Arama

Hayata Dair - Sayfa 148

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 267.421 Cevap: 1.657
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
10 Nisan 2009       Mesaj #1471
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Insan Telefon Defterini Temize Cekerken Bazi Isimleri Eski Defterinde Birakir.
Onlar artik bir daha asla aranmayacaktir.Garip bir huzun barindiran bu silik isimlere bakilir bakilir. Kimi okuldan sinif arkadasinizdir, kimi cok cabuk unuttugunuz bir sevgili, kimi bir cafede aylarca herseyi ama herseyi paylastiginiz birisi yada istifa ettiginiz bir yerden bir arkadasiniz! Soyadlari sorulmamis bir suru hatirlanmayan isim de vardir defterde ve suphesiz ustunde isim olmayan telefon numaralari. Korkunc operasyonlar, onlarca hayat, onlarca guzelik bir cirpida ortadan kaldirilir.
Sponsorlu Bağlantılar

Insan Telefon Defterini Temize Cekerken Bazi Isimler Uzerinde Durur.
Onca zaman sonra bir kez arasaniz,sesini duysaniz....Ona edebilecek bir cift sozunuz yoktur! Birlikte gittiginiz filmler, meyhaneler, evler.. birbirinizi yillar sonra ozlemenizi saglayacak sevgiyi asilamamistir size.Yanlizca bir isimdir simdi o. Temize cekerken aglarsiniz, hemen derhal cevirirsiniz sayfayi telasla, alelacele.. O isim gecmiste kalmistir.

Insan Telefon Defterini Temize Cekerken Hayatini Da Sorgular
Hangisi ihanet etmistir, hangisi yalvarmistir kendisini birakmamaniz icin, hangisinin bir sure sonra arkanizdan konustugunu duymussunuzdur, hangisi sizi en guzel opmustur, hangisi ruyalariniza girmistir, hangisine hediye alirken zorlanmissinizdir, hangisiyle en hararetli tartismalara girip kavga etmissinizdir, hangisi icin sabahlara kadar icip icip aglamisisnizdir. Dogrular yanlislar, hatalar, tutkular! Birlikte EDIP CANSEVER okudugunuz o insanlar solmuslardir.

Insan Telefon Defterini Temize Cekerken Yanlizligini Da Kanitlar
Butun bu insanlar simdi nerde, ne yapmaktadirlar? Saat elbette dorttur! Paradoks, labirent, koni tum bilimsel ifadeler ve mantelite tersine donmustur.Ters donmusuzdur. Bu tek basinalik ve isim katliami aslinda size ters gelir.. Calan telefona bakarsaniz.. Acaba.. acaba telefon defterini temize ceken bir arkadasinizin son anda kurtarma cabasi midir? Bir iki kirik sozcuk, yarim yamalak bir bulusma belki...Bilemezsiniz


Lutfen, ama Lutfen Telefon Defterinizi Kaybetmeyiniz.


K. Iskender
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
12 Nisan 2009       Mesaj #1472
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
ASILMIŞLARIN BALOSU

Sponsorlu Bağlantılar
Balıkçıl darağacında
Selahattin'in şövalyeleri
Dansediyor, dansediyor
Şeytan'ın şövalyeleri.

Yüzleri buruşuk, küçük, kara kulakları
Çekmiş sayın Belzebuth bir iple gökyüzüne
Oynuyorlar şakırdadıkça kunduraları
Tutulmuşlar bir Noel ezgisinin hüznüne.
Kara orglar gibi ince, uzun kollarını
Bak şimdi kucaklıyor çarpık, küçük kuklalar
Bir zamanlar aksoylu hanımların sıktığı
Bilekleri iğrenç bir aşkla dokunmadalar.
Hoyda! şen oyuncular, artık düşünmeyen baş!
Takla atılabilir sehpalar öyle uzun!
Hop! Bilinmesin artık bu ya da dans ya da savaş!
Gıcırdarken kemanı kudurmuş Belzebuth'un.
Ey bundan sonra sandal giymeyecek ayaklar!
Hepsi derilerinden gömleklerini sıyırmış:
Ama böyle çok daha memnun görünüyorlar
Başları üstüne kar beyaz bir şapka örmüş.
Titriyor bir tutam et arık çenelerinde
Çatlak kafalarına sorguç yapmış kargalar:
Çarpıp karton zırhlara gözüpekler, yiğitler
Ölü karanlıklarda sanki dolanıyorlar.
Esiyor balosuna iskeletlerin poyraz!
Darağacı inliyor demirden bir org gibi
Koşuyor ormanlarında aç kurtlar avaz avaz:
Gökyüzü andırıyor kızıl bir cehennemi.
Hoyda, beni de alın yaslı kabadayılar
Kırık parmaklarından geçen sessizce, bir bir
Bir aşk tesbihi solgun omuriliklerinde:
Bura manastır değil, ölüler ülkesidir.
Oh! işte ortasında ölüler dansının bak
Sıçrıyor çılgın bir iskelet gökyüzünde
Sürüklenmiş boşluğa, at gibi şahlanarak
Sanki katı ipi boynunda duruyor yine.
Çatlayan uyluğunda büzmüş on parmağını
Dalgacı gülüşlere benzeyen çığlıklarla
Ve bir soytarı gibi barınağa girip
Sıçrıyor kemiklerin şarkılı balosunda.

Balıkçıl darağacında
Selahattin'in ölüleri
Dansediyor, dansediyor
Şeytan'ın şövalyeleri.

ARTHUR RIMBAUD
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
12 Nisan 2009       Mesaj #1473
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Son Çığlığı Bekliyorum





Usul usul karanlıkla kapanırken gökyüzü;
Akşam çiçekleri kadar gencim,
Gündüz çiçekleri kadar saf yüzü,
Usul usul karanlıkla kapanırken gökyüzü.
Son çığlığı bekliyorum ,gelecek son çığlığı;
Seslerin kesilip duyacağım,
Dargın,bıkkın,elemli yakınlığı,
Son çığlığı bekliyorum ,gelecek son çığlığı...


Kadir Alaşar
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
12 Nisan 2009       Mesaj #1474
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
CANIMA DEĞMEZ HAYAT


ağır düşlerle geçtim dünyevi ağrılardan
kazıdım yüzümdeki kibirli lekeleri
tanrılara ait hiç birşey yok dünyada
hayat sonsuz. aşk ölümsüz değil asla

bir dalı olmalı yaprağın. gülkanı aktı kalbime
yatağını bulamayan nehir kadar sancılıyım
geçerken çemberinden bir aşkın
hayatın saçlarını doladım avuçlarıma

içinde ihanet sözcüğü geçen kitapları yaktım
veba günlerinde yeşeren bir çiçektir aşk
ayrıntılar gizler kokusunu ve kiraz bahçelerde
her zaman çalınacak bir şeydir çocuklar için

aşkın sağlaması mutluluk etmez
kuşların yalnızlığı vurur mağrur kalpleri
her sabah yağmur yağar üzerime
iliklerim ıslanır da canıma değmez hayat

tanrılara ait hiç birşey yok dünyada
çözülür elagözlü zamanın kanpıhtısı
ve bir aşk daha düşer yakasından devletin
yalanlar kendini rüya




Bayram BALCI
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
13 Nisan 2009       Mesaj #1475
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
HER SABAH, YANILMAK !..

sabah olmak her gece kolay mı sanırsınız
bulutları dağıtıp güneş olarak doğmak
denizle gök arasında çiy yorgunu şehre
kurşun kubbeleri buğulu minareleri ıslak
soğuk bir trenden inmiştiniz / yalnızdınız

bilmem kaçıncı defadır / yine yanılmıştınız

hiç uyumamıştınız / gözleriniz yanıyordu
yolculuk sanki bitmemişti / birdenbire
kendinizi vagonda unuttuğunuzu sandınız
sanki katar soluk soluğa tırmanıyordu
dumanlı rampaları / bir kılıç gibi çıplak
tiz çığlıklarıyla aydınlığı doğrayarak

bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız

jilet mavisi bir kadın elinde purosu
değdiği yer açılıyor çok fena keskin
kim olduğunu bilen yok / işin doğrusu
yüzünü kaybetmiş aynalarda arıyordu
amerikan bara tünemiş sek vodka içiyor
geçmişinden rusça bir şarkı arayarak
sarhoş olmamak en büyük korkusu

bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız

elbet en kötüsü sokaklarda tutuklanmak
hani bir kere iki yanınızda iki sivil polis
beyoğlu'ndan çekilip nasıl koparılmıştınız
nabız gibi vuran o kötü ve karanlık his
yakanızı hala bırakmadı asla bırakmayacak

bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız

ATTİLA İLHAN
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
16 Nisan 2009       Mesaj #1476
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Ona Benden Selam Söyle




Ona benden selam söyle
Yine cok şekerli sütsüz kahve içiyordur
gözleri , gözleri kömür karasıdır yine
sonbaharda patika yollarda yürür
sararan yaprakları sayar biliyorum

kalabalıklarda çeker kendini kuytu köşeye
bir o vardır bir de su üzerinde resmi
bilirim arada bir çekilmez olur
arada birde vazgeçilmez
ona benden selam söyle

ağzında kimi zaman bir ışık tanımadığı bilmediği
okuduğu son kitabin 55 inci sayfası kıvrıktır yine
çizilidir bazı kelimeleri bilirim
bilirim gururludur sert bakışlıdır ağır başlıdır
unutmasa da unuttum der
ona benden selam söyle unutmamış de

ona benden selam söyle hala
hala seni düşlüyormuş de hala seni özlüyormuş de
bekliyormuş kimi geceleri pencerelerinde de
bahçesinde ilkbaharda ortancalar yetiştiriyormuş de

bir gün döneceksin diye bekliyormuş de
pişmanmış de ağlıyormuş de ona benden selam söyle

seni duymak istemezse boş ver derse
rüya görmüşdüm de yalandı de şakaydı de
görmek isterse adresim belli
ona benden selam söyle

kimi zaman seni düşlüyormuş de
sallanan sandalyen hala oradaymış de
her akşam aynı saatte yine kahveni yapıyormuş de
olurda gelirsin diye

Ona benden selam söyle
Duymak istemezse kara haberimi söyle

Ona Benden Benden Selam Söyle...


Eylül Tufan
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
22 Nisan 2009       Mesaj #1477
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Bir Hayal Çizdim Gözlerime




bir hayal çizdim gözlerime;
gözleri sendin..
dalgalar yollarda coşuyor,
kuşlar denizlerde yüzüyordu..
aklımdan sen geçiyordun..
birini istiyordum hayalimde;
istediğim sendin..

bir avaz haykırdım hayalimde;
feryadım sendin..
her kelimede gözyaşı,
her cümlede serttin..
dilim söylemeye varır,
kulaklarım duymaya sağırdı..
ağlardı gözlerim,
gözyaşım sendin..

bir dilek tutardım hayalimde;
d'si sendin..
bir nefes alırdım hayalimde;
f'si sendin..
görmediğim heryerde eksilmezdin..
benim bir kalbim vardı;
herşeyi sendin..




Nazan Yüce
BiRuMuT - avatarı
BiRuMuT
Ziyaretçi
25 Nisan 2009       Mesaj #1478
BiRuMuT - avatarı
Ziyaretçi
Hiçbir şeye yetemediğin anlar vardır…
Yaşadığın her şeyin sabun köpüğü olduğunu anladığın,
baloncuklar teker teker patlarken,
her şeyi kaybettiğini farkında olup da hiçbir şey yapamadığın… Binlerce cevapsız soru içinde,
hayata cevapsız kaldığın ve kimseyle konuşmak istemeyip
kendine çağrılarını bile meşgule aldığın…

“Ben güçlüyüm” yalanını her söylediğinde aynaya, yüzün kızarır böyle zamanlarda. Hayat güçlüdür. Gerçeği bilmek kimseye bir şey kazandırmayacağından, herkes kendi gücüne inanmak ister. Sonra bir anda, sessiz bir sabaha gözlerini açarken, “Hayır,” dersin, “güçlü falan değilim ben”. Bir anda tüm mücadeleden vazgeçersin. Tüm kavgalarından. Her şeyi olduğu gibi bırakmak, ayak uydurmak ister, sessiz bir kabullenmişliğe bürünürsün.

“Olduğu kadar” cümlesi girip yerleşir hayatına; “Olmalı” kelimesi terk edip gider cümlelerini.. “Olduğu kadar” yaşamaya başlarsın “olduğu kadarıyla”…

Beklentiler, hayaller boş gelmeye başlar artık. Kimse senden bir şey beklemesin istersin, sen hayattan bir şey beklemezken.

Yorgunluğun, yılgınlığın arttıkça zincirler seni, bırakıp kaçma, yeni hayaller kurma, yeni bir şeylere başlama hevesi yaşamından uzaklaştıkça; asla bitmeyecek yorucu yokuşlar gibi isteksiz bırakır seni hayata karşı.

“Ben buyum” dersin…
“Olduğum kadarım”
“Çabalamanın anlamı yok daha fazlası için” dersin.

ve Kaybedersin...
BiRuMuT - avatarı
BiRuMuT
Ziyaretçi
25 Nisan 2009       Mesaj #1479
BiRuMuT - avatarı
Ziyaretçi
Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde, ne de bağıra çağıra söylediğim şarkıların sözleri. Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum.



Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok? Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden? Bilmiyorum!



Susuyorum artık... Sustukça susuyorum. Sustukça, üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum. Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler. Bazıları da acıtıyor üstelik…



Sessiz geceler benim için sığınılan bir liman sanki. Kendimi bulup bulup kaybettiğim karanlıkta, şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor. Düşünüyorum da bu güne kadar hep; gibi yazmışım, gibi okumuşum, gibi söylemişim ve en önemlisi; gibi sevmişim...



Elbette hiçbir şey, ben ol deyince olmaz. Bunu biliyorum ama zaman da geçiyor hızla. Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben de yavaş yavaş tükeniyorum... Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde? Kocaman bir hiç! Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan?



Öyle anlamsız ki yaşadığım hayat. Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor, elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor. Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum…



Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum ya da yüreğime su serpecek elin sahibini... Toprağa ateşi düşürecek, denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini… Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan. Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken... Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı... İçimi
kanatan özlemlerle yaşlanıp, sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan.



İşte yine susuyorum; siyah bir geceye dönüyor her anım ve okuduğum her şiir kanatıyor yaralarımı. İçimdeki çocuk ölüyor... Yalancı gülümseyişlerle beni ciddiyete çağıran insanları da önemsemiyorum. Elimden kayıp gidenlerden korkmadığımı bilmiyor ki hiç biri…
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
25 Nisan 2009       Mesaj #1480
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Hayat





önüme baktım hayat
arkama baktım ölüm
sagıma baktım şans

bu dünya bana dar
çet git buralardan
gelme sana yer yok bunu biliyorsun hayat
ne olur beni affet.




Eren Kılıçkaya

Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri