Arama

Sonsuz Aşk - Sayfa 237

Güncelleme: 26 Ekim 2014 Gösterim: 555.394 Cevap: 2.787
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
19 Eylül 2008       Mesaj #2361
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Deli Gönül

Sponsorlu Bağlantılar



Gönül derdi midir bütün muradın
Biraz da umuda koş deli gönül
Kanadın kırılmış nedir ıradın
Sende eller gibi coş deli gönül

Bağrın ateş topu yüreğin közdür
Ahvalini yazıp çaldığın sazdır
Sanma ki tasadan aldığın hazdır
Bak derdin gezdiren döş deli gönül

Medet yoktur şan şöhrette parada
Beden nerde ise derdin orada
Bir meçhule uçar gider burada
Göğsünde çırpınan kuş deli gönül

Binme gönül denen o deli taya
Kırılır dizleri kalırsın yaya
Derdini yazarsın havaya suya
Bitmez gözündeki yaş deli gönül

Güvenme sırtını verdiğin dağa
İflah etmez seni düşersen ağa
Tasa etme sakın hiç vara yoğa
Sağlık mutluluğa eş deli gönül

Huzur yolu için olma bi karar
Kendin heder etsen var mıdır yarar
Küçük tasaların bir ömre zarar
Ummadık taş kırar baş deli gönül

Der İlhami ömür bir yangın yeri
Üç günlük dünyada diri ol diri
Dönüşü yok hata yapma dön geri
Olma gerçeklere şaş deli gönül
..............Bilimle kendini aş deli gönül


İlhami Arslantaş

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
19 Eylül 2008       Mesaj #2362
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Ben Seni Sevdim Mi?

Sponsorlu Bağlantılar
Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
Tuttum, ta içime oturttum seni
Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
Içtim yudum yudum güzelliğini

Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Bendeydi özlemlerin en korkuncu
Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,
Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu

Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu
Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim
Biri vardı ağlayan gecelerce
Biri vardı sana tutkun; o bendim

Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük
En solmayan güller açtı içimde
Omrumu değerli kılan bir şeydin
Sen benim bozbulanık gençliğimde

Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya
Bir çizgiye vardım seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim, Ya sen beni?


Ümit Yaşar Oğuzcan

ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
19 Eylül 2008       Mesaj #2363
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Anladim Ki



Anladım ki;
aşk heybesinden bir azık alıp,
ruhun doyurmak için,
heybeyi,uçsuz bucaksız çöllerde
taşımalısın.
aşk denizinde;
bir teknen olmasını istersen,
önce kürek çekmeyi
göze almalısın.
Anladım ki;
onun hayatının
evsahibi olmak için,
başkalarının yüreğinde
bir süre kiracı kalmaya
göz yummalısın.
onun zamanının kölesi
olacaksan eğer,
kendi vaktinin,
en azılı israfçısı olmalısın.
Anladım ki;
sevdalının baharı olacaksan;
yüreğinin kışını,
kimselere hissettirmeden,
tek başına geçirmelisin.
sevdalının hayat perdesinde
başrol oynayacaksan,
başkalarının sinemasında
dublörlük yapmalısın.
Anladım ki;
imkansız bir aşka tutulduysan,
sığırcık kuşları gibi,
mekansız kalmalı,
hayallerle dost,
gerçekle düşman olmalısın.
Anladım ki;
tenine dokunmak istersen,
bedenin de küçük bir dövme
kalbine sahip olmak istersen,
gururunu ikram edip,
varlığın da bir gölge misali,
süreklenmelisin...




Fatih Erol
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
19 Eylül 2008       Mesaj #2364
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Sİze AŞik Olabİlİrmİyİm?



Birinci ses
"Müsaitseniz size aşık olabilir miyim?" dedi.
Karşısındaki bir an onu süzdü, başını öne eğdi. Sanki
"...Şimdi soruyorum büküp boynumu, daha önceleri nerelerdeydiniz?"
diyen eski bir şarkıyı anımsamış gibiydi. Ama bunu karşısındakine söylese bile ne ifade edecekti ki? Hayatta her şeyin zamanlamasının tutması mümkün değildi ki zaten.
Kalbinin boş olduğu zamanlarda kimse karşısına çıkıp,
" Müsaitseniz size aşık olabilir miyim ?"
dememişti ki. Doğruydu işte sözler şiirler. Aşkın kapıyı ne zaman nasıl çalacağı belli olmazdı. Aşka randevu verilemezdi. O gelip bulur, ansızın
"cee!" diye karşına çıkabilirdi.

İkinci ses birinciye,
"Senin adına çok üzgünüm , aşkına karşılık veremeyeceğim için. Çünkü hayatımda birisi var,"
dedi, yürüdü gitti, ayaklarını sürükleyerek.

Birinci ses, sorusunun havada asılı kaldığını hissetti. Ürperdi. Halbuki o, bir çok ikinci sesin yaptığı
gibi hayatında birisi olduğunu ondan saklayabilir, yalan söyleyebilirdi. Oysa yapmamış, dürüst davranmıştı.Birinci ses düşündü
"Tanrım, demek ki hala böyle birileri var hayatta. Roman kahramanları yalan değilmiş." Olmayacaktı bu aşk, belliydi işte de hayalindeki yüz, beynindeki isim, kalbindeki çocuksu heyecan niye silinmiyordu acaba?

Müsait değildi bak, söylediği gibi. Aşık olmaması gerekiyordu. Aşık olursa acı çekecekti, kavuşamayacaktı ona. İkincinin sesi, yüzü, elleri, tarzı yine de akılndan çıkmıyordu. Acaba o da hoşlanmış mıydı kendisinden? Bunu öğrenmeyi o kadar çok istiyordu ki? İyi de, hoşlansa bile bunu söylemesi neyi değiştirecekti? İkinci ses, hayatında birisi olmasına rağmen, o gün karşısına onu beğenen, hatta aşkı için izin isteyen bir Ses'in çıkmasına içten içe çok sevindi.

Gidip gelip aynada kendisine göz attı gün boyu. İçini tarifsiz bir sevinç kaplamıştı. Gururu okşanmıştı. Kalbi boş olsaydı,
"Evet" deyip, onunla birlikte bir aşka yelken açmaktan açınmazdı. Acaba, mazeretini söylerken bunları da söylese miydi birinci sese? Yoo, duygularıyla oynamak istemezdi onun.

Bunca çürümüş ilişkinin arasında sevginin, aşkın adı dama atılmışken birisinin ortaya çıkıp cesurca,

"Müsaitseniz size aşık olabilir miyim?" demesi, inceliğin ve karşısındakine değer vermenin eski şarkılarda, filmlerde kalmadığının kanıtıydı işte.

Aşk için izin istenmezdi, biliyordu? Telefonu ara sıra, bilinmeyen bir numara tarafından aranıyor,
"Alo!" dediğinde kapanıyordu.

Son açtığında,
"Sen misin?" dedi. Telefon kapanmadı.
Derin bir iç çekiş duyuldu. Birinci ses konuştu:
"MÜSAİT OLMASANIZDA BEN SİZE AŞIĞIM."
Sessizlik, ölüm kadar kesin ve uzun sürdü.
Aşk, ölümden daha çaresizdi o an.
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
19 Eylül 2008       Mesaj #2365
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Nerdesin?



ey tatlı dillerine kurban olduğum,
gözlerinin derinliğinde kaybolduğum,
yanındayken benliğimi unuttuğum,
nerdesin?ölüyorum sensiz.

gelecekten yana bitmeyen umudum,
biçare zamanlarda elinden tutuğum,
gençliğim,huzurum,mutluluğum,
nerdesin?ölüyorum sensiz.

aşkının ateşiyle yanıp kavrulduğum,
düşündükçe hayallerinde boğulduğum,
yokluğunda resimleriyle konuştuğum,
nerdesin*ölüyorum sensiz.

gidişiyle acılarla yoğrulduğum,
rüzgarıyla uzak diyarlara savrulduğum,
zifiri karanlığında kaybolduğum,
nerdesin?ölüyorum sensiz...

Serap Canarslan
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
20 Eylül 2008       Mesaj #2366
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Bazen ask gider...
ve hayatta gider onun peşinden
terk edildiğin yerde öylece kalakalırsın
bir sabah uyanırsın ki gözünü açtığın ömür senin ömrün değildir
aynada tek parça görünen bedenin aslında lime limedir
nefes diye içine çektiğin ciğerlerinde parçalanmış aşkının cam
kırıklarıdır.
Her sabah ölmeyip neden uyandığına lanet edersin


bazen aşk gider

önünde bir kadeh rakı küllükte bir ölüm dolusu izmarit öylece
bakakalırsın arkasından..
kulağın hiç çalmayacak olan telefondadır
zaman dursun saatler hiç geçmesin istersin
tanrım ne olur gerçek olmasın ne olur güneş doğmadan geri dönsün
teninde baksa tenin kokusunu getirse bile dönsün yeter ki
hiçbir şey sormam,
ona bu geceyi yaşanmamış sayarım unuturum yeter ki aşık
olmasın..

içimde durmaksızın çığlık atar dualar

ama bazen aşk gider ve o çaresizce yalvardığın tanrı bile gider peşinden
sonra sabah olur güneş doğar
aşkın gelmez bir türlü bir gecede değişir ömrün
o bir türlü inanmak istemediğin kader seninle alay eder gibidir..
ömürünü adadığın yıllarını önüne serdiğin aşkın bir gecede başka bir
hayata karışmıştır işte bir gecede bir başkasının aşkı olmuştur
İNANAMAZSIN!

Bazen aşk gider..

Ve sen yıllardır içinde yaşadığın yürekten valizler dolusu anılarla kendi
yalnızlığına taşınırsın..
Elin varmaya varmaya boşaltırsın dolapları...
Çekmeceden çıkan her giysi parçası onunla
geçirdiğin anıların tarihiyle ağırlaştıkça agirlasir...
Onun kollarinda geceler boyu cennet uykularina
karistigin yatak sen giderken utancindan bakamaz yüzüne
bakamaz
Dogmamis bebegin yerine koyup büyüttügün
cam önündeki o küçük mor menekşe yapraklarına kondurduğun
veda öpücüğüyle büker boynunu..

Valizlerini kapinin önüne yigip yüzün sırılsıklam son bir sigara içip

yığılırsın koltuğa Gidiyorsundur iste...
Askini kendi ellerinle bir baska aska teslim edip..
Ömrünü onun ömrüne, hayallerini onun hayallerine,
sevdani onun sevdasina ekleyip...
Bazen ask gider...
Ve adresi degisir evinin...
Sesinin tonu degisir, yüzünün rengi...
Yastiginin sicakligi, yedigin yemegin tadi uykuların değişir
Ve rüyalarin her aksam açip girdigin kapidan başka bir sevda giriyordur
artık..

Her gün oturdugun koltukta

o bakmaya doyamadığın gözlerin ışığında bir başka sevda oturuyordur
Yillardir evinde agirladigin, masalarina konuk
oldugun, hayatlarini paylastigin dostlarinin
kahkahalari arasina bir baska ses karisiyordur artık..

Senin gölgene aliskin duvarlar bile çoktan kabullenmiştir yokluğunu

Her gece uyudugun yastiga bir baska sevda bırakıyordur
kokusunu
O öpmeye kiyamadigin dudaklarda bir baska sevdanın adı
Askinin o tek cennet bildigin uykularinda
bir başka sevdanın rüyaları..

Bazen ask gider ve anilarda gider pesinden...

Siz hiç o yüreginize sigdiramadiginiz askinizi
bir baska sevda için aglarken gördünüz mü?...
Ben gördüm!...
Kör oldu gözlerim onunla sevdasina ağlamaktan
Bir alev topu gibi onun için çiglik çiglik yanarken
siz hiç askinizin önünde diz çöküp
"Bu kadar çok seviyorsan birakma onu, sana kiyamam ne olur git,"
diye yalvardiniz mi?...


Onu bir baskasinin kollarinda düsünürken siz

hiç geceler boyu aklinizi kaçirmamak için kendi
kendinize bagirdiniz mi: "Unut onu, unut onu,
unut onu ya da ÖL!..."
içinizdeki o durmak bilmeyen yanginin acisini dindirsin diye kanatincaya
kadar bileklerinizi isirdiniz mi?...

Göz yaslari içinde yastiginiza gömülüp her

Tanri'ya siginmak istediginizde artik baska bir yürege sevdalı
olan askinizi ondan geri istemekten utanip dua
etmekten vazgeçtiginiz oldu mu hiç?...
Siz hiç yana yana sevdiginiz bir sevgilinin yanına
gençliginizi serip güle güle baska bir aska
ugurladiniz mi?...
Bazen ask gider!...
Ama ölüm gelmez bir türlü...

Ne yapsaniz öfke duyamazsiniz, giderken bir

kibrit aleviyle atese verdigi ömrünün alevleri içinde eriyip
giden yüzünüze siliniz giden kokunuza,
kül olan yüreginize dönüp bir kez bile bakmayan o sevdaniza...
Anlarsiniz asktir bu, öfkeyi bir türlü yurduna kabul etmeyen..
Vefasiz bir unutusa kurban olsa da solup yitmeyen
Hayattan soğutup size ölümü özleten...
Ölü bir bedende canli kalmakta direnen...
Anlarsiniz asktir bu...

Bazen ask gider...
Günler geçer ardindan ve aylar...
Bazen de yillar...
Bebekler büyür, insanlar yaslanir, insanlar ölür
esyalar eskir, evler yikilir, kurur agaçlar...
Sokaklarin adi degisir...
Acilar bellegin acimasizligina teslim olur...
Sevilen unutur, seven yanar..
Bazen ask gider...
Ya da siz gittigini sanirsiniz...

CEZMi ERSÖZ
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
20 Eylül 2008       Mesaj #2367
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Yüreğimde İhtilal Var




Sen gelince yıkandım yağmurlarında
Bilirim'ki ardımda baharım var
Arındım kirlerimden
Unutulmuş kendimi buldum
Ruhumun köhne terkedilmiş kuytularından

Ardımda şehrin yıkıntıları
Ayak izlerim öyle derin'ki
Yıllar örtmedi
Silinmiş yanlarımı

Bu gözler uzaktı aynadaki yüzüme
Bir isyan,hükümdardı heryanıma
Yüreğimde ......söküp atamadığım volkanlarım vardı

Yıllardır ellerim
Sıcaklığını özledi bir fırtınanın..
Ey...Aşk dedim katilimdin

İhtilal var yüreğimde
Gelmiş geçmiş en ağır darbeler hafif kalır
Bağırışımın tozu dumanında

Kendimi bu dünyaya ait hissettim,ellerinde
Sırtımı duvarlara dayadığımda
Bahçemde güllerim vardı,farketmediğim

Uzaktım...küstüm suretime
Kordum..yangındım
Yaktım anemon kokusunu gecelerimin
Sen gelince............

Uzak göllerim vardı,gün görmemiş
Senden önce

İhtilal var yüreğimde
Ey sevgili
Hayatla çarpışırken
Bir duraktı ellerime rastladığın

Yağmurlarınla aktım
Köhne bir evin eskimiş çatısına
Bir elimde keser,bir elimde çivi
Hayatın dış yüzünü
Ürkek susturulmuş çocukluğumu
Yalıtılmış yıllarımı
Otobüs peronlarında
bir koli mercimekle pirinç arasına sıkıştırılmış yanlızlığımı
Suya bıraktım....

Çıkardım sandıklardan unutulmuş kadınlığımı
Bir güzel boyadım yalınlığımı
Bilirim'ki, yüreğimdeki rengim yüzümdür artık
Yanlızca albenim dönmez ,aç bakışlara
Ve dışımı örtmek olmaz,en çelikten zırhlarla sevgili
Yüreğimde ihtilal var
Sen geleli

Birgün uzak düşersen sevgili
Pişman olmazssın
Anılarında yanlızca beyaz güllerim kalır
Bütün yüzleşmelerimi ahirete sakladım..
Sen geleli.......




Hülya Koçulu
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
21 Eylül 2008       Mesaj #2368
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Söz Dinlemez Şarkım Ol



Dudaklarıma çökerttiğin hiç bitmez gülüşlerim
Şahdamarım, buram buram ter tanelerimle

İklimim ol
Sensizlik açmasın gardenya bahçelerimde

Gölgende dinlenen yolcu misali
Konaklarken gitmemecesine sende
Can bulduğum düşlerimle
Yörüngende çırpınsın yüreğim

Bütün karalar beyaza döndü
Maziye karıştı çoktan dün

Ey sevgili!
Yeniden doğarken aşk yürek izlenimlerime
Şahlandır içimde akan nehirleri
Adını sonsuzluk koy

Sen
Söz dinlemez şarkım ol ...


Dilek Sünbül
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
24 Eylül 2008       Mesaj #2369
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Aşk Zamanım



Sensizlikte kaybolduğum akşamlarda çok düşündüm

Zamanın seninle eş durumda olduğunu

Senin olmadığın zamanda ne akşamım sabah

Ne de sabahım gece oluyor zaman sanki duruyor

Oysa sen yanımdayken öyle mi?

Saat bile yetişemiyor senin hızına

Birlikte geçirdiğimiz vakitlerde arkamızdan kovalayan her saat

Yorulup sadece günde iki kez doğruyu göstermekle yetiniyor

Yani bozulup gidiyor

Sen benim için bir zamansın

Hiç bir zaman bozulmayan

Ama gittiğin de bıraktıklarını bozan bir saatsin



Emrah Özlen
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
25 Eylül 2008       Mesaj #2370
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Canımın Içi



Soğuktu gece eylülün ortasında
Rüzgar ılık esmiyor üşütüyordu
Acı vardı sonbahar akşamında
Aşkıyla cayır cayır yanıyordum

Aklım takılmıştı seni düşünüyordum
Farklı bir duyguydu çok seviyordum
Düşünüp kendi halime gülüyordum
Aşkıyla cayır cayır yanıyordum

Uzaktı ama değildi sanki içimdeydi
Sımsıcak sevgisi yaşatıyor kalbimdeydi
Hep onunla yaşıyordum sanki benimleydi
Aşkıyla yüreğim cayır cayır yanıyordu

Gözleri emsalsizdi tarifi yoktu
Melek gibiydi halden anlıyordu
Asaleti duruşundan taşıyordu
Aşkıyla yüreğim cayır cayır yanıyordu

Varlığı nefes misali hayat veriyordu
Gölge misali hep benimle geliyordu
Kalbim onunla atıp kar gibi eriyordu
Aşkıyla yüreğim cayır cayır yanıyordu

Uyku tutmuyor sanki rüyaydı olanlar
Bu duyguyu bilmeyen beni nasıl anlar
Ömrümün en tatlı anıları yaşananlar
Sana bin minnet borcum var bil emi
Canımın içi...


Ali Adıyaman

Benzer Konular

6 Kasım 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
 Sonsuz
14 Şubat 2013 / buz perisi Matematik