Arama

Şiir Nehri -3- - Sayfa 8

Güncelleme: 10 Ağustos 2020 Gösterim: 120.212 Cevap: 537
RivaN - avatarı
RivaN
Ziyaretçi
1 Haziran 2010       Mesaj #71
RivaN - avatarı
Ziyaretçi
"Birini sevmem gerek. O da sensin! Başka türlüsü çok acınası bir varoluş olacak."
Hangi erkek sevdiği kadına karşı duygularını bu kadar çocuksu bir gerçekçilikle fakat aynı zamanda da haşin bir biçimde dile getirir? Cevap ya "hiçbir erkek"tir...
Sponsorlu Bağlantılar
Ya da "kendini beğenmiş budalanın teki"dir.
Öyle değil mi?
Hangi kadın acınası bir hayat yaşamaktan korkan bir adamın hesaplı "sevgi"sine malzeme olmayı ister?
Hangi kadın "birini sevmem gerekiyor, o da sensin" düzlüğü yerine "ben sana mecburum, bilemezsin" şairaneliğini tercih etmez?...

Niye yazdım bunları?
Sırf yalnızlıktan korktuğumuz için bir ilişki içine girebiliriz.
Önce arkadaş olur, sonra neden bundan bir ilişki çıkmasın, diyebiliriz.
Ama aşk bir "ilişki" değildir. Ondan çok daha fazlasıdır.
Bu gerçek eninde sonunda ağırlığını hissettirir.
Bunu bilelim diye yazdım.



"İhtiyaçtan, acele aşk" olmaz!


arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
1 Haziran 2010       Mesaj #72
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sensizlikle Doluyum.

Sponsorlu Bağlantılar
Yıkık yüreğimde,umarsızca duruşun.
Duyuyormusun yangın yeri yüreğimin
Feryadını.

***** tuzakların arefesinde sanki her günüm,

Sızım sızım sızlar içimdeki yaralar.

Gidiyorum;

Bilinmez ki nereye yolculuğum.
Yüküm sadece acı,
Ben sensizlikle doluyum.

Ayrı düşerlermiş yapraklar

Sonbaharda toprağa.
Aynı yağmurlarla ıslanırlarmış sırılsıklam.
Koparırlarmış tutunan yaprakları dallarından;
Acımadan….

Şimdi seninle çarpan yüreğimin,

Sensizliğinin yorgunluğundayım.

Günah değimli söyle;

Neden Susuyorsun.
Sanki çok umurunda.

Yazık…

Aşk oyuncağın olmuş,sökülesi yüreğinin.
Gözyaşların şahidi,yalandan sevmelerinin.

Bilki…

Sana sevgiyle uzanmıştı şu kırılası ellerim.
Sevgiyle bakmıştı hep sana
Şimdi ağlayan gözlerim.

Sen gül…

İstemen o gözlerin artık hiç ağlamasın.
İstemem o güzel yüzün birdaha solmasın.

Savrulduk…

Zamansız düştük toprağa be gülüm.
Suç bizde değil,bazen ansızın geliverir ölüm.

Erdinç Sert

_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
2 Haziran 2010       Mesaj #73
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Yağmur

Bu yağmur... Bu yağmur... Bu kıldan incesmilev
Öpüşten yumuşak yağan bu yağmur.
Bu yağmur... Bu yağmur... Bir gün dinince
Aynalar yüzümü tanımaz olur.

Bu yağmur kanımı boğan bir ipliksmilev
Kanımda acısız yatan bir bıçaksmilev
Bu yağmursmilev yerde taş ve bende kemiksmilev
Dayandıkça çisil çisil yağacak.

Bu yağmur... Bu yağmur... Cennetten üstün:
Karanlıksmilev kovulmaz düşüncelerden.
Cinlerin beynimde yaptığı düğün
Sulardan seslerden ve gecelerden.

Necip Fazıl Kısakürek
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
ghost268 - avatarı
ghost268
Ziyaretçi
2 Haziran 2010       Mesaj #74
ghost268 - avatarı
Ziyaretçi
Soğanlı doğdu.
Oldu bir çiçek.
Güller gibi güzel.
Aağlama gül çiçek
Niye ağlıyorsun?
Lale yüzünü neden bozuyorsun?
Islanma bebeğim.

Benim canım bebeğim.
Ellerin yumuşacık.
Benim güzel bebeğim.
Ellerin yumuşacık.
Kırlarda dolaşırken.
Lale toplardın gül çiçek.
Ellerin yumuşacık.
Razı edemedim
İnsanları...
Aldılar seni bal çiçek.
SUNU - avatarı
SUNU
Ziyaretçi
3 Haziran 2010       Mesaj #75
SUNU - avatarı
Ziyaretçi
KARA GÖZLÜ YAR

Susma sünbülüm mor menekşem
Ne oldu niçin boynun bükük ne derdin var
Hadi haykır seni seviyorum de ne olur
Baktım aktım kara gözlerine yar

Aldın beni benden kara gözlü al yazmalı yar
Nerdesin ne oldu artık göremiyorum gel artık
Bıktım sensiz ve senin olmayan bu bedenden
Gel yeter artık bekletme kara gözlü yar

Sensin sümbülüm sen menekşemsin
Hey kara gözlü selvi boylu yar
Seni unutamadım unutamam ki
Gece düşümde gündüz hayalimdesin

İmkansızım olsan da varlığın yaşam kaynağım
Hadi gel kurumadan ölmeden dirilt beni
Seni senle yaşamak varken seni sensiz yaşamak ölüm
Hadi gel yeter bunca hasret kara gözlü yar

eklediğim şiirler kendi yüreğimden gelen duygularımdır.
RivaN - avatarı
RivaN
Ziyaretçi
3 Haziran 2010       Mesaj #76
RivaN - avatarı
Ziyaretçi
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...
Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.
Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.

Demiştim sana hatırlarsan:
"Önemli olan
'zamana bırakmak' değil,
'zamanla bırakmamak'tır..."
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır.


rivan]
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
6 Haziran 2010       Mesaj #77
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Yanlış Yazıp Silemediklerim!



Yatağımın altında bilincimi unutmuşum
Yatağımın altında kalmış çocukluğum
Hiç oynayamadığım hayallerim,bozuk oyuncaklarım kalmış
Yiyemediğim kağıt helva
VE yediğim tokatların mor rengi,yastığım gibi,
Yediğim vurgunun yürek sancısı,yastığımın nemi
Sürekli yenisi eklenen taze gözyaşım kalmış yastığımda
hiç kurutamadığım ..
bir de aile fotoğrafım kalmış gözlerimde çekilen,bir kişilik..
Tutamadığım günlük sayfasında ilk ayıp küfürüm kalmış sevgiye..
Sakladığım herşey birikmiş yatağımın altında
Yatağımın altında kalmış sırdaşım,sıradışılıklarım..
Umut arayıp bulamadıklarım, hasret bulup geri veremediklerim
Yasaklanmış mutluluğumun dönüşünü beklediğim durak
Yatağımın altında kalmış dinmeyen yağmur
Yatağımın altındakilerden iyice ıslanmışım..
İyice hırpalanmışım..
Meğer ben hep yatağımın altına saklanırmışım
Aranan kimliğim arayanlardaymış,yatağımın altında
o yüzdenmiş uyuyamayışlarım
Uykum,uyruğum gibi,yatağımın altında kaybolmuş
Bedenim,bedellerim yatağımın altında susuyormuş
Bana lazım olan hayatmış,hayatım benim dışıma taşmış
Çılgınlıklarımın kapalı gişeliği yalanmış,
Aşıklarımın sevgileri yalancıktanmış
Bi bu öldüren aşk gerçekten varmış
Bi öldürücülüğü bana bulaşmış
Dünya bi bana takmış,
Duyduğum bütün 'ohh canıma değsinler ' bi banaymış
Gökkuşağı sevgilim yatağımın altında bronzlaşmış
Bana ait olmayan beyazlar bile rutubetinden paslanmış
Ağlayışım ,aldanmışlıklarım Yatağımın altında ..
YANLIŞ YAZIP SİLEMEDİKLERİM!
Hep sebebi tükenmez kalemim
Hep kalemdi dertlerim,hiç tükenmedi..
Yatağımın altında kalmış sildiğimi zannettiklerim
Sildiklerimin silgi tortuları,titreten korkuları
Her suça fişlenişlerim,fişlediklerim
Kinimi yayan fişeklerim
Yatağımın altında ezilmiş güzelliğini yitirdiklerim!
Şikayetlerim var her defasında dinlenilmeyen
Şikayetçiyim kendimden
Gizlerim var bilinmeyen
Şarkılarım var sözlerini bilmediğim
Şiirlerim var benden daha umutlu
Yazılarım,yazgım yatağımın altında saklı
Birde eniştemin aldığı krem ayakkabım
Hani kardeşlerimin giyip giyip parçaladığı.
Dalga sesleri var yatağımın altında
Başkalarından çaldığım,başkalaştığımda
Bir yol var şeritleri silik,ancak yatağım kadar uzun
Tabelalarında siyah bulutlar
Mavisi yastığımın altından çalınmış
Ya da yatağımın altına taşınmış
Virajları var dönemeci uçurum,
Boşluğu yastığımın kılıfına doldurulmuş.
Bir ailem var yüzleri yabancı,
Bir ailem var Sabrını yitirmiş beynimde
Hani içinden babamın düştüğü!
Birde sökük bir kalbim var hani şekli bozulan,
Rengi solan,imzası kaybolan
Hani yatağıNın altında umursanmayan!
Bir de bir senim var
Hani yatağımın altına sığmayan!
Bir senli acım var sensizken yakalandığım
Hani yüreğime usulca bıraktığın
Sözlerim var,tutmayı unuttuğum
Kaybedişimin kırıklığının camları var keskin
Bi bıçağım var yastığımın altında
Bi bıçak kesmeyen,üzerindeki kurumuş kan yüzünden
Sensizlik ordusuna karşı koyacakken bulamadığım
Bi silah var,yatağımın altındakilere ait
Hani şu geçenlerde seninde kullandığın...
Bir yaramın kabuğu var durmadan kanayan
Hani üzerine tuz bastığın...
Bi çaresizliğim var düşman başına
Bir yorgunluğum var dinlenmek bilmeyen
Her şey yatağımın altında,
Sen başımla beraber derler ya...
Hep yüreğinle yastığımın üstünde...
Bir korkum; öfkem var sendekilere
Sakın karşıma çıkma diye
Olur ya gelirsin belki şimdiden sonra..
Bir uykum var şimdi
Bir daha uyanmamak üzre
Sen ortalığı topla,delilleri gizle...
Yatağımın altını elleme...
Sen dön eşine şehrine
Bi daha da sakın beni böyle eşeleme
Sakın bi daha bu yarayı deşme..
Bi daha sakın gelme...
Bir daha sakın seviyorum deme
İkimiz de biliyoruz hadi be sende!
Benimkisi özdeydi
Seninkisi sözde..
Ben ikimizin yerine sevdim
Sen ikimizin yerine söz verdin
Sen hayatıma giren en büyük felaketsin şimdi
Ben felaketime güller derdim,yetiremedim...
Sen git kaybettiğin gözlerine ağla
Ben yaşarım düşe kalka...
Kalktığımda yeter ki olma artık yanımda
Seni sana bıraktım ve bu adiliğini boynuna astım
Bu da bana bi ders daha olsun...
Yeter artık ne olacaksa olsun...
Bir sev,bir nefret et...
Bir doğru,bir yalan...
Bir emin ol,bir şüpheyle dol...
Beni benden değil, senden çalansın
Dua ederim ahım yakana yapışmasın
Titriyor bedenim donuyor kanım
Susmuyor enkazının altında can çekişen canım
Yatağımın altında ya bir yanım...
Eyvallah dedik başka napalım
Kalanlara selam olsun
Beni benden alanlara helal olsun
Sana da yazıklar olsun...
Bu yatağa lanet olsun
Lanet olsun bu yazıya..
Bu isim,bu ceset benlik kahrolsun
Yürek sağolsun!!!
Sağolur elbet onun haberi yok ayrılıktan!
Yüzünü çizdim anıların fotoğrafından
Yüreğimdeki beni hiç değiştirmemiştim şimdiye dek
Gelirsen bıraktığın gibi bul diye,gelmedin gelme de
Meğer senmişsin değişmeye gerek
Sağır yüreğine, çığlık olsa yüreğim ne farkedecek
Bu yürek hep sende sadece yedek
Ben kutsamışım çirkinlikleri seninle
Ama öldürdün meleklerimi bile
Şeytani gidişin,Yatağımın altından beni dürten
Hem sensizim,hem bensiz şimdi ben
Ya da geri verilmeyen sözler eşittirinde sen
Bırak bu kadar da ben yapayım sana
Hak etmemiştin sen, vazgeçtin benden
Benim varlığım aşkı yükledi sana, hak etmedin sen.
Senin sevdan Akıntıya ters yüzemeyen
Ben yatağımın altında çiseleyen yağmura sordum seni
O bana kendimi,yağmurlara bulaşmış o gerilimi
Kanalizasyonlara sızmış gülüşlerimi
İyi hallerimin seri katilini soruyor bilmiyormuş gibi
Bütün vuslatlar düşmüş suya,su yatağımın altında
Bir kar tanesiydin hiç yere düşürmediğim
Sevgine kanıp,Sana seni emanet etmemeliydim
Düştün yere,gamsızca eriyip gittin işte
Boş bir yüreğe sevda anlatmışım bense
Kör bir kuyuda çırpınmışım sevgimle
Bir yürek bağlayıp beni kurtarmadın Sen de.
Yine oyuna geldik desene
Yatağım halleder merak etme
Sen ortalığı topla,
Delil kalmasın ortalıkta
Yatağımın altına dokunma...
Elini verirken yüreğini kaptırırsın sonra..
Tabi sende " yürek " varsa!!!


Burcu Başpınar
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
7 Haziran 2010       Mesaj #78
arwen - avatarı
Ziyaretçi

Yokluğun Boğazımda Bir Düğüm







Yokluğun boğazımda bir düğüm,
Vakitsiz kapıyı çalmış bir ölüm...
Sensiz sessizim bu koca şehirde,
Viran bağımda bülbüllerim şakısın hadi gel de...

Ne yana dönsem hayalin karşımda,
Kaçırıyorum gözlerimi sanki yaram bakışında,
Aşkı gördüm göreli o yakışında,
Aklım başımdan gitti gelmiyor...
İnan hasretin bana çok dokunuyor,
Sensizliğim her zerremden okunuyor...

07.06.2010 Kahramanmaraş
Şadiye Aydoğan
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
9 Haziran 2010       Mesaj #79
ener - avatarı
Ziyaretçi
Akşamlar ve Sen

Küçük düşler kurduğumuz bir deryaydı.
İçine ütopyalarımızı sığdırırken altında kaldığımız,
kaldıramadığımız…
Her şeyi düşündük yaşarken
Ve yaşamaya çalışırken düşlerimizi
altında kaldı minik bedenlerimiz,
Umutlarımız,arzularımız,duygularımız…
Yenildik anlayacağın,
Payımıza kalan ağlamaklı yüzler ve yaşlı gözlerdi.
Ve birde bitmek bilmeyen akşamlar
Ah o akşamlar,
Sabah olmak bilmeyen ,
Şehrin ışıklarını uyutmaya çalıştığımız,
Göz kapaklarımızın inadına açık kaldığı ,
Tınılı,sigaralı ,kaçak çaylı akşamlar…
En çok akşamlar kahrederdi,
En çok hüzünlü akşamlar…
Ne çok severdim kahrolurken akşamları,
Ne çok düşünürdüm seni,
Alıp götürürdü bunca yükün içinden
Bir tek seni anımsardı us’um
Bir tek sen olurdun ve birde ben
yapayalnız…

Alıntı...
RivaN - avatarı
RivaN
Ziyaretçi
9 Haziran 2010       Mesaj #80
RivaN - avatarı
Ziyaretçi
Sana verecek bir armağanı ne çok aradığımı.
Hiçbir şey içime sinmedi.
Altın madenine altın sunmanın ne anlamı var
Ya da okyanusa su.
...Düşündüğüm her şey
Doğu'ya baharat götürmek gibiydi.
Kalbimi ve ruhumu vermemin bir yararı yok, çünkü sen zaten bunlara sahipsin.
O yüzden Sana bir ayna getirdim.
Kendine bak ve beni hatırla!..[rivaN..

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
26 Haziran 2011 / ThinkerBeLL Coğrafya
9 Eylül 2012 / ThinkerBeLL Coğrafya
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya