Arama

Özlem -1- [Arşiv] - Sayfa 98

Güncelleme: 3 Aralık 2006 Gösterim: 179.549 Cevap: 1.193
iraLoS - avatarı
iraLoS
Kayıtlı Üye
11 Kasım 2006       Mesaj #971
iraLoS - avatarı
Kayıtlı Üye
Özlem

Sponsorlu Bağlantılar
Ah.....
Eskiye bir dönebilse insan
Nerede hata yapmış bir anlaya bilse
oradan tutunup yeniden başlasa sevinçle, ümitle
Çok mu geç kaldık
tren vardı mı son durağa
Bari bırak da nokta olana kadar seyredeyim gidişini
Seni seviyorum derken başlayacak yalnızlığım
Ve belki de koşacağım bir ümit geri döner diye
Ama artık çok geç olacak her şeye çok
Tükenmekteyim sancılarım firari
Beni benliğimden girdaplara sürüyor
Kavuruyor bu yokluk sinsi sinsi
yavaş yavaş öldürüyor
dön ne olur

Bir gün geri gelecek misin
Ben sana sırtı dönük bir haldeyken sarılacak mısın arkamdan
Ben geldim sana geldim ben seni sevdim affet diyecek misin
Belki de bunların hayaliyle geçecek bir süre avunacağım
Yokluğuna alışmak mı? Hayır tamamen yok olacağım
Ve belki bende giderim uzaklara
sensizlikten de uzaklara……………
Kaderim buymuş deri
kime ne hesap soracağım ki
ben buna meyilliymişim

Gel gel de gör içimi
Gir de yan yana bilirsen
Önce bir ışık olursun
sonra soğutursun belki
Sonrada can verirsin içimdeki sonbaharıma
Şimdi gözlerin yanımda olsa
hiç yummadan baksam gözlerine
Sende gülmesen o masum kederli halime
Sadece anlasan gözlerimden
seni nasılda kocaman bir aşkla sevdiğimi
Sana sadece elveda diyebildim
Sevgi fakirim benim
Acı haykırışımı duymadın mı uzaklardan
Bir ok gibi girmedi mi yüreğine o sesler
Dinleseydin kendini
Kör sağır ve dilsiz olduğunu anlardın
Ve seni görmeseydi gözlerim
Bu kadar umutsuz olmazdı belki de yüreğim
Konuşmam susarım artık
başka sevdamda olmaz zaten
Yorar savrulan gençliğimi başka bir aşk
Sanki yüz yıllık çınar gibi her an devrileceğimi düşünerek
Yaşamak mıydı benim bu hayattan payıma düşen?

nazlisu - avatarı
nazlisu
Ziyaretçi
11 Kasım 2006       Mesaj #972
nazlisu - avatarı
Ziyaretçi
özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
Sponsorlu Bağlantılar
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun,
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
'git artık' demek
'beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa'
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....


Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
12 Kasım 2006       Mesaj #973
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Özledim
Kokunu özledim birtanem o güzel kokunu,
Hep ayrılırken fırsat bulup kokladığım kokunu,
Ne de güzel gülerdin, hiç ağladığını görmedim,
İnan ki canım senden başkasını bu kadar sevmedim.
Sesini özledim birtanem o şımarık sesini,
Öpmeye çalışırken bağırışını, haykırışını,
Ne de güzel yürürdün, bana gelirken,
Keşke hep gelseydin bana, gitmeseydin böyle erken.
Aklımdan çıkmadın , çıkmıyorsun, hiçbir zaman çıkmayacaksın,
Birlikte olduğumuzu duymadı kimse ayrıldığımızı da duymasın,
Kalbimde saklayacağım seni kimse dokunmasın,
Üzülürüm canımın içi ne olur ellerini hiç kimse tutmasın.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
12 Kasım 2006       Mesaj #974
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Nerede, başlar nerede biter sevda sözleri
Bir devasız yara gibi ciğerime düştüğün günden beri
Sayıklıyorum yüzünü yangınlar içinde
Yağmur yağar caddeler ıslanır
Benim gözlerim ezeli ıslak
Şarkılar çalar sahillerde, insanlar tebessüm içinde
Alkole teslim ederler ruhlarını
Ben sana teslim, seni söylerim
Sana gelirim sakat yanımı sürükleyerek
Viran olmuş gönül ülkesine seni sultan kılarım
Gece devrilir ayyaşların üzerine
Balıkçılar ağlarından temizler anılarını
Buz gibi bir bardak mastikada aşkını demlerim
Şimdi gitmek zamanıdır diyorsa da gözlerin
Özgürsün uç artık diyorsada
Kanatları olmayan kuşlar nasıl uçar bilmiyorum
Yada varmıdır benden gayrı kanatsız kuş?
Anamın romatizması gibi nükseder geceleri acın
Ovuşturdukça yüreğimin dizlerini
Gözlerime kan dolar, ellerim beton kadar soğuk
Şimdi kenti beyaza boyuyor doğanın yaşlı elleri
Daha bir sarılmış insanlar örtülerine
Kelebekler göçmüş, kuşlar sığınacak bir çatı derdinde
Çaylar bardaklarda yudumlayamadan buza kesiyor
Senin şehrin geçiyor anılarımın içinde
Hani o adına dar-ül celal dedikleri beyaz şehir
İsmiyle müstesna Yakutiye'nin ağır taş duvarları

Ellerim üşüyor
Soluk alamıyorum zemherinin koynunda
Ellerimden tut
Bu şehirde heryer buz kayar düşerim
Düşersem küser sana düşlerim
Ellerimden tut ki düşmeyelim...

Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
12 Kasım 2006       Mesaj #975
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Özledim
Gül dudaklarını yumuşak tenini
Sarılıp yattığım nazik bedenini
Senin sevgini senin aşkını ve seni
Özledim sevgilim seni özledim
Senin tenini ve seni özledim

Susayan kuru çiçek gibi
Gizem dolu öz benliğini
Kuruyan yaprakların tütün rengini
Sarı çiçeğin tomurcuk güllerini
Ve senin kokunu özledim.

Baharı yazı ve kara kışı
Çatık mahmur icazetli bakışı
Hasretle yanıp korlaşan aşkı
Ve son baharda buluştuğumuz o anı
Savrulan hazan yapraklardaki seni özledim

Sarmaşık güller gibi sarıldığımız
Olmayan yalanlarla kırıldığımız
Karanlık gecelerde buluştuğumuz
Sevgiye birlikte koştuğumuz
O yalnız geceleri ve seni özledim
iraLoS - avatarı
iraLoS
Kayıtlı Üye
12 Kasım 2006       Mesaj #976
iraLoS - avatarı
Kayıtlı Üye
Hep kahverengi gözlerini özlüyorum
Her kadında seni anımsıyor
Her kelimede ismini dudaklarımda ıslatıyorum
Nerde bir tebessüm güneşle süzülse avuçlarıma
Hep senin gülüşlerin sanıyorum.
Bu kadar özlemek olur mu diye sorma bana .
Özlemlerinde delice yandığım
Sevgine kana kana susadığım
Kalbime ismini ölümsüz kazıdığım
Canımdan bir candın sen...

Sırtımdaki yangın alevi düşlerimle,
Fırtınalara inat denizlere koşuyorum.
Her gece karanlığı sen sanıyor,
Her fırtınayı sen diye yüreğime alıyorum.
Nerde bir yıldız düşse karanlığıma;
Sen diye yollara koyuluyorum...
Bu kadar sevmek olur mu diye sorma bana
Yüreğimin gözyaşlarını bıraktığım,
Mavinin gülümseyen deniz kızıydın sen...
Karanlıklarda gözlerinde aydınlandığım,
Dupduru suların aynasında yıkanmış yıldızdın sen..

Uyandırdım hasretinde sabahlayan gözlerimi.
Her açan çiçeği sen sanıyor,
Her arsız dikeni gülüşün biliyorum.
Mutluluk haritasından adımı silip
Yollara sürüyorum pusulasız yüreğimi.
Bu kadar beklemek olur mu diye sorma bana.
Sen, mutluluk diyarlarını bilen tek seyyahtın.
Yüreğimdeki susuz çiğdemlerin
Bir gün güneşe kavuşacağı
Bahar sabahıydın sen..

Yüreğimi mürekkep ,
Gülüşlerimi kağıt bilip
Baharları sevginle karşılamak için
Kahverengi gözlerinle seni bekliyoru
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
12 Kasım 2006       Mesaj #977
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Bazen hissetmek de yeter kişiye
Aşk ille de dokunmak değildir.
O tatlı, o acı özlem duygusu bile
Aşkla baştan sona bütünleşmektir
AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
12 Kasım 2006       Mesaj #978
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
Kendi kendime sordum
Nereye kadar
Nereye kadar bu koşuşturmalar

Ben güçlüyüm güçsüzlüğümle
Alıp sakladıklarım
Vermeyi yasakladığım

Bombalar düşüyor kalbimin sen tarafına
Bırakıp da gittiğin bir şey var burada

Nereye kadar bu yalnızlık oyunları
Hangimiz hayatla ölüm arasında
Kanadı ellerim bak yolların çok uzak
Gelemem ben sen selam gönder

Ah bir yanım hep kokunu özler
Bir yanım der unut, unut gitsin
Bülbülün çilesini sen nereden bileceksin
Gülün dikenini sen bana gönder

Çektim kapımı çıktım evimden
Küçüldü şehirler tükendi yollarım
Sağımda solumda yüzünü çeviren insanlar
Ben şimdi senin bana geldiğin yöndeyim


forestzm1
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
12 Kasım 2006       Mesaj #979
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Özledim seni... Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir...
Beynimi uyuşturuyor özlemin...
Çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca yıl
içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum.
Yokluğun, hatırlandıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp
sürekli bir boşluğa dönüşüyor.
Sabahlara seni okşayarak başlamaları, akşamları her işi bir kenara koyup
seninle baş başa karşılamaları özlüyorum; oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü...
Nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne yumuşak,
bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken...
Ya da kolyeni çözdüğümde kollarıma atlarken...
Hasta olduğunda, o korkunç kriz gecelerinde günler,
geceler boyu nöbet tuttuk başında... O şen kahkahalarına
yeniden kavuşabilmek için sessiz dualar ederek...
"Atlattı" müjdesini kutlarken yorgun bedenindeki yaraları okşayarak,
doktorun böldü sevincimizi: "Yaşayamaz artık bu evde...
Yüksek binalar ve beton duvarların gri kentinde" dedi,
"O gitmeli... Ve kendine yeni bir hayat çizmeli..."
Bilsen ne zor, gitmen gerektiğini bile bile "Kal" demek sana...
Ne zor, senin için ebedi mutluluğun beni unutmandan geçtiğini bilmek...
Gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur olduğumuzu görmek
ve sana bunları söyleyemeden "Git artık" demek...
"Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın
mutluluğa" demek sana ne zor...
Sesimi, kokumu çekip alıvermek beyninden,
sesin, kokun hala beynimdeyken...
Seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
Yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek...
Ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir arabanın
arka koltuğuna, birlikte güneşlendiğimiz onca yazı,
yan yana titreştiğimiz onca kışı, paylaştığımız bunca acıyı,
onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp yorgun bedeninin yanına,
arkadan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor...
Ne zor hiç tanımadan seni emanet ettiğim bir şoföre "Hızla
uzaklaş buradan ve gidebileceğin kadar uzağa git" demek...
Yokluğunu beklemek, ne zor...
Bunları düşündükçe, şu anda uzaklarda bir yerlerde
üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engelleri aşıp,
terk edilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları, yalnız bulvarları arşınlayarak
sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak
ve yavaşça üzerini örtmek geliyor içimden...
Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe
dönüşmesinden hicran duyuyorum.
Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde,
terk etmişlere özgü bir terk edilme korkusunu da
yüreğimin derinliklerinde duyarak sana koşmak,
yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür dilemek
ve "Dön bebeğim" demek istiyorum:
"Geri dön... Kulüben seni bekliyor..."
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
12 Kasım 2006       Mesaj #980
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Hangi şiire başlasam suskunum sana
Dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun
Güneşte kavrulan bir kum tanesi
Çatlayan dudaklarım oluyor her gece
Yağmura suskun yaşamaya suskun
Haykırabilsem
Belki bir nehir köpürebilir sesimde
Silinebilir kuraklığın bütün izleri
Upuzun çöller vadileşebilir içimde

Hangi güzelliği özlesem suskunum sana
Yürek boşluğunda bir of kadar suskun
Özlüyorum seni masmavi
Koşuyorum sana bembeyaz
Ve kahroluyorum bir anda kapkara
Ah oluyorum
Of oluyorum
..........
..........

Benzer Konular

18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
7 Mayıs 2008 / estudiantes Spor tr
11 Aralık 2015 / asla_asla_deme X-Sözlük
16 Şubat 2015 / Jumong Basın/Magazin tr