Arama

Hayata Dair - Sayfa 113

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 267.862 Cevap: 1.657
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Kasım 2007       Mesaj #1121
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sevdiklerimi Geri Ver Ey! Dünya

Sponsorlu Bağlantılar


Sevdiklerimi benden bir bir aldın ya,
Beni karanlık gece'nin orta'sına attın ya,
Haykırmak istedim o an;
Neden ben diye,
Nedir bu dert; bu acı diye,
Ben doğmadan yazmışsın kader'imi
Benim kader'im uzun ince bir iptir.
Girdim yola gidiyorum,
Nereye! Diye sorma bende bilmiyorum,
Yolun sonu varsa,
Yolun sonunda; beni seven biri çıkarsa,
Diye çıktım yola gidiyorum
Bu sevdiği mide dünya benden çalmazsa,
Dönmem! Artık dönmem gittiğim yerden
Nasılsa beni seven biri yok terk ettiğim şehirde
Eğer ki; dünya alırsa gittiğim yerde ki; sevdiği mi?
Yaşamak haramdır. Bana gayrı
Ölüm yazılmıştır. Yolculuğun son durağına
Ölüm yakışır bu garip şaire.



i.k
yüksel2 - avatarı
yüksel2
Ziyaretçi
15 Kasım 2007       Mesaj #1122
yüksel2 - avatarı
Ziyaretçi
Ses / Behçet Necatigil

Sponsorlu Bağlantılar
Kopan çığlar altında kalanlar olduğu
Oysa görülüyordu.

Bir kadının ilerde
Bir şeyler hıçkırdığı;
Bir erkeğin, birine,
Görünmeyen birine bir şeyler seslendiği
Oysa görülüyordu.

Ama duyulmuyordu.-Ses!
Sanki ses olmayınca hiçbiri olmuyordu.
KENCISii - avatarı
KENCISii
Ziyaretçi
16 Kasım 2007       Mesaj #1123
KENCISii - avatarı
Ziyaretçi
VURULDUM

Aslanköyün yüce toros dağında
Başpınar yanında yeşil bağında
Onyedi yaşında sevda çağında
Narın ince belli kıza vuruldum.

Okula gidiyor çanta kolunda
Şu zalim hayatın çamur yolunda
Gör tanrım bu kulu Anadolunda
Esmer tatlı dilli kıza vuruldum.

Elinde gergefi işler nakışı
İçi sevgi dolu tatlı bakışı
Deli eder beni küpe takışı
Elinde al güllü kıza vuruldum.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Kasım 2007       Mesaj #1124
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ey HayatEy..........
Ey vefa!
Ne güzeldir her kilidi açan anahtar olmak
Ne kotudur her anahtara kilit olmak
İşte orada! Prangalar yemiş
yorgun yüreğim...
Ey umut!
Ama alnım yıldızlarda,soğuk bedenimi izliyorum göklerden
Sana ait ama sensiz bir benlikle..
Kollarımda suskun bulur sessizlik
Bir kısık dağ ateşinde uyanırken yıldızlar tek.
Ey sevgili!
Bana kış oldun baharlarda
O yüzdendir ki baharlarım kıştır benim

Ey rüzgar!
Uzaklarda mi kaldın simdi..
Hani ayni sabaha doğacaktık
Batarken sensiz buralarda
Ben evet ben !bir ay yalnızlığına oynuyorum.
Tek sahne ,tek perde,tek kayboluş
Tek kişilik bir oyun muydu hepsi?

Ey Çile!
Ne olur bana gözyaşının bittiği günden bahsetme
Bana sen değil senin hasretin yeter
Ne olur bana derdin bittiği günden bahsetme

Ey Aşk!
Gel bir daha dol içime ,
Götür beni buralardan,bu şehirden,bu diyardan
Savur beni sevgili kokusunun yetişmediği bilinmeyene
Ve bana asla ona ait bir şey söyletme

Ey olum!
Bana bakma öyle ,varsa hesabin kes bileti,kir kalemi
Ama bana Onu hatırlatan ölmeleri yaşatma yeter.

Ey hayat!
Sende yaşadım her şeyi,her çileyi,her bin kere yıkımı
Bir kere yaşamayı
Ben sendeydim ama sen bende değildin
Onun içindir ki sensiz acıyorum kollarımı ölüme
Cihan Başhan
yüksel2 - avatarı
yüksel2
Ziyaretçi
16 Kasım 2007       Mesaj #1125
yüksel2 - avatarı
Ziyaretçi
GÖNLÜM

Benim gönlüm bir kelebek
Dolaşıyor çiçek çiçek.
Tükenecek ömrü böyle
Çırpınarak, titreyerek

Ne serefli bir adı var,
Ne bir büyük maksadı var.
Hergün biraz zedelenen
İki ipek kanadı var

Sabırlıdır, gözü toktur,
Zavallının derdi çoktur.
Yorulunca konacağı
Bir yuvası bile yoktur.

Herşey ona karşı durur:
Güneş yakar, kış dondurur.
Bazı tutar kanadından
Bir fırtına yere vurur.

Benim gönlüm bir kelebek
Dolaşıyor titreyerek.
Zavallının bir baharlık
Ömrü böyle tükenecek!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Kasım 2007       Mesaj #1126
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kimse Bilmesin HayatıHayatımdan kimse parça bilmesin,
Ne ayrıldığımız duyulsun
Ne savrulduğumuz,
Ne ayak seslerimiz,
Ne kızgın bakışların ardındaki kocaman sevgimiz...

Kimse uçmasın gönlümüzde
Başka kimseler...
Kimse değmesin yaramıza,
Kimse sanmasın olur merhem aşkımıza...

Hayatımdan kimse ümit kesmesin,
Ne dün yaşanmış olsun ne bugün,
Hele bir düşüneyim yaşayacağımı,
Çıkmasın.
Can da çıkmasın bedenden,
Umut da şu yürekten...

Hayatımdan kimse parça bilmesin,
Bilip de hayata küsmesin.
Yusuf Önaç
Bluesorrow - avatarı
Bluesorrow
Ziyaretçi
17 Kasım 2007       Mesaj #1127
Bluesorrow - avatarı
Ziyaretçi
YAŞAMAYA DAİR

1

Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

1947

2

Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.

Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

1948

3

Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.

Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
'Yaşadım' diyebilmen için...

1948

NAZIM HİKMET
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Kasım 2007       Mesaj #1128
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Pembe Hayat
Mavi maviydi gökyüzü.
Pembemi pembeydi hayat.
Rüzgar gibi geçti,
Geçen neydi!
Gençliğimmiydi o giden?
Çocuktuk bir zamanlar,
Şimdi büyüdük,büyümekten birşeyler umarak.
Geçmişten kalan miras neydi?
Anılarmıydı arta kalan...
Ne geri dönebilirim
Ne fazla ileri gidebilirim.
Değişen dünya,
Birde insanlar!
Ya geriye kalanlar!
Yine dünya ve yeni insanlar..!

Kemal Kara
yaremce - avatarı
yaremce
Ziyaretçi
17 Kasım 2007       Mesaj #1129
yaremce - avatarı
Ziyaretçi
Sana doğrultuyorum yönümü, yüreğimi… Saçlarımı okşayan rüzgarlara, dipteki acılara, çığ düşmüş yollara… Sensiz kalmayı kaldırmıyor yüreğim kar yüreklim, ölümüne özlüyorum seni. Hasretin yaktığı günlerle geçip gidiyor ömrüm.

Seninle bir sokak başında buluşmak, sarılmak, saçlarının kokusundan öpmek, sarılmak, doyasıya kucaklamak istiyorum…

Ama sevgim ihanetlere yazılıyor, yetmiyor gücüm, yeniğim, çaresizim, acizim. … Suya düşüyor anılar, ıslanıyor duygu tellerim, düzen tutmuyor saz… Yine de ümitliyim, yine de ümidimi yitirmeden yaşıyorum…

Ateşi sönmüş bir küldeyim, her yer karanlık; yalnız bırakılmış çöllere dönüyorum… Dön artık gittiğin diyarlardan ey sevgili… Yağmura hasret topraklar gibi çatlak çatlak dudaklarım. Çatlayan dudağım, susayan kalbim, gül kokan nefesine hasret…

Gel, özlemde gül damlıyor, gül’de özlem!.. Baktığım her kıyıda sevda kokuyor güller, ayrılıklar özlem kokuyor …
Gel, nisan yağmuru gibi yağ üzerime, söndür içimdeki ayrılık ateşini… Bil ki, sensiz hasretin ve acının yangınında kar yığını bir şarkıdır dudağımda zaman… Bil ki, sensiz bir yanı mecnundur kıyılarımın bir yanı leyla… Bir yanı Yusuf’tur kuyularımın bir yanı Züleyha… Gel Allah aşkına yeter artık...

Ey sevgili aşk ehlinin sultanı, ey aşk iksiri, güzelliklerin yüreği, sevda mevsiminin en güzel iklimi gel artık. Yıllardır ki, yüreğimi sana rehin tutuyorum, sana saklıyorum içimin gizli yollarını.

Geniş ve yeşil çayırlar gibi seriyorum yüreğimi önüne ey kar gülüm, salkım söğütler gibi eğiyorum başımı önünde. Yürek tellerimde hasret ateşleri yakıp, yıllardır bu yangınla bekliyorum seni… Gel… Bir gün güneşin ardından, yağmuru içinden taşıyan bulutlar gibi gel çorak topraklarıma… Gel artık ey çölleri cennete çeviren gül-i RaNa… Bil ki, sabrımın son sınırındayım…

Özlemin doruklarındayım, bir kanat uzaklığında gökyüzü. Oysa sen çok uzaklarda bir yerdesin biliyorum… Belki İskoçya da, belki İngiltere de, belki hiç bir yerdesin… Elimi uzatsam dokunamam… Sesini özlesem duyamam… Bil ki, her gece rüyalarımda sana geliyorum, gel demesende…

Ah! neylersin kınalım, dağçiçeğim neylersin. Olan oldu işte ve olanın önüne geçilmiyor. Aradan uzun yıllar geçti, gözlerim uzaklarda, sanki hep çıkıp gelecekmişsin gibi yollara baktım…

Her Ren nehrine baktığımda hep gözlerini anımsarım. Sevinçlerimizi, korkularımızı, acılarımızı anımsarım, umutlarımızı, umutsuzluklarımızı. Bir flim şeridi gibi geçer gözlerimin önünde hatıralar…

Hatırlar mısın bilmem? Her gün bu saatlerde gelip hastahanenin önünde çıkışını beklerdim. Kapıda çıkar çıkmaz koşarak gelir sarılırdın bana. Kokunu taa ciğerlerimin uc noktasına çeker sıkıca sarılırdım. “Yavaş” derdin. Beni içine mi alacaksın… Oysa elimde olsa seni alır yüreğimin içine koyar hiç bırakmazdım…
Ama şimdi hiç çıkmıyorsun içimden, her defasında dünya başıma yıkılmış bir şekil de geçiyorum o kapının önünde…

Her gece gözyaşımın şiirini yazıyorum, içimin acıdığını, içimin kanadığını çiziyorum, seni ölesiye sevdiğimi, özlediğimi söylemek bir anlam taşır mı? Özlemin rengi var mı? sarı mı, yeşil mi, mavi mi, kırmızı mı özlemin rengi?

Her akşam bir şiirde kanarsa insanın kalbi, bin acı gelip saplanırsa yüreğine, çığ gibi büyürse yalnızlığı, artık ne teselli edebilir ki…


alıntı

Güllerin de ağladığı bir zaman vardır.
Ama bir gül var ki onun gözlerinde her zaman gözyaşı vardır. Geceler
onun
gözyaşlarını kendine saklar. Ama gündüzün aydınlığında nemlenen gözleri
onun
hüzünlerini fısıldar. Denizler onun gözyaşları gibi ıslak; güneşler
hüzünleri kadar sıcaktır.
Güllerin de kokmadığı bir zaman vardır.
Ama bir gül var ki onun sevgi saçan kokusu her zaman vardır. Kokusu
sevgiden, rengi hasretten bir güldür. O, kalbi hasretle yanmış ama
sönmemiş,kül olmamış, kor olmuştur ve Allah adini kırmızı gül
koymuştur.
Güllerin de seviştiği bir zaman vardır.
Ama bir gül var ki sustuğu an bile sevgiyi yaşayan bir kalbi vardır.
Onun
gülerken bile yaprağında gözyaşı vardır.Ama o gözyaşlarında bile
sevgiden
gelen bir sıcaklık vardır.
Onun gözünde vazolara girmenin bir anlamı yoktur.
Ama onun hüznünü ve sevincini paylaştığı kır çiçekleriyle arkadaşlığı
vardır.
Güllerin de uyuduğu bir zaman vardır.
Ama bir gül var ki onun geceleri bile kapanmayan gözleri vardır.
Sevgisi
gece gündüz yoldadır, duası, kokusu anbean sevdiğine varır.
Güllerin de solduğu bir zaman vardır.
Ama bir gül var ki kokusu sevgilinin yüreğine işlemiştir de
bu yüzden ölümsüzlük sırrına kadem basmıştır.
Ve onun mezar taşına şu yazılmıştır:

SEVMEYEN İNSANLAR ÖLÜR AMA,
SEVEN GÜLLER SOLMAZ,
ONLARIN KABRİ DE OLMAZ..


İSMAİL ACARKAN
Son düzenleyen yaremce; 17 Kasım 2007 22:15 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Kasım 2007       Mesaj #1130
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kelepçeliyim Hayata


Sarıldım dünyaya

Kelepçeliyim hayata

Gözlerinden aldığım ilhamı

Salıyorum kalbimden etrafıma



Sıkı sıkıya bağlıyım yaşama

Sevmek çok güzel, sayılmak da

Gülüşünden aldığım feyzle

Kelepçeliyim hayata



Aşkı da, gururu da

Sevinci de, acıyı da,

Paylaşmak güzel

Her şey güzel dostlarla



Olanın değerini bilmek,

Güzel olanı yaşamak da,

Kaybetmişken, yeniden bulmak da,

Ben yaşadığım sürece canım

Kelepçeliyim sana da, hayata da….
Selma Acar

Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri