Arama

Gitmek mi Kolay? Yoksa Kalmak mı? - Sayfa 103

Güncelleme: 29 Mayıs 2012 Gösterim: 255.057 Cevap: 1.073
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
25 Aralık 2008       Mesaj #1021
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Gitmek mi kalmak mı...hangisi?

Sponsorlu Bağlantılar

gitmek mi kalmak mı hangisi dedim kendime...
saatler geçiyor,
ömür dersen(!) kapat gözlerini; önce ruhun toprak oluyor
eğer sahip çıkmazsan duygularına....
işte o yüzden varım diyorum her vazgeçisin ardından yeniden başlamaya
işte o yüzden aşığım hayata ve sımsıkı sarılmışım;
sebebi sonucu ne olursa olsun avucumda hayat bulacaklara....


Emine Ataşlı

ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
27 Aralık 2008       Mesaj #1022
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Gittiğin Yerde

Sponsorlu Bağlantılar


Yıllara vurdum da çürütemedim
Destanlar yazılı gittiğin yerde
Azabın hancıymış yürütemedim
Mezarlar kazılı gittiğin yerde

Dünya işlerini sattım bir düşe
Yanarak alıştım ben bu gidişe
Beklemekten başka yaramam işe
Üzerim çizili gittiğin yerde

Gözümde bir hayal uyukladım hep
Sen başka birşeydin ayıkladım hep
Tesbih eder gibi sayıkladım hep
Dualar dizili gittiğin yerde

Bütün güvercinler adresi buldu
Senden habersize gör bak ne oldu
Yediğim vurgunun adı konuldu
Sırlarım çözülü gittiğin yerde



Göksel Ateşali

DreamLiKe - avatarı
DreamLiKe
Ziyaretçi
27 Aralık 2008       Mesaj #1023
DreamLiKe - avatarı
Ziyaretçi
Kaçış
bu gece ömrümden uzun sürecek gibi.
avuçlarım karıncalaşıyor,
gözlerim doluyor,
ama ağlayamıyorum.
her yerde düşlerimin gölgeleri,
kaçmak istiyor,
senden öteye gidemiyorum.
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
28 Aralık 2008       Mesaj #1024
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Gitmek mi Zor Kalmak Mı?


bir akşamüstü gitmek... kalkıp gitmek bir geceyarısı veya şafağa kucak açarken karanlık..gitmek mi kolay olan, geride kalmak mı? bunu sorarız kendimize.. birbirimize.. sorarız sormasına da.. cevap alabilir miyiz, soruya verilen yanıt ne derece gerçeği yansıtır, gerçeğin yanına yaklaşır? işte bu tartışılır. gideni yolcu edene geride kalmak zor olsa gerektir. el sallamanın acı burukluğu, boğazda düğümlenen hıçkırıkların görünmezliğini sağlam çabası.. ve bunu başarmak için dudağa yerleştirilen sahte bir tebessüm. gözler! .. ya gözler? gülermiş gibi görünen fakat dikkatli bakan bir diğer gözün rahatlıkla yakalayabileceği, derine gizlenmiş acı bir gölge durur ve mahzun bakar gözbebeklerinin derininde. 'Hadi git' dersiniz... 'git artık, yolun açık olsun.' diliniz bunu telaffuz ederken yüreğinizde yangınlar başlamıştır bile çoktan. kalmak zordur.. zorlu bir yoldur.. bilseniz de gitmenin gerekli olduğunu, güzel geleceklerin doğumu için gidişlerin bir başlangıç hatta zorunluluk olduğunu... katlanılası değildir, çekilesi değildir. bedenin içine yerleşmiş yüreğin onunla birlikte gideceği korkusu mudur bu endişe? ateşi yakan kıvılcım bu korku mudur?
bu şehrin kaldırımları.. kaldırım taşları da alışmışsa yolcunun varlığına? nefes alışına, koşuşuna üzerlerinde... sonra koşmayı bırakıp (sözünü tutmak adına) yürüyüşlerine... 'ben bu şehri sevmiştim' diyorsa yürek? ... gitmek kolay mıdır acaba? geride kalmak zordur da! ya bir de beden ile yürek aynı mekanı paylamaktan yoksun sa? .. yüreği bırakıp gitmek.. akşamın karanlığında.. her ne kadar sabah olacak ta olsa, şafağın sökmesi yakın da... dost dediyse giden, geride bırakıp gittiklerine? dağlarına, kaldırım taşlarına, yaşlı kadınlarına, yetim çocuklarına... her biri tutup çekmez mi yüreğinin uçlarından sündürerek? ' kal! kal ne olur! ' diye feryat etmez mi?
gündoğumu yakındır artık... geceler sabahlara gebe... gitmemek olmaz ki! ' kal' diyen sesin büyüsüne kapılmak olmaz ki.! acılar diner mi yaraya merhem çalmadan? güneşler doğar mı sabah olmadan?
ha yüz km ötede olsun beden, ha bu miktarı katlayın istediğiniz kadar. yüreğin bedende hapsolmadığı sürece gidiş değildir gitmeler. ağlayışlar gereksiz, üzülmeler yersizdir. fakat; mücessem varlığın içinde sıkışıp kalmışsa can; bir nefeslik mesafe de olsa da yakın değildir.

gidenler ten olsun, etle kemik...
canlar burda dursun, yeter...
hatıralar canlı kalsın, bunu istedik...
mesafe dediğin nedir ki, nedir kilometreler?


Meryem Şahin
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
29 Aralık 2008       Mesaj #1025
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Ağlamazdın Değilmi?


birgün gözyaşlarıyla buluştuğu an ellerin
içine düşen sızıyla bakarken pencerenden
senden kopan birşeyleri yakalamak isterken
neyi kaybettiğini anlayamıyacaksın....

ağlamazdın değilmi?
ne ölüye, ne aşka, nede kendine..

hangi limanda yakaladı seni bu fırtına
tanıdığım sen eski sen değilsin
boynun bükük,ruhun kırık
düşkırıklarını topluyorsun!

söyle yiğit bakışlı cesur yürek
attığın adımdan geri durmazdın
ne yük olsa taşırdın, tartışırdın
susmuş dilin söyle..

ne sevda vardı yüreğinde yaşattığın
nede uğruna hayaller kurduğun kadın?
pimi çekilmiş bomba gibiydin,
suçlu kedi gibi olmuş gözlerin..

ağlamazdın değilmi?
ağlatırlar hüzün gözlüm ağlatırlar...

Lale Bahar
ÖmÜrCeK - avatarı
ÖmÜrCeK
Ziyaretçi
29 Aralık 2008       Mesaj #1026
ÖmÜrCeK - avatarı
Ziyaretçi
Giden Mi Kalan Mı Yalnızdır?

Giden mi kalan mı yalnızdır bilinmez demiştin, gözlerimi gözlerinden ayırmak istemediğim o hüzün dolu ayrılık akşamında...



Bu ayrılık diğer ayrılıklara benzemiyordu. Sen bunu benden önce fark ettin.



Bense, hissettiğim halde görmezden geldim...


Gözlerimin içine bakıyordun, yeni başlayan ve sanki hiç bitmeyecek olan bir özlemle...



İçimdeki fırtınaları dindirmek istiyorum gözlerinde... diye yazmıştın...



O akşam kelimeler, içindekiler, kalbine sığdırmaya uğraştığın onca yoğun duygular, bana söylemek istediğin halde bir türlü söyleyemediğin, gözlerimin içine bakarak o anlamlı bakışlarınla anlatmaya çalıştığın o kaos içinde çırpınan tüm kelimeler artık isyan ediyordu...



Adeta kilitlenmiştik o anda, ve biliyorum, ikimizde aynı şeyi düşünüyor ve aklımıza takılan bu zor soruya cevap bulmaya çalışıyorduk...



Giden mi yalnızdır kalan mı?



Bu sorunun cevabını her gün, her an düşündüm sevdiğim...



Senden uzak kaldığım o işkence dolu günlerde, o uykusuz saatlerde, seni düşündüğüm, yüzünü hayal ettiğim zamanlar hep bu soru hançer gibi saplanıyordu yüreğime...



Senden çok uzaktaydım artık, günlerdir konuşmuyorduk...



Seni, benliğini o kadar özlemiştim ki, sanki baktığım her tarafta senin o vazgeçilmez yüzünü, o benliğinin açıkça yansıdığı o eşsiz yüz ifadeni görüyordum...



Ama içimden gelen alışkın olduğum o his, bana yalnız olduğunu ve bana sorduğun o sorunu cevabını senin çoktan bulduğunu, kalanın yalnız olduğunu kabullendiğini ve bedeli ne olursa olsun senin yanında olmamdan başka bir şey istemediğini söylüyordu... Ama bilirsin, içimden gelen o seslere inanmayı sevmem ben...



O hisleri yaşamımda karşılaştığım yapmacık insanlara benzetirim.



Ne olduklarını ve neler yapabileceklerini bilirim, ama asla inanmam ve güvenmem onlara...güvenmek istemem...



Sanki ben istediğim, ben düşündüğüm için iyi görünürler gözüme, ama gerçekle hiçbir alakaları yoktur...



İşte bu yüzden inanmak istemiyordum yalnız kaldığına, acı çektiğine, beni özlediğine ve ne olursa olsun beni bekleyeceğine...



Acı çektirmeyi sevmem ben, bilirsin.



Acı çekmek, yalnız kalmak ve o sessiz yalnızlıklarda içimden ismini sayıklamak, yanımda olman için umutsuzca yalvarmak bana göre...



Beni buna sen alıştırdın, ben yıllardır buna alıştım, acı çekmek artık yandaşım...



Ben bunları yaşarken aynılarını senin de yaşamanı kaldıramam.



Yalnızlığı ben yaşamalıyım, sensizliğin acılarını, isyanlarını ben çekmeliyim, tek başıma...



Sen ne kadar anlamaya çalışsan da, sensizken yaşadıklarımı asla yaşayamazsın, hissedemezsin.



Kalan değil, gidendir yalnız kalan sevdiğim...



Giden yalnızlık için, acı çekmek için, isyan etmek için bırakır gider, kalan aynılarını yaşamak zorunda kalmasın diye...



Yalnızım işte...bunu yaşayacağımı bile bile kalmadım, kalamadım yanında...



Yalnız kalmaya, sensiz olmaya, acı çekmeye ve buna ne kadar dayanabileceğimi görmeye ihtiyacım vardı.



Sensiz kalmak bana çok şey öğretti...



İlk öğrendiğim, son dakikalarımızda bana sorduğun o sorunun cevabı oldu...



Gidendir yalnız kalan sevdiğim...



Yalnız değilsin, biliyorum.



Yalnızım, görüyorsun...



İkinci öğrendiğim şey ise ben burada sensizken, mutsuzken, içimde hayata karşı hiçbir istek, hiçbir beklenti ve yaşama hırsı yokken, senin orda yalnız olmadığını ve seni düşündüğüm, seni yaşadığım kadar beni yaşamadığını çok iyi biliyorum...



Bir gün mutlaka döneceğim, biliyorum...



Çünkü bu ölümcül yalnızlığa daha fazla dayanamayacağımın farkına vardım.



Ben burada yalnız olsam da, senin orda yalnız olmadığının ve sırf tek başına olmamak için en olmadık, sana ve ruhuna en yabancı ve bilinmez insanlarla birlikte olduğunun farkındayım.



Bütün bunlarla yüz yüze geleceğini bilerek terk ettim seni ve yola çıktım kendi yalnızlığımla...



Yalnızlığımı yaşadıkça, sensiz olduğumu hissettikçe aklıma sorduğun soru geldi, sorunun cevabını bulmaya çalıştıkça aklıma sen geldin, ve sen aklımda oldukça bu yaşadığım hayat, bu hissettiğim yalnızlık, durmadan duymazdan geldiğim o içimdeki sesler ve yalnız olanın ben olduğumu kabullenişim çığrından çıktı içimdeki fırtınalarda...



Döneceğim seni bıraktığım o yerlere, giden ve gittiği gibi geri dönen olacağım, biliyorum...



Oysa biliyorum, kalan değil, gidendir yalnız olan...


Oysa özlediğim, biliyorsun, giden değil kalandır terk eden...


Gidişini düşünmek bile korkutuyor beni... Tarifi olmayan duygularımla sana uyanıyorum her sabah, Varlığınla çoğalıp yokluğunla eksiliyorum...”
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
31 Aralık 2008       Mesaj #1027
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Senden Sonra




Kahretmişim kadere, çekilmiyor hasretin.
Sensiz hayat zulümmüş, anladım senden sonra.
Adını anmadığım, bir günümü görmedim.
Bahtıma karaları, bağladım senden sonra.

"Kime hangi nameyi, söyledin benden sonra;
En acı şarkıları dinledim senden sonra..."

Seni hayal etmeden, geçmez oldu bir günüm.
Ah bir bilsen, bir bilsen! Ne kadar da üzgünüm.
Sonu gelmez meçhule sürülmüşüm, sürgünüm.
Sele verdim kendimi, çağladım senden sonra.

"İnşallah hiçbir çile, çekmezsin benden sonra;
Bin cefaya bir sefa, sürmedim senden sonra..."

Sen yokken acılara, bilsen nasıl dayandım.
Kor ateşler içinde naçar, yandıkça yandım.
Ben sensiz bu hayattan artık, bıktım, usandım.
Ne urganlar boynumda, yağladım senden sonra.

"Kimi sevdin ayrıldın, bilmedim benden sonra;
Hiç kimseyi sevmedim, öpmedim senden sonra..."

Sen yoksun ya yanımda, kırık kolum, kanadım.
İstesem de olmuyor, seni unutamadım.
Ceza verdim kendime, suçu sana atmadım.
Bine böldüm kendimi, dağladım senden sonra.

"Ağladın mı güldün mü? Görmedim benden sonra;
İnim inim inledim, ölmedim senden sonra..."

Azıcık olsun sevgi, hakkım sandım istedim.
Acımasız hayattan, hep mutluluk dilendim.
Oysa bir avuç gözyaşı, olmuş şimdi servetim.
Yıllar yılı gülmedim, ağladım senden sonra.

"Kimden gül aldın verdin, bilemem benden sonra;
Hiçbir gülü dalında(n), üzmedim senden sonra..."



Süleyman Göktekin
BlueMoon - avatarı
BlueMoon
Ziyaretçi
31 Aralık 2008       Mesaj #1028
BlueMoon - avatarı
Ziyaretçi
Bence Gitmek daha zorr ..bense hala gidemedim..
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
1 Ocak 2009       Mesaj #1029
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Gitmekmi Zor Kalmakmı?


Yokluğunda odamın fersiz ışığına sığınıyorum
Lambada titreyen alev ürkütüyor beni
Olumsuzluk çıkmazında ellerim duada
Dönmenin imkânsızlığı günahkâr kılıyor beni

Özlem yürekte çığlıklarda, dilime ulaşmakta
Belkiler bedenimde belde belde yayılmakta
Düşüncelerim beni hasta sayıp yatağa bağlıyor
Yaşanmışlığımız, dönmeni imkânsız kılıyor bende

Bir avuç umut yutuyorum gözü kapalı
Kendimden geçiyorum karanlık göz kapaklarımda
Sabahın boz mavisi ayıltıyor beni
Yokluğun umutlarımı yakarcasına mavilerimi kızıl kılıyor

Bir kar tanesi gibi düşüyor kirpiklerime hayalin
Gitmek mi zor kalmak mı der, ağlar gözlerim hayaline
Ölmek mi zor yaşamak mı diyerek hayalini urgan yapıyorum
Hayalinin ömrünü az kılıyor kar tanesi

Hasretin kızgın çöllerindeyim, adımlarım özlemine gömülüyor
Tek bir umudum kaldı elimde, bir yudum suyla arakam
Çatlamış dudaklarıma dayandı bir yumruk canım
Döneceğinin umudu beni yaşar kılıyor

Kızgın çöllere kar yağar mı sevgili?
Belki de ben bu imkânsızlığa duacıyım
Bir kar tanesine razı oluyorum tüm nefesimi adayarak
Bir kar tanesi yeter miydi sevgili, yangınlarıma?
Bendeki sevdan, böyle delicesine beni ihtimali kılıyor



Selma Koç
hadiseyim - avatarı
hadiseyim
Ziyaretçi
26 Ocak 2009       Mesaj #1030
hadiseyim - avatarı
Ziyaretçi
İşte yeni bir başlangıç daha.. Yeni bir ilk daha...

Aslında ilk değil bana gelişin. Daha önceler de gitmiştin.. Gidipte, dönmüştün hani...
Alışmıştım bu git-gellerine.. Ve bir gün tekrar geleceğini biliyordum.. Biliyordum da,
Ne bir zaman nede bir saat verebiliyordum.. Oysa ben sana içimde kalan tek bir cümleyle Gel-me demiştim..
Gel-me demiştim ya gelmeyecektin!

Şimdi anladım ki, dilim ve yüreğim aynı şeyi söylemiyormuş.. Gelme derken aslında hep seni çağırmışım...
Yüreğim sana GEL derken "me" eklerini sadece dilim eklemiş... Bazen istemeyerek bazen de susarak
sana Gel-me demişim... Oysa bende hep sana gelmişim, Beni bende ararken senin sıcacık yüreğinde buldum b(s)enliğimi... Seni aramışım her yüzde
ve her yüzü sen sanmışım oysa kimse sen olamaz ki... Bilememişim....
Kimbilir belki de Gelmemeliydin(m)...

Çok zaman geçti aradan, çok şeyler yaşandı ve bitti.. Belki birazda değiştik.. Eskisi kadar masum değilim artık.. Yüreğim ilk aşkta ki gibi heycanlı ve hızlı çarpmıyor.. Galiba büyümüşüm ben...
Çok geç kalmadık mı dersin? S(b)ana... Ya da erken mi bana bu gelişin bilemiyorum...O kadar zaman geçmiş ki sayamıyorum.. Senin gelmenle şunu anladım ki, ben senelerce yada asırlarca hatırlamıyorum, geleceğini bilir gibi sende, seni beklemişim... Zaman ne çabuk geçmiş değil mi? Bunca zamandan sonra, Kimbilir belki de Gelmemeliydin(m)...

Kimbilebilirdi ki, tekrar geleceğin(m)i... Şimdi seninle tekrar birlikte olmanın mutlluluğunun yanısıra tekrar gideceğin(m) korkutuyor beni.. Belki de bu sefer ben giderim senden... Gidemem gitmem ki.. Sende gitme sakın ! Bu son gelişin olsun b(s)ana.. Çünkü B(s)en son kez sendeyim.. Ben sen olmuşum, Sen zaten bendesin...

Benzer Konular

2 Ekim 2008 / Sedef 21 Taslak Konular
10 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
14 Şubat 2016 / Safi X-Sözlük