015 / Jumong Genel Mesajlar
24 Ekim 2008 / CrasHofCinneT Bilgisayar
18 Kasım 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük
21 Şubat 2010 / ThinkerBeLL Bilim ww