Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 791

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.650.158 Cevap: 12.492
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #7901
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi


Sponsorlu Bağlantılar
Benim İstanbul

Kapatsan gözleri sesi duyulur
Camide ezanlar susmadı hala
Padişah Mehmet'in adı anılır
Surların şehrisin benim istanbul

Hazarfen kuleden uçtu denize
Galata köprüsü eminönünde
Padişah yatıyor sultanahmette
Sinan'ın şehrisin benim istanbul

Her evin bahçesi evliya dolu
Yıkılmaz eserler herbir yerinde
Kıyamet kopsada günün birinde
Yutturmam sulara benim istanbul

Bir inci kolyedir gerdanda boğaz
Tepende köprü var engel tanımaz
Resmettim seni ben elimle bu yaz
Göğsünde gülün var benim istanbul

Bir devir kapandı senin uğruna
Kuranda yerin var canım istanbul
Ne mutlu üstünde aşkı tadana
Aşıklar şehrisin benim istanbul

Dizilse ordular günün birinde
Şehitler canlanır herbir yerinde
Bir dalın düşerse rüzgarda bile
Ekerim göğsüne benim istanbul

Adalar,tarabya üsküdar benim
Söyle sen uğruna canı vereyim
Üzülme geride yüzbinlerceyim
Fatih'in şehrisin benim istanbul....

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #7902
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gulsuz Bahar Olmuyor

Sponsorlu Bağlantılar

Seni üzeni! kendimde olsam affedemem
Keder içinde geçen günün olsun istemem
Maksadı aşmış davranışlara sabredemem
Riya ile yaklaşımlara tahammül edemem
Ayrılık olsa da, gerçeklerden vazgeçemem…

Hayat bu! geçen zaman asla geri dönmüyor
Bir sisli dağ zirvesinde arzular ulaşılmıyor
Boşuna bu yalvarışım! kırgınlığın geçmiyor
Pişmanlıklar elbette hatayı geri getirmiyor.
Bugünler yaşanılan dünden düşünülmüyor
Çekilen çileyle sabırla bir yere varılmıyor
Renk renk çiçeksiz kır, gülsüz bahar olmuyor…


TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #7903
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi


İstanbul


Tutarken ellerini beyaz martılar
Mavi suların yaşım oldu İstanbul!
Minarelerin diz çöküyor tutkuma
Ay akşamın şiirim oldu İstanbul!

Gölge düştü başına iki kıtadan
Toprağına susadı bu ten, tende can
Derya sende ab-ı hayat, ben feveran
İçtikçe susadım, kandıkça İstanbul.

Bir ağıt saklamışsın dudaklarına
Ağlıyor gibisin yangın ortasında
Tutuşmasın yürek, ne olur ağlama
Yerine ben ağlarım, sen gül İstanbul.

Ağır bir ayak çiğniyor coğrafyanı
Lodoslar yalıyor mavi saçlarını
Martılara vermişsin gönül tahtını
Bir köşke iki sultan sığmaz İstanbul.

Üsküdar oluyorum birden koynuna
Ekildim palmiye gibi yollarına
Dizilmek için gözlerim kollarına
İnci mercan oldu görmüyor İstanbul

Yiğitlere heybetinden bir ah düştü
Camilerde alınlara selah düştü
Gözbebeğime tarihten felah düştü
Bu garip aşığın zârı, kâr İstanbul!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #7904
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sessiz Veda

Gönlümün dalında sanki bir kuş gibi
Çırpınıyor yalnızlığım
Sessizce, usulca terk edip giderken
Külleniyor umutlarım
Bilemezsin bunu sen bilemezsin

Yükselen bir çığlık haykırıyor birden
İçimdeki sensizliği
Gözlerim doluyor resmine bakarken
Sayıklıyorum ismini
Bilemezsin bunu sen bilemezsin

Nedendir bu sessiz vedâ
Ansızın gelen elvedâ
Kalbim kırık, gönlüm buruk
Yüzümün rengi hep soluk
Gözyaşlarım oluk oluk
Bir bilebilsen sen

TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #7905
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Yoksun

Sensiz geçen bir gece daha
Bedenim kan ter içinde
Yokluğun ölümüne ıstırap
Varlığını arzuluyorum
Ama Yoksun.....

Açıyor tüm perdeleri seni arıyorum
Gecenin mavi karanlığında
Denize koşan martıları
Bir de yalnız yıldızları görüyorum
Dağılmışlar etrafa
Seni istiyorum
Ama Yoksun.....

Ardına kadar açılıyor tüm camlar
Yosun kokusuyla karışıyor kokun
İçime çekiyorum
Nefessiz kalana kadar
Sevgini hissetmek istiyorum
Ama Yoksun.....

Sevgini seninle mi yaşamak
Yoksa sensiz mi?
Düşünüyorum
Olmasanda yanımda
Her anımdasın biliyorum
Seni Seviyorum demek istiyorum
Ama Yoksun.....
Son düzenleyen Blue Blood; 28 Ağustos 2006 06:50
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #7906
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ümraniye Islahevi
Boncuktan bir kuş yapmalı
Ve göndermeli onu sarı kanatlıya
Gagasına umut içinde sevgi kondurmalı
Gözlerine heyecan içinde özlemi sığdırmalı
Ve salıvermeli aşkı demir parmaklıklardan
Bir gün gelir iadeli-tahammüllü beni de gönderirler
CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #7907
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
SEN
Aşkını gözlerinle dün kalbime işledin,
Bir sanatkar eliyle oyar gibi mermeri.
Rüzgar yüzü görmeyen ufkumda genişledin,
Bir fırtına halinde koptuğun günden beri.

Daha fani olaydı, kurtulurdu zarardan,
Aşkım ki farkı yoktur bir dağ başında kardan,
Gururuma basarak üstüne çıkanlardan,
Dönmeyen bir sen varsın geri.

Nasıl taşta çeliğin izi kalırsa derin,
Üstüme satır satır öyle nakşoldu yerin,
Üzülme, senden sonra kalbime girenlerin,
Yalnız senin aksindir orda görecekleri.

Her geçen gün bir aşkın gevşetirken bağını,
Her geçen yıl aşkıma yeni bir hız bıraktı.
Onda bulmuş gibi hayatın kaynağını,
Bu ateşle yanmasa kalbim vurmayacaktı.

Kalbim vahşi bir kuştu, kendi yurdunda sultan,
Ona gurur vermişti güneşten emdiği kan.
Daha dün bir çığ gibi inerken dağlarından,
Bugün karşında sakin bir su halinde aktı.

Hangi ruh duydu seni benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören,
Ya hepsinin gözleri, sana, görmeden baktı...

(Yaşar Nabi Nayır)
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #7908
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Satılık

yürekler satılık

sevda yüklü

sevdalısını bulamamış

sevdalar satılık

yüreklerde yer edinememiş

yerleşecek yürek bulamamış

TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #7909
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi


Çocuktuk İstanbul'duk

büyürken bakir yalnızlıklar
köşe başlarında yangın suretli adamlar dolaşırdı

çocuktuk İstanbul'duk

şehirler arası yarım ekmek köfte
masa üstü ayran
memur bakışlı bulutların
yorgun, uykusuz, uygunsuz
vasıfsız yolcularıydık

çocuktuk İstanbul'duk

kaya balıklarının kılçıklı zemherilerinde
kara kökü alınmış sevdalardan
hayaller uçururduk gökyüzüne

çocuktuk İstanbul'duk

Eşref Bitlis Parkında
salıncakta kuş
kumda karınca
eli ayağı yosun tutmuş ihtirasların
sadakatsiz köpekleriydik

çocuktuk İstanbul'duk

sofrada tuz
mangalda kül
kırık kanatlı martıların simidini saklardık
-yağmur yağar ağlardık-
Cadde Bostan Kadıköy arası
seviler doğururduk
bereketli, hünerli ve ne yazık ki kederli

çırılçıplak soyulmuştu Süreyya
bağda üzüm
dağda kar
onikisinde iklim değişir netameli ay

çocuktuk İstanbul'duk

lirik şiirler yazardık
-yağmur yağar ağlardık-
tamburduk uttuk
Libadiye caddesinde çok kez sırtımızdan vurulduk
sorgu masasında unutup benliğimizi
yarım küfürlerle avunduk

çocuktuk İstanbul'duk
sizler bilmezsiniz
kılıç kalkan kuşanıp
kadeh dolusu ayrılıklara bürünürdük
maviydi gözlerimizin rengi
gömleğimizin, ömrümüzün, gönlümüzün

çocuktuk İstanbul'duk
Süleymaniye Kadıköy arası
tuzlu bir yol
gökte uçurtma
yerde çoban sürüsü
*****lanmış hüzünleri sürerdik
sabahları ekmeğimize
ihalesi bitmemiş otoban çadırlarında yürürdük
ve geceleri tren istasyonlarında
bavullarımızdı tek sırdaşımız

çocuktuk İstanbul'duk
kıyı kentlere kar yağardı
zülfü siyah şairlerin hatırına
saksıda karanfil
çeşmede su
kasımpatı çiçekleri açardı
pencere önü
ürkek, çekingen, suskun
demet demet gidişlere bezenen hüzzam yağardı

çocuktuk İstanbul'duk
çölde kum
şehirde mehtap
Beyoğlu köşelerinde karaborsaya düşmüş
ucuz polisiye romanlarıydık
kart sesli zabıtalar kovalardı işportacıları
ve kahvenin buğusunda
''yeşil başlı gövel ördek'' akşamları

çocuktuk İstanbul'duk

çayda tomurcuk
vadide zambak
lirik şiirler yazardık
yağmur yağar ağlardık
tamburduk uttuk
Libadiye caddesinde çok kez sırtımızdan vurulduk
tehlikeli aşklar yaşar
Beyazıt Meydanında ölü çocuklar doğururduk...

çocuktuk İstanbul'duk...
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #7910
kambis - avatarı
Ziyaretçi
SEN ,BEN.BIZ

Üç beş sayfa koydum masaya
Birde kalem aldım elime
Bir sayfa benim, bir sayfa senin
Son sayfada bizimdi
Beni bir satırda anlattım
Seni bir sayfada
Bizim sayfamız boş kaldı
Kalemden kıskandım, kağıttan kıskandım
Bizi kendimize sakladım
O boş sayfanın yerine
Bize ait her şeyi
Kalbime yazdım

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya