Arama

Özlem -1- [Arşiv] - Sayfa 93

Güncelleme: 3 Aralık 2006 Gösterim: 179.748 Cevap: 1.193
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
8 Kasım 2006       Mesaj #921
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Hiç özlemedim seni
Özlemek dostluktandır
Sponsorlu Bağlantılar
dostluğundan öte bulmalıyım seni

Sıcaklığını bulmalıyım
dokunuşlarını, kenetlenişi
Terimizle sulanmalı yeryüzü
güneş terimizle ışıldamalı sabah olunca

Apansız fırtınalar çıkmalı
sarsılmalıyım

Özlemek
yanında olmak isteğidir
gülüşünü görmek biraz da
Hiç özlemedim seni

Saçlarına gül takmam
bir ırmak gibi akıtırım ovaya
soluğunla yanar
dudaklarımın bozkırı

Akkor halindeki ufuk
bakır bir tel gibi eriyip gider
kraterler ortasında kalırım

nazlisu - avatarı
nazlisu
Ziyaretçi
8 Kasım 2006       Mesaj #922
nazlisu - avatarı
Ziyaretçi
Özledim

Sponsorlu Bağlantılar
bugün de akşam oldu
her taraf birazdan sessizliğe kavuştu kavuşacak

son servis aracı az önce kalktı
sıkı bir gürülütü ile

yağmurla ıslanan yollardan
araçların seyir sesleri
tırmalıyor kulaklarımı

derinleşen duyguların az ötesinde
kaldı hayalerim...
boş fincana takılırken gözlerim
yudumladığım çayın tadı damağımda..
buruk özlemler yaratıyor..

ve
her zamanki gibi
dilimde ezberlediğm keyif veren şarkılar
kulaklarımda ince tınılı bir sesin tatlı fısıltısı

şimdi bir ben miyim...
gülün kokusunu duyan
ya da
bir ben miyim
düşler kuran...

the_pretty - avatarı
the_pretty
Ziyaretçi
8 Kasım 2006       Mesaj #923
the_pretty - avatarı
Ziyaretçi

Ebedi Özlem



Sana özlem ibadettir!
Beş vakit gözlerindir
yüreğini süresiz tavaf etmektir.
Esirin olmaktır özlem
Varlığında ebed yaşamaktır

Sana özlem vatandır!
Doğmamış çocuktur.
Yaşlanmış coğrafyama yüz sürmektir.
Ağlayan analardır özlem
En kadiminden bir şehirdir.

Sana özlem savaştır!
Katli vacip zalimdir.
Uslanmaz beyinlere cevaptır.
Zavallı bir kurşundur özlem
Acınası bir yaralı bedendir.

Sana özlem barıştır.
En güzel şarkıdır.
En uzunundan bir serüvendir.
Kendi dilinde haykırıştır özlem
Anlatılması garip bir öyküdür....
nazlisu - avatarı
nazlisu
Ziyaretçi
8 Kasım 2006       Mesaj #924
nazlisu - avatarı
Ziyaretçi
Özlem

Hatıralardan kulaklarıma gelir bir ses.
Yaktıkça viran eden o güzel nefes.
Baktım ardım sıra sen misin? diye.
Ne gelen var ne de soran bu kez.

Yalnızlık içimde bir çiçek, her mevsim açar.
Sanma yaşatır beni senden geri kalanlar.
Baktım ardım sıra hatıra mısın? diye.
Ne unutur seni bu gönlüm ne de hatırlar.

Zaman karlar yağdırdı önce saçlarıma.
Sonra gözyaşı döktürdü avuçlarıma.
Baktım ardım sıra sebebim misin? diye.
Ne sensin ne de başka biri yarınlarımda.

recruit87 - avatarı
recruit87
Ziyaretçi
8 Kasım 2006       Mesaj #925
recruit87 - avatarı
Ziyaretçi
sensiz gecelerin koynunda
uyku girmez gozume
bu karanliklar beni eritsede
vazgecmem senden
askin alevinden..
the_pretty - avatarı
the_pretty
Ziyaretçi
8 Kasım 2006       Mesaj #926
the_pretty - avatarı
Ziyaretçi


Özlem


Özlem
Gökteki yıldızlaradır
Bulutların ardından gözkırpanlaradır
Geceleyin esen meltemedir özlem
Dursam beklesem
İçten bir şarkı tutturupda özleme söylesem

Kıvransam uyuyamasam
Bir hayal görsem
Pembeler içinde özlem
Ayaza kadar seni görsem
Elimden bırakmasan özlem

Bir çiçek versem bir düş kursam
Özlem desem özlemim desem
Özlediğim en içten düş olsan
Seni beklediğim her zamana bir tomurcuk eksem
Açan çiçekleri başından döksem
Özlem desem sanadır desem
Minikte olsa bana bir hoş gülücük versen
Ve giderken ben karanlığa sayende gülümseyebilsem özlem
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
8 Kasım 2006       Mesaj #927
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar
rüyalarımıza melekler uğrardı.
Kapımızdan yoğurtçu
bahçemizden ishakkuşu
kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi.

Kışın bir sobamız olurdu
sobanın yanında kedimiz
kedinin önünde yün yumağı
bir Hayat Bilgisi fotoğrafı gibiydik.

Yerli malı kullanan
yurdun üç tarafı denizlerle çevrili
kuruüzüm incir fındık
tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren
kuru üzüm ve inciri satan
karşılığında
çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan
bir toprağın fertleri...
Biraz yoksul biraz mütevekkil
biraz mahcup biraz kırılgan
biraz naif ama hep umutlu...

Özlerdik.
Memleketteki halamızı
ince doğranmış bir dilim pastırmayı
yurttan sesler korosunu
akşam komşuluklarını
radyo tiyatrolarını
sabah ezanını
kalaycıyı bozacıyı
münir nureddin şarkılarını
orhan boran yarışmalarını
kandil gecelerini duvar sarmaşıklarını
bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını
okul önü koz helvalarını
akşam oturmalarını
ve hayatı...

Top oynardık
ip atlar kedi kovalar
taşlarla birbirimizin başını yarar
mahalle savaşları çıkarır
gece olunca da tutar babalarımızın elinden
yazlık sinemalara gider
Sadri Alışık Vahi Öz
Belgin Doruk Cüneyt Arkın seyreder
Olimpos gazozları içer
güler eğlenir bağırır çağırır
dönerken yıldızları sayardık.
Biz sıkı çocuklardık.

Hepimizin birer yıldızı vardı
onlara isim takardık
onlar da bize isim takardı
pus ve dumandan önce bu şehrin
geceleri gökırpan ve isimleri takılan yıldızları
vardı.

Benim yıldızıma Mehlika adını vermiştik
biz kimseden yana değildik.

Kimsenin de kendinden yana olmasını istediği birileri
olmazdı
Bir değirmendeydik
öğütülen
öğütülürken türküler söyleyen
buğday başaklarına benziyorduk.
Ben
çorbalardan tarhanayı
yemeklerden kurufasulyayı
sigaralardan Harmanı
belki bunun için çok sevdim.

Yollar bozuk musluklar bozuk
ziller bozuk paralar bozuk
ama adamlar sağlam idi.

Bu şehrin yıldızları vardı.
Saçlarına kurdelalar takan
çivitle yıkanmaktan aşınmış beyaz çoraplarına
leke bulaşmasın diye su birikintilerinden sakınan
gözleri önünde
yürekleri ve beslenme çantaları ellerinde
küçük çocukları vardı bu şehrin
bu şehrin yıldızları vardı.

Ben Fenerbahçeyi amcam Vefayı tutardı.
Konya tahıl ambarı Mersin muz cennetiydi.
Taksimden Fatihe troleybüs kalkar
Şişhanede mutlak raydan çıkardı.
Vallahi hayat zor ve fakat çok matraktı.

Muammer Karacan’nın adına bir tiyatro binası yoktu
bizzat kendisi vardı.

Başımız ağrırdı komşumuz vardı
gönlümüz daralırdı komşumuz vardı
Çorbamızı umutlarımızı
memleket kadar kalbimiz paylaştığımız komşularımız
vardı.

Geceleri bekçimiz
gündüzleri sütçümüz
bizim kadar zayıf da olsa
nohuta ve makarnaya alışmış da olsa
Sarman adında bir kedimiz
ceplerimizde kırık misketlerimiz
çamur bulaşığı ellerimiz
ve gülümseyen bir yüzümüz
kimseye göstermekten utanmayacağımız bir içimiz
biraraya gelerek çektirebileceğimiz
bir aile fotoğrafımız vardı.

Bir sabah bütün iyi şeylerin
Ayvansaray iskelesinden
hayal ülkesine doğru demir alan
bir şirket-i hayriyye vapuru gibi
aramızdan ayrıldığını gördük
Sonra Ayvansaray’ın sularının çekildiğini yazdı
gazeteler.
Süheyla hanımın Raci beyin
Melahat mehveş ablanın
Niko’nun Ercüment efendinin çekildiğini ise
yazmadılar nedense.
Ama yok ama yoklar.

Ne Harman sigarası kaldı geriye
ne Olimpus gazozu
ne Sadri Alışık.

Kalan bir tortuydu belki.

Belki kırık bir rüya denizi
belki suya düşürdüğümüz suretimizin
cep aynamıza nüktedan bir yansımaydı herşey.
Herşey Maltepe sigarasının
hep arandığında
her bakkalda bulunabilmesi ile
büyüsünü kaybetmişdi belki de .
belki de biz bir rüya mı görmüştük?

Hadi hepsi yalandı.
Hadi hepsi hayaldi.
Hadi hepsini ben uydurmuştum.
Ama rüyalarımızın melekleri
ve soframızın daim konukları kuşlar?
Ya onlar?
Onları siz de görmediniz mi?
Sizin de sofranıza konup
rüyalarınıza uğramadılar mı?
Onlar da mı yalandı?
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
8 Kasım 2006       Mesaj #928
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
SENSİZİM
Üşüyorum,
Sensizim,
Yalanlarla dolu dünyada
Yinede sensizim,kimsesizim...

Üşüyorum,yüreğim buz tutmuş gecemde.
Seni düşünürken
Dilimde tek bir hece,
Sensizim yine bu gece..

Kalbimde aşk,yüreğimde bitmeyen sevdan.
İçimi kaplayan ateş,
Isıtmıyor sensizken beni,
Isıtmıyor buz tutmuş bedenimi...
nazlisu - avatarı
nazlisu
Ziyaretçi
8 Kasım 2006       Mesaj #929
nazlisu - avatarı
Ziyaretçi
sen yokken
seni getirir diye
yakamozda saklardim sevgilerimi
ve hep geceleri okurdum
sana yazdigim dizeleri

seni getirir diye dalgalar
kiyilara yakin dolaşirdim ben
gelir de islatirsin diye
ayaklarimi ve tenimi,
umut iklimlerinde geleceksin
birgün diye;
ben yaşamazdim bahari içimde
ikimiz açariz düşüncesi ile...

hiç şiir yazmak istemezdim inan
mümkün olsaydi senle olmak
hiç karalamazdim inan ki
bugulu camlarima adini
ve isyana gelmezdi gecelerim
kucak açmazdi acilar bana
sen olsaydin,
hayatim sen koksaydi
the_pretty - avatarı
the_pretty
Ziyaretçi
8 Kasım 2006       Mesaj #930
the_pretty - avatarı
Ziyaretçi
Bir deli özlem bu..


Özlüyorum seni,
Yalansız bir özlem bu
Dolansız, saf bir özlem.
Yeni doğan bir çoçuğun
Minicik elleri gibi
Yumuşak ve mazlum
bir özlem bu...

Gökyüzü kadar büyük
Senin kadar yüce
bir özlem bu...

Hasretten ağlayanan sevdalıların
Yıllarca kavuşamayanların
İki gün bile dayanılamayan
bir özlem bu...

Ne yapacağini bilmeyen
Telefonlar bekleyen
Ağlayan, isyan eden
Kendisini harap eden
bir özlem bu...

Yolda yürürken
Otobüslere dört gözle bakan
Belki, onu görürüm diye
Kıpır kıpır yerinde duramayan
Salak salak, bos bos gezinen
Seni arayan bir özlem bu.

Bulutlara baktığında bile
Sanki seni göreceğini sanan
Orda olmadiğını bilen
Ama yinede şansını deneyen
bir deli özlem bu...

Yani güzelim,
Bir kalpsizi bile,
Ağlatabilecek,
bir deli özlem bu...

Benzer Konular

18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
7 Mayıs 2008 / estudiantes Spor tr
11 Aralık 2015 / asla_asla_deme X-Sözlük
16 Şubat 2015 / Jumong Basın/Magazin tr