Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 523

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.647.524 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ağustos 2006       Mesaj #5221
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Vurulmuş Yağmur Damlasıyım

Sponsorlu Bağlantılar


Burgaçlara tutulmuşum maviyle yeşilin ortasında.
Sürükleniyorum sana, yelkenlerim paramparça.
Gözlerinle vurulmuş yağmur damlasıyım,
yıldızlarla, yakamozların arasında.
Aç avucunu, aç, düşüyorum..!

Yalnızlık ormanda tekbaşınalıkta.
Fırtınalarında kırılmış dalucunda,
kuruyup düşemiyen tek yaprak olmakta.
Sarı soğuklarda yanıp, sana dokunamamakta.
Sarıl bana, sarıl, üşüyorum..!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ağustos 2006       Mesaj #5222
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gül Yaprağından Bir Kesit

Sponsorlu Bağlantılar


bir melteme takılır günün son ışıkları
baharın ahengiyle uyanınca duygular
beyazın güzelliği süsler sarmaşıkları
gözlerime takılır bir gülün yaprakları

bir gülün yaprağında binlerce sır gizlidir
zerresinden bir kesit görmek isteyen kalbe
çağlayanlar, nehirler ''kudret'' hissinden gelir
bir gülün yaprağında bir fezadır dirilir

akşam renginden buhur gün ışığından teller
sonsuz ahenk içinde anlatır gerçekleri
ilahi bir kudretle tel tel olur danteller
dua dua açılır gül yaprağından eller

feza bir derin umman yaprak sonsuz bir huzur
sevdaya erişilir ''canan''ın kapısında
dolunca avuçlara ''sonsuz''dan beklenen nur
feza gül zerresinde yeni baştan yoğrulur

bir gülün yaprağında toz ve gaz bulutları
her baharda yeniden patlamalar içinde
merkezkaç kuvvetiyle çevirir umutları
bir gülün yaprağında toz ve gaz bulutları
PuS - avatarı
PuS
Ziyaretçi
2 Ağustos 2006       Mesaj #5223
PuS - avatarı
Ziyaretçi
DÜŞLEDİĞİN GİBİ


Küçük bir dünyanin içine gizlenmissin
Sadece hissedebiliyorum seni
Tipki senin beni hissedebildigin gibi
Bazen bütün umutlarimi ,bütün sikintilarimi
Oradan sana söylüyorum
Tipki senin bana söyledigin gibi
Içimizin karanligini bosaltiyoruz bazen
Bazen de iki kelime saklayabiliyoruz
Seni böyle hissetmek, seni böyle sevmek güzel
Bir bakiyorum bir adim geliyor,
Bir bakiyorum kilometrelerce uzaksin
Geceleri seni düslüyorum yine
Küçük bir makinenin içinden
Biliyorum ayni yerdeyiz ayni seyi dinliyoruz
Hissedebiliyoruz ayni seyi
Elimde sana dair hiçbir sey yok
Sadece yani basim da çalan minik bir radyo
Bilmiyorum su an ne haldesin
Ve de evin neresindesin
Belki salon da koltuga oturmus,
Belki odanda yatagina uzanmis
Ayni seyleri düslüyoruz
Gecenin bizim için hazirladigi güzelligi dinliyoruz
Ben bu gece çok hüzünlendim
Göz yaslarim yanagimda kaldi
Bir ananin acisini paylasti göz yaslarim
Bir sevgilinin siirinde duygulandim
Ama bunlarin hepsinde seni düsledim
Tipki senin beni düsledigin gibi

...BİTANEM...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
2 Ağustos 2006       Mesaj #5224
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Herkes Uykuda



Böyle de olmuyor,vakit gelmiş geçiyor
Bak herkes tatlı rüyada şu an
Haydi sen de yatsana artık
Biliyorsun halini, yorgunsun
Olmuyor değil mi uyuyamıyorsun

Ney seni ayakta tutan yine
Bir derdin mi var cekinme söyle
Dayanamıyorum senin şu haline
Bu halin ne zamana kadar böyle

Anlaşılan geceyi artık seviyorsun
Yalnızı yalnız karanlıkla paylaşıyorsun
Belki de yıldızlarla ilham buluyorsun
Yada karanlık gecenin,
Nurlu sabahını umuyorsun
Gözkapakların git gide ağırlaşıyor
En güzel olanı kendini sorguluyorsun
En kötüsü ise yarına yine uykusuzsun
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ağustos 2006       Mesaj #5225
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Denizcinin Ölümü



Ben öldüğüm zaman
Bir kuş uçacak kafesten
Esaret yılların, sıkıntıların ve mahrumiyetin
İntikamını alacak!
Tabiattan, insanlardan ve insanca yaşamaktan.
Sonu olmayan bir boşluğa düşecek,
Zamanın öldüğü, pusulanın tanımlanmadığı istikamette
Kalacak, özgürce, ebediyette
Ben öldüğüm zaman.

Stresler bitecek, sinüzütüm azmayacak
Gemiler geçmeyecek Kızkulesi'nden Salacak'tan
Ben öldüğüm zaman, sırtımda valizim
Beyoğlu'nda bir otelde,
Simsarların eline vermiş hayatını
Karaköy'de, nice, bahtsız
Uzaklara sevdalı kalacak ardımda.

Ben öldüğüm zaman
Tüm hasretler dinecek!
Ve bağrımızda otağ kurmuş mecusi
Alıp uzaklara gidecek, inancıyla
Onu da bizi de yakan ateşi...
Denizlerde rüzgarlar, yunuslar
Sekiz-dokuz kuvvetinde havalar
Kaç yazar bana...
Denizler de ölecek, ben öldüğüm zaman.
Ve söylenmedik tek cümle bile kalmayacak yüreğimde.
Vicdanımla öleceğim,
Alıp götüreceğim bir ince sızıyı da kendimle
Bir denizci ölecek koca okyanuslardan
Kimse farketmeyecek bile...

Ben öldüğüm zaman
Uzak bir yere firar edecek Kutup Yıldızı.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
2 Ağustos 2006       Mesaj #5226
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Herşey Sende Gizli



Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
2 Ağustos 2006       Mesaj #5227
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
DÜŞTÜM YÜREĞİNDEN
Gidişin ,tuz basılmış ayrılıklar...
Gidişin, sazsız sözsüz eylül düğünleri ...
Gidişin harmandalı ,gözyaşı...
Sevda böyle yaşanır leyli,
sessiz bir başına.
Ayaklarıma dolanır bir ince gurur,
bir ince suskunluk.
güle güle diyem ardın sıra
bileklerim burkulur ,yüreğim incinir inan !
Güle güle diyemem ardın sıra
şimdi susuzluğunu dindirdiğin bir çeşmede
ıpıslak hayaller biriktiriyorum gözlerime.
Akşamlar siyah bir şal gibi düşüveriyor omuzlarımdan,
tam da dindirmişken bu sevdayı,
tam da dönüp kapılardan vazgeçtim demişken,
niye bir yanım, niye hep yüreğim, niye hep en kuvvetli yanım
sevdadan yana duruyor ?
Şimdi suskun bu sevdayı
çıkarsam sakladığım yerden koysam avuçlarına,
söyle emanet kabul eder misin?
Gitsem bu şehirden ayaklarım ıslak, kansam ,yaralansam,
bütün sözler anlamını kaybetmişken,
bu sevda bu hayatın neresinde duruyor?
Düştüm yüreğinden leyli,
ben artık bir düşüm.
Sevda böyle yaşanır sessiz ,bir başına,
düştüm yüreğinden leyli, ben artık bir düşüm.

Hoşçakal!
PuS - avatarı
PuS
Ziyaretçi
2 Ağustos 2006       Mesaj #5228
PuS - avatarı
Ziyaretçi
HİÇ KİMSEYİ SENİN KADAR SEVMEDİM


Seni gördüm,
toy bir çocuktu yüreğim
henüz yağmur yağmamış buluttum...
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...
Tutsaktım,
Yok pahasına bir gemiye satıldım
sonra gözlerimi sattım,
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...


Yalnızlığıma
nice zaman
silah çektim, süngü tuttum...
Dağların zirvesinde destan,
çöllerin ortasında ağıttım...
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...


Yakacak diye gözlerin, kalbimi
ellerinin nârına
kendim attım.
Senden duydum en güzelini sözlerin
en tatlı yudumları
senden yuttum
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...


Sevdan için
her gül mevsiminde
arzu arzu,
umut umuttum....
Gördüğüm her renkte rengini gördüm
Duyduğum her seste adına
türküler tuttum...
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim....


Akrep düştü gecelerime
Gelirsin tutkusuyla
yıldızlarını göğün
birer birer uyuttum...
Adından başka
isimleri
kelimeleri
harfleri
Adından başka
Bütün bildiklerimi unuttum...
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...

...BİTANEM...
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
2 Ağustos 2006       Mesaj #5229
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi


Deniz Affetsin

Soldu son hücresi
yoruldu aşk
ateş kırmızısı
siyaha döndü
damarlarda yolcu da aynı
yolculayan da
siyah kan
sonsuzluğun ateşini söndürdü

Ben
itildiğim bu geceden
yitik çıkamam
deniz affetsin beni
sonumu görüyorum

Tutunduğum dallar
taşımıyor küllerini kederin
kalp masajıyla bile
tazelenmiyor aşk
ki müptelasıyım hastane bahçelerinin

Yoruldu son hücresi
soldu aşk
köprüden boğazı seyrederken
boğazımda kaldı aşk
deniz affetsin beni
boğuluyorum.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ağustos 2006       Mesaj #5230
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Günler Perişan



yırtarak geçiyor kalbimizden
hayatı da törpüleyen zaman

şuramızda birşey var
acıya benzer
umuda benzer
böyle günlerde hayat
hem acıya, hem acıya benzer
gün ölümle başlatıyor hayatı
her şafak taze bir ölünün üstünde doğuyor
her sabah ölümü anlatıyor gazeteler
sol köşede ölümü kutsallaştıran bir fotoğraf
yeni bir cinayetin röntgenini çıkartıyor gövdeme
beynim sabırla keskin
iğdişliyor haber bültenlerini, yorumları, sahte ölüm ilanlarını
bizim ilanlarımız çoktan verilmiştir
gelirse de bilinir nerden ve nasıl
böyle ölümün yücedir adı
ha kanağacı canım, ha gelincik tarlası
çünki ölümün kanıdır besleyen
bir başka baharın tohumlarını
şuramızda birşey var
bizi onduran birşey
acıya saran
umudu kuşatan

kalbim : kalbim mi desem
var kalbim : yaşayan ben
hayatla ölümle cinayetle
gazetelerde, radyolarda, eski üniversitelilerle
eski prof hocalarla
yaşayan ben : geç mi kaldık / kabul edemem
ah benim sevgili annem
oğlunda elbet yurtseverden
birgün bırakır da sizi yüzüstü
yüzüstü değil : elbette bizüstü
bırakır da : kötü sarmaşıkları, yaban güllerini
bırakır da : sekizyüzlük hırtları, şunları, bunları
giriverir senin sıcacık kucağına
yani hem sana karşı, hem senin için
giriverir o yanılmaz tarihçinin yaprağına
ölüm mü dedin annem
ölüm senin gibi güzel annelerin
senin gibi güzel çocuklar feda etmiş
o tarih atlasında
bir kırmızı gül olur ancak
koksun diye çocukların bahçesi

şuramızda, tam şuramızda
kanserli bir virüs gibi kanımıza karışsa da bizi yaşatan günler perişan

işte bir bir kırıyorlar dalıylan
yeryüzünün olgunlaşan meyvelerini
çünki biliyorlar vakit dar
oysa dalları kırılmayan ölür mü sonsuz ağaç
hayatı pekiştiren kökümüz var
dünyayı emeğe kazandırmak için
hayata ve ölüme sonsuz bir anlam veren
kanağacına sözümüz mü var

biz şimdi gidiyoruz gibi ya dostlar
birgün döneriz elbet
acısız, adsız

ölümsuyu sürünün
sürünün ölümsuyu
bir ölü bir dirinin kanıdır
besler hayatsuyu

şuramızda, tam şuramızda
tarihe nasıl anlatsam

ey anneleri korkutan
bizi yaşatan kan

günler perişan

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya