Arama

Gitmek mi Kolay? Yoksa Kalmak mı? - Sayfa 102

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 29 Mayıs 2012 Gösterim: 252.775 Cevap: 1.073
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ekim 2008       Mesaj #1011
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gidecek yerim yok benim, zaten hiç olmadı ki bu güne kadar.

Sponsorlu Bağlantılar
Gelen geldi, sesimizi çıkarmadık, razı olduk kadere. Giden gitti, gitme kal diyemedik, yüreğimizde acıyla…

Seni seviyorum bile diyemedik, gururumuz yıldızlar misali üzerimize yağıp yıprattı bizi…

Oysaki sadece başımızı dayamak için bir omuzdu aradığımız… Karşılıksız selam bile verilmez olmuş, anladık ama geç oldu…

Yalnız geldik bu dünyaya, yalnız yaşayıp gidiyoruz… Aslında kalabalıkların olduğu bir sahnenin içindeyiz ama bize verilen rol yalnızlık olmuş bu senaryoda.

Günler geçip gitti, kaydı avuçlarımızın içinden… Bir tutam kır çiçeğinin intihar edişi misali… Tutamadık…

Koştuk peşinden… Yakalayamadık… Çok şey değildi istediğimiz, bir ufak tebessüm, bir sıcak dokunuş… Sıcak bir merhabaya bile razı olurduk aslında…

Dostları kaybettik belki de anlamsız birkaç nedenle, ama yas tutmadık, kuyruğumuz dik dolaştık bu hayatta, içimiz kan ağlasa da…

Özür dilemek tonlarca ağırlıkta bir kayayı yerinden oynatmak gibi geldi bize. Uçurumlardan düşeriz diye korktuk… Yapamadık… Belki de bundandı gidecek yerimizin olmaması…

Aslında o kadar yumuşaktı ki ruhumuz ve kalbimiz ama fırsat vermediler bunu göstermemize… Utandık saf kalpliliğimizden ve hapsettik onu ruhumuzun derinliklerine…

Bize kötü davrananlara kötülükle karşılık verdik… İyi olanlara yazık oldu, kaynayıp gittiler arada…

Avucumuzda kalansa mavi bir hüzün oldu…

Derinlerde bir yerlerde çekilen bir acı vardı içten içe ruhumuzu zehirleyen… Tedavisi imkansız… Doktoru kayıp…

Şımarık dediler, hırçın dediler, geçimsiz dediler… Aslında değildik hiçbirimiz de hep öyle yansıttık kendimizi çarpık bir ayna misali…

Ayna kırıldı, zira doğru göstermiyor hiçbirinizi… Zaten insanlar aynaları görmezlermiş, onlar sadece içlerindekine bakarlarmış, aynen böyle dedi dün izlediğim bir filmde aktör…

Dün izlediğim filmde…
Dün yalnız izlediğim filmde…
İzlerken yalnız olduğum filmde…
Yalnızlığın filminde…


Asıl olan, insanın gidecek yerinin olmaması mıydı?
Yoksa gideceği yerde beklediğinin olmadığını bilmesinden miydi gidemeyişi?

Yoksa sizin de gidecek bir yeriniz, dökmeyin yazıya bunu mümkünse… İşte böyle saçma bir yazı oluyor zira… Msn Happy

09.12.2007
22:34
Pelin Ö.

miss_didem - avatarı
miss_didem
Ziyaretçi
7 Ekim 2008       Mesaj #1012
miss_didem - avatarı
Ziyaretçi
Gittiğinden Beri

Sponsorlu Bağlantılar
Gittiğinden beri ötmedi kuşlar ,
Konmadılar pencereme ,
Uzaklardan geçip gittiler.

Gittiğinden beri güneş uğramadı ,
Parlamadı , ısıtmadı ,
Anladım ki o da sana kırgındı.

Gittiğinden beri hava hep yağmurlu ,
Yollar , caddeler ıslak
Onlarda benim gibi yastaydı.

Gittiğinden beri müzikler çalmadı ,
Ne senin sevdiklerin , ne de benim,
Söylemedim şarkımızı .

Gittiğinden beri sevemedim renkleri,
Ne elayı , ne sarıyı ,
Sensiz renklerde solgundu.

Gittiğinden beri konuşmadı dilim ,
Görmedi gözlerim ,
Gülmedi hiç yüzüm.

Gittiğinden beri yalnızdı sırlarım ,
Saklı kutular ardında ,
Açmadım kapağını yıllarca.

Gittiğinden beri buralarda gece,
Herşey karanlık ve hüzünlü,
Gündüzler hiç olmadı.

Gittiğinden beri yoktu yüreğim ,
Çarpmadı bir daha ,
Ve kapattı kapılarını sevdalara.

Gittiğinden beri sevmedim çiçekleri ,
Her gün mezarına bıraktığım ,
Tek bir dal kırmızı gülü sevmedim...

Seval Günaltay
MeLL - avatarı
MeLL
Ziyaretçi
28 Ekim 2008       Mesaj #1013
MeLL - avatarı
Ziyaretçi
Gitmek mi zor, yoksa kalmak mı?
Kaçmak mı zor, yoksa olduğun yerde rüzgara karşı savaşabilmek mi?
Veda mı zor, yoksa bir veda cümlesine katlanmak mı?
"Benim Afrika'm" filminde ki bir diyalogdan kalan veda tanımlaması geldi şu an aklıma;
"Veda;gidenin cesareti, kalanın ise sabrı ile ölçülür" demişti aktrist aktöre... yada aktör aktriste, canlandırdıkları karekter ile!!!
Vedanın gelişi dünden belli değil midir? Aleni bir şekilde göz kırpan alamete neden yürek kapalı kalır, zor geldiği için mi? Zor gelmesi yürekle beraber gözün de kapanmasını mı gerektirir? Göz kapandığında bilmez mi ki, ağrıyacak olan yüreği süsleyecek olan yine kendi salgısı olan gözyaşlarıdır!!!
Bir veda edildi, dilde!!! Yürek istememişti ancak dil duramadı... oyununa geldi, gururunun!!! bekleyemedi, gidenin dilinden dökülecek sözcükleri... kırılmışlığını kattı yüreğinin kelimelerine... kırdı kendi ile birlikte, birlikteliği!!! Adı bile konmamıştı aslında, daha ufacıktı... nazardan korunması için dile düşürülmemişti... emekleme dönemine gelebilseydi belki başaracaktı yürümeyi!!! çift taraflı istem olmadan , dayanaksız nasıl yürüyebilirdi ki???
Gitmek zor...
Kaçmak zor...
Veda zor...
Kendi yaptığın şeylere katlanmak çok zor... dönüşü başaramayacağını bilirsin, eylem kendindedir... "Sabır" dileme zamanıdır, kendine!!!
Anı kurtarmak kolaydır, önemli olan sonra gelecek olan anlar topluluğudur....
Bir "Elveda" dedi, bu yürek... umarım geceleri uzunluğuna uzunluk katmaz... umarım, mutlu olur....
Kırılmıştı bir kere çin vazosu... parçalanmamıştı ama kırılmıştı!!!!
Vedasız bir ömür diliyorum sizlere...

Alıntıdır
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Kasım 2008       Mesaj #1014
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bir tren geçer
Hayallerimin ortasından
Şikago sokaklarında,
Türküler, şarkılar yarım kalır.
Bir muhabbetin ortasından geçer
Sohbet ortada kalır.
Nağmeler, kelimelerim
Rayların altında kalır.
Ezilmiştir nağmeler,
Kulağın almaz.
Eziktir kelimeler
Gördüğünde tanınmaz.
Herşey ortada kalır.
Gidersiniz..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Kasım 2008       Mesaj #1015
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gitme ne olursun
Acılar içinde bırakma beni
Sen terkedilmişliğin acısını bilemezsin
Hep terk etmeye alışmışsın
Terk edilmek nasıl da yakar kavurur insanı
Ölümü aratır çölde susuz kalmışçasına
Hele bir umutlar tükenmeye dursun
Tüm sevgilere, sevdalara kapanır gönlün
Yaşadığına bin pişman olursun
Gitme ne olursun
Acılar içinde bırakma beni
Yaşamak seninle el ele ve diz dize
Yaşamak...ve seninle bir ömür boyu
İnan bana sevgilim dayanılmaz bir tutku
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Kasım 2008       Mesaj #1016
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tuba ağacı, kökü göklerde olan bir ağaçtır. Kökü gökte meyveleri ise yeryüzünde...
Kimi insanlarda tıpkı tuba ağacı gibi olurlar. Kökleri olsa bile bunu istemeden köksüzlüğü şiar edinerek yaşarlar. Ve bu insanlar en çok gitmek ve kalmak arasında sıkışırlar...
Bulundukları mekan, zaman ve insanlarla aralarında bir kök olmasa bile gidemezler ve hep gitmeyi arzularlar... Oysa gitmek fikri ne kadar ötelenirse ötelensin her daim peşlerinden gelir... Ve farkında olmadan bi çemberde yürürler gitmek fikri onları takip eder onlar gitmek fikrini... Ve günlerden birgün kuyruğunu yakalamaktan vazgeçmiş bir köpek gibi gitmeyi yakalamaktan yorulup durduklarında gidiverirler...
Ve işte tam da o an, hep hayalini kurdukları gitmeyi gerçekleştirdiklerinde içlerinde garip bir sızı meydana gelir. Ellerini nereye koyacaklarını, adımlarını ne yöne atacaklarını ve en çok da bakışlarının ne yöne çevireceklerini şaşırırlar... Sanki derinlerde bir yerde birşeyler ölmüştür. Ve bütün yürek o ölünün arkasından yas tutmaktadır...
Çünkü aranan bulunmuştur... Evet gidilmiştir...
Ama artık gitmenin büyüsü de gitmiştir...
hadiseyim - avatarı
hadiseyim
Ziyaretçi
27 Kasım 2008       Mesaj #1017
hadiseyim - avatarı
Ziyaretçi
Korkuyorum Sana Alışmaktan..Ya Gidersen????


Neden bu kadar hayatımın içindesin ki sanki? Beklenmeyen bir anda geldin ve hayatımın tamda merkezine oturdun kaldın... Oysa ki sen davetsiz bir misafirdin sence de haddini aşmamış mıydın uzun zamandır kimsenin girmediği(giremediği)kalbimin gizli kapısını tıklarken(!) ? Önce o kapıyı duymamazlıktan geldim , kaçmaya çalıştım ; yok olmadı işte... Sen o masumluğunla o kapıyı tıklarken sana karşı kayıtsız kalamazdım duyuyordum seni..
Günden güne alıştım sana... Oysa ki ben çok korkuyordum sana alışmaktan; çünkü biliyordum , adım gibi biliryordum bir gün gideceğini... Sen bambaşka bir mevsimin çiçeğisin , ben hep sonbahar.Ben bir çiçeği yeşertecek kadar güçlü değilim anla bunu,güneşim yalancı ısıtamaz ki yüreğini!
Kaçıp kurtulmaya çalıştıkça daha çok içine girdiğim bir girdap gibisin...Yok mu bir kurtuluşum?
Adı aşk mı bu alışkanlığın? Aşk olmamalı ben hep kaçtım aşktan , aşk beni böyle ansızım , ummadığım bir anda yakalamış olamaz..
Biliyor musun kalbimin senden önceki davetsiz misafiri de böyle masumca ansızın gelmişti... Kendimce kalbimdeki misafire hürmette kusur etmemiştim ; ama neden bilmiyorum o giderken kalbimide yakıp yakıp öyle gitmişti , ancak toparlandım derken şimdi de sen? Yoo hayır kalbim artık çok güçsüz bir kez daha yıkılırsa toparlayamam onu , bir gidişi daha kaldıramaz ..
Ah bir bilsem ki hak edeceksin bu sevgiyi kabulümdür senle gelen her hüzün ; ama bilmiyorum.. Tek bildiğim er ya da geç gideceksin, ben benle tek bırakıp gideceksin...
Evet korkuyordum sana alışmaktan , korktuğum başıma geldi alıştım; ama daha vakit erken gideceksen şimdi git sana daha çok bağlanıp sevmeden...
Hiç girme kalbime sessiz sedasız git...
Gitmeyeceksen de öğret bana sevgiyi taa en başından yalansız , yanlışsız!
ÖmÜrCeK - avatarı
ÖmÜrCeK
Ziyaretçi
27 Kasım 2008       Mesaj #1018
ÖmÜrCeK - avatarı
Ziyaretçi
GITMEKMI? KALMAKMI? gitmekmi zor kalmakmıı bilmiyorum
hayatta herşeyii yendimm kötülükleriizor günleriiölümleriibir kendimii yenemedim.
kendi kararsızlığımıı
ne yapmalıyımmm
bılmıyorumm
bu kadar zormuu yaşamak karar vermek hayata dair
özgür olmak istiyorumm artıkk
bir kuş gibii kanat çırpıpp uçmakk başka diyarlaraa
korkuyorumm bu kezz yenilmektenn korkuyorumm
kendii kabugumaa çekiliyorumm salyangoz misalii kafamı çıkarıpp hayat bakmaktann ezilmektenn korkuyorumm
eyy hayatt itiraff ediyorumm işteee
SENDEN KORKUYORUMMM...
yorgunumm...
takvimlerden haberim yok artıkk
bugunn gunlerdenn neydii
hangii aydayız?
bıraktımm artıkk bır rüzgara bedenimii
hadii savurr nereye savuracaksann bitsinn artıkk buu çilee.
nerdee o deliii doluu günlerr..
nerdee oo hesapsızcaa yasanan güzel günlerr
ama yaaa şimdiii aynalarr düşmann olduu bana
baktığımdaa kendimii göremiyorumm artık.
gördüğümsee kimm bilmiyorumm..
bu yüz kime aitt.
bu bakışlarrr.bu sahtee gülüşlerr..
bu hayattann bıkmışşş bedenn
nedenn bu korkularr..
neden bu yanlızlıkk..
neden bu karasızlıkkk..

çekipp gitmek istiyorumm artıkkk
BİLMEDİĞİMM HAYATLARAA
ama bilmiyorumm..
GİTMEK Mİ ZOR KALMAKMI??
DERF_YORK - avatarı
DERF_YORK
Kayıtlı Üye
5 Aralık 2008       Mesaj #1019
DERF_YORK - avatarı
Kayıtlı Üye
Valla beni bırakıp giden 3 Günde alıştığını söylemişti.
Beni geride bırakıp gitti.. Ben ise; 9 Ay oldu halen alaşamadım yada beceremedim desem daha doğru olur.
Herkez istediklerini Unutabilme kabileyitine sahip değil ne yazıkki "Benim gibi.
Beni Ona sorsanız, 1 ölüyüm. Bana O'nu sorsanız tüm kalemlerim...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Aralık 2008       Mesaj #1020
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Geçen ayları halının altına süpürmek istiyorum. Hiçbir işe yaramaz biliyorum ama en azından zevahiri kurtarır. Hem, yok olsunlar istemiyorum ki, gözüme gözükmesinler yeter. Ve lütfen, ama bizler de senin hayatının bi parçasıydık felan demesinler, hiç çekecek halim yok. Olur öyle bazen. Keşke'ler nasıl çıkıyorlar sanıyorsun kapı arkalarından? Hayatın çalı süpürgeleridir onlar, süpürürler ayları, yılları..

Hiçbir hayal kırıklığım yok. "Çünkü hayalim yok" demek isterdim ama, bende hayalden başka bi şey yok. Sadece, hayallerim kırılgan, derbeder, Allah'ına yan bakıyor, canları sıkkın, doğuştan ve oluştan yarım. Bildiğin yalan dolan.

Yalanlar için gelsin o zaman:

Bir defter aldım kendime, üstüne “Büyük Yalanlar Defteri” yazacağım. Küçük yalanları cebimde taşıyorum, bu gece onları çıkarıp Büyük Yalanlar Defterime kenar süsü yapacağım. Dolan her sayfanın ucunu yakıp telgrafın tellerine kuş diye konduracağım. Biten sayfaları biraz sileceğim, biraz yırtacağım, biraz atacağım. Bu gece büyük yalanlar peşindeyim, her beyaz sayfanın ortasına masum bir öpücük yollayacağım.

Yarın defterimi görücüye çıkaracağım, kısmetlerine az şekerli kahve taşıtacağım. Her sayfasının arasına bir çiçek koyacağım, her yalanımı süsleyip püsleyip ilk kez söyleniyormuş gibi yutturacağım. Yaldızlı ve pembe kalpli ve parlayan yıldızlı, ve minik kanatlı, minik melekli bir örtüyle sarıp sarmalayacağım. Yandan biraz açacağım, küçük yalanlarımı kaçamak seyirlere sunacağım.

Çok zaman geçtiğinde defterim dönecek geriye, ona börekler açacağım. Büyük lokma yiyip büyük laflar edeceğiz birlikte, her büyük lafımızı küçük kağıtlara yazıp, sayfalarının arasına saklayacağım. Kavuşmanın sevinciyle ona defalarca sarılacağım ve oyuna çağıracağım. Nazlanır da kalkmazsa kıvırmaya, ısrarla kollarından çekeceğim. Karşılıklı döktürürken eteklerinden dökülen büyük laflarımızın üstünde tepineceğim.

Bu gece büyük yalanlar peşindeyim, sararıp solmuş her sayfasına sarılıp, dizlerimde uyutacağım.....

Geçen aylarımı sana bağışlıyorum.. Püf diyorum, uçuyorsun.

Benzer Konular

2 Ekim 2008 / Sedef 21 Taslak Konular
10 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
14 Şubat 2016 / Safi X-Sözlük