Arama

Gitmek mi Kolay? Yoksa Kalmak mı? - Sayfa 28

Güncelleme: 29 Mayıs 2012 Gösterim: 254.959 Cevap: 1.073
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Mart 2007       Mesaj #271
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Taş Duvarlara Sor

Sponsorlu Bağlantılar
Bilmezler aşkımızı kime sorsan
Sevdamızı herkesten gizledim.
Kapanmıyor gönlümdeki yaran
Kavuşmak için hep seni diledim.

Sana olur olmaz şiirler yazdım
Eğer dinlersen okurum onları.
Birlikte geçen günleri ararım
İstemem sensiz geçen yarınları.

KOÇ'um seni sensiz yaşıyorsa
Hayalimde düşümde kalbimdesin.
Taş duvarlara sor anlamadınsa
Yanıp da kül olan ateşimdesin.

Kamil Koç
tikkymelike - avatarı
tikkymelike
Ziyaretçi
3 Mart 2007       Mesaj #272
tikkymelike - avatarı
Ziyaretçi
GİTME DESEN DE GİDECEĞİM

Sponsorlu Bağlantılar
Ful çiçeği kokuyor şimdi yıllar
Egzotik meyve tadına dönüşen şiirler
Kahverengi tonların cıvıltısına bürünen hazanlar
Meyvelere duran acılar hüzünler.
Yağmurların diliyle konuşan umutsuz yarınlar
Yabani nergizleri derlerken orkideleri öldüren eller
Şevkat verenin şevkat hakkı için söyleyin unutuldu mu?
O tatlı esintili baharlar yazlar unutuldu mu söyleyin.
Bereketli toprakların sevecen evlatları
Söyleyin o gül yüzlüm nerelerde
Gitme demesin gitme dese de gideceğim
Çıkmazlara sürüklenen hayaller düşler.
Yüreğini üşütecek güz rüzgarları
Büyürken azalan tutkularını sevdalarını silecek
Gün geçtikçe ayağa düşen zavallı sevdalarını
Dönüp bakmaz asil yürekler ardına bilesin.
Bir tebessümünle mavileşen denizler
Kaş çatışınla köpüren iç dalgalar
Ömrü süsleyen güzel sözlerin
Bin ölüm getiren susuşların.
Şimdi/suskulardasın
Etme sakın sadakat yeminlerini
Gitme kal deme
Kiminle olursan ol yalnızlığa mahkumsun.
Sen beni
Ben aşkı öldürdüm
Neye yarar artık
Gitmek/kalmak
Ölen bizdik sevdiceğim biz
Biz öldük ebediyete kadar/Biz öldük.

Necmiye Sarpkaya

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Mart 2007       Mesaj #273
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı aksam güneşi...

Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi

İnsan hergün anımsarmı aynı gözleri

SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu

Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesden başkaydı işte...

Güldüğü zaman yukarıya bakardı;

Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı...

Ne güzeldiler sen bilmiyordun...

BEN SENİ SEVİYORDUM...

Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler

Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu

Geri dönüyordu, çoğalıyordu

Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteliyişim oluyordun

Kalp ağrısı oluyordun,

Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,

Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,

Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk

Cesurduk...

Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kızmızıydı bütün karanfiller...

Ben SENİ SEVİYORDUM sen bilmiyordun...

Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun

Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra

Yagmurlar yağdı serin haziran aksamlarına

Derken bir gün uzaktan gördüm seni...

Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı

Kalbimi acıttı her zaman ki gibi...

Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun

Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi...


giDiyOruM arTık...

Yürüdüm yüreğimin yollarına sererek hıçkırıklarımı
yağmur yağmur tomurcuklara yağdı gözyaşlarım
en içli sevdalarla beslerken yüreğimi
duygularımı aşkın denizine düşürdüm
acılar ki
zemheri kadar karlı, bir yol gibi uzun
kimseler görmesin diye
gözlerimde sel sel taşan yalnızlığı
kimseler duymasın diye sesimi
ışık sızmayan bir bodrumun karanlığına gömdüm

ve bir gün öldüm
kirletilmiş gökyüzüne savurarak hayallerimi
yükleyip cesedimi yüreğimin ağrılarına
kayboldum korkunç uğultusunda rüzgarların

acının sevinçle kucaklaşacağı zamanlara saklamak için gözyaşlarımı
bir yıldızın karanlığa gözkırpacağı gecelere bırakıyorum yaralarımı
dertlerimi denizlere salıyorum ki gemiler alıp gitsin uzak kıyılara

Ey hayat, kırgınım
hüznüm yırtık gömlek gibi durur her gece sırtımda
kırılgan bakışlarımda hüzün sızıyor aynalara
ne kimselere anlatacak bir öyküm var mutlulukla başlayan
ne de bir sevinç, gözlerimde bahar yeşili umutlar taşıyan
şimdi mutsuzum,
avuntusuz ve suskun
şiirlerimi yitirdim dudağında aşkın

ey gecelerinde kahrolduğum hayat
sokaklarında sırılsıklam ıslandığım şehir
artık bu yerlere sığamıyorum
gökyüzünde sürü sürü turnalar göçüyor sılama
turnalar gidiyor ben kalıyorum
uyku tutmuyor geceleri
yitik düşlerimin gölgesine sığınıyorum
gölgeler gidiyor ben kalıyorum
bil ki göçmen hiç bir kuş uçamaz kanatları kırıksa

hasretim ince bir yoldur yangınlara
kırıldı kendime saklaya saklaya içimdeki gül
tut ellerimden alıp beni sevinçlere götür ne olur
vefasız dünyanın ihaneti bitirir beni
ardına saklanacak bir gölgemde yok

sevinçler dağıtırken acılar toplayan bir çardak kuşuyum şimdi
şimdi ömrüm, saçlarım kadar karlı ve puslu
hüzünlü bir ırmaktır şimdi yanaklarımda yüreğime akan
bil ki artık hiç bir şey avutmuyor beni
şefkatine sığındığım sıcak bir kucak bile
ezilmiş gelinciklerin çığlığında kaldı sesim
kırların ürperişi gibi dökülüyor sözcükler dudağımda
hıçkırıklar boğazıma tıkanır her defasında
içimde binlerce şiir yanar

kimseler aldırmıyor sevdamıza
duygular mı köreldi?
yoksa biz mi yetimiz artık
acının ve aşkın kesiştiği yerde yaralı kaldık
tutup kime anlatsak acıyan yanlarımızı
yaralarımız ağıt olur uçar gökyüzünün boşluğuna

yüreğimin içini sevgi ile doldurup yakmak geçiyor içimden
ve sabahın seher yellerine savurmak küllerini
kurtulmak için prangalardan

gidiyorum işte
gözlerimde sadece iki yetimlik ah
gidiyorum
yolculuklara hüzün rengi veren şiirlerle
kan rengi şarkılar bırakıyorum kalanlara
ve gölgemi bile almadan yanıma...
Son düzenleyen Blue Blood; 3 Mart 2007 20:40 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Mart 2007       Mesaj #274
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bir şiirin güzelliğine büründürsem seni, notalar taksam sesine
Salındırsam bahar akşamlarında gün batarken, bir kitapta seni yazsam,
Dua diye okusam seni günaha girsem, tövbe etsem yeniden günah diye
İşlemek için seni, bin kere tövbe etsem, bin kere tövbemi bozsam
İşte güzelliğini sevdiğim yerindeyim hayatın
Kendimleyim
Başıma buyruk
Yüreğime egemen
Aklımdan uzakta bir yalnızlık akşamında
İyiler uykuya çekilmiş
Kötüler müteyakkız ve işbaşında
Sıradan bir karanlık kucağını açmış bekliyor
Hiçbirşeye aldırmadan yürüyorum
Kendimleyim
Başıma buyruk
Yüreğime egemen
Başladığı gibi sürmüyor yaşam
Bir yağmur başlıyor beklemediğim
İçim ıslanıyor
Notalar kayboluyor
Kitaplar yakılıyor seni yazdığım
Günahlarımı af ediyorlar,
Günahsız ve heyecansız çırılçıplak kalıyorum
Utanıyorum

Bir ana kuzusu nöbet tutuyor sınırda
Kurşun belki yoldadır onu bulacak
Kaç şafak sayacaktı ve kaç sabah olacaktı
Koynunda yavuklu mektubu
Genç bir polis kulübede nöbet tutuyor
Ankara soğuğunda titriyor
Kat kat göbekli biri apartmanda rahat uyuyor
Kurşun gelip o polisi buluyor
Utanıyorum

Aklım başımda olsa isyan edeceğim
Kalabalık olsam yürüyeceğim
Kendimleyim
Başıma buyruk
Gadamı da aldılar üstelik
Bu kadar ölümün ortasında
Kokudan kusacağım

Yediğiniz ekmeğin haram geldiği oluyor mu, yaşamaktan utandığınız, ya da
çaresizliğinize kızdığınız şiddetle ve galiz küfürler savurarak taa yedi
sülalesinden başlayıp bugünlere geldiğiniz, sevgiyle başladığınız bir
yolu nefretle bitirdiğiniz, en kötüsü hiçbirşeye ve hiçkimseye inanmadığınız

İşte sevmeye başladığım yerindeyim hayatın
Kendimleyim
Başıma buyruk
Yapayalnız
Beni de kaybetmeye hazır mısınız.

Oğuzkan Bölükbaşı
HayLaZ61 - avatarı
HayLaZ61
VIP BuGS_BuNNY
4 Mart 2007       Mesaj #275
HayLaZ61 - avatarı
VIP BuGS_BuNNY
dönmek ! mümkün mü artık dönmek ? onca yollardan sonra yeniden yollara düşmek... dönmek ! mümkün mü artık dönmek ? onca yollardan sonra yeniden yollara düşmek... neresi sıla bize ?... neresi gurbet ? ...al bizi koynuna ipek yolları üstümüzden geçiyor gök kuşağı, sevdalı bulutlar uçan halılar uzak degil dünyanın kapıları... neresi sıla bize neresi gurbet yollar bize memleket... gitmek mümkün mü artık gitmek... onca yollardan sonra yeniden yollara düşmek, ... gitmek mümkün mü artık gitmek onca yollardan sonra yeniden yollara düşmek ? neresi sıla bize neresi gurbet... takılı akşamlar gün batımları... çocuk gibi aglar yaz sarhoşları... olmamış yaşamlar, eksik yarınlar... hatırlatır herşey eski aşkları...neresi sıla bize neresi gurbet yollar bize memleket..." ....
Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...
erd_drknght - avatarı
erd_drknght
Ziyaretçi
4 Mart 2007       Mesaj #276
erd_drknght - avatarı
Ziyaretçi
Gittiğimde kalır aklım dönmekte,
Kaldığımda keşkeler hep içimde
keşke gitseydim diye...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Mart 2007       Mesaj #277
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
gidersen5ngcx6

Gidersen…

Bir gün gidersen sen de
Ağlarım.
Nefessiz kalırım.
Uzun uzun
Uzaklara dalar
Gözlerim.
Bir gün gidersen sen de
Bir bebeğin pembe patiğinde,
Dua ile beddua arasında bir yerlerde,
İhanetle bitmiş ilişkilerin kekreliğinde
Siyah t-shitlerin üzerindeki beyaz yazılarda
Ararım seni.
Sen de
Artıkların kaldığı yeşilsiz piknik alanlarında,
Çözülmüş test kitaplarının yanlış sorularında,
3. kez okuduğun romanın 123. sayfasındaki yırtık ayraçta
Ara beni.
Bir gün gidersen sen de
Denizler dalgasız,
Gemiler limansız kalır,
Annesizliğimi hatırlatır.
Yalnızlığımı alnıma yapıştırır,
Gecelerin uzunluğu anlaşılır.
Eğer…
Eğer, bir gün gidersen sen de
Annem gibi…
Yine,
“Gitme!” derim.
“Gitme!…”
KaRKeLeBeĞi - avatarı
KaRKeLeBeĞi
Ziyaretçi
5 Mart 2007       Mesaj #278
KaRKeLeBeĞi - avatarı
Ziyaretçi
siir10187
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

siir10187 kalp
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

siir10187 kalp
Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırırsa beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
Ihlamur çiçek açtığı zaman.

siir10187 kalp
Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine değdi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

siir10187 kalp
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
Oniki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
Ihlamur çiçek açtığı zaman.

siir10187 kalp
Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadim Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

siir10187 kalp
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman;
Ben, güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben, sana uğramadan
Kavlime sadıkım, sadıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben, sana çiçeklerle geleceğim
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.


Bahattin KARAKOÇ

siir10187 kalpler
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Mart 2007       Mesaj #279
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
sitedy0
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Mart 2007       Mesaj #280
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kaldırım çocuğu yüreğim
Nereye baksa yok olacak
Nereye dokunsa taş kesecekmiş
Gibi
Ağlamak istiyor gözlerim
Ve ağlatmak ölesiye...
Kaçmak istiyorum
Kaçmak
Nereye gidecegini bilmeden
Kaçıp gitmek
Terketmek istiyorum bu şehri
Ve
Terkedince ölmek
featherrn6Ü.Y.O.

Benzer Konular

2 Ekim 2008 / Sedef 21 Taslak Konular
10 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
14 Şubat 2016 / Safi X-Sözlük