Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 504

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.647.389 Cevap: 12.492
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
27 Temmuz 2006       Mesaj #5031
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
DESEM KI

Sponsorlu Bağlantılar
Desem ki vakitlerden bir Nisan aksamidir,
Ruzgarlarin en ferahlaticisi senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanlarin en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardim ciceklerin en solmazini,
Topraklarin en bereketlisini sende surdum,
Senden tattim yemislerin cumlesini.

Desem ki sen benim icin,
Hava kadar lazim,
Ekmek kadar mubarek,
Su gibi aziz bir seysin;
Nimettensin, nimettensin!

Desem ki...
Inan bana sevgilim inan,
Evimde senliksin, bahcemde bahar;
Ve soframda en eski serap.
Ben sende yasiyorum,
Sen bende hukum surmektesin.
Birak ben soyleyeyim guzelligini,
Ruzgarlarla, nehirlerle, kuslarla beraber.
Gunlerden sonra bir gun,
Sayet sesimi farkedemezsen,
Ruzgarlarin, nehirlerin, kuslarin sesinden,
Bil ki olmusum.
Fakat yine uzulme, musterih ol;
Kabirde boceklere ezberletirim guzelligini,
Ve neden sonra
Tekrar duydugun gun sesimi gokkubbede,
Hatirla ki mahser gunudur
Ortaliga dusmusum seni ariyorum.

CAHIT SITKI TARANCI

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
27 Temmuz 2006       Mesaj #5032
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yüregimdeki çocuk Yüregimde bir çocuk
Sevinçle hüznü
Sponsorlu Bağlantılar
Bir arada yaşıyor
Bir elinde umut çiçekleri
Digerinde mutsuzluk dikenleri...

Yüregimdeki bu çocuk aglıyor,
Batmış eline
Mutsuzluk dikenleri...
Umut çiçekleri
Gönlünü okşuyor...
Kendisini
Bekleyen geleceği
Umut çiçeklerinde
Biliyor...

Yüregimdeki çocuk
Ellerin de
Umut çiçekleri,
Gözlerinde
Bir ümit ışıgı yanıp sönerken
Kendisine sevgiyle uzanacak
Bir dost eli bekliyor...

Yüregimdeki çocuk
Bir elinde umutsuz dikenleri
Digerinde umut çiçekleri
Gözlerinin içi gülüyor...

Yüregimdeki bu çocuk
Gelecekten umutlu
Hayatla barışık yaşıyor...

TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
27 Temmuz 2006       Mesaj #5033
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Düşlerime Sığdıramadığımdın…….

yürürken düştün aklıma….
bir sarnıcın gölgesinde
yazdım seni….ilk…
göl kenarıydı….
düşlerime sığdıramadığım,
zamanlardı,
sevişmelerini…..
rakım düğümleniyordu,
gırtlağımda…
nefes alamıyordum……

karşıma koydum seni…
rüzgar dağıtıyordu saçlarını….
yanakların kızarmış
gözlerin ürkekti…
ve
derindi bakışların…
aceleciydi,
değişiyordu yüzlerin…
yetişemiyordum….
hangisini sevsem,
gidiyordu hemen…
sözcükler tıkanıyor,
kalem duruyordu….
konuşurken sen….
ve
ben söyleyemiyordum…

korkuyordum…
hatırlamayacaksın…
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Temmuz 2006       Mesaj #5034
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yasa

Elmalarda diş izi
senindir bu dişlem
yapıldı hanene
gereken işlem

melekler de tanık
suçlusun
işbu yasa hükmünce
sen bir insanoğlusun

insanoğlu


MADDE BİR
dünyaya gelmelidir

MADDE İKİ
sevmeli sevilmeli
dünyayı cennetin
kendisi bilmelidir

MADDE ÜÇ
yaşama sevgisinin
kökleri gönlünde
insanoğlu günün birinde
ölmelidir

dönmelidir dudaklarına
buruk bir elmanın tadı

(DÖRDÜNCÜ MADDE OKUNAMADI)

işbu yasayı
kim yürütür bilinmez
bilinmeyen ellere
karşı gelinmez

1954
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Temmuz 2006       Mesaj #5035
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kırıldı Kristal Ayna



Aramıştım umutla yıllar yılı.
Sonunda, bir bir topladım parçalarını.

Ellerini bulmuştum önce.
Yalnız, kaskatı gecelerimde,
dolunaydan ışıltılar getirmişti,
avuçlarının içinde.

Yüzünü bulmuştum,
durgun bir gölü süsleyen,
nilüferlerin güzelliğinde.
Yüzüne damla gibi yayılan gülüşü de.

Uzak yıldızlarda bulmuştum
ışıltılara dönüşen gözlerini de.
Dudaklarını bulduğumda
yanmıştı tenim.
Yanardağların koru değmişçesine

Bir şelalede bulmuştum saçlarını.
Gökkuşağının ışıltıları sıvanmıştı
herbir teline.
Gün doğumlarının taze kızıllığı,
sıcacık teninde.
İlkyazların buram buram kokusu içinde.

İşte böyle.
Bir bir, parça parça toplayıp,
bir sen yaratmıştım içimde.

Sana bir de yürek bulmalıydım.
Bütün korkularını silip,
içine yudum yudum
sevgi doldurmalıydım.

Buldum da...

Ama ya istemedin,
ya da korktun almadın.
Alışmıştın belki de,
hep böyle,
sevgisiz de yaşanır sandın.

Yeniden,
bir bir ayrılıp dağıldın.
Kristal bir ayna kırılmışçasına.
Kırılıp bin parçaya ayrılmışçasına.
Böyle kırılmak bir yana,
öylesine acıyor,
öylesine kanıyor ki yüreğim,
o, binlece cam kırığı saplanmışçasına.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Temmuz 2006       Mesaj #5036
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sen herşeyimdin benim
Sen gözlerimdin benim
Hiç tükenmeyen bir pınar misali
Süzülürken damla damla sular
Bazan ılık, yüreğinin sıcaklığında
Bazan buz kesmiş, kartal bakışlarında
Bakarken bazan, yıldız parlaklığında
Sen gözlerimdin benim

Sen sözlerimdin benim
Dilimden dökülen bir çağlayan misali
Ve yatağına sığmayan bir nehir
Bazan bir çığlık sessizliğimde
Bazan bir sitem haykırışlarımda
Dökülürken dilimden, uçurumdan dökülür gibi
Sen sözlerimdin benim

Sen ellerimdin benim
Rüzgarlarınla doldurduğun bir yelken misali
Bir sağa çekersin beni bir sola
Bazan savurursun açık denizlere
Bazan vurursun acımadan kıyılarına
Başıboş, dümensiz, kapılacakken girdaplara
Sen ellerimdin benim

Sen yüreğimdin benim
Ritimsiz çalan bir saat misali
Çalışıyorsun tik tak tak tak tik
Bazan ileri gidiyorsun koşar gibi
Bazan geri kalıyorsun sanki yorgun

Ha durdu ha duracak hala sana vurgun
Sen yüreğimdin benim
Sen her şeyimdin benim
Düşlerim, ümitlerim, geleceğim
Ellerimdin, gözlerimdin ve yüreğim
Bazan kapılsam da umutsuzluklara
Bazan kızsam da yüreğim alev alev
Sen ne görürsün beni, ne duyarsın
Yine de sen her şeyimdin benim
Ve yine de her şeyimsin.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Temmuz 2006       Mesaj #5037
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
"Ona Sevdiğimi Söyleyiverin "

Ecelim zamansız gelirse bir gün
Ona bu şarkımı dinletiverin
Bu en son dileğim, en son sözümdür
Ona sevdiğimi söyleyiverin

Benden başkasına gitmiş olsa da
O güzel aşkımız bitmiş olsa da
Üstünden mevsimler geçmiş olsa da
Ona sevdiğimi söyleyiverin

Sonu hiç gelmeyen bir roman gibi
İçimde sönmeyen bir volkan gibi
Yazılsın bu sevdam bir destan gibi
Ona sevdiğimi söyleyiverin.


Ahmet Selçuk ilkan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Temmuz 2006       Mesaj #5038
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bazi Sorular cevaplanmaz cevaplayamazlar
Askin tadini tatmayan tatmaya calisirsa
Tadini almaz anlamazlar
Grurula oynayan Atesle oynar
Bir insanin degerini bilemeyen kendini yakar
Sevgi nedir bilmeyen
Seviyorum diyerek kahri cekilmeyen
Kullanip da baskasina süzülen
El bebek gül bebek diyen
Ama nasilsa sonunda aski meske ederek terkeden
Sensin
Degerimi bilemedin
Senin pesinden kosacam sanma
Sana tutulmusdum ama arkandan aglayacam diye umutlanma
Geri dönmeye sakin kalkma
Kalbim yarali dertli pereli
Derman olan yarami saran aski unutmamin hecesi
Yokmu senden baska dünyanin gayrisi
Engeller ah o engeller
Cözülemeyen dertler
Kavurur Kavurur Atesin üstünde insani bekletirler
Cileler cileler
Sevipde sevilemeyen bitmez bu kederler
Bu dünyada teke tek sen degilsin sevmek sana kalmaz
Deger verenin arkasindan vurulmaz,kiyilmaz
Düsün ve anla hatalarini tekrarlama
Deger varken hic yoka sayma
Benle olmasada baskasinla mutlu yollar sana
Care varken caresiz yola tikanma
Tikanirsan vefasiz yollarda
Sakin beni arama
Uzun uzun düsün kararini kendinde sakla
Yamuklugu kendine yapdin sonunda
Nasihat olsun benden bu sana hadi elvedaa
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Temmuz 2006       Mesaj #5039
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Özlediğimde Yoktunuz



özlediğimde yoktunuz yanıbaşımda
oysa ki hayallerimi tutabilirdiniz düşmeden yüreğimden

öldüğümde olmayacaksınız yakınımda
sessiz çığlığı yüreğimin “kirli” bir gürültüye yenik düşecek
unutulacak sonra çocuk yüzüm
derinlerde birer anı, geçmişte sadece bir acı olarak
ağlayan sadece gözlerim
ve sadece göz yaşlarım olacak


yüzümde tanımadığım bir sıcaklık
gözlerimde sadece acı var geleceğe karşı
zihnimde çocuksu hayallerim
kalbimde bir yetişkinin isyanı
oysa ki özlediğimde yoktunuz yanıbaşımda

elimde bir kolu kopmuş oyuncak bebeğim
yanı başımda bacağı kan içinde acı çeken kardeşim
savaş çocuğuyum ya ben,
öldüğümde olmayacaksınız yanıbaşımda


ellerimi uzatıyorum göklere
Babil’in Asma Bahçeleri’nde
huzuru istiyorum kalbimce

oysa kıtlık gibi kurak bir gönül hakim buralarda
savaş
kan
tiksinti
utanç
yani tam anlamıyla “insanlık” hakim buralarda
o yüzden özlediğimde yoktunuz ya yanıbaşımda!



özlediğimde yoktunuz buralarda
bir sıcak sevgi sözcüğü
bir ninni bekledim huzur dolu uykularım için

kabus yüklü gecelerden sıyrılıp
Güneş’i yakalayıp
üzerine binmek istedim
yakıcı olsun varsın
şimdiki üşünmüşlüğümden uzak
yeniden çocuk olayım!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Temmuz 2006       Mesaj #5040
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
özledim seni
Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir...

Beynimi uyuşturuyor özlemin...

Çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu

bilmenin bunca yıl

içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum.

Yokluğun, hatırlandıkça yüreğime saplanan bir sızı

olmaktan çıkıp

sürekli bir boşluğa dönüşüyor.

Sabahlara seni okşayarak başlamaları, akşamları

her işi bir kenara koyup

seninle baş başa karşılamaları özlüyorum;

oynaşmalarımızı,

yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu

küskünlüğünü...

Nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken;

ve ne yumuşak,

bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına

bırakırken...

Ya da kolyeni çözdüğümde kollarıma atlarken...

Hasta olduğunda, o korkunç kriz gecelerinde günler,

geceler boyu nöbet tuttuk başında... O şen

kahkahalarına

yeniden kavuşabilmek için sessiz dualar ederek...

"Atlattı" müjdesini kutlarken yorgun bedenindeki

yaraları okşayarak,

doktorun böldü sevincimizi: "Yaşayamaz artık bu

evde...

Yüksek binalar ve beton duvarların gri kentinde"

dedi,

"O gitmeli... Ve kendine yeni bir hayat çizmeli..."

Bilsen ne zor, gitmen gerektiğini bile bile "Kal"

demek sana...

Ne zor, senin için ebedi mutluluğun beni

unutmandan geçtiğini bilmek...

Gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur

olduğumuzu görmek

ve sana bunları söyleyemeden "Git artık" demek...

"Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk

kavuşacaksın

mutluluğa" demek sana ne zor...

Sesimi, kokumu çekip alıvermek beyninden,

sesin, kokun hala beynimdeyken...

Seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda

bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...

Yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz

geçirmek...

Ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir

arabanın

arka koltuğuna, birlikte güneşlendiğimiz onca yazı,

yan yana titreştiğimiz onca kışı, paylaştığımız bunca

acıyı,

onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp

yorgun bedeninin yanına,

arkadan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor...

Ne zor hiç tanımadan seni emanet ettiğim bir

şoföre "Hızla

uzaklaş buradan ve gidebileceğin kadar uzağa git"

demek...

Yokluğunu beklemek, ne zor...

Bunları düşündükçe, şu anda uzaklarda bir yerlerde

üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün

engelleri aşıp,

terk edilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları, yalnız

bulvarları arşınlayarak

sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına

sevgi sözcükleri fısıldamak

ve yavaşça üzerini örtmek geliyor içimden...

Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe

dönüşmesinden hicran duyuyorum.

Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde,

terk etmişlere özgü bir terk edilme korkusunu da

yüreğimin derinliklerinde duyarak sana koşmak,

yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür

dilemek

ve "Dön bebeğim" demek istiyorum:

"Geri dön...


Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya