Arama

Gitmek mi Kolay? Yoksa Kalmak mı? - Sayfa 104

Güncelleme: 29 Mayıs 2012 Gösterim: 255.163 Cevap: 1.073
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #1031
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
2mg1bp0
Sponsorlu Bağlantılar
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #1032
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
alma1xe7

Sponsorlu Bağlantılar
Gittin... Ben arkandan sadece baktim.Oysa soyleyecek o kadar cok seyim vardi ki...``Gidersen, iyiye dair ne varsa içimde yitirecegim hepsini.Gidersen, sönecek içimdeki ates ve bir daha hiç kimse yakamayacak.Gidersen karanliga mahkum edeceksin günlerimi.O karanlikta yolumu kaybedecegim``diyecektim sana.Konusamadim...


Gittin... Gidisini görmemek için gözlerimi kapattim.Öylesine acidi ki içim, tutup koparsalardi kolumu, bacagimi bu kadar aci duymazdim.Acim yas olup akmaliydi gözlerimden.Aglayamadim...


Gittin... Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa.Tutkum seninle olmakti, tutkum teninde erimek, tutkum hayati seninle, sadece seninle paylasmakti.Anlatamadim...


Gittin... Gidisini önlemek için tutmak vardi ellerinden.Ellerim degil miydi her dokunusumda seni ürperten? Ürperirdin yine biliyorum.Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini, gitmek için biriktirdigin bütün cesaretin kaybolurdu.Tutamadim...


Gittin... Bir yikim gibiydi gidisin.Sen adim adim uzaklasirken benden, çöküp kaldi bedenim oldugu yere.Nice terkedilislere dayanan bu yürek bu kez yenilmisti.Bu kadar zayif degildim ben, kalkmaliydim.Kalkamadim...


Gittin... Oysa geldigin gün gidecegini biliyordum.Hazirdim gidisine.Kaçak zamanlari yasiyorduk.Zaman bitecek ve sen gidecektin.Bense gidisinin ertesi günü hayatima kaldigim yerden yeniden baslayacaktim.Baslayamadim...


Gittin... Bir sey söyledin mi giderken? `Kal`dememi istedin mi? Son bir kez`seni seviyorum`dedin mi? `Bekle beni döneceğim`diye umut verdin mi? Beynim öylesine ugulduyordu ki...Duyamadim...


Gittin... Nereye gittigin önemli degildi.Binlerce kilometre uzakta da olsan, iki metre ötemde de farketmiyordu.Artik yoktun ve asil bu düsünce beni felç ediyordu.Kurtulmaliydim.Kurtulamadim...


Gittin... Unutulanlarin arasina katilmaliydin.Anilari bir sandiga koyup hayati bir yerinden yakalamaliydim.Bu ask noktalanmaliydi, bu sevdadan vazgeçmeliydim.Yapamadim...


Gittin... Bir okyanusun ortasinda tek küregi kaybolmus sandalda dev dalgalarla bogusan bir denizciyim simdi.Bil ki sevmekten vazgeçmedim seni, bil ki seninle birlikte sevdani da tasiyacagim yüregimde.Bil ki seni...Unutamadim...



VE YINEDE GİTTİN...

ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #1033
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
kar yagisi 2
Kar Yağıyor bu Şehire!.. Ve Sen Yoksun


Senden ayrılalı kaç yıl oldu, kaç asır geçti, kaç yaz, kaç kış, kaç gün, kaç ay..? Saymadım.. Sen giderken ardında bir dağbaşı yalnızlığı bıraktın bana. Bir çöl ıssızlığı, yokluğun kimsesizliğim oldu, yokluğun kederim, söyle şimdi ben nerelere giderim… Yağmurlar bu şehre kızgın artık, yağmıyor sokaklara… Şimdi kar içinde bedenim, buza döndü dünya...

Sen gittin kar yağıyor bu şehire! Ve ben üşüyorum, gökyüzü yere dökülüyor sanki, bembeyaz bir gülücükle, nazla... Gözlerimin içinde bir eski hikaye geziniyor sokakları... İnsanlar farkında değil, bilmiyorlar bu hikâyeyi…

Hani hayallerimiz vardı geleceğe dair, mutluluk dolu. Rüzgarlar savurdu, ulaşamayacağımız yüksek dağlara yağdı.
Öyle de olsa koynumda hala mavi mavi hayaller taşıyorum sana dair... Sen gideli yüreğim yangın, gözlerim buğuludur benim...Kar yağıyor bu şehire ve sen yoksun, üşüyorum!.. Yoksun!.. Gözlerime, dudaklarıma, yüreğime yağıyor kar!..

Giderken ardından son bir çığlığımı ekleyebilmiştim sadece... Giderken "beni de al" diye bağırabilmiştim sadece... Ama nafile duymamıştın...

Yıllarca hayalinle yaşadım bu kahrolası yerde, hayalinle avundum senden uzaklarda da olsa, bir tatlı sözüne, bir tebessümüne hasret kaldım…. Sen bir serap gibi yıllardır içimin çöllerinde; yaklaştıkça uzaklaştın benden, uzaklaştıkça yaklaştın... Bilki hayalin bile serinliktir kavrulan ruhuma, üşüyen yüreğime sıcaklıktır…

Gel ey sevgi meleğim, cangülüm, bir bahar sabahı toprağıma can olmak için gel!.. Damarlarıma kan olmak için gel!.. Hasretlik boyu uzayan raylarda, gönlünün sıcaklığına muhtacım...

Bilki, kaynağı sendedir mutluluğumun, çaresi sendedir yüreğimin. Uzaklığın çekilmiyor, uzaklığın işkence… Ne zaman seni düşünsem şiirler dökülüyor kar gibi kaldırımlara, şarkılar ağlıyor yokluğuna..

Uzak dağbaşlarının serin seherlerinde, gökyüzünü süsleyen gözlerini aradım kaç kez. Seni ararken ırmaklara döktüm derdimi, rüzgârlara döktüm. Bin 'âh'la iniledi dağlar, bin 'âh'la aktı pınarlar, 'âh'ımdan kan damladı gül yapraklarından, yaralı bülbüller figan etti…

Özlemin bir bulut gibi sardı beni, bir yağmur gibi üstüme yağdı her gece. Damlalar yüreğime vurdukça, seni sevmek her gün biraz daha büyüdü içimde...

Gel ey gül-i rana; gel ey cangülüm, ayakların kanasa da dikenlerden, binbir pusu kurulsa da yollara, prangalar vurulsa da ayaklarına, kırıp zincirleri gel… Gelmezsen yok olurum, tükenirim. Gelmezsen bil ki, ölüme savurur beni hayat…

Geceler boyu hayalinin peşinden koşarken şaşırdım yolumu... Bir uçuruma düştüm, canım yandı, kanadı her yerim...

Gel ki, uzak dağyollarında küçük bir su olup, sevda pınarı gönlüne akayım… Ürkek ceylanlar gibi sokulayım yanına. Gel koru beni zamanın zulmünden, merhametinin gölgesine al… Kucakla beni şefkatinle, yüreğime bıraktığın o kutsal ışık için, aşk için kucakla…

Her gece ismini anarım gecenin en ıssız saatlerinde. Korkuyorum senden uzaklarda sensiz, yüreğim sensiz dağbaşı ıssızlığı, yüreğim sensiz en karanlık gece... Sana doğru kayıyor gönlümün bütün yıldızları, sana doğru akıyor gönlümün ırmakları…

Uykusuzum her gece böyle, yorgunum sensiz.
Hani diyorum bir gece hasretini yüklenerek çıkıp gelsen, ısınsa üşüyen duygularım. Sonra başımı koysam dizlerine kapansa kirpiklerim; uyusam, bir daha hiç uyanmasam…

NURİ CAN
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
20 Mart 2009       Mesaj #1034
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
elveda

Artık gitme demeyeceğim, zaten iyice hazırsın bu sefer.
Herşeyi yanında götür; anılarımızı, umutlarımızı, sevgimi de al belki lâzım olur.
Tek kelime etmesem diyorum, ama etmeliyim, sana bilmediğin bir şeyden
bahsetmeliyim; kendimden. Evet, onca zaman tanıdığını sandığın benden.
Hırçın yanımı gördün daha çok, oysa öyle uysal bir çocukmuşum ki.
Neydi beni zaman zaman hoyrat yapan?
Sanırım, düşünmedin.
Birini ayrı tutsam da renklerin hepsini sevdim, mevsimleri de.
Aslında çok şey var sevdiğim,
kavgalar ve savaşlar dışında bir de niye olursa olsun
vedalaşma anları,
İsterdim ki uyumlu halimi yaşasaydın daima ama bana hep vurgun
saatlerinde geldin, ya da sen vurdun.
Uzaklara bakardım uysal çocukluğumda içimde dolmayan derin boşluğumla,
denizden gelecek bir gemi bekledim durdum,
sonra yıldızlara baktım yıllarca ve sen sandığım bir yıldıza.
Kadınlar, erkekler, çocuklar ve şehirler tanıdım, çoğunu da sevdim.
Aşklarım da oldu, hem de uğruna ölebileceğim aşklar, ama en çok seni sevdim.
Ve şimdi gidiyorsun, evet git içimdeki melek sana dua edecek.
Sanırım kahrolmayacağım bu veda sahnesine - senin baban öldü mü?
Bu gidiş ölümden beter olamaz.
Hangisi doğru bilmiyorum,
Seni uğurlayıp öylece kalmak mı?
Yoksa, benim uyumamı bekleyip gitmen, benim de sensiz sabaha uyanmam mı?
Bence şimdi git, hayır gitme! Yani git de önce üstümü ört,
ben uzanayım şöyle, ışığı kapat ve git.
Hayır hayır gitme!
Yani git de ışığı yak git, ben karanlıktan korkuyorum da!
Hem sensizlik hem karanlık bu kadarı fazla.
Üstümü de örtme bu şevkat de fazla, ışıkların hepsi açık olsun.
İçim burkuluyor sen nasıl gidersen git.
Dur, burayı iyi dinle; birkez daha söylüyorum ve son kez.
Seni seviyorum.
Sen giderken ben içimden haykıracağım 'kusursuz bir aşktı bu' diye.
Kusursuz bir aşktı benim sana büyüttüğüm sen ne yaşadın bilmiyorum...
Yine de tanıdı gönlüm yaşadı
Bir kusursuz aşk büyüttüm sana pişman değilim

Her akşam vaktinde bu gönül üzülür
Hüzünle dolar seni düşünür
Şimdi çok uzakta kimbilir neredesin
Geri dön ya da dönme ben sendeyim...
ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
21 Mart 2009       Mesaj #1035
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
barisenunutma2xn4in0

Giderken sen, “Unutma!.. ben seni yeniden toprağa doğ diye bıraktım. Bir gün öyle bir filizlenip, dallanıp, olgunlaşacaksın ki, sen bile şaşıracaksın. Ben hiçbir kimseye böyle özenmedim, çocuğum gibisin ...” diyordun .
Evet papatyam, toprağa attığın filizin, yeniden doğdu, dallandı fakat ne kadar olgunlaştı bilmiyorum. “Kolay olmamalısın” diyordun, “Varsın ulaşılmaz görsünler” diyordun ... Bense kendi halimce acabalar içerisinde, yeniden çizmeye gayret gösterdiğin resmime, alışmaya çabalıyordum, şaşkınlık içerisinde ...
Kuşkusuz hayatıma kattıkların tartışılmaz gerçekler, “Gözlerin, saçların, sözlerin, duruşun, salınışın, ana sıcaklığında ki şefkatin, ya yüreğine ne demeli; bir anda hiç yoktan yere, öfkeyle ortalığı kasıp kavuran, diğer bir yanda, kor ateşler içerisinde yanarken bile, hiç düşünmeden, közlerin içine ellerini daldırıp, yanmacasına ateşleri avuçlayıp, sevgiyi kadife sıcaklığında insanlara sunan bir yürek. Duygusallığın, mantığın, ellerin, ruhun ve sayamadığım pek çok güzel yanların” şimdi düşünüyorum da keşke yanımda olsaydın neyse...
Evet hayatıma kattıkların tartışılmaz gerçekler. Peki ya benden götürdüklerin, hiç bunları düşündün mü? Poyraz eserdi başımın üzerinde, yel gibiydim, uçardım, esti mi alır başımı giderdim, enginlere sığmaz taşardım, fark etmez uzakmış yakınmış, yüreğimi dinler vururdum incemi yollara, sevda ağrı dağının tepesindeymiş, hiç umurumda olmaz, yalınayak tırmanırdım, gün yirmi dört saat derdim, sev sevebildiğin kadar, her saniye, her dakika; milim, milim yaşa sevgiyi, aşkı, hayatı ... her şeye rağmen insanları daha çok sevmeli, biz kardeşiz derdim, insanlığın sorunu benim sorunum yaralara merhem olmalı, çözmeli, anlamalı, korumalı derdim, ayırt etmeden insanları doğru bilirdim, bağışlardım, severdim, yüreğimin sarp yamaçlarında gezer dururdum, bıkmadan tükenmeden, şiirler yazardım, türküler söylerdim, dergahlarda molalar verirdim, dualar ederdim, yahu insanları çok severdim, merhaba derdim, beni anlarlar, benden asla zarar gelmez derdim ... derdimde bazen kızardın .

Ey!.. sevgili; zaman, zaman hasretin yüreğimin baş ucuna bağdaş kurup oturuyor, öylece beni seyre koyuluyor, uzanıyorum tutamıyorum. Seyretme, gel ne diyorsan söyle diyorum, mümkün değil aldırış etmiyor ... Senin hasret yanını hiç sevmedim ...
Şimdi dalkavuk zamanların, pişkin yansımaları ile karşılaşıyorum, çörek otu kokusundan uzak, yamaçlardan akan; şırıl, şırıl mutluluk şarkılarına hasret, tebessüm yüzüme kalleş, bilmek zorunda olanların bile bilmediği mekanlar kardeş, kendi içimde inceme bir yer arıyorum, bulamıyorum ...
Peki şimdi ne olacak? Yeniden filizlensin, yeni baştan oluşsun diye toprağa attığın ince ne yapacak? Kime akacak? Yüreğinin yoksulluğunda hangi limana sığınacak yada hangi karaya vuracak? Offf !.. Sevgili oldu mu şimdi ?...
Bazen anlattıklarına hak vermiyor değilim, haklısın anlayan anlasın ama olmuyor papatyam ... Sadece yüreğimi senin bilmen yetmiyor ki ... Yoksun ki ... Nasıl kaş kırarım, yüz çeviririm? Nasıl on adım uzakta kalırım? Nasıl memleketimde bunca insan haksız yere şehit düşerken, sessiz kalabilirim ki ?.. Ağlayan, iki satır yazıp yüreklerine bir hoş seda duymak isteyen gönüllere off!... diyebilirim ?.. bağışla be sevgili !.. yine sözlerine aldırış edemiyorum, yaşamak bana hep bir gömlek fazla geldi. Üzülme be sevgili !.. yazdıklarıma bakma, bu karamsar adam ne anlatıyor yine deme, biliyorsun ben hayatı hep ajitasyon ederdim, aşkın içinde bile hep keder arardım, maalesef tema ayrılıktan dem vururken, ölümü işlememem, biraz ölüme haksızlık olurdu. Biliyorum, yaşamak her şeye rağmen çok güzel ve şu satırları yazamayacak kadar çok kısa ...
Hasretinde söylediklerini aklımdan hiç çıkarmadım, zaman zaman, sana kızdım, hiddetlendim, uzaklarda oluşuna ağladım, lüzumsuz bir çok laf ettim. Sazların teline, türkülerin rengine, yamaçlardaki geçmişimize daldım, sızım sızım ağladım, merak etme kimse görmedi, görmeyecekte. Bir gün milyonların önünde, seni ne çok sevdiğimi haykırırsam, bil ki, o gün nergiste bir çiğ tanesiyim ...
Az kalsın unutuyordum, hani babamdan yıllar önce, bayram hediyesi olarak hatıra kalan radyom var ya, yadigara kilitli kalmışım bağışla. Şimdi O, pulsuz bir mektup yazıyor sanki kulaklarıma. “Söyle birbirimizi nasıl sevdik, saçları sırma gelincik, gözleri sürme gelincik, suçumuz neydi bizim ? Sevdik, birbirimizi deli sevdik, saçları sırma gelincik, gözleri sürme gelincik, suçumuz neydi bizim ?”
Toprağa attığın incen filizlenmişti, gürbüzleşmişti, dal yaprağa bezenmiş, en güzel çiçeklerini giyinmişti ki !.. Erken gelen yokluğunun fırtınasına kapılıp, doğduğu toprağın mistik diyarında, yağmur kokularıyla harmanlandı gitti ,maalesef üzgünüm .



ScarletSunShine - avatarı
ScarletSunShine
Ziyaretçi
28 Mart 2009       Mesaj #1036
ScarletSunShine - avatarı
Ziyaretçi
Ördüm yokluğunun sancılarını
Sen üzülme diye satır aralarına ördüm yokluğunun sancılarını. Duyup ağlama diye bir saçak altına sığınıp şimşek gürültülerinde yutkundum sensizliğin çığlıklarını. “

Yüreğinde bir bahar göremeden, kanayan yaralarımı iyileştirmeden çekip gittin. Gitmeliydin, hiçbir zaman dönmeyecek şekilde yüreğimde sana dair ne varsa alıp gittin. Gittin diyorum hiçbir zaman yüreğime gelmemiştin sen. Evet, bu cümleyi kurmamak için ne savaşlar verdim yüreğimin hücrelerinde bir bilsen. Seni üzmemek için acılarımda demlenmiş bu cümleyi hep erteledim dudaklarımdan. Yalnızlığında depreşen yaralarımı görme diye kalemi kırdım, ismini anan dudaklarıma kilit vurdum seni üzecek tek bir kelime söylemesin diye. Sen varken taze tomurcuklar açan kelimelerim yokluğunda paslansın istedim. Sen benim canımdın. Sana ve gözyaşlarına kıyamadım işte. Sana acı vermemek için yüreğimdeki “ senden ” kaçtım. Senin olduğun her yerden uzaklaştım. Hayattan, bu satırlardan kısacası her şeyden kaçtım unutmak için değil senin gidişini kendimden gizlemek için. Gitmelerini erteledim yüreğimin kıyılarında. Bitkisel hayata girmiş varlığını kendi soluğumla yaşatmak istedim. Soluğu tükenmiş bir cana “ canımı “ verircesine yokluğuna anlatan kelimelerden kaçtım..Canımdan canımı koparıp biraz daha varlığında gülümseyebilmek için kendimi seni hatırlatan kelimelerle avuttum. Kendimi “ yalnızlığımla “ aldattım. Gidişlerine kaç kuyruklu yalan uydurdum. Kaç kez kaçınılmaz bu gerçekle aynalarda yüzleşmekten korktum. Hiçbir zaman dillendiremedim senin gidişini hatırlatan kelimelerle. Ama yutkunamadım, dudaklarıma kilit vuramadım işte .” Hiçbir zaman yüreğime gelmemiştin sen. “. Gece olup herkes evine döndüğünde anladım senin bir daha dönmeyecek şekilde gittiğini. Gittin, hiçbir zaman geri gelmeyecektin….


Varlığındayken her gece aradığın vakitlerde ben hala sen ararsın diye seni bekledim sen kokan köşelerde. Seni bekledim hep. Seni beklerken karanlıklarla oyalandım biraz. Körebe oynadım zamanla. Kovalayan yalnızlıktı ben ise sana ve varlığına kaçan oldum. Hep yokluğuna ebe oldum bilmediğim oyunlarda.. Gözyaşlarımı avuç içlerimde saklayıp seni bekledim işte zamanın kör saatlerinde. Seni götüren tarihi alnımın ortasında bir mıh gibi çaktım. Ve hala gittiğin günde hala bıraktığın yerdeyim…Bir gün gelecekmişsin gibi seni bekliyorum sen kokan köşelerde….


Hatırlar mısın bilmiyorum. Senden önceki terk edişlerimi yazdım sana. Acılarımı katık yapıp aynı sofrada paylaşmadık mı seninle. Hüznün içinde umutsuz kaldığımda “ Pes etmeler bize göre değil, yılmakta öyle. Şimdi hadi tut ellerimden. Gir hadi yüreğimden içeri böyle hüzünlü olduğun zamanlar. Orada cennetten bir köşe var senin için. Kuşlar, çiçekler, kelebekler. Orada biraz mutluluk doldur yüreğine, huzur doldur. Sığınağın olsun orası, sığındığın. İçinde akan derede yıkan ve sıyrıl tüm acılarından. “ satırları geliyor dilimin ucuna. Yüreğim ise her satırında seni arıyor. Susup bakakalıyorum senden kalan tek hatıra bu satırlara..Huzur arıyorum gözlerindeki mutluluk ülkelerinin baharlarında. Sığınak arıyorum yalnızlığın ayazlarından kaçıp yüreğimi ısıtabileceğim. Seni arıyorum lakin yüreğimde bulamıyorum. Ruhum gitti derken yüreğim kabullenmiyor gidişine.. Ruhumla kalbim arasında tek başıma kaldım. Gittin mi yoksa giden sadece mevsimler miydi bilemiyorum. Bildiğim tek bir şey var ; yalnızlığında yetim, karanlıklarda sensiz kaldım…


Bu satırları yazarken annem ile kız kardeşim yan odada ben ise sessizce gözyaşlarımla sana akıyordum senin sırtınmış gibi yokluğunu hatırlatan duvarlara yaslanarak. Hiçbir zaman gelmeyecek olsan da imkânsızlığına bırakıyordum fakir kelimelerimi. Ağlıyordum, sesimi kimseler duymasın diye ağzımı ellerimle kapatıp ağlıyordum. Yüreğim gözyaşlarını giyinip sana ve yalnızlığa akıyordu kirpiklerimden. Biliyorum ki bu gözyaşlarım senin için. Kirpiklerimden akan her gözyaşına bir dua ekledim canım. “ Benim her ıslak gözyaşım sana umut dolu bir gülücük olarak dönsün “ duasını dudaklarıma ilmekleyip sana bıraktım ıslak gözyaşlarımı..Ve mektubu okurken ağlarsan dokunma gözyaşlarına, bırak aksın yüreğin satırlara, toprağa. Aksın ki ; susuz kalmış ceylanlar gözyaşlarınla beslensin.


Sen bu satırları okurken ben tek hayalimiz olan kızımıza “ sonbahar mektupları “ yazıyor olacağım. Gittiğin günün tarihini kaderime mühürleyip yalnızlığın demli çayından sensizliğini yudumlayacağım. Seni anacağım yıldızların karanlıklarla dansını izlerken. Ve yağmur yağarken yüreğine dokunacağım usulca.. Bir gün kavuşmamızın ahiretin güneşinde olacağını düşünerek ismini anacağım imkânsızlığın kör saatlerinde. Elinde yıldızlar, yüreğinde beni alarak gelmeyecek olsan da her zamanki gibi gecenin en dar vaktinde seni bekliyor olacağım..


Her kelimem yalnızlığa tutsak.
Her gülüşüm sana uzak.
Yüreğimle yüreğine dokunsam,
Gülüşün düşer haramın avuçlarına.
Gözyaşlarımı yüzüne bıraksam,
İmkânsızlık düşer hasret paydalarımıza.

Güneşler kurutmaz ıslak kirpiklerimizi.
Şarkılar avutmaz ikimizi de.
Gün gelir,
Gözlerimizden akan
Yaş olur ayrılığımız.
Gün gelir,
Yüreğimizi yakan
Yangın olur yalnızlığımız.
Gün gelir,
Yoklukta yüreğimizi dayandığımız sırt,
Uçurumlarda tutunduğumuz bir dal olur
İmkânsızlığımız.

Ve bir gün Cennetin köşelerinde
Sarıldığımız gül kokulu bir sevda olur
Islak gözyaşlarımız…..
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
3 Nisan 2009       Mesaj #1037
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Gidersen;
Boş bir anı dolduracak
Kadehlerin sesinden taşan sarhoşluklar
Sen şişelerin dibinde ararken derin vakitleri
Ben üç şarkıda bir fal tutuyor olacağım adına
Özleyeceğim
Çaldığın kapıların ardında olmak isteyeceğim
Bedbaht nahoşlukla
Alnının çizgileri kader yolum olacak
Boşaltacaksın kalbimi bir gün nihayetinde
Başkaları dolduracak
Ayrı yatakların isimsiz kahramanlarıyla terlerken
Gözlerimizde aynı fotoğraf canlanacak...


Gidersen;
Öfkeleneceğim
Heyhat zamanın beyaz gölgelerini
Saçlarımda göreceğim...
Bulanık hafızamda olacak adın
Titrek ellerimi kalbime götürecek
Sana sesleneceğim
Duymayacaksın!
İzimi silecek zaman
Arasan da bulamayacaksın...


Gidersen;
Yılgın bir kederle yaşlanacağım
Hiç kimse kaderimle beni barıştıramayacak...


Gitme...
Zaman bir kez daha bu kadar insaflı olmayacak....





ELIF SEZGIN
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
8 Temmuz 2009       Mesaj #1038
reyan - avatarı
Ziyaretçi
GİDEN KİŞİ SEVİYORSA GİTMEK DAHA ZORDUR.KALAN KİŞİ GİDEN KİŞİNİN ARTIK ONU SEVMEDİĞİ DÜŞÜNÜP ONDAN SOĞUYABİLİR.AMA SOĞUYAMIYORSA VE EMİNSE GİDEN KİŞİNİN ONU SEVGİSİNDEN OZAMAN KALAN KİŞİYEDE ZİNDAN OLUR HAYAT.OFF YA BENDE BİLMİYORUM KİM DAHA ÇOK ACI ÇEKİYOR DİYE DELİ OLUYORUM ZATEN..ASLINDA LAFIN KISASI KİM DAHA ÇOK SEVİYORSA O DAHA ÇOK ACI ÇEKER...
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
20 Temmuz 2009       Mesaj #1039
reyan - avatarı
Ziyaretçi
Dönüşsüz Gidişler

Yeniden hayata dönebilmek zor
Dönüşsüz gidişler var hatıramda
Bu günden Yarını görebilmek zor
Görüşsüz hükümler var hayatımda

Bir aşk için bir kaç ömür harcadım
Delikanlı çocuk gençlik yıllarım
Hepsini ayrı bir yerde bıraktım
Ölümsüz ömürler var hayatımda

Gönülden seveni bulabilmek zor
Gönülsüz sevenler var yıllarımda
Bir yerde sevgisiz kalabilmek zor
Dönüşsüz gidişler var yollarımda
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
10 Ağustos 2009       Mesaj #1040
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Birakma..

Tut elimden
Birakma..
Sat beni pazar pazar
Sat yarim

Umudum var
İnsanım yar
İnsanca sevilmek sevmek varya

Umudum var
Tut elimi
Vuslat yakındır ey sevgili
Umudum var yarınlarla
Vuslata inan ki az zaman var

Umudum var bin sevda boyu
Kır zincirlerini
Gel benimle

Sevda bir umut
Hasret bir umut
"Sev" dedi Tanrı bana
Sevdim işte..

Ağlama
N'olur gül yarim
Can yarim canan yarim
Ben senin aşkına kul yarim
Götür pazar pazar sat yarim

Öyle güzel bak bana
Beste beste
Şiir siir

Tut elimden
Bırakma..
Sat beni pazar pazar
Sat yarim

Benzer Konular

2 Ekim 2008 / Sedef 21 Taslak Konular
10 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
14 Şubat 2016 / Safi X-Sözlük