Arama

Hayata Dair - Sayfa 146

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 240.092 Cevap: 1.657
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Nisyan-ı Bâtın
Ziyaretçi
4 Mart 2009       Mesaj #1451
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Ziyaretçi
YAŞAMAK

Biliyorum, kolay değil yaşamak,
Sponsorlu Bağlantılar
Gönül verip türkü söylemek yar üstüne;
Yıldız ışığında dolaşıp geceleri,
Gündüzleri gün ışığında ısınmak;
Şöyle bir fırsat bulup yarım gün,
Yan gelebilmek Çamlıca tepesine...
-Bin türlü mavi akar Boğaz'dan-
Her şeyi unutabilmek maviler içinde.


Biliyorum, kolay değil yaşamak;
Ama işte
Bir ölünün hala yatağı sıcak,
Birinin saati işliyor kolunda.
Yaşamak kolay değil ya kardeşler,
Ölmek de değil;
Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.



Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Nisyan-ı Bâtın
Ziyaretçi
6 Mart 2009       Mesaj #1452
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Ziyaretçi
Büyük ses, büyük şehirden
Her yere adını yazdım, sen.
Sponsorlu Bağlantılar
Şu taşa bak, varım
Suya bak akıyorum
Sus, ölürüm.
Her yere adını yazdım.
Şu akan, şu akmayan su terli
En son yutacak beni
Binlerce mavi,
Mavi mavi olsun yeter ki
Her yere adını yazdım, sen
Büyük ses, büyük şehirden...

Alıntı.
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
8 Mart 2009       Mesaj #1453
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Kaybolan Yıllar




Geçti gitti dediler
Dediler unut boşver
Hatırladıkça özlerim
Kaybolan yıllarımı isterim

Para,ün değil,sağlık,sıhhat değil
Gelecek zaman zaten gelir
Güneşin batışını izlerken
Kaybolan yıllarımı isterim

Sen benimsin demiştin
Hani dağlar kadar sevmiştin
Sakın unuttum sanma
Kaybolan yıllarımı isterim

Sen benimsin demiştim
Dağlar kadar sevmiştim
Sen unuttun ama
Kaybolan yıllarımı isterim

Bekir Balcı
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Nisyan-ı Bâtın
Ziyaretçi
9 Mart 2009       Mesaj #1454
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Ziyaretçi
bir çok şeyin üstüne yakışıyordu siyah gömleğim
buz mavisi pantolonumun,buzdolabının,jack daniels'in
kaybettiğimde ki surat ifademin üstüne siyah iyi gidiyordu

rehavete kapılıyordum siyah gömlekleyken
herşeyin üstünden geçecek kadar güvene kuşanıp
'ağzımla kuş tutsan nafile' diyenlerin
önünden dişlerimin arasında ki tüyleri üfleyerek geçerken
otobüste soyunan,soyundukça gerçeklerden kurtulan
yolcuların bakışları arasında yaktığı sigarayı
genzini patlatırcasına çeken o adam aklıma gelmişti,
otobüste çırılçıplak yolculuk yapan adamın
kendi kaderini tayin etme hakkı, gerçeğin üstünden gelirken
o esnada benim siyah gömleğim yaşananların üstünde çok güzel durmuştu
duş alırken keman çalan adamın ta kendisiydi o adam
yatak çarşafları kadar beyaz yüzlü insanları protesto ediyordu
her nesneden kurtuldukça; düşün, kutsal yerlerine dokunurken
geriye kalan tek gerçek ise diğer yolcuların itirazlarıydı
diğer yolcuların itirazlarının üstüne çok yakışıyordu siyah gömleğim
ağzımda,tuttuğum bir kaç serçenin tüyleri kaşındırırken genzimi
soyunan adamın genzini anlamak,
bütün bir hayatı filitreliyip nikotine sıkıştırınca bağıramazsan
genzi müthiş yakar ya acı ,
gerçekten kopmanın müthiş finalini anlamaktı.

adama göre bir gün bütün beyaz suratlı meymenetsiz adamların çarşafları
kan ve kusmuk ile dolup taşacak ve burunlarından kıl aldırmayan sakinliklerine
giyotin inince gerçeği anlayacaklardı
bana göre siyah gömleğimi ıslatmayacaklarsa
duş alabilirlerdi...

keman çalan aptal adamın dikkatini çekmişti gömleğim,
otobüs kaza yaparken
ağzımda bir kaç kuş kanadı ve kan vardı
işe yaramanın verdiği büyük zevke çok yakışıyordu siyah gömleğim..
düşün kavşağından tepe taklak savrulurken....


Alıntı.


ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
12 Mart 2009       Mesaj #1455
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Her Şeyden Geçtim





Geçtim her şeyden geçtim
Yalnızlık ile keder ile birleştim
Dokunsan neye yarar sevgilim
Acılarla hissizleştim


Furkan Erturan
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #1456
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
43383088el4

SUSTUM

Konuşmamız artık bir hayalse

Seni unutmam yıllar geçse de

Geceme sensiz hüzün düşse de

Sustum, ağlamadım duyarsın diye

Ben her gece seni hayal ettim

İnan bir gün eksilmedi sevgin

Hasretinden yandı tutuştu kalbim,

Sustum, ağlamadım duyarsın diye

Şimdi ağlamak üzereyim,
ben hiç ağlamadım oysa.
Gittiğin zaman bile yine yüzümde gülümseme vardı.
Şimdi o da yok.

Sanırım kabullendim bazı şeyleri.
Mesela hepsinden önce Gittiğini,
seni kaybettiğimi,
dönmeyeceğini
kısacası her şeyi.

Acı çekmek bu olsa gerek dedim kendi kendime.
Mutluğumun bile bir karşılığı olmalıydı
ve ödemeliydim zamanı geldiğinde.
Meğer sen varken hesabıma yazıyorlarmış da benim haberim yokmuş.
Sen gittikten sonra,
her gece, dirhem dirhem aldılar göz yaşlarımı.
Bilirsin, matematiğim kuvvetlidir benim
ve hesaplarıma göre sanırım ödemem gereken fazla bir şey kalmadı
yada canımdan başka verebilecek bir şeyim de.
Üç beş gece daha.
Sonra eskisi gibi mutlu olucam. eskisi gibi...

Hani unuttum diyorum ya yalan.
Sence unutabilir miyim o geceyi.
Herkes yazın verdiği sıcakla yorganı üzerinden savururken
ben yalnızlığın koynunda üşüdüğüm o geceyi unutabilir miyim.
Avutabilir miydim kendimi
Sabah olduğunda ne sen vardı artık yanımda nede bir umudum.
Bir gecede Değişen ne çok şey vardı oysa.
Aynada baktığım yüzüm bile yabancıydı
ışığı sönmüş iki misket parçasından farksızdı gözlerim.
Oysa ne çok beğenirdin....

ellerimi başıma, başımı aynaya yasladım.
Beni hayata bağlayan her şey,
ayakta tutan senmişsin de benim haberim bile yokmuş.
Şimdi ağlamak üzereyim ve ben hiç ağlamadım oysa..


resim200509291023388903ty1
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #1457
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
9qkayh

Dünlerimin yarım kalmışlığıyla yazıyorum bu satırları...
Garip bir hüzün var içimde...

Sanki bir yanım hep ağlamaklı...

Kaç kez söndürdüm yalnızlığımı sigaramın külünde, ben bile unuttum..
Kaç kez bitirdim o adı sigaramın dumanında...
Ama yine de, sevdamı kırık kalemimde harcayamadım...

Bir fotoğrafa bakıyorum şimdi...
Resmi de hayalim gibi, ben gibi, dünlerim gibi...

Yarım kaldı bir ocak sabahı...
Şimdi düşünüyorum da yarım kalan kimin düşüydü acaba...!

Sevmekse, en büyüğünden seviyorum ama...

Geleceğimde yok artık, dünlerime bıraktım onu...
Sinsice akan zamanlara kattım sırtımdaki yaralarımı...

Şimdi ismi ritimsiz kalp atışlarımda saklı...


Ne yapalım bedenimize hapsolmuş ruhlarımızı ben özgürleştirdim,
o yapamadı...
Şimdi o mahkum ben özgürüm...

İki kişilik bir yürek bu...
Artık ben yetemiyorum içine...

O'na verdikçe küçülüyor, küçücük oluyor gözümde...

Acı bir gerçek kıpırdıyor artık hayatımın sayfalarında...
Rüzgar kulaklarıma fısıldıyor; ''giden gitti'' diyor ''bekleme''

Yüreğimde onun için büyüttüğüm sevdamı hançerlediği vakit...

Dünya dönmekten vazgeçti onun için sanki..
Bir ocak sabahı ben ondan vazgeçtim...

Ama sevgimden vazgeçmedim...

Anlamak biraz zor, neden mi böyle...

Çünkü bütün benliğimle, duygularımla ve sevgimle
o KADINI yaratan benim...
Olduğu gibi kabullenmek de bana düşerdi tabiiki özellikle de savunmak...
O'nu herşeyiyle sevdim ben...

Sevdim ve yarattım... Bu uğurda herşeyimi kaybetsem bile..
Ne demiş üstad; ''Güzelliğin beş para etmez, bu bendeki aşk olmasa''...
Şimdi bir hiç değilsen bunu benim sevgime borçlusun!!!

Hadi gel de şimdi karanlığı konuşturan yazılarımı, sustur susturabilirsen !!!
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #1458
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
tegdyorumnalevd7

tegdyorumeu7
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #1459
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
adbende8hs

Geceye kurban edilmiş bir karanlığa gözlerin miktarı bir umut yaktım.
Sonra büyüdüm biraz.
Sorma ne kadar büyüdün diye..
Sen kadar büyüdüm dün gece..
Ve bir türlü bitiremediğim önsözümü tamamlayıp,
Lafzımdaki tüm alfabeyle söylüyorum;
Seni bir Elif miktarı seviyorum..."


Seni tanıdığım zamanlardı acıya tuz basışlarım. Gömleğimden sızan kan rengine benziyordu göğümün rengi. Sen yoktun ilkin, kıyısızlığın eşiğindeydi gözlerim..Yarım yamalak sözlerim, yamalı susmalarım vardı dudağı kuyulara dayanmış..Çıplaktım adım miktarı, üryandım yaralarından feragat edip kaldırımları yatak bilen. Yer edinemedi sözlerim dudaklarımın cografyasında, ölemedi yüreğim kendi infazının avucunda.Tam vazgeçmişken umuttan, tam da sözlerimi sırtıma vurmuşken düştün düş’üme..Yalnızdım kalıbım kadar seni diktim önsözüme. Yarımdım, seninle tamamladım acıkta kalan yanlarımı..


Seni tanıdığımda gardolabında ütüsüz satırların vardı. Ertelenmiş, geçiştirilmiş ya da zamana ötelenmiş rüyaların vardı..Karanlığa çaldığın lakin tutmamış bir sabah yağmuru vardı kirpiklerinde birikmiş. Kıyısızlık dururken yüzünde, dağların arsızlığı vurmuş sevda rengine..Kaybetmişliğin rengi siyaha çalarken, koynuna döşenmekteydi ayrılık trenlerinin gri sirenleri..Bir yanı üşümekteydi ellerinin, diğer yanı ise idam sehpasındaki urganı düğümlemekteydi..Seni tanıdığım zamandı, gölgelerin karanlığa başkaldırışı.


Biz ki acıya bağdaş kurmuş iki zamandık, susuşlara meyilli. Birbirine hiçbir zaman kavuşmayacak trenlerin tek suçlusuyduk. Sevdaya itham edilmiş romanların katili, yüreğinden sızan kanları susuz toprağa ifşa edilen iki hükümlüydük..Biz ki hüzne örülüydük..Sonra sırtlarımızı dayadık birbirimize. Kalabalıkların arasına iki kırık bedenle yürümektense; bir kız çocuğuna renkli balonlar alma suçuyla ölmeyi tercih ettik .. Kavganın ortasında, gölgenin avcuna, karanlığın sabahına bir filiz ekmeye yemin ettik biz..Günahlarımıza tövbe diye degil, Elif’in dilsiz duvağına dua saflığı katmak için aynı safa durduk. Ayak uçlarımıza dökülen gözyaşına biz umut ilave ettik ta ki bu iki beden bir canda vücut bulana kadar...Çünki bizim ekmeğimiz; hayata hüzün miktarı ölüm, ölüme bir dua miktarı hayat katmaktı. Başardık sevgili..Başardık..Kendi ayaklarının üzerinde durabilen sevdayız biz..

" Büyüdük lakin sen hala benim için saçları örgülü bir kız çocuğusun rüzgarın peşinde koşan "

Küçük bir kız çocuğu canlanıyor gözlerimde siyah- beyaz fotoğrafların şahitliğinde. Çocukluğuna dair tek bir resim olmasa da arşivimde, biliyorum ki o siyah- beyaz sinemasına hayat rengi katansın.Bilirim ki, gözlerine sirayet etmiş renklerden çıkarırım seni siyah - beyaz tonlardan.Onca çocuğun arasından saçlarındaki rüzgardan tanırım ben seni. Bilirim ki, örgülü saçlarına kurulmuştur dört mevsim. Şimdilerde iki yetişkiniz zamanın dudaklarında. Sırtı birbirine değmemiş iki sıradağdır omuzlarımız. Gözlerimizde iki tren garı beslenir, kirpiklerimizde kısır topraklar..Hadi imkansızlığın kanamasın dudaklarında..Kanatlan siyah-beyaz fotoğraflardan..Bizi bekliyor Elif diyen cicekler...Vuslat yakındır artık...

Ey hayat rengine bürünmüş gözlerimin sahibi,

Sırça bir köşke denk gelmese de düşlerimiz, biz yine de yürüyelim elimizde bir kutu çikolata ile. Gardolabında ütülenmeyi beklese de satırların, eselim bir deli rüzgarın peşinde..Durma sakın, sevdamızla daha nice yetim ceylanı emzireceğiz. Gülüşlerimizle kurulayacağımız o kadar ıslak kirpik var ki sakın duraksama..Ayakkabılarım ayağımda değil sevgili diye yorma kendini. Toprak ayakkabın olmuşken neye gerek ki uzun topuklu ayakkabıların..Koş hadi..Zaman Elif’in düş’ü değil mi..Yaşadıklarımız umudun ta kendisi değil mi ?

Özür dilerim ey yaraları tuz kokan sevgili,

Güya seni yazacaktım satırlara. Diz çöktüm lahfzımdaki dimağa lakin başaramadım yine..Anlatamadım yine..Anlamadığımdan çıkardığım, hiçbir sözcüğe emanet edemem seni. Seni ancak ben yaşarken yazabilirim dudaklarıma. Yüreğinin büyüklüğüne tekâbül eden anlam ancak benim nefesimde saklı...En iyisi Elif miktarı susmak. Bilirsin ki bir Elif miktarı susmak; sözcüklerin yetmediği yerden hayatı yaşabilmektir Tıpkı senle ben gibi..Şimdi ben sustum..Seni bana Elif anlatsın...

................
Yeşeren düşlere,
Dudak kenarları Nisan sevinciyle dolan Elif niyetine..
Sustum...
Sustuğum kadar sevilesin diye..

..............

Ey gözlerinde hayat bulduğum..
Verdiğin hayat miktarı gülümsüyorum

Ey yüreğindeki umutlara tutunduğum...
Adın miktarı büyütüyorum seni...

Ey sevginle Elif’i soluduğum..
Aldığım nefes miktarı yaşıyorum seni..

Ey adına sustuğum, canına can diye susadığım..
Bir "Elif " miktarınca seviyorum seni ..

Beni en iyi sen anlarsın yine de hatırlatayım;
Sustum..
Başımı eğdim sana..
Sağ elimi sol göğsüme götürdüm...
Seni sevdiğim için..
Senin tarafından sevildiğim için..
Koca bir "eyvallah"....
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #1460
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Bu Gece...





Bu gece gönlüme,oldu olan,
Yırtıp attım,bütün resimlerini.
Sadece anılardı,gözleri dolan,
Unuttu onlar da,şimdiden ismini.

Tamam belki biraz canım yandı,
Ama başka çıkar yol kalmadı.
Seni beklemekten saçım ağardı,
Gamzelerim soldu,gençliğim yandı.

Ne körmüşüm sende meğer,
Ne önemliymiş,meğerse değer,
Daima fazlasını,verme derler,
Hep ezilirmiş,seven yürekler...


Gökhan Karakaya

Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri