Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 209

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.643.948 Cevap: 12.492
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2081
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Kurudu Göz Pınarlarım

Sponsorlu Bağlantılar
Kurudu göz pınarlarım,
Kan çanagına döndü ağlamaktan.
Her zaman gülerdi oysa ki gözlerim.
Neden çıkardı ki karşıma seni kaderim?
Bu halimi görüpte hiç mi sızlamaz yüreğin?

Delik deşik artık uykularım.
Sensiz her rüya kabus bana.
Gecem de günüm de hep kapkara.
Yazlarım,baharlarım döndü kışlara.

Yaşadığım her an zulüm,
Sensiz her gün ölüm bana,
Aldığım her nefes haram,
Seni unutturamayan zaman düşman bana.

Ne güneş, ne de ateş
Hiç birşey ısıtmıyor artık içimi
Ne ayazlar, ne de geceler
Hiç birşey üşütmüyor artık beni
Bir tek senin hasretin yakıyor,
Bir tek senin adın titretiyor içimi.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2082
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SEVGİLİM

Sponsorlu Bağlantılar
Ey sevgilim, nerelerde dolaşıyorsun böyle?
Geliyor seni candan seven aşığın dur onu dinle.
Elemi de, neşeyi de beste yapmış diline.
Uzaklaşma şirin yarim.
Yolculuklar ,aşıkların buluşmasıyla nihayetlenir.
Her tanrı kulu bunu bilir.

Aşk nedir? Ahret demek değildir her halde.
Çınlamalıdır neşesi bu anın gene bu anın kahkahalarıyla
Çünkü ne olacağı yarının meçhulümüzdür hala,
Boş yere vakit geçirmekten artık yoktur bir salah:
Öyle ise gel öp beni,genç ve tatlı sevgilim,
Ömrü pek azdır gençliğin.

kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2083
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Acılara Tutsak

Neden bu yaşam böyle
Soğuk kuru buruk?
Neden gecem, gündüzüm bir,
Işıklar.. kopuk kopuk?

İçimdeki bu hiçlik
Uzar da gider, uzar da gider.
Yaşamak istiyorum bir sevmelik
Bu kadarı bana yeter.

Mutsuzluğun karanlık yollarında kör,
Zaman gerçeğine tutsak olmuşum.
Yenik düştüm acılarıma durdu asansör
- Dört duvar arasında -
Kendime yasak olmuşum.

Umutlarımı yiyorum
Işıksız, neşe’siz, tedirgin.
Ve ben yalnızlığımda tek.
Acılar sonsuz, acılar geniş, acılar zengin.

Zaman gerçeğine tutsak olmuşum,
Kendime kendim yasak olmuşum.

Ankara - 11.01.1976
Kaynak: Kara Sevdam Ak Özlemim
Mehmet Bozkurt Esenyel
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2084
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Kurduğum Düşlerden
Kaçak türküler var
Kendimden saklayamadığım
Hançer hançer yüreğimi delen
İçimde bir karanlık
Ve bu karanlıkta
Genzimde bir yağmur yağıyor.

Gözlerimde ırmak
Dudakların ruhuma dokunuyor
Peltek peltek vuruyorsun yüreğime
Gün ayazında bir mum ışığı
Ve bu ayazda
Yaşamım
Yarınlarında yok oluyor.

İşte bu son durak
Yalın ayak düşlerde salınan ölümümle
Koşmak istiyorum
Doğruları söyleyen bedenim
İnsanların kamburu olmuş
Cebimde boş kovan dedikleri
Karanfil tohumları
Sallanıyorum afişlerimde
Kurduğum düşlerden
Karanfil karanfil kan akıyor.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Haziran 2006       Mesaj #2085
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sevgiyle Kalın
************
Bir sabah ansızın telefon çalıyor
Ne olduğunu anlatamıyorum
Mahmurluk kaçıp giderekn uzaklara üzerimden
Üzerimi açıyor
Üşüyorum ve gene örtünüyorum
Telefon konuşuyor bana bak diye
Benim aklımda uykular uçuşuyor
Bir sabah harita üzerinde İstanbul’dayım
Ansızın telefon çalıyor
Yatarken içtiğim sigaranın
Ağzımda bıraktığı pasa tadı aklıma geliyor
Şaşkınım
Bir sabah belki kabuslardan uyandım
Telefonumu biri yokluyor
Giyeceklerim ve daha
Traş olmam lazım
Evraklarım çantamda ama
Cüzdanımı göremiyorum
Dışarısı küskün içine kapanmış
Sabahın uçurumlarında memurlar yolları aşındırmış
İşe gidenler gitmiş çoktan ben hala yataktayım
Bir sabah ansızızn herşeye geç kalmışım
Telefonum çalıyor

Elime bir tüfek alıyorum ve
Dolduruyorum içini
Fişek fişek üstüne patlıyor
Aklımdaki bütün kurtlar kaçışıyor
Ben dikkatli bakışlarımla
Sabah olmasına rağmen
Hepsinin nerede olduğunu biliyorum
Ve öldürüyorum

Sonra elim
Benim bana en yakın dostum
Telefonu kaldırıyor

Bir sabah ansızın
İçimdeki herşey üşüyorken
Sıcak bir günaydın
Dehietler saçarak
Hesapsızca bütün nedenlerden uzak
Yani sadece öyle olduğu için
Yani öyle olmasını bile düşünmeden
Neden kaygısız
Kendimi sesine bırakıyorum

Cüzdanım yok
Biryerlerdedir elbet
Az vakit kalmış geç kalmam
Yetişiriz
Traş olmam lazım
Kolay
Giyeceklerim ütüsüz
Zaten serseriliği severim

O ses kimin sesi
O günaydın kime ait
Kimden geldi

O ses benim aşkımın
Mahmur sesi
Sadece günaydın demek için
Uzaklardan
Benim onun yanında olmamı isteyip
İmkansızlıklardan
Yollardan geçip gelerek küskün
Yatağımın başucuna
Kıvrılarak hesapsız
Ama hiçbirine kırılmayarak
Hiçbirine gücenmeyerek
Biraz bana eksik
Biraz bana kaprisli
O günaydın sesi benim aşkımın

Bir sabah ansızın telefon çalıyor
Ne olduğunu anlatamıyorum
İçmişim sanki başım dönüyor
Günaydın dünyanın en güzel kızı diyorum
Ağlamaklıyım
Sesim titriyor

Bir sabah ansızın
Boyacıya gidiyorum
En dayanıklısından bir fırça
Ve sonsuz mavi
Geleceğin sokaklarda deniz var aşkım
Gökyüzü var
Mavi boya var elimde
Yağmur var
N’olur gel
Şimdi yanimda ol dermiş gibi
Günaydin diyorum

Bir sabah ansizin işe gidiyorum
Onun sesi var kulagimda
Aşindirilmiş kaldirimlar kimin umrunda
Bu kalabalik cadddelerden nereye akiyor insan selleri
Bana ne

Ben simsicacik bir günaydin gidiyorum yüregimde
Kimin var
Kaliyorum diyen kaç kişiye böyle masum
Günaydin dedi sevdim diye bildikleri kadinlar
Herbirine dendi elbet
Hiç aksatilmadan
Ama çok uzaklardan degil
Ama ne zaman geliyorsunu saklayarak onun içine degil
Ama seni seviyorum diye
Kaç kişi benim gibi günaydin dedi benim gibi sevgilisine

Bir sabah ansizin uyaniyorum
Bir telefon sesi
Nabizlar durgun bir uyku ertesi
Bende şaşiriyorum
O sicacik günaydin demesi
Demek degiştiriyormuş bu koskoca şehri
Baştan aşagiya

Çünkü bu sokak böyle yagmurluyken
Gözlerimde hiç güneşli görülmemiş gibi
Küfrederek geçtigi kavşak böyle kalabalikken
Servisi bekledigim yerde firtinalarin sesi
Aklimi deli gibi almişken
Içimden bu şiiri
Ne zaman söyledim ki...

Bir sabah ansizin birkaç misra düşüyor
Sevdicegim beni düşünmüş
Ben onu düşünmekten sarhoş olmuşum
Ve
Bakmişim
Bir akşam olmuş

Keşke hep böyle geçse ömrüm ah
Sabahlardan sevdigimin yanina
Kollarimin arasina alsam onu bir sabah
Uyurken görsem üstünü örtüp
Ve öpüp alnindan rüyalara kadar
Ugurlasam başini kaşiyarak

Ben her sabah uyaniyorum işte böyle seni düşünerek
Istanbul .../.../..... Unutulmus Bir Zaman Diliminde
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Haziran 2006       Mesaj #2086
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
KİMİN UMRUNDASIN..

Kimin umrundasın artık aşk kimin umrunda
Yada artık birinin kalbinde bile ufacık yerin kaldı mı?
Herkes boşwermiş hayatı, yaşamı
Ne yaparsan yap aşk, kendini toparlayamassın
Bir kere senin değerini unutmuşların etrafındasın
Nasıl canlanabilirsin..
Aşk yalan hale getirilmiş kendini insan sananlarca
Hakiki halin erimiş, yok olmuş..
İnsanlar arasada bulamaz olmuşlar hakiki sevgiyi
Çünkü yok etmişler bir kere seni yok etmişler..
Kimin umrundasın aşk kimin umrunda
Sana değer veren kaldı mı ki şu Dünya denen mekanda
Artık senin değerin dalgaya nakledildi
O kaptı senin yüce şerefini
Herkes dalgaya almaya başladı hayatı, sevmeyi...
sen yandın kül oldun aşk
Sen yoksun, adın yok, anlamın yok..
Kimin umrundasın aşk kimin umrunda..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Haziran 2006       Mesaj #2087
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Acımak sevgi değildir, üstünlüğün kabulüdür.
Hoşgörü sevgi değildir,istemediğine katlanmaktır.
Bağımlılık sevgi değildir,gereksinimin karşılanmansıdır.
Sevgi değer vermesini bilmektir.
Sevgi yaşama hakkını kabul etmektir.
Sevgi var olmaktan kıvanç duymaktır .
Sevgi eşitliğin duyumsanmasıdır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Haziran 2006       Mesaj #2088
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
AŞK YALAN OLDU..

Kimseye anlatamasamda
Ben bir yalana vuruldum
Yalanın en tatlı olanına
En aldatıcı, en makyajlısına
Ben aşk yalanına inandım...

Aşk artık yalan oldu
Bu Dünyalıların ellerinde
Bildiğin oyuncak oldu
İstediğinde alıp istediğinde atabileceğin...

Aşkın gerçek amacı yok edildi
Artık aşk die bişi yok yalan oldu...
YALAN OLDU..
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
1 Haziran 2006       Mesaj #2089
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Küllenmemiş Aşk


Sevgini gölgesinde kaldı aşkımız
Hüzünlü gülüş kaldı dudaklarımda
Anıları unutarak
Aşkımıza ihanet etmiştik
Kutuplara atmıştık
Yalnızlaştırılmış yüreklerimizi
Soğuk sinmiş deniz kokan saçlarına
Atacağım elimi saçlarına
Canlanacak deniz kokan aşkımız
Şarkı söylemek isterse yüreğin
Kuşlara eşlik etmelisin
Aşk küllerini yakmak istersen
Suya bakmalısın aşkı görebilesin
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Haziran 2006       Mesaj #2090
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Artık kalmadı uzun uzun tutulacak
Bir çift el...
Ne de derin derin dalınacak
Bir çift göz...
Nede bıkmadan usanmadan
Beni sevdiğini söyleyecek
Aşk dolu bir dil...
Yani; artık sevdiğim elimden kayıp gitti
BEni onsuzluğa hapsedip gitti...
Onun acımasızlığı beni tüketti...
Ben sadece sevgimi ve sevgisini
Ortak olan şeylerimizi düşünürdüm...
Ama unutmuşum ortak olmayan birşeyler vardı
NEFRET VE İHANET...
Hem nefret ettin benden
Hemde tertemiz aşkıma ihanet...
Biliyorum ki tüm suç
Ona bu aşkı yaşama fırsatı verende
Tüm suç herşeye rağmen
Seni ölesiye sevende...

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya