Arama

Sahipsiz Mektup'lar - Sayfa 42

Güncelleme: 2 Haziran 2012 Gösterim: 277.641 Cevap: 628
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
14 Haziran 2007       Mesaj #411
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
SEN VE SEN

Sponsorlu Bağlantılar
Beni yalnış anlama bir tanem,amacım kararan dünyanı bir daha karartmak değil,bir zamanlar ellerimde kocaman bir şamdanla hayatına girip içinde ne kadar kararan nokta varsa her bir köşesinden aydınlatmaktı amacım,ama olmadı..
İçinde öylesine kuvvetli esen bir kasırga vardıki elimdeki mum alevi birden söndü ve bende seninle birlikte o karanlıklara gömüldüm.Şikayetçi değilidim nasıl olsa çıkaracaktım seni aydınlığa,ama olmadı,sen inatla bana karşı durdun,oysa ne kadarda mutluydum.
Hayatımdaki vaktin sanırım doldu,artık gitme zamanım geldi,kim bilir belki bir yerlerde benim gibi sana ihtiyacı olan birileri vardır,zorla tutamam ya seni. Anladım ki insan ne kadar çok severse öfkeside o kadar büyük oluyormuş.Kızızyorum sana değil ,öfkemin zamansız gelişine,senin şafağın daralıyor benim nefesim,ne zormuş ayrılık,hani sen hiç gitmesen hiç bitmesen diyorum ama işte sadece lafta kalıyor.Bir türlü sevemedin benim şehrimi aydınlığımı sevemediğin gibi.....ve gittin..!Şimdi gidişinin vurgunlarındayım,,YAŞAMIYOR DEĞİLİM AMA BENDE BU ŞEHRİ SEVMEZ oldum...
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
22 Haziran 2007       Mesaj #412
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Sürgün Yaşadım Bu Aşkı
Gizli yaşamadım hiçbir şeyi ben... Senide gizli yaşamam. Seviyorsam seviyorum, eğer yanımda istiyorsam, uzatırım elimi telefona hiç çekinmeden....
Sevgili ben aşkımı laf kovalamacalarının ardına saklamam. Önümdeki dağın eteklerinden değil, tepesinden bağırırım seviyorum diyerek(!)
Sponsorlu Bağlantılar
ve sen bir gün benim olursan, benim olunca değerini yitirmem. her gün mavi denizlerde tek başıma yol alırcasına keşfetmeye başlarım seni, benim olduğuna şükrederek...
Kendimi ve sevdamı hep önde tutarım. Senin gibi utanmam sevgimden, sen yaşayamadın sevgini çekinmeden...
Sen bana gökyüzündeki bulutlar kadar uzak olsan da, yağacak yağmur kadarda yakınsın aslında...
Sevdam benim(!)
Nasıl da erteledik yaşayacaklarımızı. Yaşananlar saklanır mı yarına...
Diyorum ya ben saklamam asla.... Öpücüklere boğardım seni ummadığın anda.... Ağlayamazdın çünkü beceremezdin yanımda... Uzun bir yolculuğa çıkardık senle evimizde; her gün aynı olan evde fakat farlı yönlerde...
Bilinmez bir yola girerdik, sinemaya giderdik, kitap okurduk ve ben bize bakan şaşkın bakışları es geçerek sana sarılırdım.
Bizim orası denize bakıyor, deniz kadar sınırsız, deniz kadar coşkulu yaşanıyor aşklarda...
Sen sürgüne çıkarttın bu aşkı, seni doyarak yaşamak var da...
Son sevgilim sana söylüyorum son kez(!)
Önceden ben de erteledim herşeyi ama baktım gelmiyor geri... Sen de sakın erteleme beni... Çünkü aşığım sana, seviyorum seni....

Nurgül Gündoğdu

Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
29 Haziran 2007       Mesaj #413
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Sen, belki de bu mektubu aslinda sana yazdigimi hic bilmeden okuyacaksin.
Ben, senin bunu okurken parmaginla yanagina dokundugunu, gözlerini hafifce kistigi, saclarini kulaginin ardina attigini görmeyecegim.
Elimin uzanamadigi yerlere kelimelerimle sokulmaya calismamin, kirilgan harflerden kurulmus görünmez bir köprüden sana dogru yürürken düsmekten böylesine korkmamin, sana tek bir bakisla anlatabilecegime inandigim ve bir cogunun belki bir ismi bile olmayan bircok duygunun her birine isimler bulmaya ugraşmamin beni nasil yaralayip yordugunu bilmeyeceksin.
İlerde bir gün bana cok karmasik ve anlasilmaz gözükecek olsalar da su anda bana ,kendime saplamak icin elimde tuttugum celik bir bicak gibi sade ve icmeye hazirlandigim zehirli bir su gibi berrak gözüken duygularimin, keskin ve yakici tadini onlarin üstünü örten sözcüklerin altindan cikarip cikarmamakta duydugum kararsızligi da herhalde sana hic anlatamayacagim.
Halbuki bütün korkunclugu sadeliginde gizli olan duygularim o kadar acik ki.
Yalnizim.
Kendimi yalniz hissediyorum ki, bu yalnizliktanda kötü.
Benim yalnizligimi ve kendimi yalniz hissetmemin yalnizliktan da kötü
oldugunu anlayacak senden baska kimse yok.
Ve sen de yoksun.
Belkide hic olmayacaksin.
Sözcüklerden olusturmaya calistigim bir köprüden sana ulasmaya calisacagim.
Ve biliyor musun, sen bütün bunları okurken, ben yazdiklimi sakaci gülüslerimle reddecegim.
Beni bir gün görürsen, gördügünün bu satirlari sana yazan adam olduguma inanmayacaksin.
Duydugum aski, özlemi ve bunlari duymaktan duydugum korkuyu güvenli bir durusun ardina saklanacagim.Yüzümde satirlarımdan bir iz aradigimda, onlar orda ormayacak.Sana nasil yalvardigimi hic isitmeyeceksin, siradan bir 'Nasilsin' sözcügü saklayacak o yalvarisi.
Ama bütün bunlar, bu sahte kibir, bu sakaci gülüs, bu siradan 'Nasilsin' sözü, bu güvenli durus, icimdeki sesi dindirmeyecek.
Bütün bunlara hic aldirmadan bana sarilmani bekleyecegim, bazen benden babandan korktugun gibi korktugunu, bazen beni cocugunu oksar gibi oksadigini görmek isteyecegim.
Aralarinda dolastigim kalabaliklar icinde benim yanlizligimi gören ve kendimi yanliz hissetmemin yanlizliklardanda kötü oldugunu sezen bir tek sen varsin.
O kadar sade ki duygularim.
Kirilgan bir köprüden sana dogru yürüyorum.
Sana ulasamazsam, sesim ve kelimelerim sana degmezse ve sen bana bir daha dokunamazsan, iste o zaman, korkarim sonsuz ve sensiz bir bosluga yapayalniz düsecegim.
Beni tut, herseye rağmen tut.
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
29 Haziran 2007       Mesaj #414
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
KÖŞESİNDE HAYAT VARDI..İSMİNİ KOYAMADIGIMIZ RÜYANIN..YAŞADIKLARIMIZI BİR KENARA ATAR,ELELE OLUNCA UNUTURDUK DERDİ,KEDERİ...SADECE BİZ VARDIK....TEK BEDEN VE TEK YÜREK..GÖKYÜZÜ HEP SİYAHTI,,KARANLIK PERDEYİ YIRTMAYA NİYETİMİZ YOKTU..
HEM AYDINLIGI
HEMDE HATALARIMIZI ÖRTERDİ KARANLIK GECE...
TİTREYEN DUDAKLARIMIZ YA KAVGA İLE YADA İKİ SÖZ İLE KAVUSUR,,ESARETİ SALARDIK GÖKYÜZÜNE..YILDIZLAR PARLARDI..KÖR KUYUDA,KÖR KUYUNUN İKLİMİNDE SEN YADA BEN BULURDUK BİRBİRİMİZİ...YILDIZLAR PARLARDI...İMKANSIZLIGINDA YİNEDE AYRILMADI HİÇ PARLAYAN GÖZLERİMİZ..IŞIKSIZ KALSA BİLE UMMADIGIMIZ ANDA BİR ÇOÇUK SESİ İLE UYANIR,,KENDİMİZE GELİRDİK..NE OLURSA OLSUN YÜREKLER BİRDİ,,HİÇ AYRILIK NEDIR BILMEZDİ...
ŞİMDİ SEN ORDA BEN BURDA MUTLULUK PEŞİNDE GİDİYORUZ..YOLUMUZUN NEREYE GİTTİĞİNİBİLE BİLMEDEN..YALANCI HAYATI YAŞIYORUZ..
OYSA Kİ GERCEKLERİMİZ VARDI..SEN BEN VE BİZE EŞLIK EDEN HERSEY..
ŞİMDİ NEYİN ARDINA DÜŞTÜĞÜMÜZÜ BİLMEDEN OMUZLARIMIZA YÜK KONUYOR,HABERIMIZ BILE OLMUYO..
SEVGİLİ YÜREĞİM,,,BEN Mİ ALISAMADIM YOKSA BURASI MI BENI KABULLENEMEDI BILMIYORUM AMA YOLUMU KAYBEDIYORUM..SENDEN SONRA EN YAKINLARIM BILE BANA AIT NE VARSA SAHIPSIZSIN DIYOR..BELKİ DIYORUM BABAM OLMASA YA YENILIRDIM YADA YENERDIM..AMA HEP IKILEM ARASINDA GIT GELLE R YASIYORUM..BİR DALA TUTUNMAYA ÇALIŞIRKEN HERKEZİN ASIL YUZUNU GORUP YUZUMU CEVIRIYORUM..HERKEZ ŞEREFSİZ SANKI GOZUMDE..
OYSA KIMSE SANA BENZEMIYOR..SEN İÇTİĞİM KADEH KADAR GERCEK DOKUNDUGUM BEDEN KADAR SICAKTIN..ÇOK YORULDUM..İNAN Kİ HEM SENSİZLİK HEM UZAKLIK HEMDE DOSTUM OLAMAMAK VE BURDAKİ SAHTE YUZLER MİDEMİ BULANDIRIYOR..
GÜCÜM KALMADI DESEM INANIRMISN..?? ARZU TİRYAKİ
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
7 Temmuz 2007       Mesaj #415
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Bana bir ses ver..
O kadar muhtacım ki şuan sesine
Bir merhabaya veya nasılsın deyişine
Konuş benimle konuş.....
Kısık sesinli Seviyorum de yankılansın sesin saatlerce boş karanlık odamda ve o an bitsin hayat ve acımasızca geçen zaman acısın bana,öylece donup kalsın...
Boş odamda senin suretin ve ben varım...
Konuşuyoruz büyük bir gevezelikle yıllarca görüşmemiş konuşmaya aç insanlar gibi
Gülüyoruz arasıra kahkalarlave gözlerimizde mutluluk pırıltıları var tıpkı yakamozlar gibi ve uyanmamak için yalvarıyorum tanrıya...
Uyanmak ölüm oluyo bana tekrar aynı hasret kaldığı yerden devam ediyo..
Gel şimdi rüyalarıma gerçeklik kat ve beni hayata bağla,gerçek yaşama...
Bu suskunluğun beni çıldırtacak.Ve ben susacağım dilime ve sana inat..
Sıkıldım hayali muhabbetlerden ve sahte gülüşlerden..
Ve bıktım hasretini gidermek için içtiğim köpek öldüren şaraptan....
" BENDEKİ VARLIĞININ SEBEBİ BEN,YOKLUĞUNUN SEBEBİ SENSİN,ŞİMDİ VARLIĞINI
ÖZLÜYORUM YOKLUĞUNDA " ve suskunluğunda ölmemeye çalışıyorum bu varoluş savaşında.
Hasretinin elinde kocaman bir kılıç,saplıyor durmaran kalbime,savunmasız kaldım hasretinin karşısında ve hasretin beni zincirlere vuruyor karanlık odamda,çarmağa geriyor acımasızca......
Şimdi bir ses versen haykırışlarıma yeniden dirilsem ayağa kalksam ve sana koşsam uçsuz bucaksız çayırlara yalın ayak düşsem yollarına.....
O kadar muhtacım ki şuan sesine ve sevgine..........
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
7 Temmuz 2007       Mesaj #416
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Sen "bitti" dediginde !
Biliyorum konusacak birseyimiz kalmadi , paylasacak hiçbirseyimiz yok...Yinede
yüregimden , gücümün yettigi yere kadar sana sesleniyorum ,seninle
konusuyorum...
Üsüyorum , bu üsüme yalnizligimdan geliyor ve sariyor her tarafimi....
Tutunabilecegim hiçbir güzellik yok , hatirlamaktan usanmayacagim anilarim
disinda... Isinabilmek için onlara sariliyorum ... Anlamsiz ve cevapsiz sorular
hinzirca siritiyor , ben görmemeye çalisiyorum... Düsler uzak gibi görünüyordu
ama yakindi... Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini aç desem
kapatacaksin ama kapatma gözlerini...!

Kendimi kandirdigimi anladigimda agliyordum.... Eskiden kimi sarkilarin ne kadar
anlamli oldugunu düsünürken , simdi ayriligin ardindan çalinan her sarki
umutsuzlugumu ve sevgimi anlatiyormus gibi geliyor... Sevdigim ne çok sarki
varmis , bunu senin gidisin gösterdi bana ... Her sarkida sen varsin , her yerde
, her gördügüm insanda , denizde , gecede , uykumda... Nasil beceriyorsun her
yerde olabilmeyi ... Bu bir marifetse eger , neden benim yanimda degilsin
ki....?

Inanamadigin , yenemedigin , üzerinden atlayamadigin korkularin oldum...
Agladigin , bagirdigin ya da sustugun isyanin oldum , sessizce bosalan
gözyaslarin , birikmisligin oldum.... Yüregindeki kisi ben olmak isterken
yüregine siginan ve tozlanacak olan bir ani oldum... Haketmediklerin , artik
yeter dediklerin ve herseyin olmak isterken belki de hiçbir seyin oldum...
Söylesene , ben gerçekten senin neyin oldum..? Sesin hep uzaklari çagiriyordu ,
ben üstüme alindim , sana geldim... Bilseydim , bana ait olmayan bir seslenisi
sahiplenirmiydim...? Simdi bir mevsimlik ask kaldi avuçlarimda sadece bir mevsim
yasanan ama bir ömür gibi gelen ask...Kalbime henüz söyleyemedim gittigini
ögrenirse onun da aci çekmesinden korkuyorum... Seni halen benimle biliyor ve
seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum.... Gittin..!

Sen " BiTTi " dediginde yagmur yagiyordu.. Su an oldugu gibi...
CyniX - avatarı
CyniX
Ziyaretçi
9 Temmuz 2007       Mesaj #417
CyniX - avatarı
Ziyaretçi
Seni Öyle Çok Seviyorumki...


Şu anda cok uzaktasın, beni düşünüyor musun, bilmiyorum? Ama ben hep seni düşündüm bugün, hiç aklımdan çıkmadın, attığım her adımda, yaktığım her sigaramdaydın....
Seni öyle cok özlüyorum ki, zaten cok uzaklardaydın, bugün klevyeme dokunan parmaklarım bile sana kavuşamadı...Bugün bir başka hüzün çöktü yüreğime, ne yapsam ,ne etsem silinip atılamadı.

Seni şimdiden öyle çok özledim ki...İçim acıyor, sanki anlamsız bir keder çöreklendi yüreğime, gitmek bilmiyor...

Seni öyle çok seviyorum ki, istersen sor bugün benimle olan yüreğime akan gözyaşlarıma sor istersen, yüreğime sor, giderken yanına aldığın yüreğime sor, anlatsın seni ne çok sevdiğimi....ne cok özlediğimi...

Seni öyle çok özledim ki, sanki bugün yine ankara benimle ağladı...Gözyaşlarım yağmurun kilere karıştı....hava kasvetli, ben bir büyük acı.. senden başka kim bilebilir, çektiğim bu sancıyı?

Yürüdüm yağmur da, ellerim üşüdü yine....

Gözyaşlarım, yağmura karıştı....Yüreğim ise sıcaktı, Giderken yanında götürdüğün için o hep ılık bir sevda sıcaklığındaydı.....

Biliyor musun? ne zaman biri bana canım dese, senin seslenişin kulaklarımda çınlıyor, irkiliyorum, mutsuz musun gene? Gene yüreğin mi acıyor diye düşünüyorum...Ne zaman yalnız birini görsem, senin suliyetin sanıyorum, ne zaman bir ayak izine takılsa gözlerim, yüreğime geldiğin günler de bıraktığın ayak izleri aklıma geliyor, ürperiyorum.....

Yokluğunda neleri yitirdim... sen yoksan, gül güzel kokmuyor eskisi gibi, ne de güneş içimi isitiyor, ne de yağmurdan sonra toprak kokusu geliyor burnuma, buram buram...
Yokluğunda neleri yitirdim, sen yoksan artık gülüşüm bile içten değil, şen kahkahalar atanlara imreniyorum hanidir...sen yoksan, ipekler bile dalıyor bedenimi, sakin yanlış anlama.. sitemin sana değil bebeğim, sitemim aşka...

Sana aşık olmasam, sensiz günlerde böyle mutsuz olmazdım, sen, sen diye yakarıp, sabahlara kadar yıldızları saymazdım...Görüyor musun yokluğunda neleri yitirdim..ama sitemim sana degil...sitemim AŞKA!!!

SANA NASIL SiTEM EDEBİLİRİM? BEN SADECE SENİ SEVMESİNİ BİLİRİM....

Duvarları maviye boyadım maviyi çok severdi. Böyle başlıyordu onunla sevdiğimiz şarkının sözleri şimdi bütün duvarlar mavi ama o yok işte.

Geçen hafta pazar günüydü onu gördüğümde yanımdan geldi geçti nişanlısıyla el ele kısacık bir an dı onunla göz göze gelişimiz çok kısa bir an, ama ben o anda üç yılımı gördüm çöpe atılmış olan yada istemeden çöpe atmaya devam edeceğim nice üç yılı.

Onun için yaptıklarım geldi aklıma ve onun bana yaptıkları, bana tekrar bir istetme olduğumu hatırlattı, benim tekrar kendimi bir denek fare gibi hissettiğimi anımsattı peynir yerine onun peşinden koşmuştum ve yine bir sürü çıkmaz o gitti ama ben o labirentten çıkamadım.

Her kötü gününde yanındaydım bazen o bilmesede ben hep onunlaydım iyi gününde beni o istemedi hep merak etmişimdir neydi bende bulamadığı onu azmı sevmiştim belki de sorun buydu onu sevmiştim.

Belki ona sevgililer gününde hediye alacak param olmamıştı o dönem ama, ama yapılanlar söylenmiyor işte, işte bu yanıma kızıyorum aslında, saklı bir kimlikle yazdığım bu ortamda bile anlatamıyorum onun için bir dönem özel olduğuna inandığım yalan şeyleri.

Bu ne kadar sürer bilmiyorum ama içimden hala adını sayıklıyorum, o bana bir selam vermese bile.
ben bu şehri onunla sevdim bazen çekip gitmek geçiyor içimden bazen de gittiğim her yere aklımda onu da götüreceğim düşüncesi kaplıyor içimi. Sonu mutlu biten filmlere küfür ediyorum çoğu zaman yada biri birine sevdiğini söyledi zaman şüpheli gözlerle bakıyorum bencilce sanki bu dünyada seven tek kişi benmişim gibi yada acı çeken tek kişi

İşte böyle aptalca bir çok düşünce sarıyor içimi dostlarım düşünme diyorlar ama neden yaşıyoruz ki .
İşini düşünme, yarınını düşünme, finansal sorunları düşünme, yaşam standartlarını yükseltme politikalarını düşünme ve onu özellikle onu düşünme yani düşünmüyorum o halde yokum.

Ben onun beni sevebilme ihtimalini sevmiştim şairin de dediği gibi ben onun benle bir gün yarım kalan şeyleri konuşabilme ihtimalini sevdim, ben onun bir gün özürdileme ihtimalini sevdim, ben onun bir gün ansızın çıkıp gelebilme hayalini kurdum ve bunlar okadar uzun sürdü ki, kimse ile yeniden başlayamadım artık konuşamıyorum da pek kimseyle hayat devam ediyor içinde eksiklikleriyle. İşime veriyorum kendimi böyle avutuyorum kendimi ve sevemiyorum kimseyi bir çok kez deneme me rağmen bana ilgi gösterenlerden kaçıyorum. Ben kimse üzülsün istemiyorum ama bu böyle devam edemez bir şekilde yeniden başlamak lazım ve onu unutmam lazım hep güzel günler ileride diyorum her uyandığım sabah güne küfür ederek başlıyorum.

elimde değil utansamda kendimden ben onu hala seviyorum.
Son düzenleyen CyniX; 9 Temmuz 2007 20:08 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
10 Temmuz 2007       Mesaj #418
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Uzun zaman oldu ayrılalı, heyecanlı duygularla dolaştığım, o senli tozlu sokaklardan.
Çok uzaklardayım. Kendimi arıyorum hâlâ, birden buluyorum ve aniden ölüm gibi bir acı özlemlerimi ele alıyor sen aklıma geliyorsun…
Hatırlasana, henüz çocuk, saf ve temizdik. Sevmeyi öğreniyorduk birbirimizden. O duyguyu dillendirmeden, hisedilen derin bir bakışla birbirimize akıyorduk. Hiç zorlanmadan, taze bir sevgi büyütüyorduk yarınlara…Yarınlar umudumuzdu ve umutlarımız sevgimizdi.

Hatırlar mısın dünün saklı yarını? Dünden bu güne şekillenen mecburi değişimleri! Hiç unutmadım seni, çok zorladım kendimi, ama bir gizem saklı bende, unutturmamaya yüz tutmuş, bir çözlülmez gizem. Unutmak işime gelmiyor belkide, çözümsüzlüğüm bundandır sanırım.Yollara vuracaktık kendimizi, hayellerimiz rüya gibiydi...
Hâlâ eskisi gibi gülüyor musun? Ne çok severdim o gülücüklerini, gamzelerine dokunurdum. Hayallerim büyürdü. Ben gülmezdim, hayallerim gülerdi. O gülücüklerin ikimize de yeterdi.
Biliyor musun? Hep, parmaklarının ucunu öpmek istemiştim, ama öpemedim. İçimde küçük bir yara sevda gibi büyüdü, kocaman bir yara oldu. Farkında değilsin tabii. Nereden bileceksin uzun zaman oldu ayrılalı, ayrılık değiştirdi yarınlarımızı…Bu kaçıncı mektubum sana, bilemezsin, her defasında yırttım anlıyor musun?
Bir pazar sabayıydı. Sana geliyordum. Mevsim yazdı. Havalar sıcak ve bunalıtıcıydı. Adeta uçuyordum sana, adımlarım hızlıydı. Buluşmak çabası özlemin bende ki teriydi… Düşmüştüm yolda sana koşarken, dizlerim kanamıştı.Yaralarım acıyordu. Gözlerini gördüm sonra ve sonra o ince parmakların dokunmuştu yaralarıma... Sanki öpüyordun acımı, acım sana akmıştı. Birden gülmeye başladık, hatırladın mı? Çok gülmüştük o an, durduramadık kendimizi, ve birden, ansızın, ilk kez seni öpmüştüm. Masum bir öpücüktü. Utanmıştın. Bende utanmıştım. Hesapsız bir bakışın yüzümüze yansıması, bir yaşamın acısı olacağını nereden bilebilirdik değil mi?
Çok üzülüyorum biliyor musun? Ve de çok mutsuzum! Acılarım en çokta seni düşünmeye başladığım an aklıma geliyor. Keşke ayrılmasaydım. Tozun kendisi olsaydım o sokakların.
Saçların hâlâ güzel mi? Ne kadar da parlıyorlardı güneşte, hep taramak istemiştim biliyor musun? Ve tararken dokunmak-koklamak… Bir buğday darlası gibi savuruyordu rüzgar saçlarını. Serinliyordum... Mutluluktu saçlarının renginden aşkı tasarlamak. Saçlarına dokunmaktı aşk… Anlıyor musun?
Ah ah sevdamı yenileyen sen! Seni aramadım.Bulmaktı seni aramak, ama aramadım, sanırım korktum. Sen niye aramadın, bugünümün dünden kalan hayali, neden aramadın? Çok özlüyorum seni şimdi, deli gibiyim…
Bu uzaklık hâlâ içimi kemiren bir hüsran. Dayanmak ne mümkün, anılar üstüme üstüme geliyor. Hiç andın mı beni? Çok merak ediyorum… Acaba uzandın mı o uzun başbaşa kaldığımız kır gezilerine! Bir keresinde eşekten düşmüştük hatırladın mı? Yine gülmüştük durmak bilmeden. Ve daha çok artmıştı gülmemiz yolda geçen köylü çiftçinin bize küfür savurduğunu duyunca.
Sonra ne demişti o köylü adam bize hatırlıyor musun? Ben hayal meyal hatılıyorum. “Hadi evinize gidin yaramazlar” demişti sanırım. Biz hâlâ gülüyorduk. Ne kadar da mutluyduk değil mi? Ama şimdi her şey başka, ben bir başka insanım biliyor musun? Peki sen değiştin mi? Çok merak ediyorum, yüreğin eskisi gibi aydınlık mı acaba? Ben seni düşündükçe aydınlanıyorum anlıyor musun?...
CyniX - avatarı
CyniX
Ziyaretçi
11 Temmuz 2007       Mesaj #419
CyniX - avatarı
Ziyaretçi
Günün en güzel diyarindan sana yazmak isterdim ama
inan kosullar yetmiyor...bazen cok endiseleniyorum
ama merak etme hayat okadar zalimki benim bile
zalim olmama gerek kalmiyor..yani anlican sucsuzken
suclu oluyorum.gözlerin öle güzelki.insan baktikca
herseyi unutuyor.sen gülki birazda ben gülmek istim.
Devam etmek istemiyorum bazen bu oyunlara.ama inan baska
carem yok! Hayat bazen öle acimasizki oyuna getiriyor insani,
hisedemiyorsun bile.Sen göz yasi nedir biliyormusun?.malsef sana
cizemem o mutsuz anlari.Gel görki bende istemiyorum benim
gibi aci cekmeni,Hem söle kim isterki senin gibi birinin aci
cekmesini?kimse istemez.Günün birinde yanliz kalinca ara beni demistin.
Arasam konusurmuyuz?Bana üzülme dermisin?
ben artik devam etmek istemiyorum.............
GÖZLERIM cok yorgun kalbim kirgin
hayallar öle uzakki.bazen ben bile dibe vuruyorum onlarla
beraber.sen iyi ol ki bende mutlu olim gurur duyim seninle.ben
düzeltiyorum.onlar bozuyo.bu oyunu cok benimsiyolar.ama
ben artik aci duymaya basliyorum.Her zaman oldugu gibi agliyorum........
DERDIM YOK DIYEMEM!
SENI SEVMIYORUM HIC DIYEMEM!
SENI ÖZLÜYORUM ALBENI DESEM?

BENI YENIDEN SEVMESINI ÖGRENIRMISIN?
SENi COOKKKKK ÖZLÜYORUM BENNNnnnNNN ???
YA SENNNNN?
CyniX - avatarı
CyniX
Ziyaretçi
15 Temmuz 2007       Mesaj #420
CyniX - avatarı
Ziyaretçi
DÜŞÜNDÜKÇE
Gecenin sessizliğinde,soğukluğu ürpertir kelimelerindeki sesin manidar yankılarını. Doğrulduğunda yıllardır baş koyduğun yastığından ,gözyaşlarını örten yorganın savurur seni gecenin derinliğine. Sen gökyüzünden yıldızları topluyorsun ışık salsınlar diye gözlerinin fecrine ...Yaranın kabuk bağlamayan sızısı vurduğunda ciğerine,huzuru aradığın sessizlikte tefekkürde duruşu ,kılışı irdeliyorsun bedeninin her zerresinde. Bir bakışa hasret kalanların beldelerine dalıyor gözlerin susuyorsun...
Hani tek başınayken beşeriyetten uzak iklimlerde ,düşüncelerin yorduğu saatler zuhur edince hülyalara,silip atamıyorsun yaşananları. Güneşin aya bıraktığı,gündüzün geceyle sıralandığı,yıldızların bulutlarla kucaklaştığı bir esintide,rüzgarın hangi yönden estiğini izlersin sahranın o bitmeyen sıcaklığında. Her geçen günün ardından,takip eden ayak izlerini sahildeki dalgaların kumlarda yazılmışları boyayınca rengine,suyun üzerine yazı yazmaktan öte bir şey var mı diye düşünürsün yaşadıklarının üstüne,bunca yaşananların üstüne....
Yoksa bir ağaç misali yetişmesi yıllara dayanan,gövdesi kalınlaştıkça üstüne tırmananların çoğaldığı,yaprakları sarardıkça yas tutan,hep aynı noktada,hep aynı şeyleri yaşayan,hayatın hep aynı dalından asılan ,düşünemeyen,harekete geçiremeyen,ayaklarımızdan prangalanmış,bir suçlu muyuz yoksa,ömrümüz boyunca beklemeye mahkum...Suçlu muyuz acaba yaşadıklarımızı,yaşayacaklarımızın bir bedeli olarak taşımaktan. Sorumlu muyuz bir başka diyarda gözyaşı döken çocuk namına...
Acaba hissetmediğimiz duygular adına kaç nesil sonra tandırda pişen ekmek misali yanar yürekler. Deniz ağlar taşar,toprak ağlar çatlar,gökyüzü ağlar dereler çağlar. Değirmenlerimizde neler öğütürüz bilinmez. Kuytularda emekleyen sözlere inat yaşarız biz hala...
Kaç söylenmeyen söz sır tutulur benliğimizde,kim bilir kaç sözümüz vardı tutamadığımız. Hani her güneş doğduğunda geceden kalan sabaha,görünmeyen yüzlerin kirlettiği nidaları,siyahın beyazı örttüğü gibi,bir bir örtecektiniz. Hani asıl marifet ak sütün içindeki ak kılı fark edebilmekti. Hani hayatta unutmadıklarımız unutulan bütün değerlerin ağırlığının altından kakacak kadar unutulmazdı. Hani unuttuklarımız hatırlandığında karın güneşin karşısında erimesinden daha farklıydı.....
Zamansız zamanlardan topladığım her gözyaşını özenle saklıyorum. Bu yaşlar hep o ertelenen bir kenarda bırakılmış duyguları ifade eden tek güvencem,tek kanıtım. Umudumun yeşerdiği tomurcuk dalında,gülün kalkmadan önce düşmemeyi öğrendiği safha....düşe kalka ama dosdoğru! Şöyle bir kenarından aralayıp huzur veren diyarlara imrenerek bakmayı,hep bir sızı olarak taşısam da gölgede açmayan çiçek misali,gölgesini siper bildiğim ayın ışığına inat,güneşin ışığını aldığı nice sevda bekçileri görüyorum....
Ve sen ! Yüreğindeki ucubenin ışıltılı ışıklarını tefekkürdeki manaya riayet yakmalısın. O zaman ne rüzgar eğdirebilir başını,ne de çöl sahrasının sıcak fırtınası. Bir ilahi güçten başka...
Varlığının yokluğunda,yokluğun mağrur duruşunu hissetmelisin. Sabır ve şükrün duayla karıştığı,yanan gönüllerin ikliminde,sen de olmalısın....

Benzer Konular

17 Haziran 2009 / _PaPiLLoN_ Taslak Konular
19 Haziran 2014 / By_Dark Cevaplanmış
16 Ağustos 2014 / Misafir5 Cevaplanmış
3 Şubat 2016 / Safi X-Sözlük
15 Eylül 2015 / Safi X-Sözlük