Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 754

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.652.426 Cevap: 12.492
Harabe-Gönlüm - avatarı
Harabe-Gönlüm
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #7531
Harabe-Gönlüm - avatarı
Ziyaretçi
Aşk İki Kişiliktir

Sponsorlu Bağlantılar
Değişir rüzgarın yönü
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşayamaz sevdasını,
Severken hiçbir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.



Dudak Payı

Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine

Yakın olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanındaki beton binaya
Yaslanması gibi
Köhne bir evin

Seni bir çivi
Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize


Son düzenleyen Harabe-Gönlüm; 24 Ağustos 2006 13:52 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
*TeoDora* - avatarı
*TeoDora*
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #7532
*TeoDora* - avatarı
Ziyaretçi
Öylesine Bir Aşk Şiiri

Sponsorlu Bağlantılar
Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Akasya yüklü kervanlar geçer
Çan sesleri arasında bir fener
Yanar söner yanar söner yanar söner
Gözlerini ipekyoludur ömrümün
Kentin en kalabalık yerlerinde
Dört nala koşan bir at gibi
Çılgınlığa akan yalnızlığa ölüme
Yazılmış şiirleri yeniden yazmak bütün
Hayatı teğellemek yepyeni bir güne
Ve sonra sökmek uzun uzun
Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Yalnızlıktan gelir yalnızlıklara gider
Düşülür her şeyin altına bir tarih
Soluksuzum günlerdir geceler uzar
Yaşamak dünyayı ödüllendirmektir artık
Kendimi öldürdüğüm yerlerde beni kan tutar
Başıma gelecekleri bile bile yürürüm
Hilton Oteli\'nde hu çekerim huu...
İşte hırkam ben de bir dervişim
Asamı vestiyerde bırakmak zorunda kalırım
Nescafeyi konyakla kardığım günler gecelerdir
Bakarım gözlerine eğnim silkelenir
Döktüğüm acılar yıllar kederlerdir
Alnıma bir avuç tuz atılır düşünemem
Konuşamam ağlayamam bağıramam
Neden gece her gecenin ardından gelir
Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Gözlerin tarihçesi yaşayıp öldüğümün
Ihlamur ağaçları altında bir Saraybosna hatırası
Sen ben ve Deniz bir de rüzgarın örttüğü gençliğimiz
Sen ben ve Deniz. Sen ben ve Deniz...

Ahmet Erhan
Harabe-Gönlüm - avatarı
Harabe-Gönlüm
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #7533
Harabe-Gönlüm - avatarı
Ziyaretçi
Seni Seviyorum

Ne güzel şey seni seviyorum demek
Sevdiğini söyleyebilmek ne güzel
Her baharda gece gündüz her saniye
Seni seviyorum
Seni seviyorum
Seviyorum seni diyebilmek ne güzel

Bir kere sevdaya tutulmayagör
Ateşlere yandığının resmidir
Aşık dediğin mecnun misali kör
Ne bilsin alemde ne mevsimidir

Çünküsü yok nedeni yok sevmenin
Zamanı hiç yok, dakikalar zaman üstü
Utangaç bir gecenin kucağında
Yağmurlar vuruyor pencereme
Aşkın vuruyor kalbimin kıyılarına
Gecenin bu çıldırtan yalnızlığında
Aşkın ayak seslerinin duyuyorum yüreğimde
Ve hasretin içimde
Seni seviyorum
Sesinin duymak istiyorum uyumadan önce
Sabahlara kadar konuşmak
Hiç kapatmamak telefonu
Aynı düşlere uyumak sonra
Ve uyanmak aynı güneşe

Bir kere sevdaya tutulmayagör
Ateşlere yandığının resmidir
Aşık dediğin mecnun misali kör
Ne bilsin alemde ne mevsimidir

Daha bir güzelleştim son günlerde
Gözlerimin içi parlıyor
Kabıma sığdıramıyorum aşkı
Gülmek geliyor içimden
Sokaklarda koşar adım yürümek
Tanıdık tanımadık herkese selam vermek
Merhaba ülkemin güzel insanları
Hepinize hepinize merhaba
Sizi de seviyorum
Yağmuru, denizi, kokusunu toprağın
Gökmavisinde güvercinleri, martıları
Dağ eteklerinde gelincikleri seviyorum ateş kırmızısı
Bin dallılarıyla köy kızlarını
Ve elleri hamur kokan anaları
Hepsini sende seviyorum
Seni seviyorum
Bir kenara mahsun çekilen içim
Yemeden içmeden kesilen içim
Sensiz/yarsız uykuyu haram bilen için
Ayrılık ölümün diğer ismidir

Senin sevdiğin gibi topluyorum saçlarımı
Siyah kazağımı daha çok yakıştırıyorum kendime
Ve daha çok seviyorum limonlu çayı
Senin sevdiğin herşeyi seviyorum
Türkülerini memleketinin
Feneri ve kara kartalı senin için
Davamızı ve şiiri sende seviyorum
Seni seviyorum
İyi ki doğdun
İyi ki varsın
Doğum günün kutlu olsun
Seni çok seviyorum
Seni çok seviyorum

Yaşamaksa seni sevmek
Ben hiç ölmedim
Seni seviyorum


(bu şiir 'i dun tanıştım birene armağan ediyorum)
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #7534
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
mevsim hangi mevsimdi hatırlamıyorum seni sevdiğimde,
hatırladığım ellerin,o kadar beyaz,o kadar güzellerdi ki..

hangi saatti seni bekleyipte gelmediğin hatırlamıyorum,
hatırladığım gelecek olmandı,hala bekliyorum...

dudaklarını hatırlıyorum birde,
beni sevdiğini ne zaman söyleyeceğini beklerdim onlardan..
hala bekliyorum..bir umut..

ellerimi açtım Allah'ıma dualar ediyorum,kalbine ver beni Allah'ım diyorum,kalbine ver beni..onun kalbine..

karanlık her sabahım,ve her gecem kan kırmızı..
gözlerimden dökülüyor hasretim..
kan kırmızı..

hasretine adanmış bir ömrü yaşıyorum..
hasretin büyüdükçe,yreğimde büyüyorsun sende..
hasretin her geçen gün gözlerime düşüyor..
gözlerin aklıma..
aklım sana..
düşüyorum..
her gece,her sabah,her an sana düşüyorum..

bekliyorum...
Dreamcatcher - avatarı
Dreamcatcher
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #7535
Dreamcatcher - avatarı
Ziyaretçi
NAZLIM

Hiç halim yok Nazlım
Gündüz olur mu gün doğmadan
Divane biçareyim kalmadı aklım
Bilmiyorum sabaha kavuşturur mu yaradan
Kalmadı ne gizlim nede saklım

Gecedir güneşi gizleyen nazlım
Sebepsiz yakılmaz türküler
Gözlerimde yazılı en acıklı şiirler
Bende okunur en trajik öyküler
Söylenmez dile gelmez fikirler

Umudadır bütün yolculuklar Nazlım
Düğüne gittiğini sanır ölüme gidenler
Bir ince maraz biraz gözyaşı
Farklıdır her dertte nedenler
Çökük gözler bedenler andırır naaşı

Gözlerimin kızıllığında sevdam nazlım
Ben ağlayamam öyle kolay kolay
Yaşasamda ölüm anındaki ızdırabı
Anlatamam çeker esrarı üzerimden ay
Düşler yüreğim gece en uyduruk serabı

Pusludur her doğan gün nazlım
Karanlıktır artık bütün umutlar
Yalandır yüzdeki tebessümler
Yağmur yüklüdür kurşuni bulutlar
Yaralıdır canlar çaresiz ölümü bekler

Suskunum kaç zamandır nazlım
Süzülür yüreğimden damla damla kan
Çekilsem senden uzak bir köşeye
Ya ben yaklaşsam sana ya sen uzaklaşsan
Bilmiyorum nazlım sonum varacak nereye

Hayat akıp gidiyor nazlım
Bir akşam üstü yitirdim dengemi
Yüreğimi yakar bir kor yangını
Ağzıma vurmuşum ateşten gemi
Seçemedim hayatla mematın farkını...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #7536
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bilirim;
Sevmezsin bir başına
Seyretmeyi yağışını yağmurun
Omuzunda kolu olmalı sevdiğinin
Aynı damlada seyretmelisin dünyayı
Gökkuşağında aynı renk
Aynı koku olmalısın toprakta...
Kır çiçekleri toplamanın anlamı olmaz
Taç örecek baş uzaklardayken.
Gezdiğin dağlarda
İçtiğin pınarlarda
Hüzün pusu kurmuştur
Tadı tuzu kalmamıştır hayatın.
Bilirim;
Şarkılar eski şarkı değildir artık
Her nota ayrı bir yalnızlık
Her yıldız umarsız bir göz kırpış
Sevmezsin ayın süzülüşünü enginlerde
Hasretli bakışlarla seyretmesini.
Sevdiğinin başı olmalı dizinde
Kulağında ninni gibi sesi
Hep yanında olmalı
Hep yanı başında
Nefesi......
Harabe-Gönlüm - avatarı
Harabe-Gönlüm
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #7537
Harabe-Gönlüm - avatarı
Ziyaretçi
siir Geceilk defa acı çekerek özlüyorum seni,
ve de gecelere öyle isyanım ki...
ne zaman gece olsa bir burukluk çöküyor içime
lanetler yağdırıyorum gecenin zehir zemberek karanlığına..
sonra susuyorum ve seni düşünüyorum.
aklıma önce o gülüşün düşüyor,
acı bir tebessüm beliriyor yüzümde
çok sürmüyor
gecenin katran karası karanlığı bozuyor.
seni kaybettiğim geceyi hatırlıyorum,
kahroluyorum.
oysa ne hayallerimiz vardı hatırlasana....
bir anlık öfke bir anlık sinir ve gecenin ürpertici karanlığı..
bunlar hazırlamıştı ayrılığımızı.
isyanım da azalıyor lanetlerim de,
çünkü sabahın ilk ışıkları vuruyor ağlayan gözlerime..
Son düzenleyen Harabe-Gönlüm; 24 Ağustos 2006 14:29 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #7538
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bir gözyaşı damlası aşk,
Suskun hasretimin sessiz çığlıklarında,
Ağlayan kalbimin,
Özlem dolu gönlümün yanında
Çırpınan küçük bir yürek aşk!

Hayalini kurduğum boş gecelerde,
Sensizlikten yandığım bu boş şehirde,
Akan gözyaşımda, çarpan kalbimde
Bir deli rüzgar, bir duygudur aşk,
Bir garip sızı, bir gözyaşı aşk!..
Harabe-Gönlüm - avatarı
Harabe-Gönlüm
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #7539
Harabe-Gönlüm - avatarı
Ziyaretçi
siir Vicdansız SevgiliBu gece yine uyuyamadım.
Uyumak istemedim belki de
Hep seni düşündüm
İnsafsız, kara vicdanlı…
Beni Viceroy'dan ayıran
Bon, Behmen…
Ben asla yabancılardan yakınmadım
Bana ne yaptıysa dostlar yaptı.
Kız Kulesi'nde saklı sevgilim!
Hiç mi vicdanın yok senin…
Benim gibi birine yapılır mı bu!
Sana gelebilmek için okyanusları aştım,
Kirli sularını yuttum denizlerin
Yılanbalıkları, köpekbalıkları,
Ahtapotlarla savaştım.
Sana hep gül getirmek isterdim
Kalb bahçemden.
Hep senin için çırpınıp durdum.
Güneş bile kıskandı beni senden
Ay yarıldı da yıldızları saldırttı üzerime.
Yarasalar o hücredeki dostun
Kanlı mendilini getirdi bana
Güle gözyaşı oldu şebnem.
Ama sen kapıyı bile açmadın yüzüme
Günlerce kapıda beklettin beni.
Aç dedim bir şey demedin.
Halbuki ne güzel anılarımız vardı seninle.
Hatırlıyor musun Malatya zindanlarını!
Daha yeni ekmiştik çiçeklerimizi,
Daha açmamıştı tomurcuklar.
Tanımıyordu kimse bizi.
Sırata benzer bir köprü üzerindeydik seninle.
Adımız bile yoktu.
Bir tek Nusret gardiyan anlardı bizi.
Kızıl ve kara orduları saldırıyordu dört bir yandan
Biz de tam dört inanmış adamdık hani!
Herkesin kendisinden olmayı arzuladığı
Dört inanmış adam!
Sen o zamanlar daha küçüktün
Üç dört yaşlarında haylaz bir çocuktun.
Ama seni çok seviyorduk.
Sen düşmanlarla boğuşuyorduk.
Sen gülünce gülüyor,
Sen ağlayınca ağlıyorduk.
Sahi bir Ömer Abi'miz vardı anımsıyor musun?
Bağırdı mı yer yerinden oynar,
Ağladı mı alem ağlardı!
O da seni çok severdi
Senin yanında olmak için
Ona vermiştik gönüllerimizi
Senden habersiz, ama ölesiye bir aşktı bu.
Biz vicdansız sen tün bunlardan habersiz,
Parklarda oynarken
Biz hücrelerde yeminini içmiştik aşkımızın
Ölene kadar seni sevecek,
Seni büyütecek, kollayacaktık.
Sahi bir de resmini yapıştırmıştım
Hücremin duvarına;
Elinde silah koşuyordun.
Altında bir de şiir yazmıştım!
Ama ne yapayım söküp yırtmıştı
Hüseyin gardiyan!
Ben yazdım, onlar yırttılar,
Ben çizdim, onlar yaktılar
Ben inşa ettim onlar bozdular…
Daha yüzünü bile görmeden
Aşık olmuştuk sana.
Yılmaz abi aşkını bile değiştirdi
Senin uğruna.
Ama yine yaranamadık sana her nedense!
Seninle konuşabilmek için
Dilini öğrenmeye çalıştım. Gramer sözlük…
Hiç bir şeyim yoktu.
Bir tek sözünü anlamak için
Günlerce uyumadım.
Kapına gelince sana seslenmek için
Yıllarca feryad ettim.
Sahi desene daha ne istiyorsun benden!
Senden esirgediğim neyim kaldı benim
Şimdi de beş kurban sundum sana!
Hala doymadın mı kanıma!
İnan sana duyduğum aşkı
Dağlara duysaydım
Kerem'in delmesine gerek kalmaz
Tuz-buz olurdu.
Secdeye kapanırdı önümde.
Ama sen hala inatsın!
Vampirler gibi kanımı emiyorsun.
Neden Muaviye'ye özeniyorsun?
Sen Ali'nin öğrencisi değil misin?
Aliyle yaşamak,
Ama Muaviye'nin varisi olmak
Ne kötü bir miras!
Kız yerin dibine batsın o lanet olası Kule'n!
Hiç mi duymadın o dostun sözünü.
Hiç mi ibret almadın "Bin Ay'dan!
Neden avuçlara döküldü yıldızlar?
Emin olduğun dostları kov,
Güvenmediğin düşmanlarını yanına al
öyle mi!
Sen nasıl bu kadar kötü olabilirsin?
Kendini bulunmaz Hint kumaşı mı sanıyorsun?
Öyleyse yazıkla olsuna sana,
Haram olsun sana
uğruna verdiğim bunca emekler…
angel_ksk - avatarı
angel_ksk
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #7540
angel_ksk - avatarı
Ziyaretçi
Damla Damla Sen


Yağmurları bekleme yeter dön artık
Yağmak zorunda değilsin susamış bedenime
Öyle çok özlemişim, seviyorken delice
Düşmek zorunda değilsin her gece düşlerime;
Bırakda rüyalarda kendim sarayım.

Yağmurları bekleme dinsin bu hasret
Damla damla gelişin bana huzur vermiyor.
Ellerini tutmak için çabalıyorken
Avuçlarımdan kaçışın beni mutlu etmiyor.
Bırakda sana tamamen sahip olayım.

Yağmurun kokusuna sardım
Tutamadığım kendimi.
Damla damla sen
Çisil çisil sen
Aklıma düşen sen her yağmurda
Aklımda bir başka sen oluşuyor
Çıktığım yağmur dualarında.
Bırakda dualarım günahlarım için olsun.

Hakan Şengün

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya