Arama

Gitmek mi Kolay? Yoksa Kalmak mı? - Sayfa 43

Güncelleme: 29 Mayıs 2012 Gösterim: 254.691 Cevap: 1.073
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
31 Mart 2007       Mesaj #421
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Şehir ve Sen

Sponsorlu Bağlantılar
Şu Ankara şehri, şu koca başkent
Hiç beş para etmez, sen yoksan eğer
Sen ordaysan, bana öyle gelir ki
Değiştirsek onu, cihana değer

Sensin bu şehirin en güzel gülü
Seninle mest eder şehir gönülü
Şu fani dünyanın nefis ödülü
Bana bahşedilen yegane eser

Sen aydınlatırsın sokaklarını
Sen yeşerttin parkın yapraklarını
Saçının telini, tırnaklarını..
Bütünüyle sensin, bence muteber

Meftunum bu şehre, sen varsın diye
Bozmam adresimi, ararsın diye
Sen tam bana göre bir yarsın diye
Sırf senin adındır bildiğim ezber

Şehir ve sen canım, bütün günümsün
İstikbalim sensin, sen hem dünümsün
Sağım, solum, yanım, arkam, önümsün
Şehirden bana ne, bana sen yeter

Hünkar Dağlı

maipoem - avatarı
maipoem
Ziyaretçi
31 Mart 2007       Mesaj #422
maipoem - avatarı
Ziyaretçi
GİTMEK

Sponsorlu Bağlantılar
Bugünlerde herkes gitmek istiyor.
Küçük bir sahil kasabasına,
bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara...

Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey...
Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.

Öyle ''yanına almak istediği üç şey'' falan yok.

Bir kendisi.

Bu yeter zaten.
Herşeyi, herkesi götürdün demektir.
Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.

Ama olmuyor.

Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor.

Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınamıyor.

Böyle gidiyor işte.
Bir yanımız ''kalk gidelim'',
öbür yanımız "otur'' diyor.

''Otur'' diyen kazanıyor.
O yan kalabalık zira.
İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,
güvende olma duygusu...

En kötüsü alışkanlık.

Alışkanlığın verdiği rahatlık,
monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.

Kalıyoruz.

Kuş olup uçmak isterken ağaç olup kök salıyoruz.

Evlenmeler...

Bir çocuk daha doğurmalar...

Borçlara girmeler...

İşi büyütmeler...

Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.

Misal, ben...

Kapıdaki Rex'i bırakıp gidemiyorum.
Değil bu şehirden gitmek,
iki sokak öteye taşınamıyorum.
Alıp götürsem gelmez ki.. .

Bütün sokağın köpeği olduğunun farkında.
Herkes onu, o herkesi seviyor.

Hangi birimizle gitsin?

''Sırtında yumurta küfesi olmak'' diye bir deyim vardır ;
evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin.
Kendi imalatımız küfeler.

Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
Ölüm var zira.
Ölüme inat tutunmak lazım.
İnadına kök salmak lazım.

Bari ufak kaçışlar yapabilsek.

Var tabii yapanlar. Ama az.
Sadece kaymak tabakası.
Hepimiz kaçabilsek...
Bütçe, zaman, keyif... Denk olsa.
Gün içinde mesela...
Küçücük gitmeler yapabilsek.

Ne mümkün.

Sabah 09.00, akşam 18.00.

Sonra başka mecburiyetler.

Sıkışıp kaldık.

Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
bu kadar ağır olmamalı.

Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.

Bir ömür karşılığı bir ömür yani.

Ne saçma.

Bahar mıdır bizi bu hale getiren?

Galiba.

Ben her bahar aşık olmam ama
her bahar gitmek isterim.

Gittiğim olmadı hiç.

Ama olsun... İstemek de güzel.


Can Yücel
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Nisan 2007       Mesaj #423
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yine bir akşam üstü... Ve ben yine bulutlarla beraber çay içiyorum... Az şekerli. Aylardan ekim. Üç gün sonra dolunay çıkacak. Hava birazcık serin gibi. Senin yanımda olmanı istediğim akşamlardan birisi işte. Her akşamki gibi yine boş ve yine sabaha gebe. Sanki kar yağacakmış sanıyorum. Birazcık serin dedim ya işte bu serinlik sadece bu akşama özgü bir serinlik değil. Temmuz da da böyleydi hava benim için. Seni arıyorum. Belki biraz sana sarılır ısıtırım kendimi diye düşünüyorum. Sen yanımda olsan belki şubat ta bile yalınayak gezebilirim. Şubat bile üşütmez beni yanımda olsan. Hatta mart bile bir şey yapamaz. Eminim. Sen yanımda olsan deniz kenarına bile giderim seninle. Deniz donmuş bile olsa sen yanımda olunca bana bir şey olmaz bilirim. Ben kardan adam yapmaya bayılırım. Ama kardan adam yaparken hiç sabır edemem. Biran evvel olsun da bitsin diye acele ederim. Hele o en son havucu burun olarak takmak yok mu işte o bitiriyor beni. Kömür ile göz ve dudak yapıp ona gülümsemeyi öğretmek bir başka haz benim için. Tabi birde boynumdaki kaşkolu üşümesin diye onun boynuna dolamak sanki birisine büyük bir iyilik yapmışım hissini verir bana hep. İşte sadece o zamanlar sevmem ben güneşi. Zaten ben üşümesin diye ona kaşkolumu vermiştim niye doğuyorsun aptal güneş.Sen yanımda olsan seninle de kardan adam yapardık. Ama o zaman ben hiç acele etmezdim. Ne kadar uzun sürerse sürsün beklerdim. İsterse hiç bitmesin. Beklerdim. Bir daha ki kışı bile beklerdim sen yanımda olsan. Sen yanımda olsan bu sefer havucu kardan adamın burnuna takmazdım. Seninle beraber oturur kıtır kıtır yerdik. Bize okulda öğrettiler. Havuç gözlere çok iyi gelirmiş. Hep öyle derdi zahide öğretmen. Zaten benim de senin gözlerine ihtiyacım var. Onlara iyi bakmam lazım. Her gün bir havuç yerdik seninle. Sırf gözlerine iyi gelsin diye. Biliyorsun benim senin gözlerine ihtiyacım var. Sonra kardan adamın gözlerini ve dudaklarını yapardık. Ben gözlerini yapardım sende dudaklarını yapardın. Dudaklarını sen yaptığın içinde gülümsemeyi öğretmek sana düşerdi. Eminim ona çok iyi öğretirdin gülümsemeyi. Aynı senin gülüşün gibi sımsıcak gülerdi biliyorum. İyi öğretirdin. Sen yanımda olsan kaşkolumu sana verirdim. Nasıl olsa kardan adam gülümsemeyi öğrendi ya üşümez artık. Artık güneş bile çıksa üzülmem ben.Sen yanımdasın ya bir tane kardan adam daha yaparız güneş batınca. Güneş doğunca yine eritir onu. Biz bir tane daha yaparız. Sen yanımda olsan bu kez bulutlara hiç yüz vermem. Çayımı seninle içerim. Üç şekerli. Sen yanımda olsan beraber kız kulesine gideriz. Yok yok gitmeyiz. Üsküdar da bir rıhtım turu yaparız. Sonra kız kulesini uzaktan uzağa şöyle bir süzeriz. Tam karşısına oturup uzun uzun bakarız. Yok yok uzun uzun bakmayız. Uzun uzun bakarsak gözlerimiz yorulur. Biliyorsun benim senin gözlerine ihtiyacım var ya onları fazla yormayız. Zaten daha çok gezecek yer var. Sonra .... Sonra nereye gidelim ? Sonrasına sen karar ver canım. Biliyorsun sende söylemiştin ya nereye gittiğin önemli değil kiminle gittiğin önemli diye... Sen yanımda olsan nereye olursa oraya giderdim....
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
2 Nisan 2007       Mesaj #424
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ahvalim var

Karar kıl gönül ikrara,
Murşidler şahı hünkara.
Kamil olup hak yoluna,
Gelen bilsin ahvalimiz..

Arif ile kıl pazarı,
Göresin aşkı nazarı.
Bülbül olup zarı,zarı,
Yanan bilsin ahvalimiz...

Çirkin ile aç arayı,
Melhem ile sar yarayı.
Sıratı geçip sılayı,
Bulan bilsin ahvalimiz..

Dost yolunda olak sefil,
Düşünme hiç boşa gafil.
Çağlarim der söze dahil,

Olan bilsin ahvalimiz.

Aşık Çağları (Muammer Çalar)
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
2 Nisan 2007       Mesaj #425
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yüreği ağzında bir çocuk
Gibi alırken kalemi elime
Beceriksiz, acemi ve olasıya
Yapayalnızım her defasında

Bu sonuncu olsun diyorum
Ömrümün eksiksiz tek şiiri
Yazılsın artık kırk yaşımın
Ve bir aşkın bittiği bu gece

Akbabalar bin yıl kelebekler
Bir mevsim yaşarlarmış ki aşk
Da kısa ömürlüdür, başlar
Gibi biter yaşanmışsa eğer

Yaşanan ne varsa hoşgörünün
Bir parçasıdır artık ama ben
Yine de yakabilirim bu gece
Bütün anılarımı bir şiir için

Sonra irkiliyorum, anılarım yoksa
Dostlarım da terkedilmiştir yangın
Sürüp dururken yurdumda ki o zaman
Kıymeti harbiyesi nedir bu şiirin

Sabaha karşı dilim paslı
Beynim keçeleşmiştir ve yangın
Yalnızlığıma sıçrarken üşüyor
Bütün sözcükler. Umut yoktur

Yüreğim diyorum, kekeme
Alıngan, serseri yüreğim
Sen nerden bilebilirsin
Bir şiirin nasıl yazıldığını

Ahmet Telli
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
2 Nisan 2007       Mesaj #426
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Viran gönüller, ıssız sevgiler,
Isınmıştı yine de yüreğim.
Yorgun ayaklar daha kaç adım atacaktı?
Titriyordum.
Tüm vücudumda hissettim benliğimle,
Mevsimler birbirinden kopuyordu,
Toprakla yaprak ne güzel sevişiyordu,
Öyle ya hep toprağın kollarına.
İlk kışım değil seninle geçen,
Üşüyen ayaklar tüm şehrin ayazını yiyordu.
İstanbul’a değil sana takıldı gözlerim.
Ne tuhaftı!..
İçlerinde sen yoktun İstanbul.
Ellerimle sımsıkı tuttuğum balonlar artık uçmayacaktı.
Bulanık denizleri çırpındıran nedir?
Nedir bu çalkantı, nedir bu yöneliş?
Doğan güne değil, sana daldı gözlerim,
O ulvî güzellikteki muhteşemlik,
Yoktu gözlerinde İstanbul.
Biçareydim, yalnızdım.
Belki de kimsesizdim ama sen vardın.
Su olup akmak geldi gözlerinden,
Ama yine de ağlama

Yavuz Bayram Çalışkan
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
3 Nisan 2007       Mesaj #427
NiliM - avatarı
Ziyaretçi

Gurbet Akşamları

Hiç istemem yine gelir,
Çatar gurbet akşamları
Yüreğime hançer olur,
Batar gurbet akşamları.

Öldürecek beni dertler,
Bende geçti bini dertler,
Dertlerime yeni dertler
Katar gurbet akşamları.

Bilmiyorum dertten gamdan,
Zevk mi alır intikamdan?
Kanlım gibi şu yakamdan,
Tutar gurbet akşamları

Şimdi akşam bak şu anda,
Zindandayım ben zindanda,
Zindan ne ki zindandan da
Beter gurbet akşamları

Acılara beler beni,
Kesip doğrar diler beni,
Parça parça böler beni,
Yutar gurbet akşamları.

Memleketim ilim obam,
Kavim, gardaş, dost, akrabam,
Gözlerimde anam, babam,
Tüter gurbet akşamları.

Kadir Mevla’m yardım etsin
Ozan Arif yurda gitsin
Bitsin artık bitsin bitsin...
Yeter gurbet akşamları.


Ozan Arif
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
3 Nisan 2007       Mesaj #428
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Sadece Beklemek Yetmiyor
gönlümde derin bir sızı
umutla beklediğim o gelişten eser yok
yitiriyorum herkes gibi " keşke" lerimi..
alıp sağ tarafıma koyuyorum özlemlerimi..yanlarına biraz belki serpiştiriyorum kendime ait..
sonrasında bir mumun titrek ışığında düşlerimi aydınlatıyorum..
pas tutmuş kelimelerimi bir bir parlatıp yerine yenilerini biriktiriyorum..
"ah..bir inansa..""ah bir ..." adına..
bu kadar mı eksik kalır bir yanım..bu kadar mı hasret kalırım sabaha..
dedim ya olmuyor..
ne gelen var
ne de gelmeye niyet eden..
?¿
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
3 Nisan 2007       Mesaj #429
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Korkuyorum


Sıcak bi ağustos gününün ayazında üşüdün mü hiç?
Yada gündüzün karanlığı sarmaladı mı hiç benliğini?
Hiç sevgi acı verdi mi sana böylesine?
Oysa sevginin adı acı mı olmalıydı?
Sevgi acılarla mı beslenmeliydi?
Ve de daha büyük acılara gebe olması kahretmiyor mu seni?
Sevgiye yazık değil mi?
Ben üşüyorum ağustosun sıcak kollarında
Ben karanlığıyla boğuşuyorum gündüzlerimin
Ben yitirmek korkusuyla daha da tutuluyorum sevgiye
Sevgim acılara karşı güçleniyor sanki
Arttıkça artıyor....
Korkuyorum.......
Kendi sevgimin içinde kayboluyorum....
Kaçtıkça her defasında daha feci tutulduğum bi sevgi bu
Kendi kasırgalarımda ayakta kalma mücadelesi veriyorum sanki
Kendi kasırgalarım beni aşıyor...
Her kasırgadan sonra yine sevgime,
Yine sana tutunuyorum.....
Tek yapabildiğim korkmak...
Korkuyorum.....
Gitmek mi kolay yoksa geride kalmak mı?
Bilemiyorum....
Gidemiyorum....
Ama geride kalan da olamıyorum
Gönderemiyorum.....
Mantığım duygularımla savaşta sanki
Sürüncemesinde yitip gitmekten korkuyorum
Yitip giderken seni de ardım sıra sürüklemekten
Yüreğim alışık acılara,dört nala acılarla süslü yaşamım
Ben acıya sevdalı melankolik bir yürek
Ama seni acılarıma hapsetmeye ne hakkım var?
Sana acılar yüklemek ne kadar acı
Kahroluyorum....
Senin acın acım oluyor...
Acılarım hoyrat dalgalarda köpük köpük
Her dalgada savrulmaktan korkuyorum...
Tutunamıyorum dingin güvenliğine limanların...
Seni dalgalarıma katmaktan korkuyorum...
Dalgalarım yürek aşırı,mantık aşırı derinliklerde
Ayaklarımın yere değmemesinden,boğulmaktan korkuyorum...
Boğulurken girdabıma seni de sürüklemekten korkuyorum....
Dedim ya tek yapabildiğim bu
Korkuyorum....
Korkuyorum çünkü seni seviyorum....

Funda Gülseven
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
3 Nisan 2007       Mesaj #430
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Tek Çare Gitmekse

Tek çare gitmekse
Hiç durma git
Unutma
Yine sen seninlesin
Sana kal diyemem
Kırmadan
Dökmeden anıları
Bırak kalsın güzelliğinde
Sanrılara takılıp kalma
Dalma yanlışlara
Düşün bir daha
Kaçamazsın ki kendinden
Bu öfke fırtınası
Kendinedir
Yok eğer
Tek çare gitmekse
Hiç durma git
Unutma
Yine sen seninlesin
Çare gitmek değil…


Nebiye Toprak

Benzer Konular

2 Ekim 2008 / Sedef 21 Taslak Konular
10 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
14 Şubat 2016 / Safi X-Sözlük