Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 743

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.651.773 Cevap: 12.492
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7421
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Maviye Döndü Yüzünü

Sponsorlu Bağlantılar




evet dedi
unutmuş gibi tencereyi ocakta(panikle)
eskittik zamanı ve gövdelerimizi seninle

evet dedi adam
aradı kadının baktığı maviyi
eskiyen sesini dinledi

eskimiş bir denizi onarıyordu
kırlangıçlar ve martılar kanatlarıyla

evet diyordu kadın
puslu bir ayna gibi sesiyle
bir kolye yapıyordu bu görünümü
geceden kalan morlukları saklamak için.

melish - avatarı
melish
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7422
melish - avatarı
Ziyaretçi
Sıkıldım;
Kederlerim sanki deniz,
Sponsorlu Bağlantılar
Sevdiklerim nerdesiniz?
Tıkıldım;
Dört duvar arası bir gün,
Hatıraysa‚ sadece dün.
Yıkıldım;
Ayağımda dermân yokmuş,
Meğer beni hayâl sokmuş!

Alper Şirvan
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7423
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Maviye Hasret Denizim




Ey deniz ürkme sana değil kızgınlığım
belki ota belki kuşa ama sana değil!
sen yine uzat mavini bana
martılarla rakset yine
ama şunu bil
ama şunu bil ki
çarşaf olduğunda
bakıp bakıp durduğunda
sana değil ama sendekine geleceğim
ve göreceğim ki sendeki el olmuş
ama yinede ben ona Mecnun
o ise bana Leyla olacak
ve ben yine mısralarda solacağım ben
...
melish - avatarı
melish
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7424
melish - avatarı
Ziyaretçi
hüzün hazana,
mavi gökyüzüne, ( msx'ede yakışıyor) q:
siyah karanlığa,
kızıl güneşe,
günbatımı denize,
en güzel tebessüm senin yüzüne yakışır,
hadi GÜLÜMSE
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7425
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
siir YIKILMA SAKIN
Kötü şey uzakta olmak
Dostlarından, sevdiğin kadından
Yasaklanmak bütün yaşantılara
Seni tamamlayan, arındıran
Kapatıldığın dört duvar arasında
Sağlıklı, genç bir adam olarak

Neler gelmez ki insanın aklına
Sevinçli, özgür günlere dair
Kalmıştır yüzlerce yıl uzakta
Onunla ilk kez öpüştüğün şehir
Acı, zehir zemberek bir hüzün
Kalbinden gırtlağına doğru yükselir

Görüyorsun işte küçük adamları
Köhnemiş silahlarıyla saldıran sana
Kimi tutsak düşmüş kendi dünyasına
Kimisi düpedüz halk düşmanı
Diren öyleyse, diren, yılma
Yürüt daha bir inatla kavganı

Babeuf'u hatırla, Nazım Hikmet'i
Bir umut ateşi gibi parlayan zindanlarda
Hatırla Danko'nun tutuşan kalbini
Karanlıkları yırtmak arzusuyla
Ve faşizme karşı, zulme, zorbalığa
Düşün acılar içinde vuruşan kardeşleri

Kötü şey uzakta olmak
Dostlarından, sevdiğin kadından
Yasaklanmak bütün yaşantılara
Seni tamamlayan, arındıran
Ama bir devrimciyi haklı kılan
Biraz da acılardır unutma

Yıkılma sakın geçerken günler
Yaralayarak gençliğini
Onurlu, güzel geleceklerin
Biziz habercileri düşün ki
Ve halkın bağrında bir inci gibi
Büyüyüp gelişmektedir zafer.

sair
ATAOL BEHRAMOĞLU
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7426
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Mayıs Başı


Şimdi herşey sevmek fiilini çekiyor
O eşsiz gülleriyle işte mayıs başı
Aşk: neşeli, kederli, günücü ve yakıcı
Yanık yanık söyletiyor yeşeren ormanları
Gövdesine bir dilek kazıdığım ağaçtan
Mırıltılar geliyor ve ağaçcık doğaçtan
Yaratısı sanarak yineliyor durmadan
Geçen güzde göğsüne çizdiğin istenceyi
Alaycı alakarganın dalga geçtiği mağara
Kaşlarını oynatıp gülümsüyor ormana
Hava aşka değin titreşimlerle dolu
Öyle göklü ve körpe, seven, mis kokulu
Sevdalı yoncalarsa göğe göndermiş onu
Ve güneş adım adım dolanırken kubbeyi
Esrik çayır kokular döküyor dörtbir yana
Öpücükler açıyor dönüp gelen bahara
'Seni seviyorum' diyen mırıltıyla kırda
Safransarı, gökmavi, lal rengi ve erguvan
Gölcüklerin üstünde, otlaklarda, koyakta
Binbir renkte benekler oluşturuyor orda
Kokusunu savurup saklıyor çiçeğini
Sanki kırın telaşlı, tatlı iletileri
Yaygaracı aşkının yazdırdığı pus'lalar
Papyadan bir altlığa izlerini yaymışlar
İncecik sesleriyle küçük kuşlar ormanda
Şarkıcıklar söylüyor peri kızlarına
Tatlı bir sır veriliyor gölgelikte herkese
Seviyor ve söylüyor herşey bunu sessizce
Sanki yanan güneyde, batıda ve kuzeyde
Ve altın ışıklarla günün doğduğu yerde
Çiçekli çit, sarmaşık ve şakırdayan pınar
Ve tepeler ve gölgeler ve o sonsuz tarlalar
Dört rüzgarın düzdüğü bir dörtlük söylüyorlar
melish - avatarı
melish
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7427
melish - avatarı
Ziyaretçi
MAVILERLE UYANMAK

yedi iklim geçer,
agarip solan güz isiklarindan
yalan pencerelere dogru...

uykularda olur ne olursa
yanginlar,
takvim ziyanlari,
gömülü sevdalar...

iksir gibi yayilir
hücrelerimin rehavetine islakligin
düs tüccarlari agir mesaidedir...

uykularda olur ne olursa,
talanlar
ve beton serinligi
insaat halindeki asklarin..

uykularda ölür ne ölürse,
kipirdayan su
gülümseyen yel...

yedi iklimin oralarda
kavalini kirmiþ bir çobandir
gökyüzü,
aklinda new orleans
heybesinde caz!

yedi iklimin
bar oldugu yerdedir uykunun
alkol imparatorlugu
kalabalik avindadir bakislar...

uykularda olur ne olursa,
bitmez efkar kirlari
bazi saçlarda
ve ölüm gibi suskunluklar açar
derin kuyularda...

ve saka gibi
ve sarsak sarsak
ve kimil kimil
bir yaþamaktir
MAVILERE UYANMAK
en kesif karanliklara kafa tutan
gözlerinin mavisine kusanmak...

senin kanatlarin var,
benim köylü yüregim...
operada tezek kokusu
bu sehirdeki varligim! ..
beni tasiyacak vesaitim yok
bu caddeüstü sevdada
ellerinden gayri..
'gayri dayanamam ben bu hasrete'
ya beni de yitir
ya sen de git
beni götürdügün yere...
türküleri sev
yalan kahkahalardan uzak dur
canimin suyuyla yika ellerini..
aklimin maharetiyle giydir
en mavi yerlerini...

senin adin
buzul mavisi!
çünkü mavilerde uyur,
benden sana geçen
sende beni kalkindiran ne varsa!
sevdigim, açligimin uzak ufku,
her sabah;
günesten ne zaman isaret alirsan
ne zaman dar gelirse solugun
böyle uzun sarilmaklara,
fikrini kurcalarsa eger
açik korkular,
iste o zaman
mavilere,
mavilere
uyandir beni...
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7428
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
siir TEK BAŞINALIK

Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü biri
Ve hiçbirşey yapmamaya karar verdi

Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü bir öteki
Ve yalnızlığının kuytuluğuna çekildi

Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü bir üçüncü
Ve tek başına düşünmeyi sürdürdü

Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü yüzbinler
Ve tek başınalıklarını sürdürdüler

Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü milyonlar
Milyonlarcaydılar

Ve tek başınaydılar
Bu arada birileri
Onlar adına
Karar vermekteydi

Tek başına olduklarını sananlar
Topluca ortadan kaldırıldılar....

sair
ATAOL BEHRAMOĞLU
Harabe-Gönlüm - avatarı
Harabe-Gönlüm
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7429
Harabe-Gönlüm - avatarı
Ziyaretçi


Karamavi Gündüz

karamavi gündüz
pınar kuru, yağmur uzak
karamavi gündüz
su sana doğru geliyorum ak

boşluğuma bir el arıyorum
hayat kuru, mahçup
diyarı terk ediyorum
ellerimi cebime koyup

gidiyor adımlarım yorgun
karamavi gündüz
karadelik sonu yolun
yarısı eğik yarısı düz

ben diyebilmekten uzak
karamavi gündüz
hiçe hiç diyene bak
bir hiçim ben hiçin içinde öksüz

dilimin eskittiği kelimeler düz
bulduğum yeni bir cümle
karamavi gündüz
içimde birikiyor hiçlerle
........................................

tam bitti denilen yerde
karamavi gündüz
gecenin yıldızı, ayı nerde?
nerdesin yıllardır aradığım güz?

yeniden bakıyorum ömrüme
hiç bitmeyecek gibi pürüssüz
bulaştı tüm ömürlerden ömrüme
bir kara, bir mavi, bir gündüz

içimden düşünüyorum hayali
gelmiyor gözüme mavikaranlık
kelimelerin hiç sönmeyen dili
kirlendi içimde su bulanık

sonsuzuma deniz
karamavi gündüz
durdu vakit akan ruhuma deniz
tozlar vücudumda, önüm önlüksüz
kirli bedenim içimde karamavi gündüz


Suçlu Olan Kaderimiz
Böyle bitsin istemezdim bu sevda
Neyleyim kaderi suçlamaktan başka?
Her geçen gün incittik birbirimizi
Ne doğsun içime pişmanlıktan başka?

Böyle yazılmış kaderimiz bizim
Yaşanacakmış kederimiz bizim
Kalmasın gönlünde istersen izim
Neyleyim kaderi suçlamaktan başka?

Gururu kırıldı farkındayım bunun
Ağlamak hiç hakkı değildi onun
Severken ayrılmakmış aşkta kanuni
Neyleyim kaderi suçlamaktan başka?

Sana Susamışım
Hiçbir pranga zapt edemez artık
Zindanları yıkar gelirim sana
Hiçbir korku engelleyemez artık
Ecele rest çeker gelirim sana

Ben sana susamışım ölümüne
Her şeyi almışım göz önüne
Bir son vermek için sensizliğe
Ecele rest çeker gelirim sana

Çılgınım deliyim böyle biriyim
Hesapsızca çıkar gelirim sana
Ben sana adanmış kulun biriyim
Ecele rest çeker gelirim sana
Son düzenleyen Harabe-Gönlüm; 23 Ağustos 2006 19:26 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
23 Ağustos 2006       Mesaj #7430
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
siir YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.

sair
ATAOL BEHRAMOĞLU

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya