Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 419

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.653.009 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #4181
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ölmek İçin Yaşamak

Sponsorlu Bağlantılar


Bilinmez acılar var yüreğimin derinliklerinde,
Yaşamak zor ölümü bekleyen bedende,
Kimi yaşamak için ölür kimisi de ölmek için yaşar,
İşte ben ölmek için yaşıyorum,
Anlamını yaşamın soruyorum,
Ama anlamıyorum.
Sürüp giden acıların sürüklediği bir tahta parçasıyım adeta,
Bir sağa çarpıyorum bir sola.
Her çarpış başka acılar doğuruyor yüreğimin derinliklerinde,
Yaşamaya çalışıyorum ölümün eşiğinde.
Gülmek mi o da ne acaba, ne biliyim,
Tek güldüğüm şey acınacak halim.
Ağlamak ise bir yaşam tarzı bende,
Boş zamanlarımda ağlarım ben genelde,
Ne zevklidir süzülen gözyaşımın yastığıma düşüşü,
Ve düşen gözyaşımla hayalimin sönüşü.
Kadir kıymet bilmezlerin dünyası burası,
Kimi ilgilendirir ki yanında birinin ağlaması.
Sen ağlarsın o bakar,
Sen vurulursun o bakar,
Sen ölürsün o bakar.
Acıdım bak yine kendime,
Nerdeyse ağlıycam yine acınacak halime,
Artık yoksaydığım hayatta yaşıyorum,
Yaşamıyorum aslında ölümü bekliyorum,
Ben zaten ölmek için yaşıyorum.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #4182
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Garip
şaşırmış yolunu gezer divana
Sponsorlu Bağlantılar
ocağı sönmüş evi virana
boş bakar gözleri halin sorana
açıktır yarası,kapanmaz garip

kanadı kolu bir bir kırılmış
gülen yüzüne hüzün saçılmış
kaybetmiş kendini vakti şaşırmış
dertlidir derdini diyemez garip

üstü başı yırtık beş parası yok
karnı aç olsada gönlü gayet tok
derdini hiç sorma seninkinden çok
gün bitti yarını düşünmez garip

şükreder allaha hiçte üzülmez
ne olur hali meçhul bilinmez
ölse mezar taşı bile dikilmez
ölünce kurtulur rahatlar garip

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #4183
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Gece Bahane


Saat geceyi gösterir
Hayalin gözlerimin önüne gelir
Sesin kulaklarımda çınlamaktadır
Seni aklıma getiren gecemidir, sessizlik midir
Işıkların sönmesini mi beklerim seni özlemek için

Saat geceyi gösterir
Gece bahanedir
Aslında sen her saniye özlenmektesindir
Gece bahanedir
Sessizlik gelir ardından sen
O en parlak, en hırçın
En güzel, en masum anında
Tekmeler kapıyı girersin odama
Bir gün yastık, bir gün yorgan
Bir gün rüya, bir gün hülya olursun başucumda

Saat geceyi gösterir
Sen çoktan gelmişsindir
O en masum gülüşün yüzünde
Kalemimde ıslak bir şiirdir
Sesimdir sessizliğimdir
Gece bahanedir
Seni aklıma getirir
Ellerindir gözlerindir
Sana yazılan birkaç şiirdir
Yürekten göz yaşlarımla süslediğim
Sigaramın dumanını eklediğim

Gece bahanedir
Suretin kazınmıştır gökyüzüne
Tahta bir kalemle
Üçüncü sayfada adın yazılıdır.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #4184
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Mutluluk

Yemyeşil bir bahçe ortasındayım,
Dört yanımda, öbek öbek çiçekler...
Rüzgârın eliyle titrer yapraklar,
Bilmezler ne zaman dökülecekler:

Güneş ışığını vurmuş üstüne,
Baharın yeşili sarmış her yanı.
Bulutlar dökerek yağmurlarını
Ki yeşil bir kucak alır insanı.

Kokular karışmış birbirlerine,
Yemyeşil bir halı üzerindeyim.
Gözlerimde çiçek çiçek derilmiş
Bir kutlu alemin eşiğindeyim.

Sanki bir ziyafet ortasındayım,
Ağaçlar vermişler meyvelerini.
Geçirsem diyorum herkesten uzak,
Bu yeşil bahçede senelerimi.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #4185
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Mutlu Musun?


Uzak topraklarda
Işığa hasret bir mahkûmum şimdi
Önce yüreğime aktın
Sonra içimi yaktın
Beni yalan dünyada
Tek başıma bıraktın
Mutlu musun?
ramsstein - avatarı
ramsstein
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #4186
ramsstein - avatarı
Ziyaretçi
YıLDıZLAR

Seni karanlıkta yatırıyorlar.
Korkuyorsun geceden:
Bakıp bakıp pencereden,
Yatağına sokuluyorsun.

Ben hep eski yerimdeyim, biliyorsun.
Hava açık olduğu zamanlar
Beni seyrediyor, seviniyorsun.

Ne olurdu, ben de,
Sana göründüğüm şekilde
Odana gelseydim.
Ateşböcekleri gibi,
Küçücük avucunda
Yanıp yanıp sönseydim.

Seneler geçip gider, büyürsün.
Bir gün olur, hepsi biter:
Endişeler, o çocuk üzüntün
Hepsi biter.
Aydınlanır seninçin geceler,
güneş gibi görünürsün.

Biraz sabır, küçük çocuk, biraz sabır.
Ama Allah'ın koyduğu yerde,
Yıldızlar daima yalnızdır.

BEHÇET NECATIGIL
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #4187
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Birgün giymek isteyeceği
Düşündeki beyaz gelinlik gibi
Ten rengi alnının akıyla
Aynı tondaydı o kız da
Tebessüm doğru söz gibi yakışırdı dudaklarına
Gülünce şafakları getirirdi yanaklarına
Geceyi küstürürdü sabahına
Güneş tel tel saçlarındaydı
Ay gizlenmişti gerdanına
Gündüz içimi ısıtırdı
Bayılırdım akşamına
Gözlerine süzülmüştü iki damla mavi
Gönlündeki ummandan
Ne zaman baksam
Korkardım boğulmaktan
Öyle bir yaratmış ki onu yaratan
Hani inanmasam Allah'a
Derdim
Şirinlik çalmış körpe kuzulardan
Bazen
Öptüğüm gelir de onu aklıma
Bana yazılmış sandığım alın yazısından
Kahverengi bir efkar çöker ufkuma
En koyusundan
Her aklıma düştüğünde o kız
Kanım başlar fokurdamaya
Ayrılık kelimeleri gelir lûgatlardan
Misafir olurlar kulaklarıma
Damla damla gözyaşı ikram ederim
Elvedalara yolun açık olsunlara
Ah her aklıma düştüğünde o kız
Dilimdeki duam ardından
Dilerim
Bir ömür boyu Rabbim silmesin
Baharın yeşilini yıllarından
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #4188
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aşk Boyutu



Öyle bir sevda yaşamalıydık ki;
Hızı hiç kesilmemeliydi.
Dört yanımızda gül olmalı,
Sesimizde bülbüller şakımalıydı.
Karanlıklar aydınlanmalı,
Aydınlıklar parlamalıydı, gözümüzde.
Her biri, birer sevgi timsali olmalıydı insanların.
Kanların akmadığı,
Türkülerin özlem çekmediği,
Sevdalar yaşamalıydık;
Mehtabın sonsuz koynunda...

Gözyaşlarının olmadığı sevdalar yaşamalıydık.
Sevincimizde bile ağlamamalı,
Mutluluğu doyasıya tatmalıydık.
Ellerimiz buluşmalıydı birbirine;
Güllerde saklı gözyaşı gecelerinde.
Martıların çığlık çığlık olduğu
Limanlarda gözlerimize bakmalıydık.
Gözlerimizle mutluluk saçmalı
Dudaklarımızla aşkı anlatmalıydık.
Sevdalar yaşamalıydık;
Bir evrenin aşk boyutunda...
ChinaDoll - avatarı
ChinaDoll
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #4189
ChinaDoll - avatarı
Ziyaretçi
siir10158 papatya siir10158 papatya siir10158 papatyasiir10158 papatyasiir10158 papatya

SEN YOKSUN!


Üzerime devirip dağ gibi hüzünleri
Böyle çekip gitmek var mıydı ?
Var mıydı böyle bitirmek ?
Hani söz vermiştik birbirimize ?
Kaç zaman geçti aradan
Sen yoksun !
Sana sığındığım geceler
Alevleri gökyüzünde
Bir kumsal ateşiydi günahları yaktığımız .
Ve kan rengi şarapla yıkanmış
Bir hasret şimdi göğsümüze taktığımız .
Bilirim dönmeyeceksin artık !
Uzun zaman oldu
Belki çoktan unuttun .
Adın kaldı soğuk duvarlarında odamın
Sigara paketlerinde şiirlerin
Resimlerin bana gülen ,
Cüzdanımda saç telin .
Bir veda o geceden aklımda kalan
Kekremsi bir tat
Bir med cezir yüreğimde
Ben vurgun yemiş bir yaralı
Gemiler bana taşır bütün aşk yorgunlarını
Sen yoksun ...
Hayatımın ilkbaharında tanısaydım seni
Yasak umutlara ve acılara inat
Buruk bir şarap tadında olsaydı sevdamız
Yıllandıkça güzelleşen
Ve sen şiirler okusaydın geceleri
Saçlarımı okşarken .
Ellerimi tutsaydın ansızın
Yüreğim eriseydi gözlerinde
Yansaydım ateşinden .
Sen ağlasaydın mutluluktan
Ben ölseydim
Yalnızca beni sevdiğini bilseydim .
Seviyorum deseydin
Bi kere söyleseydin
Yanmazdım
Yanmazdım böyle çekip gitmeseydin ...
Bir veda o geceden aklımda kalan
Bir günah, belki yasak
Yanımda olsan şimdi, hiç konuşmasak
Ağlasak bin kere pişman olsak
Sonra yine bozsak yeminleri
Sarılsak sımsıkı
Öylece kalsak ...
Gittin ...
Kimbilir kaç deli sevda sığdırdın yüreğine
Işığa üşüşen pervaneler gibi sardılar seni
Körkütük aşkların ortasına düştün
Yalanların pençesine .
Belki birgün, bir gece
Dar bir vakitte belki
Hiç beklemezken seni gelirsin diye
Ben hâlâ burdayım
Sen yoksun !
Lanet olsun ...

siir10158 papatya siir10158 papatyasiir10158 papatyasiir10158 papatyasiir10158 papatya
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #4190
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bursa'da Zaman

Bursa’da bir eski cami avlusu
Küçük şadirvanda şakirdayan su,
Orhan zamanindan kalma bir duvar,
Onunla bir yaşta ihtiyar çinar,
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rü’yadan arta kalmanın hüznü
İçinde gülüyor bana derinden
Sanki bir hatıra serinliğinden:
Ovanın yeşili, göğün mavisi
Ve mimarilerin en ilahisi.
Bir zafer müjdesi burda her isim,
Yekpare bir anda gün, saat, mevsim,
Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın,
Hala bu taşlarda gülen rü’yanın.
Güvercin bakışlı sessizlik bile
Çınlıyor bu eski zaman vehmiyle...
Gümüşlü: Bir fecrin zafer aynası,
Muradiye: Sabrın acı meyvası,
Ömrümün timsali beyaz Nilüfer,
Türbeler, camiler, eski bahçeler,
Şanlı menkıbesi binlerce erin,
Sesi arşa çıkan hengamelerin
Nakleder yadını gelen geçene.
Bu hayalde uyur Bursa her gece
Her sabah onunla uyanır, güler,
Gümüş aydınlıkta serviler, güller,
Serin hulyasiyle bahçelerinin.
Başındayım sanki bir mucizenin,
Su sesi ve kanat şakırtısından
Billur bir avize Bursa’da zaman.
Yeşil Türbe’sini gezdik dün akşam
Duyduk bir musiki gibi zamandan
Çinilere sinmiş Kur’an sesini
Fetih günlerinin saf neşesini
Aydinlanmiş buldum tebessümünle.
Isterdim bu eski yerde seninle
Baş başa uyumak son uykumuzu
Bu hayal içinde... Ve ufkumuzu
Çepeçevre kaplasin bu ziya, bu renk,
Havayi dolduran bu uhrevi ahenk.
Bir ilah uykusu olur elbette
Ölüm, bu tilsimli ebediyette
Belki de rüyasi eski cedlerin
Beyaz bahçesinde su seslerinin.



Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya